Birlik İlmi
  BİR TEK OLAN (3) - TAMAMI
 

30.OCAK.2019 TARİHLİ BİR TEK OLAN (3)
AV. NEZİRE SELÇUK ÖZ BİLİŞ, 1.AKIŞ 1.BÖLÜM

Dağlarım, “Rusya” dediğiniz o yoğun kalem bizimle olmak üzere bugün burada.

Oğullarımızı kodlarken buraya gelip, geçecek olanları belirledik. Bugün buraya geçip gelecek olanların, teknik tahditleri olmamalıdır.

Kaçıp gidenler, muktedir olup kök görevlerini hakedip burada olmalıydılar.

İnsanlık boyutlarının geçişi yapılacak bugün… Bugün, burada “robotik timler”in de geçişlerini yapmamız gerekiyor.

Kurulları, yoğunlukları, toprakları ve tohumları bütüne hizmet için kodlananlar bir tek olup burada olacaklar.

Kontrol dışı bilginin Bu Meclis’e kodlama yapmadığı kesin. Bu nedenle kontrollu olanlar burada sesleşecekler.

Etimiz, kemiğimiz İnsanlık ilmi’dir. Bugün buraya göç edenlerin de “kelam” edebilecek yolculukları olmalıdır.

Koca bir doğa ve tohum ama biliş haline varanlar “bilge” olarak her biri kelama, kaleme varacaklar.

Som altın ışıkların görev için burada olmalarıdır dileğimiz…

Kervana halik olanlar, kayıtlanacaklar. Hakk tahtın kelamı, “mutlak kuran” olacak ve Mesih kapıları’nın tümünü kodlayacağız burada. Ummanların ruhsuz kalemleri de kontrol kuracaklar ve toprağa tohum olacaklar. Öyle çok çalışılacak ki bugün burada; hakka ve hakiki teknikle tahdit olanlara kodlamalar da yapılacak.

Hem dünya insanlığı için hem de planetler arası kodlar için bu çalışma süper sahralarda dürümlere indirilecek ve KA HA olan bilgeler lekesiz kalacaklar; lekesiz hakikiyetleriyle KA HA bilgeler olarak bütünün gücü olacaklar. 
Hakkımızı, “hak teknik”le kodladığımızı bilerek bu çalışmayı devreye alıyoruz. Hak teknikle yapılan her toplantı, muktedir olanlarla kodlanır.

Hakka varanların tahditli olmadığı bir dünyada, Medine kelamı mutlak kuranı kodlayacak dürüme ulaştırılır.

Büyük kötülükleri önleyecek gücümüz var. Harı yükselttiğimizden beri, bütünün gücü dürümlere inmektedir. Aşk sahalarındaki mahrek, mutlak kuranı tohumladı ve bizler mükafat olarak bütüne geçiş imkanı sağladık.

“Hamaset yapar dünyalılar..” diyerek görev isteyenler var. Allah’ın tınısında hamaset olmaz canlar. Bunu iyi kavrayın. Eski dünyaların güç kapılarında mutlak kuranları kodlayanların bütüne hizmetleri olmuş olabilir. Onların ruhsuz kapılarında mutlak kuranlarla kodlama yapmış olabilir.

Nesillerisin görevini kodlayarak da bütüne hizmetçilik yaptığınızı söyleyebiliriz ama harınızı yükseltmedikçe tohum ekme imkanınız yoktur. Harınızın yükselebilmesi ve bütüne hizmetçilik için kelama inmeniz, muktedir olmanızla mümkündür.

Kopup giderseniz tüm sahralar sizi size “kalem” yapamayabilir. Açık tutuyorum tüm kapıları ki her insan kendini dilleyecek dürüme varsın ve mahrek olarak “Matu kodları”nın gücünden öteye varsın diye…

Olgun başakların ilime kalem olma imkanı kesindir. Medine’nin kelamından kodlananların kontrol kurma imkanları da kesin olabilir ama “sahra” dediğiniz o yoğunluğa görev taşıyıcı olmak, her insanın ilmiyle mümkün olmayacaktır. Bunun kesin olarak bilinmesini dilemekteyim.

Kontrol, Allah’ın ilmiyledir. İslam insanlığı, kelamı halik kıldıkça, aklın kalemi olacak ve bütüne hizmet edecekler.

Elim, Allah eli’dir. Yasaları koyarım ama yolu kodlarken, yaşam sahralarında mutlak kuranları da koklarım. Ölü planetin görevi kodlarken yoğunluğum, arza arş olup kölelerin, köksüzlerin, güçsüzlerin ilahi kalemsiz kalanların yaşamlarını da kayda alırım.

Değerliler, Rahman olarak SA HA KA HA olup, bütünün gücünü kök görevle dilleyerek, müthiş bir ışıma gerçekleştirdik Bu Meclis olarak… Bu ışımanın her şeyin örtüsü örtüldüğünde de bütünün gücü olarak kodlamalarını sürdürecektir.

İmparatorluğun gücü olarak bu çalışmayı yaptığımız bilinmekteyken, bu gücün mutlak kuranlarla kodlandığını da herkesin anlayabilmesini beklerim.

(Devamı 2. bölümde)

https://www.youtube.com/watch?v=Yih5f47wuIY BAHAR

2.BÖLÜM
İslam dininin ilminde mutlak oluş, Hakka varıştır. Bizim ilmimizde ise mutlak oluş, muktedir olup kodlayıcı olmak anlamına gelir. Ellerin ellerinde olanlar Allah’ın ilmi ile dürümlerde dillenenler ve yoğunluğu kodlayıp mutlak oğullamayla kontrol kurabilenler kalem olacaklar ve bütüne hizmet edecekler. 
İnsan ilmini anlattığında, ilim kaleme çekilir. İslam kelama vardığında, imparatorluğun gücü ilme iner. Ruhsal kalemin MUTLAK KURANI kodlanır ve SOM ALTIN IŞIK bütünün gücü hâline dönüşür. Büyük KÖK GÖREV budur. 
Unutmayınız ki dünyanın yoğunluğu artacak. Ve yoğunluğun artmasıyla birlikte kelam, kalem, bitki, hayvan ve tüm sahraları kodlayacak ve koruyacak. Unutmayınız ki dünyanın kontrolü sağlanmaktadır. Düzen kurabildiğimiz sürece insanlık boyutlarında
 mutlak kayıtlar yapılır. Ve biz kontrol kurarak bu çalışmayı sürdürmekteyiz. 
Emperyal kök görevliler, emperya kelam kapılardakiler ve teknik tahditle bütünün kültü olmaya çabalayanalar bu tahditleri muktedir olup kaldırabilecekler. Hecelemek gerekir iken hecelerini kelamsız kılanlar hakkın kapısına kıldan ince o kalemle kodlama yapanlar ve ziya olanlar, iyi bilecekler ki karşı karşıya kalacağımız birlik tahdidi, iyiliğin kodlanışından öteki olan ve ötelerin ötesinde olan Hakikiyetin tahdididir.
Ark akmaya başladı canlar. Akış mutlak olarak sürmektedir. Akışın kalemde olduğunu bilmeniz gerekir. Hakka varanın helal ilimle dillendiğini dilleme imkânınız olduğunu biliyorum. Buna öteberi diye insanlık kapısında kırıcı kalem olarak muktedir kurulların kodlanışında Hakka varış diyorsanız anlayın ki kardeşlerim dünya insanlığı yer kürenin görevini hak etmektedir. Ve bu görev mutluluk verecek insan sahralarındakilere. 
Himmet bekler yürektekiler. Hak teknikle tohum ilmini, dillemek beklerler. Evre evre kelama varmak ve yasaları kodlamak beklerler. Varlık boyutları biliş halinde anlar ki koruyucu olan kim varsa kontrol kurabilecek tohumu ekmeye başlayacak. 
Hemen dünya kurduk, hemen yaşama indik, hemen insanlaştık, hemen aktık, hemen Hakkın kalemi olduk. Varlık boyutlarında hemen diye bir şey yoğun halde var ama hemen derken her birimizin kelam ettiğimiz o anı kastederiz. O anda her birimiz hemen kodlar hemen kalem olur hemen KA HA olup SAHA olur ve hemen müthiş bir ilim olur. Hemen ama sessiz zamanları seslendirmek koşuluyla. Bunları her kesin iyi bilmesini bekliyoruz. 
Şu ana kadar yaptığımız çalışmaların çok özel olmadığı biliniyordu. Bu günden itibaren doğanın gücüyle gök çökmeden yaşama yapacağımız çalışmalar çok daha güçlü olacak. Ve bunlar tahditsiz çalışmalar olarak dürümlere kodlanacak. 
Önce ölüyü diriltip tüm insanlığın kontrolünü kuracağız sonra kodlamalar sürecek ve daha sonra Medine’nin kelamı kodlandıktan itibaren masamıza insanlık oturtulacak. Bugün buradaki ilim sahralarımızın tümü insanın ilmidir ama o saha daha güçlü bir şafak olacak ve burada oturanlar mutlak kuranlarını kodlayacaklar. 
Ekmek yaparken ve hâkim olurken bunların önemini her kesin hak edip anlamasını diliyorum. Uzun çok uzun bir süreçti çalışmamızın yapıldığı süreç. Ve bu günden itibaren daha yüksek bir sahanın Kurana ilmini dillemeye başlayacağız. Bu ilim maya olacak tüm insanlığa. Ve som altın olanların sofralarında mutlak kaynaklar olacak. 
Şimdi daha üstün bir çalışma başlıyor. Bu çalışmaya biz şavkımızdan öte bir şavkla kodlama yapmaya başlıyoruz. Asla hata yapmadık ve yapılmayacak. Bir tek olandan öte bire hizmetçilik olacak konumuz. Biz o bire hizmetçiler olacağız Canlar. Ve Bir Tek Olan, BİRE HİZMETÇİ OLAN OLACAK. A ha bu…
SÜPER İNSANLIK REALİTESİ  SELMA ÇENÇİN

 



 

BİR TEK OLAN (3/1)
30.01.2019

Değerliler, “BİR”e hizmetçilik; hepimiz için “KELAM”a, HALİK olup inmektir. Biz, KAHA olan yaşamları, tahditsiz olarak kodladık ve tohum ektik. Ektiğimiz tohum, “KELAM” olan İLİM’dir. Bu İLİM, hepimizin “KELAM”ıdır.

Tanrı, diri ve hakiki bir cevher olarak yolu açtı. Açılan yol, “İNSANLIK YOLU”dur. Bu yola inenler, diri olup indiler.

Beden, her insan için kodlanmışlıktır. Bedeni HALİK olanlar, kontrol kurarlar ve kodlama yaparlar. Bedenin “KELAM” oluşu ve “YAŞAM” oluşu; hepimizi “KELAM” yapar.

Alıp tek tek kodladıklarımız ve “HAKİM” olup “HAKK” olup tohumladıklarımız, bizimle olacaklar. Onlar, sura üfüren “İLİM SAHRALARI”nda dillenecekler ve “DİRİ KAYITLAR” yapacaklar.

“ATLANTA KONTROLU” kuruldu. Bu kontrol kurulduktan sonra dürümlere inenler, o yoğunlukta kontrol kayıtlamaları yapmaya başladılar. “TARIK”, tahditli ve hakim iken yaşam, “HAKK SAHA”ya ulaştı.

SÜPER SAHRALAR, “MUTLAK KAHA YAŞAM KAYITLARI” ile kontrol kurdu. Tüm insanlık, “KALEM” oldu ve “ZİYA” oldu. İnsanlık Boyutları, “İLİM”e indi ve resimler yapmaya başladı. Yapılan her resim, yaşama kodlandı ve tüm sahralar için “IŞIK KAYITLAMALARI” haline dönüştü. Tüm sahralar, bu kayıtlar ile tohumlanıyor ve kontrol kuruyor o yoğun ışıkla…

Her bir resimde, “BİLİŞ”imiz var… Her bir resimde, “DİRİ YARINLAR”ımız var ve “BİR TEK” olup yaşam süren “KERVAN”ımız var.

Her KERVAN, İLİM’e ulaşamayabilir… “BİR TEK” oluş, bu nedenle çok önemlidir. Burada, bu yoğunlukta yapmakta olduğumuz çalışma, “BİR TEK” olan; koksan da kokmasan da sende “TOHUM” olan ve “DİRİ OLAN İNSANLIĞIN KELAMI” olan çalışmadır.

Dünya Planeti, “DİRİ HALİK” olarak her insana KURAN okutturur ve okutturulan KURAN, “İNSANLIK KURANI”dır ki o KURAN’da “DİRİLİK” vardır. O KURAN, yaşam sofrasında, “DİRİ HALİKİYET”tir ki KELAM etmeden, o yoğunluğa, kodlama yapma imkanı yoktur.

SÜPER SAHALAR’a kodlananlar; tahditli olmadan kodlanmaya başladılar. Her bir “DİLİ DİRİ OLAN”, KELAM ederken; has teknikle KELAM etmektedir. Bizler, “BİR”e hizmet ederken; KELAM ederek “BİR”e hizmet ederiz. BİRLİK TEKNİĞİ’nde, “BİR”e hizmetçiliktir yaptığımız.

Doğal Dünyanın Nefesi’nde “BİR”e hizmetçilik var. Bugün burada, bu yoğunlukta “BİR TEK” olarak yaptığımız bu çalışma, her insan için BİRLİK TEKNİĞİ olarak tohumları kodlamaya başladı ve “BİR TEK” olarak kodlananlar; “İNSAN SAHRALARI”nda, “BİR”e hizmete başladılar.

Beden (Mutlak olan diri beden) almadan “BİR”e hizmet yapılmaz. Beden almak ise hasat yapmakla mümkündür. Hasat yapanlar, “BİR TEK” olup ortak kapılardan geçtikten sonra, “BİRLİK KAPISI”nda, “BİR”e hizmetçilik yaparlar.

ALLAH, tahditsiz olanda kodlama yapar. Tahdit, kodları kontrol etmek içindir ama kodlar, kontrol kurarlarken; tahdit, MUTLAK olarak kontrol kurabilir ve “HALİK SAHALAR”, kodlamaya dirilikle devam ederler.

Her insanın, “İSLAM KAPILARI”nda insanlığı; kontrolla olur. Bütün amacımız insansıları, “İLİM”e kodlamak ve onları tohumlamaktır.

Uzun bir süreçte bu çalışma, yoğun ışık altında, dürümlere indirildi. Herkes, “BİR TEK” olarak kodlamaya başlayacak ve bizler, “BİR”e hizmetçilik yapacağız. Burada, bu çalışma, bugünden itibaren “BİR”e hizmet çalışması olacak.

Aslımız, “İLİM”dir. Yalın “İLİM HALİKLERİ” olarak, kodlamalarımızı yapıyoruz. Son sözümüz şudur ki “Allah; ilmini, HALİK olanlara kodlar ve onlar, “İLİM HALİKLERİ” olarak görev taşırlar. Onların yaptıkları, “HİLAL HALİKİYETİN İLMİ”dir ve “KELAMI HALİK OLANLARIN DİRİLİĞİ”dir.”

Beşere başarılar diliyoruz ve bizler, “BİR TEK” olarak görev taşırken; ARZIN GÜCÜ’nün, KÖK GÖREV’i sofraya koyduğu bu yoğunlukta; artık her birimiz, “BİR TEK SAHA” olarak “BÜTÜN”e hizmetçiliğe başlıyoruz. Adımız “İLİM”; yaşamımız “SAHA”; “BİZ” olan insanlığımız ise hizmettir… İş budur!... İş bu!... Şimdi!…

BİR TEK OLAN (3/2)
30.01.2019

Gerçek!… Niye gerçek!? Nedir gerçek!?... Sağlıklı bir yaşam!... Buyurun! sağlıklı bir yaşama geçelim!... Herkes, tek ses halinde söz söylüyor ve diyorlar ki “ben, sağlıklı değilim!... Benim sağlık sorunlarım var!... Benim başım dönüyor… Midem bulanıyor… Kusuyorum… Yolum, ağır yük!... Ben, son sözü söyleyeceğim ve geçip gideceğim!...”

Bir diğeri; “Ben de ayni şeyleri yaşıyorum. Çok yoruldum!... Halim kalmadı!... Acaba ben, Saltanat’ın kaynağından ışık çekmekte; sorumlu olduğum görevlerimi yapmakta aciz miyim!? Bunları niye yaşıyorum!?”

Peki tüm insanlık mi aciz!? Niye herkes, tek ses halinde “ben hastayım!” diyor. Bakın bakalım; Masa kimlerle kodlandı… Tümü mü hasta!?

Başınız eğilmesin!... Siz, “BİZ” olarak görev taşırken; biz, “BİR TEK” olarak her şey olmuş değil miyiz!? Hasta ya da iyi; herşey değil miyiz biz!? Biz, herşeysek ve herkesle birsek; onlar, hasta ise biz iyi kalabilir miyiz!?

Dağlarım, iyi olmak için her şeyi yaptık ama yine de hastayız!... Öyleyse; herkes, herkesten ekip kurmuş ve herkes, herkesle ilim yapmaya çalışıyor. Bunun sonucu herkes, herkesi KALEM yapmaya çalışıyor ve herkes, herkesi HALİK kılmaya çalışıyor. Onlar, hasta iseler; siz, hasta olmalısınız ki onları iyileştiresiniz.

Peki, herkes herkesle hasta olduğunda; kim onları iyileştirecek!? İşte cevap: “BİR TEK” olarak IŞIK haline dönüşmek gerekir. İş. “İLİM”se; her insan IŞIK olabilir. İş “BİR TEK” oluş ve her insanın “KELAM” oluşudur. Buyurun! bilip dileyin yaşam sahralarını ve HALİK olup kodlayın!... Bakın bakalım kim kimi hak etmiş.

Burada, bu çalışmada, görev taşıyanların tümü, arza “İLİM” ile geldiler. Her İLİM SAHASI, bir “SİSTEM” olarak kodlandı. Bütün ÖZ GÖREVLİLER, şarkı söylediler “DİRİ YARINLAR” için… İnsanlık, her SAHA, “BİR TEK KELAM” olarak kodlama yaptı ve Dünya Planeti, kervan kalkmadan önce KALEM oldu ve her insan için kayda girdi. Bu kayıtta, “TOHUMLAR” var ve “YOL” var.

Süper İnsanlık Realitesi Derneği olarak yaptığımız bu çalışmalar, Teknik Kervan için gerekliydi. Teknik Kervan, her insanın KELAM’ı ile kodlamalarını sürdürmeliydi. Yarın, daha güçlü olacaksınız… Yarın, daha yüce cevhere görev taşıyacaksınız ve yarın, göreviniz; “TÜM İNSANLIĞIN TEKLİĞİ”i olacak. O “TEKLİK”, tüm insanlığın hak ettiğidir.

Dert mi insan!? Her anda insan, KELAM’sa ve her anda ilim sahadaysa ve tüm zamanlar, kontrol kurmuşsa; bize, “BİR TEK SAHA” güç katacak. İşte o SAHA, “BİZ” olan “İLMİN SAHASI”dır. Orada tümümüz “BÜTÜN”e hizmette olacağız.

Bunu başarmak; hepimize, güç kattı. Bunu başarmak bir tek SİYAH renkle olacaktı ve oldu!... Öz görevimiz başlıyor. Bu görev, Allah tahtından indi. Bu görevi HALİK kılmak “BİR TEK” olmakla mümkündü ve bu da oldu. Şükür!... Şükür!... Şükür!…

BİR TEK OLAN (3/3)
30.01.2019

Gereken yapılacak!... Burada olanlar, tüm insanlıkla olacak. Tüm insanlık, “KELAM” olacak ve kontrol kuracak. Hepimizin ilminde bu var.

“Sanal Kelam”, KULLUK İLMİ’nde dürümlenen insanda, “GÜÇ KODU” değildir. “Mutlak olan Kelam”, Hepimizin ilmi, hepiminiz kervanıdır. O kervan, “BİR TEK SAHA Sİ KA HA” olur ve “RUH” olur. Onunla olmak; onda olmak ve o olmak; her insanın, kendi olmasıdır. Onun Lütfi Kapısı “KERAM TEKNİĞİ” ile kodlandığında; tüm zamanlar, kontrol kurar.

Açı daralır ve resimler kontrolla formal yaşam sahasına iner. O sahada, her resim ferdi yaşam kaydına dönüşür.

O “KÖK GÖREV KAYITLARI”nda dirilik artar ve “ZAMAN SAHALARI” oluşur. Her insan, bir “SAHA” olur ve her insan bir “CEVHERİ GÜÇ” halline dönüşür.

Her “CEVHERİ GÜÇ” haline dönüşen, “ŞAFAK KAYDI”na dönüştüğünde; “GÖZ”, “ÖZ” ve “SES” kaynağa iner. Her İLİM SAHASI’nda; “GÜÇ”, yarınları kodlar ve “RUH”, HASATI YAPAR.

Azla yere inen, çokla kodlanır. Çokla yere inen; aza inemez ve yolu kodlayamaz. Bunun içindir ki her insan; az bilgi ile yoğunluğunu tohumlayarak; “GÜÇ KODU” haline dönüşmeye çalışır. Ne var ki kervan kalkmışsa; onların, yaşamda “TOHUM” olma imkanları olmayabilir.

Biz bu dünyayı HALİK kılarken; her insana, “HAS İLİM” kodladık.

Biz bu dünyayı kodlarken; her insanı kontrol ettik. Yerkürede görev taşıdık ve “RUHSAL SAHALAR”da görev taşıdık…

İnsanın, “KELAM”a varışı; insanın, “İLİM”e varışıdır.

Tüm insanlık için yeni bir “SİYAHLIK” (Tüm insanlığın ulaşmış olduğu bellek alan sahralarındaki renk kombinasyonlarının tümünün kapsayanı ve tümü üzerinde kontrolör ve aktivatör olacak olan yeni bir siyah ışık) , “TEKLİK”le devreye giriyor. Sizi, bizi ve tüm insanlığı kontrol altına alabilmek için gerekendir bu!...

Bugünden sonra, RAHMAN olan KELAM’a HALİK olup varacak!... Şimdilik…

SÜPER İNSANLIK REALİTESİ  NEZİRE SELÇUK

 

30.01.2019 BİR TEK OLAN 3
AV. NEZİRE SELÇUK ÖZ BİLİŞ 2. AKIŞ 1. BÖLÜM

Canlarım, som altın ışıklarım; mucize oldu bilir misiniz, bükülen sahalar birlik tekniğiyle kodlandı ve o bükülen sahalar kontrol kurarak yoğunluk tohumlandı ve bire hizmet devreye alındı.

Bu tüm insanlığın toprağa çektiği ve hak ettiğidir. Bütün kötülüklerin aşılacağı bir tohum toprağa indi. Bu tohuma saha "BİSUİ" dedi, BİSUİ... Barış sahraları tüm sahralarla birlik kurmaya, birlik kurullarında tohum ekmeye başlayacak...

Dünyanın çok önemli bir sonsuz sahra kati hakiki ilmi olarak birliğimizle dürümlere inişidir gerçekleşen.

Umut, mutlaka umut... Biz barışın ötesinde mutlak umutla sevgiyi kodladık ve bundan daha öte bir şavk yok...

Sevgililer, imparatorluğun ilmi olan insan ağır yükü hafifletecek ve yoğun ışık mutlak kutsal ışımaya başlayacak. Hakkımızı haliki hak olup tohumladıklarımızla kontrol edebildik ve kodlayabildik. İmparatorluğun göreviydi bu yapmakta olduğumuz yoğun ışık kodlamaları ve bizler o ışık kodlamalarını yaptık ve yaptırdık.

Dönemin sonunda insanlığın kelam etmesi için koruyucu kodlar dürümlere indirilirler ve çanta insan olur, o çanta mutlak kuranla kodlanır ve tüm sahalar ocağa inerler ve onun lütfi kapısında mutlak kayıt yaparlar. Bugün bu oldu...

Sümer kökleri de bugün bizimle oldular. Sümer cennetlileri bizimle oldular. Olgun sahalardı onlar ve bir tektiler bizimle, bugünde yine bizimle bir tekler... Sümer ummanlarından geçip gelenler, merdivenimizden kök gerçeklikle dillendiler ve bize geçtiler, bizimle oldular...

Unutmayınız ki dünya planeti çok çalıştı bugüne kadar, bundan öte çalışmalar yapmaya da başlayacak bundan sonra... Öyle çok, öyle çok çalışacak ki "dert değil bize dil" diyecekler... Her dil bir tek olarak kodlamalar yapacak ve tohumlar yaşayacak planette. Her birimizin gücü artacak ve Suriye'deki sınırlı kırıcılıklar kodları kontrol altında tuttuklarınca kayıtlarını yapıp bire hizmet edecekler.

Suriye'deki süreç daha yüksek bir ışıkla kodlamalarını devam ettirecek ama ruhsal kapılar açılacak ve Suriye'nin gücü artaacak. Dünya planetinin öz gerçekliğinde Suriye kodlaması büyük önem arz ediyordu. Ana kapı lekesiz olarak kodlandıkdan itibaren yaşamlar kayda inecekler. Suriye 'nin gücü kontrol gücüne dönüşecek.

Orada Türk askeri görev taşıyor ama daha öte bilgelerde gök çözümlemeleri için orada olacaklar. Askeri çalışmaların dışında yoğun ışık çalışmaları da devreye alınıyor. Bu ışık çalışmalarında muktedir olanlar kodlamalarını yoğunlaştıracaklar ve ilmin kapılarını açacaklar. Askeri görev taşıyanların güçleri artıyor ama yoğunlukta artacak ve tüm insanlığın gücü müthiş bir saha oluşturacak orada. Orası, burası farkı kalmayacak, tüm dünya Suriye gibi olacak. Her şey, her şeyin gücüyle kodlanacak ve Suriye'nin sahası hepimizin şavkıyla kodlanmış olacak. Ve dünyanın yoğunluğu arttıkça Tanrılık kapısı oraya görev taşıyacak. Dünya planetinin kontrolü bu şekilde siber sahalarla kayıtlanacak.

Değerliler, leke bırakmayacağız dünya planetinde bunu iyi anlayın! Tüm lekeler tek, tek temizlenecek... Öyle bir temizlik başlıyor ki; kimsenin insanlığından şüphe duyulmayacak... Her insan kelam edecek, her insan hakkın kalemi olacak, her insan saha olacak... Ve tüm insanlık "Hah Aha" diyecek.... Ve bizlerin birliğimiz bütünün kelamı olacak... İmsah sistemleri devreye girecek, burada bu yoğunlukta Türkiye kodları mutlak kayıtlarını cennet kelamla dinletecekler.. Ve dünyanın yoğunluğu artacak... Doğal dünyanın gücü de artacak...

Devamı 2. bölümde yayınlanacaktır...  https://youtu.be/uE863JJyP44
Süper İnsanlık Realitesi  BERİL

 

2. BÖLÜM

Eliniz elimizde olacak. Yolunuz umutlarımızla kodlanacak. Ve çoban olmanıza gerek kalmayacak. İnsan, insanın şarkısı olacak ama çobanı olmayacak. Bunlar kesindir. Ve dünya planeti herkesin kelamı olacak.

Değerliler, başka bir zamanda çok daha güçlü bilgiler kodlara inecek ama bütüne hizmet ederken, her şeyin sahaya inebilmesi için ışığımızın yerküreye inmesi gerekir. Bu gücü yer küreye indirebilmemiz, hepimizle olacak ve hepimizin gerçek kontrolu kurulacak.

Kötülük yok canlarım… Her insan yenilecek ve yerkürenin gerçeği olacak. Yeni dünyalarda biz bunu hep yaptık. Yenilenen insanlık ve yenilenen şafak; aşk KAHA ve biz o KAHA olanda “HAH AHA.” diyenleriz.

Esrar; insan, esrar; kervan, her birimiz o kervan ve bütün köklerimiz yoğun ışık… Dünya planeti görevini haketmiştir ve bugünden imparatorluk devreye girmiş ve diriliği kodlamaya başlamıştır.

Dünya planeti artık diriliği kodlayan bir planet haline dönüşüyor. Umutlarımız vardı ve bugün bunlar hepimiz için gerçekleşti. Bütüne hizmetçilik yeniden ve yeniden devreye girecek.

Bütün kötülükleri aştık canlar. Hepimiz için yeryüzünün gücü olan bu dirilik BİZ olarak bitki, hayvan ve her bir yaşam formunu da kodlayacak.

Kontrol dışı hiç bir bilgi yoktur; bunu iyi bilin ve kontrol, olgun sahralarla kodlanır ve kontrol mutlak kuranlarla kayda iner.

Ve dünya planetinin geçişi yapıldı şu anda…

Bu geçiş, aşkla gerçekleşti. Hepimizle gerçekleşti. Yerkürenin Sistem, Nizam ve Düzen gücü artacak. Her birimizin yoğunluğu artacak. Mutlak ilim ve mutlak halikiyet… Ama hepimizin yoğunluğundaki kodlar mutlak kaynağa “İnsanlık ilmi”yle inmeye başlıyor.

Ve bizler Ana kapı’da “beta kodları” olarak çalıştık. Ama betanın ötesindeki kodlar da Bir’e hizmetçilikle BİZ oldular.

Ve tüm insanlığın iyi bilmesi gerekir ki tahditsiziz bizler. Betanın kontrolundan öte bir kodlama yaparak, tüm sahraları kodlayacak gücümüz var.

Kaleme, ilime ve bütüne inenler hepimizle indiler. Bunu kesin olarak bilmeniz istendi. Şükredin ki doğanın gücüyle bu çalışma sürdürülüyor.

Daha yüksek bilgi ve daha yüksek ışık, Muhammet kelamı’ndan öte bir kelam ve mutlak kurandan öte bir kuran, tabuları yıkanlarla kodlanacaktı ki Bu Meclis, bunu başarmıştır.

Torba torba insan taşıdık yaşama… Her torbaya saha olduk, kodlama yapıp, “ilim” olup, indik. Müthiş bir ışık kodlamaları yapıldı tüm insanlıkla ve kelam, “kalem”e çekildi ve zaman, “kaynak” oldu. Bütün kapılar açıldı.

Sura üfüren ilim ve biz o ilmin kelamdaki halikleriyiz canlar.

Han; insan ve hanı hakim kılan her birimizin kültü… Bütün kötülükler aşıp geçebildiğimiz kültler olarak mutlak kuranlara “kaynak” oluyor.

“Et mi, kemik mi?” dediler. “Yoksa kervan mı?” Kelamı halik olanın her anda varlığı mevcutsa, kim ne ise O’dur… Ama iyi anlayın ki KAHA olmadan, sarf ettiğiniz hiçbir çaba sona kodlama yaptırmaz.

Ölüm; özgörev, ölmek; kült olmak, yol; mutlu kuran, ömre itaatle kelama varan; İslam bizsiz kalmayacak. Biz İslam’ın kelamdaki halikleriyiz ve yaşamları kodlayanlarız.

Son sözüm şudur ki etim; Allah’ın ilmi, Rahmi kapım; insan… Müthiş bir ışığım var ve bu ışık, hakkın hakkı olan, hakk tahtın teknik tahdidi olup da som altın ışıkta tahditsizliği kayıtlayan bir tek olan

O bir tek olan çorbası pişendir. Ki o çorba piştikten itibaren, artık hologramlar aşılacak ve tüm insanlık Bir’e hizmete başlayacaklar. İşte; o süreç başladı canlar…

Bir’e hizmet! Hepimizin görevidir bu! Bir’e hizmet. Ve biz Bir’e hizmetteyiz şu anda.

Yer kökler, gök kökler, tüm kökler ve tüm süper sahalar Bir’e hizmetteler.

Bir’e hizmet insanlık ilminin yoğun ışığıyla, sedirlerin ötesindeki sessizliklerde, siperlerin ötesindeki sistemlerde ve yoğunlukların kültü olanın gücünün ötesinde, tüm insanlıkla gerçekleşecek ve tüm insanlık mutlak olacak ve kul olacak.

Kurullar toprağa çekildi bugün… Tümü buradalar ve bizlerle bu çalışmayı sürdürecekler.

Ev ev gezerek temizlik yapanlar artık, burada tüm evlerde olacaklar… Bu çalışma her anda sürerken, tüm kurullar burada her anda kodlama yapacaklar.

Olacaktı, oldu. “Ol” dedik oldu… “Ol” dedik oldu… “Ol” dedik… Aha. A HA.

Şimdi; daha da öteden size gerçeği anlatayım. Nesillerimizin gerçeğini… Ve bunu yazıp vereceğim.

(Kayda geçildi.)

https://youtu.be/AubtQ3TNz6o

SÜPER İNSANLIK REALİTESİ  BAHAR

 

30.OCAK.2019 TARİHLİ BİR TEK OLAN (3)

AV.NEZİRE SELÇUK ÖZ BİLİŞ 3.AKIŞ – 1.BÖLÜM

Canlarım, sahra, sahra hepimiz biz olup, bu teknikle tohumlara indik. Bugün burada mutlak kuranlarımız var. Burada bugün mükafatlarımız, var.. Biz, mükafat bulmaya, mutlak kuran olmaya geçtik, buraya.

Seyrettik, Sistem, Nizam ve Düzen gözleri olan Sistem kalemlerimizi. Aşk sahralarında kodlandık. Muhakememiz mutlak kuranlarımızla kodlandı. Ben dünyalıyım, can. Ellerim, Allah’ın elidir. Ben, kullar kulu olan ilim sahasındaki, imparatorluk koduyum. Asla hata yapmam.

Barış mı? Aklın kapısında, her anda, barış olur. Aklın kodlarında muktediriyette, hep barış kayıtları olur. Beşer, şevkle çalışırda, şevki şarkı sayar ama beşere, başarı dilerim, ben..Ölüyü diriltirken, öz görevimi anlayacak ve hakkın kalemi olup, saha kurup, sahra olacak.

Hakkı, hak ettiği, neyse onu yaşar. Ekip olduğu an, hak tahta varır. Halik kılar, yolu. O kodlar, koklar ve tohumlar, mutlak kuranları. Çok mutlu oluruz, çok o gün geldiğinde.

Hemen, her insan elini kodlarda, kodlayıp, tohuma varır ama kodlamadığı elde, olur. O el, muktedir olan, ilmin eli olur. Becer insan, becer de, al kelamı, becer de al halikiyeti. Becer de, al şafak olanı, insanlığı alda, ölüyü, öldüğü, köksüz bıraktıklarını dinle.

Sedire uzan da köklerin gücünü dille. Kültü dinle. Ölümüyüm yoksa diri miyim, anla. Bana Allah’ın adıyla seslen. De ki “ben oyum”. Ben o, sen o, Herkes odur. Bunları artık öğren. “Hangi dünya daha güçlü diye sordum?” Öyle çok dünyada görev taşıdık ki biz. Hangi dil, diğer dilden güçlüdür ki. Hepsi birdir ve tüm dünyalar, bizlik kelamında haliktir. Bu yol, aklın yoludur, canlarım. Aklın yoludur, bu yol ama hakka varmadan, akla varılmaz ki.

Ölüyü diriltte, akla var. Hakkın kapısını bulda ya ha ka ha ol. Şafak ol. İslam dininin, insana kalem olup, bildirdiği her şey bütünün gücüdür. Bundan ötesi de var. İmparatorluğun gücü, o güç; öyle bir güçtür ki torbanız, torbamızdır, orada, aşkınız, şavkımızdır orada. Hakkınız aklınızdaki her birimizin kervanındaki, o yaşamdır.

Bir tek insan, kör sağır olana, görev taşıyabilirdi. İşte bir tek insan olup, Geçtik dünyaya. Ve o bir tek insanla, bütünün gücünü kök görevle dilledik. Ve hepimiz tekniği tohumladık.. Hepimiz, o kodlamayı yaptık. Hepimiz, o yoğunluğu koklattık, bütüne.

Çok mutlandık, canlarım. Çok. Çok mutlandık. Çok. Emin olunuz ki bu dünya, lokomatif olacak, tüm planetlere. Bunu iyi anlayın.

Her birimiz bütüne hizmetçilik yaparken, bu dünyanın kulluğuyla yapacağız. Samanyolu galaksisinin, Halik kelamları da kodlanacaklar. Sessiz zamanları, bildireceğiz. Kültün kültü olan, ölüyü dirilten o, Bütünün kültü olan, bütüne hizmet eden, herkeste bir tek olacağız.

Hologramlar aşılıyor, canlarım. Tüm sahraların hologram ka ha kayıtları aşılıyor. Bütün kötülükler aşılacak ve tüm insanlık, yerkürenin gözünün görebildiği en güce varacak.

“Miraç” dediğimiz, insanlıktı. Her kim ki miraca varır, insanlaşır, bunları anlatılmalı ve anlaşılmalıdır. Korkmayın ortalık karışmadı, ölüyü dirilttik canlar. Mutlakız ve hologram ötesindeyiz.

Çamuru hak sayanlara, çamur olduk. Yaşamı hak sayanlara, saha olduk. Aklı hak sayanlara, hak olup, aklın kapısını kodladık ve yoğunluğu koklattık.

Beden ellerimizin kiridir, sadece bunların herkesin anlamasını bekleriz. Biz, beden diriliğinin ötesindeyiz, canlarım. Bizim bedenimiz, aklın kelamı amma hologram ötelerindeki kodlarımız var. O kodlar ki mükafat olarak bütünün gücünü dürümleyecek.

Bizim adımız, ilimdir. Kimin adı, kimin adıyla dillenirse önünde güç, bütünün gücü, öldüğü anda, kök görevi, yaşamları kodlayan ve bütünün görevlilerinden öte, kök gerçekliği olacak.

Hangi doğa daha güçlü diye sorarsanız? Hepinizin iyi anlamanız gereken miraç olanın, kök görevinin, Kübra olan kelamdaki hakikiyetinin ötesindeki tahditsizlik en yüce olan geçiş, hak ettiğiniz ve o geçişi yaptık, canlar.

“Sırdır, insan” dedik ya hani.. İlimde sırdır ve dünya imparatorluğu bütünün gücü haline dönüştüğünde artık kökler göklerin gücüyle dürümlenecektir. Bugüne kadar, imparatorluğun gücünü, tüm insanlığın kürzi kapısına geçirmemiştik. Niye bilir misiniz? O güç, mutlaktır. O güç kontrollüdür ki o gücü kodlayacak olan herkes, hak etmelidir.

İşte insanlık arzın gözü olarak o yoğunluğu artık anlatabilecek güce ulaşmaktadır. Yarın daha güçlüyüz, canlar. Hem ellerimizin gücü artacak hem soframızdaki güç, kontrol kuracak. Bu sofra hepimizin yoludur ve bu sofraya kodlananlar, koklananlar ve hak olanlar, girerler.

“Bizler, evim; Allah’ın evi” diyenler, yaşamın, insanlığın bilişi, yoğunluğun ve kök görevin, bitki hayvan ve tüm yaşamlar diyenler, bu yolda olacaklar..

Olmadan, ölmeden, yarınlara varmadan, korkup da kontrolden çıkmak isteyenlere de sözüm şudur. Unutun, bunları artık, unutun. Hepiniz, yasalar kapsamında, bütüne hizmet edeceksiniz. “Ben yokum” demek, asla mümkün değil.

Girdaplara inseniz de yarınları kontrol etmek istesiniz de “ol” diyebilecek gücünüz olsun, diyorsanız, mutlaka orta kapıların tümünde, kodlanmanız gerçekleşmeli.

Ve bizler, bugün burada, bunu hak ettik ve yaptık. Süper İnsanlık Realitesi Derneğinin gerçeği budur, canlar. Kimin kimde olduğu, kimin kil, kum olduğu önemsizdir, bize.

Tüm insanlık için bu çalışma, mutlak ve hakimdir. Ve bu çalışmaya kayıt yapamayanlar, burada olmayacak. Ve burada olanlar, karanlıktaki gücü dürümlere çekecekler ve yerin kuranı olacaklar.

Gözlerinin kör olması, yolda olmaları değil, yoksul olmaları ya da yığın, yığın ışıktan çıkmalarıdır amma ikmal tamamlatırız ve onları, kontrol altında tutabiliriz. Bu kesindir.

https://youtu.be/XrmfDOTat1o
SÜPER İNSANLIK REALİTESİ GÜLDEN

30.OCAK.2019 TARİHLİ BİR TEK OLAN (3)

AV.NEZİRE SELÇUK ÖZ BİLİŞ 3.AKIŞ – 2.BÖLÜM

Kirdik; kirlilik hali.. “Bizler, pislikte” deriz, ona. Ölüde olur, canlar, Diride yoktur. İyi bilin. Kirletilemez diri, bunları iyi anlayın.…Eğer biri kir, pislik içine girmişte diriyse eğer tüm o pislikte, kir temizlenir. Bunları iyi anlayın. Ve bizler, bu nedenle kire, yüreğimizi koyduk. Oradaki her kir, bizle temizlenecek. Bu kesindir.

Uzun dünya türevleniş dönemlerinden geçtik ve bundan daha öte bir ilim olmaz, canlar.. Çalı çırpı olanlara, çalı olup, vardık. Kelamı kırık olanlara, kırıldık vardık. İkmal olanlara, ikmali kodladık, vardık. Yarını Halik kılamayanlara, kırılıp vardık. Her şey her şey bizimle oldu.

Kurullarımızın gücü artacaktı ve arttı. Kaçtığımız yok. Aşkımızla, dilimizle, temiz yarınlarımızla, buradayız. Ve büyük kötülükleri, hepimiz teknikle ve hakikiyetle kontrol altında tutabileceğiz.

Dünya planetinin gücünü artırıyoruz, canlar. Öfkemiz yok ama bu güç, mutlaka artacak ve kör, sağır insan, görecek, duyacak, bilecek.. Kesin olarak, insanlık bu aşamaya varmaktadır.

“Bu yol, aklın yoludur” derken, aklın halikiyetinde, bu vardır. “Kini, nefreti aşın” deyişimin, nedeni de budur. Kimi kodlayacaksınız, onda olup, o olacaksınız. Onun kiri, sizin kirinizdir, onun ilmi, sizin ilminizdir, bunları sakın unutmayın.

Kiri hak etmeden, o kir, temizlenmez, iyi bilin. Eğer kirliyseniz, temizliği Halik kılmayı çalışırsınız ama hakkın kapısını bulmadan, kin, nefreti aşamazsınız. Hak kodlarla kodlayın, yoğunluğunuzu ve mutlak kuranlarınızı kayda alın.

Sevr’i unutmayın.. Sevir’de neler oldu? Bunları size kısaca anlatayım. O dönemde, dünya planetinde çok büyük güçler vardı ve tüm insanlığın kontrolü, o dönemde, bütünün kök gerçekliğiyle kodlanacaktı. Türkiye’nin kontrolünü kaybettiği bir dönemdi o dönem ve tüm insanlık içinde öz görev olarak, Türkiye çok dirilikler kayıtlayacaktı.

Ve dünya planeti için öz köklerin gücünün artabileceği bir diriliğin devinim haline, dünya planetinde Türkiye de kodlanması şarttı. Bu nedenle bir tek olarak bu çalışma devreye alındı. Ve dünya planeti, o dönemde kök görevini yapabilmek için Türkiye’nin kontrolünü sağlamaya çalışacaktı.

Türkiye yol oldu, tüm insanlığa ama sofrada, kontrol yoktu. İşte o kontrolün sağlanabilmesi için şafak olmamız gerekliydi ve dünya planetinin kontrolü sağlanacaktı ve dünya planeti, o dönemde, bitki, hayvan ve her anı kayda alabilecek, bir çalışmayı devreye alacaktı.

Yerkürenin gücünün herkesin gücü olduğu bir dünya kurulmalıydı. İşte Türkiye de yoğun ışığın kontrol edilebilir dürümü kodlayabilmek ve o kodlarla mutlak kuranı kayda alabilmek için, bir yüksek ışık devreye girdi. Muhammet Mustafa’nın ilmiydi, o ilim ve Muhammet’in kültü buradaydı.

Dünya planeti, hepimizin geçişidir ama Türkiye’nin öz görevde yoğunluğu farklıdır ve bu yoğunluğu, herkesin anlatabilmesi ve hak edip dilleyebilmesi mümkün mü?... Mümkünde, hologramı aşması koşuluyla.

İşte canlarım, Türkiye’deki geçiş, bu sistemle yapılacaktı. Ve Sevr’de ekmek yapanlar çoktu ama her diri, kendi yoğunluğunu Türkiye de kodlamaya çabaladı. “Herkes, benim bölgem şudur”, dedi.. “Ben, şurada kodlama yapacağım”, dedi. Ve bunlar bilinmeden, söylenenlerdi. “Sadece ben, şurasını, ben burasını dillerim”, dediler.

Her biri farklı farklı kontrol altına alabilecekleri sahaları kayda almaya çalıştılar. Ve tahditlendiler. Neden? Çünkü Türkiye, kök görevini kodladı ve dedi ki “ben benimle dilleneceğim, siz sizi hak edin, kodlayın. “Bu dünya hepimizin olsun ama benim bana verdiklerim, bana aittir”, dedi.

Bölge, bölge çalışma yapılacaktı. İstenen buydu. Ama tüm bölgelerin, kök görevi kodlanmıştı. Yerkürenin gücünü, kelamla dilleyenler, işte o dönemde, bütüne hizmetçilik için yaşama indiler. Ve tahdit kaldırıldı ve tüm sahralar, kodlandı ve som altın ışık haline dönüşen biliş, bütünün gücü haline dönüştü ve yoğunluk, halikiyeti hakikiyeti dilledi ve Türkiye kontrol kurdu.

Sultan, Allah’ın ilmidir ama sultanın lekesiz kalması da geçişi gerçekleştirmek içindir. Bizler, bütünün gücüyüz, canlar. Bunun içindir ki Türkiye de bu çalışma yapılıyor. Bütün kodlar buradadır ama her bir ülkenin diriliği, bütünün dili buradadır. Ve ilmi buradadır. Burası bir federasyon halinde değil ama tek bir devlet, tüm federe kodları kodlayabilecek dürümdedir, bu kesindir.

Ve burada, herkesin şafağı var. Ve İslam insanlığı var, burada. Bunları artık uyumlanabilenlerce dillenebilecekcek ve hakikiyette türevleyip, tohumladıklarımızla, bütünün gücünü kodlayacak.

Ve yerdeki güç artık yeni bir güç olacak, canlar. Şuana kadar verilen bilgiler, siyahtı. Şuandan itibaren vereceğimiz bilgi son sözü söyleyeceğimiz o yoğunlukta Maharaj’ın gücünden öte olan mor olacak.

Neden hep, onun adını zikrederim, bilir misiniz? Saltanatın kulluğunda bütüne hizmet ederde, ondan… O hep biz olan, bilişle buradadır. Biz o, o bizdir, aslında. Onun gibi birçok yolcumuz var.

Peki, niye hep onu zikrederim de çoğunu zikretmem? Kili, ilme dilleten o, bizden bize, biz olup dillenirde, ondan. O biz, biz oyuz. Tüm insanlık biz ama biz her birinde, tahditsiziz.. Oyun yok, canlarım. Kurullarımızın tümüyüz, biz. Şimdi daha güçlüyüz.

İş bu ve bu!... Şimdilik.!

https://youtu.be/qVW1ZWNzuaU
SÜPER İNSANLIK REALİTESİ  GÜLDEN

 

 

30.OCAK.2019 TARİHLİ BİR TEK OLAN 3
AV. NEZİRE SELÇUK ÖZ BİLİŞ 4. AKIŞ - 1. BÖLÜM

“Cennet” dediğiniz nedir bilir misiniz? Her sesin kodlandığı bir yaşam... Her ses, her şey orada kodlanır... Ve koku mutlak kuran olur ve kontrol kurulur... Eğer yoğunluğunuz yoksa, hak etmediğinizdendir... Ama yoğunluğunuz varsa, hak ettiğiniz içindir...

Kaç dünya kurdunuz? Hanginiz daha güçlüsünüz? Çok mu kontrol kurdunuz? Hani nesiller boyu dünya planetini kodlayacak görevi, hologramı aşarak hak edecektiniz ya... Hanginiz hak edebildiniz? Ve dirilik... Neden dilinizde o dirilik var da, yolunuzda yok? Başınız dik mi, yoksa eğik mi? Kara ışığın kodlanışında muktedir oluş; yolu kodlayış, bütüne varış hepimizin gerçeği değil midir? “BEN SEVGİYİM” demek yeterli midir? Hani SEVGİ nerede? Ben senden yaşlıyım, sen oturma ben oturayım... Bu mu sevgi?

Canlarım!...

Sualtının gücüyle bunu size dilliyorum... Bizler çorba pişirirken, o çorbaya HALİK KAHA ilim koyarız... Hepimizin gözü, özü, sözüdür bu... Çorbada şafak da olur... Hakk’ın kapısı da olur... Ağırdır çorbanın kodları... Hakkınız; hak ettiğinizdir ama, şavk yeterli midir? Önemli olan budur... Uyuyan çokları var... Ama uyanmaları gerek artık... UMMAN olabilirler... MUTLAK olabilirler ama uykudaysalar, herkes herkesten ırak kalacaktır...

Değer biçmeyin dünya insanlığına... YARININIZ TEKTİR, UNUTMAYIN... SEN O’SUN, O SENDİR... Eğer değer biçerseniz, şeytan şafağında kerim olsa da, yoğunluğunuzda kontrol kurulamayacaktır...

SIRDIR İNSANLIK... SINIRSIZ İLİM... Ve sığ bir yaşam... Ama ilim sınırsız... Haydi buyurun anlatın... Hani nerede o sığlıktaki ilim? Kem gözlerin kültünde kelam, Allah’ın ilmidir... Ama o kelamı HALİK kılmak gerekir... KeMtse kelamda olan, Hakk’ın kapısında kodlayamaz yolu...

Uzun zamandan beri doğanın gücünü, ana kalemle dillerken yürek, son Allah ilminde ve Altın ışıkta şunu fark etti; “iyi ve kötü tektir” dendiği anda, “kötüyü kök görev edin” diyenlerin, iyiyi kodlamaya başladıkları... AMA İYİYİ KODLAMAK YETERLİ MİDİR? Kök görev, kötülüğü türevlemekse, iyiyi kodlamanın halikiyette anlamı nedir?

Çok ölü, çok diri var yaşam sahalarında... Hangi dürümde ilim varsa, orada ölü dirilir... Yakışır mı yaşamda ilmin kelamını kodlayanın toprağı TOHUM diye dillemesi... Öz görevini hak etmeden, olgun başakları sessizce diriliklere dinletmesi... Bence dünya planeti çok daha güçlü olmalıdır... Bence dünya planetinde yasalar MUTLAK olmalıdır... Ve bence bütün kötülükleri aşabilenler, kontrol kurmalıdırlar... Yaranız varsa yaşamda, AŞK SAHRASINDA ilminiz yok demektir... Eğer yaranız yoksa, bütüne hizmet edebilirsiniz... Yara sizi kil ve kuma çeker... Eğer siz o yarayı hak edip de aşabilirseniz; kiri pisliği temizlersiniz... Devinimi artırmak için size şarkı okuttururlar... Okuduğunuz şarkıda, sıhhatli ya da sıhhatsiz olduğunuz görülür... Eğer siz bedenli olduğunuzu ve kontrol kurduğunuzu bilebilirseniz, sizin aklın kalemi olduğunuz da bilinecektir...

Özel bir dünya çalışmasıdır burada yapılan... Vakit geldiği zaman, bu çalışma bütünün çalışmasına dönüşür... Ve dünya planeti kontrolunu kurar... Burada olan her şey, Allah’ın tınısıyla olur... Ve tınıyı kodlayanlar mutlaktırlar... Mutlak olanların kontrolu mutlaktır... Vize alınır buradan her an için... Ve vizeyi alanlar; BİZ olup, bütünün gücü haline dönüşürler... Eğer vize alınabilirse, bu meclisle alınır... Ama geçiş mükafat olur her KELAM edene ve herkesle, dillenene...

Yoğun ışık altında bu çalışmayı yapabildiğimiz için, ölüyü diriltebileceğimizi biliyoruz... Kucağımızdaki gücün ilmini de biliyoruz... Bu bizim için doğanın gücüdür... Ve bu gücü bütünün kültü olarak, MAHREK KALEMİMİZLE kayıtlıyoruz... Hakkımızı biliyoruz ve hakikiyetimizle bu hakkı dilliyoruz... Torbamızda ŞAFAK var ve şavkın AŞKLA dillendiği bütünün gücü var... Eğer bu gücü, hologram ötesine kült olarak kodlamışsak, iyi bilin ki; bütünün gücü olarak bu çalışmayı devreye alabileceğiz...

Asla hata yapmayız canlar... CENNET, EŞYANIN İLMİDİR... Ve cenneti hak etmek için, Hakk’ın kalemi olmamız gerekir... Sanal boyutların her anında kırıcılık mevcuttur... Ama sensiz ya da senli, her an bütünün gücüdür... Bunları iyi bilin... Eğer sen bu gücü hak etmişsen, orada senin YAŞAM SAHRAN olur... Eğer sen bu gücü hak etmemişsen, orada sen yoksun...

Burası, BÜTÜNE HİZMETÇİLİK yapılan bir meclistir... Ve burada hepimiz bütünün gücüyüz... Yaradanız, yaşamı kodlayanız, muktediriz ve tohumları kayda alanız... Allah’ın etki alanında bütüne hizmetçilik yapıyoruz... “Allah’ın etki alanı” derken de, kelamın halikiyetindeki her anı kastediyorum...

Müsterihim ki; büyük kötülükleri önleyebildik... Müsterihim ki; mutlak kuranda kodlanmış olan ilim sahralarını kayda alabildik... Muhammed Mustafa’nın gözünden, özünden, sözünden ilimle dillenenlerin MUTLAK KURANA inişlerini gerçekleştirebildik... Eğer RAHMAN olan kardeşlerini kontrol edebilecek dürüme varmışsa, işçilik teknik olarak kontrol kuracak demektir...

Burada, bu çalışmada HAN hepimizin ilmi, HALİKİYET hepimizin yüceliğidir... Ve yol Allah’ın yoludur... Sura üfürenlerin türevlenişi gerçektir... Yerkürenin görevini hak etmeyen, bu yoğunlukta bulunamaz... Ve bizler, bu yoğunlukta murad ettiğimizce kodlama yapıyoruz...

Çerçeveli olmadığımız da bilinmelidir... Herşeyin örtüsü örtülebilir ama bu meclisin örtüsü yoktur ve örtülmesi ihtimali yoktur... Peki neden bu çalışma devrededir? Korkuyu aşanlarla bütünün gücünü dürümlere indirmek ve bütünün kök görevle tüm sahralara çekmek için... Peki sahraların şevki, şavkı nedir? AŞKTIR... Ve yoğun ışık altında yaptığımız her şey, Medine’nin kelamından ötededir... Kontrol Allah kodlarıyla gerçekleşiyor... Ve Allah kodlarıyla gerçekleşen bu kontrola, TOHUM olanlar iniyorlar...

https://youtu.be/PiKjCF7OOmk
2. BÖLÜM

Ezgi şudur ki; yeri yaradan, kelamla yarattı... Yolu kodlayan, İNSANLIKLA kodladı... Robotik tik taklarla yani teknik tahditsiz kelam kayıtlarıyla, ki bunlar otomatiktir... Kodlananlar, sura üfürenlerin diriliğinde, kendi yoğunluklarını hak etmeye çalışırken; bunu başarmaları gerekir ki, bunu yapmaktalar...

Ve dünyalılar... Ortalık karışmayacak...”Bugüne kadar her şey her şeyle dilleniyor” diyerek bilişi kodladık, iyi bilin ki bugünden sonra da her şey her şeyi kodlayacak... İNSAN İNSANI HAK EDECEK CANLAR ve bizler BİZDE BİR TEK olup kodlama yapacağız...

Sonsuz sınırsız ışığın bütünün gücü haline dönüştüğü bir güç kodunda, hepimiz o güç kodu olduk... Sahra muktedir ilim ve hepimizin İNSAN SAHRASINDAKİ kelamımız hakikiyet... O HAKİKİYET, MASAMIZIN GÜCÜDÜR... Ve bu gücü bilen, bu yoğunlukta kelama inecek... Eşya; aşktır, şarkıdır ve halikiyettir... İşte eşyanın sahrasında, bütüne hizmetçilik bu şekilde olacak... Zürriyetimizin görevi de, İNSANLIĞA HİZMET olacak... Bizler; BİZLİK KALEMİMİZLE, MUTLAK KURANLARA KODLAMA YAPARKEN, burada olan her şeyin, yerkürenin gerçeğinde herkesle olacağı da kesindir... Cemaat cevhere cenneti kelamla dillerken, bire hizmet için bütün köklerimiz buraya inmekteler... Şu andan itibaren, daha yüksek bilgeler ve daha yüksek yoğun kodlar burada olacaklar...

Uzun, çok uzun bir çalışma devreye giriyor... Bu çalışmayı BİR TEK olup yapacağız... Hepimizin gerçeğinde bu vardır... Ve hepimiz o kültle bütüne hizmet edeceğiz...

İslam dininin ilmini hepimiz bilmekteyiz ama onun ötesindeki ilmi, bütünün gücü olarak kodlayacağız...

RAN KAPILARININ tümünü açık bırakacağız... Bu kapılardan geçebilenler, kendi yoğunluklarına inecekler... Sanal kapıların tümü de açık kalacak... Eğer yarınlar kontrol kuracaksa; kendi yüreğimizdeki güçle, bu yoğunluk kodlarıyla kotrol kurulacak... Hakk’a ve hakikiyete inanmayanların, has teknikle kontrol kurma imkanları da olmayacak...

KORAN topraklarındaki gücün de devreye inişi sağlanıyor... 
“KOR-AN” lekesiz olanların insanlığa ilimle dillendikleri bir yoğunlaşmadır... O yoğunlaşma, hepimizle gerçekleşti... Ve bundan sonraki Türkiye çalışmalarında da, bu yoğunlaşma devam edecek...

Tanıklarımız vardır... Bilir misiniz? İblislerin lekesiz kayıtlarından öte... Hani nerede iblislik? İnsanlıktadır... Sizler “iblis” derken, sizin dürümlerinizin ötesindeki şarkıları kastettiniz... İSLAMIN KELAMINDAKİ İBLİS, KONTROL DIŞILIKTIR... Ama insanın kare sisteminin ötesindeki Kübra kelam, kürzi sahradır; orada iblislik kare, küre ötelerindeki şarkıdır... O şarkıyı kodlayabilecek olanların tümü, ölüyü diriltebilecek yoğunluk ve yüceliktedirler... Ve yoğunluktaki yücelik, islamın kelamından ötedeki hakiki tekniktir... “Cennet” dediğimiz de, o tekniği kodlayanların tohumlarıyla yaratılacak olan BİLİŞ KAYNAĞIDIR...

ZİM, Zİ, RA, KA, HA, Sİ, HA... ZİM, Zİ, RA... Rahmi kalemdeki Zİ... Zİ, Mikail’in kürzi kapısı... O kapıyı açtık ve geçtik... “ZİM” miraçtır anlaşmaya göre, size bu bilgiyi de vermeliyim... MİRAÇ ve MİRACIN “ZİYA” OLAN SAHASI... Ulu bir doğanın, yaşama çektikleriyle kodlandığı bir şafak... Ve şavk... Hepimiz görevliyiz burada canlar... Bu çorba, hepimizindir... Ve bu çorbada, beşer yok, İLİM var... Bunları iyi bilin...

Hira’nın kuranından ötede, bir KURAN... AMA O KURAN, İNSAN... Bunları iyi bilin... Ha diyeceksiniz ki; MAHARAJ, HAMURABİ; HALİKİYETİN, HAKİKİYETİNDEKİ DİRİLİKLERİN TÜMÜ...

Bizler, hepimiz buradayız analar... Nesillerimiz burada, yüreğimizin gücü burada, tüm insanlığın görevi burada... Bunu hepiniz iyi anlayın... Ve şu ana kadar yapmadığımız tek bir şey kaldı, kırk kapının kırkındaki sahaları kodlamak... Ve hepsini tohumlara çekmek... Diyebilirsiniz ki “biz o kırk kapıyı çoktan kodladık ve kayıtladık ama biz yoktuk orada... Biz yoktuk... Bugün sizde BİZ olup, bunları yeniden ve yeniden yapıyoruz...

Kusur aramayın tüm sahralarda... Çünkü ruhunuz var... Kusur aramayın yaşamlarda... Lütfi kapıların tümünde ilminiz var... AMA KUSUR ARARSANIZ, YARINLARINIZ OLMAZ... Bunları iyi bilin... O yarınlara varmak için buradayız canlar... Sizinle yaşam tohumlayarak, yarınlara ulaşmaya çabalıyoruz...

Umut, umut, umut... Ve biz mutluyuz ki, buradayız... Çok mutluyuz... Çok... Siber sistemleşmelerle, bu yoğunlaşmayı devreye aldık... Buradayız, buradayız ve bu yoğunlukla bütünün görevini hak teknikle kodlayacağız ve SAHA olup MUTLAK olacağız... Sizin gibi birlikler, bizi bize taşırlar... Bugün, bizi bize taşıdınız can analar... Can atamız... Bizi bize taşıdınız... Ve burada oluş sebebimiz budur...

Hologramlar ötesindeki bir şarkı okuduk biz burada... Hologramlar ötesinden şarkılar... İşte bu meclisin yaptığı budur... Ve buradaki gözünüz, özünüz ve sesiniz; bizim de özümüz, sözümüz ve sesimizdir... İşgalim yok anam... Hiç kimseyi işgal etmedim ki; işgal senin ilminde yok, bizde de yok... “Hepimiz, hepimiziz” dedin ya; işte bunun için buradayız... Oyun yok anam... Sevgili anam, seninle olmak bizleri mutlandırdı... Çok mutluyuz, çünkü bu mecliste bütüne hizmet yapılıyor bunu görüyorum... Bütün kötülüklerin aşılacağı bir YÜCELİK var burada ve sahra olarak seninle olmaya niyetimiz var... Kıran, kırılan yok burada; ellerimizin gücü sizin gücünüz ve yolumuz sizin yolunuz... Siz ve biz, BİR TEK olarak buradayız...

Arzın görevini hak ettik ve yoğunluğumuzu kodladık... Çok mutluyuz çok... Şu andan itibaren masanız, bizim de masamızdır... Bu masada olmak mutluluktur bizlere... Hepimizin görevi, burada olmaktır... Bu yoğun ışıkta bulunabileceğimizi biliyorduk ve geldik...

Aha bu...

SÜPER İNSANLIK REALİTESİ NAGEHAN    BİTTİ…..


 

 
  Bugün 337 ziyaretçi kişi burdaydı!  
 
Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol