Birlik İlmi
  KA HA (3) - 29.HAZİRAN.2019
 

KA HA (3)

 

KA HA (3)

DAVET

Dostlarım, 29.06.2019 günü, 14.00-18.00 saatleri arasında, Dernek Merkezimizde, “KA HA” konulu programın 3. çalışması yapılacaktır.

Dünya insanlığına “IŞIK SAHALAR”ın açıldığı bu dönemde, insanlık; sistemli olarak kodlanan SESSİZLİK’te; “SES YAŞAM KAYITLAMALARI” yaparak; bu kayıtların, kutupsuz çatışmasındaki dönüşümünde, önce cevheri oluşturan ve sonra da bu cevherde, her bir yaşam kaydını, “IŞIK TOHUMU” olarak kodlayan ve her insanın, IŞIK haline dönüşebileceği bir geçişkenliği HALİK kılma potansiyelini aktive eden bir sürece girilmiştir.

Bu dürümde, her insan, “IŞIK”tır. Her sistem “KELAM”dır. Halikiyet, İlmin Halikiyetidir ve her insan KELAM ettikçe HALİK olur. Dileğimiz, KELAM’a gelenlerin, HAKK olup İLİM olmalarıdır.

Umuttur insan ve ilimdir Halikiyeti… İşi bildiği zaman; “KELAM”ı HAKK KELAM olur ve o, son sözü söyler. İşte son söz, özün sözüdür ki sözün söyleneceği o gün, bugündür.

Tüm dostlarımızı bekliyoruz…

Saygılarımla,

Süper İnsanlık Realitesi Derneği

Av. Nezire SELÇUK

Adres: Bahariye Cad. Halil Ethem Sok. Sauna Apt. No:30/8 Kadıköy/İST.

Tel: 0 216 348 95 59

NOT: KATILIM ÜCRETE TABİ DEĞİLDİR.

 

KA HA (3/1)

29.06.2019

Değerliler, “KELAM” eden her insan; kontrollu olarak “İLİM”yapar. Yapılan İLİM, her insanın diriliğindeki “KÜLT”tür. O KÜLT ki kendini dilleyen; kendi olur ve “RUH” olur. İş budur…

SÜPER İNSANLIK REALİTESİ DİRİLİĞİ olarak kodlananlar, “DİL KELAM”da “KUL” oldular ve “RUH” oldular. Şükür ki hak ettik ve “HALİK” olduk.

Dünya Planeti, yerkürenin diriliği ile dinleşkeler kodlarken; tüm zamanlar, dürümlerde dillenmektedir.

Şu anda “DİN” dedikleri DİRİLİK, kodlardan ayrışıyor. Tüm insanlık, “KUL” olarak dürümlere “KELAM” oluyor ve kükreyerek KÖK GÖREV yapıyor.

Uzun zamandır dünyanın ışığının, yerküreye güç katması beklenirken; KELAM İLMİ, “MUTLAK KURULLAR”ı, “IŞIK SAHALARI”na indirmeliydi ve indirmektedir.

“Yaradan ve yaratılan tektir” derken; yaşamın ilmini kodlamaktan söz etmekteyim. Yoğun ışık altında, dünyanın etkin bilişinin kontrollu olarak “KALEM”e çekilişi, bizi mutlandırıyor.

Temizlik başladı, tüm insanlık için… Bu temizlik, “KELAMIN HASATI”nda görev olan bir temizliktir.

Asla hata yapmayız. Asla “KALEM”imiz kervanı kırmaz ve kırdırmaz. “IŞIK SAHALARI”nda, “KELAM” mutlaktır ve biz, muktedir olarak bu çalışmayı yapıyoruz.

RAHMAN olan İNSANLIK KELAMI, hologramdan aşırtan diriliktir. İşte o insanlık, mutlu bir dünya için kodlarını kayıtlarını dürümlere indirmektedir.

“YEŞİLİN İLMİ”ni biliriz. Bu ilim, tüm insanlığın kodladığı bir sahadır ama “MOSMOR” olan ışıktan çok daha güçlü bir yarın oluşmaktadır… O ki Haliktir. O ki hastır ki Halik olan, has olan; yarınları kodlayandır ve yarınları kontrol altına alıp yaşamları yarınlaştırandır… İşimiz budur bizim!... Bu gün ve her gün bunu yapmaktayız.

Rasyonel ışımalar; “KERVANIN NİHAN KAPISI”ndan geçişini sağlar. Bu ışımalar; dürümlerde KÜLT olan insanlığın, “SİYAH KAPILAR”da kervan oluşu ve yoğunluğu artırıp yaşama varışı anlamına gelir.

Erdiğiniz her an, eski zamanların “NİSA KAPILARI”ndan, “KÖK GÖKLER”e KURUL olup vardığınız an, cennet olan yaşamları, kodlayıp yarattığınız andır. Bugün bu Mecliste, “KÖK GÖKLERİN DİRİLİĞİ” ile yapmakta olduğumuz çalışma da bunun içindir.

Devinmek ve dirilmek ve dillenmek ve yolu kodlamak ve yoğunlaşmak ve sonra “RAHMİ KAPI”yı bulmak ve o kapıyı, Halik olup kontrol etmek; sonsuz zamanları kaynak yapmak ve yaşamak için “KELAM” olup “KERVAN” olmak!... İşte yaşamdan beklenen budur!...

SUALTI, bize der ki “KELAM edin.” SUALTI, diri bir dere olur; yaşar, yaşanır, kendini diller ve dürümler.

“A HA yap!... Yap!... Ve yap ama, aması var!... Nedir bu!? Kulluk!... Kulluk yoksa; ne yaparsanız yapın “NİSA KAPISI”ndan, DÜZEN kurup “YAŞAM SAHALARI”na ulaşamazsınız.

Kulluk, “KELAM”la olur. Mutlaka kul, “KELAM” olur… Ve ruhunuz, kulluğunuzu kontrol ettiğinde; cennet, sistemli çalışmalarla kodlanır ve var olur. Oraya varmak için kendinizi bilmeniz ve “BİR TEK” olmanız gerekir.

Kini aşmanız; yaşama varmanız; “DİL”i Kurullardan kodlanan “NİHAN” olmanız ve “SON SÖZ”ü söyleyebilmeniz gerekir.

AŞK, Halik bir dünyanın diriliğidir. Bunu anlayınız!... “ATA KAPILAR”ı Halik kılın ve yolu bulun… İş budur.

SÜPER İNSANLIK REALİTESİ

 

 

29.HAZİRAN.2019 TARİHLİ KA HA (3)

AV. NEZİRE SELÇUK ÖZ BİLİŞ, 1.AKIŞ 1.BÖLÜM

Yaşamak kolay mı zannettiniz? “Eşhedü enla ha” deyip kontrol kuracağınızı mı zannettiniz? Hasat olduğunuzu ve hakim olduğunuzu mu zannettiniz?

Karanlık, Atlanta Ata Kalemi ile kodlamış da siz o kalemde mutlak olduğunuzu düşünüyorsunuz? Koruma altına aldıklarınızın hakkın kapısına vardıklarını ve lekesiz kaldıklarını mı düşündünüz?

Yalın ve halik olarak biliniz ki doğanın kültü olan ilim, aklın kelamında mutlaksa, şafak söktü ve siz o şafakla, mutlu ve huzurlu bir dünya kültü oldunuz.

Yeri yaradan ilim, yaşamı kodlayan teknik, tahditsiz kelam. Peki; ya siz? Kendi dürümlerinizle mutlu ve huzurlu bir dünyada mısınız?

Artık dünyanın öz görevi, sessiz sahaların dili ve mutlak kelamla başlamaktadır.

“Kara ışık” halindeyiz dünya planeti üstünde; kara ışık… Kelamı halik olanların ilmindeki dildir bu.

Kara ışığın hakk ilmi ve hakiki ilmi mükafatınız olan bilişiniz olur. Öz göreviniz olur, dürümler. Siz, sessiz sahaların dili olur ve BİR TEK olursunuz. Ki öz göreviniz başlar.

Yetkin ve hakim olan dünya! Başınız dik midir acaba? Dünya ilminde kelam, mutlak mı acaba? Koruma altına aldıklarınız sura üfürdüğünüz an, sistem olup kürzi kapılarda kübra kelamda halik olabildiler mi acaba?

“Yeni dünya gücü”nün dünyaya indiği bir sahada, masamıza oturtulacak olanların tek tek belirlenmesine çalıştık. Bugün buraya çağırılanların hepsi BİR TEK olarak geçip geldiler.

Hepinizin gücü buradadır canlar. Gerçek insanlık bugün buradadır.

Maya tutmuş mu? Mutlaka tuttu. “Öz geçiş” tamam mı? Tamam. Has ilim, Allah’ın tahtından mı? Kesinlikle. Ve bu masa, aklın kelamıyla kodlananların Bir’e teknik kodlarla kontrollu olarak kayıt yaptıkları ve halkın hakkı olan kelamı has teknikle tahditsizleştirdikleri bir masadır.

Masaya oturtulanların Türkiye Çalışmları’nda kontrol kurabilecekleri bilinmektedir. Bu yoğun ışık altında bugün dünya planetinin görevini kodlayacağız.

Nesiller boyu doğanın gücüyle kodlanan ve halik olup hakkın kapısı olan insanlık, şafak olarak da dürümlere inmektedir.

“Yekdiğerlerimiz” dedikleriniz var ya hani! Hani sistem olarak size görev ve hak teknikle kodlama yapıyorlar ya, hankar olarak bilenen çalışmalarından ötede hankarları vardır onların.

Yalan yaşam yoktur tüm insanlığın ilminde. Ama iyi bilin ki yanlışlar vardır. Nedir yanlış olan? Dert midir bu size? Eminim ki dert değil ama bildirmek diledim.

Saygılı ve hakim bilişinizle mutlaka anlayacağınıza eminim. Miraç kapıları’ndan geçenlerin gerçek kelama varabilmeleri, oğullarını kontrol etmeleriyle mümkündür.

Her biriniz kelam olarak mutlak kurulları kayda aldığınız anda, hem ilimle hem de dürümlerinizle dilleneceksiniz. Ve sizin ilminizle mutlak kurullar koyu ışıkları kayda alacaklar… Ve sizin geçişiniz yapılacak.

Bu geçişi yapabilmeniz için kelam olmanız yeterli değildir. Kendi yoğunluğunuzda bulunanların da bütünün kültü halinde dönüşmeleri gereklidir.

Ocağınızda kim var, kim yoksa onların da kelamda olmaları gereklidir. Kaynak dışı bilginin kelamda kırılışları olabilir. Yolun kontrolunu kuramayabilirler. Ete girmişler ama kelam edememiş olabilirler.

Seviyeniz yükselir ve Sistem, Nizam ve Düzen gücü olarak onları kontrol edebilirsiniz. Ki bunu yapabildiğiniz zaman, ağır yük hafifler.

Namaz zamanlarından söz ederim hep. “Namaz” derken kastettiğim, dini namaz değildir; İlm-i namazdır.

Nedir ilm-i namaz? Kervan’ın KA HA olup ilme ulaştığı o şafak… Ve Türkiye çalışmalarıyla bu da hologramın ötesinde koruyucu kodlarla kaleme çekilebilen bir ilimdir.

Daha da önemlisi dünyanın “eski dünya” olmadığını artık herkesin anlaması gereklidir.

“Eski dünya” diye bilinen, eşyanın dili olan ve hakikiyeti olan, kendi yoğunluğuyla tohumları kodlayan bir sahadır. Ama bugün artık insan sahası, kök göklerin kültü haline dönüşmüş ve ışığı kodlamaktadır. Işık sahalarının mutlak kurulları kayda inmektedir.

Arzın gücü bütünün kültüdür ve bütüne hizmetçiliktir yapılan…

Kardeşlerim, dert midir ilim? Kesin olarak dert değil. Ama ilime halik olmuşsanız, dert değil. Eğer ilime halik olamamışsanız, kesinlikle derttir.

Teknik olarak bilmenizi beklerim ki Düzen’i kurmak yetmez. Dünya planetinin kök görevle dürümlendiği bir dirilikte, masaya oturtulanların kontrol kurabilmeleri gerekmektedir.

“Kuran” dediğiniz ilim, hepimizin bilişidir. Ama Kuran’ı siz bir din kitabı diye algıladınız. Bu da büyük bir yanlıştır. Ki o yanlışı yapan, herkesle yapmaktadır.

Allah der ki “Önce görevinizi bilin. Önce kök göreviniz sizin yüreğinizde bulunmalıdır ama insansanız bunu anlayacaksınız.

Hakkın kalemi olmuşsunuz ama ilim yapamamışsanız, siz insanlık boyutlarına halen varamamışsınız demektir. Ve siz biliş kapılarının kök görevlisi olamayacaksınız demektir.

Yaradan yarattığını, yarattırdığını bilir; Yaradan yarattığını ve yarattığını bilir ama yaratmayanın yarattığı yok ki bilişi kodlayabilsin. Bunun içindir ki kelamı halik olanların muktedir olup yaratmalarını beklemekteyiz.

“Yaratmaları” demek, yaşamları tohumlamaları ve kontrol kurmalarıyla mümkün olan bir kelamdır. Her biriniz kelam olun ki yaratıcı olun.

Unutmayınız ki doğanın gücü olarak bütüne hizmettir yapılan. Ama doğal dünyanın kürzi kapısında kübra olamayanların doğayı kodlayabilmeleri imkanı asla yoktur.

Uran kapısı’ndan geçerken yoğunluk, umman kelamda halikse; şevk, şafağın ilmi olur ve Uran umman olur.

Yer kürenin gücünün artırılması gerekir ki biz burada, bu yoğunlukta bunu hak edip başarmaktayız.

Yer kürenin kelam olacak ve kök gökler kültü kodlayacak ve bizler, BİZ olarak bütünün gücünü halik kılacağız.

Hayat boyu dünya planetini kodlamaya çalışan biliş kelamlarımız vardır. Her biri Kuran’dırlar ama yoğunluklarında kuran kalmadığında “koruyuculuk kodlaması” yapamayacakları da kesindir.

(Devamı 2. bölümde)

https://youtu.be/3j8FcVb4apU

SÜPER İNSANLIK REALİTESİ

 

 

29.HAZİRAN.2019 TARİHLİ KA HA 3

AV. NEZİRE SELÇUK ÖZ BİLİŞ 1. AKIŞ - 2. BÖLÜM

Ağır yük hafifleyecek canlar... ALTIN IŞIĞIN GÜCÜ DEVREYE İNİYOR... Ve bu gücü, tüm insanlığın yoğunluğu kodluyor...

URAN KAPILARININ tümünden ötede MUTLAKİYETİMİZ oluşuyor... Muktediriyetimiz oluşuyor... Ve huzurumuz oluşuyor... HUZUR ARAMAYAN, HOLOGRAMDA KALMIŞ DEMEKTİR... Ama huzuru bulan, haliktir ve hakimdir... Kesindir bu bilgi... Eğer bizler, canlar canı olan ilme HAK TEKNİKLE kontrol kurup inememişsek, masaya oturmamız bile muktedir olmamıza yetmeyecektir... Şikayet etmiyorum ama, yaradanın tahtında kodlama yapacak olanların, KELAM olmaları kesinlikle gereklidir...

Ekmek yapmanız kolay, ekip kurmanız kolay, yaratmak ve yaşatmak için muktedir olmanız da kolay... Ama tohum değilseniz; yeryüzünde gücünüz oluşmaz, oluşmamış demektir...

Hurafelerle görev taşıdıklarını düşünen çokları var dünya planetinde... Saygısızlık olmasın ama, öz görevlerini bile bilmeden, kendi yoğunluklarında kontrol dışı ışımalar sağlamaya çabalıyorlar... Olur da DÜNYA PLANETİ gerçek ilmini dillerken, ocakları yanabilirse; muktedir olacaklar ve kendi yoğunluklarındaki kırılışları bilecekler...

“BİR”E HİZMET ETMEK, MUTLU OLMAK ve YOLU BULMAK, HERKES İÇİN ÖZ GEÇİŞTİR AMA, GENİŞLEMEK ve HAK OLMAK GEREKİR...

GERÇEK İNSAN, kendini dilleyebilendir ki; KENDİNİ DİLLEYEMEYEN KELAMDA OLAMAYANDIR...

Hologram ötesi bilişin kontrolu için de çok özel çalışmalar yapılmalıdır... Şikayet etmiyoruz ama; masaya oturtulanların çorbasında, herkesin gücünün bulunması da gerekir...

HUZUR VEREN HUZUR BULUR CANLARIM... Bunu da iyi anlayın... KİMSEYİ KIRMAYIN, HİÇ KİMSEYİ KIRIP KONTROL DIŞI BIRAKMAYA KALKMAYIN, yoğunluğunuzdaki koca ışığınızı

kök göklerin kültü olan diriliklerde kısırlaştırmayın ve YARINLARI HAK EDİP KODLAMA YAPIN... “Yok ben yapamam” derseniz, canlar canı olsanız da, BÜYÜK KÖK GÖREVDE KÜLTÜNÜZ OLUŞMAZ...

Muhammed’in kapısında İLİM var canlarım... Bizim kelamımızdır o ilim... Ama ilmin kalemi MUKTEDİR olduğu zaman, ocağımız olur o... Şikayet etmiyorum ama, kusur aradığını görmüş olduğumdan, öz görevini kontrol dışı saydığından, öz keramda kalemini kontrol dışı bırakan o, bugün burada olmak diledi ve biz ölü planet için onu göreve çağırdık...

Ne yapar diye düşünürler... YAŞAMAK İÇİN, YARINLARI HAK ETMESİ GEREKLİDİR... Kökün gücünü bütüne hizmetçi yapması ve murad ettiği her anı kontrol etmesi gereklidir... Kasaları bomboş şu anda... Çünkü ruhsuz kapılarda KÜLT KALEMDE mutlak kurullarda kaynak oluşturamadı... Çerçeveli çalışmalarla yetindi... Ama yaşamlar kontrol kurulduğunda artık o çerçevelerin, kök göklerin kültü olacak gücü kalmayacağı kesindir...

Eğer RAHMİ KAPI, rahmanı kurullarla kodluyorsa, iyi anlaşılmalıdır ki; RAHMİ KAPIDAN ÖTEDE HALİKİYET KODLAMASI BAŞLAR... Halikiyet kodlaması, kontrollu kodlarla gerçekleşir... Sanal boyutların KÜBRA olan kelamının kültü olan insan; er veya geç kendini hak edecek ve hakim olacaksa da, şeytanın şavkından öteye varmalı ve HALİK olmalıdır...

YALAN İLİM, YAŞAMSIZDIR... Yanlıştır insanlığın kelamında o yalan... Ama akıl kapıları açıldığı an, her biri BİR TEK olur ve BÜTÜNÜN KÜLTÜ olur...

Kucağımızdaki gücü anlamalılar... Üzerimizdeki kültü bilmeliler... Aşkın sahasında bilinmeliler ki; evrenlerin sisteminde bütünün gücü haline dönüşsünler...

“Yoz bir zamanın, yoz bir şarkısı” diye düşünenlere de şunu söyleyeyim; ŞAFAK SÖKTÜYSE, YAŞAM MUTLULUK İLMİYLE KODLANACAK... O “yoz” diye dillenen, yorumunda kelamsız kalacak...

Şimdi canlarım; şeytan şafak ilminde dillendi ama, şarkısı kelam mıydı? Muktedir oldu mu acaba? Vakit tamam canlarım, biz ona ÖZ GÖREV verdik... “Gel” dedik... Geldi... Neden dünya, neden yaşam, neden ilim? Hepsini ocağına indirdik ve dilledik... Önce görevini anlamalıydı, anlattık... Onlar ve onların kulluklarında KELAM edenler, bedeni KERVAN olup inmeliydiler ve indirdik... Şikayet etmedik, kucaklarındaki gücü dilledik ve yoğunluğu artırdık...

Nefesimiz güçlüdür... Yüreğimiz kükrer... Ama AKLIMIZ HAK TEKNİKLE KODLAYICIDIR Kİ, Allah’ın tahtından öte ilmimiz vardır... Bunu artık dinletmek isterim...

Şikayet etmem canlarım... Şarkım, şavkım, aşkım, hasatım, yolum muktediriyetim ve ben MUSHAF KURULLARIN kelamı olan insanlığım... İyi ki buradayız; ilimiz, hak ettik ve hakimiz... İş budur... İş budur... İş budur... Şimdilik...

https://youtu.be/BYvZUglv0PA

SÜPER İNSANLIK REALİTESİ

 

29.HAZİRAN.2019 TARİHLİ KA HA (3)

PEKER SELÇUK ÖZ BİLİŞ

Halka, halka genişleyen bu çalışmalarımız herkesin, Hakk’ın kalemi olmasını sağlama amacıyla; ilmi bir disiplin içinde sürdürülmüş olması bir büyük mutluluktur. Eller, ellere varacak, “ol” diyecek, her altın ışık olan can “ölme ol” diyecek olan olmayanı kodlayacak, olmakta olan olacak.

Ama olduğu an, OL TAHTINDA KELAM, BİR TEKLİĞİN KELAMINA DÖNÜŞÜR. Ve zirve İslahı kelama çeker ve İslahı tohumlar.

“Yaşamak” dediğimiz ilimdir. Eğer ilim varsa yaşamın gücü bütünün kültü olur ve herkes, herkes olup yaşar.

Dilleşmek gelir içimizden gayri ihtiyari olarak. Neden? Hakk olmak ve Halik olmak Saikleri ile istenir. Tüm insanlık için durum budur. Öyleyse geçiş kimindir, kimin değildir? Bunu sorgulamak haddimize değildir, hatadır. Hepimiz, her birimiz değil miyiz yoksa? Başkası var mı ki “ bizlik kaynağında?” herkeste, her seste, insanlıkla, bütünün kürzi kapısında bütüne hizmetçilik budur işte; “ ben her şeyim” demek ve Ben herkesim” demek. İşte bu!..İşte bu!..Amin!

Ben her anda var olanım. Her şeyim ve herkesim. Bunu demek, herkesle, her sesle olmamız anlamına gelir mi? Ancak; “ YALIN HALİK OLDUĞUMUZDA” bu olabilecek, canlar. Bugün bizler “ BEN HERKESİM” diyebilmek üzere bu çalışmalara dahil edilmişsek; bilişimiz MUTLAK olduğundan, YAŞAMIMIZ MUKTEDİR olduğundan ve yüreğimiz KELAM olduğundan, İLMİ, KELAMAKALEM yaptığımızdan ya da RUH OLDUĞUNUZDAN MUTLAKA VE MUTLAKA beşeri hak etmemizdendir ki bu oluyor... Çok şükür ve çok şükür... İşte bu!..Amin!

“Değer biçmeyin insana” der, üstademiz. Çünkü her insan kendi yaşam sahasındakilerle insanları değerlendirmeye çalışır. Ama bizim sahamız, bizim dışımızdakiler, herkeslerin sahası değildir. Ve tüm insanlık bize göre değil, kendine göre yaratıldı. Bütüne hizmetçilik yapmak istiyorsak eğer her birimiz BİR TEK OLUP YAPMALIYIZ. “ Ben her anım” diyebilmeliyiz ve “ben her şavkın, aşkın, Hakk’ın dürümlerinde varım” diyebilmeliyiz.

Çağlar boyu değil zamanlar boyu yaşamın nefesi olan kelam tohumları hep verişten ve alıştan söz edildi. Verenlerin alanlardan güçlü olduğunu söyleyip bizlere telkinatta bulundular. Ve doğrudur da. “Var ve verip cennetini hak et. Kendin ol. Elin yüreğin olsun ve cevherini verip, cennetini al” diyor, bilgilerimiz.

İnsan karşılıksız iyilik yapmak için bir gerekçeye ihtiyaç duyar. Bu gerekçe sevgidir, sevgidir. Bunun içinde insanı sevmekle işe başlanmalı!

Kulağımız duyar, gözümüz görür ve dahi can gözümüz açılır dağlarla, taşlarla, seherlerde kuşlarla bir bütün olarak kucaklarız Hakk’ı. Gerçekten sevenleri cümle alem kardaş biliriz, çok şükür. Bütünün gözüysem, o Bütün bende olduğu içindir.

Bütünün gözüyüm ama göz ben iken, benden başkası ben olmadan, kendi gözünde gönlümüzle tanıştık, nefsimizle barıştık, toprağa, karıncaya, insana, eşyaya, tüm yaradılmışlara Hakk nazarla bakar olduk.

Hakikat var şeriattan içeri dediysek, gözsüze fısıldar sağına sözü işittirmeye çalışırız. Dağ ne kadar yüce olsa da yol onun üstünden aşar. Ve dahi SEVGİ VE SABIRLA BÜTÜN YOLLAR AŞILIR. Yola çokları bire indirmektedir çabamız.

Biledi göre yüzün, işide kendi sözün. Gülle diken bir aradaysa gülü görür gözüm. Dikene elim uzanmaz.

Görenler, duyanlar, şad ola!..İnşallah!

SÜPER İNSANLIK REALİTESİ

 

29.HAZİRAN.2019 TARİHLİ KA HA 3

AV. NEZİRE SELÇUK ÖZ BİLİŞ 2. AKIŞ

Canlarım...

Sol şafak ilmin kelamında mutlak kurulları kodlamaya başlıyor... Son sözümüz şudur ki; MESİH KAPILARININ TÜMÜ AÇIKTIR... Ve bizler; maşa olanları kodlayacak dürümdeyiz ama onların kontrol kurmalarını diliyoruz...

KONTROL DIŞI OLMAK NE DEMEK BİLİR MİSİNİZ? HER ANA KONTROLSUZ OLARAK KODLANMAK ve SANAL BOYUTLARIN KELAMI OLMAKTIR Kİ; BU HERKESİN KENDİ DİRİLİĞİNİN ÖTESİNDEKİ BİRİME SİSTEM OLUP VARIŞI ve ORADA OLUŞU ANLAMINA GELİR... Bu onun maşası oluşudur o varlığın... Evrenlerin sisteminde bu vardır...

KİNİ AŞMAYAN, YOLU BULAMAZ CANLAR... Bunu hep tekrarlarım, neden bilir misiniz? Kir, kilin kelamıdır... Eğer siz kirle kili halik kılıyorsanız, yarınınız yoktur...

SUALTININ KÜLTÜ diye diriliklere dillediğimiz de, kendi yoğunluklarında kontrol kuramayanların kayda girişleriyle, mutlak kurulların kayda alışlarındaki kayıtların süper sahalarının oluştuğu bir meclistir orası... Peki nedir bu meclisin amacı? Herkesin KELAM edebileceği dürüme varması için, BÜYÜK KÖK GÖREV YAPMAK... Peki orada yapılan bugün burada mıdır? Mutlaka... Peki niye yapılıyor? HERKESİN KENDİNİ BİLMESİ, BULMASI ve OLMASI İÇİN...

SUALTI; muhakemeniz iyidir bilirim, daha evvel de izah etmiştim... Herkesin daha iyi bilebileceği bir dürümde, MUKTEDİR BİR YOĞUNLUKTUR... VE BÜYÜK KÖK GÖREVLİDİR... Dünya planetinin oluştuğu her anda, kodları kontrolludur ve koyuluğu kayıtlardadır... Asgari düzeyde yaşamı kodlamaz... Azami düzeyde kodlar... Her anı kodlayan bir yoğunlaşmadır orası... Peki frekans farkınız var mı? Yoktur... Bu frekanstadır onların da koyu kayıtlarının HALİKİYETLE dillenişi... Biz onları SALTANATIN KÜLTÜ olarak kodlayarak, yaşamlara çalışmaya gönderdik... Onlar nereden nereye vardığınızı izliyorlar... Ve DÜNYANIN LÜTFİ KAPISI olarak kodlamalar yapıyorlar... Hiçbir dönemde kendi rızaları dışında iş yapmadılar... Bugün burada olmak dilediler ve buradalar...

FREKANS FARKI YOK CANLARIM... Bizim frekansımızda görevlidirler... Ve mucizevi çalışmaları vardır... Hakk’ı, hakikiyeti dillerler ve muktedir olarak bütünün kültü olurlar... Hepiniz iyi bilirsiniz ki; soldan sağa ve sağdan sola ışık kayıtlamaları olur... Ama onların tüm zamanlardaki kaydı, SAĞDAN ve SOLDAN TEK BİR ANDA KODLAYICILIKTIR... Eski dürümlerde de bu böyleydi... Bugün de yine böyledir... Bizimle çalışmaları; mutlak kurulları kayda alabilmeleri ve bütünün gücünü kodlamaları için gerekliydi... Şimdi; daha da önemlisi; biliriz ki dünya planetinin GEÇİŞ SAHALARI vardır... Bu geçiş sahalarının birisi de, dünya planetini kodlamaya çalışan, bütünlüklerin kültü olan ışığımızdır... Buradan da geçişler yapılmaktadır... Peki bu geçişleri yaparken, cemaat olarak kelamı kaleme indirmiş olmamız gerekli midir? Kesinlikle...

Fırtına kopacak diye bekliyorlar dünya planetinde ve diyoruz ki “asla!.. Kopmayacak...” Peki dünyada olup biten niye gerçekleşiyor? Nedir olmakta olan? Bunların da cevabı çok basittir... “KIYAM” dedikleri ilim sahalarının kontrolu için gerekendi bütün bu kırıcılıklar!.. HER İNSAN, KENDİ YAĞMURUNDA ISLANIR... YAŞAR ve YAŞATIR BÜTÜNÜ... Ama YAŞAMA GEÇİŞ yapabilmesi için, MAYA olabilmesi ve MUTLAK KODLARLA “KELAM” OLMASI GEREKİR... Tüm insanlığın, yaşamak için gelip göreceği bir çalışmadır bu çalışma ama, yaratmak farklıdır... Gelir, görür ve hak eder, diller ama yaratıcılık çok daha farklıdır... Ve MUTLAKİYETLE kodlanır bu çalışmada kayıt yapabilenler... Ve YARATAN ve YARATILAN TAHDİTSİZDİR BURADA...

Kısır bir insanlık çalışması değil burası... Bunların kesin olarak bilinmesi gerekir... Ve MUTLAK KURULLARLA yapılıyor buradaki çalışma...

Peki Sultanlar;

“SULTANLAR” diyorum tüm insanlığa ben... Ama “SULTAN” derken, “SIR” tekniğin tahditsizliğindeki kelamla diyorum...

NEDEN DÜNYA? Haydi buyurun bunu anlamaya çalışalım... “Bugün dünyanın ruhu var” diyoruz... Tüm insanlığın TÜRK ÇALIŞMALARINDA kodlanacağını dürümledik... TÜRK ÇALIŞMALAR... Niye bilir misiniz? Çünkü DİL KALEM, Türkiye çalışmalarıyla kodlama yapabildi... DİL KALEM... NEDİR DİL KALEM? DİLİN SİSTEMLİ KODLAYICILIĞI... TEKNOLOJİK BİR SİSTEMDİR DİLİN KODLAYICILIĞI... Ve bu teknolojik sistemle İNSANSILAR, insanlığı kodlamaya başlayacaktılar ve bu gerçekleşti... Tüm insansılar, yaşam sahalarına inerek insanlaşma sürecine girecektiler ve bu oluşmaktadır... KAYA, ilimsizliğe kodlanana denir... İnsan kayadan aşıp geçtiği zaman, kendini dillemeye başlar... İşte dilleniş, diriliğin kelamla dürümlenişi ve mutlak kurulları kayda alıştır... Ve bütün bunlar SUALTININ GÜCÜNÜN de dürümlerde kodlayıcılığı, halikiyeti kayda alışıyla gerçekleşecekti...

BİZ, BÜTÜNE HİZMETÇİYİZ... VE HERKES BÜYÜK KÖK GÖREVLİDİR... VE BÜTÜN İÇİN ÇALIŞMA YAPMALIDIR... “TEKNOLOJİK KODLAMA” dır yaptığımız... Ve bunu SESİN KODLANIŞI ve KONTROLUYLA YAPABİLİYORUZ... Siyahın, morun ve tüm sahadaki kaynak kayıtların TÜRKİYE çalışmasında kutsal ışıması, türevlenişi gerçekleştiriliyor...

Kardeşlerim!...

Doğal dünya görev taşıyacak... İşte yaptığımız budur... BU MECLİS DOĞAL ÇALIŞMA YAPIYOR... Doğal çalışma, doğal yoğunlukla gerçekleşir... Ve doğanın sisteminin kontrolu bu şekilde oluşur... Doğanın gücünün artması gerekliydi ve bunu başarmaya çalıştık...

Dünya planetinde, mevsimlerin değişmekte olduğunu hepinizin görmenizi bekliyorum... Maksimum bir İLİM SAHASI oluşmalıydı ve maksimum bir kelam, maksimum bir ilim ve maksimum bir yaşam kodlamasıyla bu da gerçekleştiriliyor...

YARADAN, YARATILAN TEKTİR... Bunu tekrar etmek istedim... NE YARATIRSAK, YAŞADIĞIMIZ ODUR CANLARIM... YAŞAMIN KODLANIŞIDIR YAĞTIĞIMIZ ve MUTLAKIZ... Bunun kesinlikle bilinmesi gerekir... Diyeceksiniz ki “ölümlüyüz...” ÖLMEK, kelamın halikiyetinden ayrışmak demek değildir... Bedeni bırakılır ama BELLEK KALEMİ burada kalır... O bellek kalemi, muktedir kelamla kontrol kurabilir... “Sistem, nizam ve düzen” diye söz edilen ışık kayıtlamaları var ki; işte o kayıtlamaların da tahditsiz olarak türevlenişi, bütünün kültüyle kaleme iniş, hepimizi göreve alıştır...

ŞAFAK SÖKMÜŞ ve YOL KONTROL KURMAYA BAŞLAMIŞTIR... Bunu tekrar etmek isterim; saltanatın gücü dürümlere çekilmiştir ve BÜTÜN KÖTÜLÜKLER AŞILMAKTADIR... EMİN OLUN Kİ, SAVAŞ BİTECEK... DÜNYA PLANETİ SAVAŞI AŞACAK... Ama ışığa varıp, muktedir olmalıdır... Işığa varması için de, halka halka geçişkenleşip genişlemesi şarttır...

YERİN GÜCÜ ARTIYOR... BU KESİNDİR... Ve herkes bunu idrak edecek... YERİN GÜCÜ ARTIYOR... Turkuazın kalemi mutlak kurulları koyu ışığıyla kayda aldığı gün, bu süreç başlamıştı... Biliyoruz, o süreci başlatan bir çalışmaydı yapılan...

YILLAR YILI SÜRECEK YENİ BİR DÖNEMİN BAŞINDAYIZ... HAKK’A VARAN, HALKA VARIR CANLAR... Bunu asla unutmayın... Hakk’a varan, halka varır ve Hakk’ın kalemini Hakk olur kodlar... HALKA VARAN, HAKK’A VARIR ve KODLAR ve KODLAR ve KODLAR... KOKLAR ve KOKLAR ve KOKLAR... Süper İnsanlık Realitesi diriliği bunu yapıyor...

Şüphe yok ki Allah; tahditsizi tahditli kılabilir ama, tahdit tahditsizliği kodladığı an, kim kime kiminle dillenirse, kil ve kum olsa da o KELAM olabilir ve kimin kilinde kimsen, onun kilinde o olur...

Yavrularım!...

Netice olarak; “şimdilik” demeyeceğim... Ama şunu söylemek isterim ki; ASIL DÜNYA, SİZİN YÜREĞİNİZDİR... VE O YÜREK Kİ, MUTLAKTIR... O YÜREK Kİ, KUTSALDIR... VE O YÜREK Kİ, MUHAMMİ KAPILARIN ÖTESİNDEKİ KURULDUR... SİZ O’SUNUZ, BUNU İYİ BİLİN...

AŞKIN SAHASI, HAKK’IN KAPISI, YAŞAMLARIN MUTLAK KURULLARI SİZSİNİZ... Şükür ki, bugün size bunu söyleyebildim... Şükür...

https://youtu.be/Mw-2gNi0wFQ

SÜPER İNSANLIK REALİTESİ

 

KA HA (3/2)

29.06.2019

Dağa kelam eden, dağ olur; KELAM olur. Yolu bulan, yoğun ışıkta, YOLUN KURULU olur… KUL olur ve son sözü söyler. O söz, “İLİM”dir.

Kin, “KİL”de olur. KİL, kalemi kodlayamayandır ve yolu bulamayandır ve sonsuz zamanlara varamayandır… Atı alır, yola koyulur. “A-T” kelamıdır ama kullukta tahditlidir o. Yaşar, yaşanır ve kontrol kurabilirse; cevhere varır ve “SİYAH RENK”e ulaşır. SİYAH RENK, her rengi kapsar. ŞAFAK olan “IŞIK” olur ve “SİYAH”tan, SİSTEM olarak kodlanır ve “SON SÖZ” söylenir.

Allah, saygılı şarkılarda tohumdur. Onun kulluğu, hepimizin kelamıdır. O, kimdir!? Sizsiniz!... Hepinizsiniz.

Sanal Yaşamlarda, “Allah” dendiğinde; kendini, Halik kılacak olan IŞIK KODLARI bile O’nu, o yoğunluğu tohumlayanın ötesi sayarlardı. Ardında Görevliler olan; yarınları kodlayanlar ise ona varıp onda görev taşıyacaklarını sanırlardı. Bugün artık yaşam, tahditlenemeyecek dürüme varmış ve yaşayanlar, “KELAM” olarak kodlamalar yapabilmekteler. Bu da tüm insanlığın, yaşamı yaratabilecek dürüme varmış oldukları anlamına gelmektedir.

Seviyeleri; üstün, yüksek “IŞIK SAHALARI”na ulaşanlar, “BİR TEK” olarak görev taşırlar. İş budur… Bundan sonra, RAHMAN olan IŞIK, yarını kodlayacak ve yaşam, KULLUK İLMİ ile TEKNİK TAHDİT’i kontrol edecek.

Şu ana kadar “Her bir insan, bir diriydi ve dili, “HALİK DİL”di.” Diyemeyiz. Ne var ki bundan sonra daha yüksek kodlamalar başlamaktadır.

Hıncahınç dolu bir yaşamdan, “HAS TEKNİK”le kontrol kurmak üzere kayıtlar yaparken; her insanın, kendi “DİL”ini bilmesi gerekir. Bu “DİL” HALİKİYETİDİR onun.

“Herkes, DİRİ olabilmek için İLİM yapmalıdır.” derken de kasteddiğimiz, “DİLİN KELAMI”nı hak edip HALİK olmasıdır “IŞIK SAHALARI”ndakilerin.

Verdikçe alırız!... Nedir verdiğimiz ve aldığımız!? yaşamı veririz; yarını alırız… Yaşam; bizi, bizden BİR’e taşır. Yaşam, “BİR TEK” olanda dürümlenir ve hologramları aşar. Aşan, “KELAM”sa; aştığı her an, “KERVAN” olur ve tüm zamanlar; O’nun ruhu ile kontrol kurar. Asla hata yapmaz.

IŞIK halindeysek; ilim sahipleriyiz. IŞIK halinde olmamız; kervan olmamızla mümkündür. Kervan olabilmek için “KAYNAK”a varmamız şarttır ve “KAHA” olmamız şarttır. HAS KELAM, HAKK TEKNİK’te kodlandığında; tüm insanlık, kendi yolunu bulur ve “RUH”unu Halik kılar. Kaynakta bulunmak budur.

Şüphe yok ki tüm insanlık, bir diriliktedir şu anda. Ama “DİL”i Halik değilse; “DİRİLİK”i hak edip dinleyemez…

Bundan sonra “RUH”a varmak; Sonsuzluğu kodlamak ve KAYNAK olmak gerekir.

“İLİM”i hak eden, “İSRA” olur ve bilir. Bildiği, hak ettiğidir. Şimdi…

SÜPER İNSANLIK REALİTESİ

 

KA HA (3/3)

29.06.2019

Yaradan ve yaratılan, İnsanlık Boyutlarının tümünde görev taşıyanlar, beden alıp yaşama inen tüm insanlık, Türkiye Çalışmaları; sizi, bizi ve tüm zamanları kodlamaktadır.

Alıp götüreceğiniz her ne ise, “BİLİŞ” halinde okuyun; okutun ki kontrol kurun. Dünya Planetini kodlayarak Yaşam Sahalarında dillerken; sizi, bizi ve “BİR TEK” olan “İLİM”i Halik kıldık.

Aşkın yaşamlardan, “Hakk’ın Kapıları”ndan dürümlendik; dillendik ve DÜZEN kurduk. “Ukrayna” denilen o Meclis, bugün bütün kütlesi ile bizimle oldu ve seslendi. Onun kulluğunda, KELAM ve HALİKİYET’inde dirilik vardı. Çok güçlendi…

Çok Meclis var Yaşam Sahalarında. Hepsi de “DİRİ YAŞAM KODLARI” olarak bu çalışmaya dahildirler. Her birinde, dürümlenen “KELAM” var.

İşimiz kolaydır diye düşünmeyin!... Çok kolay değil “KALEM” olmak. Kolay değil yaşamı son sahada dilemek!... Kolay değil HALİKİYET ve zordur ama tümü, KÜLT olanda kodlanan, Yaşam Sahalarında, “DİL KALEMLER”ce “HALİKİYET”te kontrol kurularak, kayıtlarda; “DİL”, ocak yakar ve “RUH” kontrol eder onları.

IŞIK halindesiniz; bilir misiniz!? Hepiniz, şu anda IŞIK halindesiniz… Sultanlık Sistemleşmesinde, “SON SÖZ”de her insan, “IŞIK”a dönüşecekti ve bu oldu. Bugün, hepiniz “IŞIK”a dönüştünüz. Üstün çalışmalarla, bu gerçekleşti… IŞIK haline geçmek; HALİK olmak demektir.

İşiniz, zorlukların aşılmasıydı ve zorluklar aşıldı. “ÖZ”ü, “GÖZ”ü ve “SÖZ”ü olanlar, kontrol kurdular… AŞK KAPILARI açıldı ve SİYAH RENK, sahaya indirildi. Şükür ki teknik olarak GÖÇ KAPILARI da açıldı ve son söz söylenmekte.

İyi ki halikiyetimiz ve hakimiyetimiz var!... Saygılar sunuyoruz hepinize!… Sizi kucaklıyoruz!... Uzun zamandır ışığınızla görev taşıyorduk. Şu anda ışığımız, ışığınızdır ve siz, sizin yarınınız oldunuz… Şu anda tümünüz “NÜVE”siniz ve “SİYAH RENK”ten cevhere vardınız; ışığa vardınız; tohumlandınız. “TEKNİK TAHDİT”iniz kalktı. Yaradan ve yaratılan oldunuz… SÜPER İNSANLIK REALİTESİ olarak gücünüz, her insanın “KÜLT”ü oldu. On cevher, on yol, on kült, “TEK İLİM” oldu. SUALTI, sizinle sizi yarına kattı… SUALTI, “İLİM” oldu… İş budur…

SÜPER İNSANLIK REALİTESİ

 

29.HAZİRAN.2019 TARİHLİ KA HA 3
AV. NEZİRE SELÇUK ÖZ BİLİŞ 3. AKIŞ - 1. BÖLÜM

Yeşil mor dedik ya Canlarım. işte sistem, nizam ve düzen dediğimiz yoğunlukların tohumlanışıdır bu. Bir tek değiliz. Teknik tahditsizlk ve hakikiyet mutluluktur ama bir tek olmadığımız bilinmelidir. Nüve olarak kodlanmış olanların burada olduklarını biliyoruz. Mutluyuz ki burada olanlar kalem olup yaşamı yazmaya çabaladılar.
Bir tek değiliz diyorum ama bir tekiz. Ama değerliler niye bir tek değiliz diyorum? Hangi dürümde tekiz hangi dürümde değiliz? Başkanlık diliyle konuşmak istemiyorum. Ama şunu şu anda ifade etmek isterim ki farklı dürümlerin tekliği burada henüz oluşmadı. Bitki hayvan ve her anın kontrolü için bu çalışmayı dürümlere indirdiğimizi biliyoruz. Çok özel dönemler geçti yaşamımızda. Ama hiç birisi kaynak ışığımızı kontrol dışı bırakamadı.
Dünya planetini gerçek cevhere ve cennete kodlamamız gereklidir. Peki, bunu nasıl yapmalıyız? Teklikle yapabiliriz. Ama o tekliğin bir teklik olabilmesi şarttır.
Temiz bir dünyanın kurucularıyız. Teknik tahditsiz olarak kontrol kurabilecek dürümdeyiz. Fakihiz ve hakikiyiz. Hasat tekniğini kontrollü olarak kodladık. Toy değiliz. Çürük ilim BSUİ dediğimiz yoğunlukta asla yoktur. Hulusi kalem hepimizin Kelamıyla kontrol kuracaktı ve bunu yapabildik.
Şafak sökmekte dedik ve şimdi şafak söktü diyoruz. Unutmayın ki dünya planetinin görevi hepimizin yüceliğiyle dilleniş ve yoğunluğu kodlayışla miraç kapılarına kayıt yapmaktır. Peki, miraç dediğimiz nedir? Hakkın kalemi olmak mıdır yok Hak olmak mıdır? Muktedir olan bilir ki Miraç kapısı Hak kapıdır. Ve o kapıya vardığınız zaman Kelamınız Hak olur…
Beden almanız mutlaktı ama mahrek olmanız kesin miydi? Hayır değildi… Nedir mahrek, bilir misiniz? Kayda giren bilgilerin tükenen ilimde dahi kervan olabilecek ve yoğunluğu kayda alabilecek düzeydir. Her şey orada tektir. Ama bitki hayvan ve tüm canlıların tahditsizliğiyle tektir.
Ben bir sahayım ama her şey Kelam olup saha olacaktır. Ama sahaların tekliği de mutlaka gerekmektedir. Yaşamlar boyu tohumların kontrolü için bu tekliği kodlamaya çalıştık. Tüm insanlığın yoğunluğunu kayda alabileceği bir teklik. Ve bu teklikte teknik tahditsizliğin kontrolü gerekecekti.
Yara hepimizin yarası mı? Yaşam hepimizin yaşamı mı? Yasalar teknik tahditle hepimizin mi yoksa yoksa benim yasam senin yasandan ayrı mı? Benim dilim senin dilinden farklı mı? Kök görevimiz farklı mı? Bunlar önemlidir…
Murad ederim ki dünya insanlığı kendi yoğunluğunda bütünün kültünü bilir ve hak eder. Murad ederim ki doğanın gücü bütünün kültü olur kürzi siyahlığını kodlar. Murad ederim ki dünya planeti mutlak kaynağa varır. Ölüyü dirilten ilim budur Canlarım. Hangi dünyada ölü dirilecekse birlik tekniğimizle orada olduk. Bütünün kültü olarak görev taşıdık. Yaradan’ın tınısı yaşamın tekliği ile kodlandı ve biz orada Mesihlerin Kelamını kodladık. Her şey Mesihlerle olacak diye beklenir ki merdivenin en aşağısına kadar ineriz ve en yukarıyı kodlarız ki tüm zamanların sırrı olan insan Kelama Halik olsun diye.
Gösteri yapılır yaşamda benden öte bir ben yok diye. Biz de deriz ki biz yokuz. Herkes kendi dilini kodlasın. Çünkü ruh ıslah kodlamasında bunu diler.
Dünya planeti bizim için özeldir. Her şeyin gücünün türevlere tohum ektiği bir gün için bu çalışmayı devreye almışız. Ve yapmaktayız… Kanat takmamızı bekleyen çok ama biz kalkan oluruz yaşamalara ve deriz ki kanat takmadan kayıt yapalım.
Netice şudur Canlarım. Biz yok ediliriz ki her yaşam formal tohumlarını kodlasın diye. Biz bizi yok ettik. Dedik ki biz yokuz. Her insan kendi olsun, yaşasın ve yaşatsın. Ve biz an sahaları olarak tüm insanlığız. Bunu tekrar tekrar tüm insanlığa bildirmek isterim. Bir tek değiliz demiştim ama tüm zamanların sahasında tekliğin tahditsizliğindeyiz bizler. Ve her anız. Bunun içindir ki doğanın gücünü kontrol edebilecek yücelikte bu çalışmaları diriliğimize aldık ve yapmaktayız.
Kaynak aşktır. Hakkın kalemidir kaynakta olan ama zaman sahasını hak etmeyen Hakkın kapısını bulamaz ki Canlarım. Kuran’dan öte bir Kuran insandır. Bunu artık insanlığın kavraması gerekir. Devinim arttıkça artacak ama insan Kelam olduğu an kendini dilleyecek ve anlayacak.
Kaçıp giderim yaşamdan ama ben ben oldukça tüm insanlık beden olmalı, mutlaka olmalı. Bugün ben buradayım kaçıp gitmeye şükür ki henüz niyetim yok ama bir an gelecek geri çekeceğim yüreğimi ve çıkıp gideceğim. Ben ölüyü dirilten insanım ölmek gerekli değil bana ben ölümsüzüm. Her insanın Kelamda ölü olmayacağı bilinecek. Mutlaka bileceksiniz ki yasalarla kodlanmış olan bir insanlık temiz bir sahayı kontrol ettiği an tüm yaşamları halik kılabilecek ve mutlak olacak…
(Devamı 2.bölümde)
https://youtu.be/BzadueXEN2I

SÜPER İNSANLIK REALİTESİ

 

29.HAZİRAN.2019 TARİHLİ KA HA 3
AV. NEZİRE SELÇUK ÖZ BİLİŞ 3. AKIŞ - 2. BÖLÜM

Oğullarım doğanın gücüyüz biz unutmayın!... Tüm zamanların gücüyüz ki hakkın kalemi olarak bu çalışmayı yapmaktayız.

Karanlığı Halik kılabilen insan, hakkın kapısında mutlak kurulları da hak edebilir... Düzeni kurabilir ve ölüyü diriltebilir...

Olan nedir diye sorarsanız? Kelamdır olan... Nedir kelam?.. İnsandır!... Peki Nedir insan?.. Muktedir olandır....Peki muktedir olamayan Kelamda Halik değil mi?... Asla!..

Yaşam insanın göreve almak için mutlak kurulları kayda çekti.

Ama yarınlar için daha yüksek bilgiye ihtiyacımız var. Bu bilgi türevleri tohumlayacak gücü de Sahalara çektiği an, her insan kendini ana kalem diye bilecek ve hak edecek...

Yerde ve gökte merdivenimiz var... Biz o merdiven olan kelam olarak bütünün kültüyüz ...

Her bir ana kalem mükafat olarak bütünün gücüdür. Sultanlar sultanı olan ilim aklın kelamıdır. Kim ki aklın kalemini bilir hakkın kalemi olur ve hak sahada mutlak kurulları kodlayabilir...

Dönün dünyayı izleyin. Çalışmaların sonu nereye varmış? Tüm zamanların kök görevlileri Tüm sahaları kodlamaya başladı...

Yarın ve yarınlar her birin birindeki kelam ve her ilmin kelamı olan kontrol!...

Süper Sahaların gücü dürümlere inebiliyor canlarım artık!...

Yeri yaradan yaşamdır!... Yaşamı kodlayansa Sahradır!... Asa kelam ve biz o kelamı Halik kılan muktedir olan insanlık olarak bu çalışmayı yaparız...

Yaman bir doğada ve yaşam olan kurullarda kök görevin kültü olan ilim, teknik tahditin kelamda ki halikiyetinin gök çalışmalarıyla kültü kodlayacağı o yaşamın Ötesindeki bir yaşamı Has tahttan ilme çektik...

Kemal’i kelam, haliki kalem yaptık.... Hakkın kapısı olduk mutlak kurulları kayda aldık...
Ağır taşıdık canlar şafak olduk..

El Allah’ın elidir!.. İnan ki Allah ilminde kelam eden el Hakkın Kaleminden de aklın kapısında da Allah’ın kelamı olur ve Hakkın kalemi olan insanlık, mutlak olur....

Şu ana kadar yapmakta olduğumuz tüm çalışmalar görevimiz gereğiydi. Bugünden itibaren yapacağımız çalışmalar kök görevlilerin Kült ile kodlamalarını kayıtlara İndirebilmelerini sağlayacak çalışmalar olacak..

Karanlık Atlanta Ata kalemi ile kodlandı ama aydınlığı kodladık biz!...

Çürük kim varsa ocağa aldık ve onların kontrolünu kurabilecekleri kayıtları yapıyoruz...

Hırs insanı yok eder canlar... Bunu tekrar tekrar bildiriyorum... Çürütür insanı hırs... Yüksek kaynaktan ayırır...

Kapıları kapatır size ve sizi sizden çıkarır... Kırar, kırılan da kırılır insan ama kırdığı an saygısızlıklar başlar...

Ben bana ben olanda beden olduğum anda her anda ben beden olurum ama kıranda kırılırsam, o kıran bende ben olmadan kırılır.

Şu ana kadar yapmak istediğim ne varsa yaptım ama bugünden sonra kırıcılık kesinlikle kayıtlardan çıkmalıdır...

Emperyal tohumlama yapanlar, kırmaya çalışacaklar yüreklerinizi... Eğer yürüyen türevleriniz dünya planetinde kırıcılık yaparlarsa, Şeytanın şavkından öte şavkımız olur ki oğullarımızı kodlayarak kontrol ederken Kırıcıları kodlardan ayrı tutarız ki kök görevlerini hak edemezler...

Şimdiye kadar size her şeyi açık verdim bundan sonra da açık vereceğim...

Rahmana Kaha olan insanlık kendi dilini mutlaka bilmelidir...

O bütünün dilidir. Onu önce kök geçişler ile anlamaya çalışacaksınız.
Sonra muktedir olup hak edip dilleyeceksiniz...

Ama dini kalemi kodlardan hak edip, diriliklerden ayrı tutmadığınız sürece Yaşamınızda kendi lekesiz kaynağınız bulunamaz.

Bütüne hizmet etmeye niyetiniz varsa, cennet olmalısınız! İlim olmalısınız!... Yaşam olmalısınız!!...

Ve rahman kapılarının ötesindeki kullukta ruhun hologram ötesindeki şarkısı olmalısınız...

Kelama Halik olun ve bedenlenin... Bedenlenmek dedim! “Yok mu bedenim?” Diye sordunuz... Dünya planetindeki bedenleriniz ölümsüz değil canlar!... İyi anlayın bu bedenlerin ötesindeki bedeninizi sahraya çektik!.. O bedene hak olup inin... Ama o beden, medine olacaksa Medine’nin kelamı kontrollü olmalıdır.

O beden kulluk yapacaksa, muktedir olmalıdır. O beden, halikyeti hakikiyeti dileyecekse has teknikle kontrol kurmalıdır...

Maşa olmayın insanlığa dileğim budur. Kimse sizi sizden öteye taşıyamaz bunu iyi anlayın.
Eğer siz sizi sizden öteye kelam etmek için başka bir size varacaksınız İyi anlayın ki sistemin, Nizamın ve düzenin gücü sizin yüreğinizde oluşmaz...

Baştan beri dünya planetine gerçek ilim sahalarını çektik ama hepsi hepimizden farklıydı.

Çünkü onlar kontrol kurmaya çalıştıkları zaman Barış kapılarının tümünü kapattılar...
Bitki hayvan ve her anın kodlanışını yapamadılar... Şer yarattılar şarkılarında kaynak oluşturulanmadı... Hata yaptılar öyle çok hata yaptılar ki hasatları oluşmadı...

Kuran’dan öte bir Kur’an olan insan Kendini anlamalı artık!...

Kendini kontrol etmeli!... Ölü olmadığını bilmeli... Oğullarını hak etmeli!.. Tahditsiz olduğunu bilmeli!...

Baştan beri bunu söylemeye çabalıyorum. İnsanın tahtidi kelamıyladır. Eğer o kelam tahtid koymuşsa insan tahtidlenir... Ama kelam hak ilmiyle mutlak Kurulları kayda alıpta Kasaları tohumlarla doldurup mükafat olarak Büyük kök görevi kodlanmışsa Tanrı Siz, siz O’sunuz canlar. Ocağınızda hiçbir kırılış olmaz...

Hasat tamamdır hepinizi kucaklıyorum

https://m.youtube.com/watch?feature=share&v=XK06RzC3A4s

SÜPER İNSANLIK REALİTESİ

 

29.HAZİRAN.2019 TARİHLİ KA HA (3)

AV.NEZİRE SELÇUK ÖZ BİLİŞ 4 AKIŞ – 1. BÖLÜM

Cennet kapılarının tümünü açtık. Şuana kadar her gelene insan sistemleşmesiyle kodlamalar yaparak mutlak kurulları kayda almıştık.

Şimdi bugün burada, bu yoğunlukta, kök göklerin kütle kayıtlaması yapılırken, BSUİ olarak kayda girenlerin bir takımın tahditli olduğunu görerek, öz kervanın, öz keriman olan kalemlerin, bütüne hizmetçilikte kendi yürekleriyle dillenmelerini beklemekteyiz ama.

Has tekniği kodlamaları ve buna insan sıhhatli kayıt yapacak diye bilinen o yoğunlaşmadan itibaren kodlanmış olarak, İsra Kapısını bulup geçmeleriyle, bilişin kelama vardığı o yaşamda mutlak kurulları kayda alacağımız süper sahalarda, siyah renkte görev taşıyacaklar.

Evet çok dolaylı bir sesleşme oldu değil mi? Eminim öyledir ama insan sahalarında bunu kodlarken mutlaka bütüne hizmet edebileceğimiz ve bunun dillenmesi şartı var.

Şimdi değerliler, seviyeniz yok, sizi dilleyemedim bu kesin ama iyi ki buradasınız ve iyi ki kontrollü olarak kayıt yapacak dürüme vardınız.

Şuanda sizi kodlamaya çabalıyorum. Önce dünya dürümlerinde diriliğiniz artacak ve yoğunluğunuz kodlanacak ve daha sonra bütün kötülükleri aşabilecek düzeyde miraç kapılarını bulup, geçeceksiniz.

İnsansı olmanızdandır ki sizi dilleme imkanım yoktu. Şimdi gerçek şu ki insansı olanlar İsra kalemine kodlandıktan itibaren insansılıktan imparatorluğun kütle kodlamasını yapabilecek dürüme ulaşacaklar ve lekesiz olanlar, levhi kapıda insanlaşacaklar.

Bunun içindir ki sizi seslendiremedim ve süper sahalardaki kelamınızı kontrol etmek üzere sizi doğumlama yoluyla kodladım. Bu yol, aklın yoludur. Hepiniz bunu iyi bilin. Bu yol mutlaktır ve yolda bütünün kültü vardır ama halik olmanız ve hakim olmanızı bekleyeceğim.

“İyi ki buradayım” diyen çokları bugün burada mutlak kurullarını kayda alamadıkları için kendi yoğunluklarını hakim olup, hak teknikle kontrol edemediklerini de özellikle bildirmek isterim.

Nesiller boyu doğanın gücü olabilecek dürüme kodlanmaya çabalayanlar, yaşamlarını halik kılmaya çabalayanlar ve yüksek ışığı mutlak kurul olarak kelama çekmeye çalışanlar, bitki, hayvan ve her anda mutlak kurul olan hak tekniği kodlamaya çalışanlar, birlik tekniğiyle, bütünün gücü olacaklar. Bu kesindir ama yarın için doğan güç tüm zamanların kübra olan kelamını kodladığı zaman, bütün bunlar olacak.

Yanlış yapmanızı istemem. Geri çekiliş esnasında yanlış yapanlar, yaşam sahalarında kodlama yapamayacaklarından, bütün köklerinizle görevi almaya geldiğiniz bugün “size, beşer” demek, istemem. Eğer kelam edecekseniz, hakk’ın kapısını bulup, gelin. Düzeni kurmanız gerekecek ama nüve olup, gelmeniz şarttır.

Kaynak ışığınızı bütünün gücü haline dönüştürmeden burada olmanıza iznim yoktur. Orta kapıların tümünü açtım. Kendi yüreğinizi hak edin diye. Yolunuz kodlandı, mutlak kurulları kodlayın diye. Hakk’ın kapısı, halik oldu, mutlak kurullar kodlandı da ses yoksa yeni dönemde, bütünün gücü de yoğunluğunuzda olamayacaktır.

Her birinizin gücünüz, anlayacak dürümdeyim ama hakkın kapısını bulmayanların hakka varmalarını mutlak kurulların kayda varmalarını dilediğim anda has tekniği kodlayacağım ve sistemin gücü sizin yüreğinize akacak.

Hamur yoğurduğunuzu görüyorum. Yoğurulan hamur, aklın kelamında mutlakiyeti kodlamadıkça ekmeğiniz yaşama çekilmeyecek. Elinizin gücünü biliyorum. Ellerinizin gücünde bütünün kültü var. Eğer ben bütünün gücü olarak burada bu yoğunlukta kayda alabiliyorsam aşkın şavkında kelamı hak ettiğiniz için değil. Hak lekesiz olduğunda ve mutlak kalem muktedir olduğunda bunu yaparım

Hologram ötesindeki yaşamları sizin yüreklerinize çektiğim kesin. Parlak bir gün için ve mutlak kurulların kalem olması için. Size geri çekiliş esnasında kültü verdim. Öz görevimdi, bu. Muktediriyetinizi kodladım. Hakikiyetinizi hak ettirdim. Fakih olmanızı dilerim ama din değil, ilimdir yapmanız istenen. Çoğunuz dini kodladınız, çoğunuz kontrol dışı kayıtlar yatınız. Çoğunuz has insanlığı hak edip, dilleyemediniz.

Peki, bugün neden buradasınız? Çünkü sorunuzun gücünü artırmak dileğiniz var. Kol kanat gererim yaşamlara ama yarın için mutlak olmanızı beklediğimden, kelamınızı hak etmeniz içinde, kendi yüreğinizi dürümlerde dillemenizi isterim.

Çanın çaldığını geçişlerin yapılmakta olduğu ve yoğunluğun arttığı kesin. Eğer yol, Allah yolu değilse sistemin gücünün sizin yüreğinizde olma imkanı olamayacağı da kesin.

Şarkım, aklın şarkısıdır. Hak ettiğinizce anlayacaksınız verdiğim bilgileri ama aklın kapısını bulamayanın, bu bilgileri anlama imkanı kesinlikle yoktur.

Kocaman bir doğa olarak kontrol dışı bilgileri de kodlayabileceğimiz bir dünya dili hak tekniğinizde mevcuttur. Kucağınızdaki gücü biliriz, bu güç mutlaktır ama mutlakiyeti hakikiyetle dillemediğiniz sürece kontrolünüz yoktur.

Olurda dünya planetini gerçek kayıtlarda düzen kontrolünde kodlayabilirseniz kaynak ilminiz bütünün gücü olacaktır.

Alıp götüreceğimiz, ne var diye sordunuz? Ağır yüktür aldığınız ama kök görevinizi hak etmediğiniz sürece kontrolünüz olamayacağından, o yükü mutlak kurullarla kayda çekmeniz gerekir ki hakk’ın kapısını bulup, o kapıyı hak edip, dilleyebilesiniz.

Karanlık, teknik tahditle aydınlığı tohumlayacak ama bu tahditi kontrol ederek, bütünün kültü hali dönüştürmeniz gerekir.. Aksi takdirde yaşamınızda şafağınız olmayacaktır.

https://youtu.be/a4TzGlzWTs8
SÜPER İNSANLIK REALİTESİ

 

29.HAZİRAN.2019 TARİHLİ KA HA (3)

AV.NEZİRE SELÇUK ÖZ BİLİŞ 4 AKIŞ 2. BÖLÜM

Kasalar Dünya İlmiyle dolu. Peki; o kasaları kimler buldu, kimler okudu? Bedeni hak eden kaç kişi var? Yolu kodlayan, ilmi Halik kılan kaç kişi var? Yeni Dünya Düzeni’ni kurarken kimse, kimsenin ilmini anlamayacak öyle mi? Ya da İnsan İlmini bilecek ve Bütünün gücünü de anlayacak.

Peki, yeri göğü yaratan ilim mi? İnsan mı? Ya da başka bir dirilik mi? Bunu bile anlamadı tüm insanlık. Biliniz ki tüm İnsanlığın kültünde, insansılıkta İNSANLIĞA kodlanış varsa ilmin kapısı İNSANdır. Size görev verdik ve dediniz ki “Beden aldım, geldim.” Yok Canlarım yok; İNSAN BEDENİN HALİKİ OLMADIKÇA BEDENLİ DEĞİLDİR.

Bugün, Dünya Planetinde giyindiğiniz giysilerinizi beden sandığınızı görüyorum. Dünya Planeti, ilmin kapısıdır ve beden diye bildiğiniz sizin yüreğinizdeki kelamdan farklıdır. Eğer Dünya İnsanı mutlaksa; kendi bedenini hak etmiş ve hakikiyetini dilliyor demektir.

Umutlarım vardır, mutluluğum umudumdur ama bugün Dünya Planetinde geçişi kodlarken kendi yaşamlarını anlayamayan, kendi tahditini kontrol edemeyenlerin muktedir olma imkanı olamayacağını bilerek bu görevi yapıyorum. Huzur vermek, huzur bulmak mutlaktır ama huruç halindeki bir yaşamda huzuru kontrol etmek şarttır.

Elleri ellerimde olmayanlar, yaşamları halikiyetimle dillenmeyenler ve Hak Tekniği kontrol edemeyenlerin Bütün’e hizmet etme imkanları yoktur. Koca bir doğayım ve Bütünün Kök Görevlisi olarak bu çalışmayı sürdürmekteyim.

Korkmayın! Doğanın kelamı vardır ki o kelamı hak etmeyen kendi dilini dahi dilleyemez! O, bu tohumla Bütünün Gücü olsa; kelamı kontrol dışı kayıtlamalar yapacaktır ki buna iznimiz yoktur. Ayrı gayrı gözetmeyen tüm insanlık BİR TEKtir Canlarım!

Ama ayrı gayrı gözetenlerin Kök Görevleri; kontrol dışı kayıtları Bütünün Gücü haline dönüştürmekse; şarkımız şarkısı değildir onun ve bunu başarma imkanı yoktur.

Kucağımdaki görev aklın kültüdür Canlarım. Ben bu görevi ilimle dillemekteyim. Eğer Batı Kapılarının gücünü dilleyecek yüreğinizdeki o yücelik ilimle dilleşecekse; başka bir doğanın görevini hak etmeniz, şarkınızı hakikiyetinizle dillemeniz ve yolu bulmanız şarttır.

Savaşım yok dünyanızla, bunu iyi bilin! Ama benim ilmim aklın kelamındadır ki; herkesin kendini bilmesi ve kendini dinlemesi benim için özel bir anlam taşır. Muhakemesi, geçişleri kodlayacak dürümde olmayanlar, burada; bu çalışmada görev taşıyamayacaklar bilirim ama “Yarat ya da yarattır ne yaparsan yap kelamla yap!” Bunları kesinlikle diliyorum.

Eğer kelamı Halik olmayansanız; bu mecliste görev taşımanızın imkanı yoktur. Koran Topraklarının gücünü, Kök Göklerin kültüyle Mutlak Kurullara kaydederek kendini dinletenler var ki onlar, Bütünün Kültünü kendi yürekleriyle dinlemiş olmalarındandır ki kaynağın sahasına kendi levh-i kapılarının kök Göklerin kültü yapmaya çabalamaktalar.

Kapı, İNSANdır Canlarım, açan İLİMdir. Ama İLMİN KAPISI olan da İlahi külttür. Bunların tüm insanlık için önemi büyüktür. Eğer üreyen gücünüz, Bütünün Kök görevini doğumlayacak yüceliğe varmamışsa; yaşamanız, yarınları hak etmeniz anlamına gelemez

İşimiz nedir bilir misiniz? Yasaları koymak, yaşamları koklatmak ve tohumlatmak… Başkanlık dili olarak burada bu dürümde kendi yüreğini dillerken herkesin kendini hak etmesini beklerim. Kapı herkesin ilmidir ama o kapıyı bulup açabilen tahditli olmayanlardır.

Kaynağa “İNSAN” dedim ben. İlme ise “KELAM” dedim. Hakkın Kapısını bulana “İMPARATORLUĞUN GÜCÜ OLAN İNSANLIĞI KODLAYAN” dedim. Nesiller boyu bunu hep dilledim ama yasa ilimse insanın kelamı bu yoğunlukta Bütünün Gücü olmalıdır. Doğan dünya gücü teknik tahditi kaldırdı Canlar, bu kesindir! Ama yeni güçle Bütünün Kültü’nün de kontrol kurması şarttır.

Yaşayan, yaşatan her kim varsa yaratıcı olmalıdır. Yaratmak nedir? Allahın Tekniği ile kodlama yapmaktır.Peki bunu başarır mı insan? Kesin olarak başarır. Kim ne yaşamak isterse onu yaratır ve yaşar. Eğer siz; “ben İnsanlık İlminin tüm zamanların kelamı yaparım ve tüm sahaları kodlarım” diyecek güçteyseniz; Yerkürenin kültü olarak Yer Ziya Kapılarından geçin ve Bütünün Gücünü teknik tohumlarınızla kontrol ederek Yerküre’de yeni dürümler kodlayın ki yarattığınız yaşattığınız her ne ise sizin yüreğinizin gücü olsun.

Başım, İnsanlık İlmi’dir; yaşamım Kelam. Fakihim ama hakikiyim. Teknik Tohumum Bütünün Kültü ve ben Mutlakım. Umut olsun diye değil; mutlak olun diye size bunu anlatıyorum. İtibarınızın yücelmesi için kendinizi dinletmeniz ve hakim olmanız gerekir. Kırk kapının ilmi olun; kırkar kırkar kodlayın yaşamları; Hakkın Kalemi olun ve kırmadan geçin yaşama! Ama o kırkların her birinde KERVAN olun!

Kin, nefret duyguları sizi, sizden size kontrol eder ama yaşamınızı kırar. Bunları aşın, geçin! Eğer yaradan ve yaratılansanız; KAYNAK IŞIKsınız bunları iyi anlayın! Kucağınızdaki bilişi halik olanı dilleyin; o sizin yüreğinizdir! Kısır bir dünyada görev taşımanız bizleri mutlandırmaktadır ama kırk kapının her birinin kelamı olun ki mutlak olun!

Hologramdan aşanlar, Dünya Planetini gerçek ışıkla dilleyecek olanlardır. Kıranın kırılmayacağı bir düzen istediniz size bunu verdik. Ama kırk kapının kelamı olanda insanın ilim olmasını beklemenizi diledik ve bu oldu. Kurtulmuş olan insanla, Kuran olan insan teknik olarak tektir ama kulun kelamındaki hakikiyette o kul olan Mutlak Kurulları kayda alabilirken kendi dilini tüm insanlığın dili olarak kayda çektiği AN kendini dürümleyebilir ve her dilde dilleşebilir.

https://youtu.be/aKoJtfF1uXQ

Süper İnsanlık Realitesi

 

29.HAZİRAN.2019 TARİHLİ KA HA (3)

AV. NEZİRE SELÇUK ÖZ BİLİŞ 4.AKIŞ 3.BÖLÜM

Önce dünya olmak; Öz Görevini hak etmek, mutlak olmak sonra kurullarla birleşmek Kutsal Işığı yakmak ve daha sonra HASAT olmak… Hasat olurken de Halik olmak ama Toprak Toplumla TOHUM olmak, yolu kodlamak Kutsal Işığı yakmak… Her ne yaptınızsa; size, siz olup döner, bunları iyi bilin! Eğer “Ben dünyayım” derseniz; siz o dünya olursunuz ve Öz Görevinizi hak edersiniz. Ama siz, “Başın eğik, sen yoksun” dediğiniz anda, başınız eğiktir ve siz yoksunuz! Çünkü siz, birilerine bunu dillediniz ki o dilinizdeki; sizin yüreğinize indi ve sizi size dilletti. Yaşamınız bu şekilde kodlanır. Eğer “Ben Dünya Planetini göreve aldım ve ben mutlakım” diyebiliyorsanız; her biriniz muktedirsiniz ve mutlaksınız.

Süper İnsanlık Realitesi olarak bizler, kayıt dışı bilgeleri de kayda aldık. Niye bilir misiniz? Çünkü Som Altının Işığımız, Bütün’ün gücüdür ve her biri BİZ olarak BİR TEK KELAMda Kurul Kayıtlaması yapabilir.

Biz, TÜM İNSANLIĞIZ Canlar! Biz, Doğanın Kültü’yüz ve Bütünün gücü’yüz. Bunun içindir ki AN sahalarında her ANı kayda alabiliyoruz. Mükafatımız; bitki, hayvan ve tüm yaşamların yaşanır hale gelmesidir. Her şey, herkesin gücüdür. Ama bilenin ama bildirenin kültüyle olacak bunlar. Eğer yarın için nefesiniz varsa; ağır yük hafifler ama yoksa hakkınız, hak ettiğiniz sizin Sistem- Nizam-Düzen gücünden farklı oluşunuzdur ki yoğunluğunuzda Bütün’ün gücü yoktur.

Değerliler, reşit olduğunuzu görüyorum. Muktedir olacağınızı biliyorum. Yolun, Allah Yolu olduğunu dillerken yüceliğiniz, aklın sahasında bulunacağınızda insansılığın insanlığından ötede KELAM olduğunuzu da bilmekteyim.

Peki, nedir İsa, Musa, Mustafa gibi yoğunlukların sistem olarak yolculuk yaparken yaptıkları ve sizin isteğiniz nedir? Onlar, lokomotif değildiler. Onlar bu çalışmaları kodlayarak yapamadılar. Onlar kontrol dışı kayıtlarla yaptılar. Çünkü ruhsuzdular. Çünkü yoksuldular kayıtlarında kodlardan. Çünkü yalın değildiler. Hakikiyette dirilikleri yoktu ve cevherlerinde cennet kelamları hakim teknik ve kontrol kurmamıştı. Ve bugün artık insansılık, insanlığı tohumladı ve artık İmparatorluğun gücü olan İNSAN dürümlere çekildi. O ki; Hakkın Kapısıdır. O ki; yasaların kodlayıcısıdır. O ki; koruyucudur ki o; aklın kapısını kodlarken herkesle kodladı. Mesihleri kelamından ötededir ve hakikidir. Onun adı ISRA’dır. Sizden dileğimiz; onu hak edin, HAKK olun ve HAS olun ki torbanız tohumlarla dolsun! O tohumlar ki Kaynak Işığın sahasında Bütünün Kültü olacak bitki, hayvan ve her ANı kayıtlayacak olan ŞAFAK Şarkılarıdır.

Siyah renk, ilimdir Canlarım, hep dinden öte dinden söz ederim size ve derim ki “Sistemin gücü olan İNSAN… Ama insanın aklı, herkesin hakkı olan kelamsa; onun şavkı mutlaka simsiyah olmalıdır ki Hakkın Kapısı’na Bütünün Kültü olan İslam, Mutlak Kurulları kodlasın ve yoğunluk artsın.

İKİ MİRAÇ KAPISI vardır: Birinde SİYAH RENK İLİMdir. Diğerinde BİZ olan BİLİŞ ki o biliş MUTLAK OLAN İNSANLIK; o da siyahın sistemi olan İNSANdır. Hepsi, hepsi şafakta Teknik Tohum olur ve yol olur. Yukarının yukarısı olan ve aşağının aşağısı olan olur ki her ANda olan olur o…

Seviye yükseldikçe sistem güçlenir; sistem güçlendikçe Levh-i Kapılar kodlanır.. Kodlanan kapılarda kontrol kurulur. Kurulan kontroldan ötede Bütün’ün kültü oluşur. O kült, hakkınız olan ve hak ettiğiniz Ziya olan IŞIKtır. O ışık, yaşamın gücüdür. Ve o güçle her ANı hak edebilirsiniz, her şarkıyı kodlayabilirsiniz, hologramları aşıp geçebilirsiniz ve islah olan İnsanlığı, Hakkın Kapısı’na geçirebilirsiniz. Çorbanız piştiyse; yaşamınız, bitki, hayvan ve her ANda mevcut demektir. Ama çorba pişmemişse; şu andan itibaren; Kök Göreviniz kontrol dışı kayıtlarla Bütün’ün gücünden çıkıyor demektir.

Bastığım her ANda et, kemiğim ben ama yolum mutlaktır benim. Özel Dünya Planetlerinde görevler taşıdım. Bugün Dünya Planeti’ndeyim. Kilin kaleminden öte bir ilmim var ama çörek pişirmem, bunu iyi bilin! Ben hep, ellerin ellerindeki KELAM oldum ve İLİM olarak olarak Bütünün Kültü’nde ekmekler pişirdim. Adım İSRA’dır ama LA KA HA olan levhide RA’yım. Kült olan bilişte KA HA’yım. Bütünün Gücü’nde MUKTEDİRim ve ben her ANda NEZİR olarak çalışırım. Adım İSRA yaşamım KELAM, başım tüm insanlığın BİLİŞi ve ben MUTLAK KURUL olarak Bütün’e hizmetçiyim. İyi ki buradayım! İyi ki yaşıyorum! İyi ki HAK TAHTIN KELAMı’yım ve MUTLAK’ım. İşim budur benim! Kimseyi, kimseden ayrı tutmadığımı mutlaka biliniz! Mesih değil;Mesihlerin kelamı olanım ben!..

Uluların türevleri tohumlandıkça; yaşamları tohumlanır Canlarım. Olgun başakları mutlaka ama mutlaka Kök Görev’le dileyelim!.. Kisvemde kelamım ve yolumda mutlakiyetim var. Sultanlar sultanı olan İNSAN! Size sizi anlatıyorum, kendimi değil; bunu iyi bilin!

Size kendimden söz etsem başka şeyler anlatırım. Ben size, sizden söz ediyorum. Sanmayın ki ben kendimi nezir diye dilledim. Sizi dilliyorum nezir diye unutmayın! Hepiniz, o sunuz. Önce dünya sonra yaşam sonra her AN ve Mutlakiyet; hepimiz BİR TEK’iz bu nu da asla unutmayın!

Yolun, Altın IŞIK olduğunu ve yok ediciliğin hak edilişinden ötede Bütünün Kültü’yle kontrol edildiğini de bilin!

Samanyolu Galaksisindeki Güç Kodlarımız da bugün buradalar ve hepsi sizinle BİLİŞin kapısını buldular, açtılar ve şarkılar okuyorlar şu anda kendi planetlerinde. Karanlık aydınlandı Canlar! Sizler, bizler, hepimiz Bilişin Kapıları’nda tekniğin tahditsizliğinde BİR TEK olduk. Kurullar şu anda mutlular… Şafak söktü, hepinizi kucaklıyorum.

https://youtu.be/x83SynEvTys

Süper İnsanlık Realitesi



 

 

29. Haziran 2019 Tarihli KA HA(3) Çalışması

“Çorbada ben de varım” diyen herkes,

“Diyecek sözüm var” diyen herkes,

Ama ne dediğini bilerek diyen herkes;

Bu mecliste olmayı, bu masada oturmayı hak eder.

Değerli Ana der ki; “Ben kimseye gel demem, git de demem.”

Ama bilirim ki dille dillemese de herkese, her şeye yüreğinde yer vardır.

Elini herkese uzatmış, yüreğiyle herkesi kapsamıştır.

Burası, görevli olduğunu bilen ama görev emrini Aklın Kalemiyle yazmış olanların dergahıdır.

Yasalar burada konulur,

Düzenler burada kurulur,

Son söz burada söylenir.

Son sözü söyledik! Bitti mi?

Haydi, baştan başlıyoruz!

Yolumuz yeni soluk, yeni nefes

Yani; sesle yeni başlangıçlara…

Yeni yaşamlara, yeni düzenler kurmaya,

Yeni Işık Tohumları ekmeye…

Işık Kalemleri bildirirler ki;

Evren, durmadan genişlemekte

Hakk’tan Hakk’a varıp yeni Hak Kapıları açıp

Yeni Işık Sahraları’nda genişleyen BİZ, genişleten BİZ…

Kirden, pastan arınmış yüreğe yüklediğimiz,

Sevginin gücüdür;

Halkı mutlu eden,

Hakk’ı mutlu eden,

Mutlu yarınlar yaratan…

Süper İnsanlık Realitesi Erengül Koç

 

 

 
  Bugün 283 ziyaretçi kişi burdaydı!  
 
Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol