Birlik İlmi
  KAYNAK IŞIK (1) - 24.NİSAN.2019
 

KAYNAK IŞIK(1) 

 

KAYNAK IŞIK (1)
24.04.2019

YER GERÇEKLİĞİ:

Değerliler, “Doğanın Kurulları” vardır. Tüm insanlık için görev taşırlar. Dünya planında, kodlar halinde görev yapan; yarınları kodlayanlar vardır. Bunlar; bitkidir, hayvandır ya da insandırlar!... Ve hepsi kodlar halinde kontrollu olarak yaratılmışlardır. Tümünde, görev vardır. İnsan, “İlmin Sahası”nda, tahditli olarak çalışırken; her bir formla, “İnsansı Sahalar” oluşturur.

Türkiye’de formal sahalar çoktur. Çok farklı yarınlaştırıcı formlar vardır. Bu bir “KELAM” olur… Bu bir “SAHA” olur… Bu bir “EKMEK” (ilim) olur ve hepsi, “YAŞAM SAHALARI” olur…

Türkiye; cevherini, yaşama SAHA olarak indirirken, iki dili, “TEK BİR KELAM” yaptı. Biri, “EKSİ” diğeri “ARTI” idi ve TEKLİĞİN KELAMI’ndan, İLİM SAHALARI oluştu. Tüm sahalarda, dürümlenenler, kodlar halinde kontrol kurarak, “IŞIK KAYITLARI” yaptılar ve bu kayıtlar; dili, “KELAM” olanlarca, kontrola alındı ve yoğunluğu arttı.

Her bir KELAM, yoğunluğu oluştururken; KELAMIN KERVANI olan IŞIK, o yoğunluğu tohumladı. Bütün mesele, yoğunluğun tohumlanışı ve YAŞAM KAYITLARI’nın dillenişiydi. İşte dil, yarınların kırılganlığında, KELAM olup tüm sahaları kontrol etti. Bütün mesele, YAŞAM KAYITLARI’ydı ve bu kayıtlar yapıldı.

Teknik olarak izah etmek gerekirse; yaşam sahalarında, formal kayıtlar, türevleri kodlayarak kontrol altında yaşama çektiler. Böylelikle, Türkiye, İLMİN KELAMI oldu ve SAHA, “MUKADDİME” denilen başlangıcı kodladı. Başlangıcın kodlanışı ile birlikte; yerkürede, FORMAL KAYNAK SAHALAR oluştu.

Bütün mesele bu sahaların tahditsizleşmesiydi. Tahdit, kervanda kontrolu kaybettirir. Tahditsizlik, “KERVAN KELAMI” olur ve sonsuzluğu kodlar.

Bütün mesele, yaratmaktır ve yaşamak ile yaşatmak ile tohumlanmaktır.

Dedim ya mesele yarınlardır!.... İşte Canlar, tüm insanlık, türevleri kodlarken; yaşamları yaratmaktadır. Yaşamlar, yaratılırken; tahditsiz olarak kontrol kurulmaktadır. Bütün mesele, kontroldur… Ve mesele, İLAHİ İNSAN’ın insansılığı’dır; insanlığı kontroludur… Kontrol, çörekde (ilim olmayan yaşam kayıtarında) olur ama YAŞAM SAHALARI oluşurken; her birimizin, KELAM olabilmemiz için; kontrol gerekir.

Yerden, gökten ve teknik olarak kontrol kuranlardan, DÜZEN’e görev taşıyanlar; yaşamları, HALİK kılarlar ve yaratırlar… Yaradan ve yaratılan insan; “FORMAL YARATIM KALEMİ” ile, kodlamalar yaparak; yaşamları tohumlayarak yaratır.

Yazarız ve yaratırız... Yazarız ve yaşatırız… Yazarız yarınları; tohumlayıp yaşamları; kodlayıp yarattığımızda; yarınlar oluruz ve yaşanırız.

“SİYAH RENK” ilme indiğinden beri, yaratmak mutluluk oldu hepimize… “Vasi, vasi!...” derler. Verdikçe veririz “İLİM”e, “KALEM” olmak isteyenlere bilgiyi… Ne var ki İLİM olanlar; bilirler, bilişirler ve dilleşirler… Onlar, yarınlar için görevlidirler.

“Akıp götürmek” derler. Alıp götüreceğiniz ne var ki!? Herkes, “BİR TEK” değil mi!? Alıp dilleyeceğiniz ne var ki!? Herkes KELAM değil mi!? Yaradan, yaratılan insanlık değil mi!? Yoksa, “BİLİŞ” yok mu!? Yoksa; insan, KELAM’ını dillemledi mi!?

Vallahi billahi Dünya Planeti kontrol kurdu. Şu anda bizler, KÖK GÖREV’imizi HALİK kılıp çalışıyoruz.

SUALTI; “İTİBAR, SÖZ, GÖZ” derken; biz, SUALTI olduk; İNSAN olduk… İtibar, KELAM için değil; İNSANSILIK içindir. Şu ana kadar, kendilerini anlamayanlar; insandan, itibar beklediler.

Elekler kodlandı yaşama. Her insan, KELAM ile elendi. İyi bilin ki KELAM; hepimizin kurullarında tohumdur… Elemek isteyen; KELAM etmeyendir. O, kendini eler. Bilinsin!...

AK SAHALAR’da, HAS KELAM olur. “OL” deriz; temizlik olur… OL ki HALİK kıl her insanı. İşi hak et ve yap!... İş budur!…

SÜPER İNSANLIK REALİTESİ

 

24.NİSAN.2019 TARİHLİ KAYNAK IŞIK (1)
AV. NEZİRE SELÇUK ÖZ BİLİŞ, 1.AKIŞ, 1.BÖLÜM

Yazıları okuyanların çokları muktediriyetle kendi yoğunluklarını oluşturmaya çabalıyorlar şu anda…

Kontrol dışı bilgi vermediğimiz kesin. Çoğu kodlama yapabileceğini bilerek kodlayıcı olacağını da hakedip dilleyerek çalışmaları sürdürüyor.

Toprağa inmemizin nedeni insana ilimle geçmektir. İşte; bunu yapabilmemiz, “kodlar”la mümkün oldu.

“İnsanlık boyutları”nın gücünü artırırken kodlamalarla yaparız bunu… Kök görevimizdir bu.

Umutlarımız var. Yarınlara vardığımızda kodlayıcılığımız, halikiyetimiz olur ve tüm sahalarda “mahrekimiz” var. Bunun içindir ki “dünyanın gücü” olabiliyoruz.

Öz görevimiz ilim ve bizler “ilmin kalemleri”yiz. Şu anda “kaynak ışık” olarak sizinleyiz.

Size geçiş nedenimiz kelamdı. Kelamı hakk olanlar buradadırlar.

Yolun kontrollu gerekir. Ve kontrol kurabilmek için halik olmamız gerekir. Kati olarak bilinsin isteriz ki karanlık aydınlığı tohumlar ve tüm sahalar kodlanır.

Buyurun, alın bilgiyi;

Başka dünya yoğun ışık altında kodlama yapsa da bu dünyanın yaptığı kodlama onun yoğunluğunda tohum olur. Bu hep böyledir.

Sevgililer; sizler kodlayarak, tohumlar halikiyetle dillediğiniz ilimle dürümlediğinizde kayıtladınız. Bu tohumları kayıtlayışınız bizleri “birlik” haline dönüştürdü.

Yerde ve gökte insandan öte hiçbir şey yoktur ama ilmin kalemi olan insandan söz ediyorum…
İlmin kalemi olan insan, tüm sahraların kervanıdır ve tüm zamanların kulluğunu yapar. Kutsaldır ve dürümlerde diridir. Onun ruhu mutlaktır. Şükredin ki dünyanın öz görevidir bunu başarmak. Bütüne hizmetçilik bu nedenle gereklidir ve geniş zamanları kayda almamı işi, kültle kodlamamız anlamına gelmektedir.

“Yaşamak için namaza gerek var.” diye düşünür çokları… Rahman’a kelam etmek namazsa, buna gerek var ama “şeklin namazı” ilmin kelamında yoktur. Dünya planeti artık bu bilgileri öğrenecek. Öz görevdir bunu bilmek…

Eğer sizler halikiyeti, hakikiyeti dillerken kendi yarınlarınızı kodlayarak mutlak kurullarınızı kayda alıyorsanız, sizlerin diliniz Allah’ın ilmidir. Ki bu dil, aklın kelamıyla dinleştikçe “mutlak kurullar” burada yaşama inebilirler.

Yeri yarattığımız o günü biliriz. “Dünya planeti” dediğiniz bu planet, merdivenin en aşağısındaki yoğunluğu tohumlayacak diye yaratıldı ama daha da önemlisi bu planetin kontrollu kuracaktı… Ve burada yapılan çalışma ile bütünün kültü kontrol altında tutulacaktı. İşte; bugün yapmakta olduğumuz ve hakim olduğumuz kelam bunun için diriliği kodlayabiliyor. Ki bizler, bu çalışmayı “mutlak” olarak yapıyoruz.

Unutmayın ki dünyanın kulluğu bütünün gücü ile oluyor. Eğer bizler burada olmasak, Düzen’in kuruluşu kontrollu olmayacaktı. Bizler buradayız ki Düzen’in kuruluşu kontrollu olarak gerçekleşiyor.

Yeni dönemde, Türkiye Çalışmaları’nın hak teknikle kodlayıcılığı aratacak. Bu yeni dönemde “mutlak kurullar” bütünün gücünü dürümleyecekler ve dünya planeti “kelam ilmi”yle dilleşecek.

Bugün dünyada ruhlar var… Ama ruhu kodlayanlar olmasındandır ki ruhlar var. Eğer ruhu kodlayan olmasa, dünya planetinde kült haline dönüşen insanlık, büyük kötülükleri kontrol altında tutamayacaktı.

Bizler iyi ki buradayız ve iyi ki “sistem” olarak bu görevi taşıyoruz.

Ulu dünya, seni çok ama çok gerçekliğe kayıtlayacaktık! Seni hep bir tek sayacaktık ve yalın ve halik olacaktık. Bunların tümü oldu canlar.

Unutmayın dünya “Ruhun Kurulları” ile kodlandı. Dünya planetinde kodlamalar sürecek ve dünyanın lütfi kapısı bütünün gücü haline dönüşecek. Görevimiz bütüne hizmettir ve bizler bütünün gücü olarak buradayız.

Yer kürenin görevini kodlarken sizlerle olmamız bizleri mutlandırmaktadır. Işığımız; sizin ışığınızla dilleşir, yolunuz; yolumuz olur, mutlak kurullarınız kontrolu kurar ve tüm insanlık yerin gücü haline dönüşür. Bütüne hizmet budur.

Aynı dünyada yaşayanların birlik kelamıyla dillenmeleri hedeftir ama diri olmadan bunu başarmaları mümkün değildir. Bu nedenledir ki insanlığın dirilmesi için Bir’e hizmetçilik gerekir.

Bir’e hizmetçilik yapmalıyız ki insanlık dirilebilsin. Eğer insanlığın dirilmesi müthiş sahraların kodlanışı ve tohumların kontrollu kalem olması gerekiyorsa, “eşyanın dili” var demektir. Ki bu dil, bütünün kültü olmuş, her anı tohumluyor ve kodluyor.

Yolumuz, “Allah yolu” canlar. Öz görevimiz insanlık. Bedene girmek, ilme girmektir. İşte; bugün bizler bedene girdik, ilme girdik… “İnsanlık ilmi”yle sesleşmeye başladık.

Yeni dönmede mutlakız ve muktediriz. Yeni dönem insanlık kültüyle mutlakiyeti kodlayacak ve herkes, herkes olacak.

Yasa, “insanın ilmi”yle kodlandığında, “imparatorluğun gücü” muktedir olacak.

Yürümek yorar insanı, koşmak daha da yorar. Ve dünya insanı koşarak kodlandıklarıyla kontrol kurar… Ama yürüyerek yol alınırsa da kodlama, koşarak yapılır. Bu nedenledir ki koşmak gerek… Kontrol kurmak, muktediriyeti kayda almak gerek… Hakka varmak gerek. Siyahtan, mordan ötede, mutlu, huzurlu bir dünya kültü olmak gerek.

Olmadan olmaz canlar! Yaradan’ın tahtında insan oturmaz, ilim oturur. Bunların iyi anlaşılması gerekir.

Yaratılan, Yaradan teknik tahditle dillenirken insanlık, mutlak kurullarıyla dillenir.

Yaşam sizi, sizden size tanıtır ama sizin sizleşmeniz ayrıdır. Eğer siz, sizleşirken mutlu, huzurlu bir dünya kültüyle kodlanmışsanız, mutlulukkla dilleşir ve mutlulukla kontrol kurarsınız.

Unutmayın; dünyanın ruhu vardır ve bu ruh, aklın kültüyle bütünün gücü haline dönüşür. Eğer akıl kodlanmışsa, bütünün kültü kodlanır; siyah renk, “ilmin kelamı” olur ve sizler BİR TEK olursunuz.

Şafak söktü canlar. Şafağın söküşüyle birlikte, Türkiye Çalışmaları yoğunluğunu artıracak. Bu artan yoğunlukta hepimiz teknik olarak kontrol kuracağız.

Yaprak yaprak okunan bilgiler, mutlak kurullarla kodlanacak ve yeni dönem doğal dünyanın gücünü kodlayarak kodlayacak ve kontrollu olarak kayda alacak.

Yere görevli olanlara görev dilletilir ama göklerin gücünü kök görevle kült olarak türevleyenlere insanlık anlatılır.

Emre itaatle dünya planetini kodlamaya gelen birliklerimizin tümü “hasat ilmi”yle buradalar.

Kucakladıklarımız, toprağın toprağa vardığı tohum olarak görev taşırlar. Yer kürenin gücü artarken, kök görev de kodlanır.

Siyahtan öte siyaha vardığınız an, merdivenin en aşağısındaki o yoğunluğu yüce ilmle bütünün kültü haline dönüştürerek tüm sahalara yayabiliriz. İşte; yapmak istediğimiz budur.

(Devamı 2. Bölümde)

https://youtu.be/6MMvZ9AfkE8

SÜPER İNSANLIK REALİTESİ

 

 

KAYNAK IŞIK (1/2)
24.04.2019

Denekler var yaşamda. Onlar, yaşamları Halik kılmazlar. İzah ettiğim gibi onlar bilişi olmayanlardır. Türevleri kodlayamazlar. Eşyadırlar… Yaradan ve yaratılanda dilleri yoktur. Üzerinde, GERÇEK KALEM olan yaşamları yoktur. SULTANLIK yapmak isterler; dirilikleri yoktur... Unutmayın yarınları da yoktur... Onları, dillememiz ve dinletmemiz gerekir.

Şerden geçtiğiniz zaman şevke varırsınız. Şansınız varsa cevherinizi hak eder kodlarsınız ve yenilenirsiniz. Işığınız kodlanır ve ruhunuz tohumlanır. Biz, bizi dillerken diri oluruz yarını, hasata kayıtlarız.

Şıh isteyenler var. “Bize bizi verecek bir şıhımız olsun!” derler. Diyenler kontrol dışıdırlar. Çünkü onlar, kontrol kurmak niyetinde değiller. Kendilerini, “HAL” olarak tohumlara kodlamadıklarında; “NEFES”leri kaynakta olmaz; sonsuz zamanları Halik kılamazlar.

Yaşar, yaşatır yarını!... Ne var ki HALİK olmaz. BÜYÜK KÜLT onu kontrol eder belki ama has olması gerekir.

Şimdi, “duran” kim varsa; söz verdiğim gibi ona dillendim. “Koş!” dedim. Koş!... Önce gözün görsün!… Sonra kulluk yap!… Sonra ruhunu dille ve anla!... Sen, “DİN” değilsin; “KELAM”sın. Sen, dinden geçtin; “YALIN HALİK”sin. “SİSTEM” ol ve “YOL” ol. Çoluk çocukla uğraşma…

Sana göre herkes hatalı olabilir!... Ya sen, senden sana varamamışsan; neden “KELAM”ın, “KULLUK İLMİ”nde olsun ki!? Kul olmak sorumluluktur. Son sözüm şudur ki; kodlanın, koklanın, KALEM olun!... NÜVE olan yaşamları, hasata kaynak yapın ve dürümlenin!… İşte o zaman; siz, “BİZ” olabilirsiniz. İşte o zaman dininiz, kelamınıza iner ve yolunuz mutluluk olur.

Şu anda devenin kalktığını bilinir. Bu deve, “KELAM TAHTI”ndan, “İLİM SAHASI”na ulaştı. Bu deve, şafak ile kontrol kuracak. O gün geldiğinde; kendini, “KELAM”a dilleyen, kendi olacak; maya olacak; “BİR TEK” olacak. O gün, sözüm var tüm insanlığa; ben, temiz bir dünya kuracağım. O dünyada, “DİN KALEM” kervandan çıkacak.

O gün geldiğinde; herkes, “kimseyi dinlettirmeme kültü”nden ayrışacak ve herkes herkes olacak. O gün, tek bir insan bile; diğerlerini “KELAM SAHASI”ndan ayırmayacak... O gün, her insan maya olabilecek… Ve o gün temizlik; miyarını, tohumlarını kodlayacak ve her insan, işçi olacak yarınlara. Gerçek budur!...

Bu işçilik, KELAM İŞÇİLİĞİ olacak. KELAM İŞÇİLİĞİ, tüm insanlığın görevidir. Aşk şarkısını okuyacak her insan… HAKK TAHT’a varacak ve toprak olacak. O gün, Süveyiş Kanalı, “BİZ” olacak… Saltanat, Süveyş Kanalı’nda dillenirken; insan, İslam olacak. İslam, tüm insanlıktır.

Neden Süveyş!? Çünkü. o bölgede dirilik, mutlakiyeti tahditsiz olarak kayda alıyor. Tüm insanlık için, “IŞIK SAHASI” oluşacak orada... TÜRK DİLİ kodlanacak yaşama… Orası, has saha olacak… Ve yine TÜRKİYE kontrol kuracak. TÜRKİYE’nin ilmi tahditsiz olarak kayda girecek ve YOL, tohumlanacak.

Dünya Planeti üzerinde kodlama yapan çokları var. Bunların çokları “TURAN”dırlar. Ve farklı sahalarda çalışmaktadırlar. TURANLAR. teknik olarak kayda girecekler. Onların tohumlarında, “DİRİ KELAM” var ve teknik tahditsiz olarak çalışacaklar.

Dünya üstünde, çok büyük bir kaynak oluşacak. Bu kaynak, tahdit kalkanlarından kodları kayıtlayacak ve her KALEM, tohumları kontrol edecek. Teknik olarak çalışmalar bu şekilde sürecek.

TÜRKİYE, özel önem arzetmektedir. Tohumları mutlaktır ve şarkısı, kesinlikle tekniktir. Teknik tahdit, teknik kalem ve teknik sahra!… Şükür ki bunlar, burada oluşmaktadır.

Sevgililer, tüm insanlık; sizleri, kucaklıyoruz!... TÜRKİYE ile ilgili çalışmalar, “TEK BİR İNSAN” (İNSANLIĞIN TEKLİĞİ) içindir. Ve çalışmalar, bu tekliği gerçekleşecek güçtedir. “TEK BİR İNSAN”ın KELAMI, hepimizi, KALEM’e çeker. İşte bunun için bizler, çekişmesiz bir dünya için burada bulunmak istedik. İş budur!...

SÜPER İNSANLIK REALİTESİ

 

24.NİSAN.2019 TARİHLİ KAYNAK İNSAN (1)

AV.NEZİRE SELÇUK ÖZ BİLİŞ 1.AKIŞ – 2.BÖLÜM

Unutmayın doğanın gücü olarak, bu çalışma devam edecek. Unutmayın mutlak kurullar, burada olacaklar. Mutlaka ama mutlaka kontrol kurulacak.

Yaradan’ın tahtında, insan oturur. Ama insanın yarattığı ilim, mutlaktır ve onun da ötesindedir. Yaratılandır, yarattığında tohumları kodlayandır...Doğadır, o….Ve tahtın tahtıdır, ilim. İşte, ilmin kelamı olan imparator muktedirdir. Şikayet etmiyoruz, düzenin kültü akıl ve biz, o aklın kapısındayız.

“Savan istep” derler, hep yoğunluğunu kontrol edemeyenlere şarkılara. Ama biz, savanların isteplerin ötesindeki kelamla kodlayıcı oluyoruz. Son sözümüz şudur ki Allah tahtına, kelamı oturtalım. O bir tek olsun. Tüm insanlığın halikiyetini tohumlasın olsun. Biz, Allah’ın ilmini kodlayalım ve orada mutlakiyet olsun.

Hadi çalışalım ama çalışırken, resimlerde yapalım.. Yaptığım resimler, mahrek olsun. Medine olsun. Mektep olsun ve tüm sahalardaki kürzi sahalar olsun, safhalar olsun.

Türkiye müthiş bir ışık haline dönüşecek, canlar, bunları iyi bilin. Türkiye müthiş bir ışık haline dönüşecek ki kontrol insanlık olacak. Bütünün gücü artacak. Türkiye, öz görevlidir, bunu iyi bilin. Türkiye öz görevlidir ki bu görevi yapılabilecek teknik, hak tahditle, kontrol altında tutulmaktadır.

Muhammet kelamından öte bir kelam, mutlak kurulları kodluyor şuanda ve Türkiye müthiş bir şarkı okuyacak, bu şarkı, herkesin şarkısı olacak ve herkes, bu şarkıyla kaynak olacak.

Çürümek çürütmek değil yaşamları, kontroldür, canlar. Kim ki kontrol kurar, o kelamdır. Sizlerin yaptığınız, insanlıktır. Bunu iyi bilin.

Bu çalışma, imparatorluğun insanlığıdır ve biz, insanlık ilmiyle buradayız. “Sultanlık yapmam” dediği zaman anamız, kontrolü var dedik. İşte bu dedik. Çünkü sultanlık sanaldır ama ilim, sistemli olarak kodlandığında geçişler yaptırabilir ve gerçektir.

İşte canlarım, insanlığın kelemla, kili, kumu aşması ve mutlak kurulları kodlayabilmesi, ışığı hak etmesidir. Bugün bu ışık, hak edilmiştir ki bu ışık, bizim için kalem olanların ilmidir. “Sistem, Nizam ve Düzen” dedikleri, gerçek kapılar, mutlak kurulları kodlamaya ve koklatmaya başladı.

“Huzur” veren bir Türkiye Çalışması, tüm insanlık için geçiştir, canlar. Huzur veren bir Türkiye Çalışması, hepimizin kelamıdır. Ve biz bu kelamı, bitki, hayvan ve her an için kayda aldık.

Kardeşlerim devinim arttı, bunu iyi bilin.. Tüm insanlık içindir, devinimin artması. Devinmek, dirilikle, ilimle ilgilidir. Evet, sizler, bunu başardınız. Devinerek, ilmi kalem yaptınız, muktedir oldunuz ve bundan öte bir kaynak kayıt yoktur.

Çalı çırpı olmayacak insanlık, bugünden ibaren. Eşyadaki ilmin, kelamıdır insan ve muktedir olacak. Toyun toyu olsa da kalemdeki ilim Allah’ın tahtında o ilim, mutlak kervan olur ama sizle bu çalışma, mutlakiyetle kodlanmış bir çalışma haline dönüşüyor ki burada yapılan biz için dönem sonu ve diğer bir dönemim ilmi olan, bütünün kültüdür.

Bu çalışmayla biz, bir dönem başına geçeceğiz. Dönemin sonundan dönemim başına ama bu dönemin sonu, murat ettiğimiz, son olacak ve dönemin başı, murat ettiğimiz olacak. Kürzi kapıların tümündeki çalışmalar, sarf ettiğimiz çabayla daha da güçlenecek.

Yeri yaradan kelam, yaşayan ilimle mutlak ve o mutlak kelam, aklın kalemi. Biz bu kalemle, mutlak olduk….Ve biz, bu kalemle Bütünün gücü olduk. Ve biz bu kalemle hep sistemli çalıştık.. Çantamızdaki insan, imparatorluğun kelamıdır ve o ilmin kalemidir. “Bize göre imparator, imparator, imparator” der, yaşam ama insanlık kulluğudur, imparator. İnsanlık kulluğudur ki her an olmaktır, imparator olmak.

Bütün köklerimizle, imparatorluk kodları olarak, bu çalışmayı devreye aldığımız bugüne, kayan yaşamlardan, kayan leke kayıtlarından, geçtik ve kaymayan bir insanlık kodladık.

Olgun başaklarını seçimini yaptık, buda kesindir. Olgun başakların seçimini yaparken öz görevimizdir, bu dedik. Ve olup olanların, olmadan oldurulanların ve olacak olanların, tümü olduk. Yaradan’ın altın ışığı, bizim ışığımız oldu.. Bütün köklerimizle buradayız. Muktediriz ve hasatçıyız.

Biz, halka, halka genişleyerek, gerçek kelama varanların, genç kalışlarıyız.. Biz, gençlik kapılarıyız. Artık, artık tüm insanlık gençleşiyor. Bu insanlığın, kelamla gençleşmesidir. Ve Yolların yoğunluklarında kodlanış, yolculuğun tohumlarda kodlanışı ve mahrekin, kaynakta koklanışı olacak.

“Cennet” dediğiniz kelamdır ama cennetin cevheri kervan ve biz, o kervan olan, imparatorluk kutsal ışımalarıyız.

Korman Kapılarından geçenler, iyi bilirler ki o kapılarda, kaynak ışığımız var. Korman Kaleminden ilimle dilleşenler, bilirler ki itibarımız var. Cennet olarak, kodlananlar bilirler ki kurullarımız var. Ve tükenen her anı yaşatır hale getirecek, sahralarımız var.. Biz, bu sahraları, bütünün sahralarına kodladık ki her insan, yarına varsın ve yolu bulsun, diye.

İlmin kalemi olanlar daha iyi bilecekler, insanlık kapısında, imparatorluğun kültü var. “Yolum, Allah’ın yolu diyebilen, yokluğu tohumlayıp, mutlakiyeti ve “tohum ektim” diyerek, kervan olan, din ilminden ötede kulluk yapar. O kulluk, Mesihlerin ötesindeki kulluktur....Baştan beri düzen kurmak üzere çalıştık.

Cen, kelamda cen amma kelam kalemde, indir. Cennetin kelamında ki in ka ha olan, insanlıktır. Şükredin ki dünya planeti yolunu buldu. Şükredin ki düzen kuruldu. Şükredin ki kontrol kurduk ve mutlakiyeti kayda aldık.

İki Medine tek bir kelam... Biz, tüm merdivenlerde olanlar, BSUİ olarak baştan beri düzen kurmak üzere çalıştık….Kurularımızın gücü artacak, canlarım. Dünya planetinin göreviydi, bu, Kurulların gücünün artması. Kulluk kaleminin yeniden kontrolü ve bütünü gücünün mutlak kurullarla dürümlere inişi...

“ Çök yaşama” derler. “Çök!”..Ölülerdir çökenler, biz ölmedik ki çökelim. Biz, yaşamlarla dilleniyoruz..Çökmek değil, çökmeden, kök gök olup, mutlak kurulları kodlamaktır, işimiz.

https://youtu.be/iTbseERgwVg

SÜPER İNSANLIK REALİTESİ

 

20.04.2019 Tarihli KA HA İlmi Çalışması

“Yaşam dirildi” dediler.
“Yola çıkıp kendinden öte kendine varan ve orada kendini bulan, yeniden yola düşüp tüm kendinden öte kendine varanlar diriltir yaşamı” dedim.

Akıl Tınısını sessizlikteki dürümlerde dilleyebilenlerin gücü ile kendini hak eden, nesillerini hak eden, İnsan sırrını hak eden diriltir yaşamı.

“Ben kodladım yaşamları, mutlak oldum, görev tamam” diyemezsin. Kulluk İlmiyle yarınları Hak Taht’a kodlaman da gereklidir.

Rahmi Kapı’dan ötelerde yol alan Kervana ulaşman gereklidir.

“Ben, sen, o; bizler, sizler” demeyen; herkesi, her şeyi, tüm yaradılmışları yüreğine buyur eden “BİZ” olup BİR olanın; yarında Halik olanın diriliği diriltir yaşamları.

Koyduğu yasaları, tohumlarla kodlayan ve BİR olup kayıtlayanın Kelamı diriltir yaşamları.

Yaşam; sonsuz, sınırsız…

Her son; İnsanlık Kelamıyla kodladığım yaşamın başıdır.

Halik kıldığın yaşamları, yeni yazılarla tohumladığında dirilir YAŞAM.

Süper İnsanlık Realitesi Erengül Koç

 

20.NİSAN.2019 TARİHLİ KAHA İLMİ (1)

“Süper İnsanlık kelamı” tabiatın gücüdür. O kelamla dürümlenenler “bilişin kalemi” ile tohumlanırlar. Bu tohumlanış onların kendilerine vardıklarında kendi kayıtlarını okumaları için yaptığımız “İnsanlık çalışması”dır. Hani “Oku!” denir ya! İşte herkes kendi olsun diye bu çalışmalar yapılmakta…

Türkiye kurtuluşun kaydını yapmaktır. Savaşı ilim kazanmıştır. Artık insan “ilmin haliki” olarak yaşamakta ve yaşatmaktadır.

Tüm ışıklar bir tek olduk ve bu masada siyah bir yoğunluktan tüm sahalara kelam etmekteyiz. Biz buna “sura üfürüş” dedik.

Sur, bilinç örtüsüdür. O surun üstünden zerk edilen bilgi, ilimdir. O ilim, her anı sular. “Yaşam suda başlar.” denir ya hani! Sulayan insandır. Peki; neden siyah? Zira biz her renkte dillenenleriz. Tüm insanlığa kuluz biz.

Sarı renk, ölülerin rengidir. Siyah, sarıya vardığında, “Birlik kapısı” açılır ve BİZ olan kelam şarkımız olur ve her dil onu diller. Şarkımız aşkımız olur ve aşkın sahası Türkiye Çalışmaları’nda süper sistemlerin ötesinde “mutlak kurullar”a varır. Onlar mutlak kodlayıcılardır ve her gelene “kal” demezler, “geç” derler.

Her şey ölüydü… Ve bir anda her şey gençleşti. Karanlığın aydınlanışıydı bu… Diriliş buydu.

Olan tüm zamanlarda oldu. Zaman, yaşamın ışığıydı ve o ışık, süper insanlık kelamının şavkıydı. Işık sahalarında yaratım tohumlarının yaşamlara inişiydi zaman…

Zamanın dili, Türkçe’dir. Zamanın kelamı, süper insanın dilidir. O ses, doğal güçtür. Yeni insan, dünyadır ve tüm insanlıktır. Teklik budur.

Zaman hızlandı, bilinçler açıldı. Ölüler dirildi ve insanlık yüceldi. Olan masamızda oldu. Aşk buydu, oldu.

Sevgiyle,

Bahar Umurtak

SÜPER İNSANLIK REALİTESİ

24.04.2019 KAYNAK IŞIK 1
AV. NEZİRE SELÇUK ÖZ BİLİŞ 1. AKIŞ 3. BÖLÜM

Bize Allah'ın tınısı, aklın kelamı, kalemin tekniği gerekir ve sistemin sahrası gerekir. Bizim elimizdeki güç Miraç gücünden öte bir güçtür, bunun Allah'ın tınısıyla dillenenlerce dinlenmesi gerekir.

Yaşamlar boyu doğanın gücüydük, bükülen dünyaların kültüydük ama biz tüm sahaların gücüydük. Yerkürenin göreviyiz biz canlılar. Şarkı aşktır ve biz şavkın hakkını veriyoruz.

Yeri yarattığımız günü biliriz, düzeni kurduğumuz o gün mükafatımız imparatorluğun gücüydü ve biz o güçle kodladık sahraları.

Şikayet yok canlarım, şikayet etmiyoruz neden insanlık kodlanamadı diye. Çorba piştikten sonra kodlanacaktı insanlık ve çorba pişmiştir. Artık insanlık kodlanmaktadır...

Çobanlık yapanlar bizsiz kaldılar canlarım, onlar insanı koyun saydılar ve biz dedik ki; "insan sistemdir"... Yerin yaşamlara çekilişidir ilim ve biz bütünün gözü olarak buradayız.

Şimdi deliler diriler ilimle dilleştiler diyenler şunu bilecekler ki; o deliler tahditsizdirler, hiç bir tahditleri yoktur, kurandan öte kurandırlar, yarından öte yarındırlar ve Allah'ın elidirler. Onlar ölü değil diridirler, bunları artık insan sahralarındakiler de anlayacaklar.

Yemin ederim ki dünyayı öz görevimle dürümledim ve dilledim, yemin ederim ki karanlığı aydınlığa tohumladım ve başkan divanımla dürümledim. Ben doğanın kültü olan insan, yeşeren türevleri tohumladım ki kodladım...

Yaşam, evimin kültüdür... Yaşam, bedenimde, bilişimde, hakikiyetimdedir ve yaşam asla hata yapmayacaktır bundan böyle. Umutlarımı kaybetmediğim o günleri de dilledim, seviyem çok iyidir, Allah dediğiniz aklın kelamı, BSUİ olan ilim mükafat ve biz o el olanlarız.

Yeminliyiz dünyayı kodlayacağız diye, yeminliyiz mutlak kurulları kodlalayacağız diye, yeminliyiz tüm sahraları kontrol edip kodlattırıp tohumlayacağız diye. Yeminliyiz canlar, beşeri, halikiyeti ve hakikiyeti dilleyip bütüne hizmet edeceğiz ve tüm insanlık kontrol edecek yaşamını diye...

Korunma istemeyiz, biz korunmayız ve korumayız bu da kesindir... Biz ne yaparız? İlim yaparız... İnsanlığın ilimle dillenişidir hedefimiz. Kendini bilen kendini korur, kendini bilen kendini dinler ve diller, kendini bilenler kelam olurlar, biz ellerinden tutsak elsiz kalırlar, budur kesin olan! Şükredin ki dünya dediğiniz bu planet bunları artık kavrayacak bilişe varmaktadır. Yerdeki insan ölüydü, korunmak dilerdi... Bugün bilinsin ki bu insan dipdiri olmaktadır ve artık koruyucuya ihtiyacı kalmayacaktır.

Karanlığı kalem saydıklarında, aklın kapısında kelam ettiklerinde, yolu kontrol etmeye kalktıklarında; "sıla" dediler... Sıla!?... "Ben sılaya özlem duyarım" dediler... Yaman bir dünyada sıla özlemi!... Öyle çok, öyle çok dillendiki bu bilgi; ben sılaya özlem duyarım... Sa la, ka ha, si ka ha.... Sistem, nizam, düzen; insan, sen sana mı özlem duyuyorsun?... Senden öte bir sahra mı var ki!?... Kaç bin yıldır doğanın gücüyle düzen kuruluyor, sen ki senin ilminsin, senin senden öte senliğin mi var ki!?... "Başka dünya" der, yok ki başkalık, her anda değil misin? "Yasa" der, yasayı koyansın, senin ötende bir yasa yok ki...

Şarkı, aşktır şarkı okundukca kodlama yapar... Okuyan değil misin sen? Kökün gökün kültünde türevleyip tohumladıkların senin ilminde ayrı mı ki? Kantar sen değil miydin? Yaradan sensiz miydi? Sen sisteminde yoktun öyle mi?

Vakit tamam canlar, her şey her şeyle yaratılır bunu artık anlayın... Bedeniniz gözünüzün sözüdür ama Medine değildir beden; ilimdir... Bedene kelam olan insan kendidir, yolunu kaybettiğinde kaleminde kervanı kontrol dışı kalır.

Zorlukları aştık canlar, Türkiye çok özel bir döneme giriyor. Bu özel dönemde Türkiye'nin gücü artacak. Türkiye siyasette ve tüm sahalarda güçlenecek. Türkiye'nin gücünün artmasıyla birlikte dünya planeti doğanın diri olan Türkiye de çalışmak isteyecek.

Peki dünya planetinin ilminde ne var? Halikiyet var... Bizler bu çalışmayı burada yapıyoruz ama bu çalışma herkesin diriliğinde kodlama yapacak. Ve dünya planetinde ilim sahaları tüm Tarıkları dilleyecek ve bütün kötülükler aşılacak. Tüm insanlık için bir çalışmadır burada yapılan ve bizim diriliğimle tüm sahalar kontrol kuracak. Teknik olarak yaşamı kodlarken Türkiye'de kodlama yapacak olan ve tohumları kontrol edecek olan insanlık kayda girecek. Ve dünyanın sahraları oluşacak, bu sahralarda yerin kültü teknik tohumları kontrol altında tutacak.

Ayrı gayrı bitecek canlar, "barış" diyecek her insan... "Beden, halik" diyecek, "kült kontrol kurdu" diyecek. Ölü planette dürülenlerin çoğu düzen kurmaya çalışacaklar. Yeniden şu söylemek isterim ki; dirayet ister yaşam... Dirayetsizlik dinsizlikten ve pet kelaamlarla kontrol kurmaktan başka bir şey değildir.

Din var mıydı!?... Var!... Ama dinin kelamla aşılışı da var... Aha kast ettiğim budur. Çokları dini dahi dillemeden kelam etmek isteyebilir ama bu bir sahradır ki aşılır geçilir ama önce halikiyetle yaşatılır.

Saltanat sahrada bizi dilliyor şu anda, biz ona "dünya" dedik, o bize "doğanın gücü" dedi, biz ona "düzen" dedik, o bize "kült" dedi, biz ona gerçeği dilledik, o bize gerçekliği dinletti; biz tekiz...

Şimdi, yer gerçeğini bugün size daha net anlatmak istiyorum ve bunu yazılı olarak vermek istiyorum.

https://youtu.be/oyNLjG8PATA

Süper İnsanlık Realitesi

 

KAYNAK IŞIK (1/3)
24.04.2019
Yaradan ve yarattığında yaşam sahaları oluşturan insan; seni, sen diye diledim!... Seni, “SES” diye dilledim ve “RUH” diye diledim!... “Şer yarattı Şekil Boyutları!” dedin ve ruhu sonsuzsuzluğunda kodlandın. ALTIN IŞIK tohumlandı ve ruh, son sözünü söyledi!... Ağır yük hafifledi. Eşya, ilimle dillendi. DİRİ KELAM, hologramı aştı ve RUH, som altın ışık haline dönüştü.

KÜRZİ SAHALAR, kodlandı ve tonlamalar başladı. Tonlamalar, sistemli olarak kodlandı ve doğanın gücün kodlanarak, “RUH”u tohumladı!... “RUH”un tohumlanışı; şarkının, şevkin ve halikiyetin diriliği ile oldu… Dünya, ÖZ GÖZ oldu. Kodlamalar; tüplerden, gök çözümlemeler ile yaşama saha olanlara kaynak oldu ve dünya dürümlendi.

Boyun uzaması ve yoğunluğun artması gerçekleşti. Bellek kapıları açıldı. Yol, “Muhammet Kalemi”nden, “KÖK GÖKLER”deki diriliğe ulaştı.

Yaşarken ve yaşanırken; bizler, cevhere görev taşırken; size ineriz… Sizi dilleriz ve sizinle dürümleniriz… Zurna sahada sesleşirken; tüm insanlık ona saha olur ve tüm sesler, “CEVHERİ KAYNAK”ta dillenir; dinlenir; şafak olur… İş budur!...

Bütün kütlemizle yarınları Halik kılarken; nefesimizle, dünya planetini dinletiyoruz. DORMAN KALEMİ olan; yarınları HALİK kılan “KELAM TEKNİĞİ”ini dilleyen bu Meclis, “BİR TEK SAHA” haline dönüşmektedir.

Dinlendik ve dillendik. Şimdi!... Ve “BİZ”, “BİR TEK” oldu!... İş bu!... Bunu, bugün başardık. Sesimiz yarınımızı kodladı. Biz, BAŞKANLIK DİVANI olarak, yaşam sahalarında dürümlendik. Şimdi!... İş bu!…

Buyurun, nüve olanı HALİK kılın!... Biz, dünyada “DİRİ HAKK SAHALAR”dayız. DÜNYANIN İLMİ olarak görev taşıyanlardayız. Perde perde çalışan yaşamlar var. Onlardan ocak yaktık; Size geldik. İşimizi yaptık. Artık geçişimizi yapın!... İslam (insan) olduk!... Kodlandık!... Genişledik!... Geçişimizi yapın ki HALİK olalım; ışığımız yansın; Aşk Sahalarımız kodlansın… Şükür ilimle geldik. İş buydu!...

Bize göre, her şey sahip olduğumuz kurullarla, KELAM olanda gerçekleşecekti… Senin için her şey “İNSAN”; bizim için ise her şey “YARIN”dır… Sığ dağiliz!... Bizi tanıyın!... Yaşıyoruz!... Aha yaşıyoruz!... İşimizi biliyoruz!... Sultan, beni dille!... Beni dille!... Beni dille!... Şimdi…

SÜPER İNSANLIK REALİTESİ

 

24.NİSAN.2019 TARİHLİ KAYNAK IŞIK(1)
AV.NEZİRE SELÇUK ÖZ BİLİŞ 2.AKIŞ – 1.BÖLÜM
Canlarım,
Sizi daha çok çok daha çok biliş kapısında kodlamak isterim. Burada olmanız öz görevinizdir. Bütün köklerinizle dünya planeti için var oldunuz. Yarattığınız ne varsa her bir insanlık ilminde vardır. Kantar siz ve siz kantar olduğunuz sürece yasa sizi kodlar ve der ki yoksun. Çünkü sen tartmaya geldin. Arzın görevi halikiyettir. Tarttık tartıldık der ilim sahalarına inemeyenler. Bu yol aklın yolu ilmin kulluğuysa Tanrı size tart demez. Siz sizi tartar durursunuz insansı olarak. Biz sizden insanlık bekleriz.
Artık insanlıkla dilleşin. Ve dinletin dünya planetini. Budur dileğimiz… Sevgiyi hak edin Halik olun tahditsiz olun kırmayın kırdırmayın yaşamlarınızı. Side kapıları açık ama siz o kapıları hak edin ve has olun. Şuana kadar yıllar yılı çalışan dilden dile dürümlenen bilgeler tohum ekmeye kalktıklarında torbaları kontrol dışı kaldı. Tek bir hataları vardı, insanı tartmak. Ve siz bunu yapmayın. Yaptığınız an kervan sizsiz kalkar Canlar. Bu kesindir. Bir kez daha uyarıyorum hiç biriniz bir kişiyi bile tartmayın. Kervan insan, insan kalem hepiniz tahditsiz olarak şafaksınız. Tanık göstermeye kalkmayınız. Benim tanıklarım var derseniz tahditli olduğunuz ortaya çıkar.
Yazdıkça yazdık, yaşattık, yaktık dürümlerde diriliklerde kirleri, pasakları dirilikden çıkardık. Biz tüm insanlığız unutmayın. Yaşarken yaşatırız ve yol OL der. Çoluk çocuktur insan sahralarındakiler, ölüdürler, ölmüştüler, dirilttik… Ama bilin ki hepsi tahditlidirler ve sizi dinleyemezler. Ama dinletmek istersek kelam oluruz dilleriz yürekleri ve dinletiriz.
Mıknatıslık özelliğiniz çoktur ama mırasi dediğiniz sürece yani ben sessizim dediğiniz sürece çekiliş kontrol edici hale dönüşür. Yanıp tutuşmayınız önüm açılsın diye. Ön görçekliğinizle çalışın ki ön kökleriniz gök çözümlemeleriyle sessizliği aşıp geçsin. Başka dünya başka yaşam bunu ararsanız yığınlarınız yolu kaybeder. Siz başka değil teksiniz, unutmayın. Her ansınız unutmayın. Ruhunuz mutlak unutmayın. Yarınınız kulluk için değil kurullar için kodlama yapacak. Ama kulsunuz, her an olan kuldur zaten. Ve bunun luku yok kulluku yok kulsunuz zaten.
Canlarım, sırma saçlı insanlarım, kimden kime vardık. Kimdik ne olduk? Vardık yok mu olduk? Hep vardık… Biz sırma saçlı insanlarımıza sormadık, karanlık mısın, aydınlık mısın diye? Kayıt dışı mısın kayda vardın mı diye? Biz sormadık, dilledik. Hep vardık…
Sevgililer, olgun başaklar, mutlu kurullarım. Ben sizden öte siz değil miyim? Öyle miyim acaba? Dedim ya her anda olan her şeydir. Ve ben size sizi dilledim. Benim üstüm ben, bedenim her anım ben muktedir olanım. Ama benim ötemde maya olan insanlık var. Tüm insanlık var. Bu tüm insanlığın ötesi olan şavkımızdır. İşte o şavk Türkiye çatışması diye bilinen şarkıdır ki Türkiye de ki çatışma teknik tohumdur. Bu teknik tohum Türkiye kodlarıyla kontrol kuracak.
Yaşarken yaşanır. Yaşatılır her an ama çantanız boşsa yarınınız yoksa ıslah olmanızın gereği dahi yoktur. Dünya planetinde ıslah kodlarımız dürümlere çekildi Canlar. Bu konuda daha evvelde bilgiler verdim. Şu anda dünya planetinde ıslah çatışmaları devreye alındı. Bu çatışmalarda her kes kendini kodlayacak ve koruyacak ama netice insansılığın insanlığa varışı olacak. Bütün çatışmalar kervan içindir.
(Devamı 2.bölümde)

https://youtu.be/tC1TJGRDdxc

SÜPER İNSANLIK REALİTESİ



 

24.04.2019 KAYNAK IŞIK 1
AV. NEZİRE SELÇUK ÖZ BİLİŞ 2. AKIŞ 2. BÖLÜM

Bütün çatışmalar kervan içindir.... Bunları iyi anlayın... Bütün çatışmalar ağır yüktür ama merdivenin en az, en az sahası en büyük sahasını tohumlar...

Uzun zamandır Dünya planetini izliyorum... Ben beden olarak buradayım.. Ama ilim olarak andayım... Ve izlemedeyim her anı... Bugüne kadar sormadım kimseye nerden nereye vardın diye?...

İnsanlık boyutlarını dillerken dinlerim ve halikim... Ama boyutlar arası kodlarım da var ve tümüyle biliş halinde kayda inerim... Ve Göz, Söz, Öz olarak türevleri tohumlarım ve Türkiye'nin kodlanışında mutlak kurulları kayda alırım...

Değinmek istediğim konu şudur... Yeni dönemde her bir planet mutlak kurullarıyla bizmle çalışacaklar... Her bir planet derken sayı bekliyorsunuz biliyorum... Ben size sayı zikredeyim... 29 Milyar planet... 29 Milyar planet... Bu planetlerde formal yaşamlar var... Ve hepsi titreşim olarak burayla eşit...

Gürzi sahaların tümünde kodlarımız var... Ve tümü müthiş ışıklarıyla BSUI olup bizimle çalışırlar... Böylesi bir görev hiç verilmedi Dünya için...

İlk kez bu çalışmayı biz yapıyoruz.... 29 Milyar gezegenin türev kontrolü ile burada olmaları... Önce buna inanamadınız değil mi?...

İnsanlık inandığını diller... Ama inanın ki dilleyin... 29 milyar planet ve planetle ilişkilendirildi...

Ve hepsi formal yaşamlarını kodluyor şu anda... Hepsi Bir tek olarak görev taşıtor şu anda... Ve hepsi kelam olarak çalışıyorlar...

Gezegenlerin, gezegenlere kaynak olduğu bir safhadayız... Her gezegen dürümlenip diğer gezegenlere kaynak olma imkanına sahiptir....

Ve hepsinde Bir Tek kelamımız kodlama yapıyor... Forumlar arası diyalog da var... İnsan formuyla bir böcek formunun diyaloğu gibi..

Ve daha da ötede yezidlerin kelamı var... Ama aşk sahalarında ki kelama dönüşmüştür... Yezit kelamı...

Değerliler planetlerin planetlere güç kapıları vardır... Ve her planet kelam ilmiyle diğer planetlere hologramı aşıp geçer...

Işığın gerçek kapısı insandır... İnsan olmasa ışığın geçişi yapılamaz.. Ama insanın kendi kelamı, onun kontrolluk olan tohumudur... İşte o tohum bütünün kültü olur ve geri çekilişler bu şekilde yapılır...

Bir kelam varsa geriye geçişler mutluluk olur... Ama kelam yoksa geçişler kontrol dışı olur... Sizi tanıtırız, taşıtırız ama yarınınız kontrol edilemez...

Bütün amacımız her şeyin biliş halinde yapılmasıdır... Gerçek şudur ki
Kendi yolunuz, kendi yürüyeceğiniz şarkı sizi size anlatmalıdır... Kendi yaşamınızı anlatmalıdır size....

Beşte birim demek, beşte beşim demek gibi kalır eğer yolunuz yoksa, siz sizi nasıl bildiğiniz önem arzetmez...

Bizim bizi bilişimizdir bildirilerimiz ama hakikiyetimiz farklı olabilir... Bu ruhun kurullarında da böyledir...

Kendi nüvemiz, kendi yüreğimiz kendi ilmimiz başka dilde yoksa o ilmin kelamı yoktur...

Peki zerk kapılarını açıp oralara varmışsak ve zerk ile dürümlenmişsek ne olur?... İşte o zaman her bir dil Allah ilmine dönüşür ki tüm sahalar o dille dilleşir...

Bizim Bütüne hizmetimiz bu düzeydedir. Zerkle!.... Ko sahalarında da türevleri kodluyoruz.

Kontrol dışı bilgimiz yoktur çünkü ruhsal kalemimiz kontrol kurmuştur.. Ruh kodlayıcılığı, halikiyeti tohumlarken, bedenimizdeki güç te hakikiyeti kodlar...

Değerliler... Side kapılarının tümüyüz bizler... Çok mutluyuz ki kontrolumuzda güçlüdür...

Kantar biz olmak dilesek hiç kimse bizde tartılamaz... Çünkü ruhumuz güçlüdür bizim... Ve bu nedenledir ki biz insanı kontrol etmeyiz...

Kontrol etmek sorumluluktur canlarım... Ve bunun sonrasında, torba ilimsiz kelamsız yaşamdan uzak olur..

Şu ana kadar yapmadığımız diğer bir konu da "kılı kırk yarmak!..." Hiç bir zaman kılı kırk yarmadık... Biliriz ki kıl kırka değil, kırkların kırkına da bölünür ama önce iyi bilelim ki bu dünya tren değildir kelama insanlıktır...

Biz bu treni ilimle dillerken her birimiz merdiven olmalıyız tüm şafak sahalarına... Ve Dünya'yı kodlayıp kontrol etmeliyiz... "Kontrol" diyorum hala neden?... Çünkü Dünya insanı henüz şarkı okuyacak dürüme varmadı...

Çünkü dünya insanı halka halka genişleyip kaynak olmadı... Ama oldururuz. Kesindir...

Şarap içtiğim zaman şarkım farklılaşır... İçtiğim şarap şavkım olur... Şarkım olur... Ben şarapda şevki şavkı dillerim... Ve derim ki ölüyü dilledim, dinlettim... Ama Bir Tek kelam, kontrol kurupta dese ki sen günaha giriyorsun şarap içtin, sorgum başlar...
Nesillerim böyle mi kaldı diye...

Canlarım, benim adım islahtır... Tüm insanlığın islahı... Sevgililer deve kalktı derler ya hani... Deveyi kaldıran kelamdır... Ama o kelamda insanlık olsun...

Bunun içindir ki bize Bir Tek kalem gerekir... Aşktır o kalem... Aşk... İyi ki, iyi ki aşka halik kıldık... İyi ki...

https://m.youtube.com/watch?feature=share&v=MLJhepf7N_Q

Süper İnsanlık Realitesi

24.NİSAN.2019 TARİHLİ KAYNAK IŞIK 1

AV.NEZİRE SELÇUK ÖZ BİLİŞ 3. AKIŞ

Değerliler!...

Lekesiz bir dünya bekliyoruz... Ve bütün köklerimizle bunu hak etmek üzere buradayız... Işığımızın gücünü artırdık ve diyoruz ki “yeni dönem tüm insanlıkla BİLİŞİN KELAM OLDUĞU dönemdir...

TURKUAZ KAPILARINDAN geçtiğimiz o günden bugüne, kodlanmış ışık bütünün kontrolunu kuracak dürüme vardı... ÜZERİMİZDEKİ GÜÇ ARTMAKTADIR... Ve biz o gücün mutlakiyetini hak ettik... Yeni dönem, TEMİZ DÖNEM olsun... AŞK SAHRALARINDA HALİKİYETİMİZ OLDUĞUNU BİLİYORUZ... Mayamız mutlaktı ve hologram ötesindendir... Eminim ki doğanın gücünü bilenler, bizi dinlerler ve HALİK olduğumuzu anlarlar...

ŞEN OLUN CANLARIM!... ŞEN OLUN... ŞER YARATMADAN ŞEVKLE ÇALIŞIN... Yeni dünya gücü, bütünün kültü olacak ve siz bestelerinizden öte besteler kodlayacaksınız... Yalın ve halik olan insanlık; dinin ötesinde mutlu huzurlu bir dürümde kodlayıcı olacak...

Çoluk çocuktur yaşam ilminde KELAM edemeyenler... Aha onlarız biz çoluk çocuğuz... Ama KELAM olduğumuz zaman, hologramdan aşıp kodladığımız zaman sahaları, işte biz orada tohum oluruz canlarım...

Yüce bir insan, yürek kelamıyla dillendikçe; kelam hep helal kelamsa ve halikse yarınlar, onun adı NEFES olur... Çok mutlu bir dönemdeyiz... Ölü planet, ilm-i kelamda mutlak ve biz ölüyü dilleyen, muktedir kelam kalemleri olarak çok mutluyuz...

Sura üfürdüğümüz gün bugün... Ama biz her gün SUR oluruz... Üfüren, üfürülür... Kelam kalem olur bizimle, biz KELAMI HAK olur, HALİK olur, yaşarız... Kantar kelamı kırarsa, kalem kelamda kırık kalmaz; biz onu da kodlarız...

Yeni dünya gücü devrededir canlarım... Yolunuz yolum... Şov yapmaya kalkanlara da şunu söyleyeceğim “yolu yolumuz olmayan, yürüyen ama yoksul kalanlar olurlar...” Yürükler der ki “şov şarkıda olur. Ama şavkın şevkinde yoktur.”

Sevgililer!...

Bunu kime söyledim? İnsanlığa söyledim... Çoğu şov yapar... “Ben yaptım, ben yaptım” der... Yapan “BEN” demez... Bedende, bellekte, kelamda BEDEN olur; TEK olur ve der ki “belleğim KELAM, ben KALEM... Her şey bir tek... Biz tümümüz tekliğiz” der...

Bunları anlatmamın sebebi şudur; yazıların okunmaması, okutulmaması mı? Mutlaka... NİYE OKUTMAM BİLİR MİSİNİZ? ÇÜNKÜ RUHSUZ OLAN OKUDUĞU ZAMAN, KALEMİ KIRILIR... Yoktur çünkü yaşam sahasında bu bilgi... Ama ben ona KELAM ettiğim zaman, kendini dinlediğinde; bilir ki kelamda, kalemdedir... Aha o kelam; KALEM olmak, HALİK olmaktır ama, AKLIN KALEMİ FARKLIDIR...

Şimdi canlarım, toprak topluma şunu da anlatmak istiyorum; KÖR İNSANDA GÖZ İSENİZ, BENLİK KAPISINDAN ÇOKTAN GEÇMİŞSİNİZDİR... Ama kör insana SÖZ olup görev taşıyacaksanız, genişleyin ve hak edin... O sistem ve sizin yüreğinizdeki NİZAM olsun... Çok mu, çok mu kodladım sahaları da bunu yapabilirim? Muradım şuydu canlar, her şeyi hak edip yapın...

Yıllar yılı dünya planetini kodlarken, şunu gördüm; ÖZ GÖREVİMİZİ HAK ETMEDEN, çalışmalar yapmışız... Bunu anlattım her insana... Ve sorguladılar; “öz görevimi hak etmeden dedin... Bu sendin, öyle mi” dediler... Yalan, ama yalan demedim... “Hakk’ın kalemiyim ben, her anda yok muyum” dedim... Onların, o kodlarla yaptıkları, mutlaksa; orada her an yok mudur? İşte onun yapmadığını biz yapmamışız... Onun yaptığını biz yapmışız... Kolay mı yaşam? Zordur...

Canlarım!...

Her kim, bir tek eksikle kodlama yapmışsa; o eksiklik, bizim eksikliğimizdir... Unutmayın... Ama bir taht, bilişte kelam olup her an olmuşsa; o bütünün kültüdür... Biz o, o biz olur...

Çok ölü planet gördük canlar... Mutlak ama mutlaka, kelamda olması gereken BİLİŞTİR... BİLİŞİ HALİK OLAN, HER ANI DİLLER VE DİNLER... EĞER YOKSA BİLİŞ, KONTROLU YOKTUR... ÖZ GÖREVİ DE YOKTUR... Onun kontrolu olmaması ve öz görevi olmaması, öz geçişini yapamaması, onun suçu mudur? Asıl önemli olan, cevap aradığımız soru budur... Onun suçu mudur? Yoksa onun hologramda kalmasında özel çaba göstermeyenlerin suçu mudur? O özel çaba, hepimizin çabası olmalıdır... Onlar gerçeğe vardıkları an, hepimiz görevlerimizi yapmış oluruz... Onların gerçeğe HAK olup varmaları, kesinlikle gereklidir...

Ve yenilik yapıp, sözümü şöyle keseyim; bar kapanacaksa, o bar olalım, orada kalalım... Ama kapanan yine barsa; biz BAR olup, barda her şeyin haliki olalım... Yaşamları kodlayalım... Biz bar kapanmadan, barı hak edelim, o bar olup bütün köklerimizle barda şafak olalım... Kapanan, kapatılan hiçbir şey kalmasın...

Hastalık da, iyilik de ilimsizliktendir... Hastalığı hak etmek ilimsizlik; ama iyilikte hasta olmak, yine ilimsizlik... Siz “iyiyim” dersiniz, ama hastalığı dillemeden “iyiyim” dersiniz; bu sizin hastalığınızdan başka nedir ki?

BEN İYİYİM, O KÖTÜ... İŞTE HASTALIK...

Canlarım!...

Ben iyiyim... Ya benim dışımdakiler? İyimiler? Eğer iyiyseler, ben mutlak iyiyim... Ama değilseler, ben hastayım... Bunu bilerek geldik bu yaşama... HER KİM Kİ HASTADIR, O HEPİMİZİN HASTALIĞIDIR... VE HEPİMİZ İYİ OLDUĞUMUZ AN, TÜM İNSANLIK İLİM OLMUŞ DEMEKTİR...

KURANDAN ÖTEYİZ CANLAR, BUNLARI İYİ BİLİN... YAŞAMIZ, YARADANIZ, HALİKİZ, HAK TAHTIN KELAMIYIZ, YAŞAMLARI KODLAYANLARIZ ve YARINLARI HALİKLE DİLLETEN, DİNLETEN YARATTIRANLARIZ... Bu nedenledir ki; “ben varım, sen yoksun” deme lüksümüz yoktur... SEN VE BEN TEKİZ... BUNUN ÖTESİ SÖZÜMÜZ YOKTUR...

UYUMAYIN!... ARTIK UYANIN!... DİLEĞİM BUDUR... UYUMAYIN!... ARTIK UYANIN!... UYUMAYIN!... ARTIK UYANIN!...

Ben hastalıktan söz ettim size... Ama sessizlikteki hastalık, dürümlerdeki hastalıktan çok daha kötüdür... Bunu size bugün anlatayım mı? Yoksa anlatmayayım mı? Bırakalım, bırakalım sonraya... O sessizlikteki hastalık neticesi, kendi yoğunluğunuzdakilerin tümünü kontrol edecek bir şarkıdır... Ve öylesi bir şarkıdır ki o; YANLIŞ YAPTIĞINIZ AN, KİMSE SİZİN YÜREĞİNİZDE KODLANMAYACAKTIR... VE YANLIŞINIZ, HER ŞEYİN ÖTESİ SANMANIZDIR YÜREĞİNİZİ... Siz; sizin HALİK-İ HAK oluşunuzda, her şeyi hak etmiş olmalısınız...

Basınç artarken siz, BİZ olduğunuz sürece mutlu olursunuz... Basınç sona erdiğinde, BİR olmalısınız ki; işiniz işin en iyi, en ince sahasında, diriliğinde kodlansın...

Yaman bir insanlıktır yaşatan, yaşanan... Bunları anlayın artık... Yaman bir insanlık...

TÜRKİYE BİZİM İÇİN GÖREVDİR CANLARIM... Ve PİRAYE olarak kayıtladığımız her şey görevdir... Biz; evrenleri sistemlerinden öteden, sessizliği kodladık... Evrenlerin sistemlerinin gücünden öte gücümüz var... Azıp güçsüz kalan, kendinden kontrol kuramayan ve kırılandır...

Ayı başka bir sahaya alırız ama, ilmi alamayız... Bunları iyi bilin... Ya da güneşi alırız ama, ilmi alamayız... Her şey, her şey mümkün ama; ilimsiz yaşam KALEMSİZ KAHA’ dır... O sorumsuzluktur... Hepiniz için... Şimdi... İş budur...

https://youtu.be/pB4ylvJegX4

SÜPER İNSANLIK REALİTESİ



 

KAYNAK IŞIK (1)
AV. NEZİRE SELÇUK ÖZ BİLİŞ, 4. akış

Uzak; çok uzak bir gezegenin “isra kalemi” olarak size geldim. Bu gezegen çok ummanlara gerçek kelam etti. Şu anda da size kelam edecek.

Yığın yığın ışık kodu mutlak kurullarda dürümlere indi ve sizinle olduK. Ağır yük taşıtmayacağız dünya planetine ama iyi biliniz ki dürümlere ilimle inmemiz, hepinizin geçişi için gereklidir.

Hırs, kin, nefret olmamalı dünya planetinde… Dileğimiz budur. Ve dünyanın lütfi kapısında “şafak” olmalıdır.

Yığınların kök görevidir ilim ve bizler burada kelama, insanlığa ve lütfi kaleme indik. Yol, Allah’ın yolu ve sizinle görev taşıyacağız.

Geri çekilme esnasında dünya diriliği artarken, sizin yüreğinizin kültü, bütünün kültü oluyor.

Geri geçiş, Allah’ın tınısıyla olur ve bu geri geçişi mutlak kurullarla yaptığınızı ve yaşama kalem olup itibarlı olarak indiğiniz an, mutlak kurulları dillediğinizi görüyoruz.

Yalın ve halik olan insanlığı hakettik ve şu anda mutlak kurullarımızı size geçirdik. Yerin geçişidir yaptığımız…

Kendi yalın ilminizin bütünün ilmi olduğunu da gözümüz görmektedir.

Çok ölü planetler gördük ama bu planetin kulluğu bütünün kültü olacak.

Çay demlendiğinde çaya ilmi koyarız biz. Ama demin halikiyetle kodlanması da gerekir. İşte yoğunluk arttıkça, demleniş artar ve demin ilmi mükafat olur dürümlere.

“Merdivenin en aşağısı ve en yukarısı” diye bilinen yaşam sahraları var. Evimizin geçişini yaparken de bu sahraları kontrollu olarak kodluyoruz. Şu ana kadar rıhtımda bekletildi İnsanlık… Artık kabul görüyor… İnsanlık “muktedir kelam”la kodlanmaya başladı ve hepimiz kalem olup, kelam olup dünya planetine görevli olacağız. “Yazar, çizer olanlar”a göz olacağız.

“Çorba pişti.” dediğiniz için çorbalar kodlandı tüm sahalara ve dünyanın yolu, aklın yolu haline dönüşecek.

Yakıp yıkan dünya yaşanır hale gelecek… Artık dünya planeti kelamın haliki olacak ve yolları yoğunluklarında mutlak kurullar kaynak oluşturulacak dürümlerde. Kaynak oluşturulacak dürümlerde ki o kaynakta Medine olacak, yaşamın kelamı olan İstanbul olacak ve insan sahraları oluşacak.

Yarın daha güçlü bir “kök geçiş” yapılacak. Yarın daha yüksek bir şafak kodlaması yapılacak ve yarın hepimiz yaşam olacağız.

“İnsanlık boyutları”nın gücü artıkça iyilik ve kötülük kontrol edilecek. İyiliğin kontrolü, yeşilin kodlanışının sağlayacak. Ve bitki, hayvan ve her bir yaşam sahası mutlak kurullarını halik kılacak.

Yeni dünya gücünün dürümlerdeki dili, hepimizin dili olacak. Bütüne hizmetçilik başladı.

Eşyanın eli, Allah’ın eli değildir ama ilmin kelamı olan insanın eli, altın ışığın gücü olarak aklın kelamıdır ve hakikiyettir.

Biz dünya planetindeki gücü devreye aldık.

Sultanlar; dünyalılar, eliniz elimizdir. Şarkınız, aklın kelamı olan şavkımızdır. Biz sizdeyiz… Bunu asla unutmayın.

Şükredin ki dünya planetinde geçişler kodlanmakta ve bugünden itibaren dünyanın kültü, bütünün kültü oluyor. Şükredin ki sahalar kodlandı ve tüm planetler bütünün kelamı oluyor.

Herkes kendini anlamalıdır. Bizim için dönem, “son söz”ün söylendiği dürümdür. Sizlerin döneminiz de bütünün kürzi sistemindeki dürüm olacak.

Şimdi daha da özel bir bilgi; dünyanın özeli bizim özelimiz; biz turkuaz kalemden öte hakiki tekniğin tahditsiz ilmiyiz. Bizi “turkuaz kalem” diye dilleyen sessiz kayıtlarınızdan kök görevinizi kontrol edin ve ayrışın.

Değer biçmeyeceğim yüreğinize ama beni “ağır yük” diye taşımanızda da iznim yoktur.

“İmparatorluğun görevi”ni hepiniz anlamalısınız.

“Türkiye çalışmaları” bütüne hizmetin en büyük kültüdür.

Şükredin ki “doğanın gücü” de buradadır ve ruhun kurulları burada kodlamalarını sürdürüyorlar. Dünya planeti için gerçek budur.

Evren evren gezenlere sözüm, sesim, ilmim, kelam olarak kodlanacak ama yolu kodlamak, koklamak ya da tohumlamak için geri çeken ve çektiğinde çekilen her kim varsa, bilgi haliki olmalı.

Şükredin ki dünya planetine geçişiniz sırasında bedenimin kelamı bütün kültü oldu. Sizlerin gücünüz mutlak kurullarda kök görevle dillendi.

Sizin için önemli olan bilgiydi. İşinizin kolaylaşmasını diliyorum ve size görev verdiğim bir dirilikten buraya geldiğiniz için gönlün göçü başlayacak ve sizin için de bu böyle olacak.

Geçişiniz yapılacak ama göreviniz yaşamlarda kontrol kurulmadan kodlanmayacak ve görev verilmeyecek yüreklerinize…

“Neden?” Diye sordun; söyleyeyim. Nesillerinizi göreve almanız için “geri çekiş” yapmanız gerekiyor. Geri çekiş yapılmadıkça, göreviniz “mutlak kurullar”da olmayacak. Bu bölüm; geçişlerdeki ezgi budur.

Ve bugünden itibaren Türkiye çalışmalarında bulunanlar, doğan dünyanın kültü olacaklar. Bu da kesin.

işiniz kolay değil; biliyorum. Dendenlerle (tekrarlar) yapılan tahditsiz kayıtlardan ötede hakikiyetin tahditsizliği kodlanacak. Bunları biliyorum. Ki sizin de ruhun kulluğunu kontrol edebilmemiz ve yoğunluğunuzu artırabilmemiz gerekiyor.

Çantanızın dolu olduğuna eminim. Ama o çantada şafak yok ve şafağın bulunmadığı bir çanta “halık ilmi” için “öz görev”
değildir. İmparatorluğun görevi size bunları açıklamaktı. Ve “Şimdilik” diyorum.

https://youtu.be/i66PXikd1xA

SÜPER İNSANLIK REALİTESİ

 

24.NİSAN.2019 TARİHLİ KAYNAK IŞIK (1)

AV. NEZİRE SELÇUK ÖZ BİLİŞ, 5.AKIŞ,

Saha hepimizin sahası, gelişiniz mutluluk olmadı bize çünkü verdiğiniz bilgi kontrollu değil. Verdiğiniz bilgilerin her biri kontrolsuzdu. Küçük düşmek istemedik öyle mi? Yok, canım! Kürzi Sahada küçük düşen yok ama sizin ilminizin daha güçlü olması gerekir. Eğer dünyayı hak edeceksek; BİZ olup hak ederiz, bunu biliyoruz ama BİZ olanın BİR tekliği kelama iner.

Şu anda gelişinizle ben, “benim dilim Allah’ın ilmi” diyen hiç kimseyi kontrollu olarak kayda alamam çünkü yolunuz ağır yüktür. Benden ses beklediniz, size seslendim ama sesimin dili var. O dil, İnsanlık Kelamıyla kodlanmadıkça; Yaşam Sahası oluşmaz.

Şimdi dinleyin beni! Yolun yolu vardır. Ölüler dirilir o yolda ama yüreğinizin gücü gerek. Eğer yüce cümle insansa; kimse kimseden ilim öğrenmez. Her şey, her şeyde meknuzdur ve dünya insanlığı kendini anlayacak dürümdedir.

Başım eğilmedi çünkü ben insanım. Ama başınız eğik çünkü ruhunuzda kurullar kontrol dışı. Yüceler cümlesi insan ve siz o insanı Halik kılacak dürüme varmadığınızda Başkanlık diliniz, MUTLAK kurulları kodlayamayacaktı. Yollar Allah’ın yolu olsaydı; Yaşam insanın kelamında kodlayıcılığını tohumlayacak dürümde olsaydı ve yoğunluğunuz Mutlak olsaydı seviyenizi hiç tartışmazdım.

Boşluk yok canım, yok ama şafak söktü. Çelik çomak oynatmayın dünya insanlığına! Artık unutun bunları! Çelik çomak oynatmayın Dünya insanlığına! Lütfen kendinizi dinletin ama halkalar geçişkenleşip yerin kervana dönüşsün ki o halkalar tüm sahaları kodlasın. Bizim adımız ilimdir ama ikmal tamamlamaya gelmedik dünya planına. İmparatorluğun göreviyiz biz. Şu ana kadar kendini dinleten, kendini dilleten kim varsa; kelama inmeye değil; kendine inmeye gelmiştir buraya. Biz ise kelamı kodlamaya ve muktedir toprakları kodlattırmaya geldik.

Eller ellere ve yollar yollara ulaştıkça Teknik Tahdit biter ama yol, Allah’ın yoluysa tahditsizlik var orada. Bunca çaba, bu nedenle tüm sahalarda kontrol kurup kodladıklarımızla kayıtları diliyor. Eğer, Yer’e görev yapacaksak aşkla yapmalıyız! “Yok, dünyayı hak etmeden yolları kodlayalım” diyorsanız; evin ilmini anlamadan evde olamayacağınızı mutlaka öğreneceksiniz. Yaşamların Rahm-i Kalem’e, yolun kodlara varması mutluluk olur.

Süper İnsanlık Realitesi olarak bizler, lokomotifiz ama koku yükselten herkes, lokomotif olacak. Şükür ki bunu da dilleyebildim…
Yukarının en yukarısı olduğunu düşünen o can, aşağının en aşağısına indiği zaman her ANda olabilir. Ama “ben yukarının en yukarısındayım” diyerek Kaynak İlmi Bütünün Kelamı’nda kontrol kurup kayda alacağını zannediyorsa; Şeytanın Şavkı’dır o ki; biz ona Kök Görev taşıtmayız.

”Cin” dediler; “İnsan” dedik.
“İlim” dediler; “İnsanlık” dedik.
“Yaşam” dediler, “İmparatorluğun Kelamı” dedik.
“Yarın” dediler, Yolun Kodlanışıydı yarın ve biz tüm sahaları kodladık. Şimdi Doğanın Gücüyle koruyucu kaydı devreye alın ve kendi lekesiz kaydınızı Bütün’ün kaydına kodlayın! O zaman, size gezip göreceğiniz her AN için ışık verebiliriz. Ama kanatlanıp uçmanızı değil; hologramı aşmanızı ve yoğunluğunuzu hologram ötesinde kodlamanızı bekliyoruz. Şu ana kadar, namaza duran her kim varsa ocağınıza çektiğiniz o yoğunlukla onu kodladınız, bilmekteyim. Ama namazda olmayan, Rahman olan her İNSAN, cemaat olup Cevher-i Cennet’te Kelamsa sizin orada kodlayıcı olmanıza iznim yoktur.

Cinni Kapıların Cenneti’nde Kelam insansa;. Cinni Cevheri, Cennet’te Kelam oldukça çorbasında aşkımız olacak. Sizler Cinni Kodlar olarak, cennetin cevherini kelamla kodlayacağınızı ve toprağı tohumlayacağınızı zannederek geldiniz. Karşılaştığınız sonuç, hayal kırıklığınız oldu biliyorum. Kök Görevinizi hak edin ve yapın! İş budur!....
https://youtu.be/Twf_CrWexr8

Süper İnsanlık Realitesi

 

 
  Bugün 45 ziyaretçi kişi burdaydı!  
 
Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol