Birlik İlmi
  ŞAFAK (2) - 15.05.2019
 

ŞAFAK 2

 

15.MAYIS.2019 TARİHLİ ŞAFAK (2)

AV.NEZİRE SELÇUK ÖZ BİLİŞ 2.AKIŞ – 1.BÖLÜM

Dert biçmeyin yüreğime, canlar. Doğum hadisesi, insanlığın ilmidir. Ama ruhun doğumu diye bir ilim yoktur. Bugün benden bunu hak ettirmek istediğiniz zaman, şunu bildiririm ki doğan görev, insanın kültüyle doğar ama ruhun, tohuma inişi, mutlakiyetiyle, kodlanışıyladır.

İslam, insanı kontrol kurduğu zaman, Bir’e hizmetçilik, hepimizin ilminde oluşur. Nurdur, insan. Amon topraklarının kulluğunda da bu böyleydi. Nur olan insanın, son sözü söylemesi mutlak gerekir.

Peki, söz söylemeden, son kodlanır mı? Mutlak iyi bilinsin ki sözü söyleyen, kodlar. Eğer söz yoksa kod yoktur. Kontrol dışı bilgi de ilim kalemi mutlak kurulları kayda aldığı zamanda, bütün kötülükleri aşanlar, sözün sözü olur ve sonu, sözle diller. İşte olan budur.

Bir’e hizmet ederken, kini aşan, yolu açan, nesillerini Halik kılan ve bütünün gücü olanlar, beden alır ve ruh olur. Ruh olmak, kontrol kurucu, haliki hak olup, bütün olmak, anlamına gelir.

Ölü planetlerde, gönül gücü devrededir. Her bir güç, bütünün gücü olabilir ama kontrol yoksa o gücün, toprak olmasının gereği, yoğun yoktur. Ama dünya için geri çekiliş esnasında her şeyin iş olup, işler olup, yaşamlaşması gerekir….Toprak için, nur için ve ruh için.

Ama sorumluluk, dünya insanlığının, sorumluluğudur. İtibarı yüce olan her insan, başkalık gözetirse, itibarı kontrol dışılıktır..Artık dünyanın sonu geldi. Öyle mi? “Öyle” dediler. “Dünyanın sonu geldi”. Peki, son nedir? Yerkürenin gücü, yetkin ve hakim iken, son; ilmin sonsuzluğudur.

İlmin sonsuzluğu, ilmin sahibi olanın sonlamadan, sistemli olarak, kayıt yapışıdır... Eğer son, sonsuzluğu dürümlüyorsa, yol kontrol kurar ve bütün kötülükler, aşılır. Tüm insanlığın sonu gelecek diye beklenir.

“İnsansı, son” dediği zaman, ilmin, kelamsız kalışını düşünür.. İnsan, kelamdan haliktir. Hakkın kapısıdır, mutlaktır. O halikiyette hasatı vardır ve doğanın gücüdür. Bundan doğan bir durumdur, yaşam.

İşte yaşamak için yasaları bilmek gerekir, dillemek gerekir, tahditsiz olarak kodlamak gerekir ki koruyucu olabilsin.

Çok özel bir çalışmadır, burada yaptığımız. Kıranın kırılmadığını, yaşamların kodlandığını ve mutlak kurulların kayda indiğini bilin. Bugün burada, Türkiye Çalışması diye bilinen bu çalışmada, kaynak insanlık var. Kırk Kapının ilmi var, mutlakiyet var.

Düren, dürülen, tahditsiz olarak, kayda iniyor ve her şey her şeyle kaydı, has teknikle kodluyor.

Çok nurlu kapılar gördük. Çok kodlanmış, şarkılar okundu. Hepsinden üstün olan, bilişler kodlandı ve dünyanın kontrolü sağlandı. Fakih olan, hakim oldu ve yarınlar, hak teknikle, kontrol edici, kayda alındı.

Yüksek güneşler, doğdu dünyaya, canlarım. Yüksek güneşler, yüksek şafak sahalarından, doğdu. Ve hepimiz, o şafakta, bir tek olduk. Kurul kararları var, dünya planetiyle ilgili. Biz, bu kararlardan çoğunu, size dinlettik. Ama dinlemediklerinizde var.

Özür dileyen kim varsa, özrü kabul edildi ama özrü, hak teknikle, kontrollü olarak dilemeyen kelamında, has olmadığından, özrü kabul edilmedi. Önemlidir, bu bilgi!. Çünkü çokları, bağışlanmak, dilediler. Biz, bağışçıyız ama has tahta kodlananların bağışçıyız.

Kimsenin şarkısında şafağı söken, o yüce ilmin kelamı yoksa yoğunluğunda kontrol kursa da ağırdır. Taşıyamaz, tüm insanlık, o yolcuyu.. Bunun sonrası, öz görevini hak etmeli ve doğanın gücünü kodlamalıdır ki ve her şeyi, hakk’ın kalemi olsun ve her şeyi hak etsin.

Yıllar yılı dünyayı izledik. Tüm insanlığı izledik. Dinlettik ve dillettik. Netice şudur, canlar. Yorulan; yoksul kaldı, yaşamda. Yoğun olan, yol oldu. Ölü, öz görevini hak etti, dillendi, dinlendi, dirildi.

Vakti geldi, hakk’a vardı, halkın hakk’ın diriliğinde, saha oldu….Bir kısmı yaşam oldu ama şafak söktüğü zaman, şarkısında, kontrolsüz kaldı.

Gölün en güçlüsü, gözü görendi. Özü, sözü olan, gözü olan, esma oldu ve cevheri, halikiyetle, bütünün gücü oldu.

Ve dünya insanı, yasaları anlamadan, yaşamları kayıt etmeye başladı. Yasaları anlamadan. Yasa, nedir? İnsan, ilmi bilirse, yasayı diller ama ilmi bilmezse, yasayı dinleyemez ve yolunu, kontrol edemez.

Ağır yük taşır…“Barış” der ama barışın haliki hak olanda, tahditsiz oluş hali olduğunu anlamaz. Sanır ki birilerini bağışlayacak ve Halik olacak. Barışın hakk’ı, tahditsizliktir.

Ben, beni bağışladığım an, bana ben, ilim olurum. Ama benim babam, benim anam, ben sisteminde, kelamsa, ben ocak olurum… Onlar, bende yoklarsa, ben kontrol kursam da şarkım tahditsiz olmaz.

Hepimizin geçmişi ve geçmişten öte geçmişi ve tüm geçmişi. Tüm gen zinciri, tahditsiz olmalı ki Başkanlık Divanı mutlak kurulları kodlasın.

https://youtu.be/R4-6KZtRMSY

SÜPER İNSANLIK REALİTESİ



 

 

15.MAYIS.2019 TARİHLİ ŞAFAK (2)
AV.NEZİRE SELÇUK ÖZ BİLİŞ 2.AKIŞ – 2.BÖLÜM
Elimiz Allah elidir bunu deriz. Peki, ilmimiz aklın ilmidir. Yaşamımız hasatçılıktır. Ağır taşımayız ama aklın kalemi oluruz, mutlak kurulları kontrol eder, yoğunluğu kayıtlarız ki her şey her şeyle kontrol edici olsun diye. KA HA derim KA HA kalkan olurum HA’ya ama HA, KA HA değilse hakkın kapısına yolu yoktur.
Çoluk çocuktur insanlık. Bunu hep söylerim. Biliniz ki anlama niyeti olanı da anlama niyeti olmayanı da dilleriz ama anlamak isteyen yirminci gücü dinle de anla dediğimizde o gücü hak edip anlayacak yoğunluğa varmamışsa kesirleşir ve yaşamsız kalır. Peki, anlasa ne olacak? Aton olacak. Kontrol kuracak. KO sahasına varacak. Yaşam olacak. Ama anlamadığında koruyucu dahi olamayız ona. Çünkü ruhsuzdur o.
Kuran insan Allah’ın tahtıdır. Ölüyü diriltir ama öz görevlidir. Ve bütünün kültüdür. Eğer görevi hakikiyetiyle dillenmişse kelamı haktır. İyi ki burada, iyi ki orada, iyi ki şurada ilim yaptık diye düşünür. Ya zaman geldi de sen seni anladınsa ve sen beden alıp tohum oldunsa ve yoğunluğu kontrol ettinse senin orada burada olmanın anlamı nedir ki? Her yer sen değil midir?
Zeki dünya insanlığı mutlaka ilmi anlayacaktır. Ama zeki dünya insanlığı ya zeki değilse insanlık ne olacak? Aşık olduğun insan şarkısını KA HA yapar, Hakkın kalemi olur kutsal tınıyı kodlar ve zekasını arttırır. Artar mı zekâ? Kesin olarak. Dünya insanlığının artık zekâ düzeyinin yükselmesi gerekiyor. Bu insan her şeyin ilmini bilebilir ama zeki olmalı ki Hakkın kapısını bulsun Hakkın kalemi olsun, yarını bulsun yaşamı bulsun ki oldursun. Zeytin olduğunu bilsin. İyi ki iyi ki burada gözler çürük olanları da cennete koymaya çalışanları görmekte.
Kaynağın tahtında kelam, Hakkın kapısına insan oldukça her birimiz gerçek çalışmamızı bu yaşamda da yapabileceğiz. Israrla bilmenizi istediğim diğer bir konuda kurulların insanlık ilmini anlamaya çabaladıkları. Çok büyük bir görevdir insanlık ilmi. Ama kelam eden dahi bu ilmi anlamamışsa uzakların en uzağı olan yaşamların en yakını olduğunda masamıza davet edilir ve gelir. Bunun adı ilim olur. Yolu mutlu huzurlu olur.
KIYA… Kıya ilmi kıyılır yaşam ilim kıyıldıkça yaşam kıyılır ve kıyanlar kıyılırlar. Değerliler temiz bir dünya bekliyoruz. Bugün de bunu tekrarlamak istiyorum. Tüm insanlığın her birinin tahditlenmeden Hakkı ve Hakikiyeti anlayacağı ve Hakim-i Hak olup tahditsizliği tohumlayacağı ve yoğunluğu kontrol edeceği bir dünya. Bu dünya miraç kapısı olacak insan sahalarına ama iyi bilinsin ki yaşamları hak edip kodlayacak ve yolu kontrol edecek.
Üremeye başlayan çalışmalar var Canlarım. Birçok çalışma koruma altına alındı ve ürün sahraları oluşuyor. Üretiliyor bilgi, üreyiş artışta. Öyle ürünler elde edilecek ki bugün merdivenin en güçlü ışığı dünya planetini kodlayacaksa insanın insanlığında ki yoğunluğun hep siyah renkte kodlama yapması gerekiyor. Ve Dünyanın sultanlığı mutlak kurullarla ilim olacak. Ve dünya planeti yarınları hakikiyetiyle dilleyecek. Dünyanın ölü planet olduğunu söyleyenler ayrıldıkları yoğunluktan yeni yoğunluğa ulaştıklarını bilecekler. Ve bu yeni yoğunluğun yasalarla kontrol kurduğunu da ölü olsalar da bilecekler.
Çorbamız pişmiş mi bilmem ama yer kürenin gücünü arttırdık diye düşünüyorum ve sözümün sonunda şunu ifade etmek isterim. Bulgu buluş her ne dersek diyelim bedenin ilmiyle gerçekleşen yaşam sayfalarıdır. Bulduğunuz yaşam sahanızda o sayfalanışı kodlar. Eğer ben buldum diyorsanız zararınız önlenebilir. Ama bulduğunuz kontrollüyse ağır yük hafifler. Eğer bulduğunuz kontrollü değilse ilminiz kırılabilir. Yolun ötesinde yeni bir yol diriliğe indiğinde buluşunuz sizi sistemli olarak yeni yola kodluyorsa işte siz öz geçişinizi yapmışsınız demektir. Ama sizi yeni yola kodlamamışsa yaşamınızda kırılış var demektir.
Burada ölü diri yoktur. Saygılar sunuyoruz tüm insanlığa ve iyilik diliyoruz önce iyilik ama iyi olan gerçeği bilir ve Hakim olur. İyilik diliyoruz ki her şey kendini kendinden kendini dillesin diye. İnsanlık boyutlarına hepimiz ilim olup gelmeye çabalıyoruz. Sorgu sual bitmeyecek bugün burada eminim ama bir tek şunu bekliyoruz ana kapıyı kapatmayın ve sizi dinleyelim. Bize bilgi vereceğini biliyoruz Anam. Bize bilgi ver biz seni dinleyelim.
https://youtu.be/bsKfnzDfPAA

SÜPER İNSANLIK REALİTESİ

 

15.MAYIS.2019 TARİHLİ ŞAFAK (2)
AV.NEZİRE SELÇUK ÖZ BİLİŞ 3.AKIŞ

Tahditsizlik budur Canlar! Şu andan itibaren hepimiz görevliyiz ama sizlerden dileğim doğanın kültü olun! Gördüğünüz ne varsa BİR TEKsiniz ve o yoğunluksunuz ama sevgiyi hak edin! Burada olmanız bizi mutlandırıyor ama Hak ululuğuyla geçip gelin!

Dünyanın Ata Kapısı’ndan geçiyoruz şu anda. Öyle bir kapıdır ki bu kapı; kim cennet istiyorsa, bu kapıyı hak etmiştir. İSLAH Kapısı’dır burası… İslah olanlar, bu yoğunluğu dillerler. İşte Canlar! ATLANTA ATA KAPISI, tüm insanlığa şu anda açılıyor. Atlanta Ata Kapısı….

Oğullarım! Dünyanın kültü olan insanlık! Gözünüz görmüyor, görmüyor insanlığı. Siz, şu anda ne bekliyorsunuz? Gerçek şu: GERİ ÇEKİLİŞ’tir gerçek olan ama ama Canlar, ATA KALEM tüm sahalara iniyor şu anda…Bunu iyi bilin!... Atlanta Ata Kapısı’nı Halik kılmadan tükenen türevleri tohumlamadan KÖK GÖREV taşıyamayız. İyi ki Dünya Planeti bugün bunu hak etti ve yapıyor. Kontrol dışı hiçbir bilgimiz yoktur Canlar! Eskiden dünyada çok huzur bozulurdu. Bugünden sonra kontrol kurulacak, Yerküre’nin gücü artacak.

Sağlıklı bir dönem başlıyor İNSANLIK için… Her insanın kelamı hologram ötesine vardığında GENÇ kalacak. Yaşlanmak bitmiştir. Ama bu yaşlanmak, ki bitmiş olan yaşlanmak, insanlığın KELAM’la dillenişinden sonra olacak! Hepimiz gerçeğiz Canlar! Hepimiz gerçeğiz. Bizler şifadan da söz ettik dünya insanlığına. Dedik ki “ölümü gözünüz görmeyecek artık. Ölmeden yarınlar kodlanacak. Ölüler dinleşecek, dirilik Teknik Tohum olacak. Yeryüzü görevi hak edecek, Halik olacak.”

Sormayın, doğanın gücü ne olacak? Tüm insanlık gibi doğa da yaşamını kontrollu olarak kodlayıp kayıtlarını Kelamla yapacak. Tüm insanlığın kelamı gibi doğanın da kelamı olacak. Ama onun kelamı formunu kodlamaktır. Her bir form kendini kodlayacak ama kontrollu kodlama olacak. Seviyeniz yükselecek Canlar! Hepimiz gerçeğiz bunu unutmayın! Gerçek insanlığız…

Yeşilin levh-i kapısından ötede Hak’kın kalemiyiz. Hasat yapıyoruz Canlar! Hasattayız… İslah, İlmin Kelamı ve islah olanlar; Kök Göklerin kültü olacaklar. Gerçek kapılar, insanlık kaydıyla açılacaktı. İşte, gözün gördüğü en güçlü kapı açıldı. Ona “ATLANTA ATA KAPISI” dedik.

Sormayın, Dünya Planetinde devinim ne olacak? Devinmeyen kalmayacak. Öylesi bir saha olacak ki tahditsizlik Mutlak Kurullarla kayda inecek. Hırsı aşanlar tahditsiz olacaklar ama hırslı olanlar tahditli olacaklar. Ben kızmayacağım insanlığa. Şafak söktü Canlar, kızıp kırılmam! Kızsam kırılırım. Kırmam ve kurullarım da kırmayacak.

Yaşamım insanlık ilmiyle kodlanıştı. Başka bir zaman yok. Şafak söktü. Üzerinizdeki güç artıyor Canlar! Çok çok özel bir çalışmadır burada yapılan.

Ve yeniden ifade etmek isterim ki sağlıklı bir süreç başlayacak hepiniz için. Sağlık sorunlarınız bitecek, iyi bilin! Sağlık sorunlarınız bitti! “Ben iyiyim” dediğinizce iyisiniz ama “Ben hastayım” derseniz; iyi anlayın ki ilminizde kırıcılık var demektir. Eğer kırık değilseniz; iyilik mutlaktır.

Ama ben, bana BEN olmadan; ben, bilişin kelamında kodlarımı kontrol edip Bütünün kültünü tüm sahalardan ayrıştırırsam şarkım yok benim ve ben yokum. Öyle bir dünya kurulacak Canlar! Hepimiz genç kalacağız ama ama izin verin ifade edeyim; sağlıklı kalmaktan farklı bir gençliktir bu! Sağlık, İnsanlık İlmiyle kodlanacak. Gençlikse; Ka Li Ka Ha olan levhi kapılarla kodlanacak ve sorumlu olan hep insanlık olacak. Yaşam budur!...Yeni Dünya planımız budur Canlar! Bu, Yeni Dünya planımızdır. İnsanlığın gerçekliğini kodlamak…

Değerliler, soygun yapmaya gelirler yaşama çokları. Gideyim, olayım, kodlayayım, koklayayım, tohumlayayım tüm insanlığı ve Kaynak olup indirdiklerimi ilimle dilleyeyim! Ama dilleyen, dinleyen hep Bütün’ü dilleyecek onların tümü ocağında olacak. Bu yol bizim yolumuz değil; biz, insanlığın insansılıktan ayrıldığı bir dünyayı kodluyoruz. Her insan kelamda olacak, kendinde olacak ve biz BİR TEK olup ocak yaktıkça o kontrol kurup kelam olup kendi olacak. Kibri aşanlar bu yoğunlukta olacak ama kibri olanlar koruyucu olmamıza rağmen sır olan ışıkta kontrol dışı kayıtlar yapacaklar. O kayıtlar biz diri olduğumuz sürece kil olacak. O kil ki hasatta yoktur.

Canlarım, sonra ne olur? Hepimiz TEKLİK’le kodlama yaparız ve daha sonra tohum oluruz. Daha sonra toplum oluruz. Her bir İlim Kalemi oluruz ve kontrol insanın olur. Boşun boşu olsa da insan; dolar… Oğullarım toprağa tohum indirdiğim zaman doldular. Şimdi tüm insanlık doludur.

Yaşıyoruz Canlar, yaşıyoruz, sağlıklı yaşıyoruz!... Her birinizin, muhtelif sığlıklarınız olsa da sağlık konusunda; tümü aşıldı, iyi bilin! “Tümü aşıldı “mı”?” derseniz; kırıksınız, “aştım” deyin “aştım! Tüm sağlık sorunlarımı aştım, bitti” deyin! Öz Göz Söz söyledi anlayın! Bil ki sen iyisin! Cennet dediğin de budur Canlar; “iyiyim” deyip iyi olmak…”Ben acaba, acaba iyi miyim” değil; iyiyim, ben iyiyim ve şunu da söylemek isterim ki; bu masada olan her bir yaşam sahası, eşya ilminde şifadır tüm çalışanlar…Tüm çalışanlar ve çalışmaya çabalayanlar şifadır… Hepiniz, her birimiz şifayız ve bütün köklerimizde bu var; ŞİFA…

Bu günden itibaren, çantamız insanlığın ilmidir. Bu ilim, imparatorluğun ilmidir. Dünya Planetinin şifası, tüm insanlığın şifası haline dönüşecek. Dünya Planetinin Şifası…. Büyük Kök görevdi bu ve biz bunu hak ettik. İş budur!...İş budur!... İşbu!...
https://youtu.be/2P-WefgYU2s

Süper İnanlık Realitesi

 

ŞAFAK (2/3)
15.05.2019

Dağlarım, Tanrı der ki “Geç!...” Varlık Boyutları, bu dünyayı, yaşama kaynak yaparken; “Diriliğin Halikiyeti” ile bunu yapmıştır. Tüm insanlık, Doğal Dünyanın nefesi olacaktı ve oldu… Teknik olarak geçişler, “İlahi Kayıtlar”dan olacaktı ve oldu. DÜZEN’i kurduk. Sultanlık Kelamı, Halikiyeti kodladı ve “Din Kalem”, KELAM’dan çıktı. Şimdi artık “Işık Sahaları” oluşuyor. Yoğunluk arttı!... İşimiz, kontrollumuzla oldu. DÜZEN kuruldu. Ne var ki yaşam, kontrol kurmalıydı ki kurdu!...

Tanrı, “Din Kalem”den KELAM oldu. Yoğun ışık altında dirildi. O şimdi “Mesihlerin Kelamı”ndan kodlandı ve yarınlara vardı.

Alkışlarınızı duymaktayım!… Hepiniz, teknik olarak görev taşırken; İsa olur; Musa olursunuz… Yaşam olur; Halik olursunuz… Kült olur; çorba yaparsınız… O çorbada, diliniz “KİL” olur ya da “KUM” olur. Ya da dillenir; dirilirsiniz ve siz, “İlahi Kült” olursunuz… Bunların, yaşamların kodlanışında, görevlilerce gerçekleştirildiği bilinmektedir.

“Yıldız Sırrı” diye bilinen sırların; KELAM olup akış halinde dürümlenmesi; yarınlar için önemlidir. Bugün, sararan her yaşam; yoğunluğunda kodlandı ve “SİYAH”tan İLİM olup yoğun ışık altında dürümlendi… Beden, İLİM oldu yoğun ışık, kulluk yaptı… “DİL”, KELAM oldu ve Ziya olan, KERVAN oldu… İş buydu!...

Hepimiz, yarınlar için görevliyiz. Yaşamları yaratıyoruz… Tohumluyoruz… Kulluk yapıyoruz… Yoğun ışık altında, Dünya Planetini, KERVAN olduğu sürece kodlayabiliyoruz. Şükür ki Halik olup bunları yaptık.

Sanal Boyut, kodlanmamışlıktır… Orada gerçeklik yoktur… Her şey, YAŞAM İLMİ ile kontrol altında yarınları Halik kılarken; hepimiz, İLİM HALİKLERİ olup kontrol kurabiliyoruz… Yedi Dağ, tahdit kodladığında; iş, “MİKAİL’İN İLMİ” olur ve hepimiz, “BİZ” oluruz.

Son söz şudur ki yaşam kodlanarak, kontrol kurarak, yer yüzünün gücü ile yaşamı kontrol altına alabilecekti. Bunlar olmuştur… Yerküre, KELAM olup yaşamı kontrol altına almaktadır.

Devreler, “BİR TEK KELAM”da dürümlenerek kodlandı ve tahdit kalktı. Her devrede, dilimiz Haliktir ve kontol mutlaktır.

Işığı biliniz!... İş ışıkla olur. Hem İNSAN olun; hem İLİM olun ve hem de dillenin ki İLİM , “SİYAH”tan dillensin ve “MOR”a varsın… MOR RENK, kaynak renktir… O renk, tüm KÜRZİ SAHALAR’ın ortasıdır. Orda olan; “MOR”, kontrol kurduğu zaman; KÜRZİ SİSTEM, cevherini kontrol eder ki bu kontrol, tükenen “KELAM”ın HAS TAHT’a varışı ve yerkürenin, “İLİM”e ulaşması anlamına gelir. Dünyanın üzerindeki KELAM, her insanın HAKİKİYET’i olacak ve her insan, yaşayacak ve yaşatacak tüm sahaları.

Kurulların, burada görev taşıması; İsa, Musa Kalemi’nden KÜLT olanların; burada görev alması ve yarınla görev taşıması, DÜZEN’in kuruluşuydu… Bundan ötede yeryüzünün, “GÖZ” olan ışığının, yeni bir planette, kervan olması gerekliydi ki o planet, “MUTLAK KULLUK İLMİ”dir.

Şimdiden sonra, ruhunuz kodlanacak ve yaşamınız, kontrol kuracak. Sizden beklediğim budur. Diyebilirsini ki “Ziya olamadık!...” Olmanızı sağlarız ama hasat yapmanız gerekir. İşinizi kolaylaştırırız. İşiniz, tohumları kodlamaksa, boş konuşuyorsunuz… Zira o tohumlar, tüm sahalarda kontrol kurmuşlardır. Aşkla kalın!... İş budur!…

SÜPER İNSANLIK REALİTESİ

 

 

15.05.2019 ŞAFAK 2
AV. NEZİRE SELÇUK ÖZ BİLİŞ 4. AKIŞ 1. BÖLÜM

Asıl dünya şimdi kodlandı canlar, şimdi kodlandı... Suyu kontrollü olarak kayda aldığınız için kodlandı. Bedeniniz mutlu olacak kesin olarak, böyle olacak canlarım. Bedeniniz mutlu olacak, sağlık hepimizin mutluluğu olacak.

Dünya ilmini anladığınızda görüceksiniz ki ilim sistemin kelamına indiğinde artık siz her şeyi hak edip yaparsınız. İlim halik olduğunda siz hakkın kalemisiniz, yaşayan ve hak edensiniz; işte o gün bu gün olduğu için size bunları insanlık ilmiyle dinletiyorum.

Sevgiyle sizleri dilledik, öz görevinizi dinlettik size... "Sağlık" dedik ama sağlık ne ki?... Şarkıdır sağlık... İşçiliktir sağlık, yol ilmidir sağlık... Yoğunluğunuzda ilminizde ve her anınızda sağlıklı olun diye dedik bunu. Biz eczaneden ilaç alırız iyileşiriz, yapmayın canlarım siz size ilaçsınız anlayın...

"Bugün ben sağlıklıyım" deyin... "Bugün ben ilaç almadan sağlıklıyım" deyin... İlaç aldığınız zaman sorgulamadır bu, almayın ilaç, bakalım ne olacak?

Başkanlık divanı olarak dünya planetini kodladık canlar, sizden dileğimiz kelamı halik olup mutlak olun ki yaptığınız yaşam ilminde sizin yakışanınız, yaraşanınız olsun.

Dönmeyin, ölüyse dünya öz görevini yapmadığından ölüdür. Ölmedi mi? Öldürülmediyse ölmemiştir dünya... Ama insan ölmüşse dünya ölmüş demektir.

Toy bir zamanın kalemi olmak değil maksat, ilmi olmaktı; biz ilim olduk canlar. "Dönmeyin" dediğimde dönem dönem bunu derim, bakın bakalım dünyada ne oldu? Kucağınızdadır dünya sizin ama siz o dünyayı hakkın kapısı diye bilin, siz o dünya olun ki koruyun dünyayı.

Doruklar tohum ister canlar, tohum elinizin gücü olduğu için sizi buraya gönderdik, bilin diye, okuyun diye, öz geçişiniz insanlığa olacak diye gönderdik sizi. Çamur yoğuran ilim olduğunda yoğunluk artar ama çamur yoğuran kalemse insan kelama inmiş demektir.

Mucizedir insan, bunu iyi anlayın... Niye mucize?... Bedeni haliktir, yaşar ve yaşatır, bütünün kültüdür, okur okunur, olur oldurur, yaşar yaşatırken; yaratan ve yarattığı halikiyetde kodlayan olur... İnsan sayın bayan, sayın bay değildir; insan, imparatorluktur... İmparatorluktur insan... Öyle görevleri vardır ki insanın; yaşı başı ne olursa olsun, yaşamda yaratmak üzere kodlama yapar...

Diyeceksiniz ki "ben genç değilim", yaşayan enkarneleriyle gençleşir, her seste varsa gençleşir... Yolu kodlamışsa gençleşir, yoğunluğu kontrol ediciyse gençtir. Ayırdığı varsa kelamsız kalır ihtiyarlar... İyi bilin ki ayrılan, sizi sizden ayırır...

Yüksek aklın kalemi olun ve sesleşin... Kısır kalmasın yaşam, özür dilemeyin; özür olmadan dilenmez ki... Hangi özrü dileyeceksiniz ki... Siz körseniz, özürünüzdür körlük ama gözseniz; özürünüz yoktur...

Çok mutlu olun canlar, kurullar bugün sizinle... Kayda indiğiniz andan itibaren doğal dünyanın gücü sizinle... Kurulların kutsal şarkısı okunuyor şu anda, aşk şavkıdır bu... Hırsı aştığınız gün ölü dirilmiş demektir. Önce hırsınızı aşın... Hakkın kalemi olduğunuz gündür o gün, aklın kapısını bulduğunuz gündür o gün... Olmayan ölüler öz geçişinizi yaptığınız anda dirilmek için sizinle olacaklar.

Kışı, yazı bırakın... Hakkın kalemi olun... Kış BSUİ, yaz BSUİ olsun size... Her birinde şohbenleriniz olsun ki duşunuzu alın... Canlarım nedir duş? Işık duşu... Işığın altında hepiniz kendi yaşamınızı kodlayın, ışık sizi yıkar arıtır ama siz o ışıkla yıkanın. Başka bir dünya insanın ilmini anlayacak dürüme vardığında siz oraya ışık olup inin...

Çok mutluyuz canlar bugün sizinle olduk. Huzurluyuz, çözümlemeler yaptık dünya planetinde. Öz görevimizdi bu bizim... Yeni dünya planeti bizleri de kodlayacak. Çok güçlü bir ve çok büyük bir dünya planeti oluşuyor biliyor musunuz? "Nerede, ne zaman" diye sordular, biz bu planeti mutlak kurullarımızla birlikte oluştuyoruz.

Üzerimizdeki güç arttığı anda yerkürenin gücü de artıyor ve yerküre yeşeren türevleri kodlayarak yeni bir dönem başlatıyor. İşte o yeni dönem göklerin sistemli olarak kodlayacağı ve yoğunluğu kayıtlayacağı dönemi kodlayacak, kontrol edecek. Ve o gün bu günse bir tek olmamız gerekir.

Hakka varıp hak olanlar, has insanlık ilmiyle çalışacaklar...

Devamı 2. bölümde yayınlanacaktır...

https://youtu.be/ku1MJsTwgiU

Süper İnsanlık Realitesi

 

15.MAYIS.2019 TARİHLİ ŞAFAK 2
AV.NEZİRE SELÇUK ÖZ BİLİŞ 4. AKIŞ – 2. BÖLÜM

Bizler, deveyi kaldırdık, yürüyen dünyada yolumuzu kodladık... Ama daha, deveyi hak etmeyenler var... Onların da HAK olmaları gerekir...

Uzak bir planet oluşturuyoruz canlar... YENİ BİR PLANET... Bu planet; -belki birçoğunuz duymuştur, ama yeniden tekrarlıyorum- BİRLİK KAPIMIZ olacak olan bir BETA PLANET olacak... BETA, kübra kelamıyla kodlanan planet olacak... Bu planette sessizlik kontrol kuracak...

BAŞKA BİR DÜNYA... Ama BETA ışısın diye mi? Yoo... Beta kaydı yapılan bir dünya olacak... Ve bir tek insan o yaşamı kodladı... O insan, MİRAÇ KAPISINI kontrol altında tutan insan... Bir tek ilimle orayı kodladı... Adı “İSRA” dır onun... BİZ O’YUZ CANLAR... İSRA... IŞIĞIN KALEMİ OLANLARIZ BİZ... Ve şükür ki bu planet, büyük kök görevini yapacak... Hırsınızı aştığınız sürece, yarınınız OCAK olacak oraya... Dönüp DÜNYA planetini istediğiniz an, ziyaret edebilirsiniz... Geçip gelirsiniz... Ne olmuş? “Ne yapılıyor dünyada” diye bakabilirsiniz... Ama yaratılan, yaşatılan insan, her anı hak ettiğinde BETA KURULLARINDA olacak... BİZ O’YUZ CANLAR... O KURUL, MUTLULUK OLACAK TÜM İNSANLIĞA...

YENİ DÖNEM HEPİNİZE HAYIRLI OLDU... HAYIRLARA VESİLE OLDU... Bu planetin mutluluğu bizleri mutlandırıyor... Yuları olmayan yaşamlar kodlanacak orada ve HERKES HERKES OLACAK... Uzun zamandır, gözümüzün gördüğü BÜTÜNÜN KÜLTÜ OLAN İNSANLIĞIN, nesillerini kayda alabileceğimiz bir yaşamı HALİK kılmaya çabalıyorduk ki; bunu başardık...

DÜNYANIN ÖZEL BİR GÖREVİ VARDI, BETAYI KODLAMAK... İŞTE BUNU BAŞARDIK... BETA KODLANMIŞTIR CANLAR... VE BİZLER, BARIŞIN KALEMİYİZ... HER BİRİMİZ... Başı sonu olmayan bir dünya çalışmasında, bilgi kalemi olduk ve bunları başardık... Yukarının en yukarısı ve en iyi çalışması ve en güçlüsü olan bilgi muktediriyeti buradadır...

MUSTAFA KEMAL ATATÜRK, BİZDEDİR HEP CANLAR... ONUN GÖZÜ GÖRÜR... İLMİ DE, YARINI DA, HAKK’I DA... MUHAMMED BURADADIR HEP... İYİ Kİ, BURADADIR... ÖZ GÖREVİDİR CEMAAT OLMAK... VE BİZ O, O BİZİZ...

İSA, esmadır... Kelamı HAKK’tır O’nun... Bizsiz değildir... MUSA, sultanlık yaptı... Som altın ışıktı... Şükür ki; tohum oldu ve buradadır... Ve diğer tüm peygamberler, Mustafa Kemaller gibidirler... Ve yoğunlukları mutlaktır... Bir tektir hepsi de... Başın başı olan, ŞAFAK İLİM ve biz o ilmi HALİK kıldık canlar...

Yolun sonuna geldik, yüreğe indik, yolu kodladık, yeni bir son oluşturacak bir baş kayıtladık... O baş; yaşayacak, yaşanacak ve yarınlara varacak... İşte o baş, hepimizin şarkısı olacak... UNUTMAYINIZ Kİ, 4000 YILLIK SÜPER SAHA OLUŞTU... 4000 SÜPER SİSTEMLE KODLANDI... YÜCELER CEMAATLERİ HEPSİ ORADA OLACAKLAR... Ve yavrularımız, bir tek kelam olup, bizimle olacaklar... “KIRAN KIRILMAYACAK” dediğimiz gün, “KIRILAN KIRILIR” dediğimiz gündü... ARTIK KIRILMA BİTMİŞ OLACAK...

YILDIZLAR SİZİ DİNLEDİ CANLAR... Bundan sonra daha güçlü insanlık kodlaması yapılacak... Bugünden itibaren, bütüne hizmet, bizler gibi bütün kökleri göreve dilleyenlerle olacak... Yekdiğerleriniz de, BİR TEK olup, geçip gelecekler... MESİH bekleyenlere, ilim verdik... İyi bilsinler... Öte beri yok... Mesih bekleyenlere, ilim verdik... İlmin ötesinde kelamımız olur... Bunun ötesi de olur... Ama iyilikle...

Korkmayın!... DESCARTES, demiş ya “BEN YOKTUM, HER ANDIM...” Diyen, dediğinde dillendi... Ama o BSUİ’ iydi... Barıştı, sevgiydi...

Sirayetti ilim... Her şeyden ötede... DİYEN, HER ANDA DEMİŞSE... SİRAYETTİR... Ve bugün daha neler dedi DESCARTES... Ama dahası var... Şarkısı KELAM oldu... Yolu kulluktu, MUTLAK oldu... Ve türevleri kodlandı... TÜM SARARANLAR, YEŞERMEYE BAŞLADILAR CANLAR... HUZURLU BİR DÖNEME GEÇİLDİ... Büyük bir huzur... Büyük bir huzur... BU HUZUR, İNSANLIK HUZURU OLACAK...

İTİBARINIZ YÜCELECEK CANLAR... Yanıp tutuşacağız sizinle olmak için canlarımız... İyi bilin... Son sözüm şudur ki; az öz değil bildim... Önce bunu anlayın... Az olsa, lokomatif olma imkanımız olmaz canlar... Her ses, sistemli olarak türevleri kodladıkça, sessizlik dilleşir... Ve FORMAL YAŞAMLAR KODLANIR... Bunun ötesi bir yaratım yok ki... Ve seslendikçe, ilim şarkısı okunur... Tahdit olmadığı, hak kelamın kul olduğu bir saha oluşur...

Uzak, çok uzağız insanlığa... Biliyoruz... Ama çok yakınız... Dilliyoruz... Dillerken yakınız, ama dinlerken uzağız... “Hangi dünya” diye sorduğunuz zaman, İSRA KAPISI olan mektup okuyan, muktedir olan, yol olan... Ama Hakk’ın kapısı olan... TÜM İNSANLIĞI KODLAYAN DÜNYA...

İşte canlarım...

Burada yaptığımız bu dünya OLUŞ HALİDİR... “Yakışmadı insana kelamsız oluş” dediler... Susmamı istemediler...

Canlarım...

SUR’dur üfürülen; O SUR, SESSİZLİKTE DİLLEŞİR... Ama biz hep o SUR olur dilleşiriz... Şimdi daha güçlü olarak, sesinizi yüceltin ve sesleşin... “BEN DÜNYAYIM” DEYİN... “BEN YARINIM” DEYİN... “Verdim, aldım, yaptım” deyin... “Oldum, oldurdum” deyin... “Yavrum, ben tohumum da” deyin... “Devrin en büyük görevlisiyim” deyin...

ŞARKINIZ, ŞARKIMIZDIR, UNUTMAYIN... Yazıp çizerken; yalın ve halik olun... Sura üfüren ilim, kelamı hologramdan aşırtan insan yoksa, insan oğullarınız yoktur... Bunu bilin...

İfrat haline kaçmak, İFRAT olmaksa; ifrat olmayalım susalım... Şimdi...

https://youtu.be/Ch4AdDSNw90

SÜPER İNSANLIK REALİTESİ

 

15.MAYIS.2019 TARİHLİ ŞAFAK (2)

AV.NEZİRE SELÇUK ÖZ BİLİŞ 6.AKIŞ

Arkadaşlar, bellek kodlarıyla, kontrol kurduğunuz zaman, yoğunluğunuzla, her bir titreşim mutlak kurullarını, kayda alır. Size, şunu söylemek isteriz ki planetlerin kontrolü yoğun ama kodları, farklı olabilir.

Bu kod farkıdır. Mutlak kurulların kodlanışlı da farklıdır. “İsa, Musa” derken de kod farkını, kast ediyorum. Her şey teklikte tohumlanmıştır ama kontrollü kayıtlarda, tohumlanışta, kod farkları oluşur.

Beta kürzi sahalarında, beta kodlanışı yapılır ama kontrol kurmadığınızda ya da yoğunluğu, hak etmedinizse oranın tekliği, sizin tekliğinizden çok farklıdır. Burada önemli olan, bilişin kontrolüdür. “Belki dünyalar kurulur” derim, belki... Peki, ne kast ediyorum? Dünyalar, yaşam tohumlarıdır, bunlar, hepsi.

Hepsi, yaşam tohumlarıdır, dünyalar. Ama dümen ilimse, her biri aynı dümenle kodlanır ve teklik budur. Berk - ka ha sahaları, yaşam kodlarıdır ama Berk, beşerin kelamdaki kaydı ama has teknikte Berk, son sözdür.

Yokluk ya da varlık, tekliktir. Her biri tekliktir “ama yokluk ya da varlık” diyebiliyorum. Burada, seçim hangisi? Yokluk, varlık. Ama teklik.

Sevgililer, alıp, götüreceğiniz, ne var diye sorsam, bilirim ki çoğunuz, ben şunları, alıp götüreceğim, dersiniz. Neden? Çünkü tekniğiniz, kontrollü dürümleri kodlamamış ya da dersiniz ki “almam, götürmem”. Neden? Her biri, ben değil mi? İşte, teklik.

Işık kapılarında hepiniz, nesillerinizle dillenirsiniz. Çürük müyüm? Çürüğüm. Neden?.. Çünkü nesillerde, çürümeler var. Ama beden olup, mutlak kurullarla kodlama yaparken, diriyim..Neden? Çünkü mutlakım. Ve insan, budur. Her şeydir….Ayrıdır ya da tektir. Oğullarıyla kodlanır ya da kontrolsüzdür. Hepsi, O olarak, kayda girer.

“Çoluk, çocuktur, yaşam”, derim. Peki, diyen çoluk, çocuk değil mi? Mutlaka. Çünkü çoluk çocuktur, her an, tüm insanlık, bu planet için. Ya ben mutlak kurullarımla birlikteysem?. O zaman derim ki “ muradım, mutlakım, hak teknikle, kodlama yapıyorum. Peki, neden? Çünkü ben, et ve kemik değilim, orada. Her şeyim!.

Doğanın gücüyüm. Çok mutluyum çünkü lokomatifim. Yazıp çizen anlayabilir mi bilmem ama yarattığımız her an, her bir dilde dillenirken, dinleyen, dilleyen olur. Ve yoğunluk artar.

Kırıp geçiririm, yaşamı. Kırmaz mıyım? Kırarım. Hani, kırmıyordum ya? Niye, kırdım? Kıran, ben, değil midir? Kıran, kırdığında, kırılmaz mı? Kıran, kırıldığında, kelam kırmaz mı? Her şeyde yok mu kırılış?

Yaşam budur, canlar. Yaşattığımız, yaşanırken, yaşarız. Yaşam sırsa ki sırdır, yaşananda sır olur. Kurul kararlarıyla, doğanın gücü kodlanır. Kurul kararlarıyla!

Netice şu; kurul; kutsal tekniktir. Bir tek olunur ve yapılır, her şey. Ama Yaradan, teklikle yaratır. O kurul, bir tek olur, yapar.

“Yüz elli bin yıl” derim. Vakti gelir, yüz elli bin yıl, kontrollü olarak, kodlanır ama ya ben, bir tek yılı kodlamışsam, ne olur? Korucuyu olurum ve derim ki “ben teklikte, bütünü kodladım, her anım”. “Yıllar, benim için değer kaybeder”.

Zor, bir problem gibi düşünmeyin. Çok kolay, çok basit anlamak... Sadece yüreğinizi dinleyin. Size, bilginin en birincisi olan, şafak olup, dillenir.

Ama diyebilirsiniz ki “yazım, okunmayacak”. Okumak isteyen, okur. Bir kişi okusa, teknik toplum, tohum olur, her an olur. O teknik toplum, kurul olur ve her şeyi hakikiyetle diller.

“Ben, zaman kapısıyım” derim... Yeniden, derim..”Ben, zaman kapısıyım”. Nefesim, var mı? Yok mu? Bugün var, yarın yok. Olmadı.. Neden, bugün var, yarın yok eğer yarın varsa ben yok’um, demektir. Ben, anda değil miyim?

Peki, yarınları kodlamıyor muyuz?. Buyurun, yine sorun çıktı. Hani yarınları kodluyorduk? “Ama yarında, yok’um” diyorum. Yaşarken, yaşanır. Ama yaşama, ilimle inmedikçe, yaşam dillenmez. Ben dilliyorsam iyi bilin ki tahditsizim.

“Kusur aramayın, insanda” derim. Aramak, aranmak olur. Umutlarınız, yoğunluğunuz, kodlardan çıkar... Yol, sizsiz kalır....Dedim ya “ Allah, saltanatın kültü olur ve sizleşir ama Allah’ın dediği, aklın dediği olmadıkça, yeryüzünün gücü, artar mı?”

“Vatikan” diye, bir çalışma sahası var. Gözü görür, yolu bulur. Şarkısında insanlığı olur ama kodları, kontrol dışıysa, yakıp, yıkmaya, kalkar.

Ya da İslam’ın kelamı Mekke, kelam eder ama tanıkları var mı? Yok. O kelamı kodlayan, var mı? Yok..Kulluk kelamda, Halik mi? Yok..Peki ya ziya var mı? Yok..Anlamak kolay, anlaşıldı, her şey değil mi?

Bence anlatıldı ve anlaşıldı. Anlamayan yok, eminim. Yağmurlar yağdırırız, canlar. Tanıklarımız, kodlama yapar. Yolculuk, yoğunlukla, kontrol kurar. Ağırlık, hak teknikle hafifler ve yedinci dönem, tam iki yüz milyar ışık yılı ötelerden, geçişler yaparak, yarına varır.

İki yüz milyar, ışık yılı!. Ve yaprak, yaprak okuruz, tüm sahaları, canlarım.

Bostan, bizim bostan. Yaşam, bizim yaşam. Saltanat, biz… Akla ka ha olan beden, öz görevimiz, bizi, bizi, bize dilledikçe, dilledikte, doğal dünya kodlandı.

Hayatlar boyu, doğduk, öldük be yahu ama öl ya da ölme, sevgi değil misin sen?

Kaptan, kaptanlığı bilsin, şafak, aşkın sessizliğini dillesin, yol kodlansın soyumuz, sonsuzluğumuz olsun ve yok edilen varlığı, kontrol edip, Halik olsun. Netice bu!. İsteğimiz bu!..…Başka ne dileyelim ki?

https://youtu.be/r85IblOW7fE
SÜPER İNSANLIK REALİTESİ

 

 

 

 
  Bugün 226 ziyaretçi kişi burdaydı!  
 
Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol