Birlik İlmi
  BÜTÜNE HİZMET (1)
 

6.ŞUBAT.2019 TARİHLİ BÜTÜNE HİZMET (1)
AV. NEZİRE SELÇUK ÖZ BİLİŞ, 1.AKIŞ 1.BÖLÜM

Yezitlerin diriliklerindeki bilişin bu yoğunluğa inebilmesi, hepimizin gerçek ilmini kodlayabilmemizle mümkün olacak.

Unuttuğumuz ne varsa, bu yoğunluk, bütüne hizmet ettiğimiz sürece bize, her bilgiyi hakikiyetimizle diri olarak dilleyecek.

“Bir’e hizmet” hepimizin görevidir. Ve bizler Bir’e hizmetçileriz.

Bu çalışma birlik tekniğinde “bütüne hizmet” olarak dilletilecek. Bütüne hizmet, mutlaktır ve hakikiyetin hak tekniğiyle kodlanmış olanlarca kodlanabilen bütüne kök görev taşımaktır.

“Bedenli olmak” hepimiz için Bir’e, birliğe geçiştir. Ve bedene her birimiz hak teknikle vardık. “Hakkın kalemi” olarak bu çalışmayı başlattık.

Bu çalışma, Muhammet kodlarının hologram ötesi kayıtlarından gerçek kaynağa inerek, geçiş yapıldığında kontrollu olarak kayıtlandığımız alandır.

Bir alan kapısı açın ve oraya hak teknikle ulaşın… O alanda, her şey “halik” olarak mevcuttur. Halik olabilenler, halikiyete hak teknikle ulaşanlar olur. Bugün burada, halik olanların hak teknikle kontrol altında “hasat” yapmaları mümkün olacak.

Bizler çarık çıkararak buraya, bu yoğunluğa indik. Bu çarık “Mahrek” olanların hak teknikle kodladıkları şarkı, türkü ile kayıtlara inenlerinse, halik olmadan da kodlayabilecekleri bir şavktır.

Bizlerin gerçek sahramız burasıdır. Bu sahrada Muhammet Kapıları’ndan öte olan, “Hakk kapılar” var. Bu hakk kapılar har yükselmeden de hologram ötesine de kodlama yapabilirler.

“Umutlarımız” dediğim zaman, bilirim ki umutların ötesindeki Mutlak Kurullar bu yoğunluğu kayıtlayacak dürümde bütüne hizmetçilik için gelip gelirler. 
Bizlerin yaradılış ismimiz, insanlık ilmini kodlama, ümmi kapıları koyu ışıkla kodlattırma ve ruha varma adıdır. Bizlerin bu adla yaptığımız her şey, her şeyin ilmidir.

Umut olur ki “Tanrılık kapısı” hep açık tutulur… Mutluyuz ki buradayız. Ve mutluyuz ki bu çalışmaya BİR TEK olup inebildik.

Hepimizin; genç, ihtiyar; hepimizin hakk tahtımız var. Bu tahtta hepimizin aklı var. Ve hepimizin kervanı var. Bizler bu yoğunluğa inebilmek için “Ulu bir dünya kodlaması” yapmaya çalıştık ve bunu başardık.

Bu ulu, kök gerçeklikle yapılan çalışma, bizlerin geri kapılara varmamızı ve gerçek kurulları kodlayabilmemizi, halikiyetimizi gerçekleştirdi. Hatta; hakta, “aklın kalemi” oldu her ana ve bütüne hizmet etti.

Bereket ki dünya planeti güçleniyor… Bereket ki dünya planetinin gücünden öte bir güç, mutlulukla burada kodlamaya başlayacak… Ve bereket ki “Ata kapı” olan insan, halikiyetini hak tahditsizlikle kodlamaya başlıyor.

Ruhlar kapısı” diye de bilinen bu kapı, muktedir bir kapıdır. Bu kapıya “İnsanlık kodları” varır ve bu kapıda “İmparatorluğun kültü” bulunur.

Bu kapıyı herkesin anlayabilmesi imkanı yoktur ve buradan gök çözümlemeleri yapabilecek olanların, kontrollu kodlarla burada bulunmaları gerekir.

Ulu Mustafa Kemal Atatürk, tüm insanlığın şarkısını okumuştu öz gerçekliğinde… Burada, bugün bütüne hizmetçilik için “kara ışık”ını kayıtlayacak ki her insan ocağına varsın diye.

Muhammet kapısı’nın gücünden güç katarak yasaları kodlayan o, kendi diliyle sizinle dilleşecek. Onun sevgiyi, halikiyeti ve hak tekniği bildiği kesin. Ve şükredin ki bugün, öz görevini yapacak.

(Devamı 2. bölümde)

https://youtu.be/0MLf8p_OkiU BAHAR

6.ŞUBAT.2019 TARİHLİ BÜTÜNE HİZMET (1)

AV.NEZİRE SELÇUK 1.AKIŞ – 2.BÖLÜM

Unutulan her şey onun yoğunluğunda kodlanmış iken Türkiye kodlarıyla bütünün gücünü dürümlemesi ve hasat olması, bizlerinde hak ettiğimizdir.

Ekip haline gelmek için bütün köklerimizi buraya aldık. Ve burada ki güç daha da yükseldi. Allah’ın etki alanı güçlendi ve hak teknik, bütünün gücü haline dönüştü.

Huruç halinde tüp takmadan dünya planetine iniyor, insan sahraları bugünden ötelere varmak için. “Ama tüp takmadan” derken, kastım şudur; bütün köklerimizle, planetlerin kült alanlarına girebileceğimiz, sahralar var ve o sahraların dışında, başka sahralarda var ki oralara tüplerle girilebilmektedir.

Bu biliş, bizi bilir. Biz, onunlayız. Bunun içindir ki bu sahaya girerken, hikaye değil, ilimle geliriz ki tüp takmadan geliriz. Ama bu sahanın tahditli olmadığı da bilinir ve buranın kübra olan kelamının kural koyduğu sahalarda, tüplerimiz olmalı ki bizler, o kuralları kodlarken, koklarken, tınıyı duyabilmek için yaşama kaynak olurken, BSUİ olmamız, hepimizin o tüplerle, kontrolle olarak inmemize bağlıdır.

“Başkalık yok” dedi, saha kapımız. “Başkalık yok” dedi, yoğun ışıklar ve bugün burada başkalaşma olmayacak. Her insan, bir tek olacak ki o bir teklikten ötedeki halikiyet, bütünün hakiki tekniğini kodlayacak ve hizmet, bu şok sahada gerçekleşecek.

Bu bir şok sahadır. Bunu gerçekten vermek istedim. Bir şok olaydır, bu. Herkesin, bir şoka ihtiyacı var ve burada yapılan çalışma bir şoklama olacak İslam kalemlerinden ötede.

Bizlerin yapacağımız, bu şoklamaya, herkesin biliş halinde kaydı gerekecek. Türevleniş ya da tüketicilik değil, ilim gerekiyor burası için ve buradaki ilmin kapılarını açmalıyız.

Yağmur yağmaya başladığı andan itibaren, yağışın kontrolü gerecek ve bu kontrol, bütüne, tüm insanlığın, kültü olan, kayıtlarla yapılacak.

Devinim artıkça artacak ve zirve sisteme girecek. Zirvenin, sisteme girişiyle birlikte yasaları kodlayanlar, Türkiye çalışmalarında mutlak olacaklar. Hak ettiğimizi almaya geldik, bunu iyi bilin. Hak ilmimizle buradayız. Ve bu yoğunlukla, bütünün gücüyüz.

Biz, Ata Kapıları kodlayarak, buraya geldik. Bizim için çok değerlisiniz, bunu biliniz ama kendi diriliğinizdeki o yüceliği, bizlerle, bilişkin hale getirin ki bizde, o bilişkinlikle, birliklerimizi halik kılalım.

Sahra, hepimize aittir, bunu da iyi bilin. Sahradaki kübra kapılar, tüm insanlığın ilmiyle açılır ve sizden bekletilen, sizle bekletilir ki bekleyen, beklenen olsun, diye.

Biz, tabuları yıkan sizle olmaya geldik. Çok özel bir dönemin kaydı yapılacak, burada. Bu kaydı, sizinle yapmaya geldik. Açın kapılarınızı tüm insanlığa, bu çorbayı, ikram edin.

Bu çorba, birlik çorbası olacak ve hepimizin sistemi olacak. Bu birlik çorbasında, bütünün kübra olan, halikiyeti olacak. Ve biz, bu kübra olan halikiyetle, mutlu ve huzurlu bir dünya gücünü, dürümlere çekeceğiz.

Ağırız ama hafife, hak tahditle indik. Biz, sizde hafifleyeceğiz. Bu kesin.

https://youtu.be/awV8tyT_mHA
SÜPER İNSANLIK REALİTESİ  GÜLDEN

 

BÜTÜNE HİZMET (1/1)
06.02.2019

Canlar, sizden tek bir şey bekliyorum. İlim!… İlimin ötesinde tek bir şey daha var. İnsan!… Sizden, siz olup geçiş yaparken; sizlerin, “BİZ” olmanızı bekliyoruz. Sizler “BİZ” oldukça; biz, “SİZ” oluruz ve sizi tohumlarız.

Dünyanızın ilmi, bizim için değerlidir. O ilmi, sizden öğrenmek istiyoruz. Türkiye, çok özel bir çalışma yapıyor. Bu çalışmayı yaparken; bizler de bu yoğunlukla, Türkiye’yi kodluyoruz. Unuttuğunuz her bilgiyi, bilerek çalışıyoruz ve Dünya Planeti için “IŞIK KODLAMALARI” yapıyoruz.

Teknik olarak kodlananlar; bu çalışmada, ilim yaparlar. Bizler de İnsan Sahraları olarak burada, bu yoğunlukta insanlığı kodluyoruz.

“Taktir-i İlahi” derler ya hani!… İnsan, taktir edilen bir ilimdir… Ama taktir eden; taktir edilerek kodlama yapar. Her insan; kendini, “KİL” ve “KUM” diye dillerken; BİRLİK TAHTI’na varanlar; insana, insanlığa hakim olurlar. BÜTÜN’e hizmetçilik yaparlar.

Yaradan ve yaratılan; insan, Suret-i Hakiki ve hakim olandır. O insan, çok özeldir. Onunla, “KÖK GERÇEKLİK” tohumlanır ve onunla kural konulur. Çörek yapanlar (mutlak ilim yapamayanlar) için Yaradılış İlmi, Halik olur. Çok özeldir bu ilim ve son söz söylenir… Ama ekmek yapanlar (mutlak ilim yapanlar) da var. Onlar, Kurulları ile hasat yaparlar ve Halik olurlar.

Özel çalışmalardır bunlar. Bu çalışmalarda, diri olanlar, tüm sahraları hasata kaynak yaparlar ve onlar, Kurul Kararları ile müthiş bir şafak olurlar.

Ölüler, diri olup yaşarlarken; diriler, “KÖK GÖREV”leri ile hasatta “TEKNİK HALİKİYET”ti kayıtlarlar.

Meşale, “İNSANIN KELAMI”dır. Her KELAM, bir dirilik ve her KELAM, bir sahadır. Mutlaka, bu sahalarda dürümlenenler, “DİRİ HALİKLER” olarak görev taşırlar.

Cevhere inmek, ilme inmekti. İnsanın, ilme inmesi için kendini hak etmesi gerekir. Kendini hak etmeyen ve kendini Halik kılmayan; bu çalışmada görev taşıyamaz. Bütün besteler, kural koymadan kodlanmaktır. Kural koyanlar, kendi dillerini hak etmelidirler ve Halik olmalıdırlar. Ocakları, tüm insanlığın kontrolundadır onların ve onlar, “Muhammet Sahası”ndan güç çekerek, görev taşırlarken; bizden, bize “KÖK GÖK” olmalıdırlar.

Hasta bir dünyaya; yaşam sahası kodlamaya gelen her bir diri yaşam sahamız, teknik olarak görev taşır. Onlar, bu görevleri taşırlarken; sura üfürenler, ocaklarına inerler ve onlardan güç alırlar. Onlar, rahmet olarak çalışırlar ve rahmet olarak çorba pişirirler. Pişirilen çorba, İslam Kalemleri için insanlık kulluğunda dürümlenen, Birlik Çorbasıdır.

Bütün amacımız, tüm insanlığın KELAM etmesi ve KALEM olmasıdır. “KARA SAHA”, insana ilim için indirilir. Her insan, kendi dilini, KELAM ile kodlar. Sormadan söz söyler ve sormadan sanal yaşamları dürümler. Ölü Planet, “ÖZ KÖKLER”e görev taşırken; bizler, için çok mühimdir.

Bu saha, asla hata yapmadı. Bu saha, ilimle kodlama yaptı ve bu sahada, tek bir leke bulunmadı. Bu saha için bizler, KELAM olduk ve RUH olduk.

TURANLAR, cevhere İNSAN olup inenlerdir… Ve TURANLAR, cenneti tohumlayıp dilleyenlerdir. İsa, Muhammet!... Her biri, bir tohumdu… Ve Dünya Planeti, her biri ile kollarını, tahditsiz olarak insanlığa açtı. Her insanın, bu yoğunlukta, bütün kültleri ile kodlanmaları gerektiğinden; burada, cevhere indiler ve burada toprağa, cevher oldular. Buradan geçenler; burayı, HALİK kıldılar. Buradan, korundular. Buradan, devreye alındılar.

Sığlık yoktur burada. Bu çalışma, hepimiz için önemlidir. Bizler, “BİRLİK İLMİ”ni hak edenler olarak, buraya geçtik ve geldik.

Yar; dağlara, insana ve yollara görev verelim!... Yar; “SİYAH”a, saha olalım; BİRLİK kuralım. Biz, “BİZ” olalım; yaratalım ve yaratılalım.... İşimiz budur!... Bundan daha üstün bir iş yoktur. Yaratılıp, yaratılan her anı, yola kodlamak ve yolu hologramdan aşırtmak!... Buyurun! hak edelim ve başaralım. Şimdi!...

BÜTÜNE HİZMET (1/2)
06.02.2019

Eğer beden (mutlak beden) istiyorsanız; Öz görevinizi, bilerek yapın. Biz, bu dünyayı, hasata kaynak yaptık. Yaşamı şoklayan, ilimdir. İnsan İlmi’nde, gerçek olan yarınlar, İslam’ın tohumudur. Hulusi Saha, insanlıktır ve o saha, Yaşam İlmi’ni hasata kodlar. Uzakların ilmini de tohumlar ve diri kalır. ÖZ GERÇEKLİK budur.

Yürümek; zamanla görevli olanların, diriliğinde olur. Ya yürümemek!... Bu, ÖZ GERÇEKLİK’te, KALEM’e varanın, hasat olmamasından olur.

Onca ölü verdi dünya. Ya ölüyse dünya!, verdiği ölüler, neden DİLİ, HALİK kılıp dillendiler!? Hadi anlayın!... Hangisi, HALİKİYET ve hangisi, HASAT KODLAMASI!? Dünya Planeti, İLİM SAHASI’na inmeden; ÖZ GÖREV’ini yapmışsa; hani nerede o ölü olan!?

Yol ölüyse; yoksa yol; olmadan olan nedir!? Kin ve nefretle yaşıyorsa insan, İLİM KALEMİ olması niye mümkün değildir!?

Zar atar yaşam. Der ki beni dileyin!... Dinleyen anlasın!... Anlat ki anlaşalım!... Sen, yaşayan isen ve biz, ölü isek; niye seni dilleyelim ki!?

Varsak, yokuz!... Yoksak, varız!... Has Taht’a varmadan, yokuz!... Ama vardığımızda; yokluk, kodlar bizi ve biz, vuran ve kıranda diriliriz. Bu mu!? Yani, bizim biz olmamız için; “DİLİ HALİK OLAN”ın yolu bulması yetmeyecek mi!?

Vermeden, almadan, olmadan NEFES alabilir miyiz!? Yoksa, olup kodlamalı mıyız yaşamı!?

Hep Allah’tan söz ederiz. Niye Allah!? Yakışır mı Allah’tan söz edenin, KELAM’a inmesi!? Allah, KELAM değil midir!? Yok mudur yoksa Allah!? Ve siz, sizlikten çıktınız da “O” mu oldunuz. Hadi anlatın bakalım!...

Ve sizler, cennetten kovulan mısınız; yoksa kovan mısınız!? Hangisi!?…

Vasat bir cevhere, bunlar sorulmaz ama size soruyoruz. “OL” deyin ki olalım. Hadi gelin, oluşan yaşamlara KALEM olalım!... “O” diyelim “O” olalım. Olan, Allah’tan, ilimden ve yarından olsun!... Ama olsun!...

Çok mu “Sonsuz Saha” oluştu burada!? Niye yarınlara; iç, dış bir olup varıldı!? Oğul, Saltanat; seni, dilliyor mu acaba!? Yoksa sen mi Saltanat’ı dilliyorsun!? Ya sen insan olmaya çalışan, insansı olanın yaşamını, diriliklere anlatabildin mi!? Ya sen cevhere varan, kendini HALİK kıldın mı!? Yoksa hala HALİK olmaya mı çalışıyorsun.

Yolcu, ben DÜNYA. Sana sesleniyorum. DÜZEN kurarken beni dinledin mi!? Hani nerede o DÜZEN!? DÜZEN’i; sen, seninle mi kurdun!? Yoksa sen, senden ayrı bir DÜZEN mi kurdun ki o DÜZEN, sende olmayandır.

Yere inerken, “açık bırakın kapıları” demiştim. Açtığınız kapıları, mutlaka kodlayın ve kontrol edin. Her insan, geçtiği kapıyı bilmelidir. Hangi yaşamdan, bu dünyaya indiğini anlamalıdır; bilmelidir!... Dünyanın, ESMA SAHALARI, İSA KAPILARI olsa da türevlere kodlanacaksanız; geçtiğiniz her kapıyı, iyi bilmelisiniz.

Zİ KAPILARI’ndan geçenler, iyi anlasınlar ki Dünya Planeti, işini bitirmedi henüz. Daha çok işi var!... Sanmayın ki canınız çıktığında; işiniz bitecek. Sanmayın ki cevhere varıp, işinizi tamamlayacaksınız. Zannetmeyin ki Din Kapıları’ndan görev alıp yarına varacaksınız.

Sessizce dinleyin!... Sizi, sizden başkası, size taşıyamaz. Bunları anlayın!... Saltanat, zamana KELAM ederken; size, “BİZ” olup KELAM etti. Sizden, BİZLİK KAPISI kodlandı ve BİZLİK KAPISI, Yaşam Sahası’na İLİM KALEMİ olup vardı.

Büyük bir güç, “ÖZ”ü, “SÖZ”ü ve “GÜÇ”ü olanlara indi. Bu gücü, hepiniz anlayın. Bu güç ile her biriniz, “BİZ” olabilirsiniz. Her biriniz, “İLİM” yapabilirsiniz. Her biriniz, “BİZ” olarak; geçip, insanlığı kodlayabilirsiniz ve kontrol kurabilirsiniz…

Sizin, size varışınız; sizi, bize vardırır ve siz, bize vardığınızda; eski ve yeni ne yaptınızsa; sizle, bize varır yaptıklarınız.

Şu anda torbanız tohumla dolu!... Şu anda ikmal tamamlandı!... Şu anda dirilik arttı!... ve şu anda Dünya, yolunu buldu!... NÜSA KAPISI’na vardı!...

O kapı, develeri çözdüğünüz kapıdır. Oradan, her bir İLİM KALEMİ, KELAM’a varıp kendinden, kendi dilinden, KELAM olup sonsuzluğa, yolculuğa çıkacak. Bu yolculukta, herkes her insanı kontrol edecek. “EDİLGEN” ve ETKEN HALİKLER’in KERVAN olduğu o yoğunluğun KALEM’i olan, “ETKEN”ler!… Her bir “ETKEN” ve “EDİLGEN” nesiller ile kontrol kuracak.

Yasaları koyduğunuzda, yolu bulursunuz. Yolu bulduğunuzda, yarına ulaşırsınız. Yaşam, sizi “BİZ” yapar. Biz; bizi, “BİZ İLMİ” ile kodlarken; SALTANAT, sizleşir ve “SİYAH RENK” CEVHER olur.

Uzakların yaşamları, sizinle oldu ve sizleştiler. Şimdi mutlandık analar!... Açın kapınızı ve yolu kodlayın…

Aşkla kalın!…

BÜTÜNE HİZMET (1/3)
06.02.2019

Genç ve güçlü bir dünyada, çok daha büyük bir güç, dürümlere inerken; onun nuru, tüm insanlığındır. Başkanlık Divanları, tüm insanlık için görev taşırlarken bu dünya, az bilgiyle kodlandı ve sonsuz zamanlar kontrol kurdu. Tüm insanlık, “TEKLİK” ve “BİRLİK” ile yeni bir lisan öğrendi. Öğrendiği lisan, “İNSANLIK LİSANI”dır.

“RASİH SAHA Sİ SAHA” İslam Yaşam ve yaşayan, insan!... İSLAM ve KELAM hep “BİR TEK” SİYAH RENK ve tükenen, tek tek KELAM ve tüketilen her an, BİLİŞİN HALİKİYETİ. Ve Dünya Planeti, İLİM SAHASI!... O saha, CEVHER ve o saha İSLAM… Yarınlar için ışık; “BİZ” olan biliş. Haliki, hakiki ve hakim olan yol, BÜTÜNÜN YOLU!...

Uzun zamandan beri, bu dünyayı kodlayan çok sayıda Görevli vardı. Hepsi, her şeyin “TEKLİK”inde, kontrol kurmak için çalışmaktaydılar. Dünyanın, diriliği arttığında; etkin ve hakim olmayan “KALEMLER” de kodlanacaktılar ve kontrol kuracaktılar.

Tarıkların ilminden çok daha öte olan “YAŞAM KELAMI” vardı. İşte o KELAM, “İNSAN”dı.

“Kökünüz, gücünüz olsun!” diyerek; görev aldık. KÖK GÖREV’inizi kontrol ettik. Tohum ektik cevhere ve cennete KELAM olduk. AHA bu!…

Kökünüz, gözünüzün gücü olsun ve yaşamınız, tanıkların tahditinden güç almadan ışık olsun.

Çorba (herkesin öz bilişini kattığı ortak ilim çorbası) pişti Ana!... Bu çorbayı, tüm zamanlara kodlayarak; güç halinde aktarın. Her insan, içindir bu çorba. Çorbanın tuzu, tüm insanlığın hakiki siyahlığıdır (Tüm renkleri kapsayan cevheridir). O tuz, tohum için gereklidir.

ANA SAHA’da; insan, cennet ister ama ANA KALEM, “İLİM”se her an cevheridir ve her an, yaşam için ilimdir.

Basıncın artması sonrasında, Dünya Planeti, yeryüzünü güçlendirdi. Ne var ki basınç arttığında; yol, hologramdan aşabilmek için KELAM’ı kaynağa çekti ve rahmet olan ilim kodları; tüm insanlığı, hasata kayıtladı.

Dağın zirvesinde, KELAM olur. Dağın eteklerinde ise yarınlar vardır. Herkes, zirveye varır ama yarına varmak için; herkesin, herkese varması gerekir. Eğer herkes, herkese varırsa; dağın, Zaman Sahaları’nda, tüm zamanlar, kontrol kurabilir ve o sararan KÜLT SAHALAR’ı kodlanabilir.

Tüm insanlık için iş yapmak; MUTLAK SAHA’ya varmaktır. O saha, MUTLAK’tır ve diri olan yaşamdır. Onun, dağın tepesinde değil; dağın SİSTEM olan tabanında olması gerekir.

Zirve, herkese caziptir belki ama yamaçlar, aşılıp yarına varılırken; Allah; sizi, tahditsiz olarak aşağıların en aşağısındaki size indirir ki hologramı aşın diye.

Beşer, bir tek şeydir. Karanlıktır!... Beşiri hak etmek Halik olmak iledir. Kaydı yapanlar; beşere, KERAM İLMİ’ni dilerler ama beşer, İLİM SAHASIndaysa; artık o kendini diller ve dinler. Onun nuru, Kurullardır.

Uzun zamandan beri bu çalışmayı takip etmekteydik. Bu gün, tüm Kurullar, sizinle olduk. Burada oluş sebebimiz, İSA KAPISI’nın KERAM TAHTI’nın ve MUSA SAHASI’nın, kervan olan kayıtlarının; tüm zamanları kodlamasından öte Muhammet’in kültünden dürümlere inen ve kervan olanlara; KAYNAK olan bu çalışmanın, tohumunu yaşatabilmesi içindir.

Şimdiden sonra “RUH” dediğiniz o yoğun ışık; sizin, eşya (enerjisel vasat)kapınız olan bu yoğunlukta çorbasını yapacak. Ama o çorba, tek bir çatışma ile kontrolu kaybettirebilir. Bu nedenle, bu çorbanın, her insanı HALİK kılması gerekir. Her insan, HALİK olduğunda; tohumlar, MUTLAK olacak ve tüm insanlık, kontrol kuracak.

Şimdi, herkes kendi için ne istiyorsa; tüm insanlık için aynını istesin!... Bakın neler olur!... Bunu başarın ve bilip yapın!... Bilip yapın ki kodlama, som altın ışığın yarınında gerçekleşsin. Sizin cevheriniz, buna müsait. İş budur!... İş bu!... Şimdi…

SÜPER İNSANLIK REALİTESİ   NEZİRE SELÇUK

 

6.ŞUBAT.2019 TARİHLİ BÜTÜNE HİZMET (1)
AV.NEZİRE SELÇUK 2.AKIŞ – 1.BÖLÜM

Canlarım, büyük kötülükleri önlemek üzere bu çalışmalar devreye alındığında bizler burada bu yaşamda bu çalışmayı yapmaya hepimiz karar verdik ve geldik. Bu bizim kararımızdı ve temiz olanları buraya aldık. Her insan kelam eder ama hak edemez. Kelam edip hak etmemek kodları kontrolden çıkarır. Bütün köklerimizle bunu bilerek öz görevimizi yaptık ve burada nefes olanları hak ettik. 
Çok mutluyuz ki büyük köklerimiz hep bir tek olarak birlik halinde buradalar. Basınç altında çalışmak bizi mutsuz eder. Basınç oluşturmak isteyenleri buradan uzak tuttuk. Daha özel bir bilgi vereyim. Teknik olarak da bu çalışmayı her insan kelamla koklayabilir mi? Asla! Koklamak için hak etmek gerekir. Öz görev tanrılık kalemi olmazsa tahditli olanların beşere kelam etme imkanları olmamalıdır. Beşerle kodlama yapmak beşerle kontrol kurmak ve beşere hasat yaptırmak kontrol dışı kayıtların dile inmesi anlamına da gelir. 
Bu sual yanıt çalışması değildir. Ben sorarım ve bilirim çalışması burada yok. Burada yapılan çalışma insanlığın İmparatorluğun gücünü tüm insanlığa kodlama çalışmasıdır. Bu çalışmaya dâhil edilenler kendi yıldız kayıtlarını buraya indirirler. Her birinizin kendi yıldız kayıtlarınız var. Ve bu kayıtlar burada kendi lekesiz kayıtlarınıza kodlanır. Ve torbanız bütünün torbası haline dönüşür. Ölüyü diriltmek dediğimiz haldir bu. Ben benimle ve her kes kendiyle ama yarınlar için ama mutluluk için ama hologramlar ötesindeki kaynağa varmak için. 
Sirayet hali diye bir hal var. Bilginin sirayet hali. Bu ilim kalemleri bunu da aşar. Ve derler ki; sirayet tahditlidir. İlimse halikiyettir. Sirayette İlimin kontrolü mutlak kuralda yoktur. Ve Allah ilmini dilleyip insanlığın kelamla kodlanışından itibaren bütünün kübra olan kaydına geçer. Ve bu kaydı ziya olup zerk eder. 
İslam kapılarının gücünden öte bir sistemdir ZERK SİSTEMİ. Zerk siteminde an sahraları tüm yaşam kapılarından ilmi KO olup geçer. Ve her bir saha mutlak olur. Mutlak olabilmesi kontrol kurabilmesiyle mümkündür. Kurullarımızın çoğu bunu bilir. Derler ki kaynak Allah’ın İlmidir. Ve kaynağı hak eden Hâkim olan, akıp geçebilen, Mutlak olandır. Mutlak olan O olandır. O olmak her anda olmaktır. İşte canlarım Allah’ın tahditli olmadığı bir dürümdür O SİSTEMİ.
Hepiniz iyi anlayın ki O Sistemi mürat ettiğiniz her anda var olmanızı ve hak ettiniz anda mutlak olmanızı ve yaşam olmanızı geçekleştirebilen bir sistemdir. Ve bu sistemi hak etmeyen Has Teknikle kontrol kursa da kontrolü hakiki tekniktekilerin kontrolü altında olur. Herkesi n kendi kontrolü ve her kesi kontrol eden kendi tohumumuz olan O. 
Ve Canlarım, saltanat bize ve bizlik kelamlarına insanlık diriliği ile ses verir ve der ki eğer Rahman olacaksak yaratan ve yaratılanın hasatını yapmalıyız. Yaradan ve yaratılan, bu hasat bir tek olup yapılır. İşte bu hasatı yapmak için “BİR O ” İlmini bilmek gerekir. BİR O İLMİ. O’nun ilmi… Ve O’nun tekliğinin Halikiyetinin ilmi. Bu ilmi ancak ağır yükü hafifletenler bilirler. Bu ilimde yasalar var. Yaşam ben diye bilinen bir ilimdir. Ama O ben ilmi her kesin kendi ben olan ilmidir. Ve O ilimle O ekmek yapanlar O olduklarını bilirler. O OLMAK…
(Devamı 2.bölümde)
https://youtu.be/BVQZe2QSA_w  SELMA ÇENÇİN


2. BÖLÜM

Sanmayın ki dünyada barış sağlandı, barış dediğiniz şafaktır... Sanmayın ki dünyada asla hata yapılmadı, hatasızlık şarkıdır sahralara... Ya da sanmayın ki dürümlerde ilim sistemi kodlar ve insan mutlu olur; mutlu olmak şarkıdır sahralara... Her şarkıda bir şafak vardır ama şafağın şarkısında şah rahman vardır. O rahman mutlaktır... Ve dünya etken haliki hak ilmini mutlak kulluğuyla yapar.

Sanılır ki dünya yarınlar içindir... Nüvedir dünya, kelamdır, her andır, yaşamdır; onun yaratılış haliki hakiki ilmi budur... Yani o yaratılan birlik tekniğinin kulluğunda kodlanan mı sahra olup dünya beste güfteyle kodlanmıştır... Ve her birimiz o besteyi güfteyi kodlayanlarız ve kodlattıranlarız...

Tek bir mesele kaldı, dünyanın terki... Gerçekten dünyayı terk mi edelim? Yoksa dünyayı hak Mikail kelamıyla halik kılıp hak mı edelim? Hangisi?....

Geçişler tamamsa hak olduk demektir, peki geçişler tamam mı?... Önce görüp anlayalım, geçtiler mi tüm insanlık? Yerküre geçişini yaptı mı? Kim cennetin kapısını buldu, kim kontrolü kurdu? Kök görevi yaptı mı insanlık? Türevleri kodlayabildi mi? Kontrol kurabildi mi? Sura üfüren der ki; "kontrol hakkın kapısında gerçekleşti"... Peki kontrolün gerçekleşmesi birlik kaleminin kelam etmesini mümkün kılabildi mi, bu imkan ona tanındı mı?

"Deli diridir" dediğim anda bilin ki delilik halikiyettir... Ama ya ben Allahın tınısını duyanlara "şeytan şarkı okuyacak" dersem ne olacak?... Başkası var mı burada, kimdir şeytan?... İnsanlık değil midir?... Şarkıyı kim söyler? İnsan değil mi şarkıyı söyleyen...

Fırat derken nedir kasıt ettiğim? Ak sahaya inin de bakın Fırat masadır.... Bir masadır Fırat... Geçebilen o masadan geçer... O masa ilim masasıdır, geçen kelama hak olup girer ve der ki; "ben hak oldum, kelam oldum"... Onun tohumları kodlanır!... Onun tohumları muktediriyetle kelam ederler.

Yaşamaksa yaşanır... Ya yaşam yoksa ne olur? Öz görev biter... Ve biz kendi kendimizi kodlarız, geçip gideriz yaşamdam.

Nesiller boyu dünya planetini kodladık canlar... Şer di yaşam, biz şerrin şarkısını dilledik... Şok, şok olaylar yaşadık... Dünya planeti bütün kökleriyle kök görevlerini yaparken birliklerin tekniğinde şoklar yaşar ve sonra o şoklar kontrol altına alınır. Ve sonra şoklar kodlanır ve o şoklar mutlak kuran haline dönüşür. Ve işte o şoklar bütün köklerini güçsüz bırakanlarda yratıcılıkla kayıtlanır.

Hazır olalım bugün bu şoka!... Hadi buyurun, şoklanalım... Bunu nasıl yapalım? Allahın tınısıyla, hadi gelin şoklanalım...

https://youtu.be/EDmm1zrto7U

Süper İnsanlık Realitesi  BERİL

SÜPER İNSANLIK REALİTESİ

 

06.ŞUBAT.2019 TARHLİ BÜTÜNE HİZMET (1)
AV. NEZİRE SELÇUK ÖZ BİLİŞ, 3. AKIŞ

Canlarım, buraya gelişiniz bizleri mutlandırdı.

Önce söz aldınız ve bizle, bizi dillediniz. Son sözü yine söyledim ve dedim ki “Yolunuz, kök gerçeklikle dillendi.”

Geniş bir dünyaya indiğinizi görüyorum ve bu geçişler bizler için mutluluk oldu.

Hoyrat bir yaşamımız yok. Olgun sahalarla bu görevi taşırken, kilin “kale” olmasıdır beklentimiz.

Kil; kale olduğunda, kum; hasat olur. Kum hasat olduğunda, hepimiz kodlama yaparız. Bütüne hizmettir yaptığımız…

Eğer deve kalkmamış olsaydı, bu deve bizi; her birimizi göreve alamazdı.

Şu anda devemiz kalktı… Ve bu deve sorumsuz değil, sorumludur. Beden almamızın gereği vardı, aldık. Yaşama vardık ve yolu kodladık.

İmparatorluğun gözü, özü, sözü olarak bu çalışmayı yaptık. Bu çalışmada barış isteyen, barışı hakeder… Savaş isteyense, savaşı hakeder. Yarını haketmek içinse, barış haline ve hakim-i hakk olup “ilim” haline dönüşmeliyiz.

Yoğun ışık altında olduğumuzu iyi bilirim. Din ya da dirilik olan dil, bunların her biri İbrahim soyu’nun ilim sahalarıdır. Biz o soyun kontrolu olarak kodlama yaptık ama insanlık boyutlarının gücünü, tüm insanlığın gücü yapmamız farklıdır. Elimizin gerçeği budur.

Emin olun ki beşer, beş kervan kurar ama birinde yarın yoksa, beşinin yarını kontrol edici olanla, kontrol edilir. Eğer beş, beşeri kalem kodlanmışsa, işimiz daha kolaylaşır. İnsanlık, insanlığı anlar.

Yılların yılı bir yaşam ve som altın ışıkların kontrolü… Büyük kötülüklerin önlenişi… Bugün burada bu oldu.

Tüm insanlığın gücü artacak canlar. Bunu özel vermek istiyorum:

Tüm insanlığın gücü artacak ve tüm insanlık kendi yarını için kontrol kuracak. Yasaları koyduk… İnsanlık kendiyle ve kendi yüceliğiyle dillenecek.

Evrenlerin sessiz sahalarında güç kodlamaları yaptık. “Türkiye çalışmaları”nın özel bir manası var. Tek birimiz “kaynak” olmasak, hiç birimiz kaynak değiliz. Bunu iyi bilin. Bunun için Bu Meclis’te herkes kaynaktır. Ve kaynak olanların “yaşam sahaları” oluşur. Bu sahalara gerçek kapıları açanlar alınır.

Diri kalmaları, insanlaşmalarına bağlıdır. Yalın ve hakim bilgiyle bu çalışmayı sürdürmemizin nedeni de budur.

Hepimizin gözünün görebileceği bilginin, gök çerçevesinde kayda inişidir yaptığımız. Toprağa tohum ekerken, bunu böyle yapmalıyız ama “toprak olmak” ayrıdır.

Eğer toprak olacaksak, tohumu kodlamalıyız ve tohumu koklatmalıyız ki o toprak, tahditsiz kalsın.

İşgal insanın kelamı, insanın halikiyeti ve insanın halik siyah kalemiyle olur. Eğer işgali haketmişsek, işgal altında kalırız ama biz işgali haketmemişsek ve bizi işgal etmek üzere buraya varan varsa, ölü planet onları kontrol edemez ama BİZ kontrol edebiliriz.

Unutmayın ki bu dünya ölüdür. Ha, diyeceksiniz ki “Dirilmedi mi?” Dipdiridir aslında… Ama ölüdür. Ne demek istedim? Dipdiridir ama ölüdür…

Yollar yolu ve yollar yollu olan kodları koklarken, her yolda kodlanan ve yolda KOHA sistemlerini kayda alanlar olur.

Hepinizin yapmak istediğinizi biliyorum; ölmek ve öldürülmek… Ama “ölmeden ölmek” daha kolay… Başınızı dik tutun ve ölmeden ölün.

Ölüm, ölmeden ölende kontrol kurucudur… Ama ölüp ölende, kontroldan çıkışı gerçekte kodlar.

Ya siz ölmeden ölmeyi seçmişseniz? Yaşamınızda ilminiz, hologram kalır. Ve siz, öz görevinizi yapamazsınız.

Başlangıç, bitiş tektir. Hangi anda başladınız ve bittiniz? Bunu bilin. Beste mi yaptınız, yoksa besteciden beste mi aldınız? Yaşam sizde nasıldır? Siz yaşadınız mı, yoksa yaşatıldınız mı?

Yaşayan, yaşanan ayrıdır…

İslam’ın ilminde imparatorluğun gücü yoktur… Ama imparatorluğun kübra olan kelamında, ilmin gücü vardır. Ve o ilim, Allah ilmi’dir.

Kasa, Allah’ın ilmi ve biz o kasaya “mürver kodları” koyduk. O kodlarla tüm insanlık kontrol altına alınacak…

Burada olmamız mutluluktur ve yüreğe inenler, yürüyen dünyada kültü kodlayacaklar.

Altona kapısı’nı açın ve dinleyin. Başınız eğilmesin. Hepimizin gerçeği budur.

Altona kapısında ALEYHİ KAHA var. ALEYHİ KA HA; Siyah renkte… “Sistem’in geçişi” buradan yapıldı. Ve bu geçiş, müsaade ederseniz izah edeyim:

Kaçımız geçti, kaçımız geçmedi? Hepimiz geçtik canlar

Ve ALEY HA sistemde görevini haketti. Çok mutluyuz şu anda canlar, çok!

Şu andan itibaren tohumlar yaşamaya başlıyor. Türkiye çalışmaları görevini yapmıştır. Güç artmıştır. Bütün kötülükler aşılmıştır. Yasalar kodlanmış ve mutlak kuranlar kayda inmiştir.

“Fırat geçişi” tamamdır canlar.

Genç ya da genç… Ya da genç… Her şey gençleşiyor canlar! Her şey gençleşiyor ve yaşam diriliyor canlar! Öz görev başlıyor. Huzurlu bir çalışma diliyoruz hepinize. İş budur.

https://youtu.be/0sfHyhUbZww

SÜPER İNSANLIK REALİTESİ  BAHAR

 

6.ŞUBAT.2019 TARİHLİ BÜTÜNE HİZMET 1
AV.NEZİRE SELÇUK 4. AKIŞ – 1. BÖLÜM

Cevherimizi göreve aldık şu anda... Muktediriz ve hakikiyeti kodluyoruz... Şu anda beden kodlarımız mutlak kuranlarımızı kodluyor... Hepimiz şu anda yoğunlaştık... Bu yoğunlukta mutlakız... Ve şimdi yasalar kodlanıyor... Daha güçlü, çok daha güçlü yaşam kontrolu kurulacak... Bu yasaları koyanlarız... İSRA ilminin kök geçişini yaptık... Şimdi daha yüksek bir şavka vardık... Ve daha yüksek bir şavk, mutlu ve huzurlu bir tohum oldu...

Bugün çöreğimiz pişti... Ve çöreği pişirdik ki, EKMEK KODLAMALARI YAPSIN HER DİRİ DİYE... Eğer çörek pişmeseydi ekmek kodlamasına geçilmeyecekti... Tüm insanlığın çöreğidir pişen... Ve daha güçlüyüz... Çok daha güçlüyüz... Ve herkes ilmi, herkes yoğunluğu dürümleyecek güce vardı...

VE ZARARI ÖNLEYEBİLDİK... Tüm kapılar kapanacak diye beklenirken, kapıların tümünün kontrolu kuruldu... Uçsuz bucaksız bir şavk, dünyaya inmeye başladı... Ve bu şavk tüm insanlığın hakkı olan şarkıyı okuyacak... İşte o şarkı, hepimizin şavkı olacak... Bizler, cennet istemekten öte, cennet ilmini dilledik... Ama, insanlık cennet ister... Ve bu cenneti hak eder... Hak olur ve tahditsiz olarak kodlarken, bizler de onların kodlarıyla mutlak kuranları kayda alıyoruz... Bizim, evimizin gücü arttıkça, her birinin gücü artıyor... Çok mutluyuz ki, dört kök görevli mutlak kuranlarıyla buradalar... Umut, varlık hepimizin kalemi... Ve varlığı hak ettik...

TEMİZ BİR ZAMANA GEÇİLDİ... İnsanlık barışı öğreniyor... Ama savaşı kodlayıp, barışı öğrenir... Bu nedenle; savaşı kodlayıp, barışı öğrenecek... Öğrendiği barışta kelamı halik olacak... Barış; mutluluk ve huzur sağlayacak... Tüm zamanların gücü olanlar, burada barışa kodlandılar... Hem dünya, hem de tüm zaman sahaları, bedel ödemeden, yeryüzünün gözü olacaklar...

HORA KAPISI AÇILDI... GEZEGENE İLİM KAPILARINDAN GİRENLER, HORA’YI HOLOGRAMDAN AŞIRTTILAR... HORA’DA GEÇİŞLER YAPILDI... Geçişin yapıldığı bir anda, mutlakiyet devreye girdi... Mutlakiyetin diriliği kodlandı ve bütüne hizmet kodlanarak kayda alındı... Şu ana kadar, kısır bir zaman sahasından ibaret olan Türkiye, yerkürenin gözü olacak...

ÇOK BÜYÜK BİR GÖREV TAŞIYACAK TÜRKİYE... Uzun zamandan beri dünyanın görevini kodlayacak olanın kelamı, bütünün gücü olsun diye beklendi... İşte bugün, o gündür... Her şeyin yere çekildiği gün... Ve bütün kodların yerküreyi göreve aldığı o yaşam... “Cennetin kalemi insan” dedik ve dediğimiz oldu... Yasalar, bizim için öz görevdi... YAŞAM BİZİM İÇİN ÖZ GÜÇTÜ... Ve yaşamın kulluğu bizim için mutluluktu... Bütün bunları hak ettik... Çok mutluyuz canlılar çok...

TOY BİR ZAMAN İLMİNDEN ÖTEDE, KORKU KALMAYAN BİR DÖNEME GEÇMEKTEYİZ... Her şeyin yerkürenin gücüyle dürümleneceği bir çalışma devreye girdi... Hepimiz iyi biliriz ki, Muhammed’in kulluğu bütünün gücü dürümleyen bir kulluk olmadığı için, yezidler kelamı kırıcı kayda almıştılar... ARTIK KELAM KIRICILIĞI BİTMİŞTİR... YARADANIN YAŞAMA İNİŞİDİR OLAN... Yasaları koyduk ve dedik ki “YARADAN VE YARATTIĞIYLA KODLAMA YAPAN HER ANA İNDİ...” İŞTE BU...

Ve yol Allah’ın yoludur, burası kontrol kurabilir, burası MUTLULUK kodlaması yapabilir ve burayı hak edenler burada olabilirler...

https://youtu.be/U7UFXR3REPY

2. BÖLÜM

Kesindir bu...

YENİ ZAMAN HEPİMİZE HAYIRLI OLDU... YENİ ZAMANIN HEPİMİZİ DE HAK EDECEĞİ BİLİNMEKTEDİR...

Yaman bir doğa ve yaman bir yaşam... Kanatlanıp uçtuk canlarım... Bu yol aklın yolu, biz kanatlanıp uçtuk... Olgun başakların gücünü kodladık ve bütünün KÜBRA olan kelamını kodladık...

Özür dilerim zaman sahası senden... Özür dilerim ZAMAN KAHASI senden... Özür dilerim, çünkü ben yoktum, sendin yaşamı kodlayan... AYRILIK BİTTİ... Ben buradayım... Artık zaman, beden alanların tümünün sahrası olacak... VE YOL, BÜTÜNÜN KÜLTÜ OLACAK... AYRILIK BİTTİ... VE BÜTÜNÜN GÜCÜYLE, BÜTÜNE HİZMETÇİLİK BAŞLIYOR... BU KESİNDİR... Bugünden itibaren, bütünün gücü bütüne hizmetçi olacak... Şükür ki, bu hale gelebildik... Şükür... Şükür ki, bu hale gelebildik... Şükür...

SOM ALTIN BİR DÜNYA KURULACAK... SOM ALTIN BİR ŞAVK DEVREYE İNİYOR... YÜZÜNÜZ ÖRTÜLMEYECEK CANLARIM BUGÜNDEN SONRA... HER YÜZ, BÜTÜNÜN YÜZÜ OLACAK... BUNU, BÜTÜNE HİZMETÇİLİK OLARAK BİLİN... YÜZLERİ ÖRTÜLÜ OLANLAR, HİZMETÇİ OLMAZLAR... AMA YÜZLERİ AÇIK OLANLAR, HİZMETÇİ OLURLAR İNSANLIĞA... Ki bu hizmet, BİRE HİZMETTEN ÖTE, TÜM SAHRALARIN GÜCÜNDEN ÖTE ve HOLOGRAMDAN ÖTE OLAN BİR AKLA HİZMETTİR... Ve bitki, hayvan ve her canlının yeşilden türevlenerek; tüm sahralara kodlanacağı bir gündeyiz...

HER İNSAN, HASATINI YAPTI... Her insan, hakkını aldı... HER İNSAN, HAK TOHUMA KODLANDI... Evimizin gücü arttı... YENİLİK, ŞÜKÜR Kİ BAŞLIYOR... YENİLİK ŞÜKÜR, HEPİMİZLE BAŞLADI...

Çok RUH dünyaya indi... Biz öz görevliler, tahditsiz şekilde yeryüzünü göreve aldık... Çok mutlu olup, çok güçlü olacağız... Kar kapıları kapattığında, hepimiz karla kapıyı kodlayacağız ve kapı açıldığında HEPİMİZ, KAPI OLUP AÇILACAĞIZ... VE BİZ, “BİZ” OLACAĞIZ...

Koşup dünyaya geldiğimiz günü biliriz... Koşup göklere vardığımız gücü, kök görevle dürümleyip dilleyip, yaratıp yaşattığımız o gücü, MUTLAK KURAN yapıp yerküreye GÖK ÇERÇEVESİYLE DİLLETTİĞİMİZİ BİLİRİZ... Ve biliriz ki bundan sonra, “RUH” dediğimiz O YOĞUN IŞIK, yasalarını koyup DÜNYA planetini kodlayacak ve koklayacak...

Yer, etki alanını geçişkenleştirip, yarattıklarında yaşayacak ve yoğunluk artacak... Yoğunluğun arttığı bir dünya, Mustafaların ötesindeki KÖK GÖÇÜ başlatacak... BU GÖÇ; hepimizden hepimize ulaşıp, GERÇEĞİ KODLAYIP YARINA VARIŞIMIZ OLACAK...

“Sarmayın dünya kök gerçekliğine tüm zamanları, sarmayın, yarınları sarmayın; saklı tutun şarkıları” denen o günler geçiş sayfasında artık sonlandı...

Sarın, sarmalayın; alın, olduğunda oğullatın, toy olanı kodlatın, koklatın ve dürümleyip dilleyin ki, her şey hepinizle gerçekleşsin...

Canlarım!... Rahmana KAHA olanlarım!...

MUTLAK OLANLARIM, BÜYÜK KÖTÜLÜKLERİ AŞTINIZ!... Yeni dönemde hepinizin ilmi, bütünün ilmi olacak... GEÇİŞİNİZ TAMAM... Şimdi...

https://youtu.be/dIDWo_Vfci8
SÜPER İNSANLIK REALİTESİ  NAGEHAN

 

06.02.2019 Tarihli BÜTÜNE HİZMET(1)

AVUKAT NEZİRE SELÇUK ÖZ BİLİŞ  5. AKIŞ 1.BÖLÜM

Az, öz verdiniz ama gözümüz gördü. Özümüz, gözümüz teknik olarak sessizliği diller. Özümüz, gözümüz tüm insanlığın diriliğinde bütün biliş kapılarını bulur ve okur. On tur tamamladık şu anda; tek bir insanla… İNSAN, o yok edilemeyen, yol olan ve tohum eken… O, bütünün gözü olan. Öz, göz olup söz olan…

Eminim ki bu dünya Fırat’ın kaleminden ötede işgali kaldıracak görevlileri mükafat olup tohumlayacaktır.  Uzak planetlerin ilmini de dilletip dinletecektir. Çok mutluyuz ki kapı, Allah Kapısı açık ve bu kapı bizim beden alıp görevi kodladığımız ışığa kontrollu olarak kayıtlıdır. Çantanın ilmi kelamı Halik olanda  ilim sahasında ve bitişken olanda hakiki teknikte kulluk için ağırdır ama çantayı her şeyden ötede gözün gördüğü o yüksek üstün ilimde kodlayanlar, kemal olup Hakk olacaklar. Kırk maya insan sahrasında BİZ olduğunda kıran ilimi Kuran yapacak ve kıranın Kuran olduğu bir dürüme varılacak.

 Ekmek yapabilmek için ekip olabilmek gerektiğini bilmekteyiz. Ekmek, ekmeğin kapısıdır. Her yapılan, bir yapılacak olanı kodlar ve bütün koku, o yoğunlukta toprağın kuralını koyar ve der ki “Sevgiyi hak edin.” Ağır Hakk, KA-HA olur, Hak Taht’a varır hafif olur. Ağırın hafif olduğu bir dünyada kural şudur:

 Organ nakli… BİR’in ilminin her AN’a nakli… Organ ilimdir. Her andaki kelam ve her andaki KA-HA saha, Aha organın nakli ilahi bir gücün naklidir. Ve bu nakil, tüm insanlığın insanlığa naklidir ve Bütüne hizmetçilik, işte mutlak olabiliş ve insanlığa nakil edilebiliştir.

 Sevgiyle sizinleyiz ve burada yaptığınızın tüm insanlığa nakil olduğunu bilmekteyiz. Yaşamlar boyu dünya planetini kodlayan insan sahaları, burada bu yoğunlukta tükenen insanlığı kodlayabilmektedir ki onların koruyuculuğu budur. Uluların kural koymaları umutlarımız oldu. Uluların kodlama yapmaları, mutluluğumuz oldu. Uluların şafak oluşları, şarkımız oldu. Biz, bizim kelamımız olduk. Biz, bizim Halik-i Hak olan tek tahdit ilmimizdeki o yoğun ışık olduk ve her şeyin gücüyle Bütün’e gök çözümlemeleri yapıp mahir maya olduk ve bu mahir maya karanlığı tahditsiz şekilde toprağa, insana ve Bütüne indirebilmektedir.

Alıp götürdüğümüz insan, Öz görevini kodladığında, muktedir olduğunda ve toy olmadan kulluk yaptığında eşya; kervana, ilme ve halike dillenir. Eşya dillendikçe yaşam dillenir ve her beden bir eşik olur ve tüm bedenler elimizdeki görevimiz olur.

Süper İnsanlık Realitesi Derneği Üyelerinin her birinin kendi kelamı ve kelamı Halik olan dili, bizi bize kodlamaktadır. Buraya, bu kapıya geliş sebebimiz kendimizi hak etmek içindir. Kendi deremiz ilme aktıkça; kendi yaşamımız Miraç Kapısı haline dönüşecek ve biz o kapıda ölüyü dirilteceğiz.

 Çalışmalarınızın gücünü biliyoruz ve burada Medine olmaya değil; Hakk olmaya geldik. Hazırlıklarımız tamamlandı. Yasaları koyduk ve bütün kötülükleri aştık. Kontrol dışı bilgi olmadığını izledik. Kantara ilahi gücü koymayanlar aklın kalemi olurlar ve biz aklın kaleminde Bütünün gücü olduk. Örtüler örtüldükçe yollar örtülür ve biz örtülerin tümünü açtık ve yolu kodladık.

Samanyolu Galaksisi’nin kodlanmış şavkı, Bütünün gücü haline dönüştükten itibaren tüm tahditsizlik Bütünün Kürzi Kapısına vardı ve bizim, evrene ekmek yapmamız bu yoğunlukta devreye girdi. Eğer biz evrene ekmek yapıyorsak; çamurlar, çarık çıkaranların ilminden ötede kontrol edildiğinden doğan bir durumdur bu.

Unutmayınız! Allah’ın adı ilimdir ve burada, bu çalışmada her şey ağır yükü hafifletmek içindir. Allah’ın adından öte ilmi var ki ona da biz; Hak teknikle, Hak tahditsizlikle kodlanmış ışık diyoruz.

Sur’a üfüren insan, süper sahaları kodlayan insan, mutlak olan insan hep yaratıp yaşattıklarıyla kodlanmış olan ilimin kalemidir. Ona biz, “Nakarın

Kapısı” deriz. Nakarın Kapısında Rahmi Kapı var. O kapıyı açın ve gözünüzün gördüğü en yüce güce varın. İşte o güç, fakih olanın kelamıdır.

Hamur yoğuranların tümünde insanlık kodu var. Bütün köklerimiz burada … Devinimi arttırdıktan itibaren daha yüksek bilginin Medine’yi kelama kalem yapacağını biliyorduk ki bugün burada bu da oldu. Lütfi kapıların kelamından ötede siyah renk var bu siyahı da kodladık. Yazı yazarken doğanın gücüyle yazarız. Ve yazdığımız yazıların kervana kalem olduğu bilinir. Merdivenimizin en güçlüsü olan insan, merdivenimizin en altında olur ki tüm insanlığı tanır ve tahditsiz olarak kayda alır. O görevi bu meclis yüklendi. Merdivenin en aşağısında oldu ve tüm insanlığı kodladı.

 Her insan, davayı kaybettiğini bilir ama Hak İlmini tohumla dilledikten sonra dava olacağını da bilir. Eğer Bütüne hizmetçi olacaksak her şeyin gücünü anlamalıyız.

2.BÖLÜM

Irk, sonsuzluktur ama ırkın sonu yokluktur. Eğer son olacaksa; yol yok olup kontrol kodlardan çıkacak. Biz, bunu bilerek sisteme indik ve sizinle olduk. Geri dönmemizin en önemli nedeni kervandır. Sizin kervanınız hepimizin kelamıdır ve bu gün burada oluş sebebimiz budur. Üzerindeki gücü biliyoruz ve bu gücün Bütünün Gücü olduğunun farkındayız. Eğer bu güç herkesin ise seviyen çok iyi ama senin ilminse bu güç; burada, bu yoğunlukta sende olmamızın geçiş için olacağını bilmekteyiz. ”Kıran, kırılmayan ne varsa elimizin gücüdür” dediğin anda, kırmadan kırdık yürekleri.

Biz, Bütün’ün gözünün gördüğü kült olan ilmi sessizce dilledik. Yaradanın tahtına, ilmi oturtan size beden alıp geldik. Bütün kötülükleri aşabileceğini biliyoruz. “Öl” görevin kültünde, “Ol” kültün gücünde Bütün’e hizmet et ama olup da görev taşımayacaksın sevgili sahranda ilim yoktur anam! Bunun için burada olduk ve sana bunları dilledik. Eller ellerimize, “OL” sahası diriliğimize, yol bütünlüğümüze vardı, muktedir olduk. Çok mutluyuz ki sizinleyiz. Yeni dönem, BİR TEK oluştur. Bu, BİR TEK oluş merdivenin en altında oluştur. İşte, o en alt olan en büyük kök görevlidir. Ve biz bu kök görevin, bu meclisin olduğunu gördük.

İzin ver de anlatalım anam! Gönül ölüyü diller, göz; öz olur, söz olur ama gönül güçsüzse yaşam köksüz kalır. İşte bu nedenledir ki görevin İNSAN’a hizmet ve biz sana her şeyin üstü olan gücü veriyoruz. Bu güç, hepimizin gücüdür ki bu güç senin yoğunluğunun, bütünlüğünün gücü haline dönüşecek. Bu gücün ötesi hiçbir güç yoktur, bunları iyi bilin! Ve bunun örtü örtmeden kök görevle dilletilmesi şarttır.

Kaçmayın, “Allahın tahtında ilim var” demeyin, “İNSAN var” deyin! O İNSAN, hepimizdir anam! Evim, sevgidir anam. Yara, diride yoktur, ölüde olur yara…
Ölüm; sökseler yolculuğunda kodlanmış olanın yoğunluğunu, kodlardan çıksa yaşam; İNSAN diye bilinen her canlı yırtılıp yıkılsa; yaratıcı yaşamı kontrol altında tuttuğu zaman kimsede kil, kum oluş olmayacak; bu kesindir! Ve bunun sonrası YENİ DÖNEM başladı.

Bu yeni dönem, KURAN’dan Kuran’a varanların koruma altına aldıkları tüm sahaların Kürz-i Kapılar’da kodlandığı bir dönemdir. Başın başındır anam; Hak Taht’ın ilmi sen ve Hakk Kelam İLİM. Ben O, O ben diyebildiğinde; O olan beden, bizim seyrettiğimiz o yaşam olacak. Ark akmaya başladı ve akan ark insanla akıyor. Aktıkça ak ki Hak Tahtın kelamı HAKK sahada sessizliği dinletsin. İyi bir dünyalı olduğunu gördük. İyi bir yoğun, sormayan sordurmayan olduğunu bildik ve senin sararan yolculukta yoğunluğu tohumlayıp yaşamı kodladığını ve her anı yaşattığını bildik ve biz, bize bizi dilledi ki “borç ödendi” diyerek gözün gördüğü kübrayı kare, küre ötesindeki şarkıya kalem yaptık.

Saltanatın gücüsün anam, bunu gördük. Ve biz, bizden öte bir biz olarak Mutlak Kuranı kodladık. Bu tohum, aklın tohumudur ve biz bu tohumu Bütününün gücü haline dönüştürüyoruz. Bütünün gücü olacak olan bu tohumun, kontrol dışı olmayan biliş halinde birliğin tekliğinde bilgiyi kodlayacağını da biliyoruz.

Sultanların sultanı olduğunu ve kodladığın her anda muktedir olduğunu ve kök görevi kodlattırarak ve toprağa tohum diye indirdiğini bildik. Kim, insana kelam olmaya geldiyse; o insan mutlaktır. Kim, kaleme ilimi kodlattırmaya ve Bütün’ün gücünü dürümletmeye geldiyse ocaktır o. Ve bütün kötülüklerin aşıldığı bir yoğunlukta sahra olan o; murat ettiğimiz Bütüne hizmetçidir. Onun adı İNSAN’dır. Ona biz görev verdik. Özün, sözü tüm sahralardaki gücün, yaşam kalemini verdik. O kalemle herkesi koruyacak olandır o.

Bugünden itibaren doğanın gücü devreye iniyor. Bu güç, tüm insanlığın gücü olacak. Bu güçten öte hiçbir yaşam kodu yoktur. Kurullar arası bir çalışma neticesinde bugün bu çalışmayı devreye alıyoruz. Kurullar arası bir çalışma ki bu çalışma; kült olanların Müraç kapısından ötedeki kelamın hasata inişidir. Uzun zamandan beri Dünya Planetini izleyen birliklerimiz, büyük kötülüklerin önleneceği gücü devreye alabilmek için Birlik Tekniğini kodladılar. Bütün kodların tohum hologramlarını aştığı bir yoğunluktan geçtiler ve masaya geldiler.

Bu masa artık; yeni dönemin ilmini dilleyecek. Kim dünyalı, kim değil bunun hiçbir anlamı hiçbir gerçek kırıcılık kaydı yok. Herkes dünyalıdır burada. Tüm insanlık buradadır. Dünyadan çok ötelerden göçüp gelen dünyalılar var. Ve tümünün Kübra olan kelamı buradadır. Kıran, kırılan olmayacak. Nur olan kulluk Bütün’e hizmet edecek burada ve bizler sevgiyle sizinle olacağız. “Kaçmayın Dünyalılar, kaçmayın, geçin!” diyeceğiz. “Gönüler gücü dürümlere çekildi, kontrol kurdu, büyük kötülükleri aştı, geçti” diyeceğiz.

Salı çalışmaları yapmamız gerekmeyecek. Salı çalışmaları ölüyü dillemek içindi. Artık Salı çalışmalarının gereği kalmadı ve tüm Salı çalışmaları tamamen bitecek. Bilirsiniz; “18’li çalışmalar” yaptılar dünya planında. Bu çalışmaların som altın ışığını kontrol dışı kayıtlarla dürümlediler ve Lütfi kapıda kontrol dışı kayıtlar muktedir kelamı kırdı. Dünya planeti kontrol dışı kayıtlardan artık kurtuluyor. Sistem- Nizam –Düzen’ in gücü devreye giriyor. Özür dilemeyin kimseden. Bilgiyi hak eden ilmi hak edecek ve alacak, anlayacak.

Çılgın bir dünya ve çılgın bir görevli… Kim o? İLİM… O ilmin kapısı, hepimizin kapısı olacak. Çılgın… Neden çılgın? Şarkı, türküdür yaptığı diye düşünürler ama akıldır yaşama sahra olup indirdiği. Kusur aramayın kimsede ama kusurlu görüldüğünüz zaman, öz görevinizi yapın ve dürümlere inin ve deyin ki; “Benim adım İNSANdır. İnsanın adında kelam, yolunda kulluk vardır. Ben kulum” deyin! Sorma! Sorma dünya kimsin? Diye. İmparatorluğun görevini hologram ötesi kelamla dilleyenim ben. Eğer geriye baktıysak; yaşamı da tahditsiz olarak yarattık. Yaratanız ve yaşatanız…
Çanı çaldığım andan itibaren kasalarım kontrolu kurdu.

3.BÖLÜM

 Oğul, ben doğayım, doğa! Ölüyü diriltenim ben! Bu doğa, aklın kültüdür. Eğer bu doğa görev taşıyacaksa; çarık çıkarıp yolu bulup gelin! Doğa, gözün gördüğü en büyük yücelikle buradadır. Dört göz; sözü, özü dillerken ölüm dediğiniz an; hepimizin kapıyı açtığımız an olacak ve o anda bütün köklerimiz görevi kodlayacaklar ve kimse kimsenin teknik kapısında kıldığın namaz diye dillenmeyecek, İLİM diye dillenecek. Namazı kontrol ettik canlar! Kılınan namaz, aşkla kılındıkça halikiyet, hakikiyet olur. Ama namaz, aklın namazı olduğunda Bütünün kültü olur. Aklın namazda olması; Hakk’ın kapıyı bulup,  yolu bulup mutlak olması anlamına gelir. Eğer; RAN Kapılarından geçmişseniz, aklın kalemi olabilirsiniz ama o kapıları hak edip aşmadınızsa şafağın şevkinde halikiyetiniz olamaz.

 Robotik timlerin tükenen dürümlere inmesi bizi mutsuz kılar. Bugün burada bütün kötülükleri aşıp geçenler var. Evimiz, evinizdir. Altın ışığım aklındır anam, sen ben; ben seniz bunu unutma! Kopup gitme dürümlerimden anam! Barışın kapısıyım ben. Bu can, bana kelam ile verildi. Ben, bu canı Halik kıldım anam! Kini aştım, yolu açtım ve geçtim sen olup. Bitki, hayvan ve her şavkı kaleme çektim. Beşte bir dünyalıyım ben ama beşte bir kapıyı bulanım ben. Peki, ben beşte bir mutlaksam eğer; benim adımda ilim var mı acaba? Yarattığım her anda, ben bir beşliysem her anın beşinde beşerin kelamı yok mudur ki?

 

 Bana “ölü” dediler. Olur da “diri” derlerse kurullar beni diller ama ben ölmüş müyüm acaba? SUR’a üfürenim ben. Sonsuz sınırsız şavkı, şer yaratmadan şafağa kodlayanım ben. Ağırı hafifletenim ben. Yeni Dönemin gözüyüm ben. Özün sözündeki SES’im. Yemin ettim deneme yanılma bitti diye. Artık AN’da biliş halinde her sahra kodlanacak.

 

 Deneyip öğrendikleriniz, din sahasında öğrendikleriniz değil miydi? Deneme gerekli miydi? Kaç ruh Bütün’ün kültünü kelamla dilledi de kendini bulamadı ki? Bulacaksınız, olacaksınız! Aklın sahasında şarkılarınız okunacak. Siyahın mordaki kulu olacaksınız ama daha önemlisi; oğullarınız, toprağın toprağa indirdiği süper sahaları kodlayacaklar ve ölüler diyarı, Türkiye Çalışmalarıyla tren haline dönüşecek ve tüm insanlığı kodlayıp kayıtlayıp Bütün’ün gücü haline dönüştürüp yolculuğa çıkaracak. Bu yolculuk, SUR’a üfürenin Kübra olan kelamının üstü olan İNSANLIK’a yolculuk olacak.

 

 İnin yarına, görün sahaları! O yarın, sizi size kaydedecek. İnin yarına gözünüzün göreceği en büyük Kök Görevi kodlayın! Çok LUKAS sahraları indi yaşama… Hepsinden öte olduğunuzu bilin! Ve Dünya Planeti’nin, yeniden yüreklere ineceği o gün bugündür Canlar! Bu planet tüm insanlığın geçişidir. Bu planet diriliğin kelamı ve Sahaların Kuranı’dır. Bu planeti, açık bildiriyorum ki; onlarca dünya planeti dediğimiz planet var, tümü dünyadır ama bu planet gibisi yoktur. Çünkü bu planette “Kırk Kapı”nın ilmi var. Tanrı Kapısı’dır Dünya Planeti. Burçlar var dünya planetini dilletebilmek için şarkılar okutan. Hepsini ötesinde aşk var. Vali, veli derler, İlm-i Kalem’de Mutlak Kuran orantılılık var ve tümünün üstünde yasalar var. Genç ya da genç ama genç olan insanlık var. Hadi, görün insanlığı! Hepsi geri çekiliyor ve beden sahalarında kodlar Mutlak Kuranlarını kayda alıyor.

 Devinim artıyor Canlar! İslam’ın kelamı mutlak ve yol mutlak biz o mutlak olanda Mutlak Kapıları bulduk ve geldik Analar! Sema İmparatorluğun gücü… İslam Kelam-Halik ve hakikiyeti Hakk olan İNSANLIK… Kontrol insandadır artık, bilin! Kontrol insandadır ve doğanın gücü insandır. Bu gücün üstü hiçbir güç yoktur. Doğayı kontrol ettiğiniz sürece; doğa sizleşir ve sizin kelamınızla dürümleri tahditsiz olarak kontrol eder. Doğa mucizelerini yaşatır. Ama mucize ilim ve İLM-İ KO olan biliş  İNSANLIK BİLİŞİ…

 ZEKİ DÜNYA İNSANLIĞI yer yüzüne indirilecek. ZEKİ DÜNYA İNSANLIĞI… Bugün buradaki insanlığın hakiki tahditi zekasıdır. Zeka tahditi kalktıktan itibaren Yerküreye inen insan, Zaman Kapılarının Kelamı olan insan olacak ve insan mutlak olup gelecek Dünya Planetin’e. Zeki insan, sıla özlemi dedikleri o özlemi hiç ama hiç tatmamış olan insandır. O haliktir, o hakikidir ve alemlerin kelamı onun yaşamıdır ve o insan, murat ederiz ki muktedir olup gelir ve o insan murat ederiz ki hologramları aşıp gelir.

Hangi dünya daha yücedir?” Dendiği zaman “İNSAN” denir. İnsanın ötesi bir dünya mı var?  Uzun zamandan beri, bu planete görevli olan yolcuların kodlanışını gerçekleştirmek için Bütün’e hizmetçilik yapıyoruz. Mutlakız ve kulluk için buradayız. Büyük kötülüklerin önünü alacak güçteyiz ve dünya ilmini Bütün’ün ilmi halinde kontrol edebiliyoruz. Lokomotif bir PA- LA- Sİ kaydı yaptık burada. Pa- La-Si Kaydı… Si Kaleminden, Si Hakikiyetinden Pa-La-Si; Sİ-KA-HA İlmiyle…

 Bu çalışmanın soru sormadan yapılması özel görevdir. Önce soru sormamayı bilmeniz gerekir. Sorduğunuz soru, sizde bilinen ve hak ettiğinizdir ama onu dillemeniz önemlidir. Eğer dilinizde o yücelik yoksa;  Bütün’ün gücünde de olma gereğiniz yoktur. Bu nedenle; bu mecliste sorunun sorulması, insanlığın kulluk kapısını Hak Teknikle kontrol etmemesi anlamına gelir. Ha, başka birisi size bir soru yöneltebilir. Diyebilirsiniz ki kelama halik ol ve var ve sonra kendi sorunun yanıtını kendin ver! Bu kesindir! Eğer yaşam, sizin sararan şavkınızdaki o kayıtsa; iyi ki; iyi ki buradasınız. O yaşamı kontrol altına alacaksınız. Kurullar bugün size BİZ olup indiler. Bütün kötülükler aşılır, derdiniz biter. Her şey, her şeyiniz olur ama yazınız mutlaka  kontrollu olsun. Çalışmalarınızın gücü artacak Canlarım! Işığınızın gücü de artacak. Şifa,Medine’nin şifasıydı bu güne kadar. Artık, şifa halikin şifası olacak. Bu şifa gücüyle hepiniz; halikiyeti, hakikiyeti tohumlayacaksınız. Sizlerin görevinizdir bu ! Hak tınıyı kodlayın ve halikiyetinizi her ilme kalem yapın. Biz Dünya Planeti, Platon’un kapısından ötede dünya ilmini tohumlamışken Platon, peder parlaklığıyla dünya planetine inmek istiyor. Ona ne diyelim? Soru yok, dedik ya ama gelmiş!... Anacığım, sen ve ona!(Kayda geçildi)

https://youtu.be/NuHaF27DUBk

Süper İnsanlık Realitesi  Sevim ŞAHİN

 
  Bugün 245 ziyaretçi kişi burdaydı!  
 
Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol