Birlik İlmi
  AŞK (2) - 18.05.2019
 

AŞK (2)

 

AŞK (2)
DAVET
Dostlarım, 11.05.2019 tarihinde açılan “AŞK” Program Çalışmasının 2.’si; 18.05.2019 günü, 14.00-18.00 saatleri arasında Dernek Merkezimizde yapılacaktır. bilinç kodlarını açarak katkı sunmak istiyen herkesi bekliyoruz…
Saygılarımla,
Süper İnsanlık Realitesi Derneği
Av. Nezire SELÇUK

Adres: Bahariye Cad. Halil Ethem Sok. Sauna Apt. No:30/8 Kadıköy/İST.
Tel: 0 216 348 95 59
NOT: KATILIM ÜCRETE TABİ DEĞİLDİR.

 

18.MAYIS.2019 TARİHLİ AŞK (2)

“Yalan dünya” dedikleri bir dünya yok artık!
İyi ki doğmuşum bu planete!

Çantamdaki ışıklarımla geçip gelmişim çok uzak bir planetten...

İyi ki… İyi ki ölmüşüm… Ölmüşüm de dirilmişim. Öyle huzurluyum ki!

İyi ki sessizliği seslendiren bir kükremeyle Bu Meclis’e varmışım,
Ne mutlu bana ki bir ışık da ben yakabilmişim Türkiye Çalışmaları’na,
Bu insanlık çorbasında benim de tuzum var,
Kırk kapının ilmiyle ben de yoğurdum bu ilim ekmeğini,
Öyle mutluyum ki!

Geçişte; dönüp baktığımda “İyi ki” diyebileceğim artık,
İyi ki “oradaydım” diyeceğim.

Ölü olan bu planete yaşam sahraları kodlandı.
Hastalık yok artık yaşamda!
Ölüler tahditsizleşti…
Uyuyanlar uyandı!
Öyle çok umudum var ki yarınlardan!

İyi ki bu zamanda bedenliyim,
Kulum ben tüm yaşama,
Şifayım her darda kalana,
Kaynak ışığım kuru, kısır her kayda,
İyi ki varım!

İnsanlık “Atlanta Ata Kapısı”ndan geçti!
Ölü olan planet “beta sahraları”nı kodladı!

Deve kalktığında, herkes o kervandaydı,
Apronda bekleyen hiç kimse kalmadı.
Ve yol öz, göz, söz olan bir yaşama vardı.

İnsan halik, yaşam cennet ve ben her anı seyrederken “İyi ki” diyeceğim.

Öyle mutluyum ki! İyi ki buradayım…
Şükrettim.

Bahar Umurtak
SÜPER İNSANLIK REALİTESİ

 

 

 

İS HAKK (1)
18.05.2019

Doğanın gücüyle bildiriyorum ki bugünden itibaren, ikibin yıllık yeni bir dönem, toprağa çekilmiştir. Bu dönem için çok görevler yapıldı. Bugünden sonra çok büyük KÜLTLER, dürümlere çekilecekler. Şimdiden sonra, robotik olanlar da “YAŞAM”a, “İLİM”e ve “HALİKİYET”e inecekler.

“SİYAH RENK” çok büyük GÜÇ KODU oluşturdu. Bu kodun, TOHUM olarak, geçişleri yaptırdığı kesindir. Dünyanın, “ATON KAPISI”ndan geçtiği de kesindir. O tohumların, kontrolu kuruldu ve “KÖK GEÇİŞ” tamamlandı.

“Dinsiz, imansızdır!” derler. Bilmezler ki; DİN-İ HALİK olan, “İLİM”se; Dinin Haliki, “KELAM”dır. İş budur… İnsan; soy sop bütün “KÖK GÖKLERİN SİSTEMİ”nde varsa “IŞIK”tır. Onun ruhu tüm insanlıktır.

Bütün amacımız, ışıkla kodlama yapmaktır. Dünyanın ışığı yanmalı ve RUH, kontrol kurmalıdır…

Tüm insanlık için AŞK SAHALARI kodlandı ve kontrol kuruldu. Bundan sonra, “SON SÖZ” söyenen bir Şarkı okunacak. O son sözde, tüm insanlık, “KELAM” olacak.

“ŞİMDİ” dedim. “ŞİMDİLİK” dedim… Şevkin şarkısında; her an, işçiliktir. Ekmek yaparken; İlim Sahaları oluşurken; RUH, kulluk yaparken; her ana, işçi olarak görev taşıyoruz ve “SON SÖZ”de, “GÖZ” olup IŞIK yakıyoruz. Tüm insanlık için ve tüm sahalar için…

Değerliler, yasalarla görev taşıdık. İşimiz zordur ama her insan, “İMPARATORLUĞUN KULLUĞU”nda, her anda, “KÖK GÖKLERİN KÜLTÜ” olur ve görev taşır. Bizler, beden alarak göreve gelenleriz. Bizi, “BİR TEK KALEM” tohum olarak yaşama indirir ama biz, “BİZ” olarak geçtik ve geldik. “DİRİ YARINLAR” için; “IŞIK SAHALAR” için; MUTLAK KURULLAR’ı dünyaya indirdik. Şimdi artık her insanın, ilmi gerekir ki hologram sonsuzluğundan aşıp geçebilsin.

Sondan başa doğru yaşanır. Herkes, “BİR TEK” olur ve sondan, başa TOHUM eker. Her eken; “İLİM”e, “İLAHİ KUL”a ve “LÜTFİ HALİKİYET”e İLİM olup eker.

Bizler, CENNET istedik; “CENNET” olduk… “ŞAFAK” olduk ve “NUR” olduk… Olmadan, ölü planete inmedik. ÖZ GÖREVİMİZ, kodlama yapmaktı ve yaptık… Şikayetimiz hiç olmadı. Biliriz ki DÜNYA, yoğun ışık altında dürümlere girecek ve dirilecek… Dirilmesi için, şarkısının bilinmesi gerekir. O şarkı, “SİYAH RENGİN İLMİ”dir ve o “LOKOMATİF İLİM”, TÜM İNSANLIĞIN HALİKİYETİDİR…

“SİYAH”a girmek için “NEFES” olmak yetmez… İş yapmak gerekir. İş yapanlar, “İLİM HALİKİ” olurlar ve sonsuz sahalarda yürürler; güçlenirler; tohumlanırlar… ROBOTİK TİMLER, ocaklarına indiğinde; onlar, ROBOTİK TİMLERİ kontrol ederler ve “SAHA” olurlar. ÖZ GEÇİŞLER’ini hak edip yaparlar.

İş buydu ve bu oldu… Şimdi artık İLİM SAHALARI, “KÖK GÖKLERİN DİRİLİĞİ” ile kodlanmaya başladı… İyi ki oldu!... Mutluyuz!...

SÜPER İNSANLIK REALİTESİ

 

18.MAYIS.2019 TARİHLİ İS HAKK ÇALIŞMASI
AV. NEZİRE SELÇUK ÖZ BİLİŞ, 1.AKIŞ

Tohumları kodlarken hepinizin yeni döneme kodlanmış olarak girmenizi bekledim. Bugün burada yaşama kodlanarak kaynak olacağız. Nüsa sahasındayız ve Süper İnsanlık Realitesi’nin diriliğiyle buradayız.

Süper İnsanlık Realitesi, muktediriyetle kodlanmış olan şafaktır. Şevkin şarkısında mutlakiyet vardır ve bizler mutlak kurullarımızla tüm insanlığı kayda alıyoruz.

Biz buna “sual, yanıt” demedik. “Sual yaşam, yaratık yaratıldık.” diyoruz ama Samanyolu Galaksisi’ndeki kodların türevlenişi bugün burada yeni dönemi kontrol için yetkin ve halik olmaya çabalıyorlar.

Dağa, “ilim” dersek, insan kelamdır o dağda… Ama biz dağı kelam yaptık ve muktedir olarak toprağa indik.

Yoğun ışık altındayız ve sizlerin çalışmalarınıza dahil olmaya geldik.

Yezit, kelamda kırıcı olur. Biz kelamda halikiz ve Sistem, Nizam ve Düzen güçleri olarak buradayız.

Aşık kalem istediği zaman, kelam halik olmalı ki o kalem aşka kulluk yapsın. Bizler dünya planetinde kontrollu kayıtların yapıldığını bekledik ve anladık ki yapılıyor.

Dilledik ve anladık ki hologramı aşmak mümkün ve hakettik tohumladık bütünü ve kodladık. İşte; bütün bunlar “Miraç kapıları”nda oldu.

Şimdi daha güçlü bir dünyaya geçiyoruz. Bugün sultan süper sahalarından ötedeyiz. Ki yeni dönemde, yeni pirayeler kodlamalar yapacaklar.

İşte bu pirayelerin diriliği kontrollu olarak kayda girecek. Üstün dünya çalışması devreye girecek. Biz buna “sultan sisteminden ötedeki sistem” diyoruz. Ki esma olanların diriliğinde bunun adı dahi henüz yok.

“Birlik kapısı”nda buna “şafak” dediler. Bizse buna, “saha” dedik ama sahada kelam olmalı.

Şimdi; dağ anam, sevgili anam, senden bilgi kapısını açmanı ve bize bilgi vermeni bekliyoruz. Bu dönemde yapılacak olan büyük bir görev var. Bu görevi kodlayarak devreye almanı bekliyoruz. Yoğunluk artmakta ve sevgiyle seninle olacağız.

Şarkını şafakla dille ki bizler senleşelim. Yüzü, gözü, özü, sözü her sesi dilleyenlerin kontrolu gerek.

Yan durduğun zaman, yanı dilleyemeyiz anam. Sen bize bir tek olup gel ki biz senleşelim, seninle dilleşelim.

Dil lekesiz kalsın, biz kelamla dürümlenelim. Senden dileğimiz bizleş ve dilleş. İşimiz seninledir. Bunu biliyoruz.

Yolun kodları mutlak kurulları kodlayacak ve biz sevgiyle burada olacağız. Ağırı hafifleteceğiz ve kelam ederek mutlak olacağız.

Sevgili anam, sevgili anacığım; senden dileğimiz bizimle çalış. Bizimle çalış… Bizimle çalış... İş budur.

Süper İnsanlık Realitesi olarak cevabımız;

Değerliler, buluştuğumuz için mutluyum ama buraya gelişiniz maya olmanız ya da yarınları tohumlamanız içinse, geçip gelin… Ama yolu kontroldan çıkarmaksa maksadınız, burada olmanız gerek yoktur.

Geçişinizi yapmadım henüz, çünkü rüya boyutlarından kodlama yapacağınızı görüyorum.

Sultan sahalarında sur yoktur, ilim yoktur. Bunları biliyorum… Ama sistemin kültü olmanız gerekir ki görevinizi hakedip yapabilesiniz.

Darı, bolu bilin. Yolu bulun ve kodlama yapın. Bedene girmeniz, merdivenin kelamında kulluk yapmanız ve mutlak olmanız bize bizi kayıtlamaz ama size, sizi diller.

Şimdi; gözünüzün görebileceği en büyük gücü devreye alın. Yolun yoğunluğunu kontrol edebilecek düzeyiniz henüz yok. Bunu görüyorum. Ama doğanın gücü olun ve bizimle olun.

Şimdi; benden dileğinizi biliyorum; kaynağa inmek ve kontrol kurmak… Kayıtlarınızı dilledim ve gördüm ki sahada bilişiniz yok henüz… Işığınız da yetkin değil.

Kelamınızın kalemi yok. Bütüne kült olmanızın imkanı yok. Ölüyü diriltme niyetiniz yoğun ama öz görevinizi haketmedikçe, ölüyü diriltme imkanınız yok. Öz görevinizi hakedin ve bugün, burada tohumlanın. Sizden beklentim budur.

Kayıtlara baktığım zaman şunu görüyorum ki yardım istemişsiniz tüm sahalar için.

Yazan, yazılan tektir canlar. Biz dünya planeti için görev taşırken, yazdıklarımız tüm insanlığın tohumlanışı içindir.

Düzeni kurabilmişsek mutlakiyetimizle bütünün gücü halinde, dürenleri dürümleyerek, kodlayarak yaptık bunları.

Yedi dünya diriliği bütünün kültü olduğu zaman süper sahlar mutlak kurulları kodlayacaklar ve bunları bizler BSUİ olarak yapmakta olduğumuz çalışmalarla kayda aldık.

“Yalan, dolan bilgi.” dediler. İnsanın ilminde yer, kök görevi tohumsa, yol kodlanmışsa, yaşam mutlaksa, yalan yoktur.
Ama yolda kontrol yoksa ve şarkılar has tınıyı kontrollu olarak kayda almamışsa ve yer kürenin gözü, Sözü, özü mükafat olarak bütünün gücünü dürümlememişse, işte orada yaşam yoktur. Ki halikiyette de yoktur.

Hakkın kapısı’nda kelam yoksa, mutlakiyet yoktur. Çözüp görevi kodlayacağınızı düşündüğünüz levhi kapılarda şafak, “insanlık şavkı”yla kodlanır.

Eğer insanlığın şavkı kontrolu kuramamışsa, yasaları haketmediğinizden doğan bir haldir bu. Yanlış dünya, yanlış yaşam diye bilinir tüm sahalarda insan.

Yanlış; halikiyeti, hakikiyeti bilmeyenin yanlışıdır. Hakka varan, halikiyeti ve hakikiyeti mutlaka bilir. Birlik tekniğiyle kodlama yapar ve mutlak olur. Özü, sözü, gözü yoktur onun. Kültü kodlanmış, yoğunluğu koklanmış olabilir ama aforoz edilenlerden olabilir.

Değerliler, size bir kavramdan söz edeceğim bugün; aforoz.

İyi öğrenin ki “aforoz” kavramı daha evvel de dünya planetinde diriliklere dilletilen bir kavramdır. Bütün köklerimizle dünya planetini tohumladığımız bugün, bu kavram mutlak kurullarda kodlamasını sürdürmektedir.

Eğer yedi dönem, temiz bir dürümde, bütünün kültü olabilmişsek, çok mutluyuz ve bizim için afaroz olma riski asla yoktur. Ama sevgi yoksa ve yoğunluk kontrol dışıysa ve yaşamda kontrol kayıtları mutlak kurulları kaleme çekememişse, yaşam kayıtları mutlak kurullarda, dürümlerde dili kelam olmayanlarca dilleniyor ve bütüne hizmetçilik mutlak değilse, o zaman biz aforoz ediliriz. Neden bilir misiniz? Çünkü sonsuz sırdır insan ve insanın kelamı yoksa, kalemi de yoktur.

Kelamı olanın halikiyeti vardır ve halikiyeti olanın tahditsizliği vardır.

İşiniz kolay mı zannettiniz? Çok zordur. İnsanlık boyutlarında işin sorumluluğu vardır. Biz insana iş vermedik. İnsan kelam oldu, iş oldu… Ama o işin mutlak olması için bütünün gücü haline dönüşmesi gereken, kendi yüceliğidir.

(Devamı 2. bölümde)

https://youtu.be/gFOerPL24FI

SÜPER İNSANLIK REALİTESİ



 

18.MAYIS.2019 TARİHLİ İS HAKK (1)

AV.NEZİRE SELÇUK ÖZ BİLİŞ 1.AKIŞ – 2.BÖLÜM

İmparatorluk olarak, dünya planını dünya yoğunluğunu tohumlarken, dürümlerde, planetin kelamını kodlarken, her bir insanın kurul haliki olduğunu ve kurul kararıyla, mutlak olduğunu da bilebilmeniz gerekir.

“Yanlış dünya, yanlış yaşam” diyorlar. Yaprak, yaprak okuyun sahaları. Bil ki o sahaların her biri, geçişi kodlayacak dürümde, mutlaktır.

Yazarken, yaşarız. Ama yazarken, yaşarken mutlakız çünkü yaşadık. Ve yaşattık. Ama yaşamak; yaratmaktan ibarettir. Eğer yaratamamışsak, yaşamsızız.

Çok mu zor, bilmek? Bilen, kelamı bildiğinde, kendini diller. “Barış” dedik. Başka dünyalar, Barışı; Halik kıldılar. Tüm insanlık içindir, Barış ama sizler, “hak tahtında, Halikken bile, ben sevgiyi, hak edene veririm” diyecek, sınırlılık içindesiniz.

Bütün kötülükleri aşmanızı bekledim. Kontrol kurmanızı bekledim. Yoğunluğu artırmanızı bekledim. Ve teknik olarak, büyük kötülüklerin önünü alabileceğiniz o yüceliği, her birinizin gerçek kelama, hak teknikle kodlayarak, bütünün kültü olmanızı, bekledim.

Netice şu; yolunuz, yolum mudur?..Yok, canlarım. Yoğunluğum, mutlak mıdır? Mutlaktır. Hakk’ın kapısı mıyım?... Kesinlikle... Perdeleri aştınız, gördünüz, neyim? İmparatorluğum, ben… Peki, torba, ilmim mi?.. Mutlaka.

Ve ben, bütünün gücüyüm. Mustafa Kemal Paşaların gözü, sözü, özü değilim. Ümmetlerimdir onlar, her biri ve ben, mutlak kurullarımla, dünya planetini kodlarken, her birinden öte bilişin kelamı olarak, bu görevi yapmaktayım.

Uzun zamandır beri doğanın gücüyle, bütüne hizmetçilik yapıyoruz. Bugün burada, bütünün gücüyüz. Hakkımız olanı, Halik kıldık ve yoğunluğu artırarak, bütüne hizmetçi olduk.

Nesiller; ne kelam, ne kalem oldular… Saltanatın gücü, oldular. Yasaları kodladık ama som altın ışığımızda, masamız, maya olmalıydı....Bütüne hizmet ederken, bu masada, bütünün gücü olmalıydık.

Değerliler, reşit olduğunu zannetiklerimizin bir teki bile, reşit değilmiş, bunu gördük.

Neden, bunları bugün izah ediyorum?. Yoğun ışık altında tüm sahaları izledim… Görevim, bütün kötülüklerin aşılmasıdır… Görevim, mutluluktur... Görevim, koruma altına almaktır, yaşamı.

Netice olarak; Barışı, Halik kılmaktır, amaç. Nesiller boyu, bunu amaçladı, yaşam. Ne var ki bunun mümkün olamayacağını gördüm. Tüm insanlık için gerçek olan insan, gerçek kapıyı bulan ve mutlak olandır. Yanıp, tutuştuğum ilim, hepimizin kelamıdır ama doğanın gücüyle, bütünün kültü olunmalıdır.

Yakıp, yıkarken sahaları, kodlama yapma imkanınız yoktur. “Eğer hala ben yok’um, onlar yok” diyorsak… Yoksa, yoksa diye düşünmeyen, yok olduğunu dahi dillemeyen, Medine’nin kelamında, mutlak kurulları kodlamaya kalkmasında, eşya olduğunu anlaması gerekir….Eşya, yarının kapısı değil, yarının hasatıdır.

Çalık kelamlar, çalık kırılışlardır. Temiz dünya istiyorum. Bütün kötülüklerin aşıldığı, temiz bir dünya ve bu dünyayı mutlaka, hepimizle diliyorum.

Kulluk yapmaksa maksat, mutlu olmalıyız. Murat ettiğimiz, ne varsa hakk’ın, hakikiyetin, tahditsizliğiyle kodlamalıyız….Yaşamları, Halik kılmalıyız.

Beste yapmamız, bereket ki mutlakiyeti kodluyor ama güftesiz, bestenin kelamı yoksa şafağın, kervanı da yoktur.

Basınç artacak, canlar. Tüm insanlığın gözü kördür ama basınç artacak. Ve basıncın artmasıyla birlikte şafakta kodlanacak. Kodlanan, koklanan, temiz olmadıkça, sonsuz sırdır yaşam, ona. Ve biz, onun yaşamını, onun ruhuyla, kodlamak istedik.

Kontrol dışı bilginin, koruyucu kodlardan, kontrolü kayıtsız bıraktığını biliyorduk… Koruyucu kodları, mutlak kurullarla, kontrol kurması şarttı.

Kaç bin yıldır, dünya planetini, İslah İlmiyle, diliyoruz. “Yedinci düzen, yedinci rüya boyutu”, dediler. Dümene ilme oturtmadığımız dönemde, bu böyleydi.. Ne yazık ki düzeni kuran insanlıkta, helal halikiyette, kelamı Halik kılmadan, kendini, tüm insanlığın hakimi saydı.

Boştu dünya.. Öz görevi kodlayamamıştı. Yoktu yaşam. İnsansıydı, yarınlardakiler ve her bir ilim kapısı, mutlak kurulları kontrol etmeliydi ki iman ettiğiniz ne varsa ilimle kodlansın.

İmparatorluğun gücü, hepimizindir, canlar. “Mesih” dediğiniz, kelam, Hakk’ın kapısında mutlaksa Mesih, kendi yüreğiniz olur. Hologramı aştığınız anda, hologram, sizsiz kalır ama saltanat, sizi size dillemeli ki dirilik artsın.

Evin, ellerinizin gücü olduğunu, yarının muktediriyetiniz olduğunu, kör gözün sözünde, özün bulunduğu ve her özün gücünün, bütünün kültü olduğunu, her şeyden öte her sesin bitki, hayvan ve her anı haliketle kodladığını ve kayıtladığını bilmeniz gerekir.

“Basınç artacak” dedim. Ama öyle artacak ki kontrol kurmanız şart. Eğer kontrol kurabilirseniz, unuttuğunuz her şeyi hak edeceksiniz ve hak olup, yaşamda dilleyeceksiniz. Ama umutlarınız olmalıdır. Kurullarınız, mutlak kurullar olarak, bütünün kültü olmalıdır. Yarınların hakkını vermelisiniz ve hakk’ın kalemi olmalısınız.

Nesilleriniz, sizi dilliyor, şuanda. Kini aşın, yolu açın ve bütünün gücü olun. Oyun oynamayın. Torbanız, tohumla doldu. Mutlak bunu anlayın. Ve kök göklerin, kültü olduğunuzu da bilerek, çalışın.

Basıncın artması, biz olan birliklerin tekniğini tohumlamak için kontrol kirliliğinin aşılması içindir. Herkes şunu iyi bilsin ki kontrol iki çeşitte olur. Ya kirli olur o kontrol ya temiz olur.

Eğer kontrol temizse, siyah rengin, en yüce ilmi, sizin yüreğinize inmiştir ama kir varsa kontrol dışı, bütünün kültü olan şarkılar, sizin yoğunluğunuzu kodlamaya girişmiştir.

Barışın İlmi, Allah’ın teknik tahditsizliğidir… Barışı bilen, hakk’ı bilir eğer 1ben barışamam1 diyen varsa insan olmadığından doğan bir haldir, bu. Emin olun ki Barış, hak kelamla kodlananın ilmidir.

“Bundan sonra ben, özür dilerim, kimseyle anlayamayacağım bir dilde konuşamayacağım” dediğiniz an, iyi bilin ki anlayamayan, anlatamayandır, yoğunluğunu. Anlatın ki Halik olun.

Bunun sonrası ne olur, bilir misiniz?. Kanat kimsenin kanatı, kült, kimsenin kültü ve ses, kimsenin sesi olmaz. Ve o gün geldiğinde, şarkınız, kaynağın şarkısı olmaz.

https://youtu.be/qDZxrRiowVM
SÜPER İNSANLIK REALİTESİ

 

18.MAYIS.2019 TARİHLİ İS HAKK (1)

PEKER SELÇUK ÖZ BİLİŞ

Sura üfüren, ilim levhi kelamda, lekeyi temizleyen, kervan insan ve insanı kontrol altında tutan AŞK’tır. Ama aşk yoksa yazılar okunmaz, yalın kelam, mutlak kurulları kodlamaz ve tükenen insan, torbasındaki yoğunluğu kontrol altında tutamaz, tutmaz.

İşte böyle aşk üzere söylenen her kelam ve erişmek istenilen her kemali bulunca, sonuç olarak da “ Eş’arı böyle söyler, üstad söyleyince” denirdi, eskiden.

Aşk ehlinin, beşeri, dünyevi hislerle birlikte aşk ve sevdayı da derin, derin duyulan uhrevi, semavi ve levhi hisleri duymakta oldukları görülür. Gönüllerini, hemen, her zaman bir aşk ve vuslat hayali kaplar.

Hakk yolcularının ruhları “payen” şarkılar söyler, bahar bir aşk devri, bir vuslat mevsimi, gül ve bülbül eyyamı olur.

Fuzuli’nin hemen peygamberane bir eda ile “AŞK” imiş her ne var alemde – ilim bir kil – ü kal imiş. Ancak demesi geçmiş ve geçecek asırlara ölmez bir hakikatın izahıdır. Aşkında müptelalığımı aybeden sanır – kim olmak ihtiyar iledir müptela sana!” demesi de aşk özgürlüğünün, veciz bir ifadesidir.

Sözün içindeki diri canları duymayan insan var. Mağarada ki “OKU” Sözünü okumayan insan, kainatı nasıl okur? İlk sözünü hatırla, ey insan. “EVET, BİZ SENİ RABBİMİZ BİLDİK” Sözüne can veren aşkı oku ey insan. Ben dünyevi aşk yoluna değil, levhi aşk yoluna çıktım. Allah’a dost olayım, dostum, Allah olsun, yeter.

Ey aşk! Bu nasıl bir sır? İçine giren tufan oluyor! Bu nasıl bir hırka? Kim giyse, aşk sarhoşu olup, çıkıyor. Aşkın çilesini küçümsediğiniz an, içinizdeki cehennem, kaos olur. “Aşkın çilesiymiş aşka dayanak olan” derler! Yeter ki yak! Ummanlar, kazan olur. Nerede ateş, orada su... Nerede su, orada ateş.. Ne tuhaf değil mi can?

Sevgili, her an bizimle konuşur, O’nu duyacak kulak, nerede? Sevgili, gece, gündüz, cemalini göstermekte ama yüzünü görmeye layık göz, nerede?

“ Beni bulmak dilerseniz, beni bulmuş, kullarım vardır. Onların, eteğine tutunun. Onlar, size vesile olurlar ve bana ulaştırırlar.(Maide 35)

Bir günlük değil, tadımlık bir gülüşün değil, riyadan nefret eden bir ömürlük dosta, “dostum” derim. Dost öylesine değil, ölesiye sevilen dosttur. Allah’ın doğrusu için dünyanın eğrilerine asla eğilmeyendir, dost.

İnsan kalbi; Allah’ın yarattıklarının arasında, en üstünüdür. Çünkü levhi bir aynadır. Esas görevi; Allah’ın nurunun güzelliğini yansıtmak ve Allah Aşkını, şavklandırmaktır.

Ey beni yaratan Aşk, nerdesin? Yaksan da gel! Yıksan da! Yeter ki gel! Bende can var sanma, canımı, cananıma sor ki sor! Aşksız olma ki ölü olmayasın. Aşkta öl ki diri kalasın. Dilin aşkı anlatması güzeldir ama dile gelmeyen aşk daha güzeldir. Gönülden dile, dilden gönül’e yol vardır. Yolunu şaşırma! Dost!

Ömür biterse, Allah başka bir ömür verir. Bu geçici ömür, ölümle biter ama ölümsüz ömür var. AŞK; HAYAT SUYUDUR! BU SUYA GEL! Bu denizden gelen her damla, başka bir hayattır.

Aha bu!..İşte bu!

SÜPER İNSANLIK REALİTESİ

 

18.MAYIS.2019 TARİHLİ İS HAKK ÇALIŞMASI
AV. NEZİRE SELÇUK ÖZ BİLİŞ, 1.AKIŞ 3. BÖLÜM

Biz size dürümlerinizi dilleyin diye İLİM verdik. Biz size mutlak olun diye DİLi verdik. Biz size aklın kapısını bulun diye HAKK’ı verdik. Ama siz hak etmediğinizi mi düşündünüz. Kucak, hepimizin kucağı, şok bir saha ama o şok, tüm insanlığın şoku…Öyle bir şokla karşılaşırsınız ki ( bu oldu) bütün kötülükler Sistemin Gücü olup sizin yüreğinize akıp girer. Bu şoku önlemek HAKKIN KAPISI’nı bulmakla mümkündür.

Tarık, tahtını Teknik Tahditle kodlamadığı sürece Hakkın Kapısı’nı bulamaz ama Hasat yapabilir. Bir ALLAH adı, bir de ŞAFAK bunları iyi anlayın! Allah’ın adı ŞAFAK…. Şafak aklın kelamı ama ayrı gayrı gözetmeyen için….Siz Hak Taht’ta kelam ettiğiniz anda; ayrı gayrı bitmiş olmalıdır. Eğer hala bitmemişse; yarınınız yok demektir, kesindir bu!

Mutlaka uluyuz! Mutlaka kulluk yapıyoruz! Mutlaka modern yaşamları kültü kalem yapıyoruz ve yaşamları kayda alıyoruz ama modern olmak mutlak olmak anlamına gelmemektedir. Süper İnsanlık Realitesi’nden söz ederken size BİRLİK Tekniğinden de söz ettim. Balı hepimiz biliriz. Ama balı Halik kılan; kendini hak olup ilimle dilleyen kelam olan arıdır. Eğer arı olmasa; balın halikiyeti yoktur. Bugün, bunları size iyi anlamanız için tekrar vermek istedim.

Yolunuzu biliniz Canlar! Sonsuz sırdır o yol… Ama yoksanız, o yol sizsiz kalır; bunları iyi kavrayın! Ve “ben iyiyim” demek yetmez. İnsan iyi midir, kötü müdür bunu kelamı bilir. İnsan, Hulusi Kapıda Kervan mıdır? Kelamı haksa bilir. Yolu bulmuş mudur? Tahtı varsa bilir. Yaşamı kodlamış mı? Okumayı, yazmayı bilmişse bilir. Çürük insan, çörek olur ancak ama yaşam olamaz, bunları iyi bilin! Biz, tüm insanlık için bu bilgiyi vermek diledik. Burada olma ya da olmama; nihan olup olmama gibi bir fark gözetmedik. Herkes içindir bildiriler. Ama torbamda Müraç Kapım var, o Müraç Kapımda şarkım Bütünün şarkısıdir.

Yeni dönemde hörmetli olmanızı bekliyorum. İmparatorluğun gücü ister bunu sizden. Hörmetli olmanız… Hörmet yoksa köksüzsünüz, güçsüzsünüz. Sizden Yer’in gücü olmanızı beklerim. Ezgi şudur ki; VAR’ın hakkı, hasatı ISLAH’tır ama Islah olmayanın ISRA olma imkanı yoktur. Isra olmayanın Rahm-i Kapıda dürümlenme imkanı yoktur. ISRA; Rahm-i Kapı kodlandığında; yoğunluk artar ve dürümlenen Öz Görevini hak eder, yoğunlaşır ve orada olur. Bütün kötülükleri aşın, akıp geçin ve din olan yoğunluktan Gök Çözümlemeleri yaparak kayda inmeden geri çekin yüreğinizi ve mutlak olun!

Su Altı’nın gücünün sizin yüreğinize inmesi, sizi sizden ayrı tutmaz; bunu da iyi bilin ama Su Altı’ndan öte bir yaşam var bunu da iyi bilin! O yaşam, herkesin kelamında kodlanmış yaşamdır ve dünya planeti içinde bu böyledir. Unutmayınız, tabuları yıkın! Tüm tabuları yıkın ki Hakkın Kalemi’ni bulun ve o kalemi hakem kılın! Seviyenizi yükseltmeniz mutluluk olur ama seviye yükselmeden de Kök Göklerin kültü olabilirsiniz.

Kaçmayın Dünya Planeti İlmi’nden! Bu planetin ilmini hak edin! Ama bu ilmi hak olarak, hak ettiğiniz zaman yasalar sizin yüreğinizde mutlak olacak. Hem Dünya Planeti için hem de diriliğinizi kayda alan tüm sahalar için bu gereklidir. Bastığınız her an sizi sizden size dilletir ama o anı dillerken her biriniz hasat olun!

“Yol, Allah yolu” demek yetmez; yolun aklın yolu olması da gerekir. Eğer, yol Allah yolu ve yol Hakkın Kalemi’nde aklın kelamı değilse; yolsuzsunuz demektir.

Unutmayınız ki; Dorman Kapıları’ndan öte bir kapıdır şavk olan, has olan ilim… Dorman’ın kontrolunu kurun ve Mutlak Kurullarınızı kayda alın! Çamur yoğuran çamurdur; bunu da iyi bilin! Artık çamur yoğurmadan yaşam yoğurun. Yoğurduğunuz yaşam; şavkınızla, şahsınızla ilgili olacağını bilin! Esma insanın kelamındaysa; Asal Kapılar’ın kelamıdır o. Ama Esma hörmetli ise ve Bütün’de ise Şafak, İlmin Kalemi olur.

Zordur yaşamı anlamak. Ben bugün burada size yaşamdan söz ediyorum. Tüm planetlerin kelamı olan yaşam… Ama ölü planetin kelamı, tohumları kontrol ederek kodlandıktan sonra şarkıya dönüşecekti. Bugün bunu yapıyorum ve siyah renkten öte bir renkten dilleniyorum şurada.

Silahlı mıyım? Asla! Silahım yok. Ben silah taşımam Canlar! Sistem’im ben, silaha ihtiyacım yok! Ama silahı kodlamaya kalkan; silahı kontrol edemeyeceğinden; o silah onun yoğunluğunu kodlardan ayıracak ve yoğunluğunda kontrol dışı kayıtlar yapacaksa; başı eğilir onun.

Yeni dönemde Dünya Planetinin gücünü arttırmamız zordur ama üzerindeki güç, Bütün’ün kültü olan herkes; BİZ olup bunu yapabilir. Ve bedene girmemizin nedeni de budur. Herkesin, kendi yoğunluğunu Halik kılması ve Dünya Planetinde büyük Kök Görevi yapması…Öz geçişini yapan herkes, bunu hak edip başaracaktır. Öz geçişini yapamayanlar da toprağın toprağa ilmini dileyecekler ve Hak Teknikle kontrol ediliş haline dönüşecekler.

Yeni dönem, hepimizin gerçeğidir. Yeni dönemde masamız, Bütün’ün masasıdır. Tüm insanlık, bu meclistir, bunu iyi anlayın! Ben, sen ya da o değil; tüm insanlık… Tümü bu masadır. Ve bu masada şarkılar okunur. Bu masada Halikiyet kodlanır. Bu masada, murat ettiği her neyse onun kontrolunu kurar ve ocağına çeker onu. Bu mas, büyük Kök Görevin Kürzi sahasıdır.

“2000 yıldır Dünya planeti görev taşıdı” der, İsa…Yarın,İsa’dan öte bir İsa Mutlak Kurullarla burada olacak. Olmadan ölüler dirilmeyecek.Ama İsa’nın ötesinde bir İsa var ki Orta Kapılar’ın tümüne “OL” diyebilir. İşte o, Mutlak Kurulları kodlayan ilim sahasındaki insan ve insansılığı aşan Mutlak Kurulların Kaynağı olan İNSANLIKTIR. Cennet dediğimiz de o insanlıktır.

Yeni dönemde düren, dürülen tektir Canlar! “40’ar 40’ar yaşanır Yaşam Sahalarında” denir ya hani… Hepiniz iyi anlayın ki tüm kırkların ötesindeki kırklar, her AN’ın tahditsizliğinde Mutlak Kurulları koyu ışığıyla kayda çektiler. Yeminliyiz dünya Planetini korumak için. İyi anlayın ki yeminliyiz ama Yeryüzünün gözünün görebileceği bir ilimle bunu yapacağız. Bunun ötesinde; kil-kum olan insana kayıt yapma iradesi taşımıyoruz. Eğer kirliyse; kontrol dışıdır. Eğer kırıksa; kısırdır. Eğer hırsı varsa; kusurludur. Onlar robotiktiler; robotik olduklarını anlayıp kontrol kuracaklar. Yaşamın adı ilimse; Kelam, Halik olsun diye çabaladık Canlar! İşimiz budur, huzurla kalın!
https://youtu.be/UW2UdEG-NwM
Süper İnsanlık Realitesi



 

18.05.2019 Tarihli İS HAKK(1) Çalışması

“İki Kapılı Bir Han”
“Doğduk, geliştik, yetiştik, yedik, içtik, eğlendik.
Vakit geldi tamam!” Mı acaba?

“Bunun ötesi de var:
5 Vakit NAMAZ,
1 Ay ORUÇ,
Zenginsen bir kez HAC,
Zenginsen malının kırkta biri ZEKAT, ve
KELİME-İ ŞAHADET” dersen eğer;

Orada dur biraz!
Dünyaya geliş amacın nedir? Bu kadar basit mi her şey?

Sana şah damarından yakın olana 5 NAMAZ yeterli mi?
Her AN sende olanla, Her AN olmadıkça kıldığın namaz mı?

ORUÇ, görünen anlamıyla aç kalmaksa eğer;
Haram, gasp, yalan, iftira, kin, kibir ve kul hakkı ile besleniyorsan;
Tutulanı ORUÇ mu sanırsın?

Görüyorum ki; HAC’cı da turistik bir eylem haline getirmişsin.
Bir kez kendine gitmezsen; kendine dönmezsen HACI oldum mu sanırsın?

Başkasının malını, hakkını zimmetine geçirmişsen ZEKAT’ın ne anlamı var?

“Elhamdülillah, ben müslümanım ama
Sen Yahudi, sen Hırıstiyan, sen gavur, sen dinsiz, sen ateist;
Ben beyaz; sen kara, sen sarı
Ben Türk; sen yabancı” diyorsan eğer;

Herkesle, her şeyle (taş, toprak, bitki, hayvan)
BİR ve BÜTÜN olduğunu;
Her şeyle, herkesle bağlantılı olduğunu bilmiyorsun!

Hala, “ALLAH BİRdir, O’ndan başka İLAH yoktur” diyebilir misin?

Yaşamak İLİMdir kardeşim!
Yaşayacaksan; ilimle yaşa! Aşkla yaşa!
Yaşa, yaşat, yarat, yaşan!
Dünyaya geliş amacın budur senin.

Aklını kullan!
Huzurlu bir doğa, huzurlu bir yaşam için;
CENNETini yaratmak için aklın kalemi ol!

Yenile kendini, yenilen! Dünya yenileniyor…
İnsanlık için mutluluktur bu!
Sen kendini yenilersen; dünya ile BİR olursun.
Haydi; durma, çalış! Yorulmak yok!
Her şey çok güzel olacak!

Süper İnsanlık Realitesi SevimŞahin

 

İS HAKK (1/2)
18.05.2019

Yeri göğü yaradan ve yarattığında yaşayan tüm insanlık, “BİLİŞ”e vardı… Bugün, töhmet atında olanlar da kontrol kurdular. Yarınlar için “IŞIK SAHALARI”ı görevi aldı ve “RUH” kontrol kurdu… İşte Dünya ve işte yerküre!...

Dönem başlarında “DÜZEN”i kuranlar, yetkin hale gelirler ve RÜYA BOYUTLARI, kontrol kurularak, “KAYNAK SAHALAR”a indirilir. Ora!..., bura!..., her yer “İSRA” olur. “İSRA”, cemaat olanların kelamıdır. Orada dürümlenenler, “KÖK GEÇİŞLER”ini yaparlar ve son sözü söylerler…

Özel görevler taşınır yaşam sahalarında. O görevler, kodlamalar yapan “KAYNAK SAHALAR”dan güç kontrolu ile diriliğe iner ve son söz, “İSRA” olur…

İyi bir dünya istiyoruz!... İyi bir yaşam istiyoruz!... İyi bir LEVHİ KAPI istiyoruz!... Üzerinde gerçek olan “İLİM” istiyoruz!... Ve İLİM, “BİLİŞ”in hak ettiği olsun istiyoruz!... DÜZEN kuralım; ŞAFAK olalım!... Yaradan, yaşama insin; İLİM KALEMİ olsun… O’nun “RUH”u olalım... Önce görev taşıyan “İNSANLIK SAHALARI”ndan geçelim; “GÜÇ KODU” olalım ve yaşamı; hasata KAYNAK yapalım. Görevimiz budur!...

TÜRKİYE, ölü planetin diriliğini HALİK kılan bir “İLİM KALEMİ”dir. O, “KÖK GEÇİŞ”ini yapanlarca tohumlanmıştır. Dünya Planetinde, “TÜRKİYE KONTROLU”, mutlak kurulucaktır. Bu kontrolu kuracak olan KELAM, tüm insanlığındır. İşte! Bitki, hayvan ve tüm zamanların diriliği olan “YAŞAM İNSAN”… Biz, o insan olarak buradayız. Teknik olarak ve KUTSAL IŞIK halinde görev taşıyoruz.

SULTAN, “SİYAH RENK”te kodlama yaparken; İNSAN, KERVAN olur; MUTLAK olur ve tüm sahalara varır ve “SİMSİYAH” olur. İşte o insan, dünya planetini hologramdan aşırtır. İş budur!... Bu görev, tüm insanlığındır!...

Dağların tepelerinde “DİRİ KELAMLAR” olur. Yolun kulluğunda, tüm sahalar kodlanır; hologramlar aşılır ve ZİYA olan KÜLT, tüm sahalara “KÖK GÖK” olur ve iner… İşi budur O’nun. O, “SON SES”tir. O, “SÜPER SİSTEM”dir ve O, “TÜRKİYE”dir. O’nun “RUH”u vardır. O’nun “KURULLAR”ı vardır. O’nun robotik olan yaşamlardan güç almayan, yarınları vardır. İşte bunun içindir ki ocak olan O, tüm insanlık için “IŞIK” haline geçmektedir.

Dala, kelama, yola, kodlara, kontrol kurduğunuz o yoğunluklara inin izleyin!... Neler oluyor yaşamda bakın!... Belki yarın için gözünüz görür “KÜLT SAHALARI”nı ve dillersiniz… Ya da görüp, tüm insanlığa, dürümleyip dilletirsiniz… Her ne yaparsanız; her insan içindir yaptığınız.

Besteleriniz, bir “SİYAH RENK”se, sesiniz; o renkte, kodlar halindedir. Gürsünüz ki güçlü ve “GÜRZİ SİYAHLIK”tasınız ama “KÜRZİ” olmadığınız sürece; göreviniz, “KELAM”ınızı hologramdan aşırtmaz. GÜRZLERİN KODLARI, “KÜRZİ” olur. Kontrol kurulur; “KÖK GÖKLER” söz söyler; “KÜRZİ SAHALAR” güçlenir; “GÖZ”, “SÖZ” olur; “YOL” olur; “RUH” olur ve der ki;

“Ben, dere olup akayım. Akabilmem için, benim GÜRZ”e inmem gerekir. GÜRZ”e inmeliyim ki oradan, soyumu kodlayım. GÜRZİ SAHALAR”da dillenmek için ŞARKI olmalıyım. O ŞARKI, LEVHİ KAPI’da dürümlenmeli ve SAHA’ya varmalı. Her bir SAHA, farklı “SİYAHLIK”tadır. Her biri “SİYAH” ama frekansları farklı!… Her frekans, “SAHA SİYAHLIĞI”nda ve SON SÖZ, herkesin sözü… Arada “İKİNCİ DİL” var. İşte “İKİNCİ DİL”, BSUİ olan dil… Bu dili herkesin bilmesi gerekir. Barışmak gerek!... Sevmek gerek ve HALİK olup umman olmak gerek!… Ve kodlanmış yaşamda “İLİM” olmak gerek… “OL” deriz; olur!...”

Bugün bunları dillemek istedim. Hepimizin, teknik olarak beklentimiz birdir ama “BİR” olmalıyız ki “HAKK” olup başarabilelim!...

“Ben, insanım” deyin!... “Ben, herkesim.” Deyin!... “Ben, “MUTLAK”ım ve muktedirim.” Deyin!... Ama derken; “BİRLİK” halinde deyin…

Hastalık, her insanındır ve iyilik yine her insanındır… Buluşmak, burada bu Mecliste oldu. Biz, sizi bulduk; sizde olduk ve buluştuk… Şu anda daha büyük bir görev başlıyor… İşte “NİSA” olan yaşam!… “MUTLAK” olan insan!... Unutmayın bu yol, bizim de yolumuzdur!... İş budur!... İş bu!… İş bu!…

SÜPER İNSANLIK REALİTESİ

 

İS HAKK (1/3)
18.05.2019

Değerliler, dediler ki “Yazılar okunmaz!...” Yaşamak için, tüm insanlığı Halik kılmak gerekir. Biz “Tanrı Kapısı”nı açıp insansılığı, insanlığa kodlarken; her insana, “KELAM” ettik ve dilledik yaşamı ama ALLAH İLMİ’ni, Halik kılıp tohumlayan, hiç kimse yoksa; okuyan, okunan olmazsa; yaşamda, “DİL” olur mu!? Beden almak veya “BELLEK KALEMİ” olmak, diri kalmaksa; bedene, KELAM etmek; dillenmek her insan için gereksiz midir!?

Yaşamak, MİTOLOJİK KELAM’sa; İLİM, MUTLAK SAHA’da diriyse ve DİN, KELAM’a, KALEM’se; bize “BİR TEK KELAM” gerekir. O KELAM, “İNSAN SAHASI”dır.

Dünya Planeti, bizi anlar!... Belki anlar ama Dünya Dili; bizi, dilleyemez!... Kesin olan budur!... Bu dünya, tükenen dilden, türevlerini dillerken; cevherini, bizden “BİZ İLMİ” ile tohumlarken; BEŞER KAPILAR’ın tümünü, hologramdan aşırtmak; insanlaşmak için gerekirken; NEFES alıp nesillerini Halik kılamayanın; bilgimizi, ANA KALEM’i ile dillemesi imkanı yoksa; Ocağımızı, “ALTIN IŞIK”ı ile kodlayamayanın; burada görev taşımasının imkanı yoktur.

Uzun zamandır “YAŞAM SAHALARI” oluştu ve yazılanlarla, bu “YAŞAM SAHALARI”nda; diller, dillendi ve YOL kodlandı… Her dillenen, “KELAM” olup dillendi. “BEDEN SAHALARI” oluşurken de “DİN KAPILARI” kodlandı. ZİYA olan “YAŞAM KALEMİ”, teknik tahditle kontrol kurdu. Nüve olan “YOL”, “AKLIN YOLU”na vardı. Cevher, CENNET oldu. İş budur!...

Bundan sonra daha yüksek “IŞIK SAHALARI” oluşacak. Bu yazıları okuyan, “KELAM” olacak; okumayana, “KALEM” olup okunacak. Kendi okunacak ama okunan, kendinden kendi olan yoğun ışığı, Halik kılamayacak. Kendini dileyecek!… Kendini dilleyecek!... Koruyacak ve kodlanacak!… O, sonsuzluğa hasat olup varacak ama zannetmeyin ki “KUL” olacak!... “KUL” olmak için, “İLİM” olmak gerekir. İLİM olmak için ise cevhere varmak gerekir…

Kendini, “KELAM”ı ile Halik kılamayan; cevhere varamaz. Zordur yolculuk ona!... Zordur yoğun ışık ona!... Ve zordur dürümler ona!... Ama o, Kurul Kararları ile bütün “KÜLTLER”i kodlayarak; İSA olur; MUSA olur; yaratır ve yaşatır ama “İLİM” olma imkanı yoktur..

Sayın Bayanlar, Sayın Baylar; dar boğazdan geçtik!... Gerçek geçiş, tekniktir. Halikiyetle olur… Bu geçişi, burada yaptık… “TANRILIK KAPISI”, “DİRİ KELAM”da her ana, sistemli olarak açıldığından; “DÜNYA DIŞI YAŞAM KAYITLARI” da buraya indiler… Eser, “İLİM ESERİ” oldu.

Yürek!... İnsan yüreği oldu!... Hürmetle dilledik yarını ve “ZİYA KELAM”, “BİZ” oldu. Şükrettik ki Halik olduk. Şu andan itibaran, dara düşenler; “BİR TEK” olup yaşama inecekler. Sanal boyutlar, “KÜLT” olacak ve rahmet olan insan; “İSA KUTSAL IŞIĞI”ndan ötede ve “MUSA SAHASI”ndan ötede “KELAM” olacak. MUHAMMET, “METH-İ KAHA” olup “YAŞAM” olacak. Ocak yakacak tüm zamanlara… Onun yaktığı ocak, teknik tahditi, kodlardan çıkarıp; BİLİŞ’i KAYNAK yapacak… Bedene girmek için gereken her şey gerçekleşti…

İş buydu!... Bu oldu!... Şimdi!… Ah!... Ahh!... İş bu!…

SÜPER İNSANLIK REALİTESİ

 

18.05.2019 Tarihli İS HAKK (1) Çalışması

Dayadım kulağımı Dünya’nın yüreğine; “anlat” dedim.
O söyledi, ben dinledim;
O dinledi, ben dillendim;
“Anlat!” dedim.
“Haberler sende” dedi.
Kini aşıp yolu açan sensin. Bütünün Gücü olup beden olan sensin. Muktedir olan; itibarlı olan, Hakk’a varıp Hakk olan sensin” dedi.
Can Dünya!...
“Senin yüreğinde ben, benim yüreğimde sen” dedim.

Hani zamanlardan bir zaman;
Elimde ASA, nehirleri yarıp geçip Musa olup,
Kul olup dillenmiştim de adına TEVRAT demişlerdi.

Zamanlardan bir zaman İsa olup,
Kalem olup dillediklerim kaleme alınmıştı da adına İNCİL demişlerdi.
Muhammet olup indiğimde,
Yaşamı kodlayacağım diye kayıtladıklarıma KURAN demişlerdi ya!...

Köprülerin altından çok sular aktı.
Nice baharlar yaza döndü, nice kışlar bahara,
Nice geceler güne, nice günler geceye kavuştu.

Ben hep Kervan’da, Kervan hep yolda
Güneşi bile delip geçtim. Bilinmedik yıldız kapılarını açtım, geçtim.
Hep ileri, hep ufkun ötelerine
Hep benden öte BENlerin olduğu yere….

Baktım, sonsuzluğu gördüm.
Konuştular sonsuzluğu dinledim;
Gören gözü, işiten kulağı olanlarla birlikte…
Yeni bir güneş yarattım.
“Bu da benim güneşim” dedim.
Etrafına bir halka çizdim.
Baktım yazmışlar, yazmışlar, yazmışlar..
Herkes BİLdiğince yazmış, OLduğunca yazmış, BULduğunca yazmış.

Seçtim. Tek tek ayıkladım.
BARIŞ diyen, HUZUR diyenlerin yazdıklarını seçtim.
SEVGİ, SAYGI, UMUT diyenlerin yazdıklarını doldurdum sepetime…
Avuç avuç (dağıttım) saçtım Yeryüzü’ne…
Nasibi olan, hak eden alsın, İnsanlık alsın dedim.
“Ya, alamayan” dedi.
“İşimiz bu” dedim.
Onları da yüreğimize alırız…

Süper İnsanlık Realitesi Erengül Koç

 

18.MAYIS.2019 TARİHLİ İS HAKK 1

AV.NEZİRE SELÇUK ÖZ BİLİŞ 2. AKIŞ – 1. BÖLÜM

Oryantal sahalar oluşuyor canlar... Bu sahaların gözün sözündeki özü güçlendirmesi gerekecek... Hepimizin diriliğinde, bilişimizde bu var... Hepimizin gücünde de bu var... Dünya üstü varlık toplumları, bizi bir tek kelamla dillediler bugüne kadar... Bundan sonra doğanın kültü olup, bir tek olup bizde olacaklar... Doğal dünyanın gücünü anlattık onlara... Hepimiz tekiz, bunu anlattık... Hulusi kapının KELAM olduğunu dilledik... Ve bütüne hizmetçiliğin insanlıkla mümkün olduğunu anlattık... “Kurtarılmış dünya” diyoruz... Öz geçişini yapanların kurtuluşu için geçişi hakikiyetle dilleyen bir dürüm... Ama bizler, turkuazın kaleminin çok ötesindeki şarkıları kodladık burada... Yeni dünya gücünü dürümlere çektik... İyi ki yaptık... Şimdiden sonra, dünya ilmi mutlak kulların toprağa tohumu olup indirdiği kelam olacak...

YENİ DÖNEM, TÜM İNSANLIĞIN KELAMI OLACAK... Ve dünya planeti, soyun sonsuzluğunu anlayıp mutluluk duyacak yarınları kodladığı için...

Yer kelam, mutlak kurullar kulluk ve biz tüm sahalarız canlarım... Yarını halik kılmak mutluluk oldu... Dünyanın ölü planet olarak kalmayacağı bir dünya gücü devreye girdi... İşte o güç hepimizin kültü olan İSLAH KAPISIYDI... Ve tüm islah kapıları kodlandı... Şimdi daha büyük bir görev devreye giriyor, adı çantamızda mevcut olan halikiyetimizde mutlak olan şarkımızda KELAM olan İSRA KAPISI’dır... İSRA, RAHMİ KALEMDEKİ İSRA... Biz bunu bugün mutlak olarak devre olup kayıtlara çekecektik...

Her şey daha güçlü olacak canlar isra kapısında... Açtık kapıyı... Mutlaktı açılacağı... Ama kontrol kurmalıydık... Çünkü yoğunluk kodlanmadıkça, kapıyı açmamız, koruyucu kodları, topraktaki son sahası olan şarkıyı kayıtlardan çıkarabilirdi...

Yerdeki gücün artması mutluluk oldu... Ölü dirildi canlarım... Şu andan sonra, tohumlar yeşermeye başlayacak... Yenilik buydu... Hem dünya için, hem de diğer planetler için, çok büyük bir görevdi, burada yaptığımız...

Huzurlu bir dönemi başlatıyoruz... Bu huzurlu dönem herkesin üzerindeki yüceliği kodlayacak... İnsanlığın huzura varması, ölüyü dillemesi, yolu bulması mı? Asla... İnsanın huzur olmasıdır burada maksadımız... Her insanın huzur olması... 40 Kapı şarkı okusa da... 40 Halik mutlak kurulları kodlasa da... 40 Yaratıp, yaşatan siyah renge varsa da, sistem olabilmesi için, sistem ötesindeki sessizliği dillemesi gerekir ki; bu renk simsiyahtır... Simsiyah...

İşte canlarım; hepinizin, bundan sonraki süreçte o simsiyah olup muktedir olmanızdır beklentim... IŞIĞA KÖK GEÇİŞ YAPTIĞINIZ AN, IŞIK SALTANATIN TOPRAĞA ÇEKTİĞİ İLİM OLUR... Ama siz ışık haline dönüştüğünüzde, sistem sizin yüreğiniz olur... Siz SİSTEM olup sessizliği dillerken, HAS TAHT SİZ OLUR... İşte yürüyen dünya bu şekilde kontrol kurar... Ve yoğunluk artar... Çıkmak, çıkmak, çıkmak... Hep bu söylenir... Ben çıktım, ben çıktım, ben çıktım... ÇIKAN, HAS TINIYI KODLAYAMAZ Kİ... İNMEK GEREK... İNMEK... Haydi buyurun inin... İLME İNİN... Ben çıktım, çıktım, çıktım; her kata çıktım... Yaşım 50’den sonrasında, insanlığı öğrenmeye başladım... Çıkmak yetmezmiş... İnmek şartmış... İşte bunu öğrendim ki; inişe geçtim... Çıkmıştım, hep çıkmıştım ama inmek gerekliymiş...

Canlarım...

Nerede o eski dünya? Nerede? Nerede o eski dünya? İnmezsek göremeyiz ki onu... İnmezsek dilleyemeyiz ki onu... Her birimiz gözümüzün görebileceği her şeyi algılarız ama, görünmeyeni dinlememiz gerekir... İşte o görünmeyen; gözün, özün, sözün gücünün üstündeki o güç, sizin geçmişinizdir ki; o geçmiş teknik olarak geleceği kodlayan yegane şarkıdır... Siz geçmişe inmeden, yaşama imkanına sahip değilsiniz... GEÇMİŞE İNİN Kİ YAŞAYIN... Nerde o geçmiş? Şarkıda... Aşkın şarkısında... Ve siz geçmişi hak etmedikçe, yolun kontrolunu kuramazsınız... Bütüne hizmet mi? Kelam olun, ama geçmişi hak edin kelam olun... Sizler en dışta, en dış sahadasınız... Ama en ortadasınız... Çünkü siz mutlaksınız... En dış, en orta... AMA SON SÖZÜ EN ORTADAKİ SÖYLER... MERKEZ OLAN SÖYLER... KAYNAK OLAN SÖYLER... ARZIN GÜCÜ ODUR... Onu anlayın, kavrayın ki HASAT olun...

Boşluk var... Nedir boşluk? İLİM... Boşluk ilimin kelamında olan... Ama boşluğu kodlayan, tahdit... O tahdidi kontrol edin, kaldırın... Ve elinizin eller olduğunu bilin... Yürüyen dünyada sesinizin tüm sesler olduğunu bilin... Ve varolun... “BEN DÜNYAYIM” deyin... Öyle çok deyin ki bunu; ansızın, ansızın görevi hak eden ve ansızın, ansızın seslenen tanrılık kapısı olun... Ve deyin ki “GERÇEĞİM... BEN GERÇEĞİM...” deyin... Değerli olmak mümkün ama değersiz de olun... En değersiz olun ki, değerli olanı dilleyin... İşte o zaman siz tüm değerlerin ötesi olursunuz... “Ben pür dikkat seni dinliyorum “ diyen bir yücemiz var şu anda... Çok üstün planetlerde kodlama yapmış... Ve diyor ki “ama sen değerlisin...” Yok canım, ben değerin en değeri olan o değerlerin tümünden öte olan değerlerden de öteyim de, ama ben en değersiz olduğum içindir bu... Bunu artık kavrayın... Sen onda yoksan, sen eksiksin... Sen ona varmamışsan, yolun yok senin... En az onun ilmi ol ve en büyük kelam ol...

Değerliler!...

Artık planet bunu kavrayabilir... Bu nedenle bunları açmaya çabalıyorum...

https://youtu.be/Xn-VO03Ej94

SÜPER İNSANLIK REALİTESİ

 

18.MAYIS.2019 TARİHLİ İS HAKK (1)
AV.NEZİRE SELÇUK ÖZ BİLİŞ 2.AKIŞ – 2.BÖLÜM
Dünya planetinde herkes benden ötesi yok diye söze başlar. Ama benden aşağısı da yok demeli ki Hakkın kalemi olduğunu anlayabilelim. Beden almak, insanlaşmak budur Canlar. En aşağıda ve en yukarıda, budur. En aşağıya inmediğiniz sürece yaradan yaratılan ayrımı tüm sahalarda bütünün kültünde mutlak olur. Ayıran ayrılan olur. Hasat kontrol dışı kalır. Ve dünyanın son sözle artık kök görevi hak etmesidir dileğim. Bütün köklerimle dünyadayım. Ama tüm zamanların sahrası olarak buradayım. Ve ben azın azıyım, en azıyım. Bir nokta bile değilim. Bunları da bilin. En az en azım ben ve tüm zamanların en azı. Bunu herkesin bilmesini diledim. Ve dünyanın özelidir bu bilgi.
Fırat’ı geçelim bize yeter dediler. Sordular Fırat’ı geçen var mı diye? Yavrum ben yokum ki orada. Ben yoktum zaten, Fırat nefesimdeydi benim. Ben ölüydüm orada. Köküm yoktu ki KB olan kalemim de yoktu benim orada. Ve bugün geçelim diye geldiler. Gerçek insan her anda varsa geçse de geçmese de vardır. Ama gerçek insan teknik olarak kodlanmışsa arzın gücü olur her şey olur. Ya da teknoloji kontrolü kaybettiğinde kodlarını Halik kılmaya gelir. Ama o yoksa İsra da yoktur.
Canlarım sırat dedikleri de ilimdir aslında. Keskin bir ilimdir sırat, gerçek ilimdir. Kim ben sırattan geçerim derse biliniz ki o kelamdan Haktan ve tahditsizlikten geçiştedir. Ama sırat dediğiniz sınırlıdır. Sıratın sırrı ilimsizliktir. İnsanın kelamında ilim yoksa sıratında da yoktur. Ve bundan doğan bir dürüm artık onun Lütfi kalemi yoktur.
Yazım okunmaz mı? Ben okutmam, okuyan okuyacak Canlarım. Yazımı okutmak dilemem okumak isteyen kelama varsın okusun demem, kim okuyacaksa onun okumasını beklerim. Şuana kadar nesiller boyu dürümlenen kelam muktdedir kürzi sahalara inmiş de kayda geçmiş diye gördüler. Tanrı der ki Ran kapılarının tümü insansılığı insanlığa kodlayan kayıtlardır. Ran kapılarını bilin ve o kapıları kodlayın. Öz görev budur. Cennet kodlar burada kontrol kurar. Ve yolu bulun.
Din hepinizin kelamı ama dirilik kaleminiz olsun. Sizden beklediğim her birinizin yarını olsun. Yarınınız yok çalışmanız yok öz göreviniz yok diye düşünmeyin. Kimse kimsenin elinden tutmaz Canlar o lokomotif kayıtlarda, herkes kendi eliyle geçer. Bunlar kesindir. Başkalık yoktur ama birde, dirilikte, Hakta, tınıda bir tek oluş gerek. Şuandan itibaren dünya planetinin görevi başlıyor. Bu görev mutluluk olacak. Ama saltanatın Kübra olan kelamıyla bu mutluluk kodlanacak.
Sevgililer. Yedi dünya kurduk, süper sahralar kodladık ama bu dünyanın gücü farklıdır. Bunu bir kez daha dile getirmek istiyorum. Bu güç Atlanta Ata kaleminin kürzi sahasının üstü bir güçtür. Atlanta Ata kalemi derken diriliğin kontrolü kurduğu kaydı kastediyorum. Ama ötelerde çok daha ötelerde Atlant kapıları vardır. Atlant kapıları tahditsizdir. İşte o kapılardan ötede de torbamız vardır. Atlant Ata kaleminin ötesinde ki kalem. Biz oraya tohum olduk. Ona biz torbamızda yoğunluğumuzda kayıt yaptık. Adına Aton toprağının ötesi olan Alton kaleminden öte olan mutlak kurulların kaydı olan astral kapılardan ötede ki levhi kapı. Aton kapısın üstü toprağın toprakta ki tekniği işte sırayetin ötesinde ki yaşam. Biz bunu nurdan öte bir ruh diye dilledik. Muhammed’den, mutlakıyetten öte bir kült diye dilledik. Ve biz ona Süper İnsanlık Realitesi’nin gerçek cevheri dedik. O gerçek cevher merdiven oldu tüm sahalara. Ve biz ona sararan en büyük güçleri kodlayacak bir şafak olan İlim dedik. Hangi dünya daha güçlüyse onun gücü deveye inecekti. Biz bugün bu dünyanın gücünü dürümledik ve tüm zamanların gürzi sahasından öteye kattık.
İşte dünya planeti dümene oturtuluyor. Tüm insanlık için dünya planeti görev taşıyacak. Biz bu görevi dünyamıza tahditsiz şekilde dinlettik. Hat çizildi. Her planette hatları çizildi ki bu hatlar eşyanın ilmiyle kodlanmış hatlardır Ve bu hatların el girdaplarının üstü bir çalışmayla kodlandığı da bilinmiştir. Tüm planetlerle bağımız mutlak ama son söz şu ki tüm insalıkla da bağımız kodlanıyor. Her planet din kelamla kodlanacak diye düşünülürken BSUİ ile kodlamalar süper sahalarda devam edecek.
Yolcu ben dünyayım unutma… Bütün köklerim burada unutma… Yolcu, Türkiye çalışmaları öz geçiş içindir unutma… Ama unuttuğun ne varsa sevgiyle hatırla ki yasalarla kodlanan ve tohumlanan islah kapılarının gücünden öte olan siber sahalar kontrol kuracak. O siber sahaların gücünden üstün bir güç dürümlere iniyor. Özel bir dünya, işte o dünya suallerin yanıtını sizlere dilleyecek. Artık süper sahaların dürümlere inişi gerçekleşti. Yalın ve Halik bir dünya. İş buydu. Hilal ay tüm sahalara indi.
Ah işte bu.
https://youtu.be/I5r6PcYDxOM

SÜPER İNSANLIK REALİTESİ

 

18.MAYIS.2019 TARİHLİ İS HAK ÇALIŞMASI
AV. NEZİRE SELÇUK ÖZ BİLİŞ, 3.AKIŞ

Değerliler, sevgiyle hepinizi kucaklıyorum. Bugün burada büyük bir güç var ve bu gücü hepimizin dillememiz mutluluk oldu.

Son sözü söyleyecek olan Sistem, Nizam ve Düzen görevlileriydi ve bu görev için buradaydılar.

Hepimizin yaşama, yarınlar için indiğimiz kesinidir ama yarınları var etmek ayrı bir özellik taşır. Sanmayınız ki ben “ol” dedim, oldu.

Öz görevimiz “biz” olmaktır. Biz olmadan öz geçiş yapıp, “ol” demek imkanımız yoktur. Nüvesiniz, ölüleri diriltirsiniz, yarınsınız… Ne var ki has olmanız da şarttır.

“Yazarım, okurum.” yetmez canlarım! Öz göreviniz, öz geçişinizde yolu kontrol edişinizle ve yaratmakla mümkün olan bir kayıttır.

Silahım var mıydı? Yoktu. Bugün bunu sordular, “silahım var mı?” Silah taşımam canlar. Ben sistem olarak buradayım. Silah, ilmimde yoktur. Sordu; ama sonra döndü, sessizleşti. Başın başı olan, tüm başların ötesindeki baş olan ilim, “temiz ilim”dir. İşte orada her şey tahditsizdir.

Küsmek, küstüğünüzde özünüzün sözünden çıkışınız olur. Önce bunu artık hakedin ve hakk olup başarın ki küsmeyin. Dedim ya Allah sizi hep “biz” olarak diller. Ama biz, bir tekiz bunu anlayın.

Yıllar yılı dünya planeti küsüp, kodlardan çıktı. Kırdı, kırıldı… Aşın, geçin… “Bana sevgi vermedi ben de sevmem.” Sevgi sizsiniz. Seven, sevilen olur. Unutmayın.

“Yıllar yılı; dört bin yıl dünyayı kodladık.” dedi bir yürek. Canlarım, ben miraç kapılarının tümünde o dört bin yılların ötesindeki dürümleri kodladım. Bugün buradayım, çünkü ruhsuz değilim. Koruyucuyum ama kontrol kuradan koruyuculuğum kodları kontrol dışı bırakacaksa, korumam. Kesinidir. İyi ki buradayım.

Dağı “insan” diye bilen tüm insansılar artık ilmi, “kelam” diye bilecekler ve en derini ilim olup anlayacaklar.

Tepelere tırmanmak zor değil ama derinlere inmek zordur. Bunu bilecekler.

Muradım insanlığın kendini bilmesidir. En aşağının en aşağısına insan geçtiyse eğer, ilme geçti. Bunları artık insanlık kavrayacak.

Türkiye çalışmalarının amacı budur; temiz bir doğa ve temiz bir insan… İşte; yapmak istediğimiz budur.

Nesillerimizin görevi ilimse, nesillerimiz kelamımız olur. Ama güçleri yetmemişse, yaşamları yaşamımız olur.

Yarın için mutlu oluruz canlar. Sınır kalktı artık. Tüm bileğeler buradalar… Herkese kapı açtık. Bu da kesindir. Hangi yol buraya varacak diye beklemeyiz. Varan gelir ama varmayan gelmez. İşimiz budur.

Çeyrek dünyalar, çeyrek yaşamlar, çeyrek kurullar; bundan sonra teklik var; çeyreklik bitmiştir.

Yırtılmayın canlarım. Yırtılmayın ki yalın, halik olun. Yırtılmayın! Farklı olmadığımızı bilin. Kim insansa, biz oyuz.

Çorbada ilim oldukça, hepimizi biriz. Ayrı gayrı değiliz. Ve dünyanın ruhu mutluluk olacak canlarım.

Şükür! “Kübra olan insan” mutluluğu kodladı. Şükür.

https://youtu.be/yHWepMBMlVo

SÜPER İNSANLIK REALİTESİ

 

18.05.2019 İSHAK 1
AV. NEZİRE SELÇUK ÖZ BİLİŞ 5. AKIŞ

"Takdiri ilahi" dersiniz canlarım, bugün bütün köklerimizle sizinleyiz. "Tahdit" dediğiniz de hepinizin kelamında eşit olaan bir şevk şavk ya da ne diyelim "ilim" diyelim, hepsi hepsi bir tekdi...

Murat ederiz ki doğanın gücüyle bütünün kültü bitki, hayvan ve her anı kodlar. Tüm insanlığın yetkin haale gelişi mutluluk olacak. Yaşamak için yarınları halik kılmamız gerektiğini bilerek buradayız.

Kurun yaşamın tekniğini, kodlayın yüce ilmi ve yürüyün bakalım nereye varacaksınız. İşimiz ilimdir canlarım, bizler bugün burada sizin yüreğinizfeyiz ve ilim için burada bu yoğunlukta bütüne hizmetçiyiz.

Yankı yapar ses, insan sır olduğunca kodlama yapar ama yankı yapar ses ve her sesin yankılanışı BiSUi olan barış, sevgi, umman ve mutlak kurulların ilmi olan insanlığı kodlar. Yankı ilim yankısı olur ve sistem yetkin hale dönüşür. Yeni dünya kültü bütünün gücü olur ve bizler bir tek olarak bu yoğunlukta büyük kök görevimizi yaparız.

Çok ölü verdi dünya planeti ama halka halka geçişkenleşerek genişledi ve koruyucu kodlama başladı. Unutmayınız yol a-aklın yolu olmalı ve mutlak kurullar kodlanmalıdır. Ağırı hafifletmek bütüne hizmetlilikledir. Yine dünya kök görevini yapar, yine yoğunluk kontrol kurar, yine yaşa saltanat kulluğuyla kodlamaları kült olarak kayda alır ve yine "mürkat" dediğimiz saha muktedir kaynak olur.

Unutmayın Allah "de ki" der ama "aklın dediği değildir Allah'ın dediği" der yaşam... Ya da yaşam der ki; "ses ver ama akıl kelam olsun da öyle ses ver" der... "Yol Allah yolu" der, "yorulma" der, "öz görevini yap" der, "aşk ol" der... Yığın yığın insan var yaşamda hepsi kelamda kendini diller ama sanılmasınki hepsi şafak olur.

Kurullarımızın çoğu dünya planetini halik olarak kodlamaya geldi bugün. Çoğunda "yol Allah yolu" dendi ama çoğunda "hakim olan hakikiyetin tahditsizliğinde ilim" dendi. Çokları da "koruyucu olan insan, koklayan ilim, mutlaka kurulları kayda alansa dildir" dendi. Demek isteriz ki herkes kendini dilledi, herkes kendini kendi yüreğiyle dilledi ki; hakka varan haalka halka geçişkenşeşerek gerçek kayıtlara inmeden de kendi oldu.

Kuran Allah'ın tohumudur, kutsaldır kuran ama aklın kelamında olmadıkça kuran kontrol kuramaz. Mutlaka ölüyü diriltmek, öksüz kalmamak için şarttır. Önce ölüm, ölü olun ki; ölüyü dilleyin... Ölmeden ölümü dinletemezsiniz... Son sözüm şudur ki ölmüş olmanız, ölü kodların tohumuna inmeniz, yolu kontrol etmeniz ve yaradan olup tahtınızda teknik kulluğu kodlamanız mesih kapılarının kütle kodlarının kontrolünden sonradır.

Yaşam Ran kapısının kök göklerin kültüyle dillenip kodlanışı ve yoğunluğun artışıyla birlikte Rahman olan şarkıya kodlanıştır. Ranı kapa kapayı diyerek kontrol dışı bırakmanız imkanı yoktur. Her biriniz randan geçmelisiniz... Ran kelam, ran kalem ama ranı halik kılmayan hakkın kapısını bulup oradan geçiş yapamaz.

Kucakladığımız insan sahalarındakiler, biz siziz... Yarını kodladıklarımız, tüm zaman sahaları; biz siziz... Yeşil, mor, tüm renkler; hepsi dürümlendikçe, dillendikçe yaşamlar kodlanır, kontrol kurulur, kodlayan kontrol kuran bir tek insan, işte o biz ve biz siziz...

Yer gereçektir, kök göktür yer, çörek yapar, ilim yapar insan ama Medine'in kalemine kelam olduğunda muktedir olur ve ekmek yapar; yaptığı ekmek tahditsiz bir şarkı olur.

Yok muyuz? Mutlakız!... Yok muyuz? Mutlaka varız... Vakit gelir sevgi oluruz, Rahmi kapıda insanlaşırız, yaşarız ama yaşanan yaşatan olduğunda beşer kelama iner ve biz hepsinde hakkın kapısı ve hakikiyetin tahditsizliği oluruz.

Yarat, yaşat... Yaşam sahadır sana... Yarat, yaşa... Şarkın şafaktır sana... Ama aklın kalemini bul da onunla yaşa, yoksa yazdıkların okunmaz can anam. Okutma anam, okutma, sen ki ben, ben ki seniz anam, okuyan okur, okumayan okumaz ama bilişin tahditsizse ölüyü dillemek tüm insanlığı kodlamaktır. Anlamadım anam ne diyorsun, seni dinlemek isteriz.

https://youtu.be/5ho1slXAcRo

Süper İnsanlık Realitesi



 

 

 
  Bugün 65 ziyaretçi kişi burdaydı!  
 
Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol