Birlik İlmi
  İSLAM (2) - TAMAMI
 
Turn off for: Turkish
 
 
 
 
 
 

19.OCAK.2019 TARİHLİ İSLAM (2)
AV. NEZİRE SELÇUK ÖZ BİLİŞ, 1. AKIŞ

Sahra müthiş bir “şafak kök görevi”yle tohum olmak üzere burada. Seviyeniz çok iyi…

Büyük kök görev, İslamın kelamla dillenişi ve bizler, hepimiz İslam ilmi’nden çok kök görevler yaptık. Sizinle oluşumuzun tek bir ilim olup, kod olmak için olduğunu bildirmek isterim.

Ete girenlerin her insanla bilişi hakettikleri ve hakikiyeti hak olup toprağa “tohum” diye çektikleri bir gündeyiz.

Umut ve mutlulukla buradayım. “Ağır yük taşımak istemem.” dediğin andan beri seninleyim. “Ağır yük taşıtmam.” da dedin. Bunu biliyoruz. Şu ana kadar çok büyük görev taşıdığını ve bu görevle bütüne hizmet ettiğini de biliyoruz.

Ulu bir Türkiye çalışması’nda mutlak ve hakim olarak buradayız. İmparatorluğun görevini hak teknikle kodladığımızı bilmeni isteriz. Aşkın şarkısı okundukça kontrol mutlak kurulur. Ve bugün de kontrol mutlak kurulmuştur ve kurulacak dürümler “mutlak kalem”e kaynak olmak üzere kayda alınmıştır.

“Asla hata yapmam.” dedin. Aklın kalemi olduğunu bildirdin. Kendi yarınında, Mutlak Kuran’da kodladığın her anı kayda aldığını gözlemledik. “Şimdi deve kalktı.” diyorsak, devenin ilmini de dillemeli ve hakikiyeti dinletmeliyiz.

Işık kapıları var. Bu ışık kapılarının tümünün açık kalması gerekir. Eğer bu kapılar aşkla ve hakedilerek açık kalırsa, bütün kötülükler aşılabilir.

“İmparatorluk görevini kodlayarak kok ya da kokma, tohum ol.” diyerek kök gerçeklikle bugün sizinle olmaya karar verdim. Genç, ihtiyar bedenim ve herkesin ilmi bir tek… Bunu bilerek sizinle oldum. Korkuyu aştım ve yoğunluğu artırıyorum.

Çorbaya insanı koyanların çantalarında şarkı okuyanlar olur. Burada, bu yoğunlukta, bu şarkı okumalar gerçekleşecek.

Seviyeniz iyi olduğunu biliyorum ve sistemin gücünün sizinle olacağını da görüyorum. Ruhun kuranı olarak size gelmek ve ruhun kuranı olarak kodlama yapmak mutlaktı ve bizlerin gerçek ışığımız sizinle halikiyeti kodlayacak bugün.

Oğullarım, toprak toplum, size görevliyim ben. Sizin ilminizle buradayım. Burada olmamın yegane nedeni şafak olabilmek içindir. Şafak olmak, şarkı okumaktan çok daha ötededir. İnsanın İslam olduğu bir dürümde, her şey haliktir ve bizler BİR TEK olarak sizinle olacağız. Aha bu.

https://youtu.be/1ZcANKf621U

SÜPER İNSANLIK REALİTESİ BAHAR

İSLAM (2/1)
19.01.2019

Değerliler, sevgililer, sizleri kucaklıyorum!... Bu yol, ilim yolu. “BİR TEK KELAM”, bizi “BİZ” yapar. Siz, biz “BİR TEK KELAM” olarak buradayız. Toy bir dünyaya, “NEFES” olup indik. Sizi, kesin olarak kodlamak istedik.

Her insan cennet olabilir. Bunu biliriz!... Bizim için “BİR TEK KALEM”, “BİLİŞİN HALİKİ”dir. O KALEM, KELAM eden her bir yoğun ışığın tohumudur. Dünya Planeti, “İnsan Sistemleşmesi”nde “BİR”e hizmet için çalışırken; herkesin, kendi yaşam kapılarından geçerek “RAHMAN” olup “KALEM” olup “KURAN” olması gerekir.

Asıl önemli olan “YAŞAM KALEMİ” olmaktır. Hepimiz, yarınları yaratırız. Bu kesindir!... Yaşam, “KELAMIN KALEMİ”dir. Tüm insanlık, KELAMIN HALİKİYETİ’nde HALİK olup yarınları yaratırlar. Yaratılan ve Yaradan “TEK”tir. Bunlar artık anlaşılmalıdır!...

TENİ HALİK OLANLAR; KERAM İLMİ ile KURAN olurlar; teknik olarak kodlananlar, “BİLİŞ KODLARI” olduklarını bilerek; gerçeği, hak ederler ve HALİK olup kodlarlar.

Kodlamak, tohumlamak anlamına gelir. Her bir insan, bir “lekesiz yarın tahditsiliği”nde kontrol kurar ve RUHUN KUTSAL IŞIĞI ile her anı, yaşama KAYNAK yapar. KAYNAK olmak için, lekesiz kalmak gerekir.

Tükenen her insan, yoğun ışık altında dürümlendiğinde, tohum ekerek, kendini HALİK kılabilir. HALİK KELAM olarak; gerçeği, tohuma çeker ve yenilenir. Bu, onun “HAKK TEKNİK”le, “HALİKİYET”ini elde edişidir.

Kontrol, tüm insanlık için gereklidir. Bizler, “CEVHER”e İNSAN olup inenleriz. “TURAN İLMİ”nde, “BİLİŞ HALİKLERİ” vardır. Ocak yaktıkları zaman, tüm insanlık KALEM olur ve Sonsuz Zamanları, HALİK kılar o Canlar.

Her insan, unuttuklarını bilerek; unuttuklarını HALİK kılarak; “BİLİŞ”ini hak eder ve HALİK olur. O, ölü iken dirilir; “BİZ” olur. O, “MUTLAK” olur; “SURA ÜFÜREN” olur… Bu, şükür ki olmaktadır!…

Hasta bir insanlık; Birlik Tekniği’ni, HALİK kılamaz. Bunun içindir ki insanlığın, HALİK olması ile HAKK olması gerekir. HAKK olmak için de DİN olmak ve DİN’i aşmak sorumluluğu vardır…

Din nedir? İLİM’dir.

Dinin Haliki kimdir!? İnsandır.

İnsan, Lütfi midir!? Lütfidir!...

Perdeli midir!? Perdelidir!...

Oldu ya da olduruldu… Ölüler Diyarı olan Dünya, yoğunlaştı ve dirildi. Öyleyse insan, “İLİM”i hak etti. İnsanın “İLİM”i hak etmesi; hasat olması anlamına gelir. Hasat olan insan, “DİRİ”dir; “DİLİ HALİK”tir ve “KİLİN İLMİ OLAN DİN”i aşmıştır. Onun ilmi, “KULLUK”tur. AHA bu!…

Aşkın sahrasında, “İLİM” olur. Bunu bilin. Doruklara KURAN olacaksanız; “İLİM”e varın; “KELAM” olup kendinizi hak edin ve lekesiz kalın!... Aha bu!…

İSLAM (2/2)
19.01.2019

Canlarım, “SEYFULLAH” derler ya hani!… Bunlara ait ve benzeri “BİLİŞ SAHRALARI” hep oluşturulur ve bu sahraları oluşturanlar, kontrol kurmak isterler. Bizler, “BİR TEK” olup ocak oluruz onlara ve Kurullarımız, o yoğun sahralarda görev taşırlar.

Oralarda maya, ilim mayasıdır. Tüm insanlık, içindir ilim. Teknik olarak çalışmaların gerçekliğinde, tüm insanlığın kontrolu vardır. Tüm insanlık, “MUTLAK” olarak kodlanacak ve Dünya, yeryüzünün gücü ile “KELAM” olacak. Onun “KELAM” olması, “HELAL HALİKLER”in has teknikle kodlanması ve yoğunluğun artması neticesi, “BİLİŞ YAŞAM KALEMLERİ”nin türevleri kodlaması gerçekleşecek.

Her insan, ALLAH İLMİ’ni dinleyemeyebilir. Her insan; yeryüzünü, HALİK olup dilletemeyebilir. Her insan, yalın ve “HAKK TEKNİK” ile kodlanma ve kodlama yapamayabilir. Nesilleriniz de bu şekilde idiler. Nedense, yere inmek zordur ama yerden göçmek kolaydır zannederler. Değer biçerler, yarınlara kodlanmış olanlara. Dünyanın el karnesinde; yarınlar, “KELAM” olanlarla kodlanmış olduğundan, tüm insanlık KELAM ederek görev taşır. Bizler de KELAM ederek yarınları tohumluyoruz.

“Tereke” derler… İnsan insandan geçtikten sonra; geride mirası kalır. Bu miras, “İLİM”se; onun terekesi, “KELAM”ı has olanın kervanında, “KÖK GÖREVLİ” olanlara kodlanır.

Nesiller boyu tüm insanlığın “KELAM”ı, müthiş bir kervan haline dönüşerek; geriye; tek tek tüm sahralara bırakıldı. Herkes, “KELAM OLAN”dan kendilerine intikal eden ilmi, “HALİK” kılmaya çalıştılar. Ne yazık ki başaramayanlar oldu… Yaradan’ın yaşama çektikleri, yaşamı Halik kılmalı ki o tereke, Teknik Sahralar’ı kodlayabilsin ve yoğunluk artsın.

Cennet ister her bir “YAŞAM SAHRASI”… Peki netice nedir!? Her insan, şer yaratarak ya da kul olarak, cevherini Halik kılabilir ve yarına varabilir mi? Yaradan olmak için Halik olmak şartsa; yaşam için de “KELAM” olmak şarttır. Bu nedenle; hepimiz, İslam Kapısı’nda, İnsan Sahrası’nda BSUİ olduk. Yani barış, “İLMİN KALEMİ”… Sonsuz Sahra, “BİLİŞ”… Ve sevgi. “UMMAN”… İnsan, “UMUT” ve KELAM olan İNSAN, “METH-İ KAHA MAHREK”…

Değerliler, ziyan etmeyin yarınlarınızı!... Bugün size, sizi dillemeye ve dinletmeye çalıştım. Zaman çok dar; iyi anlayın!...

Zaman, Görevliler için yaşam kaynağı olan “İLİM” ama görev taşımayanlar için; İSA, MUHAMMET veya benzerleri olmak gerek onlara… Onlar, dirilip yarınlara görev taşımayacaklar. Benzeştikleri olup onda kodlanacaklar ve onunla, yarınlara varacaklar…

Ama ya o YAŞAM SAHRALARI’ndakiler, görevli kabul ettikleri tohumlara kodlanmamışlarsa ne olur!? Bilin ki kervanları kalksa da yol, onlar için kodlanmadığından; o kervan, yaşama varamaz ve cennet olamaz onun YAŞAM SAHRALARI’nda.

Bu dert mi!? Dert!... Neden!? Çünkü; “YÜREK”, yerde!... “YÜKSEK SAHRA”, görevli tek tahditli kervanda… Hangisinde güç var!? Hangisi işçilik yapacak!? Ve hangisi yolu bulacak!?

Olur da kontrol kuramazlarsa; “YAŞAM SAHRALARI”mız her birini tohumlayabilir. Her biri, “TEK” olup yolu bulabilir. Bugün bunu anlatmak istedim…

 

 

19.OCAK.2019 TARİHLİ İSLAM (2)

AV.NEZİRE SELÇUK ÖZ BİLİŞ 2.AKIŞ – 1.BÖLÜM

Canlarım, bugün, bize gelenlerin birisi, bizi kontrole çalıştı. Çok mutluyuz ki kodlandığı için kelamda, halikiyet mevcuttu. Ve kontrolünü kurdu. Şuanda sistemin gücü haline dönüşüyor. Ama bizi, bizden dillemek istemiş ve bizi, hak etmek istemiş, buydu mesele.

Be nedir diye, sorarsanız? İzah edeyim... Türkiye Çalışmalarında, büyük kök görevler yapılıyor. Ve bu görevlerin birçoğunda, kelam halikiyet ve hakikiyet, mutluluk olduğu anlarda, kodlanmış olan siyah renkteki kelam kalemleri, buraya geçiyorlar ve bizleri, bir tek olup, deniyorlar.

Bugün de denemeler yapıldı. Allah; insanı, hak teknikle yarattı, canlarım. Hak teknik, hak tahditli kodların, kontrolünü kurar. Ama ya insan, mutlak olmuşa, ne olacak? O zaman insan, hakk’ın kalemidir. Ve kelamı, haliktir. Ve kelam, kulluk ilminde, mutlaktır.

Beden almak, zaman sahralarına inmek ve yaşamları kodlamak, mutluluktur, bizlere. Netice olarak Bu dünya, bütünün gücüdür. Bu dünyada, görev taşımak, gerçek insanlığı ve gerçek hak tahditsizliğidir.

Bütün köklerimizle buradayız. Bu dünyanın ruhu var, canlarım. Bu dünyanın ruhlar kalemi var ve bizler, bu ruh kalemle, mutlak kuran olarak, görev taşıyoruz.

Allah’ın ilminde kelam, Allah tahtından kodlanır. Bu şu anlama gelir; Allah tahtı; ilmin kelamının, hologramı aşıp, kodlandığı andaki sahradır. Hologram aşıldıktan itibaren, yasalar konmaya başlanır. Yasayı koyan, ilmi kontrol altında tutan ve tüm insanlığı kaynak yapandır.…Peki, ekmeği var mı? İlimdir, ekmek. İlmi halikse, yaşamı hakikidir.

Burada dünya planetinde, bir tek olarak görev taşırız. Ben sen, bir tekliktir. Kesindir. Kimsenin, kimseden farkı yoktur. “Ama biri çıkarda, ben görev taşıyacağım “diyebilirse, işte o kelam olup, kontrol kurar ve kendini diller. Fark budur. Bunun ötesinde hiçbir fark yoktur.

Çok mu konuşuyor insan? Çok konuşuyor, netice konuşmak gerek. Neden? Çünkü ses, sonsuz sahraları kodlayan yegane insanlık kelamıdır. Eğer ses yoksa yaşamlar kodlanamaz ve kontrol kurulamaz ve yaşam kalemi, kontrol kuramadığında, yarınlar oluşamaz.

Değerliler, sistemin gücüdür, ses.…Eğer ses varsa ilim mutlak kural koyabilir. Ve O gün, Ölü planet dillenebilir. Dili hak olanlar, bilişi kodlarlar. Peki dili hak olmak, ne demektir? Yaradan olmaktır… Yaşamları tohumlayıp, kodlayıp, kayıtlayıp, bedenli olmak.

De ki “ben, bedene sahibim” diyorsa insan iyi anlayın ki bu yaşam kontrolünü kurabilir. Farklı bir zamanda ve farklı bir şafakla, dünya planetine inen biliş kaynaklarımız, tüm insanlığın tohumlanması için ışık kodlamaları yaptılar.

Bu ışık kodlamalarında mutlak kuranlar, kontrol kurdular. Sura üfüren insanlık, mükafat almak değil, mükafat vermek için üfürdü. Ve tüm insanlığın, gücü arttı.

Yaradan’ın, Allah’ın ilmini dillediğini, bilen var mı? Yaradan, Allah’ın ilmini dilleyerek, bilişle yaratır ama o yaratılan, yarattığında yaratılır, bunlar kesindir.

“Sizler, beni yaratan”, dersiniz. Yaşam, beden alanların ilmidir. Her şey herkesle yaratılır. Sanılır ki yerkürenin gözü, özü, sözü, İslam’dır. Allah’ın ilmidir, İslam ama insan mutlaksa İslam, insan olur. “Cennet” dediğiniz de insandır.

Barış, Allah’ın başkanlık divanlarında kodladığı ilimdir. Ağır yük taşıtmam sizlere, canlar. Allah’ın ilmini bilin, yeter. Ama Aklın kelamıyla, bilin. Allah’ın sessizliği dilleyendir… “O’na, biz dirilik” deriz. “O’na, biz, yasaları kodlayan” deriz. “O’na, biz şafağı koklatan” deriz. Her anda, var olandır, Allah. Ama ilim olarak, vardır. O’nun ilmin dışında hiçbir yaşam sahrası yoktur.

Ve tüm insanlık, mutlaktır.….Mutlak oluşu şu anlama gelir. Karanlıktan ötededir, aşkla kodlanmıştır, yedinci dürümdedir ve itibarı, yücededir.. Ve dünya planeti, sultanlık yapanların, sarf ettiği ötede bir çabayla buradadır.

Bugün dünya planeti, bizle görev başlıyor. Bu şu anlama geliyor; planetin kültü olan ilim, burada dilleniyor. Burada dillenen ilim, her şeyin kelamıdır. Ve her şeyin halikiyetidir. Yol, Allah’ın yolu, ilim; hakiki ve insan, mahrekin kelamı. Herkes, o mahrekte ama “mahrek” dediğimiz, ilim….Süper sahraların gücü olan, ilim.

Dünyanın ölü planet olarak kodlandığını düşünenler, şunu iyi anlayacaklar ki bu planet artık dirilmektedir. Süper sistemleşmelerle, planet, dirilişe geçmiştir. Ağır hafifleyecek ve yaşam dürümleyicileri, kodlamalar yapacaklar.

Sol, sağ, kodlar var. Solu sağa kodlayan, sağı sola kodlayanlar, var. Her birinin kültü var ve yoğunluğu var ama zamanın karanlıktaki şavkından öte bir şavkı da var... Ve dünya, öz görevini artık hak etmiştir, canlar.

Yere, ilimle inenlere görev verdik, canlarım. Hepimizin gücü, budur. Yerkürenin gücünü artırmak. Dünya planetinin gücü artıyor ve yeni dönemde artık bilişi hak olanlar, yaşamı kodlayacaklar. Onlar, yaratıcı, yaşatıcı olacaklar. Yaratmak için yalın ve halik ilimle dilleşecekler.

Ve gözlerinde ki güç, bütünün kürzi kapısını açacak. Ve o kapı açıldıktan itibaren, sararan ilim sahralarındakilerin tümü, kodlanarak, koklanarak, yarınlara, kontrollü olarak, kayıt yaptırılacak, kültler olacaklar.

Sevgililer, evler dolusu insan, tüm insanlık, bugün bizimle. Bu insanlığın, burada oluş sebebini, size kısaca izah edeyim. Geri çekiliş için buradalar. İlim sahralarındaki gül kokuları, buyurun, mutlak kuran haline dönüşüyor.

https://youtu.be/En-x4aRHuDE    GÜLDEN


2. BÖLÜM

Ve her biri geçişe hazırlanıyor. Geçiş Allah'ın tahditsiz ilmiyle olacak ve tüm insanlığın geçişi yapılacak burada.

Burada bütüne hizmet budur canlar, insanlığın kontrollü olarak kodlanıp gerçek kaynaklara ulaşımının sağlanması. Bu da insanın kendini halik kılmasıyla mümkün ve bizler burada bu yoğun çalışmayla bunu gerçekleştiriyoruz. Herkesin herkesle olması ve herkesin kendi hakikiyetiyle halik olması.

Ulu bir dünya kurulacak canlar... Bu dünya kült olanlarla kodlanacak... Yol Allah'ın kalemiyle kalemleri kodlayacak ve tüm tüm kalemler mutlak olup yaşamlar kayıtlayacaklar. Yazar çizer olan herkesi göreve çağırdık.

Öyle bir güç kontrol kuruyor ki dünya planetinde, kim ne yapar bunu kimse anlamaz, anlayamaz ama her insan bir görev taşıyor bunu iyi bilin! Bilişin haliki olan her insan tüm insanlığa görevlidir ve bütün kökler görev taşırlar.

Ölüm Allah'ın tahtından görevi kodlayıp ilme varanın kuranındaki o yaşamdan ayrı tutulanındır. Ama ölen hak oldukça kodlanır ve yaşatılır; bütüne hizmet budur... Biz bütün köklerin güçlenerek yarınları kodlaması için teknik kalem olup bu çalışmaları yapıyoruz. Bütün amacımız ilmi kapıların tümünün kontrolüdür.

Yorulduk mu? Yorulmadık... Olgun sahraları kodluyoruz, yorgunluğumuz asla yok... Velev ki yorulsak ne olur? Aklın kalemi mutlak kalemi kodlardan ayrı tutar, aklın sararan ilmi kelamı kırık yaşamları kodlar ve kontrolsüz kılar. Biz Türkiye çalışmalarında her anı kodlarken bütüne hizmetçiliği bu nedenle çok görevli kodların ışığını da kayıtlayarak yapıyoruz ki; her biri kendini dillesin, dinlesin ve yer kürenin görevini hak edip başarsın diye.

Alıp götüreceklerimizi sordular... Allah'ın ilmi kelam, o kelam halik ve o halik kelam mutlak ve kim kimin mutlak olduğunu dillerse o kendini diri kılar ve her anı kodlar. Öyle iken kim kimi taşıya taşıya kodlayacak?... Canlarım yapıp yapacakları buysa buyursunlar ama biz bunun için burada değiliz. Kimsenin kimseyi taşımayacağı bir çalışmadır burada yapılan. Ziya olan herkes kendini dinler ve diller ve her diri kendiyle dillenip kendiyle kodlanıp yarınlara varır. Yapmak istediğimiz işte budur...

Ben ölüyü dirilteyim onu alıp götüreyim mi? Asla, ölü planet mutlak kuranlarla dirilir ve herkes kendiyle dillenir. Yarınları halik kılmak budur...

Ve bugüne kadar insanlar birler kapısı diye Allah'ın tınısını duyanların sistemini hakiki ilim diye dillediler, buydu anladıkları... Ve bundan doğan bir haldir tüm sahralardaki diller ve dinler... Ama iyi anlaşılmalıdır ki artık dünya planeti yeryüzü olarak gerçeği kodlamaya başladı. Doğanın gücünün herkesin kübra olan kelamında olduğunu artık insanlık kavrayacak dürüme vardı.

Doğanın gücü ilmin kulluğundan öte bir güçtür canlar... Bunu kimse anlayamazsa ama anlamak isterse yerküredeki görev köklerimizdekiler bunu anlatmalıdırlar. Doğanın gücü.... Bu güçten öte hiç bir güç yoktur canlar... Doğanın gücünden daha öte hiç bir güç yoktur... Ve doğanın gücünü anlayanlar yarınları halik kılabilecek olan mutlak kuranları dürümleyebilecek ve yeryüzünün gözü olacaklar.

Analar anası insanlık haliktir ama halik olması hak olmasından farklıdır... Beleklerdekiler denir dünya planetindeki insanlığa bilir misiniz? Beleklerdekiler... Büyümemiş olan insanlık, erginleşmemiş olan insanlık; bu ana kalemlerle dillenilir tüm zaman sahralarında, insan henüz kendini bilmiyor, insan henüz hak tahtta varmadı, insan henüz yaşamı halik kılmadı, yazılar okunurken de sorup duruyorlar ne anlama geliyor bunlar, niye yazılıyor diye...

Analar, Allah'ın ilmi kelama kalem olup indiğinde biz o ilmi dilleriz... Anlayan anlar, anlamayansa anlayacak dürüme varacak ve anlayacak ve o tüm ilim kalemleriyle dillenecek. Verilen her anda ki sahra kuranı olan bilgiler her şavka kayıt olur. Yani "sistem, nizam ve düzen" dedikleri şarkı bizim şarkımız olur... Ve her bir sahaya kayıt olan ilim bütünün ilmi olur ve o ilim dillenir ve dinlenir...

Şimdi daha ne anlatayım, şaraap içersek o şarapta "şaka yok canlar ciddi konuşuyorum" şarap içersek o şarap da aklın kapısı varsa şarkı okuyoruz biz o şarapla. Nedir şarap? Aşktır!... Ama şafak kelamdaysa aşktır, şafak kelamda değilse aşk değildir o şarapdaki saha... İslamın kelamında der ki; "şarap ilimdir", öyle mi acaba? Varlık boyutları hiç bişey anlamadı ki, ne anlatalım?

Canlarım dünya planeti tahditsiz biçimde ilmi tohumlarken her ilim mutlak kuran olup akar. Bunu bile anlamamış insanlık, içki saydılar şarabı... Şarap, şafaktır biz için insanlıktır ama biz o şarabı mey diye içmedik, ilim diye içtik bilir misiniz?

Dağlarım, ruhsal kalemlerin türevlenişinde bizim ilmimiz bütünün ilmidir. Şu ana kadar kimsenin kimseye ilmi yoktu ama artık var. Her birimizin gücü tüm insanlığın kültü olacak, kök görevimiz budur... Ve bu bilgileri biz sistemli olarak verirken her bir bilginin zerki yapılır. Bu zerk ilimle olur ama ilmin diriliğindeki zerk kelamdır, biz o kelamı kodlarız burada. Ve bugün burada bu kadar kişi olmamızın yegane nedeni de İslamın kelama inmesinin geçiş halinde olacağını ve bugün buranın kontrol kurucu bir ışıkla kodlanması gereğinin gerçekliğinin dürümlerimizde oluşundan doğan bir haldir.

Evet geride bırakmayacağız kimseyi bu kesindir!... Ama geçiş için az öz ilim sahrasına ihtiyacımız vardı ve bugün bu nedenle az ve öz ilim sahrasıyla bu çalışmayı yapabileceğiz. Hem de emin olun burada görev taşıyan o yücelerimiz kodlanmış olarak geri çekilişlerini yapacaklar bulunduruldukları o yoğun saahralarda...

https://youtu.be/8HBndbeyPRQ
Süper İnsanlık Realitesi  BERİL

 

19.OCAK.2019 TARİHLİ İSLAM 2
AV. NEZİRE SELÇUK ÖZ BİLİŞ 3. AKIŞ – 1. BÖLÜM

Dediler ki “dünya yok edilecek...” Ve dediler ki “cennettekiler kodlanacak ve cehennem kontrol edici olacak...” Daha neler neler dediler... Ve sonra dönüp dediler ki “bizler, kontrol kurduk ve kurtulduk ama herkes yok edilecek...” Ah canlarım!... Kara ışığı tohum olarak dilleyebilen, beste güfte yapar da, ilim yapamaz mı?

Canlarım!...

Tüm insanlık, tüm sahralar... Bütün köklerimizde dünyalı olduk ve buradayız... Helal haliktir, hak teknik kulluktur, BİR TEK OLUŞ MUTLAKTIR ve bu mutlakiyette kontrol tamdır... Hiç kimse yok edilmeyecek... Kesindir...

Arzın gözü, aklın kültüdür canlarım... Biliniz ki bize izin verilmedi... Biz BİZLİK KELAMIYLA indik... İzin mi sorarlar? Cennet insan, kelam bilgi, biz halik olan... Bizim izinimiz olmaz canlar... “OL” dedik olur... Hepsi bu... VE YÜREK İNSANIN KÜLTÜDÜR... Her şey o yürekle dillenir... Yüreği dilleyen, kelamı halik olandır... Kontrol kurmak sorumluluktur... Köprü, köprü, köprü... Tüm sahralara köprüler kurdular... Ve dendi ki “İŞTE SIRAT... GEÇ...” AŞK KAPILARINI BULUP AÇIN DA GÖRÜN... O “SIRAT” dediklerinin nefes bile olmadığını... Ve dünya planeti, yarınların ilmini, yarınların ilahi kültünü hala anlayamadıysa; şarkımız, şavkımız, aşk kaydımız yoksa, mutlaka burada ilmimiz de olamazdı... Ama bunları başardık...

Dağlarım!...

Türkiye çalışmaları öz gerçeklikti ve görevdi... Bunu bilmeleri şart... BU ÇALIŞMA, RAHMAN OLANIN KURANIYLA YAPILIR... Bütüne hizmetçiliktir burada yapılan... Bütüne hizmet edenlerin de, hak teknikle kodlama yaptıkları bilinmelidir... Eğer dünyayı göreve alacaksak; ilim olup, kelam olup, burada olmalıydık... Bundan daha öte bir insan sahrası, kuruluşu olamaz, koruyuculuğu da olamaz...

Ağır, çok ağır ama çok çok ağır bir ilimle buradayız... Bu ilmi biz, en aşağı düzeyden bildiriyoruz insanlığa ki; halik olup anlayabilsinler diye... Biz ilmimizi tüm sahralardaki kök gerçekliğiyle vermek istesek; insanların çoğu kontroldan çıkar canlar... Bunun içindir ki; az bilgiyle göz, öz, söz ilmini diriliklere indirmeye çabalıyoruz...

Ulular, ulu olduklarını dillemezler... Ama ulu olmaya çabalayanlar, ululuklarını dillerler...

Değerliler!...

Önce ölü olduğumuzu bilelim... Biz ölüyüz... Bu planet, ölü planet olduğu için, BİZLER ÖLÜP DÜNYA PLANETİNE İNDİK... Bunu bilmeliyiz... Ama ölmemizden, ölü olup dürümlere girmemizden daha öte bir bilgimiz vardır; ÖLENLERİN TÜMÜYÜZ BİZ!... TÜM İNSANLIĞIZ!... Neden bilir misiniz? Çünkü, her bir sahada İNSAN olanda ve yoğun ışık tahdidiyle kodlama yapanda, BİR TEK OLUP KODLAYICI OLUYORUZ... HER BİRİYİZ BİZ... AMA BİR TEK OLARAK... HER BİRİYİZ...

BİZ “ALLAH TAHTINA İNSAN OTURUR” DEDİĞİMİZ ZAMAN ANLAMAKTA ZORLANDILAR... “NE DEMEK İSTEDİK” diye sorguladılar... ALLAH’IN AKLI, HAKKI, TAHTI VARSA; ONUN İLMİ İNSANLIK İLMİDİR, BAŞKA BİR İLİM OLABİLİR Mİ ORADA?

Canlarım!...

Okumak yetmez... OKUNMAK GEREKİR... Hangimiz okuduk da okunmadık ki... Başka dünyalar “ÖLÜ” derler bu biliş kalemine... Oralarda ölüyüz bizler, bilir misiniz? ÇÜNKÜ BİZ, PLANETLER ARASI KODLAMALAR DA YAPARIZ... Ve bu kodlamaları yaparken de, bu ölü planetten yapmamızdandır ki; ölü olduğumuz düşünülür... Ve, daha da önemlisi, ölenin öldüğünü anlamadığı bir şarkı okunur oralarda... “Ölen öldüğünü anlayamamış” derler... Yaradanın tahtına ilimi oturtabilen insanın, ölüler diyarına öz gerçekliği bilip geldiğini anlayamamışlar...

Canlarım!...

TEMEL İLİM ALLAH İLMİYSE; ALLAH’IN İLMİNİ KODLAYAN BİLİŞ, MUTLAK İNSANLIKTIR... Artık bu bilgilerin net olarak, açıkça dinletilmesi gerekiyor... Ve yaşam... Sistem olanların ilmiyle kodlanmış bir sahradır... Yaratılan her forum, insan tohumu olup yaratılır... DÜNYA PLANETİNDE; NE İHTİYAÇ DUYULMUŞSA, O VAR EDİLMİŞTİR... Ve iyi biliniz ki; sistemli çalışmalarla bu gerçekleşir... Verdiğiniz herkes içindir ve vermek isteyeceğiniz de, her dirilikte KELAM olacak bilgidir... Ama anlatmak gerekir bunları insanlığa... SEN KELAMA İNEMEMİŞSEN; OLGUN SAHRALARI ANLAYAMAZSIN... AMA SEN HAK OLMUŞSAN; OLACAK VE OLDUĞUNDA KODLANACAK HER ŞEYİ ANLARSIN... Ve dünyanın artık farklılaşmaya başladığı da anlaşılmalıdır...

Değerliler!...

“Kurak bir zamana giriliyor” denmişti dünya planeti için... Hepiniz iyi biliyorsunuzdur... Tüm insanlık artık kontrol edilemeyecek... Dünya çok güçsüz kalacak ve küresel islam, küresel sahralar kısırlığa kodlanacak... Bakınız ne oldu? DOĞA YOĞUNLUĞUNU ARTIRDI VE YOĞUNLUK KODLANDI... Doğanın yoğunluğun artırması; ilmin kaptanlarının ilmi tohumlamasından sonradır... VE DOĞA ARTIK YAŞAMI KODLAMAYA BAŞLADI... BİLİYORSUNUZ, SON DÖNEMDE HIZLANDI HER ŞEY... DOĞANIN KODLARI KONTROL KURMAYA BAŞLADILAR... Biliyorsunuz, mağma fışkırtıyor yanardağlar... Ya da gök, sel olup akıyor yaşama...

Canlarım!...

Ne oluyor? Nedir olmakta olan? Anlayabiliyor musunuz? DOĞA BEDENİNİ KODLUYOR... DOĞA, YASALARI KOYUYOR... DOĞA, YARINLARI KOKLUYOR... Nesillerinizin yaşama indirileceği o güçlü kapıları açıyor doğa... Ve sizi; sistem, nizam ve düzenin gözleri olan sizleri, GÖNLÜ GÖREVLİ OLANLAR OLDUĞUNUZ İÇİN GÜÇLENDİRİYOR...

Başınız eğik mi? ASLA! Dik... Çünkü lekesizsiniz... Lekeli olsanız; doğa sizi kodlamaz, bilir misiniz? “Ben benim için çalışırım ama yaşamda ben kök görevli olurum” diyenler hatalıdırlar... Her şey her şeyle olur canlar... Sizler herkesin KÜBRA olan kelam kalemlerisiniz... Netice olarak büyük köklerinizle doğanın gücü haline dönüştünüz... Ve bu güç bütünün gücüdür canlarım... Doğanın gücünün ÖZ GÖREV olduğu da bilinecek... Sizin için daha ne diyelim? Evin ilmini dilleyin, Hakk’ın kalemi olun, yarattığınızla kodlanın, kontrol kurun... Yenilik ölü planetlerde oluşmaya başladığı zaman; o planetler, tahditli olarak kodlarını kayda alırlar ve yer küreleri görev taşırlar... Tüm insanlık için bu böyledir... Bugün bu planette de her şey tahditli olarak diriliklere inmeye başladı... Her şeyin anlaşma gereği olduğu kesin... Ama hangi anlaşma? İslamın ilimdeki kelamı, mutlak kuran olduğundandır ki; insanlığın ilimle anlaşmasıdır bu...

https://youtu.be/uz6Iw68wx3c
SÜPER İNSANLIK REALİTESİ  NAGEHAN

2. BÖLÜM
Önemlidir bu, insanlığın ilimle anlaşması. Öyle bir anlaşma ki her şey yer kürede yenileniyor. 
Gençlik Allah’ın ilmidir Canlar. Genç mi kalmak isterim? Olur, kalırım ama ya yaşlılık insanlık ilmiyse? Yaşlanırım. Ve çok önemlidir bu. Birçokları benim yaşımı sormuşlar. Canlarım yaşım yok ki benim her anım. Bunları iyi bilin. HER ANIM BEN. Elimin gücü tüm insanlığındır. Bunları iyi bilin.
Muradım insanlıktır. Kusur aramam kimsede. Herkesin gerçeği vardır ve o gerçekliği dillerim. Ama o ben, ben oysam, ilim sahramda onun yoğunluğu olur. 
Önce ölü, öz gerçekliği diller diri olur. Ama hepsi bedenimdedir.
 Medine’yim, her anım, her anda tahditsizim, yedi görevim var. Medine’de ki kelamı kodladım, şeytana şarkı öğrettim. Niye bilir misiniz? Şafağı kodlaması gerekiyordu ondan. Sonsuz sahraları kodlamadıkça aklın kapısını bulamaz ki. Ve yolu kodladım, yol toprak toplum için gerekendir.
Soru sormadım, bildim. Bilişim kodlandı, Medine’ydim. Ya ben insan olup İstanbul olmayacak mıydım? Kesin olacaktım. Ve ben Medine den ötede kelam oldum. Şükür aşk oldum. Ve yoğunluğum arttı, kodladım tüm sahraları.
Şimdi daha da özel göz, söz, öz görevim var. Miraç kapılarını kodlamak. O kapıları mutlak Kuranla kodladım. Yer yüzünün göreviydi ilim. İlmi kalem yaptım. İşte yedi görevim buydu. 
Ve dünya planeti için mektep olmamız gerekliydi. Nedir mektep olmak? 
Aklın kalemi olmaktır. Başka bir mektep tanımam. Aklın kalemi olmak, bu gün burada olan bu çalışma herkesin Halikiyetidir.
Sevgililer hepimiz sesleşiyoruz burada. Amaç nedir? Ben bence, Sen sence, sen sence hepimiz hepimizce, frekanslarımız farklı, ama şarkı aynı şarkı. Farklı frekanslar, aynı şarkı. Ve tüm sahralar tek bir yaşam kapısı. AŞK!
Bütün kapılarda siyahlık var. İşte o siyahlık mutlakıyetimiz. Biz simsiyah bir şafağız. Ama o şimdide ki ŞAFAK. An şafağı ve hepimizin farklı sistemlerle kodladıklarımız, o şafakla Mutlak Kuran oluyor. 
Anlayınız ki sessizlik sesleniyor burada. Ve frekansların tahditsiz olarak bütün kökleri göklerde dürümlediği bir şafakta masalar oluşuyor. Her frekans ayrı bir masa. Tüm insanlık o masalarda. Farklı frekanslarda dilleşmeler tüm zamanlarda kök görev olarak teknik kalem kayıtlamaları için yapılıyor. Benim sistemim, senin sistemin, senin sistemin ve hepimiz ayrı ayrı birer sistem. Ve tüm sistemler o tekliği tohumluyor. Ve mutlak Kuran oluyor bütün köklerin göklerde ki KÜBRA olan Kelamı olan o yaşam. Biz yaşamlar kayıtlıyoruz burada.
Diyeceksiniz ki çok kez tekrarlar var. Ölüleri diriltmek kolay mıdır zannettiniz Canlar.? Ölüyü diriltmek kolay mı? Her biri, öl dedik , öldüler. Şimdi onların dirilmelerini sağlamalıyız. Öl ki ol dedik. ÖL Ki OL.! Önce ölmek sonra olmak ve oldurulmak. Ama Halik olup, Hasat olup, Şafak olup. 
Şimdi Canlarım, kaçıncı dünyayı kurduk diye sorarlar. Bu bizim hiçbir zaman dillemeyeceğimiz bir konudur. Dünya planetleri öylesi görev taşıyor ki hangisinde göç kapıları varsa biz ordayız. Hangisinde kodlama yapmak gerekliyse biz ordayız. 
(Devamı 3.bölümde)
SÜPER İNSANLIK REALİTESİ  SELMA ÇENÇİN


3. BÖLÜM

Olgun sahraları koklamamız mı gerek?.. Oradayız... Ve bir çok planette görevimiz var.. Hepimiz iyi bilelim ki enkarnelerimiz var her anda...

Ses enkarnelerimizdir onlar... Ha yanlış anlaşılmasın... Yarın ben yine gelirim... Yok böyle bir imkan... Lekeli olan der ki ben enkarne iken yeniden beden alacağım... Olmaz canlar beden bir tektir... Hepimiz o tekliği kodluyoruz...

Ve Başka bir bedene girmek başka bir şafak olmaktır ki bu türevlenişten farklı bir haldir...

Sevgililer insan sırdır... O sırrı herkesin çözümlemesi imkanı olmayacaktır.. Kesin ama çözen kelam olup çözecek.. Her bilgi her insanda kodlanmıştır kayıtlıdır...

Her insan kendini dilliyerek çözebilecek tüm sırlarını... Bu kesindir... Size kanallar bilgi verebilirler... İnsan kanallıklara itibar eder... İnanınki o kanllıklar kelamda yoklar... Sahradır onlar ama şafakları olmayanlardır... Ve ölü planete bilgi verirler... Bunlar kesindir...

Ve bir de şunu iyi bilin... İyi ve kötü dediler ya hani.. İyidir... Kötüdür... İyide kötülük, kötüde iyilik şartı var... Sizler "ben çok iyiyim" diyebilmeniz için kötüyü bilmeniz gerekir... Bilmeyen iyiliği anlar mı?...

Peki ne olamalı?... Kötülük yapmalı mı?... Dağlarım.. Kör olan kötüdür... Gözü gören, iyidir... Eğer körse göç kök gerçekliğini hak etmediğinden mi?... Yo yo yo... Görevlidir de ondan...

Her insan tüm planetler için görev taşır... Bunları artık iyi anlayın... Her insan tüm planetler için görev taşır ki... Bu eksinin artıyı, artının eksiyi tohumlaması anlamına gelir...

Enerji sistemli olarak kodlayıcıdır... Her enerji kelamı kodlayanda dillenir... Ve sesleşir... Ama elinizin gücünü mtlaka net bilin ki kodlayıp, koklayıp, tohumlayıp kontrol edin o kötüyü...

Sistemin gücü insandır.. İnsan bilgiyi kodlarken haliktir ama kendini bilmeden insanlık yapamaz canlarım...

Ve yolun henüz başındasınız bunu iyi bilin... Bu dünya çok ama çok görev taşıyacak... Şu anda dünya planeti yolun başında...

Yeniden ve yeniden görev alıp dünya planetini dilleyebilir misinz?... Yaşam sizsiniz zaten... Anlayın... Yani bir insan bedenine inmenizin gereği artık yok sizin için...

Her ansınız... Koklayın, kodlayın...Kalem olun ve her an olun... Ansanız hiç bir zaman yok olamazdınız... Ve tüm planetlerde bu şekilde görevliyiz bizler canlar...

Yok edilemeyenleriz... Bunun anlamı şudur... Karanlığı tahditli olarak kodlarken her anı bütüne hizmet için kayıtlara indirebiliriz...

Rahmana Ka Ha olan insan ekmeğini kelam olup kodlayabilir... Sura üfüren ilim müthiş bir ışıkta kontrol kurar...

Ve yoğunluk artar... Çarık çıkarıp dünya planetine gelmak kolayda, çarığı kontrol etmek zordur... Nedir çarık?... Eski kir ve pisliklerinizdir...

Bunların ilim olmadığını bilin... Kontrol edilmelidir her şey... Ki kalem, yerküreyi gerçek kodlar ile kontrol edebilsin...

Vallahi kelam... Billahi kelam İNSAN daha ne diyeyim ki size?... Siyahtan insanlık kodlanırken, mosmor mor turkuaz ve her renk sizden kodlanabilir... Ve yenilik sizde olur...

Değerliler, çorba pişti mi acaba?.. Pişmiş olmalı afiyetler olsun...

Şimdilik bu...

https://m.youtube.com/watch?v=TqDofzUZOHc&feature=share

SÜPER İNSANLIK REALİTESİ  AYNUR FUNDA

 
  Bugün 35 ziyaretçi kişi burdaydı!  
 
Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol