Birlik İlmi
  YENİ DÜNYA GÜCÜ - 27.MART.2019
 

YENİ DÜNYA GÜCÜ

 

YENİ DÜNYA GÜCÜ (1)
27.03.2019

Yeni dünya gücü tüm insanlığa hayırlı olsun!... Unutmayınız ki artık yol, tüm insanlığın yoludur. Bu yolda görev taşıyan herkes, “BİR TEK” olacak ve görev yapacak.

Ağır yük taşımak zordur. Biz bu yükü taşıdık ve tüm insanlığı tohumladık. Tüm insanlık, iyi bilecek ki Dünya Planeti, tahditsiz olarak kodlamalarını sürdürecek.

Ağır, hafifledi!... Yaşam dillendi ve “RUH” kodlandı!... Allah Tahtı’nda “Yaşam Kodları” var. Hepsi İLİM olarak oradalar.

“Asla dil, din, İlimin Sahasında, “KÖK GÜÇ”ü kodlayamaz.” diyenler; bilecekler ki bizler, her anda varsak, tüm insanlık kodlama yapar.

Aşağı yukarı iki dirilik, “BİLİŞ”i HALİK kıldığında; yukarı, aşağı olacaktı ve “YOLUN KODLARI” aşağıdan yukarıya ve yukarıdan aşağıya kontrol kuracaktı. Her birimiz, “BİR TEK” olarak o yolda olacaktık. Hak ettiğimiz ve HALİK olup başardığımız, işte budur. Aşağıdan yukarıya ve yukarıdan aşağıya HALİK olanlar, “TOHUM” oldular ve RUH, “MUTLAK” oldu.

Huzurlu bir dünya kurduk!... Şükür ki huzurda “BİRLİK” halindeyiz. Bizim, bizde olan ilmimiz budur. Huzurluyuz ve HUZUR’dan, “KÖK GÖREV” alıp yaşamları tohumluyoruz.

Zorlukları aşmaktayız ve “RUH”u; hologramdan, sahaya varan; dilden, dirilikten aşan her insana tohumlamaktayız.

Dünyanın adı “BİR TEK OLAN YAŞAM” oldu. O yaşam, IŞIK HALİNDE her anı kodluyor.

Haz duyduk “İLİM”le olmakta. İş budur ve bunu başardık. İş budur!... Bu, bir “HAS KELAM”la oluştur…

SÜPER İNSANLIK REALİTESİ

 

27.03.2019 YENİ DÜNYA GÜCÜ 1
AV. NEZİRE SELÇUK ÖZ BİLİŞ 2. AKIŞ 1. BÖLÜM

Dağlarım, burada bu çalışmayı yaparken bilişi kodlamaktayız. Netice olarak herkes kendini dinleyebilir, öyle mi?... Peki dinlediğinde ne anlar?... Anladığı nedir kendisinden?... Bu önemli bir soru...

Bazılarınız ben beni dinliyorum diyebilir ama o dinlediği kelamı mıdır yoksa ilmi midir yada kendinde dillenen bir diğeri midir?... Hangisi!?...

Çoğumuz öz görevimizi anlamadığımız için birileri bize gelir ve derler ki; "sen beni takip et, ben ne yaaparsam sen onu yap"... Bu onu, onun yoğunluğunu ona katar mı yoksa katmaz mı?... Ben yaparım sende benim yaptığımı yap...

Dağlarım, hepimizin yapmamız gereken bir tek olmak ve teklikte herkesin kelam olması... Peki o kelam bedel ödetir mi? Öz görev merdiven olmak, bedel insanın kelamındadır ama yaşamında var mıdır?

Değerliler, "bedel" dediğiniz kendi sahanızda olur... Kimse kimseye bedel ödemez... Bedel herkesin kendi sahasında olur...

Sit alanları vardır, hani denir ya dokunmayın öylece kalsın... Her beden bir sit alanıdır, orada yarınlar kodlanmışsa mutluluk olur, orada yaşamlar kodlanmışsa kontrol kurulur, orada korumak kodlamak gerekirse koruyan korunan olur ama kendinden kendine korur ve korunur ve her bir sit alanı işçilikle kayda iner.

Bu nedenledir ki; kim kimin sit alanını kodlayacak bu konuşulmaz, sorgulanmaz... İnsanın tek bir sit alanı vardır, kendi hak ettiği, kendi halikiyetiyle kodladığı alan... Başlangıç, sonuç da yoktur orada... Herkes herşeyi hak edebilir ve yazı yazarken bilginin kelam olduğunu ve yolun kulluk için olduğunu bilmeleri gerekir herkesin...

Dünyada kim kimi takip edecek diye bir sorgulama başlar zaman zaman... Ve denir ki; "ben Muhammet'i takip ettim", bir diğeri der ki; "ben İsa'yı takip ettim" ya da "Museviyim ben Musa'yı takip ediyorum"... Peki ya sen sende olanı hiç anlamadın, hiç hak etmedin mi ki; sen seni değil de diğer bir tahditli olanı hak etmeye çalışıyorsun...

Doğanın görevi size ilmi anlatmaktır... Ama iyi anlayın ki; insanın insanlığından öte bir ilim de yoktur...

"Boşuna konuşmayalım, ölüyü dilleyelim" derler, boş konuşmalar öz köklerde olmaz canlar... Sır ilimde, son sözde ve yoğunlukta olur...

Bir gün "ben" dersiniz ve dersiniz ki "ben son sözü söyleyeceğim"... Öz görev budur zaten ama sözünüzün son olduğunu neden dile getirmek istersiniz?... Belki daha sonra yine söz söyleyeceksiniz, fark nedir?... Var mı bir fark?... Bu görev hepimizin değil canlar, son söz tek bir sözdür ki; onu kelimelerle değil ancak insanlıkla anlatabiliriz. O bir tek sözdür; son söz!... Ve onu insan kodlarıyla dilleyebiliriz...Ve o söz tüm insanlığın sistemli kalemi olur...

Bugün bedenimde bu sözü söyledim ben, öz görevimdi ve dilledim... Bu sözde her birimizin gerçeği var. Ben dünya planetinin gerçek kalemiyle bunu söylerim ve dünya planeti tüm sözlerin ötesindeki bir sözü dürümler işte o söz mutlak olur!... Mutlak olmayan sözün şarkısı dahi olmaz...

Devamı 2. bölümde yayınlanacaktır...
https://youtu.be/u70dg7TIwA4
Süper İnsanlık Realitesi



 

YENİ DÜNYA GÜCÜ (1/2)
27.03.2019

Gerçek şu ki “İNSAN” dediğiniz; İLİM KALEMİ’dir. O insan, et kemikten ibaret değildir. O insan, Türkiye Çalışmaları için; IŞIK TOHUMLAMASI yapabilecek bilgi, birikim ile tahditsiz şekilde yaşamın yoğunluğuna çekilmiştir.

Onlarca güç, TOHUM olup yaşama indi. Onlarca Görevli, DİRİ HALİK oldu ve RUH oldu; ÖZ GEÇİŞLER yaptı… Hepsi, CEVHERİ GÖREVLİ’ydi ve DİRİ’ydi. ANA KALEM oldu hepsi de ve burada, bu yaşamda, Dünya Planetine, görev taşıdı.

Değer biçmedik hiçbirisine. Her biri, “DİRİ”ydi ve Din Tekniği’nde dürümlenen, İLİM SAHALARI’ydı her biri… Burada, bu yaşamda GÜÇ KODU haline dönüşmek; tüm inanlığın, birinci önceliğiydi.

Dünyanın, dini yoktur. Dünyanın tek bir diriliği vardır o dirilik, “ZEKA”dır. Bu diriliğe varabilmek için, KELAM olmak ve YOL olmak şarttır.

Tüm insanlık “KİL”den yaratılır. Son sözde; GÜÇ KODU olur ve YOL olur. YOL olduktan sonra, RAHMAN olur; YAŞAM olur KÖK GÖREVLİ olur.

“OL” deriz olur ama olmadan; “DİL” olsa insan, DİRİLİK artar mı!? Sorgu sual edildi!... DİRİLİK, KELAM’la artar. KELAM olan; yarında dürümlenip TOHUM oldukça; KELAM, KALEM olur ve YAŞAM, DİRİLİR…

Bu gün çok büyük bir gündür!… Bütün KÜLTLER, burada; bu yoğunlukta!... Ve DİN TEKNİĞİ, tahditlendikten sonra; SAHA, müthiş bir CEVHER KODLAMASI yaptı burada… Yasalarla kontrol kuranlar, artık şarkılarda dürümlenen “DİRİLİK”le, kontrol kuracaklar.

Vatan, bizim ilmimizdir. “Vatan” derken, tüm sahayı kastederim. Siz, bizi bizde dilleyin ki vatan olan saha; hepimizin sahası olsun. İşte o saha, İLİM olsun.

Canlarım; toy insan, “KELAM”da kendini dillerken; yarını dinler ama bilmez!…

KELAM, hologram olduğunda; o insan, şoklamalarla yaşama indirilir ki “KELAM”ı hasat olsun diye… Şoklar, tohumdur ona ve o tohum, tüm insanlığın tahditsizliğidir.

İşte insanlık, tohum ekerken; onun, kodlanışı gerekir. O kodlamalarda, “DİL”, “KELAM” olsa da yaşam, “TOHUM” değilse; KULLUK ÇALIŞMASI yapılması imkanı yoktur.

Türkiye, DİL İLMİ’ni anlamaz. Der ki “kendimi bilirim; dince dillerim RAHMİ KALEM’’i.” Ya RAHMİ KALEM, seviyeni dillerken; RAHMAN KURANI’nı TOHUM olarak, KELAM’a indirmişse; sen, o KELAM olabilecek misin!?

Der ki Dünya, “Sana ne deyim ben!? “YOL” muyum yoksa “YOK” muyum!? Ne deyim ben sana!? Sen KELAM et; ben kervan olayım; yaşam olayım!... Ne ki yaşam!? diye sorarsan; sen, OL ki ben, senleşeyim. Sen OL ki ben, sesleşeyim ve yarınlar oluşsun.”

Ben, Dünya Planeti olarak; bugün, bu yoğun çalışmada, bunu dilledim… Peki!, yarınlar için İNSAN adına, başka dilek var mı!? Var mı yok mu!? Doğanın gücüne soralım; “Yok!...” der doğa. Ya ben ne derim!?

Ben kimim!? İLİM’im… İLİM ne der!?… İLİM der ki “Her insan, kendi dilini konuşsun; KÜLT olsun… UZUN ZAMAN SAHALARI’na DİRİ olup varsın. Şer yaratmadan yol açsın ve dillensin!…” Ben, DİN İLMİ’nde, DİRİ YARINLAR’a bunu derim.

Perde perde açıldı yaşam. Her perde bir “DİL”… DİL, “BİLİŞ İLMİ” ve İLİM olan YAŞAM, “DİRİLİK”… Perde perde açıldı DİL KELAM… LÜTFİ KAPI, YAŞAM… Ya “DİN”, dirilikte “DİL” olursa; yaşam, kontrol kurabilir mi!?

Bende, beni dilleyen ve “BEN” olup tüm insanlığı dilleyen, kini aşmışsa, hepimiz mutluyuz…

“SUR”a üfüren KELAM’dı. Yarını tohumladı KELAM!… Aha! KELAM, “YAŞAM SAHALARI” oluşturdu. Tüm insanlık, DİNİ KALEM’den, “İN SİSTEMİ”ne ulaştı ve RAHMİ KELAM, RAHMİ KAPI’da, İLİM SAHASI’nda, Dünya Planeti’ni tohumladı.

Şu ana kadar “DİN” dedik hep… Şimdi artık “İLİM” diyoruz… Bundan sonraki süreçte, “İNSANSILAR”, İLİM SAHALARI’nda; “İNSAN SAHA” olup sarfettikleri çaba ile TOHUM halinde; “GÜÇ KODLARI” olacaklar.

Aşkla kalın!…

SÜPER İNSANLIK REALİTESİ

 

27.03.2019 YENİ DÜNYA GÜCÜ 1
AV. NEZİRE SELÇUK ÖZ BİLİŞ 2. AKIŞ 2. BÖLÜM

Peki ne demektir mutlak söz?...

Mutlak olan söz tüm insanlığı bağlayan sözdür... Onun dışında hiç bir söz yoktur... Yani o mutlaktır ve her anda varlığı kodlayandır ve tüm bağlayışların ötesinde bir bağlayışı vardır.

Halka halka genişler insan, her halkanın ötesinde yeni bir halka oluşur ve genişlik artar. Ama genişliğin artması geri çekilişte ne manaya gelir?... Bugün size bunu da anlatayım...

Herkes der ki; "ben kodlandım, kodlandım, kodlandım, kodlandım ve geçirgenleştim ama her bir kodda geçişkenleştim ve herkesde geçtim, herkese geçtim, herkesle geçtim ama ben bendeydim hep, hep geçişler benim bedenimdi, benim yaşamımdı da ben her andım". Peki ben, benden öte miydim? Geri çekilişte bedendim ama geri çekilişte bedendim daha ötelerde beden ötelerinde kelamdım ve o kelam geçti, geçti, geçti, geçti ve her geçişte geçişi hak teknikle kodlayıp daha genişledi. Ve son sahada kelam kodları mutlak kurul haline dönüştü. İşte o mutlak kurul kürsü haline dönüştü ve o kürsünün üstündeki güçbütünün gücü haline dönüştü. geri çekiliş işte o güçle olur canlar ve oldu!... Geçişlerin geçişleri ve geçişlerin geçişlerinin geçişleri ve her geçişin ötesindeki geçişler ve tüm geçişlerin ötesinde saha ve o saha mutlak bir saha ve her sahayı kapsıyor. İşte gerçek geçiş bu!... Ve tüm geçişlerin üstündeki o geçişde yaşam son sözde bütünün sözü oluyor.

Doğanın gücü bu canlar!... İşte doğa budur!... Herşeyi kapsayabilen, herşeyi kodlayabilen ve her seste halik olabilen bir şarkı... Ve işte o şarkı tertipli bilginin teknik tahditin ve tüm sahraların ötesi... Teknik tahditlerin ve tertiplerin ötesi bir saha...

"Zurna" derim ilme ben, sestir o... Ama ilmin sesi olması herşeyin lekesiz kalmasıdır aslında... Ve tüm lekeler büyük kök görevle tahditli şekilde kodlanıp kayda alanların bilgiyi ve tohum olanların ilminden ötede ki şarkıyla aşılır... Geri çekiliş bütünün geçişiyle olur...

Zeki bir dünya istiyorum canlar, zeki bir dünya istiyorum ve zeki dünya; mutlu dünyadır... Bugün ben bunu dillemek istiyorum, ben zeki bir insan istiyorum... Herşey olan bir insan ve o insan sahra olmalı ki mutluluk bütünün gücü olsun... İş budur, bu dünya her insanın ilmidir ama ses ilimsiz kelamda kırıksa zeka yoktur o sessiz sahada. Sesli olsa da sessizdir o saha...

Dağlarım, okumak öğrenmek kastedilir hep, ben "zeka" derim, zeka!... İlmin haliklerinde olur zeka, yaşamda kelam edende ilim olur ve zeka hakkın kapısında olan da olur. Sevgiyi hak edende olur zeka ve bilip alim olanda, hakim olanda olur zeka...

Yok ben her kötülüğü yapıcam ama ilimi hak edeceğim, bunu diyenler o kadar çok ki... Sizden tek beklentim var canlar, hak olun hakim olun, kodlayın türevleyin dünyayı ve ko sahasından ötede mutlak olun, sizden bunu bekliyorum...

Şimdi canlarım yeni dünya gücünü devreye aldım, unutmayın "YENİ DÜNYA GÜCÜ".... Bu yeni dünya gücü süpriz oldu sizlere biliyorum... İşte biz buna insansılıktan insanlığa varanın kontroluyla devreye açması ve yaşamları kayda alması neticesi islah olan insansıları, İsa kapılarından geçirip topraktan öteye kodlayıp mutlak kurul haline dönüştürmek. İşte bu görev şu anda devreye giriyor, hepimize hayırlı uğurlu olsun...

https://youtu.be/qZO9FvrzZQI

Süper İnsanlık Realitesi

 

27.MART 2019 TARİHLİ YENİ DÜNYA GÜCÜ (1)

AV.NEZİRE SELÇUK ÖZ BİLİŞ 3.AKIŞ

Değerliler, yenidünya gücü hayırlı oldu. Büyük bir güçtür, o. Ve Türkiye Çalışmalarıyla, bu yaşam kodlaması devreye indi. Birlik kapımızda, bütüne hizmetçiliğimiz var. Büyük kök görevimizdir, bu bizim. Ve diri kapıların ötesine varan herkes, kendini halik kılabilecek gücü, devreye alacak.

Devinim artacak, canlar. Büyük bir görevdi, bu...Devinim artacak, Haliki dürümlerde kodlamalara başlayacak ve yeni dönem, mutluluk getirecek insansılıktan öteye insan ka ha olan kelama varanlara.

İntikam peşinde koşmayan birliklerimiz, bu dünyayı koruyacaktılar ve dünya planeti artık intikam öç alma gibi duyguları aşacak. Kimse, hiç kimseden, öç almaya kalkmayacak, canlar, insanlık budur. Ölüler diyarında, bunu başarmak kolay mı? Asla değil ama bugünden itibaren bu başarılacak.

Biliniz ki Dünya insanlığı artık intikam sahası kodlamayacaklar. Yürüyen dünyanın, ölü planet olmayacağı, yoğunluğun kontrol kuracağı bilinecek.

Sevgililer ve dünya insanlığı iyi bilin ki dünya, elin gücünden çok öte bir güce uluştu. Kimin eli, kimin elinden öteyse, dünya; onun ilmiyle yol almıştı bugüne kadar artık her el, birlik eli olacak. Ve dünya planeti, sultanlık kelamımın ötesindeki aklın sahasına vardı. Ve oradaki güçle dilleşecek.

Yıllar yılı süper sahraların oluşabilmesi için bütüne hizmetçilik yapanlar, bir tek olmadan çalıştılar. Yangındı, bu dünyada. Yangın. “Herkes, ben” dedi. Beden, beden, beden ama hangi beden, Medine? Hangi beden, Hristiyanlık? Hangi beden, Kudüs ya da ya da Mısır, bunlar, sorgulandı hep?

Ve dünyanın kökündeki geçiş yoktu, yaşamlarda. Kökün geçişi, yoktu. Çünkü ruhsuz bir çalışmaydı her biri. Ve dünyanın, kör sağır yaşamı bunun içindi.

Dünya planeti iyi gördü ki yaratılan, yaşamları kontrol edememekte artık. Yaratılan, yel oldu esti ama yaşatamadı, dildeki kervanı. İsi, pası dilledi, hep. Öz görevini hak etmedi. Ve dünyanın ruhu yoktu. Bunun Nakarı, ka ha yapan bir şarkı olduğu bilinmekteydi.

Hangi dünya daha kötüyse Nakar oradadır. Kötülüğün önünü almak gerekir. Yolu kodlamak gerekir. Kontrol kurmak gerekir ve sorgu sual ilimde olur, aklın kaleminde olur ama şarkı, bitki, hayvan ve her anın kelamıyla kodlanmak, sorumluluğu taşınan bir cevherilikte olmalıdır.

Yakıp yıkar, dünya insanı, tüm sahaları. Sormadan, sorulur, yaşamda ocağına. Nurdan kurullarını kodladı mı diye? Yok mudur, insanlık? Yaşamda ilim yok mudur, diye sorulur?

Ve tek tek yanıt alınır. İnsan varsa bunlar olur. İnsan yoksa bunlar yoktur. Ve tüm insanlık artık insansı olduğunu bilerek, insanlaşmalıdır. Ve bunun içinde her şeyden öte ilim yapmalıdır. Ve kalem olmalıdır. Her insan, ben ilimim diye, düşünür. Ben derim ki “ilim olan, insandır, İnsansı değildir.” Korkmayın den denlerden söz etmedim, bugün siz, daha.. Daha neler var.

Dağlarım, tüm insanlık, hep eskiyi tekrarlar. Yaptığı budur. Yenilik yoktur, yaşamında. Tekrar, tekrar, tekrar... Ve tekrar, tekrar hep tekrar ama deme, deme tekrar der, yürek.

Dağlar, her şey her şeyle dillenmelidir. Ben bir dili dinledim, öteki dili dinlemedim dememelidir, insan. Benim ilmimde bu var ama sen bende yoksun çünkü benim ilmimi dillemiyorsun diyenler, var.

Deve kalktığı zaman herkes devededir, canlar. Orada din yoktur. Orada fark yoktur. Orada aşk sahası, aşk kaydı vardır. Ve tüm insanlık, o devededir.

Türkiye Çalışmalarında gözleri kör olanlara güç katmaya çabaladık. Bilgiler verdik. Ellerinde, ellerimiz vardı. Yalındı, dilimiz. Ama dinletemedik. “Çorba pişti” derken, kelam olduğunu, bilgi olduğunu, düşünmediler, torbanın. Sandılar ki iştahlı yiyecekleri bir çorbadır, pişen.

Canlarım, daha neler, neler dilleyebilirim, size. Bugün ayrılık bitiyor. Herkes bir tek olacak. Ve aşkla çalışacak, herkes. Ha diyeceksiniz ki “bunu nasıl yapacaklar?”. Bir tekiz ya canlar. Biz yaptıkça, onlar yapmış olacak. Başka şekilde olamaz ki zaten.

Biz, yaptıkça onlar yapmış olacaklar ve tümü, kök görevlerini yaptırılmış olarak kodlayacaklar. Her bir insan, kök görev yapacak, canlar.

Bu mutluluk olacak. Ama bizi bilmeyecekler. O biz, değiliz, o kendileri olacak, bunları yaptıkları anda. Yapan yine kendileri... Ve bugün burada bu mutluluğu tadıyoruz, bizler.

Herkesin hologram ötesine vardığı ve kodlama yaptığı bir Türkiye Çalışması ve tüm insanlığın, ben diyebildiği bir çalışma...Yaşam budur, canlarım.

Side kapılarını açıyoruz ve tüm kaynak ışıkları, gök çerçevesiyle dürümlere indiriyoruz, hepsi bütüne hizmetçi olacaklar ve tüm insanlık için çalışacaklar.

Başınız asla eğilmeyecek, canlarım, bunu iyi bilin. “Sultanlık yapma niyetim yok” derken, kastım buydu. İnsanız bizleriz, sultanlık yapanlara da saha olduk. Hepsi bu!.

Büyük kötülükleri aştık geçtik, canlarım... Hep, hep, hep ve tek...

İşte bu!

https://youtu.be/KrQwGk1APYE
SÜPER İNSANLIK REALİTESİ

 

 

27.MART 2019 TARİHLİ YENİ DÜNYA GÜCÜ (1)
AV.NEZİRE SELÇUK ÖZ BİLİŞ 4.AKIŞ 1.BÖLÜM

Canlarım, desise dediler. Sistemde desise yoktur. Şu ana kadar kimsenin kimseyle kontrol dışı kayıt yaptığı bilinmez, dillenmez bu mecliste.
Şimdi Canlarım, dönün gökleri izleyin, dönün yaşamları dilleyin. Bakın neler olmuş. Bu yoğun ışık daha güçlü bir yoğunluğa varmış. Çok mutluyuz ki dünyanın öz geçişi yapıldı. Yek değerlerimiz dersiniz ya hani. Diğer ilim sahalarından söz ettiğinizi düşünmekteyim. Yaşamların ilmidir olan ama dirilik çok güçlü şekilde dürümlerde bütünün gücünü dilliyor şuanda.
Ve dünya ölüleri artık diriliyor Canlar. Yolculuk yeniden başlayacak. Bir sistem bir nizam bir düzen yeniden kodlanacak. Bu gün bir şarkı okumuştuk ya hani. Sesimizin sessizliği dillediği bir şarkı. Bu şarkı bütünde okunmaya başlanıyor Canlar. Ve doğanın kulluğu başlayacak. Hep yenilik yenilik derim. İşte yenilik doğanın kurullarıyla da olacak. Doğanın kurullarından hiç size söz etmedim değil mi? İzah edeyim Canlar.
Doğal Türkiye çalışmasından söz ediyorum bugün. Ama doğanın tohumlarından hiç söz etmedim, doğanın tohumları, doğanın konseyi ya da konseyleri. İyi anlayın ki tüm sahalar bu şekilde oluşmuştur, doğanın tohumları ve doğanın konseyleriyle. Ne oldu doğada? Şarkı mı? Türkü mü? Nedir olan? Işık oldu Canlar. Yeryüzünde ışık oluştu. Ve doğanın süper sahaları oluştu. İşte bu sahalara biz ayrı cevherilik ayrı kelam ayrı kayıtlar kodladık. Ve her biri bir koruyucu kod haline dönüştü. Orada ki dürümlerde dillenen ilim sahaları oluştu. Ve yoğunluk arttı.
Doğanın yolculuğu başlıyor. Her ana yolculuk. Ama mutlu bir yolculuk olacak. Doğanın yolculuğunda tüm sahalar kodlama yapacaklar. Ve doğanın şarkıları okunacak her anda. İşte bu bütünün yaşantısında ki örgüleniş olacak. Bütünün yaşantısında ki örgülenişle birlikte sahalarda ki güç artacak.
Yeri yeniden kodluyoruz Canlar. Yerin yeniden kodlanışına yeni tohumlar ekilecek yeni güçler kodlanmış olacak. Ve bütün kötülükleri aşanlar dirilikleriyle inecekler ve geri çekilişi yapacaklar. Geri çekilişte kastettiğim insanlığın ilimle görev alışıdır. Sanmayın bir insan bir diğer ilim sahasına geçecek. Her insan her insandan güç kodu olup kodlama yapacak. Geri çekiliş budur. Ve teknik olarak da bu böyledir. Ben geçiş yaptım ama sen bende ben olup geçtinse sen sen değilsin zaten sen sende sen olup görev taşıyacaksın her ana varacaksın. Senin geçişin anlaşma ilim işte budur. Ve bu görev bütünün gücü ile olacak.
Bizler Türkiye çalışmalarını tüm insanlığı kodlamak için devreye almamıştık aslında. Ama oldu. Peki, böyle miydi acaba?... Bunu bana dilletmek isteyenler var.
Değerliler, değerliler diyorum. Türkiye çalışması mutlaktı ve herkesle ilgiliydi. Bunun aksi düşünülemez. Türkiye çalışması mutlaktı ve her kesle ilgiliydi. Ve koordinat olarak ta burasıydı çalışma sahası ki biz bunu öncelikle size açıklamıştık. Dünya sahraları henüz kodlanmadan henüz yaşamlar koklanmadan, tohum oluşmadan evvel ki o gün masmavi bir su bilyesi demiştik dünya planetine. İşte bu koordinat o gün bilinmekteydi. Bu koordinatta bir tek insan sahası oluşacaktı. Bütüne hizmetti bu. Ve bütün köklerimizle bunu yaparak geçişler sağladık.
Yanıp tutuşuruz Canlar, mutlak olalım, yolu kodlayalım diye. Bunu mu düşündürdük bugün? Asla! Canlarım biz muktedir olanlardık zaten. Mutlaktık. Bunun için bizim görev alıp ta gelmemizin gereği yoktu ki. Biz ölüyü dirilttik Canlar. Çok mutluyuz ki ölüyü dirilttik.
(Devamı 2.bölümde)
https://youtu.be/nISe4_ivr4Y

SÜPER İNSANLIK REALİTESİ

 

27.MART.2019 TARİHLİ YENİ DÜNYA GÜCÜ 1
AV. NEZİRE SELÇUK ÖZ BİLİŞ 5. AKIŞ - 1. BÖLÜM

Yaşamların herkesle KELAM olduğu bilinmelidir... Sistemin gücüdür ilim ama ya siz sizi dürümlerde dillerken, “benim dediğim senin dediğinden ayrıdır” diyorsak; bundan sonraki dürüm ne olur? Bugün şu anda yaptığınız budur...

Herkes kendince bir bilgi verdi burada... Ve sonra bu bilgi, son sözle dürümlendi ve halikiyet tahditsizliği kodladı... Ve dendi ki “bu budur...” Ve bu bir yargıdır aslında... Her şeyin yargısı... Peki, yargıladığınız halik miydi? Ya da o kodlanmış mıydı? Yaptığı kontrolsuz kaydı, kelamda kendi dürümlerinde dilleyecek dümenin hak ettiği miydi?

Değerliler!...

Başlangıçta siz BİR TEK İLİMSİNİZ... Sonra herkesin ilmi sizinle dillenir... Ve dersiniz ki, “bak bu oldu...”

NURDUR İNSAN... Ve çorba, hepimizin çorbasıdır... İşte herkes o yoğunluğa, kelamını koyar... Ve sonra kelam çorba haline dönüşür... VE ÇORBANIN TADI TEKTİR... Ama hepimizin ilmidir o çorbada olan...

Yaşam sizi BEDEN İLMİYLE dillemedi... Şafakla dilledi... Ve siz dediniz ki “ben hepsindeyim...” YA O SİZDE KELAM OLAMAMIŞSA? Siz o olup, onu kodlayacaksınız... Bütün amacımız DÜNYADIR canlar... DÜNYA DÜMENİ BİR TEKTİR... İŞTE O DÜMEN SİZSİNİZ... Ve bütüne hizmetçisiniz... Bunun için bu çalışma mükafattır insan sahalarına...

Yeni dönemde daha güçlü bir doğan güç olacak... Daha yoğun bir şarkı okunacak... Ve bu şarkıya insanlık cevheri kodlanacak... Yaktık yıktık değil; aktık ve gök çözümlemeleri ile kontrol kurduk... Yapmak gerekti yaptık ama kodladık ve kontrol ettik... Dünya planeti, ölü bir planet olmamalıydı... Ve bunu herkes daha güçlü şekilde fark etmeye başladı...

ÖLÜ, DÜNYANIN ÜZERİNDEKİ GÖZDÜR... Ama o göz dürümlerde dillendiği zaman, görev kodları dere olur, yaşama iner... Ve göz, özün sözüne dönüşür... Mutlaka bunlar bilinecek... Mutlaka...

Yığınlar, hepimiz buradayız bugün... Alıp götüreceklerimizi bulduk ve “OL” dedik... Hepsi, hepsi bizimle olacak... Ve biz bütün köklerimizle bu yoğunluğu tohumlayarak, tek tek İLİM SAHRALARINDA olacağız... Yeri yarattığın, yaşattığın ilim hepimizin ilmi olmalı... Ama yer ilim sahalarında mutlak ve muktedir olmalı... Bütüne KÜBRA olmak gerekir... YAŞAMAK ve YAŞATMAK GEREKİR...

HALKA HALKA GENİŞLEYEN BİR İLİM... VE O İLİM MUTLAK... İşte o halkaların, tüm insanlık için kodlamaları gerekir... TÜRKİYE, BÜTÜN KÖTÜLÜKLERİ AŞIP GEÇEBİLEN BİR ŞAFAĞI KODLUYOR... Yalın ve HALİK olan bir sistemle... Bizim için önemlidir bu... Ve bundan daha öte bir insanlık devreye girecek... YERİ YARATAN, YAŞAMI DA YARATTI CANLAR... Olan budur... Ve bu yaşam, hepimizin şavkıyla kodlanacak...

MİRAÇTI İLİM ve İLMİN KALEMİ BÜTÜNDÜR CANLAR... BÜTÜN KÖTÜLÜKLER AŞILACAK... Çok mutluyuz ki buradayız... Çok mutluyuz ki, bütünün kürzi sahrasındayız... Ve mutluyuz ki, büyük kök görevimizdi üzerinde görev taşıdığımız bu görevli güç...

Yanıp tutuştuğumuz insan, yaşamın ilmi oldu... İşte o insan mutlu ve biz mutluyuz canlar... “YOLUM ALLAH YOLU” diyenlerin, yolda MUTLAK oldukları ve kontrol kurdukları bilinecek...

YENİ DÜNYA GÜCÜ BÜTÜNÜN GÜCÜ OLUYOR... Mutluyuz ki, bu güçle tüm insanlık kodlanacak... Mutluyuz...

Unutmayın... Dünya EKMEĞİMİZ olmaktaydı... Bugün artık dünya etken ve hakim bir ilim olacak...

20 dönem burada bulunmam gerekiyordu... Ve ben tüm dünya planetlerinde, 20 dönem bulundum... Ve bu dönemde de, buradayım... 20 dönem, BİRLİK TEKNİĞİNDE kodlanışın tahditsiz olarak kayda alındığı sofranın oluşma dönemidir... VE BUGÜN BU SOFRA OLUŞTU CANLAR... BU SOFRADA BAŞKALIK YOK... TEKLİK VAR... Bu dönem, bizleri mutlandırdı... Çok huzurluyum, çok... Ve dünyanın ismi ALLAH’IN İLMİDİR ki; burada olmak, tükenen her anı kodlamak ve mutlak kurulları tohumlamak için BİR’e hizmetçiliktir... Şu anda, yaptığımız; BİR TEK olup, BİR’e hizmetçiliktir... Ve diğerlerimiz, herkes olarak kodlandıkça bir teknik tahditsizliği kodlayacak... Ve herkes, HAK KELAM olacak... Yarın, doğal dünya görevini mutlak kurullarıyla yapacak... Dünyanın yeşil, mor renklerinin tümü; bitki, hayvan ve tüm sahalardaki şavk kayıtlarını oluşturacak...

Her renk, KELAM olarak kodlanan ilmin sahasından CENNET KELAM olup, ilme indirilen bitki ve hayvan forumlarındaki kodları kayda alan, sanal yaşamların şavkından öte olan, İSLAM olan bilişin kelamı olan, büyük kötülükleri önleyecek olanlarda tahditsiz olan bir tekliktir... İŞTE O TEKLİKLE BU ÇALIŞMAYI SÜRDÜRMEKTEYİZ...

Batı, bedeni kelam; tohumu kurulların kalemi sayar... Ama Doğu mutlakiyeti kodlar ve der ki “ben ilimim...” Her biri ilim ama, kardelenlerin lekesiz olması gerekir... Biliniz ki o kardelenler, “YA KAHA” olan, “LA HA” olan kelamdaki ilim sahalarından, kontrol kurup şarkı olurlar... Her bir şarkı bir forum, her bir KAHA MUTLAKİYET ve tümü sonsuzluk... Bütün köklerimizle dünya planetinde, “geri çekiliş için görev taşı, 99. Sahaya var” diyerek çalıştık...

https://youtu.be/CWMuS6UxAtk

SÜPER İNSANLIK REALİTESİ

 

27.MART.2019 TARİHLİ YENİ DÜNYA GÜCÜ 1
AV. NEZİRE SELÇUK ÖZ BİLİŞ 5. AKIŞ - 2. BÖLÜM

Sevgililer!...

Bilişin kelamı, 99. Sahada kontrol kurar... Ve sorumluluk ilmi kaleme indirmektir orada... Sonra 99’da sessizlik seslenir... Sonra, ilim tohumları kodlanır... Mutlakiyet kontrol kurar... VE NEFESE İNİLİR... Bu, nefesin daha ötesindeki bir resimdir... Ama nefesin nefesten ötesidir... Ve biz bunların hepsini kelamda dilleriz... İyi anlayın ki, 92. dirilikten daha ötedeki ilim; hepimizin kelamıysa, 95’ten öteye vardığımızda, “biz Allah’ın tınısıyız” diyebiliriz... Ve daha öteye, 97’ye varırız, kurullar bizimle olurlar ve tohumlar kodlanır... Sonsuz sahalara varırız... Ve 98. cevherde, işgal kalkar... Artık ilim, işgalsiz kalır... Ve 95 kervan, hepsi TEK olduğunda, 90 sahra MUTLAK olur...

İŞTE CANLAR, “5’Lİ” DEDİĞİMİZ SİSTEM BUDUR... Ve 5’li sistemin kelamı, mutlu durumlarda kodlama yapar... Ve 92. diriliğe inen bir cevher, her şeyle BİLİŞ haline varır... Daha sonra, 90 İLİM SAHASINA iner, 80’e iner, 20. dürümde “BEN” der; KELAM OLDUM...

AŞKTIR BU KELAM OLUŞ... Ve buna biz “İPAN” da deriz... İPAN SAHASI... Ve İPAN SAHASI, KIZIL RENKTİR... İPAN SAHASINDA, ENERJETİK KODLAMALAR DEVREYE GİRER... Ve herkes kendini dillemeye başlar... Ve doğanın gücü dürümlere iner canlar... Ve bunun, ARZIN GÜCÜNÜN dürümlere inişi olduğu bilinir...

VE SORUMLULUKTUR YAŞAM... İşte kontrollu çalışma budur... Her şeyi kodlayarak, kelamla dilleyerek, yerkürede GÖK ÇÖZÜMLEMELERİ yaparak; TOHUM olup, İLİM olup, BİLİŞ HALİNDE yaratmak... Ve bizler, İPAN SAHALARINI kodlayarak, mutlak kurullarımızla dürümleri dilliyoruz... Ergin sistem, mutlak kurullarla kodlanmışsa; artık orada yaşamlar kodlanır...

Beden almanız, mutluluk oldu bizlere... Bu dünyayı HALİK kılmanız, daha büyük bir mutluluk oldu... Ve yoğun olmanız ve yoğun kontrol kurup bütünün kültü olmanız, bizleri çok çok sevindirdi... Geri çekilişti bu... Yaprak yaprak okunan ilim sahalarındaki geri çekiliş... Ki bu 98’den sonra, doğumun sahasına inip, ki bu saha 98’in üstündeki şafaktır; daha sonra geri çekilmeye başlanış ki, bu 98’in DOHA KALEMİNİN kodlarının sessizlikten öte sessizlikten geçerek; sistem, nizam ve düzenin gücü haline dönüşerek, NEFS-İ KAHA olup, BÜTÜNÜN GÜCÜ haline dönüşmesi ve işte “PROTÖR” dediğimiz o çalışma, sonra NEFESİN KELAMA VARIŞI ki; sessizlik dirildi ve artık nefes mutlak kurulları kodladı ve burada SES DOĞUMU devreye girdi, buna da “NÖVME” demişsiniz, biz de öyle diyelim... Ve işte NECİM, ışığın kontrolu ve yarınların tohumlanışı, protörün NÜVE olan NECİMDE kodlanışıyla birlikte RAHMAN olanın KELAM edişi ve necimin nakarı kırıp, rahmi kapıda bilişi kodlayışı ve öz görevin dürümlerde insanlığı KELAMLA DİLLEMESİ ve MAHREK oluşu... Ve sonra MİRACIN CEVHERE İNİŞİ... VE İŞTE İPAN...

VE DAĞLARIM...

Bilirsiniz ki; korumak gerek yaşamları... Bunun için SÜERE gerek var... “SÜER” nedir bilir misiniz? KONTROL KURULLARININ KODLARIDIR... Süer, bütünün kodları için dirilikleri kayda alır... VE SÜERİN GÜCÜ MUTLAKTIR CANLAR... Koruma ve kodlama, İLMİ KALEM olma ve MUTLAK OLMA... Bütün, bütün diriliklerde bu var canlarım... VE İMPARATORLUĞUN GEÇİŞİ BUDUR... GERİ ÇEKİŞTİR BU İLMİ... Ve yerkürenin yeri göğü yaratıp YAŞANAN olduğu ve oldurulduğu bir dürüme giriştir bu...

Sİ ANA, Sİ HA, Sİ KAHA... Biz “Sİ” dedik size... Sİ... YERİN YAŞAMA İNİŞİDİR...

Sevgililer!...

Sanılmasın ki dünya yok olur... Asla olmaz... Sanılmasın ki yol kontroldan çıkar... Asla çıkmaz... Sanılmasın ki şarkılar kontrol dışı kayıtlar yapar... Hak etmediğiniz gibi, hak olmadığınız gibi dürümlerde bunlar olmuşsa da, bugünden sonra artık, KELAM mutlak kurulları tohumlamaya başlıyor ki; her sistem kendi bütünlüğüyle bilgi kodlamasına başlayacak...

Dünya planeti, ruhun kurullarını kodlayacak bundan öte zaman sahaları için... VE YERKÜRENİN GEÇİŞİDİR OLMAKTA OLAN...

Toprağa indik ya canlar, mutluyuz... Tohum ektik artık dünya planetinde... Kodlanmak üzere... Mutluyuz... Cümle yürekler burada... Mutluyuz... Bundan daha öte bir mutluluk olamaz canlarım... Olamayacak da...

2020 YILINDA, YERKÜRE GEÇİŞİNİ TAM YAPMIŞ OLACAK... VE 2020 YILINDA, TÜM SAHALAR KONTROL KURMUŞ OLACAKLAR... 2020 yılı, mutlak kurullarımızın TOHUM ektiği yıl olacak... Ve YOL olanların, yolculukta bütün kötülükleri aştıkları bir görev gücü devrede olacak o gün...

Yine dünya, gözün gözü olacak... Yine dünya, özgür bir cevher haline dönüşecek... Ve yine dünya, sultanların sura üfürdükleri o yaşamlardan, geçişlerini tamamlayıp MUKTEDİR olabilecekleri bir kaynak olacak... Kayıt yapacak o dönem bütüne... UZAKLARIN SÜPER SAHALARI, BÜTÜNÜN GÜCÜ OLUP YAŞAMA, İNSANLIĞA İNEBİLECEKLER O GÜN...

Unutmayınız... Doludizgin yapılan bu çalışma; BÜYÜK KÖK GEÇİŞ için gerekliydi... Ve biz bu KÖK GEÇİŞİ yapıyoruz burada...

Sınırları kaldırdık canlar... Devinim arttı ve mutluyuz... Yuları olmayan bir tohum ektik dünyaya... Onun öz göçü, BÜTÜNÜN KÜLTÜ olacak... KİMSE KİMSEYE YULAR TAKAMAYACAK BUNDAN SONRA... Ağır yük taşıtmayacağız insansılıktan insan soyu olup, kodlama yapacak güce varanlara... İmparatorluğun göreviydi bu ve bunu yaptık... İmparatorluğun göreviydi ki, biz burada bugün bunu yapmaktaydık... İmparatorluk güçleri olarak, doğanın yoğunluğunu artırmamız gerekliydi ve bunu yaptık... Yarınların KUL TOPRAĞI, TOHUM olacak canlar...

Yeni dönem tüplerle dünya planetine inişin bittiği dönem olacak... Artık dünyaya İNSANLIK inecek... Ve onların tüpü olmayacak... İyi anlayın ki; yerküreye indirilen tüm sahalar, kendi yoğunluklarını kodlayabilecekleri tüpleri, MUTLAK KAYITLARINA alıp inmiştiler... Ağırdı bu yük... Çok ağırdı... Bundan sonraki süreçte, artık yaşamlar TEK BİLİŞLE olacak ki; ARTIK İLİM MUTLULUK OLACAK...

Çorba piştiyse yazıya geçelim...

https://youtu.be/jEJC7St4THg

SÜPER İNSANLIK REALİTESİ

 

 

 
  Bugün 20 ziyaretçi kişi burdaydı!  
 
Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol