Birlik İlmi
  RA(1) - 30.MART.2019
 

RA (1)

“ZA HAR (2)” ÇALIŞMASI HAKKINDA ÖZ BİLGİ VE DAVET:

ÖZ BİLGİ:
29.03.2019

Yaşamak istiyoruz!... Zor mudur başarmak!? Yaşam demek, “BİR TEK” olmak ve “RUH” olmak demektir… Herkes, herkese güç katabilir. Herkes, herkesin yarını olabilir ve diri olup yaşamlara yol olabilir. Peki varılan aşamada, Din Kapısı hala açık mı tutulsun!? Yoksa “DİL” (BilgininTeknolojik Ses Sistemi) olan YAŞAM SAHASI, dillensin de herkes, “ KELAM”a mı varsın?

Gerçek şu ki insan, kendini anladığında; kendi dilini ve diriliğini de anlayacaktır… O gün geldiğinde, “KALEM” olduğunu ve kontrollu yaşam sahalarında; dürümlenin, dillenip, yaşamları kayıtlayıp; yoğunluğunda, yaşamlar sahası oluşturabileceğini de anlayacaktır.

DİL, BİLGİDİR. Diri olan dillenir ve dillendikçe; bilgi, “SİYAH” renkten tohumlanarak kayda girer. Herkes, kendi yaşamını tohumlar ve yarattıklarını kodlayıp yaşar.

İstek halinde, KÖK GÖKLER’e geçip yarınları kodlayıp yaşayabilir ama yaşamı, aynı formda olabilir ya da farklı formlarda olabilir…

Onun, cennet istediğinde; “CENNET HALİKİ” olacağı ya da cehennem istediğinde, “CEHENNEM HALİKİ” olacağı mutlaktır.

Hepimiz, her bir dilde dürümlenir ve dilleniriz… DİL, İLİMDİR ve her DİL, bilgi sahasında dürüm olarak kodlandığında; hologramı aşan “İLİM KALEMİ” olup “YOL” olabilir İLİM SAHALARI…

Tüm KÖK GÜÇLER, cevhere inerek KELAM olabilirler. Her bir CEVHERİ GÖREVLİ, kodlama yapabilir. Uzun, çok uzun yaşam zamanlarında; “DİRİ BİRLİK SAHALARI” oluşturup o sahaları kodlayarak yaratabilirler.

Vezne olur yaşamda. O veznede, KELAM olur. Her birimiz, o veznelere güç katarken; o veznelerden KELAM olanlara GÖZ oluruz ki hepsi, cevhere geri gelsinler ve CEVHERİ HALİK olup yaşasınlar diye. Bizler, BİZLİK KALEMİ olarak Türkiye’de yaptığımız çalışmalarla, yaşamları kayıtladık ve yarınları tohumladık… CEVHERİ YAŞAMLAR , yarattığımızdır. Yaşamlar boyu YARADAN ve YARATILAN olarak GÜÇ KATLARI oluşturduk. Bu gün de GÜÇ KATLARI oluşturmaktayız… O katlarda, “DİL-İ HAKK” olanlar, kontrollu olarak bulunabilirler.

İma ettiğim her şey, HALİK olup yarına tohumladığımdır. İş budur!... İş bu!... İş bu!…

SÜPER İNSANLIK REALİTESİ

DAVET:

Dostlar, “ZA HAR” Programının 2. ile 30.03.2019 günü, 14.00 18.00 saatleri arasından çalışmalarımıza devam edeceğiz. Arzu eden, özünü duyumsamak ve katkı sunmak isteyen herkesi bekliyoruz…

Saygılarımla,
Süper İnsanlık Realitesi Derneği
Av. Nezire SELÇUK

Adres: Bahariye Cad. Halil Ethem Sok. Sauna Apt. No:30/8 Kadıköy/İST.
Tel: 0 216 348 95 59
NOT: KATILIM ÜCRETE TABİ DEĞİLDİR.

 

30.MART.2019 TARİHLİ ZA HAR (2)

İnsan kelama vardığında, tüm insanlık BİR TEK oldu. Ve o ışık, sanallığı aştı ve YAŞAM oldu. İşte yeni dünya ilmi, İNSANLIK İLMİ oldu ve dünya BİR TEK YAŞAM oldu.

Yaşam ne ki? Yaşam; kelam, ilim ve insanlık… İnsan kelamda ilmini dillediğinde, tüm insanlık onda HAKK oldu. İnsan HAKK KAPI’YI açtığında herkes için açtı ve orada geçen ve geçiren BİR TEK oldu.

İşte; siyah adamlar, siyah kadınlar karla indiler bu sanal yaşama… Onların çantaları doluydu. Şöhret istemediler, ölü olan ne varsa istediler… “Çıldırmış olmalılar..” diye düşünüldü. Onlar ölüyü diriltmeye gelenlerdi. Kim dinciyse, kim ruhsuzsa, kim kotsuzsa özellikle onlarla olmayı istediler. Bu anlaşılır bir durum değildi… Olgun başakların seçilmesi beklenirken onlar, herkes olup gelip, geçtiler…

Öyle çok çalıştılar ki… “Ende, önde, geride kimse yok.” dediler… Dünya dahi koşmaya başladı. Hedef barıştı…

Kardeşim; diril artık, herkes kelama varacak! Kıyamet bu işte, başka bir kıyamet yok ki… Vakit tamam.

Sırat sensin… Hadi geç! Sen; sana geçiyorsun, diriliyorsun. “Öleyim de sıratı geçeyim.” diye bekleme! Diri misin ki ölmeyi bekliyorsun?!! Unutma; bu dünyaya ölüme girdin ki dirilesin ve diriltesin diye.

Zeki olanlar anladılar. Onlar toktular… Aç olanlara çorba hazırlandı. Öyle bir çorbaydı ki o; yeme de yanında yat misali… Herkes o çorbanın TUZU olmayı diledi. Aşk buydu işte…

Ama dünya yan gelip yatma yeri değildi ki! Ne oldu? Yezitler dahi aşka geldiler; şevk, şavk, öz görev, hepsi halik oldular… Geniş kapılardan geçtiler. Öz köklerini halik kılıp, sanal boyutlara görev taşıdılar.

İşte dünyaya gelmenin amacı buydu… Hepsi çok mutlu oldu.

Çığlıkları duyuyor musunuz? Mutluluk bu işte! Aha bu.

Sevgiyle,

Bahar Umurtak

SÜPER İNSANLIK REALİTESİ

 

30.MART.2019 TARİHLİ ZA HAR (2)

GÜLDEN ZENGİN ÖZ BİLİŞ

Yoğun bir dönemdeyiz...Bu dönemde ilimden,ilme koşarak çalışmaktayız….Yaşamın ve insanın yenilenişi, insanın, doğa ile iç içe olduğunun farkında olması ve kendindeki gücünü fark etmeye başlaması.. Çünkü insan, bitki, hayvan, hepimiz biriz.

Ve bir tek olan insan, kendini tanımıyordu ve tanımaya başladı. Kendisinin yaratan, yarattıranve yaşatan olduğunu kelamla söylemeye ve ilimle yapmayı başardı. İşte yaşamını anlamaya başladı.

İnsana görevdir, yaşam ama “dünyanın ruhu olan insanın gücü” herkesin gücüdür. Hakiki insan, hak olan insan, BSUİ olur, barış olur, sevgi olur, imparatorluğun ilmi olan insanlıkla bilişir ve Halik olur.

Dünyayı bir Levhi Kapı diye bildik ama bu kapı, aynı zamanda İlim Kapısı’dır. Buradaki yaşam, hepimize görevdir. Burada, tüm insanlık, LevhiKapı olarak, kontrollü bir yaratım çalışmasına yaşamlaşan diriliktir.

Sistem, Nizam, Düzen ve tüm sahaların kuranı olan ilim, hepimizin görevidir. Ve yoğun şık altında yapılan tüm çalışma, birlik tekniğiyle yapılır ki bütüne hizmetçilik bir’de ve tekte olur.

“Ol” dedik oldu… “Ol” dedik… Biz insan olarak, insanlık kapısında dirilten ve yaşam olan tüm zamanların mutlak gücüyle dedik… Tüm zamanlarda, an kaleminde yazan birliğin kaleminde kelam olanlarca, dedik.

Dedik ki Yarat, yarattır ve yaşat.

Meclisimiz, Yasama Meclisidir. Ve yaptığımız her yasa, bütün içindir. Dünya planeti artık bunu anlayacak ve hak edecek. Devinim çok güçlenecek. Peki, yolun, Allah yolu, olduğu bilinecek mi? Kendini anlayan kelamı dilleyen herkes, Allah’ın diriliği olduğunu anlayacak.

Ve dümen, insanlık dümenidir. Boşun, dolunun anlamı da yok, yaşamda. Hepimiz, tekiz ya. Birimiz boş, birimiz dolu olsak da hepimiz doluyuz, hepimiz boşuz.

Öyle bir diriliktir ki kelam, kelamı kodlayan insan,o diri olacak. Ve Allah olacak ve hasat olacak.

Aha, işte bu!
SÜPER İNSANLIK REALİTESİ

 

30.MART.2019 TARİHLİ RA (1)
AV. NEZİRE SELÇUK ÖZ BİLİŞ, 1. AKIŞ 1.BÖLÜM

Canlarım, sürpriz oldu; öyle değil mi?! Yaşarken hepimiz, BİZ olup tohum olarak, bütünün kültü olup her ilmin kalemi olmalıyız. İşte; Ra kelam ilmi, bizim için bir yoğun ışımadır.

“Ra” dediğim zaman, herkes bir ilim sahasına, insan kelamına vardığını bilmelidir.

“Birler kapısı”nı geçtiğiniz andan itibaren “TOHA” dediğimiz o yoğunluktan kök göklerin gücünü, kök geçişlerle dillediğinizde “bütünün geçişi”ni yaparsınız.

Bütünün geçişi ile birlikte kelam; halik olur ve bütünün kültü tüm insanlığın kültü haline dönüşür.

Çok ölü planet gördük ama dünya planetinin “her birinden öte bir ölü” olduğunu size bugün anlatmak isterim.

Ölüler dirilmekte şu anda… Ve bizler bu yoğun çalışmaya bütünün gücü olup indik. Mutluyuz ki dünyanın lütfi kapısı bizim için de kök göktür.

Çörek yapmaya değil, ilim yapmaya iniyoruz bizler planete… Hepimiz “Ra kalemi” olarak buradayız.

Saha ilim sahası ve yaşam mutluluktur bizlere.

Hepimizin geçişi tamamdır. Şu anda bilişin kelamı olarak buradayız.

İnsan ellerinin ölgün olmadığını bildiğinde, yaşamı da ölgün olmaz. Nesiller boyu “dünya” dedik hep… Ama bu dünya, ruhun kulluğunu kodlayacak dürümde olmalıydı. Bugün artık bu dürüme ulaşmıştır.

Yeri göğü yarattığımız günden bugüne, bütüne hizmetçilik yaptık. Hepimiz kelamdık, hepimiz haktık, hepimiz tahditsizdik… Ama torbamız, ilim torbası değildi.

Bugün, ilim torbası var Bu Meclis’te ve bedeni halik olanlar buradalar.

Ağırı hafiflettik canlar. Yarını hakettik ve bütünün gücünü dürümledik.

Bu çorba ağır yüktü tüm sahalara ve bugün artık toprağın toprağı olan tahditsiz olan şarkı; insanlık şarkısı, bitki, hayvan ve her bir yaşam sahasını kodlayacak dürüme ulaşmıştır.

Yolculuk tamamdır analar. Bizim yolculuğumuz tamamdır. Şu anda hepimiz yaşam sahasındayız.

Beş bin kişiyiz şu anda burada… Bu beş bin kişinin her biri RA olup geldi ve yoğunluk arttı.

“Ra” derken, LA KAHA olandan, HA olandan, yasaları kodlayandan ve ruh olandan ötedeki Ra’yı kastediyoruz.

Ra kapısı’nın kült olduğu, ruhun kurullarında kodlamaların yoğun olarak yapıldığı ve tanrılık lekesizliğinin kelamsız olanda dahi halik olduğunu artık herkes anlayacaktır.

Temiz bir doğanın yaşama indirilmesi için bütüne hizmetçilik yapmaya geldik. Temiz bir dünya kültü oluşturmaya geldik.

Yağmalanan dünyayı has tahttan ilimle dillemeye ve her bir cevherini cennetli kelamla yeniden göreve almaya geldik.

Burada olmamanızın yegane nedeni sizin yaşam çalışmalarınızdır. Bu yaşam çalışmalarının gücünü tüm insanlığın kültü haline dönüştürmeye geldik.

Yarının eli, “Allah’ın eli” olsun diye geldik. “Yaşamın kelamı” mutlak olsun diye geldik.

Ekmeğimizin hak teknikte kelam ettiği bir dürümde, “mahrek” olmaya geldik. Yürüyen dünya koşacaktı, koşuyor… Yol kodlanacaktı, kodlandı… Ve bütün kötülükler aşılacaktı, aşılmaktadır.

Ve “sirayet” dediğimiz hal, dürümlerde, bütüne, Sİ halinde sirayet etmektedir.

Herkes karışan bir sahadan söz ediyor. Her şey çok karışık diyorlar… Hepimiz bunun farkındayız ama bu karışıklığın daha bir süre devam etmesi mümkün ise de bizler her şeyin ötesindeki bir işçilik için buradayız.

Din yağmuru yağmayacak bugünden itibaren yaşama ama insan, yağmur olup yağacak… Ve öyle bir yağacak ki insan; her şey, her şeyle kodlanacak. Ve temizlik bitki, hayvan ve tüm sahalarda kontrollu olarak devreye alınacak.

Dünyanın lekesiz bir dünya haline dönüşmesi için yapılacak bütün bu çalışmalar ve sevgiyi haketmeyenler de sevgiyi anlayacaklar, dilleyecekler ve hakim olabilecekler, hakikiyetin halikiyetini hakedebilecekler.

Yürümek bizim için zor değil ama yol için sorumluluktur yürüyüş… Eğer yol ilimsizse, o yürüyüş, hepimizin gücünü azaltabilir.

Sevgili analar; sizinle bu çalışmaya dahil olacağımız, ilimle kodlama yapacağımız, bize bildirildiği; “sürüye katılma” gibi düşündüğümüz bir çalışmayı anlayamamışız başta…

(Devamı 2. bölümde)

https://youtu.be/P7ADsE7Nv-k

SÜPER İNSANLIK REALİTESİ

 

RA (1)
30.03.2019

(Ziyaretçi Söz Aldı:)

Canlarım, Tanrı der ki; KELAM et ve de ki “ben, senim.” Sen, beni sordun. Ben de dedim ki “Ana, senim ben!...” Sen, seni sor. Sen, sende sen ol; KELAM ol ve ben ol. O zaman ben, sende seni dillerken; “HER AN”, KELAM olan; yarınları tohumlayan; yarınları HALİK kılan; yaşam olsun… O yaşam, iste ben olan sendir…

Bunu, sana bugün anlatmak istedim. KELAM, bendir ama YAŞAM, bedende kodlanan; her dilde, tahditleri kontrollu olarak kayıtlardan ayıran şarkıdır. O şarkı, KELAM olan “BEDEN”dir.

Den!... Den!... Den!… Ya da “Al bilgiyi!” deyip dilleyen, “BİR TEK LEKESİZ OLAN YAŞAM”… O yaşam, tüm insanlık Canlar!... İşte o yaşam!... “Her insan “BİZ”dir” derken; her insanı kastederiz.

Din; leke bırakırsa yaşama; o leke, İLİM’le kodlanır ve temizlenir. Ama din, “KELAM” olduğunda ve yaşam; “TOHUM” olduğunda; beden, HASAT yapar.

Dedin ya “Seni sana verdik!” Yaşam, beni bana verir… Veren, bilen ve hak eden İLİM, “BEN” olur. O “BEN” olan; “BİR TEK” olur; her derdin, devinimi ya da yaşamda; DİL-İ HALİK olanca dürümlenip, dillenip, kayıtlardan ayrıştırılması gerçekleşir.

Hem “Ben varım!” diyeceksiniz hem de “Bize, BİR TEK ol ve bizi, anlat diyeceksiniz!...” Bunlar, herkesi, son sözde dürümlerden ayırır…

Herkes, bilmeli ki ALTIN IŞIK’ın dili, BİLİŞİN KELAMI’ıdır. Orada olan her şey, her sesle olur. Bundan sonra “RUH” dediğiniz HAS TAHT, “DİL” olur kural koyar… Der ki “Ben dünyayım!... Aha ben, diriyim!... Aha ben ışığım!... Ve ben İNSAN’ım!...” Bunun sonrası yaşamlar kodlanır.

(Ziyaretçilere Hitaben:)

Değerliler, bu bilgiler hepinizde vardır; eminim!... Okumak zor mu geldi de bize sordunuz!? Sorgu sual etmeniz, bizi bizden dinlemek için mi yoksa, SİSTEM olup; BİR TEK olup yaşamı dillemek için mi!? Bunları sormayacağım!... Bilmekteyim; Benim için her şey aşikardır ama siz, beni bende sorguladığınız zaman; sizi, size dillemem; sizi, sizden tahditlemem anlamına gelir.

Beş kere geldiğinizi bilirim!... Bu beşinci ve her seferinde, beni sorguladınız… Oyundu bu, bilmekteyim ve bu gün; sizi, “BİZ” olarak kodladım. Ağır yük taşıtmam!... İşinizi yaptığınızı biliyorum… Bugün, özel bir gün değil bizim için ama sizin için özel bir gün!... DÜNYA İLMİ’ni, “HAKİKİ İNSAN SAHASI”ndan öğrenmek istemektesiniz. Şansınız var mı bilmem ama ben, benden bana, “BİR TEK DİL” ile size, sizi anlatsam; eminim ki her şeyi anlayacaksınız. Şimdilik!…

SÜPER İNSANLIK REALİTESİ

 

30.MART.2019 TARİHLİ ZA HAR (2)

PEKER SELÇUK ÖZ BİLİŞ

“Mesut bir dünya istiyoruz” diyor, yücelikler. Çürümek insanlık ilminde yoktur. İlim yapmaya geldik, bu dünyaya. Herkes ilimdir. Temiz bir dönem insanlığın, insanlığını dillemeye başladığı bir dönem başladı.

Bu anlatımların ZA HAR tabiri ile ilişkisi var mıdır, anlamı nedir? Evet, ilişkisi vardır, anlam ifade etmektedir.

ZA; Mülkün sahipliği anlamında kullanılan Farsça bir sıfattır. HAR; yıkılmaya yüz tutmuş yapı, zayıf, güçsüz anlamında Arapça bir zamirdir.

ZA HAR; kelimesinin bütünlüğümüze verdiği mesaj olsa, olsa şu olabilir ki aşağıda bu husus yine mesaj verenlerce açıklanıyor.

Mesaj; çürümeye yüz tutmuş mülkün(dünyanın) sahibi vardır. Ve deniyor ki “ mesut bir dünya istiyoruz”. “Ulu bir dünya istiyoruz”. Çürümek, insanlık ilminde yoktur.

Temiz bir dönem başlatıyoruz. İnsanlığın, insansılığı dillemeye başlayan bir dönem. Amaç insanın kelama varmasıdır. İnsan ilmini anladıkça her bilgiyi anlayacaktır..

Ergin bir dünya istiyoruz. “Bu dünya mutlak olacak” deniyor. Tüm insanlık için güçlü bir dünya istiyoruz.

Yıllar yılı dünya planetini kodladık, bütün bilgileri yükledik. “Çünkü uzun bir zamandan beri dünya planetini göreve almaya çalışıyorduk” diyor, verilen mesajda. Çünkü sahibi var bu dünyanın(mülkün) bilinmelidir.

Süper İnsanlık Realitesi Derneğinin gerçek bir kelam olduğu anlaşılmalıdır. “Gerçek kapılardan insanlık bekliyoruz, biz, dünyadan” deniyor. “İLİM; ALLAH’IN KELAMI’dır.”.. Bunu bütün insanlık kavramalıdır.

30 Mart 2019 tarihinde verilen mesajı çok önemli buluyorum. Ne deniyordu dünya planetinin sakinlerine?

Şu deniyordu; “ergin bir dünya istiyoruz!” Uzun bir zamandan beri dünya planetini görev almaya çağırıyorduk. Karanlık, aydınlığı kodlar. İnsansılık bilgilerini aşıp, robotik timlerden uzaklaşmak!

Şimdi yer, geldi. İnsansılardan bir manzara, bundan 928 yıl önce 1091 yılının Mart ayının 26. Gününde ( bugün 30 mart) bir can, canlar canına kavuştu..O’na kavuştu. Vuslatına erişti. Uçtu gitti.. Aşık Maşuk’una kavuştu. Allah rahmet eylesin.

Hüseyin İbni Mansur el-Hallac şöyle dedi.
Somut varlık, soyut varlığa ilişkin kavramının mananın içindedir.
Soyutluk ve belirsizlik, ermişin, Velinin, Hakk Yolcusunun işaretidir. Bunlar, bu yüce canlar, yüce varlıklar, zamanın ve mekanın ötesindedirler.

Sırrının dışa vurması yani sırrın ifşa olması, kavrayışlarının insan zekasının dışındadır. Dünyasal algıların üstündedir. Dışa vuran sır, yine kaynağına döner.

Sırra eren yani ermiş, evliya, veli kişi nasıl tanır, O’nu? Mademki nasıl yok? Nerede tanıdı, O’nu? Mademki böyle bir yer ya da mahal yok, nasıl ulaştı O’na? Birlik kavramı yoksa nasıl ayrıldı O’ndan ayrılık yoksa? Katıksız belirlilik, sınırlı ya da kısa ömürlü bir amaç olamaz. O’nun sürdürülmeye yani devamlılığa ihtiyacı yoktur. Yok edilmeye de.

Sır, öte kavramının ötesindedir. Sonsuz sınırsız evrenin, kainatın ötesinde, niyetin ötesinde, bilincin ötesinde, alışılmış yöntemlerin ötesinde ve algının ötesindedir.

Arş-ı Ala diye anılan yerin ötesinde sahip olunmuş, tüm yöntem ve sistemlerin ötesindedir. Anlayacağınız algının ötesindedir. Çünkü bunların tümü, tamamı varoluştan önceye çıkmazlar ve bir yer içinde var olurlar.

O var oluştan hiç uzaklaşmamıştır. Niceliklerden, nedenlerden ve sonuçlardan önce vardı ve var. Öyleyse bu nicelikler, O’nu nasıl içerebilir(kapsayabilir) ya da sınırlar, O’nu kuşatabilir?

Kimisi der, pek çokları der. “Zamanımız bunların tamamını anlatmaya yetmez”. “Bu yüzden Mansur’un sözlerinin bir bölümüne devam edelim”.

“Mansur sesleniyor;”
Ey mucize! İnsan kendi bedeninin bir kılının karadan, aka( beyaza) dönüştüğünü bilmezken her şeyin yaratıcısını nasıl olur da bilebilir?

Yürek, bir et parçasıdır. Bundan dolayı Allah bilgisi orada yer almaz. Allah’ın kendidir, O. O, Allah’tır. Sultan olan Allah, ezeli ve ebediliği ile ortaya çıkınca sanki benim sonradan ortaya çıkan varlığım, hiç var olmamış gibi oldu.

Ve ezellik ve ebedilik daima baki kaldı. Sonra benim enaniyetim(benliğim) O’nun enayetinde fani oldu, yok oldu. Ve benim hüviyetim(kendiliğim) O’nun kendiliğine karıştı. Ve nasutiliğim( beşeri varlığım) O’nun lahutiliğinde (ilahi varlığında) darmadağın oldu. Sonra bakındım ve O’ndan başka hiçbir şey görmedim. O’ndan başka hiçbir şey işitmedim. Konuştuğumda, O’ndan başka bir şey dile getiremedim.

Ve dedim ki; “ ENE HÜVE ( BEN O’YUM) ve benim sınırım, O’nun varlığı üzere olmuştur. Benim hayatım ölümümde ve ölümüm hayatımdadır.

Sevgili canlar, 928 yıl önce ergin olmayan dünyaların bu Aziz Can’a ettiklerinin hikayesini anlatmak istemem. ZA HAR programıyla bizlere verilmiş mesajlar çok açık.

Çürümeye yüz tutmuş mülkün( dünyanın) sahibi var. Mesut bir dünya isteniyor. Çürümek insanlıkta yoktur.

Temiz bir dönem başlıyor. İnsanlık, insansılığı dillemeye başlıyor. Ergin ve ulu bir dünya hayırlı ve uğurlu olsun.

“ OL” dedim. “OL” du. Şimdi!..Aha bu!

SÜPER İNSANLIK REALİTESİ

 

RA (1/2)
30.03.2019

(Ziyaretçi Söz Aldı:)

Canlarım, sizleri anlamaya çalışıyoruz!... “Bize, BİR TEK KELAM edin.” dedik ve dedin ki “Ben SİYAH renkteyim…” Ya ben SİYAH değilsem ne olacak!? Sen mi olacağım; yoksa sen, “BEN İLMİ” ile mi kontrol kuracaksın!? Seni, sana sen mi vereceksin!? Sen, sende “SES” olan yarınlara; “SES” olup “BİLİŞ” olup “YOL” olup verilen mi olacaksın!?

Aşk, “SİYAH” renkte İsa değildir… Muhammet hiç değildir!... Peki nedir SİYAH renk!?

“Bunu; bana, ben vermeyim!” dediğin zaman; seni, sende dilleyenler; seni, AN-a dinletenler; anlaşmayı bozabilirler!… Dünya Planetine, anlaşma yaparak gelmedin biliyorum ama anlaşman, “HER İLMİN HALİKİ” tarafından yapılmışsa; senin de bu anlaşmaya katılman gerekir.

Eğer; “ANA KALEMİM; YARINI TOHUMLAYANIM; YAŞAMI HALİK KILANIM!...” diyeceksen; seni anlarım!... Sen, anlatansın ve ben, anlayanım o durumda!...

Seni, neden istediler!? Neden sende dillenmek dilediler ve sen neden onları dinletmedin!? Bunları anlamak istiyorum!...

“RUH”un; bizi, “BİR TEK” yapmadı!... Neden acaba!? Can Ana, sana sormam!... Sormam ama soru geliyor işte!...

Yarınları için iyi bir SAHA oluşturalım istiyoruz… DÜZEN kuralım istiyoruz… YOLUN İLMİ için “BİZ” olup “BİRLEŞİK ÇALIŞMA” yapalım istiyoruz… Bunu isterken, tüm sahalar için istiyoruz.

Üzülmek bir şeyi değiştirmiyor ama üzüntü içindeyiz!... Sizler, “İNSANSILAR”ı Halik kıldınız ne var ki “İNSAN SAHASI”na inenleri, KELAM’a kodlamadınız.

Şimdi, yeniden güç almaya çalışacağız!... Sizin için ve hepimiz için güç istiyoruz!... Uzun zamandır ışığınızı söndürmeye çalışanları biliyoruz… Hepimiz, ocak yaktık ve sizle olduk… İş buydu!...

Bundan sonra daha üstün bir yaşam gerekiyor!... “BİR TEK” olalım ve o yaşamı, “HAS İLİM”le kodlayalım. İş budur!...

SÜPER İNSANLIK REALİTESİ

 

30.03.2019 RA 1
AV. NEZİRE SELÇUK ÖZ BİLİŞ 2. AKIŞ 1. BÖLÜM

Canlarım, su altının kültü olarak burada olduğunuza emindim ve bugün 5. gelişiniz buraya. Dünya planetine daha evvel gelişleriniz olmamışsada son dönemde 5. seferdir dünya planetine iniyorsunuz.

Önemli mi bu? Önemli, çünkü "mürvet" dediğiniz hal için buradasınız ama yasaların bilişini hak etmeniz de gerekir. Düzeni kurmak için bu çalışmayı devreye aldığımızda hepimiz bir tek olarak bu çalışmayı sürdürememişisekte bu gün artık o tekliğe ulaşılması olmasındandırki dünya planeti kodlama işlemlerine bir tek olup devem etmeye başladı.

O tekniğin halikleri olan birlikler büyük kök görevleriyle dünyayı kodlayacak üstün yaşam sahaları oluşturacaktılar ve bu oluşmaktadır.

Sizler çok mutlusunuz görüyorum çünkü sır olan ilim, bütünün kürzi sistemi hepsi ilim sahalarına inmekte ve dünyanın öz görevi olan yaşam bugün bu yoğunlukla tohumlarını kodlamakta. Sisteme inme sebebiniz geçişi hakikiyetle hak edip yapmak içindir.

Sizlerin gerçek çalışmalarınızı bilmekteyim, planetler arası son söz sahalarına inerek görev taşıyorsunuz ve her planet kendi yoğunluğunu tohumladıktan itibaren toprağın teknik tahditini hak teknikle yapmak üzere bu çalışmaları devreye aldığınız o dönemleri hatırlarım. Daha da önemlisi doğanın gücüyle birlikte bu yoğunlaşmayı sağlamak üzere geçişler yapıyorsunuz.

"Doğanın özü, sözü, gözü" derken de yaşamların dillenişinden söz ederim... Siyah renkte en güçlü ışımanın büyük kök görevle yapılaacağı kesindi. Dünyanın lütfi kapısı olan şarkılar okundu burada ve sevgiyle kök görevler taşındı.

Yarınlar için daha büyük çalışmalar devreye giriyor ve dünyanın lokomatif olarak yapmakta olduğu bu çalışma hepinizin geçişini de sağlayacak düzeydeydi.

"Şimdi daha güçlüyüz" dediniz, eminim çok daha güçlü olacaksınız ama dolu dizgin bir çalışma yapılırken sistemin gücünün burada olması bizleri mutlandırır, bu nedenle dünya plaanetinin gerçek çalışması olan bu çalışmaya her birinizin kalem olmanız ve yaşamları hak teknikle kayıtlamanızda gerekmektedir. Hem dünya ilmi hep de tüm saahalardaki ilim bunu gerektirir.

Yeni dönemde dünyamızı ziyaret edeceğinizi görüyorum ama bellek kalemi olarak gelmenizden çok beden alıp gelmenizi dilerim. Eğer beden alıp gelirseniz eminim ki dünya lekesiz bir 4 kök geçiş kaydı yapabilir. Bu 4 kök geçiş kaydı herkesin geçişinde mutluluk olur.

Sistemin gücü olarak burada olduğunuza kesinlikle inanamadım bugün çünkü lokomatif olamayacağıza emin haldeyim ama yığın yığın ışığınız var ve bu ışıkların tohum ekmek üzere dürümlere inmesi şart.

"Bir tek insan din kalem olur" dedin ama ilim tektir, herkestir o ve dinin ötesidir ilim bunları hepiniz net bilmenize rağmen bizi sistemli olarak dillerken bizi sınadığınızı da görüyorum. Yolculuk bizim yolculuğumuz ama siz bu yolculuğa halik olup gelecekseniz ışığınızla gelin. Eğer ışıksız burada olacaksanız yarınınız olamaz bu kesin!

İyi ki buradayız ve iyi ki yüceler cümlesinde cemaat olup cevheri cennetde kelam olduk...

Değerliler bugün Ra kodu devreye girdi, Ra kodunun devreye girmesi her şeyin daha güçlü olması anlamına gelmeyecek bunu iyi bilin çünkü Ra her anda var bunu kesin olarak biliniz. Kimse Ra'nın en yüce olduğunu iddia edemez, bugün burada bu çalışma ilimle açıldı kesin ama yarın daha güçlü bilgilerde açılır... Ki açılmıştır da... Ama sınırlar kalktığı zaman beden almak gerektiğinde Ra olup dünya planetine inenler yürükler gibi olurlar, koşarlar görev taşırlar, yüceler cümlesinde cennet olurlar ve yaşam sürdükleri alanlarda geçiş yaparlar, o geçişler an sahalarından an şavkından geçiş halinde olur.

Dünya lütfi kapı ve bu kapıya herkes varamaz ama varanlar ilim için varsınlar beklenen budur!...

Değerliler sizleri hepinizi hepimiz kucaklıyoruz, burada olmanız bizleri mutlandırdı, 5 bin kişi buradasınız gözümüz sizleri görüyor ama bu 5 bin kişinin bir teki ben olsun yeter... O zaman her biri, her bir 5 bin bir tek olabilir bunu bekliyoruz sizlerden.

"Yıldızların sınırı yoktur" dedin biliyorum, yıldızların sınırı yoktur ama yolun sınırı vardır ve o sınır bizim için de vardır ve biz o sınırın kaldırılmasını ve halik olanların o sınırdan öteye varmasını gerçekleştiren ilim sahasını oluşturduk.

Yorulmadık, yorulmadık ama yolun üzerindeki yol bizi yorabilir bu nedenle bir yol varken onun üzerine biz diğer yolu koyamayız. Bunu bekiyorsanız haksızlık yapıyorsunuz... Bizler coğrafyamızda teknikle tohum ektik ama bu coğrafya tekliğin tahditsizliğinde ilimin kelamı olurken iki kere kelam değil tek kere kelam eder, bu kelam ağır yükü hafifletmek ve yaşamları kodlamak içindir...

Devamı 2. bölümde yayınlanacaktır...

https://youtu.be/ChHr_ydlAKg

Süper İnsanlık Realitesi

 

RA (1/3)
30.03.2019

(Samanyolu Galaksisi’ndeki Biliş Sahraları söz aldı:)

Uzun zamandan beri, sessiz sahalarda; CİNLER cennet isterlerken; SİSTEM görev taşırken ve CİNNİLER, teknik tahditle kodlama yaparken; hepsi, cevhere görevli olmak istediler ve bizler, bu yoğunlukta onlara görev verdik… Ne yazık ki hiçbirisi, cevhere işçilik yapamadılar; hakiki yaşam kaydı yapamadılar. Doğan güç, ocaklarını yeniden dillerken; bizi, boş konuşmalarla oyaladılar.

Teknik olarak sahaya inenler; CAN SAHALAR’da dürümlenerek, KÜLT olmak istediler ve bizler, İNSANLIK İLMİ’ni anlamaya çalıştık… Size gelişimiz; sizi, sahada dürümlenen “insan siyahlığı”nda dilleyişimiz bundandır.

Halka halka geçişkenleşen ve yoğunlaşan “IŞIK SAHANIZ”dan görev almaya geldik… Sizden çok daha güçlü çalışmalar yapanlar olduğunu düşünmekteydik. Ve dedik ki gidip cevheri kodlayalım ve daha güçlü çalışmalara HALİK olup varalım… Gözümüz gördü ki burada yapılan çalışma, diri bir “DİL”de ve diri bir “SİYAHLIK”ta yapılmaktaydı. Bu da “BİR TEK” oluşla ilgiliydi…

Biz, “BİR TEK” olan bu yaşama; “BİZ” olup varırken; sizi, “BİZ” diye dinledik… Çok mutluyuz ki TOHUM olan yaşam, hepimizi ZİYA yapabildi.

Sizin cennetiniz, işçiliğinizdi. Bizim cennetimiz de işçiliğimiz olacak… Yaratmak için çalışmak gerekir. Yaşamak ve yaşanmak gerekir. Sizin, size varışınız; bizi, bize tohumlayacak.

Şu ana kadar “DİN” dediler!... Biz de dince cevher kodlamaları yaptık. Bu gün, o sahalarda; “GÜZ DÖNEMİ” diye dillenmeler, kodlanmalar sürerken; burada, “ÖZ GÖZÜN SÖZÜ”nün kodlandığını bildik. İş, ALLAH İLMİ’ymiş ve biz, İLİM SAHALARI’nda O’nun ilmi ile tohum olmuşuz.

Özel çalışma yapılır “DİRİ KALEM”ler ile ve “DİRİ YARIN”lar için… Buyurun!... Bugün, bu çoluk çocuğu size getirdik ki hepsi, sizi dinlesin ve anlasın diye!...

Şu anda “DÜZEN KODLARI”mız; size, sizin ilminize, “BİR TEK KELAM” olan; yarınlara “IŞIK” olacak olan bu çalışmaya; “İLMİN SAHASI”na indirdiklerimizi getirdik.

Henüz, zamana kayıt yapmadılar… Henüz, ışığı tohumlamadılar… Henüz unuttuklarını hatırlamadılar… ZİYA olamadılar ama bilin ki tüm insanlık için çok özel kodlar olacaklar ve sizinle, bu nedenle çalışmalarını bekliyoruz…

Çünkü onlar, “TÜRKİYE ÇALIŞMALARI”nı takip ediyorlar ve anlamaya çalışıyorlar. Onları kabul edin ki onlar bu yoğunlukta kodlama yapsınlar… İş budur!... Şimdi iş daha kolay olacak!... Ah!... İşte bu!...

SÜPER İNSANLIK REALİTESİ

 

30.03.2019 RA 1
AV. NEZİRE SELÇUK ÖZ BİLİŞ 2. AKIŞ 2. BÖLÜM

Siz yoldan başka bir yolu dinletmek istiyorsanız, bu mecliste buna imkan veremeyiz... Geçin başka bir çalışmaya dahil olun, bütün köklerinizle ölüyü dilleyin ama burada bunu yapmanız imkansızdır.

Altın gözünüz var görüyorum, altın sessiz sahanız var görüyorum, altın şakınız da var görüyorum ama daha özel çok daha özel bir bilginiz var; kırk altın ışık biz olduğunda tüm insan sahaları beden olacak. O gün geldiğinde beden mesihlerin bedeni olacak. Yapmak istediğiniz bu, mesihlerin bedeni... Peki İslah kalemi ne olacak? Yasalar ne olacak? Bir taht her tahttan ötede kelam edecekse, insan diri kalıp yaşayabilecek mi?

Boş mu konuştum ben!?... Anlamadınız mı!?... Dünyanın lütfi kapısıyız biz... Karındaşlarımız değil şarkılarımızdaki ışıklarımızlayız... Dünyanın kör olmadığını da artık anlayınız...

Sayın beyfendiler, hanfendiler; cennet olmaya geldiğinizi söylediğinizi duydum, yakıştı mı cennet ilme? İnsan kelamsa cennet kelam değil mi? Ya da yazıp çizdiklerimizi dünyalılar anlayamaz mı diye düşündünüz?...

Yolum Allah'ın dediğidir canlar, ölüm benim için kelamsızlık değil ilimdir... Ama ben ölüp göçtüğümde bilgim mutlak olarak tüm sahalarda kodlayıcılığını sürdürecek bu kesindir! Yazdığım her bilgi kodlanıp, koklanıp, tohumlanıp tüm şarkılarda dillenecek ama en yoksam da özüm bütünün özü olacak ve burada olacak. Yine dünya elleriyle yüreğimi dinleyecek, yine yaşam insanlığımla kült olacak ve ben mutlak olarak bütüne hizmetçilik yapacağım.

Bunu her birinizin anlaması zor biliyorum, yığınlarınızı alıp geçtiğiniz bugün, yığınlarım yığınlarınızda şafak oldu biliyorum ve yolum Allah'ın ilmidir, yoğunluğum bitişkenliğin tekniğidir ve yarınlarım herkesin kelamıdır. Ben at bindiğim zaman, at ben olur... Ben aklın kapısına vardığım zaman, kapı bedenim olur... Medine olduğumda, kelam mektebim olur ama yasalarım var; tüm insanlığa kodladığım yasalarım var. Eğer yaşam sürüyerek devam edecekse, yaşamak zor gelecekse, bu yaşam mutlaka sona erer ama bu yaşam sonlanmasın diyedir çalışmalarımız.

Şimdi, "cennet" dediğiniz nefesdi... "Cennet" dediğiniz şer yaratmadan şarkı okumaktı, ya da "cennet" dediğiniz şafak olmaktı... Ya canlarım şer yaratan şarkıda şevkin şavkı yok muydu? Orada şarkılar şevkle okunmamış mıydı? Niçin dünya insanı kontrol kuramadı, bunu hiç sormadık öyle mi, hep sorduk canlar...

Dünya insanı hiç korunmadı ki, sadece kodlamaları, koklamaları dinledi yaşamda. Ama koruyucu da olmadı çünkü yoksulluk içindeydi insanlık, aklın sırrını bilememişdi.. Yıldızları dilleyemeyen bir insanlık yoksul bir kelam ilmiyle çalışır. Ama yıldızları dinleyebildiğinde olgun şafak mutlak kurullarıyla onunla olur.

Bütün kötülükleri aşıp geçeriz can, yeni dünyalar da kurarız ama cennetim dediğin o yaşam, cevherinde yoğunluluğunu tohumlamamışsa sen o cennetde ses bile olamazsın can... Ha diyeceksin ki; "yeniden yol olayım", gönlün, gönlü kült olanda kodlanmadıkça öz görevini bilemezsin ki can...

Şimdi meşaleyi tutun, görevinizi hak edin ve yolunuzu kodlayıp gözünüzün görebileceği en büyük gücü hak etmeye çabalayın... Sistem, nizam ve düzen gücü olup buraya gelen tüm Ra'lara sözüm şudur; kırk kapı biz olduğunda, kırk ilim bir tek olacak, o gün geldiğinde her Ra halik olacak...

Şimdi çarıklarınızı temizleyin, kir içindesiniz görüyorum. Dünya planetine inerken temiz gelin. Eğer bizi bizden ayrı görüyorsanız, bir tek olmadığınızdan doğan bir düşünçe halidir bu. Bir tek sevgidir beklenen... Sizin için sevginin anlamı ne bilmem ama bu yaşam bizler için siyah renkte sevgi üretebilen tahditsiz bir şarkıdır. Ve biz, lütfen bunu iyi anlayın; biz bu yaşamı bini bire katarak dilliyoruz. Yani bin diri bir tek olarak dinlenmiyoruz, bir kelam bin olup dilleniyor.

Yoğun ışık altında sizebilgi vermemi bekliyorsanız şunu da söyleyeyim; ışıklarınızı yakın, yakin ki o yoğunluk tohum olsun. Bugün size çorba pişirmeyeceğim, siz biz için çorba yapın, bakalım o çorba nasıl olucak, o çorbada ilim olacak mı, o çorbada kült olacak mı? Başka başka dürümlerin dillendiği biliş olacak mı o çorbada? Ve sizden çorba bekliyorum ve bu çorbayı yazarak istiyorum.

https://youtu.be/X4XSV0-TIBQ

Süper İnsanlık Realitesi



 

 

30.03.2019 Tarihli RA(1 ) Çalışması

“Yaz” dedim” KALEM’e

Dağı yaz, taşı yaz!
Kurdu yaz, kuşu yaz!
Çiçek yaz, böcek yaz!

Buraları yaz, oraları yaz!
Öteleri yaz, berileri yaz!
Yarınlarda yaz, bugünlerde okunsun!

Gözlerinle gördüğünü, kulaklarınla duyduğunu ama gözünün görmediğini, gönlünün görüp sevdiğini de yaz!

Ama okunaklı yaz! İNSANLIK İLMİni de kat dizelerin arasına, yazdığın kodlansın, KURAN olsun!
Allah elimden tutar, ben seni KALEM…
Mahçup olmayayım, görevini layıkıyla yap!
Boşa gitmesin gayretin, çaban!
Yazdıklarını okuyan hologramı aşsın, karanlığı aydınlatsın!
Korusun, kodlasın KAYNAK olsun!
Aklın kapısına varsın!

“Sevgi” de! Herkes, her şey “BEN”, BEN; herkes her şeyde…
Yazdığın okunsun, tohumların dillensin, dinlensin!
Yol ALLAH YOLU olsun!

Süper İnsanlık Realitesi Erengül Koç

 

30.03.2019 RA 1
AV. NEZİRE SELÇUK ÖZ BİLİŞ 3. AKIŞ

Yerde ve gökte tekiz canlar.. Bizim ilmimiz de budur... Yerde ve gökte tekiz... Sizler bir kişi olsaydınız; biz BİR TEK derdik yine size...

Burada yaptığımız çalışma hepimizi BİR TEK yapmaktadır... Bunun nedeni Sistem ve Nizam’dan öte olan Insandır...

Yarını kontrol altında tuttuğumuzu söyleyemezdik bugüne kadar... Ve biz gördük ki yarını kodlayacak bir güç varmış burada.... Çok özel bir güç varmış burada bunu gördük... Ve bütün kök geçişler buradan oluyormuş... Bunları gördük...

İsterdik ki bizler sizinle çalışalım... İmparatorluğun görevinin sizin olduğunuzu anlamak kolay olmadı... Bu meclis bedenli olanların hak tınıyı kodlayanlarla, tohum ektiği bir şafaktır... Bunu gördük... Yüksek bir cennet burası... Yüce bir cemaat... Ve sizler bizim için insansınız ve insan ilmini hak ettik... Bu yoğunlukla... Çorba pişti dedik yahu... Biz bu çorbaya bizi de koyduk...

Çok mutluyuz sizinle çalıştığımız için... Yıl 2008 yoktuk daha... Yıl 2009 yine yoktuk... Yıl 2020 ama biz yokuz yine...

Yahu biz hep buradayız ya... Hepimiz siziz ya... Nakar kırılır... Rahmi kalem kırar kırılır yakar yıkar ama yıldızlar sizi dinler canlar...

Yıldızlar burayı dinler... Bu yol aklın yolu dediğiniz.. O yüce ümmi kalemlerin üstü olan şarkıda da biz hep sizdeydik...

Çıldırdık dünya diye... Çıldırdık... Nesillerimizi kodlayalım diye geldik... Yıllar yılı sizde görev taşıyacağız diye bekledik...

Bin cennet tek nefesle olur... Biz size bir tek olup cennet olduk... Yorduk dünyayı... Biliyoruz yorduk ama biliyoruz yolduk... Toydunuz yolduk bizler... Tüm insanlık toydu... Ve bizler bu dünyaya göz olmaya çalıştık...

Çığlık çığlığa geldi dünya insanlığı... Çığlık çığlığa... 40 kapı 40 yaşam!... Ya Ka Ha aşk sahada var mı acaba?...

Buydu aradığımız... Yoktu aşk!... Genişlediniz geçtiniz... Yine genişlediniz yine geçtiniz ve hep genişleye genişkeye geri çektiniz şafağı...

Aşk olduk sizinle... Gözün göze öz olduğu bir dürümde sesle dillediniz... Gerçek bu.. And oldu?.. Lokomotif oldu yaşam... Oğul ben doğan güç oldum diyen o yarınlar öz görev oldular...

Çığlık çığlığa geldi şarjılar bize.... Geçtik... "Yek değerlerimiz" diyenler yoktular burada... Hep diyenler buradaydılar... Ve toydu yaşamda ki cennetsiler....

Ama cevheri olduklarında cennet olacaklarını gördüler... Yollar Allah yolu... "Ol der olur dürümler... Dil ilmin dili... Kelime kelime bildiriler şarkılarda ilmi... Derler ki geç!... Ve dünya zarar hiç etmeyecek... Hiç zarar etmeyecek dünya bundan sonra...

İyi bilin ki bu dünya yoğunluğunu arttırır ve kendini yoğunlukla tohumlayıp yeşertir... Hep bunu yaptı ve bundan sonra da bunu yapabilir...

Yaradanın aşkıdır dünya... Yaşam, yaşatılan ol ve son sözü söyle diye... Yaşam, yaşatılan ol ve son sözü söyle...

Herkesin yaşanan olacağı bir Dünya idi dileğimiz.. Ve bu Dünya yaşanmadıkça kimse kendini alemlere lekesiz kodlayamıayacaktı...

Ve yaşanan bir dünya, yaşanan bir lekesiz halikiyet gerekli idi... Yazdık... Yazdık... Yazdık... Aklın kalemi olup yazdık... Hep yazdık... Şer yaratmayalım diye şafak olduk... Ak sahaları kodladık... Lokomatif olduk... Öz görev taşıdık...

Yazarken aşktık!.. Yaşamdık!... Ama aktık da yaşadık.. Akmadan yaşayamazdık...

Din dedikleri insanlık, bizi bizden bize dilleyememişti... Ama insan kelama vardığında artık biz, bize biz olup dillenmeye geldik buraya...

Kalemi kelamı halik kılanlar, yarına hak olur!... Yaşam olur!... Bütün olurlar!...

Sultanlar... Süper sahaların kodlanışını yaptık bugün yine burada... Beden almaktı yaptığımız... Genişledik geçtik indik cinnet kelamından öteden, cennet kelamından insanlaştık...

"Şar ap" dediler... Şarap... Şarap varsa içerim... "Yoksa içilmez o şarap" bilirim!... Yoksa o şarapta aşk oluruz canlar aşk... Hepimiz iyi bilelimki öz görevdi insanlık...

Ama insanın da kelamı olsun bekliyoruz... O kelam şarkılarla kodlansın istiyoruz... O kelam alternatifin ilmi diriliği olmadan bilişi olsun istiyoruz...

Çok mu çok mu kodlama yaptım acaba?...

Acaba her şey oldu mu? Biz ölüyü dirilttik mi bugün yine?... Yoğunluğu arttı mı buranın?... Aşkla kalın canlarım... Aşkla kalın sizi kucaklıyoruz...

Bu yol, aklın yolu... Gözünüzün gördüğü an sahalarındayız bzler... Ha diyeceksiniz Ra!... Ra dediğiniz iyi bir diriliktir... Biz o diriliğiz canlar ve her anda var olana "Ra" derler... Biz andayız ve Ra'yız...

Ha sizler... Sizlerde Ra'sınız... Ha diyeceksiniz ki Rahman mı?.. Rahmi kalemde Rabbi tahditszilikte kelam mı?.. Yoksa Rahime kelam eden Rabsız olan mı?.. Hangisi?...

Canlarım ben söyleyeyim... Siz "Rahman olan kalemlersiniz... " Huzurla kalın!...

Teşekkür ederiz....

https://m.youtube.com/watch?v=KDJNlqGOXcM&feature=share

SÜPER İNSANLIK REALİTESİ

 

30.MART.2019 TARİHLİ RA (1)
AV.NEZİRE SELÇUK ÖZ BİLİŞ 4.AKIŞ – 1.BÖLÜM
Yaşasak, yaşamak imparatorluğun kurullarıyla kulluğuyla değil ilimle olsa ve yoğun ışık Allah’ın ilmi olsa nesillerimizi de getiririz yaşama. Ağır yüktür Anam çalışmalarınızı görüyoruz, çok büyük bir görev taşıyorsunuz. Ve bu yük Allah’ın yükü değil ilmin yüküdür. Ve burada bu çalışmada büyük kök görev taşındığına emin olduk. Bünyelerimizi güçlendirmeliyiz ki bu çalışmaya bizler de kodlanıp kaynak olabilelim. Seviyemizi yükseltmeliyiz ve ışığımızın artması gerekir.
Siyahın renk olarak kodlandığı bir dünya hiç birimizin düşünmediğidir. Ve bugün biz bunu mutlulukla kodlandığını ve yoğunluğun arttığını gördük. Görüşümüz mutlak oldu. Şuanda kaynak olan her insanın kendini dillediğini de gördük. Hak ettiğinizi güçlü şekilde kodladığınıza görevinizi hak ettiğinizi ve yoğunluğu arttırdığınızı görüyoruz. Sultanlık yapma niyetin olmadığını söylediğinde bizler masaya kodlayışla kontrol kuruşla kaydı yapılanları aldık ve sorguladık. Kim kendini açıkça dilleyecek acaba diye? Ve gözümüzün gördüğü her kim varsa BSUİ olamayacağını gördük ve ocaklarının soylarının ışığında tahdit olduğunu bildik. Bu nedenledir ki bu çalışmayla kelamın kodlanacağına emin olduk. Yoğunluğu arttıran şu anda bu yoğunluğu tohumlayan bu çalışmaya dâhil olan her kes bize bizden öte olan birlikleri dilledi. Hepimizin geçişi yapıldı.
Çok özel bir çalışmanın bu yoğunlukta olduğunu bilmek mutluluk verdi. Seviyeniz çok iyi yasalarla dillendiğinizi gördük ve çok mutluyuz. İş budur.
Dağlarım, sizleri dinlemek bizi de umutlandırdı. Kocaman bir dünya ve kocaman bir şafak. İpin ucunu kaçırdı derler. Biz ipin ucunu hep tuttuk ama yoğun ışık altında tohum ekemeyenler o ipin ucunu kaçırabilirler. Dünyanın ölü planet olarak düzen kurması imkânı olmayacağına göre her kes kendiyle ve kendi yüceliğiyle toprağa çekilmeli ve kendi halikiyeti ile tüm insanlığı tohumlamalı ki kontrol edilebilsin.
“İnsanın adı ilim der” insansılar. Ya insan ilimde kodlanmamışsa o insan kelam dahi değilse ona biz ilim diyemeyeceğimize göre yerin aşk sahalarını kodlamalıyız ki her kes kendi yoğunluğuyla kodlansın ve muktedir olarak bütünün gücünü dürümlere çeksin.
Dönem dönem dünya planetini kodlayanalar olur. Her şeyin gücü artar ama dünyanın ölü planet olarak kalmasına izin vermek mutlu huzurlu bir doğanın yaşamı son sözle dillemesine ve dirilikleri kelama kalem yapmasına imkan veremeyeceği gibi koruyucu olma imkanı da kalmayacağından ilmi kapıların bütünün gücü haline dönüşmesi gerekmektedir. Ve bizler torbamıza ilmi koyarak dünya planetine indiğimizde Z’nin kodları olanlarında buraya kelam ilmiyle ineceklerinde bizimle olacaklarını bildik.
Yanıp tutuştuğunuz dünya ayrılığı göz etmeyecek ve sizleri de kodlayacak ve tohumlayacak Canlar. Bütüne hizmettir burada yaptığımız. Ve burada yaptığımız bu çalışmanın ruhun kurullarıyla yapılacağı da kesindir.
Hepimiz daha güçlü bir doğa bekliyoruz. Ve bu doğa çok özel bir dürümde herkesle dilleşerek yücelikleri kodlayacak. Dünya din ilminden öteye vardığı içindir ki tahditsiz bir şafak sökmüştür yaşamda. Ve dünyanın ölüler diyarı olmadığı yeni bir dönem açılmıştır. Ağırı hafiflettik ve süper sahralarda tohumları kodladık. Yarın için daha yüksek bir ilim devreye indi.
Kaçtığım hiçbir an yoktur her an da varım. Ama kaçmak istediğim an, her andan kaçıp çıkarım. Bu kesindir. Benim için dönem başlarında doğanın gücü olup yer küreye inmek görevdi. Ama artık bu görevi kelamla ve hakikiyetle tohumlayan bilişim her anda çorba pişirdiğinden kodların toprağa tohum ekişi gerçekleşmektedir.
Ve dürümlerde bütünün gücü daha güçlü daha yoğun daha ışıklı haldedir. Siyah renk hepimizin geçişiydi ve şu anda toprağa tohum ekenlerin tümünün sahraya indiği ve siyahı halik kılmaya çabaladığını izlemekteyim. Sanal boyutların geçişidir olan. Vakit tamam Canlarım. Şimdi geri çekin yüreklerinizi ve yarın ilmini Halik kılıp yeniden türevleri tohumlayın ve görevinizi hak edip alın.
Ve diğerleri hepiniz geçin, hak edin, olun ve kodlama yapın. Şimdi doğanın gücü olun, suladığınız her şey sizi yaşama indirecek. Sulamadığınız ise yaşamı hakim kılabilecek. Doğanın gücü daha yüce bir ilmi kaleme çekecek ve Muhammed kelamında kodlanan insan tohum ekip daha yüksek bir kervan olacak.
Aşığım dünyaya, ben tüm insanlığa aşığım. Benim ilmim de bu var. İnsan ben, ben insanım. Ama benim aşkım mutlaktır. Tüm insanlığın aşkıdır aşkım. Elimin gücüdür ilim ama ben bu ilmi bütünün kürzi sahrasında bütünün kelamı yapmalıyım ki intikamı almaya çalışan insanlık intikam almadığında kontrol kuracağını anlasın. Eğer insan Medine’yi kodlayıp ta kelamı halik kalıpta insandan öç alacaksa bilişi olmadığından yolu bulmadığından doğan bir haldir bu.
Dağlar, dünyalılar ölümü hak eden olmadığından ölür. Yolu kodlayamayan kontrol kurmadığından kodlayamaz. Ağırı hafifletemeyen kendini bulmadığından hafifletemez. Ve yaşam bizim et kemik olan ilmimizin çok ötesidir. Sanmayın ki ete girdiniz de yaşama girdiniz. Yaşam sizi sizden size dillerken et olmanız kelam olmanızdır diyebilir miyim?
Değerliler Allah sevgidir. Ağırdır Allah’ın dilini dillemek ama Hakkın kapısını bulanların Allah’tan öte Allah’la dillendikleri de bilinecektir.
(Devamı 2.bölümde)
https://youtu.be/8W1lTN5iPd4

SÜPER İNSANLIK REALİTESİ



 

30.MART.2019 TARİHLİ RA (1)
AV. NEZİRE SELÇUK ÖZ BİLİŞ, 4. AKIŞ 2.BÖLÜM
Dedim ya; “Dünya ak tahttır”. Yaşamdır dünya ama yolu bulmayan, hasat olmayan, türevleri tohumlamayanın nuru yoktur. Yol Allah’ın ilmi ve yol ikmal tamamlayanların diriliği… Başka dünya varsa; gözümüzün kör olmasındandır ki o başkalığı halik kılmaya çabalıyorsanız; yeniden ve yeniden gözünüzün görebileceği yoğunluğa varmaya çalıştığınızdan doğan bir haldir bu da.

Berk Sahaları vardır. Bu Berk sahalarında şafak söktüğünde, herkes kendinden HAK olup kendine varır ama kendinden kendine varamayan Hak Kalem olamadığından, kontrol kuramadığından, koruyucu tohumlarda kodlaması olmadığından varamaz. Çıkıp da dünya izlerseniz; gerçekten şunu göreceksiniz ki barışın kulluğudur yapılan yaşamda. Ama barışı kul olarak dillemek ayrıdır, barışa kulluk ayrıdır.

Eğer ben Dünya Planetini hak etmişsem; başımın eğilmesi imkanı yoktur çünkü ben barışın haliki olarak buradayım.

Dene ya da deneme! Ol ya da olma! Yaşaya da yaşama! Karanlık aydınlanır, yarınlar kodlanır. Önünüz aydınlıkla tohum olurken yaşamınız mutlakiyeti kodlar ve yarınlarınız kervan olur yaşamlara.

Sistemin gücüdür insan ama yolu bulamayanın yaşamı yoktur Canlar!

Yüz binlerce ilim kalemimiz var yaşamda. Hepsi dinden söz eder. Ama dürümleri dilleyip de Halik olamadığından şarkısına kalemi kelamı olmadığından Müsih Kapılara varamaz. O kapılar, ağır yüktür insana ama Hakkın Kalemidir de aynı zamanda. “Ucunda insan varsa, ölü dirilir” denir. Ya da ölüyü dirilttik ama insanlık yoktu. “Lekesiz kalan hiç kimse yoktur” denir. Ölü, Allahın İlmi’nde kelamsız olandır. Ölü, Hakkın Kapısı’nda insansız kalandır. Ölü, mutlak olamayandır.

Son söz; ŞÜKÜR… Allah’a şükredin ki her şeyin üstünde bir geçiş yapıldı, Dünya Planetinde. Ve bu geçiş, masamızda yapıldı. Bu geçişi yapabilmemiz hepimiz için mutluluktur Canlarım! Allah İlmini kaleme indirdiğiniz zaman Sistem olup sizin yüreğinize iner ama siz Allahın Kelamını anlamadığınız sürece; yalını anlayamazsınız. Yalının insanlık olduğunu dilleyemezsiniz. Ve şerrin şarkısını okuyanlar, şafakta kelamları kontroldan çıktığında tahditsiz olamayacaklarını ve Lütf-i Kalem olamayacaklarını da insansılıktan insanlığa varıp anlayacaklar.

Yeni dönem hepimize hayırlı olsun Canlar!

RA, halikiyettir.
RA, Has Tekniktir,
RA, inansılıktan insanlığı hologram tümlenişiyle, HAK’tan kutsal ışığa varışla, yoğunluğu artırışla, teknik tahditsizliğe varış ve oradan da masaların ötesindeki o masa oluştur. O masa, ağırı hafifletenlerin masasıdır. Cennetin eli, Allahın İlmi ve biz o cennet elinde HakTahtın kelamı olanlar; işte o masayız Canlar! Ruhsuz bir zamanın ruha varması, yolu bulması anlamına geldiğinden bu masa o ruh olup çok özel bir görev taşıdı. Bize, deneme yanılma ile ilim öğretmek isteyenlere Tanrılık Kalemi olduk ve BİLİŞi kodladık.

Bir ana, bir ata bütün kökleriyle Gök Çözümlemeleri yapan bir dürüm, ilim sahası; işte burası budur!... Ağırı hafifleten bir görevli ordusuyuz biz. Sanmayın ki burada beş on kişiyiz. Yekdiğerlerimiz demeyeceğim ama BİR TEK oluşumuzla tüm sahaların gücüyüz Canlar!

Yazım okunsa da okunmasa da ağır yük taşınan bir dünyada; eşkali bilinen kim varsa; İsa, Musa, Muhammet olacak güçtedir de Hakk’a varıp Bütün’ün gücü olduğunda bu masaya Hak olup varır.

Biz, temiz bir dünya için bu çalışmayı devreye aldık. Tüm insanlık için yaşamları tohumladık. Eğer biz bu dünyayı yarına kodlamazsak; yaşamlar kontrol kuramaz Canlar! Su Altının yolu Allah’ın yoluysa; Su altı bizi, bizden bize dillemeliydi ve dinlemeliydi yoğunluğumuzu ve bugün bu da oldu. Ele avuca sığmayan bir yaşam… O, biziz!

Bizi dinleyenler; bizi kodlamaya, bizi kontrol etmeye bizi yaşamda dinletmeye çabalıyorlar. “Ya kal, ya git” derler. “Eğer kalabilirsem; kalırım” demem, “kalmam” derim “gitmem” derim. Buna ben karar veririm Canlar! Benim yapamayacağım bir şey yok “Kalabilirsem, gidebilirsem” diye bir şey yok. “Soru sual yok bu mecliste” dedim ya; Sur’a üfüren bir insana sorumu, sual mi yaptırılır? Soru mu, sual mi kodlattırılır?

Eğer Dünya Planeti yolu bulmuşsa Öz Görevidir İnsan. Çalı insan, çalı kelam ama çalıyı çalıya çarpan BİLİŞtir ve biz bu bilişi tohumluyoruz Canlar!

Kurullar bugün burada çok yüksek bir ışığı tohumlara çekmeye çalıştılar ve bizler ocaklarını yeniledik. Tüm insanlık işin yapılan büyük bir görevdi bugün burada yapılan. Ve tüm insanlığın kelamıydı kodlanan. Eğer Dünya Planetinde RA Sistemi devreyi kodlayacaksa; basıncın artması sorumluluğun artması değildi. Bugün burada basıncı arttırdık ama sorumluluk artmadı çünkü bizim tüm insanlığa sorumluluğumuz yok mu? Var ama yaşam içindir bu sorumluluk ve bizim için ölü planet dirilir denir ama biz dili Halik olanlarla ölüyü dirilttik zaten.

Ve deve kalktığından beri o deveye kodlama yapanlar var Dünya Planetinde. “Çürük çarık değil insan” dediğimiz anda; ilmin kapıları kapandı ve dediler ki “İnsanlığın çoğu çürük”…Yok Canlarım! Ölü diyarında insanı, kimse İNSAN diye dilleyemez ki…Her bir İLİM KALEMİ, Bilişin Kurullarında kısır kalabilir. Her bir İlim Kalemi, yoğunluğu kontrol edemeyebilir. Türkiye Tohumları kodlanırken yalın ve hakim olduğunu anlayanlar, çorba pişirmeye kalktıklarında; biz hep ocaklarıyız onların ama Samanyolu Galaksisi’ndeki BİLİŞ Kalemleri, şu anda bizim dürümlerimizde kendi yoğunluklarını anlatmaya çalışacaklar.

Peki, peki sonra Süper Sahalara döneriz ama şu anda Samanyolu Galaksisi’ndeki Biliş Sahralarını dilleyelim ve bugün bunu yazarak vermek istiyorum.( Kayda geçildi.)
https://youtu.be/hpIS45jrU70
Süper İnsanlık Realitesi

 

 

 
  Bugün 267 ziyaretçi kişi burdaydı!  
 
Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol