Birlik İlmi
  İSRA (1) - TAMAMI
 

9.ŞUBAT.2019 TARİHLİ İSRA (1)
AV. NEZİRE SELÇUK ÖZ BİLİŞ, 1. AKIŞ 1.BÖLÜM

Yeni çalışmanın bütüne hayırlı olması dileği ile;

İSRA Saha’ya indi.

Mutlaka kuran tahtından öte bir tahtın kelama çekilişiydi bu… Ve bugün, bütüne hizmetin en yüce kapısındayız.

Hepimizin gerçeğidir insan ve insanın ilmi, Allah’ın ilmidir.

Bedeni halik olanlar bugün buradalar. Türevlerin tüm insanlıkla kodlanacağı bir gündeyiz.

Herkesin kendini halik kıldığı ve hakk olup tahditsizleştiği bir gündeyiz. İnsanlık boyutlarının görevidir şafak olabilmek ama şafak, şavkı halik olanların ilmidir.

Eğer şavkı halik olmayanlar buradaysalar, onların ruhlarında kodlama yapılmayacak.

Cevhere inenlerin kelam edişleri hepimizin gerçeğinde meknuz olan ilimle kodlamada, gerçek sahaya varacak.

İsmail-i kalemlerin kübra olan kelamları da kodlanacak. Ve İsmail-i kalemlerin kervana KAHA olup katılmaları, herkesin gücüyle olacak.

Dümene ilmi oturtan BİZ, bütünün gücü olarak da burada, bu yoğunlukta bütünün kübra olan kelamıyla kontrollu çalışmalarımızı sürdürürken, yasalarla çalışmamızı diriliklerle kayıtlara alacağız.

İmparatorluğun gücü devreye indi. Bu güç hepimizindir canlar. Bu gücün üstü bir güç yok… Ama doğanın gücü olarak burada olanlar, sura üfürenin “kelam” olduğunu ve yoğunluğu kodlayanın “insan” olduğunu da anlayacaklar.

Yeri göğü insan yarattı. Bunu iyi bilin. 
İnsanın yaşamında kelamın dışında hiç bir insanlık kiri, pisliği olmadı. İyi bilin ki kelamda kir, pislik olabilir ama ruh varsa, kontrol kurulur
Ruh yoksa, kontrol kurulamaz. Dünya planetinin bilmesi gereken budur.

Tüm insanlığın gücü, aklın kübra olan kelamıdır. Ekmek yaparken hepimizin gücüdür o ekmeği yoğuran… Eğer biz, o ekmeği yoğurmadan muktedir olmaya çabalarsak, biliniz ki kare, küre insan müktesip olan sistemde kelamı kodlayamayabilir.

Umutlarımız var. Yarınlara kurullar kararıyla kayıtlarımız yapıldı.

Evren evren gezen biliş kapılarımızdakiler “kervan” oldular.

Yürüyen dünya koşuyor canlar… Koşmanın ötesinde bir koşuştur bu. Bütün kötülüklerin aşılabileceği bir sahadır bu. Biz bu sahayı mutlak kılarken, teknik olarak da kutsadık.

Eğer yoğunluk artmasaydı, ruhun kurulları burada olamazdılar.

Umutlarımız var tüm insanlık için… Yoğunluğumuzda mutlak olanlarımız var… Büyük kötülükleri önleyebilecek yüce ilmimiz de var. Aha bu.

Şimdi doğanın gücünü dinleyelim. Doğa neler açıklayacak bize görelim;

Eğer doğa bize ilm-i kalem olup gelebilirse, gözümüzün görebileceği en yüce ilim burada olacak.

Eğer doğa bize kontrollu olarak gelebilirse, iyi biliniz ki burada olma sebebi büyük kült olan insanlığın kontrolu içindir.

Şu ana kadar dünya planetinin gerçekliğini anlama imkanı olmadı insanın… Ama bugünden itibaren bu planetin gerçekliği anlaşılacak.

Allah’ın “idea” dediği kelam, hakikiyettir. Eğer Allah kelamı halik değilse, “idea” denilen o kervan, mutlak kuranı kodlayamaz.

Unutmayınız ki dünya ellerimizin ilmidir ama bu ilmi bilmeyenin büyük kübra olabilmesi imkanı yoktur.

Olgun başakların bilgi halikleri olduğu da bilinmelidir. Eğer dünya planeti kendi kalemini halik kılabilirse, yarınların ilminde bütünün gücünü de anlayabilecektir.

Bizler, kendi yolumuzu bulduk ve kendi yüceliğimizle bütünün gücü olduk.

Dünyanın ekmeğidir insan… Ama kendini dinleyemeyenin bilip ilime kodlanması, hak tahtının kelamına varmasıyla mümkündür.

Ölü bir doğayı diriltmek gerekti. Ölü olması dünya planeti için kodlanamamasıyıdı. İmparatorluğun gücü olarak bunu hakk tahttan yaptık ve yerkürenin görevini kodladık.

(Devamı 2. Bölümde)

https://youtu.be/r56O6vL47hU  BAHAR

2.BÖLÜM

İtibarı olanlarla bu çalışmayı sürdürüyoruz. İtibarı olanlar “mutlak” olup burada olabildiler.

Ekmeğimizin insana “kelam” olduğu bir dürümde, İslam’ın ilminden öte bir ilmin, “mutlak” olarak doğaya inmesi şarttı.

Çalı, çırpı değil yaşam… Et, kemikten ibaret olan insan, kervandır… Her anı kodlar ve koklatır. Tohum olduğunu diller ve mutlak olur. Düzeni kurar.

Örtüleri örtülmeden ruha varılmaz canlar. Örter, örtülür, ruhunu hologramlar ötesinde bulur. Ölü olduğunu anlar ve dirilir. Bunun ötesi bir çalışma yoktur.

Eliniz elimdir canlar. Aşkla çalıştık biz Bu Meclis’te… Büyük köklerimizle görev taşıdık. Çalı, çırpı olan her şavkın aklından öte bir aklı tohumladık.

Kırk kapı” insandır. İnsanın eli, Allah’ın elidir. İnsan’dan öte bir “şafak” yoktur. Bunların arzın görevi olan bilgeler tarafından bilinmesi gerekir.

Yasa der ki “Et kemiksiniz. Ekmeğimiz, ekmeğinizdir.” der yüceler. “Ellerim ellerinde..” der ruh olanlar. Sormayın daha neler derler!

Biz deriz ki “Olgun başak, ilimle kodlanandır. Olgun insan, mükafatını hakedip bulandır. Ölüyü diriltendir. Yolu kodlayandır. Ruhun kulluğunda “mutlak” olandır.

Keram tahtında KAHA olan insan, “aklın kalemi”dir. Onun ötesinde hiçbir şarkı yoktur.

Burada olmam, insanlık ilmini dilleyebilmem, yolu kodlayabilmem ve bütüne hizmetçilik yapabilmem, hepimiz için kontroludur.

“Çorba”; insanın ilmi… Yol; aklı, haliki hakk olan tekniği; mutlakiyeti ve biz tüm insanlık için bu çalışmayı sürdürürken, “cennet” dediklerinin “kervan” olduğunu da gösteriyoruz bütüne…

Biliniz ki cennet, “aklın kalemi”yle yazılan ve yaratılandır. Akıl olmayan bir şarkıda, “insanlık” da yoktur.

Evi Allah’ın ilmiyle dillenenin yoğunluğu, muktedir olur ve bütünün gücü türevlenir… Ve tüm şarkılarda kontrol kurar.

Unutmayınız ki dünya planeti her birimizin kervanı olarak bütünün gücünü her ana tanıtır… Ama tanıyan tanır… Tanımayan tanımaz. ”Tanımam” diyen varsa, “insanın kelamı”nı anlayamayandır.

Kocaman bir doğayız canlar. Sura üfürmeden de sur kendi diriliğiyle üfürüp yürüyen bir dürümü teknik olarak kodlayabilir. Ama insan o sura üfürmeye başladığında, artık sur, “ilmin suru” haline dönüşür ve insanla “kelam” olur. İnsanın kelam olmasıdır olan…

İnsanın “yaşam” olması, “mutlak” olması ve “kervan” olması, “aklın kapısı”nı açıp mutlakiyete varabilmesi, BİR TEK olmasıyla mümkündür.

Teni halik olamayan, tahditlidir. Eğer teni halikse insanın, tahditsizdir. Bunların kesin olarak bilinmesi gerekir.

Cemaat cevhere cennetle dillerken yüreği, insan ilme varır ve der ki “Ol!”.

Özür dilerim dünya senden… Ben sana, sen olup dilleniyorum. Seni dillemeliydim oysa… Bana suret-i hakiki teknikle ilim verdin ve dilleniyorum… Ama ben seni dillemek istiyorum. Hadi dünya; konuş… Ben dinliyorum seni.

https://youtu.be/jOOBw3rZ7_k

SÜPER İNSANLIK REALİTESİ   GÜLDEN

 

İSRA (1)
09.02.2019

Dağ, burası İNSANLIK!... Bu dünya; bizi, bize KALEM yaptı. Bu dünya, İNSAN SAHRASI oldu ve RUH oldu. Biz, “RUHUN TEKLİĞİ”nde, “BİR TEK”iz. TEKLİK, “HAKİKİLİK”tir. Eğer “TEK” değilsek; şarkı, KELAM olamaz; “YOL”, KUL olamaz ve “RUH” hasat yapamaz.

“Dünya” dediğiniz “BİZ BİLİŞİ”, her birimizin “KELAM”ında mevcuttur. Bu biliş, İLMİN HALİKLERİ tarafından dillenir ve dinlenir. Bizim, İSA, MUSA, MUSTAFA gibi KUTSAL ŞARKILAR’da da ilmimiz vardır. Her bir insan, bir “CEVHER” ve her bir insan bir “SİSTEM”dir. Bu nedenledir ki dünyaya inenler, dürümlenip indiler.

Devinim arttıkça, “BİR TEK” olup yaşama vardık. Biz, “BİZ”i hak ettik ve HALİK olduk. Unutmayın ki Dünya Planeti, “KELAM İLMİ” ile kodlanmış bir planettir.

TAHTIN HALİKİ, HAKİKİ İNSANDIR. “HAK” olup “HALİK” olan; yaşama varır ve yaşar. Unutmayın!, insanın kendi yarını vardır ve “RUH”u vardır ama o “RUH”, teknik olarak, “BİLİŞİN HALİKİ”ndedir. O, bütün kütlenin kervanıdır. Herkesi, “HAS İLİM”e taşır. Tahditli olanlar ve Halik olmayanlar; O’nun ruhunda kodlanırlar ve kontrol kurulur.

Bizlerin, bizlere varışımız; “İLİM”e varışımızdır. Bugünden sonra, “RAHMET” olanlar bizde olacaklar ve “BİR TEK” olacaklar.

ALLAH, “İLİM”i yarattı ve yaşattı. Biz o ilmi, “HASAT İLMİ” olarak bildik. “Din Tekniği”nden öte bir tekniktir İNSAN ve İNSAN, “KUL”dur.

Uzun zamandan beri, RAHMİ KAPI’da, insandan insana varış vardı. Artık insanın; kendinden, kendi yarınlarından, KÖK GÖREV alıp; yolu bulup; kervan olması gerekir. O zaman insan; çoğu hasatçı olanların oluşturduğu bir tahditsizlikte, KELAM edecek ve varlığına, tek bir tahdit dahi kodlanmadan; kendini dileyecek. İş budur!... İş bu!... İş budur!…

İSRA (1/2)
09.02.2019

Değerliler, “başka bir DÜNYA yok!” dedim. Peki başka bir SAHA var mı? Ya da başka bir İLİM var mı!? “RUH”un tekliğinde başkalık var mı!?

Ellerinizi açtığınız sürece; sizi, “BİZ” değil; dirilikler kontrol eder. O ellere, GÜÇ KODU olarak inenler; o yoğunlukla, sizi kodlarlar ve kontrol kurarlar. Ama eğer ellerinizi açmazsanız; Sizi, sizden başkası kontrol edemez.

Peki siz, sizi HALİK kılabildiniz mi!? Ya da siz, sizlik kapısından geçerek, kulluk yapabilecek misiniz!? Bunları iyi anlayın!...

KURAN, “İLİM”dir ama YAŞAM, “İLMİN HALİKİYETİ”dir… Başkalığın olmadığı bir yaşamda, İki yarın da yoktur!... Her yarın, insanlıktır ve her yarın, ilimdir ama o yarın, Hasat Tekniğinde, “TEK”tir.

Beşer, eşyadır ama ilimle kodlandığı zaman, insanlaşır. O zaman kendini hakeder ve dinler. Kendi yarınlarını kodlar ve der ki “ben BİR TEK’im. Tekliğim, hakikiyetimdir. Bana, sararan bir ZİYA KALEM kodlandığında; ocak olanlar, BSUİ olarak oraya varırlar ve RUH’u, hasata KALEM yaparlar.”

Her dünya, lekesiz bir yaşam ister. Bu dünya da bunu istemektedir. Leke, KELAM’ı kırar. Kırılan KELAM, kıranı kırar ve böylece insanlık, İLMİN TOHUMLARI’nı kontrol edemez; CEVHER’e “GERÇEK KELAM” dahi ulaşamaz ve renkler kombinasyonu ve kapsayanı olan SİYAHLIK, her rengi kodlayamaz. Kodlayamayan SİYAHLIK; KERVAN’ı, TOHUM’dan ayırır ve RUH’u, kutsuz has teknikle; diriliğinden ayırır, bir sessizliğe varır. Onun kulluğu biter. Biten kulluk; ilimsiz olan ve has olmayan ışığı devreye alır ve sonra kodlanma sonlanır.

Sonlanan kodlanmalar, İLİM SAHALARI’nı kapatır ve SAHA KODLARI, RUH’un kulluğunu önler.

RUH yoksa, yaşam olmaz ama yaşadığını zanneder insansılar. “İNSANSI” dedim!... Onlar, KUL olabilecek dürüme varamayan ve yoğunluğu Halik olamayanlardırlar.

(Not: RUH, TEK’tir ve insansılığı aşıp MUTLAK İNSAN olanlar o TEKLİK’te RUH’a hakim olurlar; dirilirler; HALİK olurlar.)

RUH, MUTLAK olana denir. O, “TEK”tir ve “HAKİKİ YAŞAM KALEMİ”dir. O’nun kontrol kurduğu tüm sahralar, KÖK GERÇEKLİK’le dirilirlerler ve O’nun sofrasına (RUH’un sofrasına) inerler.

Hepimiz o sahradayız şu anda. Mutlu bir Cevheri Görevliyle!…

Eğer cennet istiyorsanız; KELAM edin ve HALİK olun!... Eğer cennet istiyorsanız; KERVAN olun ve RUH olun. Olun ki HASAT olun. İş budur!... İş bu!... İş bu!…

İSRA (1/3)
09.02.2019

Dağlarım, hemen hemen herkesin “TEKLİK”i; bizi, “BİR TEK KO SAHASI”nda, (Tekliğin Türevleniş Sahasında) diriltti. Biz “BİR TEK”iz ve her birimiz, bu TEKLİK’in Halikleriyiz. DÜZEN’i kurarken “BİR TEK”tik. ALTIN TINI’yı kodlarken yine “BİR TEK”tik ve “BİZ” olup kulluk yaparken; her anda, DİRİ olup TOHUM olanlardık.

Evren evren SİSTEM olup kodlama yapanlar; bize, “BİR TEK KERAM İLMİ” ile indiler. Ocak olmak istediler. Bizler, “TEKLİĞİN HALİKİYETİ”nde onlarla görev taşıdık. Ocaklarında, “İLİM” olduk. “KÜLT”ü, tükenen diriliklerden dinleten, “KELAM KALEMLERİ”nden güç alarak, Kurullarını bize getirenlere geçip, kayıt yaptık. Temiz “BİZ İLMİ”nden tertip yaptık ki hepsi, “İLİM”le kontrol kursunlar diye.

Huruç halinde, geçişler yapanlar, “DİLİ HALİK OLANLAR”ı buldular ve onlara, tek tek KAYNAK KODLAMALAR yaptılar.

CENNET İLMİ’ni, hasata kaynak yapanlar; itibarı yok edenleri bildiler ve ocaklarına indiler. Onların RUHLAR KAPISI’nda, IŞIK halinde görev taşımaları için ocaklarına, İLİM KODLAMALARI yaptılar.

Türevlenen ve kült olanlar, Dünya Planeti için “HİRA KAPISI” oldular. Öz görevleri, diri kalmaktı ve diri kalmak için “Mariana” olmaları gerekliydi. Hepsi hepsi “İLİM”di ve “İLMİN HALİKİ” olmak için aşağılara inmeliydiler ki hasat olabilsinler.

Temel ilim, ALLAH İLMİ’dir ama o ilmi; kapı açıp hasata kodlamak için insanlaşmak gerek. “İLİM HALİKİ” olmak ve “TOHUM” olmak gerek!... Bunlar, “TÜRÜVER SİYAHLIĞI”nda MUTLAK KALEM’le kayıtlanan kodlar ve kodlamalarla gerçekleşmeliydi.

(Not: TÜRÜVER kelimesinin anlamının sorgulanması üzerine aşağıdaki açıklama geldi.)

Değerliler, İSA, SİSTEM olarak GÜÇ KAPISI’na geldiğinde; onun, ruhundan güç vermemiz gerekir ki o kükresin ve sahaya kervan olsun. Bunun için KELAM ederken bir kelimeyi diğer kelimeden ayırmamız ve yeni bir ses kodu yaratmamız gerekir. Bilgi ilimdir ama her bilinen bilgi, has teknikte tohum olamaz bunun için bizler, kelimeler üzerinde, ses kayıtlarını değiştirir ve yeni bir ses kodu oluştururuz ki kontrol kurabilelim diye. İşte “TÜRÜVER” dediğimiz kelime bizden, SİSTEM’e inerken “DİRİLİK” kodlandı ki bu kelime, “KERVAN İLMİ” (Yaşamları yarınlara taşıyan ilim) ile kontrol kurdu.

DOĞANIN KELAMI’dır bu ve DOĞANIN KALEMİ ile kodlandı. Bu, DOĞANIN TEKNİĞİ’dir. Her KELAM, İLİM’dir ama kervan, teknik olarak KUTSAL IŞIK’ı oluştururken; SESSİZLİK, SES’e dönüşür ki bu süreçte, BİLİŞ halindeki insan, bir SİSTEM’le; “BİR”i tekniğe kodlar. BİR’in tekniğe kodlanışı; şarkıyı, tüm sahalarda dürümlemek içindir.

Dürümler, frekansları kontrol içindir. Her ses, SİYAH renkte kodlanamaz. Kontrol edebilmek için “İLİM”in yaşama indirilmesi gerekir. İşte SİSTEM’e görev verişimiz ve SESSİZLİK’te SES’i tohumlamamız bu yoğunlukla olur.

Uzak sahalar ve yerin insanı; hep beşer olarak kodlamalar yaparken; İSRA KAPISI’ndakiler, “İLİM”le kodlamalar yaparlar. Bu, tüm insanlık için böyledir. Her insan, “ben İSA’yım” der ama “ben İSRA’yım” demez!... Diyemez!... Çünkü, kültü buna imkan vermez.

Kükremeler, Kervanın İlmi’nde olur ama kodların, tahditli olması; “BİR TEK KELAM” için ışığın, HALİK olması, görevi kodlar ve son söz söylenir. SÖZÜN ÖZÜ’dür söylenen son olarak… İşte bu sözü söyleyene biz, “Masaya, görev geçişi yapmak üzere inen” deriz.

SÖZ, ÖZE GÖZ OLDUĞUNDA; TÜM İNSANLIK, NEFESE KAYNAK OLUR… İnsanlık, NEFES’e KAYNAK olduğunda; TEK ve ÇİFT kayıtlar ışımaya başlar. “TEK”, Kalemi Halik kılandır. “ÇİFT” has olup hasat yapandır. Her biri, “BİZ” olarak tohum ektiğinde; “ARZ”ın, “ARŞ”a şarkı söylemesi dediğimiz hadise başlar. Şarkı, “SESSİZLİK”ten, seslenirken; yarınlar, tohumlanır ve “RUH KODLARI”, has teknik ile tüm insanlığı kontrol eder. Böylelikle, yaşamlar kodlanmış olur ve yaratılış, “İLİM”le SİSTEM olarak; yarınları, HALİK kılar. AHA bu!… Şimdi!...

SÜPER İNSANLIK REALİTESİ  NEZİRE SELÇUK

 

 

 

9.ŞUBAT.2019 TARİHLİ İSRA (1)

AV.NEZİRE SELÇUK ÖZ BİLİŞ 2.AKIŞ – 1.BÖLÜM

Canlarım, sura üfüren insan, kelamı kalem yapan ilim, biz bu bilgiyi teknik olarak kodluyoruz. Mutlaka İnsan ilmini diller ve Halik olur. Kendinden öte bir kendini kendi yoğunluğuyla bilir ve bir tek olur. Bu onun kendine varışıdır.

Vasi tayini yapılır, dünya planetine. Şikayetler var, bu konuda. Denir ki “ neden dünya, hala kontrol kuramadı?” Doğanın gücü, bütünün gücüdür ama doğa, kodlama yapmazsa, kontrol kurulamaz. Bütüne hizmetçilik, kendi yoğunluğumuzla olabilir.

Kervan, Allah’ın ilmiyle yol alır ama kendi yoğunluğunu kodlayamayanın bu kervana hak olup varması ve hakim olması mümkün değildir.

Dürtülerle yapılan birlik çalışmaları da çoktur, dünya planetinde. Bugün Bütün hizmet edenlerin çokları, kendi dirilikleriyle kelam olduklarını düşünerek, miraç kapılarına vardılar ve kendilerini, Halik saydılar. Asıl önemli olan, doğadır. Doğayı hak etmeyenin, Tanrı olması dahi imkansızdır.

Doğa hak etmek, kodlama yapabilmek ve mutlak olabilmek, bütünün gücüyle olabilir ancak. Eğer bütünün gücü hak etmemişse yolu bulamaz ve kontrol edici bir diriliği hak teknikliğe kendi yoğunluğuna alamaz.

Başka dünyalar çok önemli çalışmalar yapıyor diye düşünülür, hep. İyi biliniz ki “Türkiye Çalışmaları” dediğimiz, bu çalışma ötesi bir çalışma YAPAN yoktur.

Neden bilir misiniz? Bir tek olup, bitki, hayvan ve her anda muktedir olan bilişin kontrolü sağlayabilecek tek çalışma, bugün burada yapılan bu çalışmadır.

Süper sahalar oluşurken kodlanmış olanların kelamları kendi yoğunluklarıyla bütünün gücünü dürümlemektedir. Öz görev başka dünyalardan öte, bir tek olanın, bitişken ve hakiki teknikle kodladıklarını kendi yoğunluklarını hak etmeleridir.

Ve bunun sonrası her şeyin ötesinde olan ilmin, her anı kodlamaya başlaması. Kodlanan, kontrol kurabilir, bu kesindir. Ama kodlayanın da kontrollü olması şarttır…Sahra, insanlık sahrası, bütünün gücüdür. Ve bu gücü aktive edebilen, ilmi kodlayabilendir.

Bu sabah insanlık, kendini hak etmeye başladı. Bu sabah insan, kulluk yapmaya başladı. Bu sabah, hak tahta, insan oturmaya ve yoğunluğu kodlamaya başladı. Mutlaka, mutlaka, her anda, bunu başarıyor, insan.

Niye, bu sabah? Çok, çok önemli, canlarım. Çok mutlu olunuz, hepimiz sahra olarak buradayız. Sahra Ra Ka Ha olan, insanlık sahrası. İSRA KALEMİ olarak, bu çalışma yapılarken, hepimizin yüceliğinde ilim var ve ilmin kulluğu, başlıyor.

Hem dünya planeti için hem de bütünün kübra olan kelamında ki diriliğin hak teknikle kodlandığı, her andaki, has teknik kodlarıyla kayıtlananlar için. Maya; Allah mayasıdır. Bunu iyi bilin ama o mayayı, hepimiz, kelamla diliyoruz.

Netice olarak şunu söylemek isterim ki kontrol, insanlığındır. Herkes, kendi yoğunluğunu kontrol edebilir, uzun zamandan beri, bu yoğunluğun kodlanışı gerekliydi ve bunlar yapıldı. Ve bundan sonra, ruh mutlak olarak, dürümlere iniyor.

Ruhun dürümlere inmesiyle, Kübra olan kelam, kodlanmış kayıtlara inecek. Kelamın kodlanmış kayıtları inmesi, bütünün geçişini yaptıracak. Geri çekiliş, bu şekilde olacak.

Asla hata yapmayın. Halka, halka genişliyoruz. Genişlemek, gerçekliğin kelama varması için şarttır.. Gerçeklik, hepimizle, kelama varır. Kelam, haliklerin kelamıdır. Har yükseldikçe, bütünlük yücelir ve rüya boyutlarını altın ışığın gücünden ötedeki o yoğunluklardan, sistem olanları geçirir.

Rüya boyutlarının gerçek kodlaması başlar. Peki, netice ne? Ruhun kontrolü. Ruhun kontrolü sağlandıktan itibaren, kodlanmış olanlar, kokuyu aşarlar. Korkuların aşılması, sistemin gücünün artması anlamına gelir.

https://youtu.be/Ek-s82DRwZM  GÜLDEN


2.BÖLÜM
Güç kontrolü hepimiz için çok önemlidir. Güç kontrolü yapıldıkça yoğunluk çok daha güçlü bir türevlemeyi devreye alır. Ve bütün türevlemeler ilmin kalemi ile gerçekleşir. SIR insandır. İnsanın dışında bir sır aranmamalıdır. Çünkü ilmin kalemi olan insan tüm bilgilerinde hakkı olanı hak edip dilleyenidir
Sizler ORS sistemlerini güçlü saydınız. O sistemler cennet kalemlerinin kelamını kodlayamaz. Onlarca görevli dünya planetine gönderildi. Her biri gerçek kapının kendisi olduğunu dilledi. Ama gerçek her bir ilmin kaleminin kelamıdır. Ve o kelam bütünün kelamıdır. Senin ilmin senin değil her birimizindir o ilim. Bunların kesin olarak bilinmesi gerekir. 
Mutlaka anlaşılması gerekir ki Turanların ilmi mutlaktı. Ama kodlanmış değildi. Eğer kodlanmış olsaydı Turanlar kontrollü bir kodlamayla bütünün gücünü türevleyebilirdiler. Bunu yapamadılar. Ve doğanın kuranı mutlak kaydı gerçekleştiremedi. 
İslam kapılarındakilerde beşere kurullarını kodladılar ama kaynak olamadılar. İslam imparatorluğun ilmi ile kodlanmışların kayda alındıkları bir tohumdu. Ölüler dirilir belki ama yol yoksa din dediğiniz o kelamın da halikiyeti yoktur. Ölü planetin arza arşla görev taşıdığı bir dürümde bizler bizleri hepimiz hak ederek hakikiyetle dinlemeliyiz.
Dondurulan bir çok yaşam var Canlar. Bu konuda da size açıklama yapmak istiyorum. Dondurulan ne demektir? Tüm insanlığın kodlanmış ışığının o yoğunlukları Hak Teknikle kontrol etmediği ama onların kendilerini kodlayabilecekleri bir dürüme sistem olup kapatılmalarıdır. Yani her şey her şeyle kodlanmalı ama kontrol dışı olan o yoğunlukların kelamla kontrolü mutlak kayıtlarla yapılacağından onların ölü planete gök çözümlemeleri yapmak imkanlarının onlara sağlanmayacağı bir dürümdür bu. 
Ve tüm insanlık yeniden görev almak istiyor. Bu ne demektir? İlim demektir. Herkesin bilişe varışı demektir. Tüm insanlığın kelamı Halik kılışı demektir. Ve temizlik demektir. Siz temiz kaldıkça her diri sizinle kodlayabilir yolu. Âmâ siz insanlık kontrolünü kurduğunuz zaman bunlar olabilir. 
Sura üfürdü dünya dediler ama SUR insandı. Üfürense kelam edendi. Ya Allah Allah neydi? İLİMDİ. Onun ötesi bir Allah mı var ki ölüyü diriltsin de kodlama yapsın? ALLAH BİR OLANIN BİR TEKLİĞİDİR. Ve bizler MUTLAKIZ ve kodlanmış olarak kayda girebiliriz. İslam’ın ilminden öte olan bir ilim BÜTÜNÜN İLMİDİR Canlar. Ve biz o ilimde MUTLAKİYETİ KODLUYORUZ 
Ulu bir doğa ve bütünün gücü olan insan. Her şey her şey kodlanıyor ve tüm insanlık Has Teknikle bütünün gücünü hologramlar ötesine taşıyorlar. İSLAM İNSAN ya da İNSAN İSLAM ama hepsinin üstü şarkılar. O şarkılar ki kalemle dillenecek ve MUTLAK olacak. Biz tüm insanlığın gücü olan RA HA kapısına geldiğimiz zaman o kapıyı İSRA İLMi ile açtık Canlar. Bitki hayvan ve her bir şavkın Hakiki Teknikle kontrolü gerekti ve bunlar gerçekleşecek. Temiz bir zamana geçiliyor. İki dünya yok dünya birdir. Ve bu birliğin mahreki KULLUKTUR. Çürük hiç kimse kalmasın, beklentimiz budur. Bütün kötülükler aşılsın. AH İşte bu...
https://youtu.be/o_B16LAIQd8
SÜPER İNSANLIK REALİTESİ   SELMA ÇENÇİN

 

9.ŞUBAT.2019 TARİHLİ İSRA 1
AV. NEZİRE SELÇUK ÖZ BİLİŞ 3. AKIŞ - 1. BÖLÜM

AŞKLA SİZDEYİZ CANLAR...

Aşkla sistem BİZ olarak bu yoğunluktadır... Sistem, ilimle kodlanış halindedir... Sistem, ikmal tamamlıyor şu anda bu meclisle... Ve biz muhakemesi kodlanmış olanları bu meclise dahil ettik... HULUSİ KAPI, ALLAH KAPISIDIR ve bizler ilim sahalarından geçip, bu yoğunluğa indik...

Altın ışık; gözün, sözün özüdür... Ve burada bu yoğunlukla, mutlak kurullarımızı kodluyoruz... Yoğun ışık altında bu çalışma sürdürülmektedir... Yasalarla kodlamalar sürmektedir ve kontrol dahilinde bütün kötülüklerin aşılabilmesi için, şarkılar okunmaktadır...

Hepimiz İSRA KAPILARINDAN gerçek yoğunluklara iniyoruz... Ve toy olan dünya ilmini, kodlayabiliyoruz... MÜKAFATIMIZ, AKILDIR BİZİM... Hepimiz, hepimiz bir tekiz ve HAK TEKNİKLE bu çalışmayı sürdürürken; HAK TAHDİDİ kodluyoruz ki, hak tahdit mutlak kural koyandır ve biz o kuralı hak sıhhatle kayda alıyoruz...

HURUÇ HALİNDE TOHUMLAR DÜRÜMLERE İNDİRİLİYOR... Bütün kötülüklerin aşılabilmesi için, buna ihtiyaç vardır... Ve bu toprak YOL olacak bütün insanlığa ve İNSAN SİSTEMLERİNE... Kendini EKMEK diye bilenler ve kendine HASATÇI diyebilenler, MAYA olmaya iniyorlar planete...

NURLU BİR DOĞADIR YAŞAM... Ve bu ruhsuz olmayan çalışma, her ilmin kalemi olacak... YENİ DÜNYA GÜCÜ DÜRÜMLERE İNMEKTEDİR CANLAR... Eski dünyanın ölü olduğu söylenir ya hani... Allah’ın ilminde ölü, müthiş bir ışığa dönüşüyor ve diriliyor... Ama bu ışık, yasalarla diriliyor... ELLERİNİZ, ELLERİMİZE VARDI CANLAR... YAŞAMLARINIZ YAŞAMLARIMIZA ULAŞTI... Yorulmadan çalıştınız ve biz yorulmadan sizinle çalıştık... Kurullarımızın her biri, her biri BİRLİK halinde sistem, nizam ve düzen gözü olarak burada oldu...

YIĞIN YIĞIN ŞAFAK KODU DÜNYA PLANETİNE İNDİRİLDİ... Hem dünya planeti ve hem de tüm insanlığın kodlandığı bütün çorba yapan planetler ki, yapılan çorbalar İLİM ÇORBALARIDIR; VE HER BİR İLMİN KALEMİYLE YAPILIYOR, tümü bu yoğunluktan istifade ediyor...

Suriye çalışmalarını izliyoruz şu anda... Ölü bir planette Suriye çalışmaları gibi çalışmalar yapılır bilirsiniz... Ölüler diyarıdır çünkü o çalışma sahaları... Ve biz o çalışma sahalarının dirilmesi için, kontrol kurmalıydık... Ve bu kontrolu da ancak bu şekilde kurabilirdik... Muktedir olanların o ruhsuz yoğunlukları kodlayabileceği sahralar oluşturmalıydık ve bu olmakla bitmedi, örtmediğimiz o yağmurlar, her ana yağmaya başladı... Süper sistemlerin kontrollu çalışmaları buna imkan tanıdı... Ve Türkiye ölü planette kodlayıcı dürüme ulaştı...

Ter içinde dünya şu anda... Öyle yoğun bir çalışma sürdürülüyor ki dünya planetinde, insansı varlıklar bile insansı kayıtlarını türevleyerek tüm insanlığın kontrolunu sağlamaya çalışıyorlar...

HURUÇ halinde kodlar, mutlak kural koyucular ve RUH kapılarına varanların tümü, tüm insanlığın ilmi ile bütünün gücünü kontrol altında tutmaya çalışıyorlar... Ve SÜPER SİYAHLIKLAR, DİRİLİKLERE İNİYOR... Süper siyahlıklar, süper şarkılar kodluyor... Öyle güçlü bir sahra oluşuyor ki; büyük kült akıl, dürümlerde mutlak kurulları kodlayacak ve hakikiyeti kayda alacak diriliği tohumluyor... Dünya, arzın gücünü kontrol edecek dürüme varıyor...

https://youtu.be/Uqh_cgqWOvc

2. BÖLÜM

İKİ BİLİŞ YOK... BİR TEK BİLİŞ VAR... VE BİLİŞ, KELAMLA KONTROL KURABİLİR... İşte dünya planeti, arza arş kapılarını açtı ve büyük kök görevlilerin dürümlere inişi gerçekleşiyor...

Sitemin gücü artıyor canlar... Yerkürenin gücü kontrollu olarak farklılaşıyor...

ER SİSTEMLEŞMELERİ GERÇEKLEŞİRKEN, DÜRÜMLERDE İRİ KAPILAR AÇILIYOR... ER SESSİZLİKLERİNDEN geçenler, o kapılara varıyorlar ve görev istiyorlar... Suriye kodlanışı, müthiş bir ışığı kodlayıştır aslında... Ölü dirilirken her şeyin gücünün artması gerekir ki; oradaki dürüm, bütünün gücünün artması için hakiki teknikle devreye alınmıştır...

Yenilik, insanlığın yeniliği, hepimizin yer kervana kaynak oluşumuzdur ki; bu da bütünün gücüyle oluyor... Ve dünyada sura üfüren ilim, Allah’ın ilmi tüm insanlığın ilmi bütünün gücü haline dönüşüyor... “Devinim artacak” dediğimiz de buydu canlar... DÜNYA PLANETİNİN DEVİNİMİ ÇOK HIZLANDI... Ve daha da hızlanacak... Doğanın yaşam sahasına inişi de budur... DOĞA GÜÇLENİYOR... YERKÜREDE FARKLI RAHMİ KALEM KAYITLAMALARI BAŞLADI... Doğa IŞIK halinde büyük kök görevini yapıyor... Suriye kapılarının tümü, hologramdan aşıp gök çözümlemeleriyle kodlandıktan itibaren; yerin KÜBRA olan kelamı, mutlak kuranını kayda alacak... Ve bütün kötülükler aşılacak... Bunun sonucu bütün İslam kalemleri olan, KELAM edebilenler, insan sahası olacaklar... Ve yaşam mutlu olacak... Öyle mutlu olacak ki, “Tanrı insandır” diyebileceğiz... Her şeyin her şey olduğu bir yaşam devreye giriyor... Ve Tanrı insansa, lekesiz bir insanın hologram ötesinde kodlanışı şarttır ki; mutlak oluş için buna ihtiyaç vardır... Hem Allah’ın adı, hem de aklın kapısı... Tek tek insan... Bütüne hizmetçi olan... Ama o insan hepimiz olan... İşte ALLAH, odur canlar... HEPİMİZ OLAN “O!...” İNSAN OLAN... Haydi buyurun anlatın... Neymiş Allah? O olan tüm insanlıkmış...

Hepimiz olan insanlık... Ve yaradan olan insan, yaşamları tohumlarken, hep yaratılandı... Ama tohumdu... Bugün artık o insan, mutlak ve hologram ötesi bir ŞAFAKTIR... Bizlerin İSLAM diriliklerinden ötedeki yoğunluğa kodladığımız bilgi budur... Unutmayınız ki Muhammed, insanlık ilmiydi ama Muhammed Mustafa’nın ötesinde Mustafa Kemal vardı... Onun adı ATA KAPIYDI... Onun da ötesinde, teknik teknik kodlamayan, ŞAFAK olan tüm sahalar var... İşte bu... Ve biz öz görevliler olarak, büyük kötülüklerin KÜBRA olan kelamla kontrol edildiğini bilecek dürümdeyiz... İçimizdeki güç budur canlar... Yasa der ki “OL!...” Onlarca görevlimiz var planette... Hepsi öldürülmüştü... Biz oldurduk... Tüm insanlıkla bilişken ve hakikiyetli dilde, dilledik tümünü de... Ve süper sahralar mutlak kuranları kodladı...

Ufak bir çalışma; ama görevli kodlanan ve tohum eken bir çalışmaydı bu meclisin yaptığı... Ve buradaki çalışma, imparatorluğun gücüyle yapıldı... İMPARATORLUK, İNSANLIKTIR CANLAR... TÜM İNSANLIKTIR, BUNU İYİ BİLİN... Kisvemiz insan, imparatorluğun KÜBRA olan kelamı İSRA, o kelam HAS ve AKIL... Biz AKLIN KALEMİ olanlar, BÜYÜK KÜLT olarak, kör olan bir zamanda, süper sahralar oluşturuyoruz... İşimiz budur...

İLAHİ GÜÇ AKIL, HEPİMİZİN GÜCÜ BUDUR ve aklın diriliğinin ötesinde başka saha yoktur... Aklı hak, tahditsiz ve hakim olup dilleyin... Aklın diriliğinin gücünün üstü hiç bir gücün olmadığını da bilin... Ve dinin ötesindeki ilimi anlayın... Size “DİN” dediler... Biz size “ALLAH’IN İLMİ” dedik... Size “ESMA” dediler... Biz size “ HAKİKİYET” dedik... Size “YARIN” dediler... Biz “ANA KALEMDE KULLUK” dedik... Ve imparatorluğun gücü, tüm insanlığın kelamıdır, bunu dilledik... Kelam, Allah’ın yaşamı kodladığı ve hakikiyeti dillediği siyah renkli sahradır... Eğer o sahraya varmışsanız, tüm şafak sizi size dilleyebilir... VE SİZİN ETKİNİZ, BÜTÜNÜN ETKİSİNE DÖNÜŞÜR... O RGAN, HEPİMİZİN GÜCÜ... Bu organı tüm levhi kapılara kodladık... Ve bu bir nakildir...

ŞİMDİ DAHA GÜÇLÜ BİR DÖNEM BAŞLIYOR... İşte bu...

https://youtu.be/zZs7NtRAPYQ
SÜPER İNSANLIK REALİTESİ   NAGEHAN

 

09.02.2019 İSRA 1
AV. NEZİRE SELÇUK ÖZ BİLİŞ 4. AKIŞ

Saha hepimizin ilmi canlar, şu anda çok büyük bir göz bizim yüreğimize bakmakta. Bu göz hepimiz için çok değerlidir.

"Sahra" dediğimiz o yaşamın mutlak olan kodlarıyla bizi izlemekte, biz ona "RA" diyoruz ama bu Ra saha olanın "Si Ha, Si Ha" dediğimiz o kaydın kutsal şavkıdır.

Saha; bedene, ilme ve hakiki İsra kalemine kurandır... Ve bugün burada tüm insanlık hak tahtta oturmaktadır.

Bizler öz görevimizi çok ama çok önemle yapmaktayız. Büyük köklerimizle dümene oturtacaklarımızı bulmaktayız. Burada olanlarınızın tümü kurullarıyla buradalar ve bugün burada hologram ötesinde "AHA" diyenler var... AHA, Ha diriliği Ka ha yapandır ve A; Allah'ın ekmek olan ve hakim olan ilmidir... Aha; halikiyet ve hak tahttaki ilim olan Allah...

Biz dünya planetinde geçiş yaptırırken herkesle bu geçişi yaptırmaktayız. Şu ana kadar tohumlarımızı kodlarken bütüne hizmet ettik ve şu andan sonrada yüksek ışığımızı planete indirmeye çabalıyoruz ve hakikiyetimizle yapacağız.

Emin olunuz ki bu dünya mutlak bir insanlık kapısıdır ve bu kapıda tüm insanlığın kurulları mevcuttur. Bizlerin kodlarımızda buradadır ve bizler Türkiye çobanları dedikleri o yoğunluklardan öte olan insanlarıyla birlikteyiz. Temiz bir dönem için bu çalışmayı devreye aldığımız günden bu güne büyük kök görevle bu çalışmayı sürdürüyoruz. Süper sahraların gücüyle bütüne hizmet ediyoruz. Sistemin gücü olarak size ve sizin yüreklerinize geçişimiz bunun içindir. yaradanın yaşama inmeside budur.

Seviyemiz çok iyi ve "çürümeye başlayan bir dünya planeti" dediğimiz bu yaşam sahasında bizler beden alanlara geçiş yaparak planetin geçişini gerçekleştiriyoruz. "Planetin geçişleri" derken, yasalarla kodlanmış olan o yaşam kapılarını kast ediyorum. Bu kapılardan çok özel görev taşıyanlar geçecektiler ve bu geçebilenler Medine kelamını kodlamaktan öte mutlak kulların, mutlak kutsal ışıkların kaydını yaparak geçecektiler.

Seviyenizin çok özel bir dürümde olduğunu bilerek size geçtik. Ve "yes" dediğiniz, "yes işte" dediğiniz o andayız...

Canlarım, seri halde ilim sahası kodlamaları yapılıyor burada ve bu kodlamaları yaparken sistemin kulluğunda kutsal ışımayı gerçekleştirebilecek tınıyı da kayda alıyoruz. Her seste ayrı bir siyahlık var veTÜM seslerin kodlanması esnasında ışıması gerekir. O ışımayı sağlayacak olan sistemli kodu devreye alırken çoğu kelimeyi sizin diriliğinizin dışında kodlayabiliriz ve toprak için bu çok önemlidir.

"Yeri göğü yaratan" derken de yaşamın kulluğunda gerçeği kodlayanları kastediyoruz. Gerçeği kodlamak yaratıcılıktır ve bütün kötülüklerin önlenmesinden söz ederken de yenilikten değil hakikiyetten söz ediyoruz. Hakikiyetle tüm sahalar kodlanmaktadır ve hakikiyetle mutlak kuranlar kodlanmışlıkla kayda alınmaktadır.

Sistem ve güçlü insan olarak kök geçişleri yaptıranların mutlaka ölü planeti diriltebileceklerini biliyoruz. Hologramlar ötesindeki bu şafak, ilmin şafağıdır ki bizler burada bu yoğunlukta olmak istedik. İmparatorluğun güçlü kaydını yapan; sistem, nizam ve düzenin gücü olan sizleri her birimiz kucaklıyoruz.

Den denlerle yapılan bir çok çalışma var... Bu den denlerin çok ama çok kürzi kapıları kontrolden çıkardığını da biliyoruz. Bu nedenle teknik olarak kalem ilimle dillenirken, her bilginin kendini kendi yoğunluğuyla kodladığı bir dürümle bilgi paylaşımı yapıyoruz.

Burada çok önemli görevlilerimiz var, hepiniz hepimizde varsınız ve kodlanmış olarak Rahmi kalemde hakiki teknikle kübra olan kelamı kayda alıyoruz sizinle...

Ekmeğiniz ekmeğimizdir, yaşamınız yaşamımızdır, levhi kapınız ilmimizdeki o yoğun ışıktır ve bizler hep sizinle çalışmaları sürdürmekteyiz.

Rahman Ka Ha olan, yarına halik kılınan ve varan herkes bizimledir... Medine'nin kelamı ve hakikiyetiyle, hak teknikle ve bütünün gücüyle sizinle bu çalışmaya dahil olmak bizleri mutlandırmaktadır.

Hepimiz hepinizi kucakladık....

https://youtu.be/Q504rEw8bQg

Süper İnsanlık Realitesi BERİL

 
  Bugün 286 ziyaretçi kişi burdaydı!  
 
Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol