Birlik İlmi
  IŞIK SAHRASI - 25.HAZİRAN.2019
 

IŞIK SAHRASI

İS HAKK (2)

İS HAKK (2)
DAVET
Dostlarım, 18.05.2019 tarihinde açılan “İS HAKK” Program Çalışmasının 2.’si; 25.05.2019 günü, 14.00-18.00 saatleri arasında Dernek Merkezimizde yapılacaktır. bilinç kodlarını açarak katkı sunmak istiyen herkesi bekliyoruz…
Saygılarımla,
Süper İnsanlık Realitesi Derneği
Av. Nezire SELÇUK

Adres: Bahariye Cad. Halil Ethem Sok. Sauna Apt. No:30/8 Kadıköy/İST.
Tel: 0 216 348 95 59
NOT: KATILIM ÜCRETE TABİ DEĞİLDİR.

 

IŞIKSAHRASI
25.05.2019

Canlarım, “SİYAH RENK” hepimizi, her birimize kodlar. “SİYAH RENK”ten kodlananlar, diri kalırlar; Ocak yakarlar ve “Ruhun Sultanlığı”nda, keşkeleri aşarlar…

Asıl önemli olan “İLİM”dir. Müşfik İLİM!... Müşfik SAHA!... Müşfik KELAM!... Hepsi KERVAN amma KÜRZİ SAHA, tüm zamanlar!... Bunun için “BİR TEK” olmalıyız… Yarınla için şarkı okumalıyız. Okuduğumuz şarkı, lekesiz olmalı ve koruma altına aldıklarımız; IŞIK halinde güçlenmeliler.

DİN KAPILARI, “İLİM SAHALARI”nda yoktur. O kapılar, hiç kimsenin “DİRİLİK”e inebileceği kapılar değildir.

Tüm insanlık, iyi bilmeli ki insan; “YAŞAM SAHALARI”nda, tüm “İLMİN SAHALARI”nı kodladığında; yoğunluğu artar ve yaşamı, kontrol kurar. Ölü, “BÜTÜN GÜCÜ”nde dirilir ve yarınlar o dirilikte dillenir. İş budur!...

Bundan sonra, “RUH” denilen KAYNAK; dürümlerde, “BİLİŞ”i kaynağa alır; direkt olarak “CEVHER”i güçlendirir ve “RUHUN SONSUZLUĞU” dürümlenir. İşte olan budur!...

SÜPER İNSANLIK REALİTESİ

 

IŞIK SAHRASI (1/2)
25.05.2019

Dağın tepesinde, “DİRİLİK” olur. O tepelik yerde, “DİL” olur. O “DİL”, “KELAM” olur her insan, “ŞAFAK” olur ve DÜZEN kurulur. Ak SAHALAR, dillenir ve rahmet olan yaşam, hepimizin “KELAM”ı olur.

Devinim arttıkça artar. Doğal Dünya dürümlenir ve kodlanmış olanlar, şarkı okurlar. O şarkı, “KELAM” olanın diriliğidir.

Netice olarak, “SES” hepimizin kervanıdır. Bizi alır; “BİR”e taşır. Bizi, bizden bize tohumlar. “SESSİZ SAHALAR” kontrol kurduğunda; “DİL”, “KELAM” olur ve tüm zamanlar, “DİRİLİK”i HALİK kılar.

Yaşamların, kontrollu olarak yarınları kodlaması bu şekilde olur.

Türkiye’’de bulunan, tüm zamanların sahalarındakiler; beşere, “HAKK TAHT”ı dillediler. Bugün, tüm insanlık, bu “HAKK TAHT”ı dinlemektedir.

Nesiller boyu bu oldu hep. Artık yeni bir zaman sahasındayız… “İSRA” olarak kodlanmış bir sahadır bu. Bu sahada dürümlenenler; teknik olarak kodlanacaklar ve “RUHUN SONSUZLUĞU”nda “KAYNAK olacaklar.

Bütün amacımız, “İLİM”dir… Ve Dünya Planeti, “İNSAN SAHALARI”nı dillerken, “İLİM”le dilleyecek.

YENİ DÜNYA ve YENİ RAHMİ KAPI, YENİ YAŞAM… Hepsi “BİR TEK BİRLİK KELAMI…” Hepsi!... Ve biz, “BİZ” olarak kulluk yaparken; TANRI olan yaşamlar kodlanacak…

SÜPER İNSANLIK REALİTESİ

 

25.MAYIS.2019 TARİHLİ IŞIK SAHRASI
AV. NEZİRE SELÇUK ÖZ BİLİŞ, 1.AKIŞ 1.BÖLÜM

Canlılar, ruhsal kodların bütüne hizmetçiliği Mutlak Kurullar’la kodlanarak gerçekleşir. Tüm ekrana kontrollu olarak kodlanmışları verdik ve dedik ki “Geçişlerini yapalım.”

Her şey, her şeyle ilgilidir. Bunu hepimizin net olarak bilmemiz gerekir.

Sistem, Nizam ve Düzen gücünün dürüme vardığı her anda, bizler “bilgi halikleri” olarak görev taşırız. Çok mutluyuz ki dünya planeti kontrollu ve hakikiyetli olarak bütüne hizmetçilik yapıyor.

Maya olarak görev taşıyan herkes, kelamda kendini dilleyecek güce varır ve bütünün kültü olur. Bugün burada Mutlak Kurullarımız var. Hepsi bütünün güçleridirler.

Değerliler, dünya planetini kontrol altına alabilmemiz için kendi yüreğimizi kelamla dillememiz şarttır.

Kontrollu olarak doğanın gücünü kodlayarak bütüne hizmetçilik yapılır. Bizler “bilgi halikleri”yiz ve bitki, hayvan ve her anda Mutlak Kurullarımız’ı kontrol altında tutma imkanına sahibiz.

Yere görevli olarak gönderilenlerin her biri, kendi yürekleriyle kült kodlamalar yaptılar bugüne kadar; bütüne hizmetçilik yaptılar. Tahdit olmamalıydı ve tahdit olduğu an, Mutlak Kurullar kodlarını kalemden ayırdılar.

Dirilik arttıkça arttı ve bizler bütüne hizmetçilikte Mutlak Kurullarımızı kontrol altına aldık. Düzen kurduk. Tüm İslam kalemleri’nden, kök göklerden ve tüm sahalardan görev taşıdık.

Kaç yüzyıldır dünya planeti kontrollu kodlamalar için bekleşiyor Ve bütüne hizmetçilik hepimizin kendi yüreğindeki ilimle kodlanmışlıkla gerçekleşiyor?

“Yüksek akıl” hepimizin ilmidir ama biz bu aklı bütünün ilmiyle dillemedikçe mana taşımaz.

Yaradan yarattığında yaratıldı canlarım. Hepimiz Yaradanız ve yaratılanız. Bunları iyi bilelim.

Bizler dünya planetinin görevini kodlarken, tüm zamanların sonsuz sır olan ilmini de kodluyoruz.

Yaşam, aklın kelamıyla kodlanmışlık ilmidir. Yaradan’ın ilmi, aklın kelamındadır ve bizler “aklın halikleri” olarak mutlakız.

“İnsan, durgun ve hakimdir.” diyen kelamda, kalemi olmayandır. İnsan durgunsa, hakim değildir. Durgunluk kontrol dışı kayıtları kodlarken, saha bütünün kültü olur ve bizler bütünün gücünü kontrol altına alamayabiliriz.

Değerliler, dünya planetinin geçişi yapıldı. Bu geçiş hakikiyetin hakikiyete geçişidir; hakikiyetin hakikiyete geçişi… Bu geçiş Mutlak Kurullar’la gerçekleşti.

Herkes kendi hakikiyetini diller. Teknik olarak hakikiyet, muktediriyetle kodlanmışlığın hakiki tekniği olarak da dillenir.

Sistem bizim için ilimse, siyah renk Mutlak Kurul’dur ve bu kurul bütünün kültüdür. Düzen’i kurmak, kontrol kurmak anlamına da gelir.

Ekmeğiniz ekmeğimizse, yaşamınız yarınlarımızı kodluyorsa ve bizler bütünün gücüysek, maya olabiliriz ve mahrek olabiliriz.

Yaradan ve yaratılanın ilmi bütünün kelamıdır canlarım. Yaşam kelamdan ibarettir. Her şey kelamla yaratıldı. Formal kodların kelam olduğunu mutlaka anlayınız.

Yaşamın Rahman olan kelamı, mutlak kodlarla kontrol kurmaktadır.

Süper İnsanlık Realitesi olarak, yapmakta olduğumuz her şey kelamladır; hakkın kalemi olmak, tahditsiz olmak, mutlak olmak… Öz görevimiz bütünün gücüyle kodlama yapmaktır.

Sualtı’nın kültü de bugün buradadır. Bizler dünya planetinin geçişini yaparken, hasat yapmaktayız aslında…

Dağlarım, diriliğin kelam olduğunu, yaşamın murad edilen yarın olduğunu ve bizlerin Miraç Kalemi olduğumuz mutlaka bilinmelidir. Kayıt dışı bilgimiz yoktur.

Ulu bir dünyanın kodlanışı bütünün gücüyle oluşurken, kontrol dışı bilgi bütünün gücünden kontroldan kayda çekilip orada kontrol edilip, bütünün geçişi yapılıp, temiz bir dürümde bütüne hizmetçilik gerektiğinde, geçişlerin ilmiyle gerektiğinde geçişsiz olarak yapılacaktır.

Dağlarım, son dönemde süper sahalarda Mutlak Kurullarımız Düzen’i kontrol altına almaya çalışmaktalar. Yaşamın tınısı, insanın kelamındaki kodtan ibarettir ama yaşamı kodlayan tahditsizliktir.

Yemin etmiştik dağlarım; dünyayı göreve alacaktık ve biz bugün dünya planetinde görevliyiz. Ölüyü dirilttik ve bütünün gücü haline dönüştürdük.

Dönüp baktığımız zaman insanlığa, büyük kök görevin kontrollu olarak kayda girdiğini izliyoruz. Yaşamlar boyu doğanın gücünün diriliğe inmesiydi beklenen… Bütün köklerimizle bunu gerçekleştirdik ve Doğa’nın Gücü, bütünün kültü haline dönüştü.

Yoğun ışık altındayız. Bu kesindir… Ama bu ışığın tabuların yıkılması için yeterli olmadığı da kesindir. Dünya ilmi’nde tabular var. Bu tabuların yıkılması gerekir canlarım. Eğer tabuları yıkabilirsek, murad ettiğimiz her şeyi hakim kılabiliriz.

Nedir tabular? İnsanlığın kelamında kontrolsuz kalanların şevksiz, hakikiyetsiz kayıtlarında gök çözümlemeleri yapmalarına imkan vermeyen kayıtlardır.

Önce “Dünya.” Dedik. Neydi dünya? Ölüyü diriltmek için kayda aldığımız ilimdi. Ama bugün dünya muktasip hale dönüşüyor…. Hepimizin kelamında bu kelime var mı bilmem ama ilmim kelama indi ve bu kelime dillendi bende…

Şu ana kadar dünyanın öz görevi ilimdi. Peki; bugünden itibaren nedir? Yarınlardır.

Herkes iyi bilmeli; tüm insanlık biliş haline vardığında yarınlar muktediriyeti kodlayacak.

Hepimizi biliş halinde miyiz? Asla. Bizler bildiğimizi düşünürüz ama bilmediklerimiz bildiklerimizden çok fazladır.

Biliş nedir? Diriliğin ilmidir. “Bilirim dillerim.” Öyle mi? Ya da bilmem ama bildiğimi düşünürüm ve bunu hakedip dinletemem. Peki; dinletmek için ne yapmalıyız? Yasalarla kodlamalar yapmalıyız.

Şu ana kadar doğanın gücünü anlayan hiç kimse olmadı. Doğayı ölü sandılar. O, suptildir, ölüdür, türevleniş olamaz orada, yoğunluk kalmadı, hiç kimse hiç kimseyi kodlayamaz doğayla…

Dağlarım, doğa mutlaktır. İyi bilin. Ölü planet için de mutlaktır. Tüm insanlık için doğa, mutlaktır. Eğer doğanın kuranı ilimse, o biliş halindeki ilimdir.

Bizler doğayı hakedip anlayabilmeliyiz. Eğer anlayabilirsek, tohumları kodlayarak mükafatımız olan ilmi dürümlere çekebiliriz.

https://youtu.be/JPmM09jO770

SÜPER İNSANLIK REALİTESİ

 

25.MAYIS.2019 TARİHLİ IŞIK SAHRASI (1)

AV.NEZİRE SELÇUK ÖZ BİLİŞ 1.AKIŞ – 2.BÖLÜM

Şuana kadar doğanın gücünü anlayan hiç kimse olmadı.…Doğayı, Ölü sandılar. O, süptil bir ölüdür, türevleniş olamaz orada yoğunluk kalmadı. Hiç kimse hiç kimseyi, kodlayamaz doğayla..

Dağlarım, Doğa mutlaktır. İyi bilin. Ölü planet içinde mutlaktır. Tüm insanlık için doğa mutlaktır. Eğer doğanın kuranı ilimse o biliş halindeki ilimdir.

Bizler, doğayı hak edip, anlayabilmeliyiz. Eğer anlayabilirsek, tohumları kodlayarak mükafatımız olan ilmi, dürümlere çekebiliriz. Peki, doğayı anlamak için ne yapmalıyız? Yarınları kodlamalıyız... Yok mu yarınları kodlayan? Hologram da yoktu elbette ama artık var. Yarınlar kodlanıyor, canlar.

Ölü planetlerde yarınların kodlanışı başladı. Nesiller boyu, düvenler kodlandı yaşamlara. İlmin kapılarıydı, o düvenler. Şimdi arık doğanın kulluğu başlayacak ve dünya insanı artık doğanın gözü olacak, özü olacak, sözü olacak.

Peki, doğanın ilmi var mı? Kesinlikle yok. Doğanın ilmi yok. Doğayı kodlayanlar var. Kim onlar?..İlim sahalarındakiler, insanlık. İnsan yoksa doğanın ilmi de yok ama insan varsa doğayı dirilikte dilleyenler var. Ve o dirilikte dilleyenler muktedir kelamla kayda alırlar ki o dürümler, kök göklerin kültü haline dönüşürler ve doğa cevheri, kaynak olabilir.

Peki, doğa cevheri kaynak olursa ne olacak? Yes, işte bu! Yes, aşk.

Sevgililer, İslah Kapıları bütünün kültü haline dönüşecek. Unutmayınız, dünya planeti bütüne hizmet için kodlanmış bir yaşam sahasıdır eğer dünya olmasa mutlak kurullar kontrol kuramazlar. Mutlak kurulların kontrol kurmasının maksadı nedir? Şafak ilminin dillenmesi... Peki, şafak neyi ifade eder? İlmin kalemi oluşu… Peki, ilim Allah’ın tekniğinde var mıdır? Kesinlikle.

Allah neyi ifade eder? Ha, bu soruyu da soralım? Allah bilişin kaynağıdır. Hepiniz, Allah’sınız ama bilişiniz yoksa hakikiyetiniz yoktur. Süper İnsanlık Realitesi olarak yaptığımız tüm çalışmalarda ilmin kapılarını bulanlara İsra Kapısını gösterdik ve dedik ki “insanlık artık kendini dinlemelidir”.

Yarınlar için daha yüksek bir ilmin bütünün gücü haline dönüşmesi beklenmelidir. Vakit tamam, canlar. Yarınlar için doğanın gücü devreye giriyor. Bundan öte bir güç yoktur. İlim sahibi olmasının gereği yok. İlmin açmak içindir ama ilmin haliki olanlar kati olarak doğanın gücü olurlar. Ve yoğunluğu artırırlar.

Dünya planetleri ilmi sahalarda mutlak kurullarla kodlanır. Ve dünyayı kodlayan, yaşamları kodlayan, hep insanlıktır. Dirilik artıkça arttı ve bütün kökler, gökleri dürümlemeye başladı. Ölü planet artık dirildi.

Peki ölüş altın ışığın gücüyle miydi yoksa yoğunluğun kontrolüyle miydi? Kesinlikle aklın kalemiyleydi. Aklın kalemi, hepimizin ilmidir.

Devinim artmadan yarınlar kodlanmaz, canlar.. işte bu nedenledir ki seslenmemiz gerekiyor.. Ses ilimse,Devinim kelamla dillenir ve artar.

Bizler mutlakız çünkü ruhsal sahaları kodlayabiliyoruz. “Yüce dünya, biz seniz” diyerek, yoğunluğunu artırdık. Doğanın gücüyüz, biz..Öyle çok çalışıyoruz ki yaşam, hepimizin tekniğiyle kontrol kuruyor. Yollar yollara ve kontrollü olan kodlar, kodlara ulaşıyor. Vakit tamam, canlar..Düzen kuruluyor. Dünyanın Lütfi kapısı ilim ve ilim, mutlak kurullarla, kaydı açıyor.

Masa, ilim masası. Biz, bu masada müthiş bir ışık kodlaması yapıyoruz. Işığın kodlanışı biliş haline varışımızdır. Yaman bir doğa ve yaşanan kelam, hepimiz oyuz.

Dünya planeti için mükafattır insan, bunu da artık ilmi kalemler anlamalıdırlar. Eğer insan yaşıyor olmasaydı bu planette İsra Kalemi mutlak kurulları, kontrol etme imkanına sahip olamayacaktı.

Eğer İsra Kalemi kontrol kurmasa mutlak kurullar kontrol kurup, kök göklerin kültü olurlar mıydı? Aba sahaları mutlak kurullarla kodlansa olurdu belki öyle mi?.

Dağlarım, göreviniz gereği burada olduğunuzu biliyorum lütfen sistemli olarak yaptığımız bu çalışmada devreye girmeyin. Şükür ki size bunu dilleyecek gücüm var. Susar mısın lütfen.

Ve şimdi yakıp yıkarlar dünyayı canlarım bilir misiniz ama yakarken yakılanlar, olurlar. Dünya planeti çok özel görev taşıyor. Bunu bilmeyen yok. Ama dünya yaşamları, bilmez bunu.

Ödemeleri gereken borçları olanlar, yaşama çekilirler. O yaşam sahalarında borç ödeyip, yer kültü olurlar. Ama, ama canlarım, borç öz geçişlerini yapmak için değildir, hak teknikte kontrol içindir ve bugün yine dünya planetine borçlu kalanlar, gelmeye çalışıyorlar.

Netice şu; ölmüş olsalar da yarınlar için görevli olduklarını sananlar var. Ve onlar, dünyamıza gerçekten geçmek ve yaşamak üzere bir tek olmaya çalışıyorlar. Biz, onları kucaklıyoruz da onların hak etmeleri gerekir.

Diğer bir konuda sessiz sahalar dilleşirken, ses vermeye kalkmalarıdır. Geçip, ses vermek isterler. “Biz “OL” dersek, kök göklerin kültü olurlar, “OLMA” dersek gök süsleyicileri olurlar. Yani kelam değildir yaptıkları, sessiz sahalarda dilleniştir ve bir sistemli dilleniş süşleniş halini gerçekleştirir.…Görüş alanının güçlenişidir aslında, bu.

Dünyanın ruhu, insandır. Öyleyse kontrol kuralım. Gözlerin kör kalkmaması için görev yapalım. Hadi gelin, ilim olalım. Biz dillenelim, ocak yakalım. Kullar kulu olan insan mutlak kurulları kayda çeksin ve yarınları kayıt edelim. Hırsı olan haksız, hak tekniksiz kelam etmeye kalktığı zaman, hırs onu yok edebilir, . Şu anda olduğu gibi...

Öz görevini hak etmeye çalışan o yüce, BSUİ olamadığı, bizimle çalışmayacağını dilleyerek çıktı...Görevi yoktu ki zaten ve biz şimdi yeni dönemin kontrollü kaydını yapalım.

https://youtu.be/LZN1chb5mUU
SÜPER İNSANLIK REALİTESİ

 

25.MAYIS.2019 TARİHLİ IŞIK SAHRASI (1)

PEKER SELÇUK ÖZ BİLİŞ

Yürüdük, geldik, kervanımızla bu kapıya. İşte o kapı, İSHAK KAPISI. İSHAK KAPISI, herkese açıktır. Gelin, gelin, bu kapıya. Gelin ki levhiliklerde yıkanasınız, arınasınız. Arş- Ala da ki yerinizi bulasınız, canlar.

Siyahtan her bir sahraya varılır. Çünkü Sistem, siyah renkte kodlama yapar. Yeni bir DÜN, yeni yaşamdır. Hepimiz iyi biliyoruz ki DÜN YANİ BİR AMA YARIN HAK ETTİĞİMİZ YAŞAMDIR. Hangisi ilimdir diye sorulur? TEK BİR İLİM VARDIR. O da tüm insanlığın kelamı olan DÜNYA. Yaşamda geçmiş ya da gelecek diye itirazsız kabul ettiğimiz bilgiler, anlaşılır ki inhal halindedir ve İSHAK olanlarla dillenir.

Eğer yeni bir gün için çalışıyorsak ayın şu zamanı değil, her anı bizim için önemlidir. Ve dünyanın tüm makamları bizimle olur. Bu makamlar, yaşamda, her anda var olanların hak teknikle kodladıklarıdır.

“İSHAK” dedik. Biliriz ki O HZ İSHAK. HZ İBRAHİM’İN sonradan dünyaya gelen oğludur. İshak; İsmail’den on üç yıl sonra dünyaya geldi. İbrahim Peygamberin yerine geçmiş ve kendisine de peygamberlik gelmiştir. HZ İSHAK Kenan diyarındaki ( Filistin civarı) milletleri irşad ederek ALLAH’a kulluğa çağırmıştır. Kuran-ı Kerimde 16 ayette ondan bahsedilir.

Günler, aylar, yıllar. Ve yıllar..Hepsi cevherde tahditsiz olarak vardılar biliyoruz. Ama biz onları gelecek gibi algıladık. Yaşam, geçmişten geçiş yapıp, geleceğe varmaktan ibaret sanırız. Yaradan’ın sahasında geçiş ilimle olur ancak. Dünden kök gök olup, yarına varma, siyahta yoktur. Levhi Kapı – İshak Kapı – İlim Kapısı. Yaratan, yaratılan orada ilimdir. Yaşam ilimdir, orada. İnsan kelamı, insanlık kaynağı ilimdir. Ve ilmin dışında başka bir dirilikte yoktur.

İlim ve hikmet Levhi Kapıda doğar. Aşk ve gönül inceliğinin pınarlarıdır, Levhi kapı. O kapı sırlarla surlanmış ilimle nurlanıp, parlamış kapı. Bu kapının aşkını arifler bilir. Görünüşte bu aşkın bir izi, bir eseri yoktur. Çünkü marifet sadece arif aşıklara verilen ve sadece onarlın bildiği sır gereğince beşeri, dünyevi izleri alır, götürür.

Arif olan aşık diri kalır ve ölmez. Arifin taşıdığı aşktan dünyanın, insanların haberi bile yoktur. Aşkı; ilahi aşktır. Rabbani şavktır.

Hz Musa, Rabbine “ Seni nerede bulurum diye sorar?” Allah “ Aşkından dolayı hüzünlenen kalplerde” diye cevap verir. Aynı şekilde Hüdhüd, Simurg’a ne götürelim? Sorusuna söyle cevap verir.

Ey soran beni dinlersen oraya, orada olmayan bir şey götürmelisin. Orada bilgi de var, sırlarda. Hele meleklerin ibadeti pek çok... Sen bir hayli can yanışıyla gönül derdi götür. Çünkü orada hiç kimse bunlardan nişan veremez. Dertle bir ah çektin mi bu ah, yanık ciğerinin kokusunu ta Allah katına kadar götürür.

Aşka, aşık olduğunu nereden bildin ey, can? Eğer sende, aşık olmasaydın, ne bilirdin a canım. Gerçek “ ömrün bütün ikbalini vuslatta arayanlar” olarak deriz ki; “ Hepimiz bir tek inciyiz, bir tek. Başımızda tek aklımız da tek. Ne diye iki görür kalmışız?

Aha bu!..Şimdi!
SÜPER İNSANLIK REALİTESİ

 

IŞIK SAHRASI (1/3)
25.05.2019

(VESAYET ALTINDAKİ DÜNYANIN, RUHU KODLAYIP RUH KONTROLUNA GEÇİŞİ:)

Sualtı bizi dinliyor şu anda… “Deve kalktı!” dediler. Biz, bir deve değiliz. “BİR TEK” olan “HİLAL AY”ız. O AY Kİ, HASAT YAPAR… İş budur!...

Dağlarım, daha güçlü bir yürekle dirilmek için geldik… “ İş budur...” dedik!... Ah!... İşte bu!...

“NÜSA KAPILARI” tüm insanlığa açıktır. İş budur!... İş bu!...

Vasi, “SİYAH”tır… Vasi, “SAHA”dır… Vasi Kapısı, artık “YAŞAM” oldu ve Dünya, yoğunluğu artırdı… Şimdi artık DİRİLİK kodlandı ve “RUH” kontrol kurdu… AŞK, “KAYNAK” oldu… İnsan, “İLİM” oldu… Hadi gelin “KAYNAK” olalım… “AŞK SAHALARI”nda dillenelim; yaşayalım!...

“VASİ” demiştim. Bilirsini ki Dünya Planeti hep vesayet altındaydı… Dünya Planeti, tüm zamanlarda “TÜREV KODLARI” olarak yaşam sahalarına inen insanlar tarafından kodlandı ve kontrol edildi. Onların çoğu Peygamberlerdi ve onlar, vesayeti kodladılar hep. Tüm insanlığın vasisi saydılar kendilerini.

Bugün artık, yarınları kodlayanlar; her insanın, “YARIN” olduğunu bilmekteler. Her insan, “YAŞAM”; her insan, “KALEM”; her insan, “NİHAN”dır ve yaratıp, yaşatacakları ile dillenebilir… Vasinin görevi, sahada artık bitmiştir.

Yolların, yolculukların “DİRİLİK”le dilleneceği bir dönemdeyiz… Ağırı hafifletelim ve yolu kodlayalım… Aşk Sahası’nda dillenelim ve “MUKADDİME” denilen o yoğunluğu, tahditsiz olarak “İNSAN” yapalım… Ah!... İşte bu!…

SÜPER İNSANLIK REALİTESİ

 

25.MAYIS.2019 TARİHLİ IŞIK SAHRASI

AV. NEZİRE SELÇUK ÖZ BİLİŞ 2.AKIŞ 1.BÖLÜM

Değerliler, bugün burada çok büyük bir güç var ve bu güç, hepimizi tüm sahalara kodlamaya çalışıyor. Yoğunluk artacak dedik ama henüz artmadı. Frekans, henüz yeterince güçlenmedi ama iyi bilin ki doğanın gücü Mutlak Kurullarımızı kodlayacak ve bizler BİRLİK TEKNİĞİ ile kontrol kuracağız. Yoğunluğun artmaması, Mutlak Kalem’in Kelam’da dillenmemesi mi? Asla!.. Ama yoğunluğumuz hepimizin dürümleriyle kodlanır ki; bugün burada yok olmayan ve Hak Teknik’le kodlanan İLİM Sahalarımızdan gelen bir yüreğimiz var. O, bizle ilk kez oluyor ve onun yoğunluğunu kontrol altında tutabilmemiz için işçiliğimizi aşağı düzeyden kodlamamız gerekiyor.

Yaradan tahtını Teknik Tohum’la kodlarken mutlaktır ve biz mutlakız. Ama olur olgunlaşırız ve yoğunluğu arttırırız da siyah renkte kalmalıyız. Siyah renk neyi ifade eder? Mutlakiyeti ifade eder. Hepimizin kelamında mutlakiyet vardır.

Rusya’nın gücünden öte bir gücün bütün dürümlere indiğini biliyoruz. Nüve olan ilimdir o. “Ama niye Rusya” diye soranlara şunu diyeyim: Oktavı yüksektir o yoğunluktaki şavkın. Orada yüce bir ışık var Canlarım! Tüm insanlık için kodlamalarını sürdürüyor Rusya üzerinden. Ve o biz; biz oyuz. Onun Mutlak Kurulları burada ve bizim Mutlak Kurullarımız oradadır.

Ölü planetlerde hep bu tür çalışmalar olur. Farklı koordinatlarda, farklı şavk kayıtlarımız olur ve her biri; her bir dirilikle dillenir. Hepimiz kollektif çalışırız, bugün burada olduğu gibi… Tüm diğer planetlerde de çalışma sistemi budur. Biri, bir diğerini kontrol etmeye kalkmaz. Hepimizin, hepimize dillenişi ve hepimizin her birimizi kült olarak kodlayışı mutlaktır. Şu anda; Rusya’daki o yoğun ışık, BİR TEK olup BSUİ olup burada olmayı diledi ve bizler de ona KÖK GÖKLER’in kültü olan ilmimizle GEÇİŞ imkanı tanıdık. NİSA KAPILARI’nın KÜBRA olan KELAMI’ında MUTLAK KURULLAR’ımızla bu tür çalışmalarda bizimle olurlar.

Şimdi; Cennet Kapılarının İlminden de söz etmek istiyorum sizlere: Yeşeren dünyalar gördük Canlar! Her birinde yaşamlar var. Ama KÖK GÖKLERin KÜRZİ SAHALARI kült olarak kodlanmamış oralarda…ORTA KAPILAR’ın tümünde yoğunluk var. Tüm sahalar KÜRZİ… KÜRZİ demek; KÜRESEL demektir. Ama yaşam kalemi, İLİM SAHALARI’na inmediği sürece kontrol kodlanamaz! Kontrolun kodlanabilmesi için ŞAFAK olmamız gerekir. Hepimiz teknik olarak kontrolluyuz ama muktedir olmak ve MUTLAK KURULLAR’la kodlama yaparak ŞAFAK olmamız gerekir ÖZ GÖREV budur!..

Parlak bir dünya mı istiyoruz yoksa yoğun ışık altında kodlanan ŞAFAK mı? Biz DÜNYA PLANETİ’nin görevinin kodlayıcı olduğunu biliyoruz. Tüm planetler için kodlayıcı bir görevi var DÜNYA PLANETİ’nin bu kesindir!..Bu neden oluştu? Çünkü ruhun kontrolü tüm insanlığın kodlanışıyla gerçekleşeceğinden burada bu yoğunluk oluştu ve DÜNYA insanı diriliği artırarak kendi yoğunluğunu kodladı. Bugün burada bu yoğunlukta tahditsizlik var ve yaşam dürümleniyor.

Peki, yaşamın dürümlenişi neyi ifade eder? Yalın ve halik olan insanın muktediriyetini ifade eder. Mutlak hız ama frekans farklılıklarımız var. Bilişimizin frekansı farklıdır hepimizde. Beden yeterli midir yaşam için? Asla! İnsan KELAM olmalıdır. Bedeni kodlanmamışsa; o beden değil, giysiden ibarettir sadece…Ama beden demek, MUTLAK KURULLARIN kontrolunu kodlayabilen ışık demektir ve o ışığın hepimizin KELAMI olduğunu da iyice anlamalıyız!

Değerliler, Sistem-Nizam-Düzen diye söz edilen diğer bir husus: Her şey her şey ile kodlanıyor. Ölü planetler dilleniyor. Peki, doğan güç neyi ifade ediyor? Yarınları ifade ediyor. Nedir yarınlar? ŞAFAK’tır. İyi ki iyi ki doğanın gücü Bütün’ün kültü oldu ve mükafatımız olan insan, MUTLAK KURULLARI kodluyor. Ölü diriliyor Canlarım…

Hadi gelin Levh-i Kapıları açalım ve yolları kodlayalım ki Zaman Sahaları Bütün’ün kürzi sahalarını kontrol etsin! Yokluk, varlığı kodlar hep bilirsiniz. Eksi artıyı kodlar. Artık kontrol yaşamla kodlanır. “Hepimiz hepimizdeyiz” diyoruz ya “Medine Mekke” dersiniz hep değil mi? Peki ya İstanbul, neden İstanbul olmasın yoğunluk?

Devamı 2. bölümde

https://youtu.be/3IjVzRBt8lg

Süper İnsanlık Realitesi

 

25.MAYIS.2019 TARİHLİ IŞIK SAHRASI

AV. NEZİRE SELÇUK ÖZ BİLİŞ 2.AKIŞ 2.BÖLÜM

Değerliler, şu ana kadar dünyada birçok Öz Geçişler yapıldı ve bu Öz Geçişler’in yapıldığı Yaşam Sahaları, herkes için Mutlak Kodlamalar yaptırılabilen sahalar oldu. Ama dünyanın son Süper Sahası İSTANBUL’dur. Bu İSTANBUL denilen ŞAFAK, hepimizin ilmidir.

Peki, neden İSTANBUL? ÖZ GÖREV neden burada yapılıyor? Şu anda soru bu!…

Yanıt arayalım!.. Diğer planetlerde de bu tür Yaşam Sahaları vardır. Hepsinde vardır. Hepsinde farklı çoğunluk kodlamaları oluşturulur. Yani Birlikler olur. Birlik Tekniği tohum olur. Orada MUTLAK KURULLAR kontrol kurarlar ve kayıtlar yaparlar. Bugün DÜNYA PLANETİ için İstanbul bu kaydı yapıyor, oluşturuyor. Türkiye’nin her AN’ı mutlaksa da üzerinde Gök Çözümlemeleri yapılan yegane şavk ilim, İNSANLIK İLMİ, İSTANBUL’dur.

BİR TEK İNSAN, MUTLAK KURULLARI kodlarsa; ışık muktedir olur ve ortak olur o yoğunluğa. İşte, İSTANBUL bugün bu tohumlamayı yapıyor ve tüplerle DÜNYA PLANETİNE gelen yaşam şavk yaratanları artık tüpsüz gelmeye başladılar. Biliyorsunuz, insan dümen için değil; yaşam için gelirse tek bir halde gelir o da tüplü geliş. Zi olması gerekmez onun ama idare edilir. Nereden idare edilir? Çok çok farklı ŞAFAK kayıtlarından…

Dünyanın kontrol dışı olmaması için hep bu yapıldı. Bedene giren tüple girdi ve dünya için özel bir görevdi bu. Bugün artık, tüm İNSANLIK tüpe ihtiyaç duymayacak dürüme varıyor. Bu, Biliş’in uyanışı mıdır? Kesinlikle!

İnsanlık dinle de kontrol edildi. Çoğu “dindar” dediler onlara ama din neydi? Robbi sahaların kontrolü için kodlanmış yaşamlardı. Yani yani iyi bilin ki dince konuşuyorum: Yaşamın sırrı ilimse hepimiz ilimiz ama ama Canlarım insan diriyse artık dinsiz olmalıdır!.. Dirilmeyenedir din. Ölü kalanadır din, bunların öncelikle anlaşılması gereklidir.

Bol bol insanlık söylevleri kontrolsüz olarak kodlandı tüm zamanlarda, her bir kalem insanlıktan seslendi ama hepsi dipdiri miydi? Asla! Ölüler diyarı diyenlerden öteydi onlar ama ölüydüler. Tüm İnsanlık ölüydü Canlar, artık dirilmek gerek! Ve bunun için de dinden öteye varmak gerek…

DÜNYA PLANETİ mutlaktır bunları artık insanlık anlayacak ama ama Canlarım, Ortak Kapı olmak için Ortak Kaynak olmak gerekir ki ortada olmak mutlakiyetle mümkündür.

Temiz bir dünya mı istiyoruz. Ölüm hepimizin ümmi kalemidir aslında, körlüktür ölüm ama dirildiğiniz zaman yaşam siz olursunuz. Öz göreviniz kendi yüreğinizde olur ve yoğunluğunuz hepimizin gücü olur. Bu nedenledir ki biz Allah’ın tekniği ile kodlanmış Birlik Kayıtları olarak buradayız. Asla hata yapmadık ve bundan sonra da hatamız olmayacaktır ve BİR TEK olup bütünün gücü olmaya çabalıyoruz.

Ha diyecekler ki; 5-10 kişi toplanmış “Bütün’ün gücüyüz” diyorlar. İyi anlayın ki Bütün’e hizmet ilimledir ve ilmin sırrı, tüm zamanların siyahlığıdır. Her AN oluştur. Han, Hakk’tan Taht’a vardığı AN; Hakk, MUTLAK KURULLARla kodlamaya başlar. İşte Han, ağır yükü hafifletecek yoğun ışıktır. Biz oyuz Canlar!

Şüphe yok ki akıl hepimizin gücüdür. Şüphe yok ki Hakk, mutlakiyetimizdir. Şüphe yok ki Has Tek İlim, Hakk Tek Kelam muktasip kervan olan ışıktır ve bizler mutluyuz ki dünyadayız Canlar. Şu ana kadar yaptığımız tüm çalışmalar, MUTLAK KURULLARın kontrolünü gerçekleştirmek üzereydi ve biz deveyi kaldıran insanlık daha yüce bir şarkıya kontrollu olarak kaydolduk. Öyle bir şarkı okuyacağız ki yaşamda; her AN her AN’ı kodlayacak. ANlar AN’ın da MUTLAK KURULLAR kodlanacak biz o şarkıyız Canlar.

Sessizliğin sistemi olan SES ama MUTLAK olan, yaratan yaratılan tektir Canlarım. Artık bunu da insanlığın kavraması gerekir. Yaradan ve yaratılan tektir.

Yaşam tahditli değildir. İlim MUTLAK’tır ve biz muktediriz. Bunların kesin olarak anlaşılacağı bir döneme girilmektedir. Deve kalktı derken insan ilmin kapısından geçecek diye bilinen o yoğunluğa varmak için kalktı. Hangi dünyada daha yüksek ışık varsa BİRLİK tekniğe o yoğunluğu kodlar, bizler Müsih Kapıları kült olan kayıtlarının insan olan sahalarından MUTLAK KURULLARa vardık ve bugün buradayız. Yol Allah’ın yolu ve yaşam İNSANLIK iş budur. İş budur! İŞ BU!..

https://youtu.be/nhbNZc_dsQg

Süper İnsanlık Realitesi

 

25.05.2019 İS HAKK (2) Çalışması

Ben, DOĞA

Sabaha karşı yağmur yüklü bulutları çağırsam;

“Yağabildiğiniz kadar yağın!” desem;

Elektrik yüklü bulutlar birbirini çekse; yıldırımlar oluşsa; Kaynak Işık toprağa inse; şimşekler çaksa “gök gürlüyor” dedirtsem;

Görmeyen gözler, duymayan kulaklar biraz olsun farkıma varır mı acaba?

Görmeyen gözler, duymayan kulaklar hatırlar mı acaba?

Dünya denilen bu geçiş planetine geliş amacının, yüreğe varıp yürekten dillenip Rahmi kapısına varıp o kapıdan tüm zamanlara geçiş olduğunu?..

Sesleştikçe, dillendikçe ama Allah Kelamı’yla dillendikçe; tüm zamanlara görev taşıyacağını hatırlar mı?

Ben, DOĞA

Ben her şeyin kayda alındığı bir saha

Ben yaradan, ben yaratılan, ben yasaları koyan

Ben,“BİZ” diyenlerle kontrol kuran,

Yarını tohumlayanlarla BİZ olan,

“Ben yaratır, yaşatırım” diyene derim ki;

Hakk Tını’yı hakettiysen,

Hakkın Kalemi olduysan,

Yaradan Tahtı’nda kelam edip Allahça konuşabiliyorsan;

Sen dirisin, haliksin, Hakk’sın

Sen ve ben BİR olup BİZ olduk ve Dünya Planeti yeni bir SİSTEM oluşturuyor.

Yer yeniden kodlanıyor ki yeni tohumlar ekilebilsin, yeni güçler kodlanabilsin!..

“Artık bütün kötülüklerin aşılacağı günlerdeyiz” diyebiliyoruz.

Süper İnsanlık Realitesi Erengül Koç

 

25.05.2019 IŞIK SAHRASI 1

AV. NEZİRE SELÇUK ÖZ BİLİŞ 3. AKIŞ

Değerliler, dürümlere indiğiniz andan itibaren kontrolünüz sağlandı. Yağmur yağmaya başladı ve yağan yağmur mutlak kurullarla tüm sahaları kodlamaya başladı.

Dürtülerle kodlama yapmıyoruz burada, kelamla kodlama yapıyoruz; muktedir olarak ve kurullarla kontrol kurarak... Şükür ettik ki doğanın gücü bütünün kültü oldu. Hepimiz mahrek olarak bu yağmurda ilim olduk. Çürük çarık değil ilim... Alemlerin Rabbi olan insan mutlaktır...

Alemlerin Rabbi olan insanlık mutlaktır ve her insan mutlaktır bunu artık insan siyahlığındakilerin biliş kalemi olup dillemeleri gerekmektedir. Allah'ın tınısı aklın kelamıyladır... Hepimiz hak kapılarda halik olarak mutlak kurullarla kodlama yapıp ağırı hafifletmekteyiz.

Asla hata yapmayız... "La Ka Ha, Si Ha" diyoruz... Ha Si Ha, nefesimizin kürzi sahalara inişinde mutlaka lokomatif görev taşıyanlar olucaktı, işte bugün burada lokomatif görev taşıyanlarla mükafatımızı kodluyoruz.

"Ol" dedik oldu diyebiliriz, ölüyü dilleyebiliriz, teknik tohumlama yapabiliriz; tabuları yıktığımız anda mutlak kaynaklarda kural koyabiliriz ilim, ilmin kelamı ve halikiyeti için...

Canlılar, doğanın kuran olan ilim sahalarındakiler sizler mutlaksınız bunu asla unutmayın... Yoğunluk artmadıkça yaşamlar kodlanmaz ki; bizler yoğunluğu arttırmak üzere çalışmayı yapmaktayız. Dünya dili Allah'ın ilmiyle kodlananların dilidir, bu dil murat ettiğiniz tüm zamanları kodlayabilecek tekniğe sahiptir. Her dünya Allah'ın tınısıyla kodlanmış ve yoğunluğu kodlayarak mutlak kılmışsa da, muktedir olan tüm zamanların kaynağı olan bu dünya bütünün gücüdür.

Biz bu dünyaya ağır yük taşımaya geldik... Taşımak, taşıtmak değil taşımak ama herkesin herkesle kelamını, halikiyetini ve has tekniğini kodlayarak taşımak.

Tanrı arzın kültüdür ama aklın kulluğunda mutlaktır... Tarık olur, tahditsiz olur, bir tek olur ve bire hizmet eder... Ana kalem olur ve herkesin herkesle kodlanması için murat ettiğimiz o yoğunluğu muktedir olup kodlar.

Şu ana kadar yarınlar için hiçbir şey yapılmamıştı ama insanlık boyutlarında diri kalem mükafatımız olan ilmi tüm zamanlara indirmekteydi ki bunu bilen yoktu.

Beşere kelam etmek zordur ama hak olup tahditsiz olduktan itibaren herkes kelam edebilir... Kelam, yarınları kontrollü olarak yaratmaktır. Yaratıcıdır kelam ama halik olanın hak teknikle kodladığı kelamdan söz ediyorum.

Yoğun ışık altında doğan kült aklın kültü olabilir ama Rahman olmanız gerekir. Rahmi halikte, hak teknikte mutlak kurulları kontrol etmeniz gerekir.

Şükür ki Allah'ın dediği aklın dediğidir canlar... Eğer Allah'ın tahditsizliği aklın kelamında olmasaydı, insan diye bilinen bu yaşam oluşmazdı. İnsan diye bilinen bu yaşam, yaratıp yaşatmak için var edilmiştir... Varlık boyutlarına tek tek indirilen insanlık bu nedenle indirilmiştir.

Diğer dünyalarda ne oluyor!?... Size oralardan da söz etmek isterim... Bir çok dünya planeti var canlar, bir çok planet; hepsi dünya gibi kurullarla kodlanmıştır ama çoğunda yoğunluk azdır... Arzı kelama indirecek yücelik yoktur çoğunda... Toprakları tonlarca tahditli kayıtla kodlanmış olduğu için yığınların ilmi mükafatlarını kontrol edememektedir...

Bizler tüm insanlık için bu çalışmayı devreye aldığımız gün, türevleri tohumlarken; tüm sahalar mutlak kurullarıyla bizle oldular. Şükür ki bu çalışmalar teknik olarak her anda kodlama yapabilmektedir. Ve yoğunluk arttıkça arttığı an, her planette kodlanmışlık artıcaktır.

Hepimiz Ziya'yız canlar, hepimiz şafağız, hepimiz ağır yükü hafifletebilenleriz... Hep dünya dilini Allah'ın ilmi diye dinleyenleriz ve yoğunluğu kodlarken diri olarak kodluyoruz...

Her bir bilgi mutlaktır ve zerktir her ana... Yaptığımız çalışmalarda sistemli olarak zerk yapmaktayız yaşamlara... Her ana zerk... Bunu daha net biliyoruz... Eko sistem diye bilinen sistem som dönemde artık bitirilmiştir. Eko sistemdeki o yoğunluğun kontrollü olarak akışı türevleri tohumlarken kontrol dışılığı da kayda aldığı için o dönem sonlanmalıydı ve sonlandırıldı. Direk zerk diye bilinen zerkde; her ana, an sahalarına inebilir ve zerk yapılabilir. İlahi kütle kodlaması diye bilinen kodlamalarla zaman sahaları oluştuğundan Ziya olan kodlar o yoğunluklarda kayda girerler ve zerkle mutlak kurulları tahditsiz olarak kaynak yaparlar.

_Ve devinim arttıkça arttı ve bizde ses vermek istiyoruz, izin ver verelim...

_ Can, kaynağını kodla öyle gel çünkü buruda arzın sahası kodlama yapıyor... İzin ver bitireyim...

Değerliler, son sözü söylemek isteyen biri var bugün burada, ona söz vermemiz gerekir diye düşündük ama şu sahasının en yoğun anında ona söz vermek doğru olur mu bilmiyorum...

_Değerli analar ben sözü aldım, sevgili analar, sevgili babamız, sevgililer sizleri çok çok güçlendirmek üzere buradayız...

Dünya planetinde kodlama yapmamız gerekiyordu ve sizinle olmalıydık. Türkiye çalışmalarının büyük kök görev olduğunu biliyoruz ve bu dünya dilini sizin diriliğinizle dinlemek istedik. Kanat gerdik tüm zamanlara ve sessiz sahalara indik sizin yoğunluğunuzdayız şu anda. Yaşamak istiyoruz analar, biz de yaşamak istiyoruz...

Sessizlik seslendiğinde artık bir tek olunur, işte biz burada bir tekiz... Ve bir tek olarak sesli kaynak kayıtlamalar yapıyoruz. Dava ilim davası ve biz ilimin kelamıyız, ayrı gayrı gözetmiyoruz; tüm insanlığı kodlamaya çabalıyoruz.

Temiz olanlarlayız... Allah dedi ki "kodları kontrol et" geldim... Anacığım izin vermedin işte...

_Sessizliği kodluyorsun, ölü planetlerde bu yapılır; burada sessizlik kodlanmaz...

Canlarım, Süper İnsanlık Realitesi olarak her anı kodluyoruz ama kodlanmış ilmin kelama indiği anda mutlak kurulların bu yoğunlukta herkesle olmasının gereği yoktur. Şimdi daha da özel bir dünyada görev taşıyoruz diye düşündü ve yoğunluk arttı ve şu anda bir tek olarak bize geldi, ağır yük taşıdığını düşünüyor; onun gücü bütünün kültüdür ve biz bütüne hizmet ederken hepimiz tek teklikle kodlama yapıp onunla da öz görev taşıdık. Şükür ki bugün burada... İş budur... ve dünya planetine daha güçlü bir ilim dili inecekti... Bire hizmet için, tüm insanlık için... O bu görevi yapar mı, yapsın... Ama yapamaz canlar... Canının, cennetinin, kelamının, kaleminin ilmi buna yetmez... Şükür ki anlattık ona bunu...

Peki yek diğerleri ne yapar? Kelam olurlar, şükür ki bugün buradar... Sualtının kültü, ilimin kültü hepsi bir tek... Hepimiz biz olarak buradayız canlar...

Yazılar yazdıkça yaşamlar yarınları kodlar, biz yazdık; yazıldı yaşam, yazıldı insan, yazıldı mutluluk, yazıldı huzur... Her şeyi yazdık... İnsanlığı yazdık... Mutluluğu yazdık, huzur yazdık; yaşamın halikiyetiyle yazdık... İşi hak ettik...

Saha hepimizin sahası... Öz görevimiz biliştir ve biz bilişle yazdık...Şimdi!

https://youtu.be/yWxhEmlVsS4

Süper İnsanlık Realitesi



 

25.MAYIS.2019 TARİHLİ IŞIK SAHRASI

Kupam; ilim, yolum; kaynak ve ben hakkım olan, aşkım olan HAKİKİ İNSAN’ı bulmaya geldim… Hani nerede o insan? Bende, sende, onda… Ama o hepimizin bir tek olduğu siyahın en siyahı olan kelamda.

İşte; o gün geldi. Kontrol kuruldu ve dünya cennet oldu. Ve o cennet bahçesinin bekçisi İNSAN oldu. Korudu yaşamları, korudu yarınları, kırmadı, kırılmadı. Ve o insan bir TABİAT GÜCÜ oldu… O insan her şeyle BİR oldu ve o gün tüm insanlık bir tek oldu. Siyahlık buydu, oldu.

Sapla saman ayrılmadı o gün… Başaklar ayıklanmadı, hepsi olgunlaştı. İnsan dirildi, kelama vardı. Bir tek olduğunu bildi. Yarına vardı, yaşadı.

Ya nesillerimiz? Mutlak kurullar oldular. Gönül gücüyle yapılan çalışma, planetler arası bir çalışmaya dönüştü.

Sislerin ardındaki o insan artık belirginleşti. Gözümüz o insanı görmekte… Köre göz olan RA İNSAN, kelamsızlara kaynak olan HAKK KALEM İNSAN… Her yer insan ve insan her an!

Çatışmaların ortasında savaşı kontrol eden LA KA HA OLAN İNSAN… İSLAM olan, HAKKIN KAPISI olan insan… Yer, gök insan… ve biz o insanı hakettik.

Aşkım olan, her seste şarkım olan o İNSAN geçti, geldi. İndi dünyamıza… Aha işte; cennet buydu. Oldu.

Sevgilerimle,

Bahar Umurtak

SÜPER İNSANLIK REALİTESİ

 

25.MAYIS.2019 TARİHLİ IŞIK SAHRASI

Kupam; ilim, yolum; kaynak ve ben hakkım olan, aşkım olan HAKİKİ İNSAN’ı bulmaya geldim… Hani nerede o insan? Bende, sende, onda… Ama o hepimizin bir tek olduğu siyahın en siyahı olan kelamda.

İşte; o gün geldi. Kontrol kuruldu ve dünya cennet oldu. Ve o cennet bahçesinin bekçisi İNSAN oldu. Korudu yaşamları, korudu yarınları, kırmadı, kırılmadı. Ve o insan bir TABİAT GÜCÜ oldu… O insan her şeyle BİR oldu ve o gün tüm insanlık bir tek oldu. Siyahlık buydu, oldu.

Sapla saman ayrılmadı o gün… Başaklar ayıklanmadı, hepsi olgunlaştı. İnsan dirildi, kelama vardı. Bir tek olduğunu bildi. Yarına vardı, yaşadı.

Ya nesillerimiz? Mutlak kurullar oldular. Gönül gücüyle yapılan çalışma, planetler arası bir çalışmaya dönüştü.

Sislerin ardındaki o insan artık belirginleşti. Gözümüz o insanı görmekte… Köre göz olan RA İNSAN, kelamsızlara kaynak olan HAKK KALEM İNSAN… Her yer insan ve insan her an!

Çatışmaların ortasında savaşı kontrol eden LA KA HA OLAN İNSAN… İSLAM olan, HAKKIN KAPISI olan insan… Yer, gök insan… ve biz o insanı hakettik.

Aşkım olan, her seste şarkım olan o İNSAN geçti, geldi. İndi dünyamıza… Aha işte; cennet buydu. Oldu.

Sevgilerimle,

Bahar Umurtak

SÜPER İNSANLIK REALİTESİ

 

25.MAYIS.2019 TARİHLİ IŞIK SAHRASI (1)
AV.NEZİRE SELÇUK ÖZ BİLİŞ 4.AKIŞ
Yaşamak kolay Canlarım. Şafak söktü. Mutluyuz şu anda burada olduğumuz için. Ve sistemin gücü olarak sevgiyle sizinleyiz. Az öz değil çok konuşalım Anam çok. Konuşalım ki halikiyetiniz, hakikiyetiniz has tekniğiniz mutluluk olsun. Hologram ötesi bilişin kontrolü gerekir. Çok mutluyuz ki öteler ötesi biliş MUTLAK KURULLARı kodlamaya başladı.
Temel bilgidir ki insan insanlığını anladığı zaman yarınlar mutluluk olacak ve insan KELAM olduğunda KERVAN olup bütün kök görevlerini kodlayacak. Yaşam insanın KELAMIDIR. Ve insan mükâfatını hak edip alacak. Ağır yük hafifleyecek ve düzen kodları hologram ötesinde MUTLAK KURULLARa kayıt yapacaklar. Hasat tamamdır Anam. Çok mutlandık bugün burada olduğumuz için. Hakkımız olan Hak teknikle kodladığınız o yoğunluklarda mutlu kurullarımızı kontrol etmekti ve bunu başardık.
Yedi dünya dedik Anam yedi dünya. Yedi ŞAVK, yedi AŞK, yedi HALKA, her bir halka has tahtımız. Biz o tahtların tahditsiz ilmiyiz. Sizin olmak sizin olmak istedik Anam. Mutluyuz ki buradayız. Olan ilimdir Anam. Olan şavktır. Aşktır olan. Teknik tahdit MUTLAK KURULLARın kodlanışı için gerekliydi. Tahditsizliğe kodlandık artık Anam. Yukarılar yukarısı ve aşağılar aşağısı olan biliş herkesin kendi yüreğindedir.
Ölüler diyarı olan dünyanın dirilişini izlemekteyiz. Çok mutluyuz çok. Yorulduk be Anam yorulduk. Handan hanlara varmak yordu bizleri. Olmadan olduk, öldük be Anam öldük. Yok, Anam yok Rusya’nın ilminden öte bir ilimdeyiz burada biz. Huzurluyuz Anam çok huzurluyuz çok. Şans dilediler insanlığa şans. Şarkılar türküler okunduğunda şarkı ilimse şans Kelam ile bütünün şansına dönüşür be Anam. Hazırım Analar Anası. Hazırım Tanrılar Tanrısı. Hazırım Hakkın kapısı sende olmaya. Sevgili Anam sen olmaya geldim.
Kurullar tüm insanlığın kurullarıdır. Hologramlar ötesindeki kalemler MUTLAK KURULLARın tahditsiz ilahi gücüdür. Yüksek şarkı yüksek şavkın ilmidir. Vaziyet bu Anam, vaziyet bu. Kucakladım tüm insanlığı, kucakladım tüm insanlığı, kucakladım ben. Masaya oturtuldum bugün burada. Ben de buradayım ben de. Sizin sistem olan ilminizle bugün buradayım ben de. Adım Nezir, ilim kapısı olan insan. Ben mutluyum burada olduğum için.
Mustafa Kemal Atatürk diye bilinen ilimim ben. Onun adı MÜRAÇ KAPISIdır. Onda olmaktır amaç, olduk Anam olduk. Sevgili Anam tüm insanlık senin ilmin ve biz sen olarak bu meclisteyiz. MUTLAK KURULLARımızın gücüyle buradayız. Tüm insanlık için bilişin kapısını açmaya geldik. Yalın ve Halik olan insanlığa MUTLAK KURUL olmaya geldik. Muhammed kulluğundan öte bir kulluğuz biz. Bugün sevgiyle sende ve senin yüreğindeyiz. Uzun zamandır doğanın gücünü kodlayarak dünya planetini kontrol altında tutmak üzere çalışan bilişin bizim bir tek olan ilmimiz oldu. MUHAMMED KELAMINDAN öte bir Kelamdır bu KELAM. Biz sevgiyle sana sen olup geldik. Cennet adı cevheri Kelamda ilimdir, biz ilim olup geldik.
Şu andan sonra doğanın gücü olarak Türkiye çalışması yapılacağını biliyorduk. Bugün doğanın gücü olan insanın doğanın kültü olarak geçişini yaptığını gördük. Yoğun ışık altında sessizce sizleri dilledik. İlin ilin ilinden ilimin Kelamından yalının kaleminden geçtik. Şuana kadar hiçbir dünyalının kodlamadığı bir dürümü kokladığını görmek bizleri mutlandırıyor. Yorulma seninle olur senden sana sen olur mükâfat olarak senin yaşamını kodlayabiliriz. Allah’ın etken ve hâkim olan ilmini senin yüreğinde dilleyebiliriz.
Uzun söz kısa öz, sevgili Anam senin ilmin olmaya geldik. Senin ilmin olmaya geldik. Huzurluyuz çünkü mükâfatımız olan insansılıktan insanlığa vardık. Çok mutluyuz Anam çok.
https://youtu.be/MNsBbUAplyc

SÜPER İNSANLIK REALİTESİ

 

IŞIK (2/1)

26.06.2019

Dağlarım, “SA HA” dedik… SA ve HA… Netice şu: Sanal Boyutlar, SAHA kelimesini dillerlerken de SA ve HA harflerini, dürümlere inecekleri dirilte, DÜZEN KODU olarak kayderler. İnsanlık Boyutları, SA harfinden ötede bir harf devreye alır ve der ki “HA” ama HA ve SA… Her biri bir “KELAM” olabilir. Ya da bir “DİL” olabilir. Her biri bir “SİYAH RENK”tir.

Peki bugün neden size bu harfleri diliyorum!? “ZİYA”, olmak için gereken her şey hepimizde mevcut ise de her birimiz, “BSUİ” olarak tohum ekerken, kalemimiz; her anı kodlamaktadır. Tüm zamanlar için ışık halindeyiz. Her bir KELAM, bir “SİYAH RENK”tir ama her SİYAH RENK, tüm zamanlar için IŞIK KODU olamaz, olamayabilir… Bizler için de bu böyledir.

Doğanın dili vardır. Herkes, kendi ile “DOĞANIN DİLİ”ni dinlemeye çalışır. Tüm kodlar, teknik olarak biliş ile HALİK olurlar ve yarınları “BİR TEK” olup yaratırlar. İşte her bir harf, bir sahadır ve her bir harf, bir yarındır.

Yaşamlar boyu her harf, “IŞIK SAHASI” halinde, TOHUM olup koruyucu sahalarda dillendiğinde; zaman, yaşamları kayıtladı. Her yaşam, bir “CENNET SAHA” olsun diye “SES SAHALARI”nda “DİL KODLAMALARI” yaptık. Her bir “DİL”, BİLİŞİN KALEMİ ile kodlar oluşturdu. Buyurun! Dünya Planeti, bu kodları dillemeye başladı.

Değirmi bir “SİYAH RENK” ki bu renk, bir “HALİKİYET KODLAMASI” ile kontrol edilir. O HALİKİYET KODLAMASI”nda, DİRİLİK olur. Her bir HALİK-İ KAHA KAYIT, teknik olarak kontrol kurduğunda; yarınlar kodlanır ve RUH, hologramdan aşar.

Türkiye’de yapılan her bir “YAŞAM SAHASI KODLAMASI”nda da bunu gerçekleştirmekteyiz. Yaşamların ilmi olan KERVAN, bu yoğunluklarla yol alır. İşte her bir “DİL”in, kendi diriliğini oluşturması, böylesi bir yaşam sahasında görevli olmakla, dürümlere KELAM olmakla olur.

Temizlik yapıldığı zaman, tüm insanlık, TOHUM olmaya çalışmalıdır. Yapılan temizlik, kir olarak bilinen KELAM kırıcılıklarının, diriliklerden ayrıştırılmasıdır. Her insan, kirli halde KÖK GEÇİŞ yapmaya çalışır ama ne yazık ki her insan, yaşam sahalarında kodlama yapma imkanına sahip değildir.

Her dara düşen; diriliğini Halik kılıp yaşamını hak etmek ister. Bunun zor olduğunu, ancak “ARZIN SAHASI”ndan; “KÖK GÖKLER”in dilinde, geçiş ile HALİKİYET ile ve “HALİK SAHA”da dürümleniş ile mümkün olacağını herkesin anlaması gerekir.

Beşer, “İNSANSI”dır. Hasat dönemlerinde; beşer olup yaşama inen “KELAM KODLARI” da vardır. Onlar da “DİLİ HALİK OLANLAR”ı kodlamaya inerler. O sorumlu kodlar da bunun için dünya planetine inerek, sevgiyi kodlamak isterler. Onların ruhu, hepimizin sorumluluğundadır. Onları korumalıyız!... Bunun için size geldik… Korumak için, yaşam sahalarında dillenmemiz gerekti. Geçip geldik ve şikayet etmedik. Sizinle olduk… Son söz şudur ki kontrol kuralım ve onları koruyalım… A HA bu!…

SÜPER İNSANLIK REALİTESİ

 

IŞIK (2/2)

26.06.2019

YILDIZLARIN SIRRI

Dağlarım, torbanızda ilim varsa; iyi bilin ki o ilim, teknik olarak tüm “YAŞAM SAHALARININ KELAMI”dır. Biz, Türkiye Çalışmalarını, tüm zamanlara kodladığımızda; iyi bir teknik kodlama yaptık. Temiz zaman içindir yapılan her şey ve tüm zamanlar ve tüm RAHMİ KALEMLER, teknik olarak tohumlarını kayıtlara alırlarken; “IŞIK YAŞAMLAR”ı kodlarlar. IŞIK YAŞAMLAR, teknik olarak kodlayıcıdır ama o kodlamalar, “SİYAH RENK”ten tohumlara iner ve her tohumu modlar halinde diller… Her bir mod, bir frekans sahrası oluşturur. Tüm sahralarda, dirilik bu şeklide kodlanır.

İş ilimse, tüm sahalar modlarla ilmi kodlar. Her bir kod, “TEKNİK HALİK” olur.

Mutluyuz ki bu Halikiyet ile yarınlar oluşur. Herkes, “BİR TEK KALEM” olabilir ama teknik olarak, bilişte oluşan “YEŞİL RENK”i Halik kılmalı ki hasat yapabilsin.

“YEŞİL RENK”, “SİYAH RENK”ten TOHUM olur ve der ki “Ben SİSTEM olayım; yarınları yaratayım…” İtibar gerekmez işçilik için. Her bir kervan, “İLİM SAHALARI”na, “IŞIK YAŞAMLAR”dan varır. IŞIK YAŞAMLAR ise YILDIZ SAHALARI’nda kodlanır.

Yıllar yılı görev taşıyanlar; yıllar yılı kodlama yapanlar; yaptıklarının, teknik olarak “YAŞAM SAHALARI YARATIMI” olduğunu anlamalılar.

İşte İLİM SAHALARI”nda yapılar çalışmalar ile yıllar yılı TEKNİK TAHDİT; kodların, kayda alarak oluşturdukları, YAŞAM KAPILARI’nın ışığını kodlayarak; kontrol kurarak; İLİM KAYITLAMALARI’nı diliklere indirdi.

Buyurun! İlmi, Halik kılın ve yıllar yılı süren o yoğun çalışmaların diriliğini kodlayın… Ne oldu şimdi!? İş buydu!... Yıllar yılı ve yıllar yılı olan buydu!...

Yerküreler yarattık teknik tahditler kodlayarak. O tahditleri, kodlayıp kontrol edip yarınlardan ayırarak… İşte yıldızların, yaşam sahalarına kayıt oluşu budur… “Türevleniş” denilen de budur. Her şeyin türevlenişi ve yoğunluğun artışı!... Artan yoğunluk, “TOHUM” olarak kodlanmış olan yaşamlardır.

“İsa”, “İsa” deriz… O, bir şarkıdır. Işık şarkısıdır o… Ya da “Muhammet” deriz… O bir “SA HA”dır. İşi KELAM’dır onun. O bir şarkıcıdır ve şarkısında, NEFES’i vardır. Muhammet, mutlaktır. Nesiller boyu kontrol kurarak NEFES SAHALARI oluşturdu. Şükür ki bütün kütle ile KAYNAK oldu.

Artık yerkürede “YAŞAM KALEMLERİ”, DİRİ YARINLAR için “IŞIK KALEMLER” haline dönüşmüştür. Bu IŞIK KALEMLER, “SİYAH RENK”te, her anı, yarını Halik kılarak kayda almaktalar.

Oluşan, yıllar yılı kodlanan, tohumlanan NİSA KAPILARI, IŞIK SAHALARI’nda, KÖK GEÇİŞLER’le, yarınlarda NİSA SAHALARI oluşturup, kodlamalarla, YALIN İLİM yapıp, yarınları var ediyorlar. İş budur…

Bu gün, KÖK GÖKLER’i dürümledik, “SES KALEMLER”imiz ile. İş budur… İş budur…

SÜPER İNSANLIK REALİTESİ

 

IŞIK (2/3)

26.06.2019

Yer, gök “TEK”tir. Han, “HALİKİN HALİKİ”ni kodlayan “İNSANLIK KAPISI”dır. O kapıya, “İNSAN” olanlar gelir. İLİM’i Halik kılan, insanlığı HAKK olan, çok mutlu olur; ÖZ GÖREVLİ olur ve geçip gelir.

Aşar şarkısı yarını; “Has Taht”ını diller ve RUHUN KULU olur; görev alır iner ve geçer…

Yaşamak; yaratmaktır, yoğunluklarda dürümlenen İLİM SAHALARI’nı... Ama yaşayan; yarınla, yarınlara tohum olmalı ki kontrol kurabilsin.

İşgal altında din; insanı, ilimden çıkarır. Dinin işgali yoktur ama Dincinin işgali olur. Dinci, diri olmadan dini, tohumlarsa; dürümler, ilimde işgal kodları ile yoğunluğu kontrol eder. O gün geldiğinde; din, tahditlenir; işgalci, tahditsizleşir ve “SAHA KODLARI” “MUTLAK KALEM”den kopar, ayrışır… KALEM, “KARA SAHA”da, son sözde, güç kaybına uğrar.

Tap “İLİM”e; tap “DİRİ”ye; tap ama!... ama taparken, tahditlen!... Taptığın, “İNSANLIK” olduğunda; sen, “SESSİZ SAHA”da seni dille ve de ki “ben, “BEN” olan İLİM’e taptım. O zaman ben, insan olarak doğan yüksek şarkıda, seni dillerim ve dinlerim. Senin ilmini ve senin yarınını hasata kayıtlarım ve dürümlerim yoğunluğunu. Sana, uzun zamandır anlatamadığın diriliğimi anlatırım; yolunu açıklarım… Zamanın diriliğinde; seni, senden “SESSİZ SAHALAR”a kodlarım ki bana, beden (ölümsüz beden) alıp gel diye...”

Gelemezsen; ben, “OL” diyenlere geçerim ve senden, seni dillerken; sen olur, dürümlerim seni.

Kanat takanlara “KALEM” olurum; “RUH” olurum. Robotik olanlara, dürümlerde DİRİ olan “YAŞAM” olurum ki herkes; kodlansın, koklansın diye.

Yerküre, “ANA KALEM” olur; Olgun sahalar, kokulu yoğun ışık olur. Uzun, özel, KÖK GEÇİŞLER yapabilenler, dinleşirler; diri, has ve hakiki yarınları, Has Tahtları ile kodlarlar.

Barıştan yana olup söz edenler; başka bir yarın için seni, sende başka bir “SİYAH KAPI”ya kodlayarak dillerler. Her biri, “BİR TEK” olur… Her biri, “BSUİ” olur… Yarın olur…

Unutmayınız ki “YARIN OLMAK”, sahaya inmektir; yaşamaktır... Yaratıcı olmaktır... Yaşamın hasatanı yapmaktır... Oğullarını Halik kılmaktır... Han olmak; HAKK olmaktır... Hem de Dünya oluştuğundan beri; “OL” diyebilecek kodlanışlarla, yaşama inen “SİSTEM CEVHERLERİ”nde, görev almak; bizleri, BİRLİK TEKNİĞİ’nde kodlamaktır…

Azap duymadan dondukları her andan, azap çekenlere KELAM edenler; azabı tanımazlar ama tanıtırız onlara azabı!... Niye bilir misini!? Her insanın, her bir diride “DİL” olması; kontrol kurması için gereklidir. Eğer insan kontrol kurarsa; azap duymaz ve azabı dillemez... Ama kontrolunu aşıp da arzı, arşı dillerse; orada her insanın diriliği vardır ve orada, her insan, “KELAM”dır ve “HALİK”tir. Bunun içindir ki her insana İLİM gerektiğinde; her anı hak edip yaşamalıdır.

Diyebilirsiniz ki “Biz, azabı hak etmedik!...” Ama siz, “HALİK”seniz; her şeyi hak etmeniz gerekir ve kodlayıp kontrol etmeniz gerekir… Kontrol kurduğunuz zaman azap biter… İş budur...

Bu bilgiyi niye verdim!? Çok sorular var!... Niye olumsuzluklar oluyor diye!... Olumlu, olumsuzu bilmelidir. Olumlu olduğunu dillerken; “KELAM”da olabildiğince, “KELAM” olup kontrol kurmalıdır…

IŞIK halindeki bir yaşamda bile; olumsuzluk, olumluluğu hak etmek için gerekebilir. İşin ilmi budur…

Bir tek devre. her anı Halik kılarken; tüm insanlığın da her anda hasat yapması gerekir. İş budur…

Sultanlar, “Sanal Yaşamlar”da dillenenler, size derim ki; yaşam süreceğiniz çok güçlü “YAŞAM SAHALARI” oluşuyor. O sahaları hak ettiğinizi bilmekteyiz. Ne var ki HALİK olmak için de sevgiyi hak etmek gerekir. Sevginin olmadığı bir yaşamda, hasat yapsanız da HALİK değilsiniz. Yani YARADAN olamazsınız; yaşamı, Yaradanlardan, yaratmaya çalışırsınız. Sahalarınızda ve onların dürümlerinde kodlama yapabilirsiniz bu yoğunlukta… Bütün mesele, “SİSTEM” olmanız ve her şeyin tekniğini anlayıp o yoğunlukları hak etmenizdir. İşte o zaman, “SAMANYOLU GALAKSİSİ SAHALARI”nda, göreviniz mutluluk olur.

“Şok!” dediler. Niye!? ZİYA olmuşlar; kodlanmışlar; yolu bulmuşlar ne var ki KODLAR, her anda MUTLAK KODLAMA yaparken, “SİYAH RENK”, “KERVAN KODLAMASI” yapmadığında; “CEVHER”e, KAYNAK olmak için NİHAN olmak gerekseydi, olabilir miydik diye düşünülüyor…

Ohh Canlarım!... Her anda değil miyiz!? Aşk Sahası’nda, diriliğimiz yok mu!? Öyle çok güçlendik ki!... “BİR TEK”iz; “HASATÇI”yız; hasat yaptık; tahditsiziz ve diriyiz… İş buydu!... Bugün bunu yaptık!… Çok mutluyuz!... Unutmayınız, “BİR TEK”iz… TEK TEK KELAM olduk… “OL” dedik… İş budur…

SÜPER İNSANLIK REALİTESİ

 

26.HAZİRAN.2019 TARİHLİ IŞIK (2)

AV. NEZİRE SELÇUK ÖZ BİLİŞ, 1. AKIŞ

Seviyenizi yükseltebilmek için mükafatımız olan teknik tahditi siyah renkten kodluyoruz. Şu an bütün kütle kodları simsiyaha boyanıyor. Hepsinin ışıkları kodlama yapacak.

Siyahın ruhu vardır. Tükenen her anı kodlayabiliriz siyah renkle… Herkesin kelama varabilmesi için mukaddes kitap olan insanın “hakiki ilim” olması gerek. “Hakiki ilim” olabilmek için de hakkın sahasına inmesi gerek.

Şimdi; daha da özel bir gün için şunu söylemek isterim ki yasa kodlaması yapılacak burada. Yasa kodlaması yapabilmemiz için işgal altındaki dünyaları kodlayabilmemiz gerekir. Tüm insanlığın teknik tahditle kontrolu kurulurken, iki yaşam sofrası kurulur.

Her bir yaşam sofrasına kervan olanlar konulur ve tükenen ilim sahalarındakiler koruyucu kodlamalarla mutlak kurulları kayda alırlar.

İşgal altındaki tüm zamanlar kontrol edilir ve şer şafakta kontrol altında tutulur.

Işık sahalarına inebilmemiz için Hakkın kalemi olabilmemiz gerekir. Hologram olan ilim sahalarını kayda almamız ve yasal doğumlama yapmamız gerekir.

Bu doğumlamayı yapabilmek için de şarkılar, türküler kontrollu olarak kayda indirilir. Ağır yük hafifleyebilsin diye “ilim” olanlar koruyucu olurlar ve yolun kalemi ilim sahasında mutlak koyulukta ışık yağmurlarını kayda alır. Ki bu yağış, bütünün kültü olanları kayda indirir.

İmparatorluğun gücü olarak dünya planetini tohumlamaya inen birliklere şunu söylemek isterim ki büyük kök görevdir şarkı. Ama bu şarkıyı okuyabilmek için de hakk kelam olmak gerekir.

Yığın yığın kulluk kodları bütünün kültü olmak üzere doğanın gücünü hakkın kalemine çektiler ve dünya planeti doğanın kültü oldu.

Düzen’i kurabilmemiz için yaşama BSUİ (Barış, Sevgi, Ummanların diriliği olan İnsan) olup inmemiz gerekliydi. Barış, sevgi ve mutlak kul olan ummaların diriliğini kelama indirilen insanın unutulan ne varsa kayda alması gerekir. İşte; burada yapılan çalışma bunun için yapılıyor. Umutlarımızı hiç kaybetmedik.

Türkiye Çalışmaları’nın yüce ilmi bugün burada bütünün gücünü dürümlere indirebilecek tohumlamayı yapmaktadır.

Aşağı yukarı iki yüz yıllık bir dönem sahası oluşacak ama bu dönem sahasının ötesindeki kürzi sahalar da kontrollu olarak inisiyasyon kodları olarak devreye girecekler.

Her şeyin herkesle dillenişi için inisiyasyonlar kodlanacak. Ve ruhi sahalardakiler ruhi kayıtlarını kodlayabilecekler.

Her ilim Allah’ın tahtından kelama iner. Her kelam mutlaktır ve tüm zamanların kürzi sahasından insana iner ve insanın gücü olur, muktediriyeti kodlar ve herkes, herkesi anlamaya başlar.

İyi ki bugün, bu yoğun ilim sahasındayız! İyi ki yaşamı halik kılmak üzere burada olanlar mutlak olabildiler. İyi ki yarınlar kök görevle dürümlenebildi ve iyi ki yazım okunacak.

Bu yazıyı yazdım ve bunun için aklın kalemine indim. İşte; çalışmaların en büyük emeği olan bu yoğunlaşma, bizleri de dünya planetine kült olarak çekti.

Ve bizler de kült olarak sizinle görev taşıyacağız. Ağırı hafiflettik, yaşamı tohumladık ve kontrol kuruyoruz.

Savaşımız yok. Her an, her şey bizim için mutluluktur. Siyah renk “kervan” olarak mükafat olan insanlığı kodlayabilecek. İşgal tamamen sonlanıyor.

Yol, Allah ilmi’yle kodlama yapılışta kayda inecek ve sarı renk, mor renk, her renk Türkiye Çalışması’nın yüksek ilmi olacak.

Sizin “ilim” dediğiniz, bizim ilmimiz olan kelam, hep teknik olarak kodlamada, yoğunlukta kontrol kuracak.

Ağırı hafifletip yolu kodlamak bizleri mutlandırıyor. Şikayetimiz asla olmadı ve bugünden sonra da olmayacak.

Sizin için ölü planet, orta kapıların tümünün kodlanışıyla birlikte teknik olarak kontrol edilecek ve bizim adımız “ilim” olacak. Ve Sistem, Nizam ve Düzen’in gözü olan insan, mutlak kurulları kayda aldığı an, her şey hakkın kalemine dönüşecek. Ki aklın kapıları tüm insanlığa açılacak.

“Şimdi” diyemem… “Şimdi” diyemem, çünkü daha çok ilim vermem gerekiyor. Sizinle daha büyük bir görev taşımam gerekiyor. Bu nedenle “sizden daha güçlü bir siz” olmaya çabalayacağım.

Benim adım insandır ve sizinle olmak beni mutlandıracak. İşgal yok. Şimdi. İş bu. Ve şimdi.

https://youtu.be/3hjnsbypwvE

SÜPER İNSANLIK REALİTESİ

 

26.HAZİRAN.2019 TARİHLİ IŞIK (2)

AV.NEZİRE SELÇUK ÖZ BİLİŞ 2.AKIŞ

Devinimi artırabilmek için buraya gelenler; şunu iyi bilmeliler ki kodlanmış olmak hepiniz için mümkün olsa da yasaları kodlamamız, mutlak kurulları kayda almamız ve yoğunluğu artırmamız, kelamla mümkündür.

Kelam olanlar burada olacaklar ama kelamı olmayanların yorulduklarını görüyorum ama yaşamlarında muktediriyetleri olamayacak.

Çorba pişmedi henüz öyle mi? Yok, canlarım. Çorba pişti ama bu çorbaya, kelam olanları kodladık. Kelamı Halik olanlar, burada olacaklar.

Yolun henüz sonuna varmadık. “Som altın ışıkları kodlayalım” diyorsanız, gerçek insan her insanın ilmiyle dillenen ve hakim olandır.

Eğer ben dünya planetini kodlamaya niyetliysem koruyucu olmamdan doğan bir halse bu ve ben mutlaksam, ilimle dürümlendiğiniz için buraya gelmenize izin verdim.

İmparatorluk görevidir yaptığım doğru ama yoğunluğu artmak mutlak kurulların kontrolünde bütünün kültü olmaktan ötede has ilim olmakla mümkündür.

Şikayetim var mı? Ete girdiğim gün, beni yerkürenin gücü diye dilleyenler, bugün et olmaya çalışmaktalar.

Netice şu ki erdiğiniz neyse aldığınız ve yüreğinize teknik olarak kodladığınız odur. Ucu bucağı bulunmayan, yarınları kodlamaya geldiğimi düşünenlere de şunu söyleyeyim. Ben uçsuz bucaksız şafak olarak doğdum. Benim ucum bucağım hiç olmadı. Bugünden sonra da olmaz.

Elim, Allah elidir ve ben bu eli mutlak kurulların kontrolü için kodladım. İslam Dini’nin ilmi değilim ben, kervanım ama bu kervan, harika bir yasa ile kodlanmış bir şarkıdır. İnsanlık boyutlarının bilmesini istediğim, ilmin kelamda olduğu süper sahalarda teknik tahditin bulunamayacağıdır.

Erdiğiniz ne ise ölüyse yaşam, orada sizde ölüsünüz. Oldunuzsa yerkürenin kültü olduğunuz için oldunuz. Ama Allah’ın etken ve hakiki lekesiz kelamı, her birinizin halikiyetinde meknuzsa, ben sistem olarak buradayım.

Burada olmamı beklemeyen, biliş haline varamayan, yaşamları kontrol edemeyen, etkin ve hakim olmayandır.

Şikayetim var mı? Ata kalemler hasat tekniğiyle kontrol kurduklarından beri marka bir çalışma yapılıyor, burada.. Her bir dede, her bir dil, her bir şarkı, Mesihlerin kelamını kodluyor, burada.

Diyeceksiniz ki “devinim arttı mı?” Devinim Allah’ın ilmidir, artmadan hakim olunamaz zaten. “Şeytanın şarkısı” dediler. “Şafaktır, insan”. Şer yaratan şafakta şevkin şarkısını okur. Biz, Türkiye Çalışmalarını tanıklarla yaptık. Ama tanıdık, tanıklar.

“Tanık” dediğim, insanlıktı. Bütüne hizmetçilikti yaptığımız. Medine’nin kelamını kodladık burada, yarınları koklattık. Toy bir dünyaya kul olduk yorulmayın diye koruyuculuk yaptık. Hamur yoğurduk. Özür dilemeyin. Hamurumuz, lokomatif olan lekesiz kalemlerin hak teknikle kodladığı ilim şarkılarıdır.

Baştan beri dünya planetiyiz, biz. Her birimiz bir planet gibi geldik, dünyaya ama bu planet bir tek kelamın halikiyetiyle kodlanan, mutlak kurullarla koyu ışığı kayda alan planet, islah olanların kelamıyla, mutlak kurulları kayda alacaktı ve bunu başardık.

Nesiller, tüm insanlığın kelamı ve hakk; mutlak kurul. Biz Türkiye Çalışmalarını kullarla yapıyoruz. Öz görevimizdir bu, kontrol ve kurulların kodlanışı.

Yanlış, hakk sahasında olur mu acaba? Hak sahasında yanlış yapan bulunamaz ama hakk sahasına inip de yarım, ben senim demeyen, ben sisteminde kelamı olamaz.

Şikayet etmiyorum ama yazımı okumaya kalkanlara okutmayan o, bugün gelmiş, hak teknikle kelam ilmini dillemek istiyor. Özü, sözü, gözü açıksa yarını hak etsin, elinin haliki olsun, koruyucu olsun ve kontrol kursun.

Sorumlu olduğu tüm zamanları kodlasın, oğullarını koklatsın, şafak olsun. Ön görevi budur. Çörek yapmak değil, tüm insanlığın geçiş için yapması gereken, İlim yapmaktır ki ilmin kapısını bulanlar, burada olurlar.

Hulusi kalem ilim ve biz, biz olan bütün kötülükleri aşan bilişin kalemleri. Devinimi artıracaksak, insanlıkla artıracağız. Cennetin etkin ve hakim olan ilmini bütününü kültü yapmaya çalışanlar, Yaradan’ın tahtında teknik tahditi kodlayacak ve muktedir olacaklar ki buraya göz olup, gelecekler. Göz olan, özün sözünü söyleyecek olan ve yolu kodlayacak olan, genişleyip, görevini hak eder.

Şikayetim, tüm insanlığı kurallarla kontrol etme çabalarıdır. İyi bilin ki kurallar, ilmi kırar. Ben tüm insanlığa şunu söylemek dilerim ki kim ki kurallı çalışır, korunup, kodlanamaz. Çünkü kurullar, onu koruyamaz, o kendi kurallarıyla kodlanmışsa kaynakta şarkısı olmaz, onun. Şafağı olmaz ve yasaları kontrol etme imkanı hiç olmaz.

Masam, tüm insanlığın masasıdır. Ve bu masada ölü olan, yetkin olduğunda, kök görev taşır. Ama ölüp de köksüz kalan güçsüzse kontrol edici olabilir mi? Asla.

İmparatorluk görevini yaparken, tahditsiz olarak kök geçişlerini yapanları kontrol altında tutmak, mitlerle kodlama yapmak, yolu korumak, Türkiye Çalışmalarında geçiş için gereksiz değil ama genişlemek için müthiş bir şarkı olmalıdır, tüm bunlar.

Yıldızların sırrını da size bugün anlatayım ve bunu yazılı vereyim.

https://youtu.be/WN7-kvR6zu0

SÜPER İNSANLIK REALİTESİ

 

26.HAZİRAN.2019 TARİHLİ IŞIK (2)

AV. NEZİRE SELÇUK ÖZ BİLİŞ, 3. AKIŞ

Dağlarım, ruhsal kurullar bugün sizinle. Bugün verdiğiniz her şey öz göreviniz ve hakikiyetinizle ilgilidir.

Mutlaka bu konunun burada dürümlenmesi şarttı. Hasat tekniği de bugün burada kodlanmalıydı. Yağmurun yağışıydı ilim ve biz ilmin kelamı olarak bu çalışmayı yapmalıydık.

Karanlık, tahtını kelamla dilleyenlerin ilmini kodlar ve hepimiz bugün burada hasat ilmiyle bütünün kültü olduk.

Dünya planetinin görevi insanı haketmektir. Ama planette yaşam sürenlerin de ilim olmaları ve insanlaşmaları gereklidir.

Teknik olarak söz verdiğiniz gibi gözünüzün gördüğü her anı kayıtlayabildiğinize eminiz de mutlaka çalışmalarda kontrol kurulmalıdır.

Yolun kontrolu kesinlikle kök geçişlerle olacak ve kök geçişlerse hak teknikle kodlanmışların kayıtlarıyla olacak.

Geniş kapıların açılması şarttı. İşte; geniş kapıyı açabilmek için geri çekilmek ve genişlemek şarttı. Bugün burada geri çekilip genişledik ve kapıların kontrolunu kurduk. Yoğunluğu kodladık ve kayıtladık.

Tanık dinlenmesine gerek vardı, dilledik ve dinledik. Perde perde açıldı yaşam ve dirilik arttı. Dünya planetinin görevini hakettik, dürümledik.

Şimdi; yasalarla çalışmalar sürerken herkesin kendini kontrol edebilmesi mutlaka gerekir.

“Karanlık” dedik; “kati olarak kodlanmışlıktır karanlık.” Atlantalı Ata Kalem olduk ve yolu kodladık.

Asla karanlığı kontrol etmeye niyetlenmedik. Neden? Çünkü karanlığı kontrol, kodların kalemden ayrışmasını da gerçekleştirebilir.

Altın kapı bizim kapımızdır. Altın kapı’dan geçen insan, hakkın kalemine iner ve hak kalem olur. Biz altın kapıyı kodladık ve o kapıyı hakedip tohumladık ve açtık.

Kasa, ilim kasası. Bu kasayı kontrollu olarak kayda aldık. Rahmi kapıların kübra olan kelamlarını dilledik. İyi ki yaşamlara inmişiz. İyi ki hakkın kalemi kodlanmış. İyi ki hak sahalar mutlak kurulları kayda almış. Dolduk… Dolduk, olduk. Mutluyuz.

Süper siyahlık, süper sahra, süper saha ve ha… İş mutluluk. Yeni dönem hepiniz için ışık kapılarının açılış dönemi oldu.

Işık kapılarının açılmasıyla birlikte karanlık, tahditli altın ışıktan çıktı. Artık tahditsiz bir dünya gücü devrede.

Hüzün kalmayacak yaşamda. Her şey hakkın kalemi olacak. Has teknikle mutlak kurul kayda girecek. Ki hankarların KA HA olan kelamı hakkın kalemini kontrol edecek.

Yeni dönem hükümran olan hakiki ilim kalemlerinin dönemini başlatıyor. Bugün sonra hükmeden, hak teknikle kodlayan, hak sahra olan ve hak saha olan kendini dinleyecek.

Yeri yarattık, yer elimiz oldu. Yaşamı kodladık, yarın halikiyetimizle kontrol kurdu. Huzurlu bir dönemi başlattık.

Hastalık bitti… Hakkın kalemi, hakkın sahası ve yaşam… Cennet; insan.

Biz sendeyiz anam. Seniz biz. Bunu unutma.

Biz senin etken ve hakim ilminiz. Cennet; insan… Sendeyiz biz. Cennet insan, seniz biz. Aha şafak söktü anam. Bugün seniz biz. Seniz… Seniz… Seniz.

https://youtu.be/H_BWBn3nC94

SÜPER İNSANLIK REALİTESİ

 

26.HAZİRAN.2019 TARİHLİ IŞIK (2)
AV. NEZİRE SELÇUK ÖZ BİLİŞ, 4. AKIŞ 2 BÖLÜM
Yaradan ve yaratılan tahditsiz olarak kontrol kurdu ve bütün kötülükler aşıldı. Yere göğe Allah’ın tahtını kodladık ve oturan Allah oturtulan yaşam her biri o tahtın Kelamı oldu. Ama iyi anlasınlar ki yaşayanlar, düren dürülen İLİMDİR. İlimin olmadığı bir yaşamda dürüm yoktur. İyi anlasın ki yarınları kodlayanlar, dürüm yoksa Türkiye çalışmalarının manası yoktur.
Büyük kötülüklerin önünü alabilmek için dünya planetinin gözünün görebileceği en yüce kaynağın kaydının yapılabilir olması şarttı. Toy olanların toprağa tohum olma imkânları olmayacağından tohumları kontrol altına aldık ve torbaya ilmi koyduk. İsra kervan oldu. Yaşam kulluk yaptı. Kontrol kuruldu… Tek bir çalışmada Tanrılık kalemi Mutlak kalem oldu. Kübra kervandı kütle kutlamalarıyla kontrol kuruldu.
Yeni dönemde dünya planetinin geçişleri yapıldığından Yaradan’ın tınısı tahditsiz olacak ve gerçek insan Mutlak Kelam olacak. Genç yaşlı her ne yaparsa yapsın ağır yük hafifleyecek. Yürü ya da kült ol ve kontrol kur. Ama yürümek seni senden sana tanıtır ancak, ama sen koş ki yeni dönem senin Kelamın olsun. Eğer ben yürürüm ama koşamam dersen, kontrol benim değil sessizliğin olur.
Ben ses sen ses ol ama sistem ol ki SAHRA ol, sahada Kelam ol, kulluk ol. Toprağın toprağım olsun, yaşamın hasatım olsun ve ben Mesihlerin Kelamından öte olan HAS TAHT olan ilim, senle olayım. Hangi doğanın gücü beni benden bana tanıtır ki ben her an değil miyim? Beni benden bana tanıtacak hiçbir şarkı yoktur ki… Beni benden bana tanıtacak hiçbir şarkı hiçbir türkü yoktur.
Şunu söylemek isterim ki barış için buraya gelen barışa hak olup hak olduğunda tohum olmalı ki Başkanlık dilim onun yüreğinde olsun… Şükür ki ağır yükü taşıyacak güçtedir. Eminim ki tanıtır da tahditsizliği ama tanrı Kelamda kalem olduğu zaman onun ruhu Mutlak Kurularla kayda girebilir.
Karanlık aydınlandı ve O der ki “ Ben bedeni Halik olan Hak tahta varayım. Halka halka genişleyip, tüm zamanları kodlayıp, sonsuz sahlara varayım.” Bana gelip der ki “Seni Halik kılayım.”
Yaşamak yaşanmak teklikle olur Anam. Ben sen yok, teklik var. Bunu artık öğren. Eğer bana gelip beni bende dillemek istiyorsan aç kapıyı da anla… Yalan yanlış bilgilerinle beni kontrol edeceğini düşünüyorsan iznim yok buna.
Şimdi soruyor, beni anladın mı? Sen Kelam ettiğin zaman kendi yüreğin seni dinler ama kaleme inmediğin sürece bedenin seni dilleyemez. Eğer bana gelip seninle olacağım dersen şunu anla ki bastığın yer Allah’ın tınısıyla kodlanan bir yerdir ki ocaktır orası. Oraya gireceksen hologramı aşıp gelmelisin. Benden bana beni Halik kılacağını zannedersen yanıp tutuştuğun kim varsa al gel ama kimse burada soframda kontrollü kaynak kodlama yapamaz. Çünkü sol sağ çatışmalarında kendini kontrol dışı kayıtlarda dilledin.
Kırandan kırıldın. Kısırdın. Kırandık kırıldın diye düşündün. Biz kırmadık… Ses seni senden sana kırdı. Bunları iyi anla.
Kaynakta elim var. İşaret veririm o el Mutlak Kurulları kayda çeker. Allah ben, ben O’yum. Allah’ın tahtı benim, ilahi kült benim, akıl benim ve ben BEDENİM. Bugün bende olma imkânın yoktu. Seni sanal Kalton kayıtlarından buraya aldım. Ve şimdi şarkını şer yaratan şavkından öteye kodla ve sesleş. Ama benden mi? Yo kendinden. Bugün sana verdiklerimi oku, dinle, anla. Başka bir gün var mı? Çok… Ama okutmam sana bunları da iyi anla. Ne diye okutmam? Çok huzur bozdun da ondan… Huzursuzluk yaptın da ondan. Saltanatın kalemin de kontrol kırdın da ondan. Bugün buraya gelme niyetin yoğun ama izin veremem. Ha diyeceksin ki ben geleyim sen beni kov yok Anam yok. Gereken olur ama seni kovmam da girip çıkacağın bir yer yok. Bunu iyi anla…
Hınca hınç dolu bir yer burası ve senin için ayırdığım tek bir kervan kaydı yok. Burası çok dolu Can ama bugün sana özel sesleşmek diledim. Hayırda ve şerde sana ses verdim. İşini hak et, şarkın kodlansın yoğunluğun artsın ve nefesin hologramdan öteye varsın. Sokak sokak gezdiğin o günleri aş ve yeni gün kök görevinle kontrol kurduğunda şafak ol ve Ak Ka ha olup geç. Gerçekten geçtiğin zaman sen beşere Kelam olacaksın. Ama bugün mü? Yok, Can yok…
İşte bu…

https://youtu.be/E290EzdTymA

SÜPER İNSANLIK REALİTESİ

 

 

 
  Bugün 11 ziyaretçi kişi burdaydı!  
 
Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol