Birlik İlmi
  RA(2) - 6.NİSAN.2019
 

RA (2), ARKON

 

DAVET

Dostlar, Çok hızlı bir sürece girilmiştir. Son dönemde alışılmışın çok ötesinde; her çalışmamızda, bir ya da birden fazla yeni program açılmaktadır. Bu nedenle 30.03.019 tarihinde açılmış olan “RA” Programı, 06.04.2019 Cumartesi günü (yarın) devam edebilir veya bir başka program açılabilir. Bu nedenle konu başlığı belirtmiyorum.

Açılan veya açılacak programda bulunmak ve katkı sunmak dileyen tüm dostlarımızı aramızda görmeyi umuyoruz ve bekliyoruz.

Saygılarımlar,
Süper İnsanlık Realitesi Derneği
Av. Nezire SELÇUK

Toplantı Gün ve Saati: 06.04.2019 / 14.00-1800 arası
Adres: Bahariye Cad. Halil Ethem Sok. Sauna Apt. No:30/8 Kadıköy/İST.
Tel: 0 216 348 95 59
NOT: KATILIM ÜCRETE TABİ DEĞİLDİR.

 

6.NİSAN.2019 TARİHLİ RA(2)
AV. NEZİRE SELÇUK ÖZ BİLİŞ, 1.AKIŞ

Yazılarınızı okuyoruz canlar… Muhakim ve hakiki lekesiz kayıtlar bunlar! Çok mutluyuz! Şu anda burada olduğumuz için de çok mutluyuz.

Sultanlık diriliğinden çok daha ötedeki kült olan bilişin kayda girişi gerçekleşmiştir. Teknik olarak koruyucu ve hakikiyetli olan dil, Allah’ın tekniğiyle kodlama yapar.

Mutlaka öz görevimizdir ilim ve bu ilim Allah’ın tekniğiyle kodlanmış tahditsiz ve hakiki ilimdir.

Yeryüzünün özü, gözü, sözü olan insan, burada, bu çalışmada bütüne hizmetçilik yapar.

Yer; diğer yerlerden çok farklıdır. Her yerin farkı var ama bu yerin farkı çok daha özeldir. Burada yapılan çalışma kendi dürümlerinizi kelamla dillerken, bütünün gücünü tüm sahalara indirmemizin, kelam edip dürümleri dillememiz imkanını bize veriyor. Bu nedenle burada, bu çalışmada özel görev yapmaya geldik.

Yağın ilmini biliniz. Yağ nedir? Yoğun ışık halikiyetini tohumlayabilecek ışımadır.

Her şey… Her şey ışıktır ama siyah renkteki ışık; yağın ilmidir.

Hepiniz “yağ” deyince kendinizce, kendi yoğunluğunuzca bilgi diriliğinizi dilleyerek, kendi nihan kelamınızı etmeye çabalayacaksınız; bilirim. Ama bizim ilmimizde yağ, şarkıdır; simsiyahın ilmi olan bir şarkı…

Değerliler, “Toran kapıları”nı açalım da görev taşıyalım diye geldik. Toran, toprak toplumun kulluğu için gereken bir çalışmayı devreye alacak bu yaşam diriliğiyle…

Kayıt dışı bilgilerin dürümlere inmesine izin vermeyeceğiz burada. Dahili görev taşıyıcılar da bizimle olacaktılar ve göz gördü ki ocakları indi dünyaya…
Kucağımızdaki gücü iyi bilelim. Bu güç, muktedir ve hakiki bir güçtür. Burada olmamızın yegane nedeni görevidir.

“Başkalık” yok Bu Meclis’te… Hepimiz o tahditsizlikle, tekliği tohumlayacağız.

Altın ışığın gücü olarak büyük kök görevimizi yaparken, mutlak kurullarımızı buraya indirecektik ve geri çekilişi yapacaktık. Doğanın gücünü teknik olarak tahditleyerek merdiven olacaktık yaşama…

Lokomotif olan bu yaşam bizi, bizden bize götürürken, kaynak ilim Allah’ın tahtında bütünün gücünü oluşturacaktı.

Ulular diyarının görevini halik kılmak bizi, bizden bize tanıtır. Ağırı hafifletmek bizi, bize dilletir, işi kolaylaştırır yaşam bizde… Ama biz daha yüksek bir bizi, bütünün gücü yapmalıyız.

Uzun zamandan beri “dünyanın Lukas sahaları”nı kodlayanlar, türevleri tohumlamak üzere bütüne hizmetçilik yapacaklarını dilleyip, geçiş yaptılar.

“Alıp, götüreceklerimiz” diyerek, bütünün gücünü dünyaya çektik… Çok mutlu bir dünya kurduk. Bu yol, alıp götüreceğimiz ışıkların tohumlanışını da sağlayacaktır.

Daha özel bir gün için buradayız; bütün kötülüklerin aşılacağı bir gün için… Ve biz o günü, kontrollu olarak kayda indiriyoruz.

Ulular diyarı olan yaşamlar, mutlu kurullarını kodlayacaklar ve bizimle olacaklar… Geri çekilişin özelliği budur; her şeyin her şeyle geçişi… Ve geçip kodlanmış olanları koruyacak olanlar, bütüne hizmet edecekler.

Saltanat’ın gerçek ilmi, insanlıktır. Sanal boyutların kulluğunda ilim kalemleri bütünün gücü haline dönüştüğünde, her şey sistemli olarak kayıt yapar. İşte; Saltanat bugün bizimle oldu.

Uluların görevi insanlıksa, bizim de görevimiz insana hizmetçiliktir.
Şimdi; daha önemli bir bilginin “kervan olan kelam”la dillenmesine geçilecek.

Sevgili analar; yasaları çiğneyenleri görevden uzak tutmuştuk. Ve bugün artık biliyoruz ki yasaları çiğneyenler, gök çerçevesinde kodlamalara kaynak olacaklar ve dahil edilecekler.

Sarı renk, insanın kendi yarınları için kodlayıcı olmayacağından, lekesiz kalanları yoğunlaştırıp, mor levhi kapılara kaynak yapmalıydık. İşte burada, bu yaşamda, bunu da yapmaya çalışacağız.

Çalan; çaldığını diller ama alıp götüren ilmi; kalemsiz, kelamsız kayda almaya çalışır. Çaldığı ilim, kendi ilimi olmadığınca kırıcıdır ama o bilgi; çalınan bilgi, kelamın kalemine dönüştüğü zaman, “ilim” olur… Bütün kötülükler bu şekilde aşılabilir.

Her şeyin her şeye kayıt yaptığı bir dünyada, kaynağın ışığının da kayda girmesi gerekliydi.

Sualtı’nın gücünün tüm insanlığın gücünü dürümlediği de biliniyordu.

Muhakememiz mutlu, huzurlu bir dürümde herkesi kayda alacak düzeye ulaştığından, yarınlar için büyük bir “Göz, Öz, Söz Çalışması”na kaynak olacağız.

Ekip halindeki çalışmalar, mutlak kurullarla yapılır ve bugün burada kendi ekibimizi de kodlamaya çalışacağız.

Hepimizin gerçek çalışmasıdır bu çalışma ve buraya görevli olmak bizleri mutlandırıyor. Sevgiyle hepinizi kucaklıyoruz.

https://youtu.be/fx9741dQ_DQ

SÜPER İNSANLIK REALİTESİ

 

RA (2)
06.04.2019

(Ziyaretçilere Öz Hitabımız:)

Değerliler, hoş geldiniz!... Sizi, çok önemle dilledik ama sizdiniz, sizde dillenen… Etkin bir dünya için çok görevler taşıdınız. Bunları bilmekteyim.

GERÇEK ÇALIŞMA, KELAM OLAN İLMİN, TEKNİK HALİKİYETİ İLE GERÇEKLEŞEN ÇALIŞMADIR.

Dünyanın “DİN”i yoktur; “DİRİLİK”i vardır… Ve “DİRİLİK”, “HELAL KELAM”la kodlanmışın, kervanında olur.

O KERVAN; “İLMİN HALİKLERİ”ni, her ana kodlarken; kontrollu olarak; tahditsiz şekilde; “KAYD-I HALİK OLANLAR”la, onları tahditleyerek; lekesiz yaşam kayıtlarını, “KAYD-I HASAT” olan ve tahditsiz olan; yaşam sahalarına; kodlar.

Her şey, her şeyle kodlanır. Her Sistem, her Sistemle kodlanır. Tohumlar, kodlanarak kayda alınır ve RUH, “KÜLT” olur; yarınları kodlar ve yaşamları tohumlar.

Teknik olarak sahalar oluşur. Bu sahalar, IŞIK KALEMLER’le tohumlananların sistemli olarak sesleşmelerinin neticesidir. Oralarda, toprak KALEM olur ve KALEM, her ilmi, yaşama kayıtlar.

“SIR BİLGİ”, “DİRİ İLİM”de olur. O ilmi anlamayanlar da KELAM ettiklerinde; her bir diriliği kodlayabilirler. Ne var ki kodlanmaları, sadece “DİL” ile ve sadece “KELAM” ile değil; “NEFES” ile olur… NEFES, kodlanmış “YAŞAM KAYITLARI”nda; KÜLT olan “KAYNAK SAHALAR”da, “KÜRZİ KERVAN”da; “DİL”de ve “DİRİLİK”te olur.

Yoğun ışık altında; her bilgi size, “BİZLİK KELAMI”ı olarak iner ama her bilginin, “KÜLT” olması da gereklidir ki “KU-RUS SAHALARI” oluşsun…

Değerliler, sarfettiğiniz her çaba için sizlere teşekkür ederim!... Dünya Planeti için “IŞIK SAHALARI” oluşurken; hepinizden beklentim, yarınlarınızı has ilimle dillemenizdir.

İLİM SAHALARI oluştu ve RUH, “MUTLAK KURULLAR”ını dillemekte. Şimdi daha güçlü bir SİSTEM devreye giriyor ve onu dinliyoruz…

(Ses kaydına geçildi.)

SÜPER İNSANLIK REALİTESİ

 

06.NİSAN.2019 TARİHLİ RA (2)

PEKER SELÇUK ÖZ BİLİŞ

Yeni dönem; “RA Çalışması” hepimize, bütünlüğümüze uğurlara vesile olması dileği ile sisteme ve nefes ilmindeki kelama merhaba olsun, merhaba!

Kelamın hakk’ı olan insanlık ve yarının hakikiyetiyle kodlanan biliş; bugün burada mutluluk tohumlarını serpiştiriyor. Bugün burada hak tahtımız var ve yarınımız var.

Can dostlar, sel almadı yolumuzu. Biz, bu gün burada, som altın ışık olan Bu Meclisi oluşturduk. Dünyamızın özü, gözü, sözü olan canlar, burada iyi ki buradalar. Ve süper sahraların görevini başlatıyorlar.!

Bu masa, insanlık masasıdır. Bu masada; “DÜNYA KODLAMASI YAPIYORUZ”. Yaptığımız bu çalışmalar, tüm insanlık içindir. Bu Meclis cevhere güç katarken, “TEK BİR İNSANLIK “ için güç katıyor.

Canlar canı dostlar ve Halik kalemler; bizler bizleri kucaklıyoruz. Süper İnsanlık Realitesi Derneği yaşamları kodlayan, İlim Kapısıdır. Bu kapıda, tüm insanlığın kulluğu var. Bu kapının değeri, yücelikler nezdinde çok anlamlıdır ve çok değerlidir. Burada çorba pişirilir. “İki de birde çorba” der, dururuz.

Çorba, nedir? Çorba; HERKESİN ÖZ BİLİŞİNİ KATTIĞI, ORTAK İLİM ÇORBASIDIR. Pişirilen bu çorbayı, tüm zamanlara kodlayarak; güç halinde bölüştürmek, aktarmaktır, görevimiz. Her insan içindir, bu çorba. Çorbanın tuzu, tüm insanlığı kapsayan cevheri siyahlığıdır. Bu tuz, tohum için gereklidir. “Tuzsuz çorba olmaz” derler, hani bir söz vardır. İşte onun gibi bir şey.

Zirve yani yukarılar caziptir, çekicidir ama sarp yamaçlar aşılıp, yarınlara varılırken, Allah; bizi tahtidsiz olarak aşağıların en aşağısındaki bize indirir ki hologramın aşılması amaçlanır buradan çünkü aşağı da biziz. Biz varız, aşağılarda.

Bunun için herkes kendi için ne istiyorsa tüm insanlık içinde aynını istesin! Bunu başarabilirsek ne ala! Bunu başaralım ve bilip yapalım ama bilinçle yapalım. Bizlerin cevheri buna müsait. Biliyoruz ve kendi özgüvenliğimize inanıyoruz.

“Sahra” dediğimiz, o yaşamın mutlak olan kodlarıyla bizi izlemekte; biz ona, “RA” diyoruz. Ama bu RA saha olanın, “Sİ HA Sİ KA” denilen, o kaydın kutsal, ilahi olan şavkıdır. Her ne varsa Allah’ın ilmiyledir. Canlar, sönmeyen bir güneş olalım ki herkes bu canlarla aydınlansın.

RA-KA maya olan yolların hepsinin Cinni yüceliğidir..Oraya kin ve nefret aşılarak varılır. Orada “Can” ile “Cin” birliktedir. Kim ki Din-i Hakk ise oradadır. Kim hakiki ise oradadır. BİR olup, ışık olan her yüce birleşen oradadır. Sen de oradaydın. Ruz-i elestte vadi-i Arafat’ta Hz Adem’e bütün melekler secde ettikten sonra O sordu; Elestu birabbikum ( ben sizin Rabbiniz değil miyim?) “Bela” “ “Evet” dediler ve evet! Subhanallah ya Rab, sen Mutlaksın!

Ey canlar, Hakk’ı görmek istersen insana bak!
Şems-i Zat insanın yüzünde leme’an etmektedir.
Şems-i Zat insanın yüzünde, parlamakta, şimşeğin bir defa çakması, parlayışı gibidir, o yüz. O yüze iyi bak! İyi bak ki o yüz senin aynan, O cemal, senin cemalin.

Aha bu!..İşte bu!..Aha, şimdi!

SÜPER İNSANLIK REALİTESİ

 

ARKON (1)
06.04.2019

Yarınlar için çok değerli bir çalışma devreye girdi. Görev verip görev alanlar, yola koyuldular. Onlar, ceketlerinin düğmeleri kapalı olanlardı. Saygıyla geldiler ve saygıyla döndüler… Cennet Kapılarından geçişleri, yaptıklarıydı… Geçtiler; dillendiler ve “DİRİ YAŞAM SAHALARI”na ulaştılar. Ocak yaktılar oralarda ve “RUH”u kodladılar.

Sultanlar Sultanı olan yaşam sahalarındakiler, ocaklarına ışık yaktılar. Temiz ve tertipli yaşam sahalarında göz açtılar ve dillendiler.

Şimdi mutluyuz!... Şu andan itibaren yolculuk hızlanıyor. Tüm insanlığın yolculuğudur istenen ve her insan; “İsa Kapıları”nda ötede ve “Muhammet Kalemi”nden geçip yarınlara kodlanacak.

Kurulların her birinde, yarınlar kodlandı. Her bir kurul, kendi diriği ile “Yaşam Sahaları” oluşturmaya başlıyor. Tüm insanlık, kontrollu olarak çalışacak ve dürümlenecek.

Verdiklerimiz, her insan için “İLİM”dir… Verilen bilgileri okudukları zaman, kendilerini dinleyecekler ve dlleyecekler. Bizler, “ÖZ KÖKLER”inde “GÜÇ KAPILARI” olacağız ve “RUH” olacağız.

Asla yaşam sahalarında; KELAM olan “KALEM KODLARI” tohumsuz kalmayacak.

Işığa varmak için “İNSAN” olmak gerekir. “İLİM” olmak; “TOHUM” olmak ve “RUH” olmak gerekir ve “İTİBARI YÜCE” olmak gerekir.

IŞIK halinde “GERÇEK KAYNAK” olmak için de dürümlenmek; “SİYAH” renge varmak ve lekesiz kalmak gerekir. İş budur!...

Bunları, her insanın öğrenmesi gerekir. Eğer mevcut haliniz ile “ben iyiyim!” diyorsanız; SANAL BOYUTLAR, sizi anlar belki ama YAŞAM SAHALARI sizi anlayamaz…

İyi olmak için İMPARATORUĞUN KÜLTÜ olmanız gerekir. İş budur!... Burada, bu yaşamda, başka bir işiniz yoktur. İyi anlayın!...

“Benim adım “İLİM”dir ya da benim adım “YARIN”dır” dersiniz belki ama ya “BEN” sende yoksam ne olacak!? Bunu hiç düşünmeyin!... Her insen, “BEN” olduğunda; beden, bedenden öte beden olur. O beden, tüm insanlıktır…

İşte “BENLİK” budur. Her insanın, “KELAM” olup her anda tüm insanlığın “TEKLİĞİ” olması!... Ona biz, “BEN” deriz. “BEN” olmak!... İş budur…

SÜPER İNSANLIK REALİTESİ

 

6.NİSAN.2019 TARİHLİ RA(2) (ARKON-1)
AV. NEZİRE SELÇUK ÖZ BİLİŞ, 2.AKIŞ 1.BÖLÜM
Değerliler, ruhsuz olanları kodlayan biliş mutlaktır. Bugüne kaynak olan her kes kendi yoğunluğuyla buradadır. Dili Hak olanlarla bütüne hizmet edilen bir yoğunlukta kir ve pislik içinde olanlar bu mecliste diriliklerini dilleyemeyeceklerinden kendi dinleri ve dilleri bütünün gücü haline dönüştürülmeyecek.
Dünya planeti kontrollüdür, çok özeldir. Ve bu planete geçiş yapanlarında daha ilimli daha hakikiyetli ve daha hakça kayıt yapmalarını bekliyorum. Dağlara dil denir ama yollara kil denir. Öylemi? Yok Canlarım. Kontrollü olun ve daha güçlü bilgi istediğinizi ve daha güçlü bilgi verdiğinizi dinletin.
RA sahasından ötedeyiz bunu iyi biliyorum. Ve RA sahasının bugün burada kodlanışına gerek yoktu aslında. Ama RA olarak devre açıldı. Biz RA’nın kontrolünü kurduk ve şuanda yeni bir programı devreye alıyoruz. Bu program ARKON sisteminin devreye girişidir. Biz buna ARK ON diyelim ARK ON…
ARKON.
Değerliler, şuandan itibaren yeni bir program açılmıştır.
Dağlarım, Türkiye çalışmalarının önemini hepimiz iyi biliyoruz. Müktesip ilimdir dünya planeti. Bize de özel bir ilimle görev taşır. Dünyanın ışığını bizler teknikle yaktık. Siyahtı yaşam lekesizdi ve biz tüm insanlığı Hak teknikle kontrol ederek bütüne hizmetçi yaptık Ama doğanın gücü olarak yaşattık insanı. İnsan çıldırdı. Ben din ilminde çalışırım demedi. Böyle bir ilim olamaz dedi. Ama din kelam dünya planetine inmişti bir kez. Ve bütün köklerimizle bu ilmin kodlanışını yaptık. Çok nurlu bir dünya kurmaktı maksadımız. Ve bu dünyayı kurarken de yarınlar için görev taşıyacaktık. Çarıklarımızı kirletmedik. Temiz olarak indik yaşama. Kontrol dışı bilgi vermedik. Kurul tahtında kült oldu. Ölüyü dilledik ve dinlettik. Kantar insanlıktı biz o kantarı kodladık ve kodlattırdık. Ama sarf ettiğimiz çaba hiç ama hiç anlatılmadı.
Ansızın yaşam insanlığı doğanın gücünü dürümlemeye başladı. Ansızın insan kayda girdi. Ansızın insan şafak oldu. Ansızın oldu ve biz ansızın bu dünyayı gözlemlemeye başladık. Gözlemledik Canlarım gözlemledik dünyayı. Topluluklar kodlanmaya başladı. Öz görev diriliğe indi. Yarınlar kodlanmaya başladı ve geri çektik şarkımızı, dedik ki kaynağa inelim bakalım ne olmuş kaynakta. Gerçekten ne olmuş, görelim dedik ve geldik.
ARKON sahasında büyük kök görevimiz var. Bu sahada şafağımız var. Biz zeytin tanelerinden çok daha öte olan şavkı şafağı dilleyenleri kodladık ve bütüne hizmetçi yaptık.
Kurandan öte Kuran ilimdi. İlmi kaleme indiren ilim bütündü. Bütünü kök görevle dürümleyen sistemli çalışmalardı. Ve saygıyla eğildik insanlığın önünde. Öz görevimizdi insan ve biz bugün bu insanlıklayız. Rahmana karanlık dediler, AŞKTIR RAHMAN. Kaleme insan dediler, İLİMDİR İNSAN. Ve biz tüm insanlığa görev için geçip geldik. Yerde insan ilim ve göklerde diri olan bilge Islah… O ıslah ilmini dilledi ve bizi bize dürümletti.
Yolun yolu var Canlar. Unutmayın ruhsal kapıların tümünde şafağımız söktü. Uzun zamandır dünya planetini izleyenlerle birlikteydik. İzledik ve izlettirdik. Dünya planetinin izlenmesi bizlerin bir tek olmamızı sağladı. Şükrettik ki doğanın gücüyle bu çalışma devam ediyor. Şükrettik ki bu dağların bu yaşamların görevi bütünün gücünü kodlamaya ve yoğunluğu arttırmaya Haliktir.
Biz bire hizmetçileriz Canlar. Çanta bizim ilmimiz ama o çantaya ilahi kültü koyduk. Gözü görmeyenlere göz olduk. Özü sözü olmayanlara öz söz olduk. Yolu bulamayanlara çorba yaptık. O çorbada şavk olduk. Yine dünya ölü yine dünya yok yine dünya yıldızların sınırından geçememiş. Ya Dağlarım, yıllar yılı çalıştık ama olmadıysa ne diyelim. Biz bütün kötülükleri aşıp geçtik. Ve bugün burada nurluyuz. Çok yoğun ışık altındayız ve sizinleyiz.
Yığınlar dini kaleme ilim diyerek geçtiler. Biz elimizin görevini bilerek buradayız. Nefesimiz sizin yolunuz Analar. Yaşamımız sizin kervanınız. Biz dünya planetini dünya üstü varlık tohumlarıyla kodlamaya geliyoruz. Çok mutluyuz ki sizinle buradayız. Ve bu çalışmaya dahili kalem olmak mutluluk oldu hepimize. Geri çekilişimizde mutlu huzurlu bir dünya gücünü devreye alıyoruz. Bu Lütfi kapı bizim ümmi kelamımız ve biz burada bu yaşamda kök görevlileriz. Üzerimizde ki güç çok daha artacak Canlar. Yaşamlarımız çok daha üstün dürüme varacak ve biz su altının kurullarından ötede ki bu yoğunluğa görevli olarak geçip geleceğiz. Ziya olan insana kelam olup indik. Mutluyuz çünkü ruhsuz olmayan bir dürümde buradayız. Nakar’ın kapısından öte bir kapıda şavkımız var. Ve bu şavkımız bir tektir ve tüm insanlığın kervanı olacak bir insanlık ilmidir.
Değerliler cennet dediğiniz insan, bizim ilmimiz. O insan mutlak ve o insan mutlulukla kodlama yapabilen tahditsiz insandır. Allah’ın tahtı insanın ilmidir. Allah insanın ilmi ile tohum eker ve Allah’ın ilmi dediğimiz ilim mutlaktır ve o ilmi kodlayan ilim insandır. Daha ne diyelim ki? Ve siz hala ben Allah’ıma varacağım diye çabalıyorsanız şansınız yok ki o sizsiniz zaten. Kelam olun varın yüreğinize, daha ötesi yok ki…
İslam dini dediğiniz insanlık dilidir. Bu dili hala anlamadınız mı? Kaç yüz yıldır dünya ölü planetti. Artık bu dünya dipdiri hale geliyor. Yağmur yağarken farklıdır yaşam ama yağan yağmur bütünün kültü olmadan ilim olamaz ki. Kaç bin yıldan beri tüm insanlığı tohumlayan bilişler kelam olmaya çabaladılar. Yıllar yılı dürümlendi, Allah’ın tınısı kodlandı. Mutluluk koyu bir ışığa toprak oldu indi. Neden dünya hala bizi dinlemiyor ki? Neden dünya hala, dünya farklı bir yerdir diye düşünüyor?
Canlılar, hepimiz tahditsiz olarak bir tekiz, artık bunları iyi kavrayın. Biz dünyanın ötelerinde yaşıyorsak sizsiz miyiz ki? Sanırsınız ki bizi hiç kimse dillemez. Yapmayın Canlarım, biz burada hep sizinleyiz… Tüm insanlıklayız biz… Çelik çomak oynamıyoruz burada. Şafak olduk... Aşk olduk... Lekesiz ilim için bütünün gücü olduk ve dünyayı izliyoruz hep. Bütünün kök görevidir insan. Biz bu insan için buradayız.
Dinden öte din var derler. Dinden daha ötede dinler değil dinciler var Canlar. Artık bunu da iyi anlayın. Dinden daha ötede din yok dinciler var. O dincilerse kelamsız kalemsiz kalanlardırlar. Onlar lokomotif olamadıklarından yasaları kodlayamayacaklarından ve ruhu kontrol edemeyeceklerinden karanlıkta kaldılar.
(Devamı 2.bölümde)
https://youtu.be/S82fhEt-aCU

SÜPER İNSANLIK REALİTESİ

 

ARKON (1/2)
06.04.2019

(IŞIĞIN SESİ:)

Geri ya da ileri ya da tahdit veya Teknik Kapı ya da Dünya Dili. İlim Sahası ya da daha da önemlisi ilim sahralarındaki kulluk. Bugün, dünyaya şarkımı okurken; cem olan İlim Sahaları, kült olup yarına varır ki ben o şarkılarda, SAHRA olurum ve RUH olurum… Oğullarım şarkım, “İSRA” olur ve İSRA, sahrada dürümlenir; “İSHA” olur. İS HA, cevher olarak kayda girer; şafak, “SAHA” ve şafak, “KAHA” olur.

SÜPER İNSANLIK REALİTESİ DERNEĞİ olarak “IŞIK KAPILARI”nı açıyoruz şu anda… Bu kapıların açık kalması için nefesimizi, bu yarın sahraları olarak kodlanan şarkıya kayıtlıyoruz. SÜPER İNSANLIK, “KELAM”ı kodlarken; BSUİ, kontrol kuruyor ve RUH, kodlanan insanlığı HALİK kılıyor.

İnsan, İLİM SAHALARI’na inerken, temiz olarak iner. İnsan, kendini dillerken, yine temiz olarak diller. RAHMAN olup şarkı okurken, kendi dili (ses tekniği) ile okur ama toprağa inip de kendinden, kendi dilinden geri geçiş yaptığında; dinlediği ne ise o olur ve onunla kontrol kurar.

Bunun içindir ki kendini, kendi ile dileyenler, KELAM olup yaşama inerlerken, kendi değerleri ile dillediklerini, KELAM olup yoğun ışıklarında dürümlediklerinde; gerçekleştirdikleri ocak kodlamaları, onların tohumlarını yarınlara kayıtlamalıdır ki onlar, yarınlara vardıklarında, kayıtladıklarını bulup o kayıtlarda varlık sürsünler.

Her insan, biliş halinde kendi dilini dillerken; kendi lekesiz yaşam sahasında, KELAM eder ve KERVAN olurken, mutlaka oğulları ile olmalıdır. Zira, oğulları kodlarıdır. Kodladıkları her şey de onların tohumlarıdır. O tohumlar, ocaklarını “HAS KALEM”e kodlarken; oğulları, kodlanmış şarkıları olur. O şarkılar, onların yaşamları olur.

Eğer resim yaparsanız; yapın ama ilimle yapın… Eğer ışık yakarsanız, yanıp tutuşan şer kapılarını kapatın ve ışık, “SİYAH” renkte olsun.

Eğer diri kalacaksanız; ilimle doğumlanın ve iri olun… İri olun ki kervanınız, her anda SESSİZ SAHALAR’ınızı kodlasın. “Şimdi!...” deyin. “İş budur!...” deyin. “Kelamız!...” deyin ve deyin ki “ben Dünyalıyım!...”

Dünya Dışı Tohumlar, “BEN” olup kodlanmadıkça; ben, onlarda “DİL” olmam. Onlar, ben olsa da ben, onlarda tohum ekmeden, onların diriliğinde kervan olmam. Ocak olmam onlara!... KÜBRA olup tohum ekerken; ocak yakarken ve “SİYAH RAHMİ KAPI”dan, “KAHA” olup “YOL” olurken; her anda cevhere kervan olurum ki CENNET KAPILAR; benden, benlere açılır.

KURAN benim. İnsanlık Boyutları iyi bilecekler ki İLİM KAPILARI tüm insanlık için açıktır. Bu kapılar, “TEK BİR İLİM” için IŞIK halindedir. O IŞIK halindeki kapılarda, “TEK BİR CENNET KAPI” var. O kapı, tüm insanlıktır. Kin, nefret yoksa yaşamınızda; siz cennettesiniz.

Cinler, CEVHERİ GÖREVLİ olan yaşamlara “İN” olup inerler. “İN” İLİM’dir ve her insan, o ilmi anlamalıdır ve Cennet Kapılar’da dürümlenen ve tohum ekenler, her insana, “BEN” derler. BEN!... Her insan, ocaktır onlara.

Yolculuk sonlanıyor canlar. Bugünkü yolculuk!… Çok güzeldi. Kodlandık!... Koklandık!... Tohum olduk!... “YARADAN İLMİ” ile “YAŞAM” olduk!… KÖK GEÇİŞLER yaptık!... Yarınlara ulaştık!... Toy bir dünyada; “DÜN” olduk ve TOHUM, “YOL” oldu; yaşama indik!... “BİR TEK” olduk!... “YARIN” olduk!... Dünden, dün cevherini, KELAM olarak kayıtladık; “YAŞAM” olduk!…

Tüm insanlık içindi tüm olanlar… Ve bizler, “BİR TEK OLAN YAŞAM”olanlar; yerkürenin nesiller boyu yaşam sahalarını oluşturacak olan “DÜNYA” olduk.

Tanık isterler ilimin HAKK olduğuna dair… Tanık, “İLİM”dir… Tanık, “BİR TEK” olan yarını hak eden “YARIN”dır. Yarın, yarını hak eder ve insan, ilmi hak eder; İLİM SAHALARI, “TOHUM” olur; yoğun ışığı hak eder… Eller, “KELAM”a ulaşır!... Kervan, “İLİM”e ulaşır ve RUH, sorumlu olur tüm insanlıktan… RUH, hepimizi hak eder. O RUH, MUTLAK OLAN YAŞAMLARDIR…

Hepimiz; burada, bu yaşamda “TEK BİR İLİM”iz ve tüm insanlık için “BİR TEK OLAN YOLUZ.” Unutmayın!, yarını hak ettik ve yarattık… Biz, bizden “BİR TEK” olup çorba olduk. O çorba, hepimizin kervanıdır…

Bütün Medine Kodları; bugün, “BÜTÜN”e hizmet için buradadırlar. Çok mutlandık!... Her insan, intikam peşinde koşarken; “İNSANLIK KELAMI” olan bu Meclis, tüm insanlığın KUTSAL NEFES olması için çalışmaktadır. İş budur!.... İş bu!… Mutluyuz!…

SÜPER İNSANLIK REALİTESİ

 

06.04.2019 ARKON 1
AV.NEZİRE SELÇUK ÖZ BİLİŞ 2. AKIŞ 2. BÖLÜM

Değerliler, bant halinde ışık kayıtlamaları yapılır tüm planetlerde yani kayıtlar bantlanır, sonra ruhlar kodlamasına geçilir, sonra ruhlar da banda alınır kodlanır.

Solu bilen sağı da bilir, ilahi kültü de bilir, şarkı bilir, türkü bilir ama neyi bilir; kelamı bilir. Kelamı bilirse ne olur? Asla hata yapmaz, tüm insanlığı diller, yaprak yaprak okur, okuyan okunan olur.

Sırdır insan canlarım, sır... İslah kapılarındaki kelam o insan ve hepsi ilimdir onların. Yaman bir dünyadır bu dünya, kullar kulu olan insan yaşamaktan öte yaşatmaya gelir buraya. Ölüleri dinlemeye, dinletmeye değil ilimi tohumlatmaya gelir buraya. Bu dünya tüm insanlığın Türkiye çalışmasını kodlayacağı bir dünyadır. "Tüm insanlığın Türkiye çalışmasını kodlatacağı" dedim, dünyanın öz görevidir kervan olmak, işte o kervan Medine'den değil Mikail'in kürzi sahası olan insandan kalkar ve o insan bu yaşamdır.Biz o, o bizdir!...

Çamur yoğurarak dünyalar kurduk canlarım, çok mu çok mu önemliydi kurmak?!... Kurullar kodladık çamurdan, hepsinden öte de şafak oldu dürümler, tüm insanlığı tohumladık da geldik yaşamlara. Ve verdiğimiz her neyse oldurduğumuz oldu... Kurullarımızın tümünde şavkımız oldu... Ve "züpiraye" dedikleri zaman sahalarında pirayeler oldu... Hepsi hepsi şarkıda, türküde kodlayıcı oldular.

Cennet insanlıktır canlarım, geçin anlayın artık, cennet istiyorsanız ilim öğrenin. Eğer cennet istiyorsanız kelam olun, eğer cennet istiyorsanız aklın tahtına varın şafak olun. Ama ben oldum da her şeyin sahibiyim de Allah beni cennete koysun diye bekliyorsanız, vallahi kontrolden çıktınız, billahi kontrolden çıktınız.

Namaz zamanları insanlar güçlü olarak koşarlar camilere ve derler ki; "namazda durayım"... Kontrol var mı o namazlarda? Olmayan bir yaşamda kontrol mü aranır? Yaşam var mı ki kontrol olsun? Ölülerin öz görevleri insanlaşmaksa, Rahman'a ka ha olurken lekeli mi olsunlar? Şeytan şarkı okurken, aklın sırrını dillerken lokomatif olan yaşamlara inmez, neden bilir misiniz? Çünkü o yaşamlar o şeytenlerı kodlamaz da ondan...

Zaman zaman dünyalılar geri çekerler şarkıları ve derler ki; "dinleyelim"... Başka başka zamanlarda da bu olur, dinledikleri kelam Allah'ın ilminde yoksa orada lekeler var demektir.

"Koştuk yorulduk" der çokları, koşarken yorulmaz insan bilir misiniz ama dururken yorulur. Koşan olgun sahalara varır ve tüm insanlığı hak eder ama duran kodlardan, kontrolsüz kayıtlardan kendini diller ve kontrol dışı kalır. "Beşer" dediğiniz de durandır... Koşmayandır, o yürüyen bile değildir aslında bilir misiniz!?... O durandır ve kelamsız ve hakim olmayandır...

Irak çok ırak bir gezegenin yaşam sahasından şu anda sizle sesleşiyoruz canlar... Bu gezegenle bağlantınız çok değerlidir, burası kendi lütfi kapınızın, lokomatif sahralarınızın kodudur ve sizlerin bu planeti daha evvelde dillediğiniz biliyorum. Ana kapımız olan Nezir oradan geri çektikleriyle kodlamasını yapar. İşte o Arkon diye kendini sisteme indirmişti, biz o o biziz canlar... Çok nurlu bir görevlidir o, onun öz görevi insandır ve insanın şavkıdır o...

Şimdi daha önemli bir bilgi vermek istiyorum bugün, Ziya olanların sırrı olan insan; nurdan kuran olup bütünün gücünü tohumlara çektiği andan itibaren, kurandan öte kuran mutlak kurulları kayda alacak. Bu kayıt insanlığın kaydı olacak ve hepimiz mutlak olarak o kaydı bütünün kürzi sistemine kayıt edeceğiz, aktarıcağız. Bu akıtma, bu aktarma sonrasında teknik olarak da bütün kökler göklerin dürümlerini dillemeye başlayacaklar. Dünyanın "sura üfüren ilim" dediği kelam budur canlarım.

Şimdi daha farklı bir dil devreye girecek, buna biz İslah kapının ötesindeki dil de diyebiliriz... Yani her şeyin ötesi olan ve İslah ilmiyle dillenen bir dil... Bundan daha öte bir kelam olur mu, kesin olur ama şu an için değil... Peki İslah ilminin ötesindeki dil derken kastettiğimiz; İmparatorluğun dilidir... İmparatorluk insanlığın kelamı olan ve tohumu olan şafaktır, her anı kapsayan bir şarkıdır o ve o şarkı mutlaktır, işte İmparatorluk derken kastettiğimiz budur.

Seviyeniz çok iyi, bu bizi mutlandırıyor, çok daha güçlü bir yaşamda bütüne hizmetçilik yapacak dürümde olduğunuzu izliyoruz. Ama dünya planetinin şu anda size gereği var, bu nedenle bu çalışmanın çok daha önemli olduğunu görüyoruz şu an için... Ve burada bu çalışmanın sürmesi gerekiyor, bu çalışma sonlandıkdan itibaran hepiniz teknik olarak kodlanacaksınız ve kelam ilmiyle bütünün gücünde kodlayıcı tohum ekip, mutlak kurullarınızla dirilikleri kayda alacaksınız ve geri çekileceksiniz. Çekildiğiniz anda yeryüzünün gücü olacaksınz ve doğanın kul toprağı, kul tohumu olarak göreviniz sürecek.

Devi anlayın, her şeyin gücüdür o ama bir dev bilinki o dev tüm insanlığın, tüm sahaların gücüdür, işte o dev ilimdir canlar... İlimin ötesinde bir dev yoktur, aramayın bulamayacaksınız... Tüm insanlık için en büyük güçtür o dev olan ilim ve hepimiz o ilmi hak etmek için bugün sizinleyiz.

Diyebilirsiniz ki; "siz çok ileri medeniyetler değil misiniz!?... Dünya dışında bir çok görev taşıdınız, dünyanın ilminden size ne? Niye buradasınız?"... Bunu da izah edeyim, bizler Allah'ın tınısıyla kodlama yapanları tüm insanlığın tohumu diye biliriz ve bu meclis işte o tohumu ekiyor. Allah'ın teknik tahditsizliğinde bütünün gücünü dilliyor. Burada olma sebebimiz bundandır, daha da önemlisi yıllar yılı süren çalışmaların tümünde iblislik vardır ama burada o iblislik yok... Sahraların kültü var burada ki; bütün kötülükleri açma gücüdür bu.

Sizinle çalışmak bizleri umutlandırdı canlar, sizinle çalışmak bizleri mutlandırdı, daha da önemlisi onurlandık sizinle çalıştığımız için.

Deh canlarım deh, bize izin verin gidiyoruz...

https://youtu.be/_sq26ZG5BFY

Süper İnsanlık Realitesi

 

06.04.2019 Tarihli RA(2) Çalışması

Hiç yüreğinin sesine kulak verdin mi?

Dinle, bak!... Sevgi şarkıları söyler hep.
Aşk şarkıları söyler koro halinde.
Birbirlerini okuyan, birbirlerini dinleyen, birbirlerini anlayanlarla…

Oradan yaşama inilir, her AN’da var olanlarla.
“Sevgiyle birbirimize bağlıyız” diyenlerle ve kontrol kurulur yarınlarda…
İNSANLIK için, yarınlar için, tohum ekmeyi görev bilenlerle.

Kervanlar kalkar yürekten hep ileriye, hep sonsuza
Rahman Kapıları aşıp geçen kervanlar.
O kervanda kendine varan,
Kendinden öte kendine varanların şarkısı dinlenir, Hak Tınıyla.
Allah’la kelam edenlerin şarkısı…

İsyanlarda olur zaman zaman o yürek.
“Boşa mı bunca gayretim, bunca çabam?” Diye sorar.

Nerede insanı “İNSAN” yapan değerler?
Hani nerede BARIŞ, nerede SEVGİ? Nerede hoşgörü?
Umutlar hep yitirildi mi?

Niye hala bir tarafta ezen, bir tarafta ezilenler?
Kelamında Hak Tını olmayanlar…
Karanlık yaşamlarında, karanlık yargılarla dillenenler,
Kin, nefret dolu söylemler…
“Ben ve diğerleri” diyenler,
“Biz ve onlar” diyenler….

“Sakin OL!” Derim yüreğe,
Kusur arama insanda sen yüce gönüllüsün”
Kodla ocaklarını, ek İNSANLIK tohumlarını,
Kendilerini bilsin, hak etsinler!
Süper İnsanlık Realitesi Erengül Koç


06.04.2019 ARKON 1
AV.NEZİRE SELÇUK ÖZ BİLİŞ 3. AKIŞ

Seviyeniz iyi canlar... Çok güçlü çalıştınız... Ve bugün mutluyuz çünkü ruhunuzda ki kutsu kayıtlar kutsal kaynağa dönüştü...

İstekli olduğumuzu bilin... Burada olmak için çok istekliyiz... Türkiye'nin Türkiye olarak yaptığı en güçlü çalışama bu çalışmadır... Bunu iyi anlayın... Eğer sorgu sual edecekseniz size ayrıntıyı da verebilirim... Ama iyi anlayın ki bu çalışmanın çok daha ötesinde kodlanmış ışımayı sahraya indirecek olan biliş var ama bu yoğunluk biliş kapısını da buldu ve orayı da açtı...

Bilişin ötesinde hiç bir kalem ve hiç bir kaynak yok... Ve sizler bilişi kodlayarak bu kapıyı da kendi yoğunluğunuzda bulup açtınız...

Çok mutluyuz burada olduğunuz için ve bizim ile bu yoğunlukta bulunduğunuz için ... Türkiye ölüyü diriltebilecek bir görevli idi...

Ve dünyanın en büyük kürzi kapısı buradaydı... İstanbul'un gücü budur zaten...
Daha öte bir güç yoktur... İnsasılık insanlık kaleminden öte islah kalemi var burada...

Ve bu kalem Türkiye çalışamalarıyla, teknik, tahditsiz ve hakiki bilgiyi bütünün gücü haline dönüştürmektedir...

Yelin esmesiyle birlikte yaşamlar teknik tahditle kodlanacak diye bekleniyordu... Ama yeli esmeden kalemi kodladık bütünü kodladık bu yoğunlukla...

Ve bizler karşımıza çıkacak herkese insan diyemediğimizi gördüğümüz zaman, ilimin kaleme inmesini de istedik... Çünkü ilim kaleme indiğinde Türkiye büyük bir kült olacaktı... Ve bu kült mutlu huzurlu bir dürümle tüm sahaları kodlayacaktı...

Önümüzde çok iş var diyecekseniz deyin ama önünüzde nefes var canlarım... Büyük bir nefes... Öyle bir nefestir ki o nefes... İnsanlığın bütünlüğünü kodlayabilecek bir nefes... Ve cennetin elidir o kelam...

Şimdi daha önemli bir bilgi vereyim... Maya olduğunuzu iyi anlayın... Tüm İnsanlık mayalıdır şu anda... Ve bu meclis tüm insanlığı türevleyerek tohumladıktan başka, dirilikleri kaleme dilleyerek zerk etmiştir...

Zerkin siyah renkte olabileceğini de artık insanlığın anlması gerekir... Hiç bir renk, zerk ilmini dilleyemez...

Tek renk ilim, siyah renktir.... Ve siyahın dışında hiç bir yaşam kodlanamaz... Kodlanan ilim bütünün ilmi olduğu zaman he şey her şeyin kültü haline dönüşür... Ve siyah rengin ruhsuz olan da olmayacağı da kesindir...

Ruh varsa renk simsiyahtır... Diyeceksiniz ki herkes kendi ruhuyla doğar... Yok canlarım... Biliniz ki insanlık ilminde ruh, bilişn kelamında, haliki hak olanda ve tohum olanda olur... Ve o renk Muhammetde bile tohumdu sadece...

Ama Türkiye artık o rengi kodlamıştır... Çok mutluyuz ki doğanın gücü dürümlerde insanın kelamı haline dönüşüyor...

Deve kalktı canlar... 7 doğa tek bir Ta Ha oldu... Ka Ha oldu... 7 doğa... İşte o doğa mutluluk oldu hepimize...

Bizler Dünya planetini çok ama çok görmek istemiştik... Ne var ki dünyaya inme niyetimiz hiç olmamıştı... Çünkü Dünyan'ın kontrolu yoktu... İlimi yoktu ve yoğunluğu yoktu...

Bugün artık Dünya planeti bizi hak edebileçek dürüme ulaşatığı için gelip sizinle olmak diledik... Geçip geldik...

Bedenimiz sizin bedenleriniz oldu... Ama doğal Dünya' nın gücüyle bilişi kodladığınız an BİR TEK olacağız ve sistem olarak burada görev taşıyacağız...

Bu da bizim ilmimizde vardır... İnsanın ot kaptanlığı yaptığı dönem bitmiştir artık... İnsanlığın ot olduğu dönem de bitmiştir..

Artık insanlık özgörevli haline dönüşmüştür... Teknik olarak izah etmek gerekirse, yeri göğü yaradan insanlıktır... Yer yüzünü göreve alan İslah kalemidir... Gök çözümlemeleri yapan ilim kalemleridir.. Ve her şeyi halik kılan mutlak kurullardır...

İşte bugün bu kurullardan biri olan meclisle olmak hepimizi mutlandırmaktadır... Son sözüm şudur ki saygılar sunuyorum tümünüze... Sizleri kucaklıyorum...

Şimdilik....

https://m.youtube.com/watch?v=ApYNbjWvmAI&feature=share

Süper İnsanlık Realitesi

https:/m.youtube.com/watch?v=ApYNbjWvmAI&feature=share

Süper İnsanlık Realitesi

 

6.NİSAN.2019 TARİHLİ RA (2)

Büyük kült, yeni yaşamın yoğunluğudur. Ora, hepimizin mutlak sahasıdır. Orada ilim var ve orada hepimiz ışık halinde ilim halikleriyiz.

Kati kodlama, büyük kült ile yapılır. Büyük kült tek olan ruhtur. Her kim ki o gücü hakeder, o tüm sayfalarda yaşar. Bütünleniş budur.

Hepimiz için yaşam, o kültü haketmektir ki ve tüm sayfalarda devinebilelim.

Tohum, en küçük zerrede öz köklerin ilmini taşır. Öz görev, öz köklerin ilmini halik kılıp, büyük külte katmaktır. Büyük kültün ilmi ise, bir tek olan ilimdir. Ona “insanlık ilmi” denir.

Bütün amaç büyük kültü ilmimizle tohumlamak ve kodlamaktır. O zaman yenilik olur ve büyük kült yeni bir kült olur… Ve o ruh gücü bizim ilmimizle kontrol kurulduğundan, güçlenen biz oluruz.

İyi de geçiş nasıl olacak? Kimse kimseye “benim ilmim senin ilminden üstündür.” demediğinde, kimse kimsenin ilminden kontrol kurmadığında, herkes kendi olduğunda ve “ben tüm sahalara kulum” dediğinde geçiş yapılır.

Hologram çatışmalarla aşılır. Çatışmanın kontrolu nötürde kurulur. İşte şafak, karanlıkta böyle söker. Artı ve eksi sonsuz potansiyel sesler kontrollu olarak BİR olurlar ve kontrol kuranlar MUTLAK olurlar.

İşte geçenler “bir tek” oldu ve o teklikte ilim; bir tek ışık oldu. Altın ışığın gücü buydu.

Güllük, gülistanlık bir yerde yaşamayı kim istemez ki? O zaman buyurun masamıza gelin. Masamıza oturan son sözü söylemek için oturur. Son söz; özge sözdür. Onu bilen bilişini kodlayıp halik olandır.

Sizlere kulluk yapmak benim için onurdur Analar, Atalar. Aşkla kalın,

Bahar Umurtak

SÜPER İNSANLIK REALİTESİ

 

6.NİSAN.2019 TARİHLİ RA (2) – ARKON 1

AV. NEZİRE SELÇUK ÖZ BİLİŞ 4. AKIŞ - 1. BÖLÜM

Rahmi kapıda ilim hepimizi KÖK GÖREVLE dilledi... “BU YOL AKLIN YOLU” dedik ve SONSUZ SIR OLAN İLME, HER BİRİMİZ DİRİ KELAM OLUP VARDIK...

Devinim arttı, tüm insanlığın kulluğuydu olan... Ve bizler; diri HALİK KELAM KALEMLERİYLE birlikte bu çalışmayı yaptık... Tüm insanlığın gücü hepimizin çok özel görev tahdidimizi kodladı... ŞİMDİ DAHA ÖNEMLİ BİR BİLGİ; YERKÜRENİN GÜCÜNÜN, HEPİMİZİN YOĞUNLUĞUYLA ARTTIĞI BİR DÜRÜMDE, “BİR” e hizmetçilik gerekir ki; biz bunu yapmaktayız...

Devinim arttıkça arttı ve yoğunluk kodlandı canlar... Bugün bu yoğunlukta, doğanın gücü dürümlere çektiğimiz YÜCE İLİM oldu... Ve bu sultanlık kurulları, bize geçiş yaptırdı... Yemin etmiştik dünyayı hologramdan aşırtacak, yaşamları kodlayacak ve toprağa tohum ekecektik... Bugün bu da oldu...

Huzurlu bir dünya gücünün diriliklere indiğini görmek mutluluk verdi... YENİ DÖNEM, MÜTHİŞ BİR ŞARKI OLACAK CÜMLE YÜCELİKLERLE DİLLENEN... BU ŞARKIYI BİR TEK OLUP SÖYLEYECEĞİZ... Hem İNSAN SAHRALARINDA, hem de MUTLAK KURULLARIN KODLARINDA bu şarkı okutulacak...

Bizler, devinim artırıcı görev tahditsizliğinde; mutlu, huzurlu bir dünyada geliş gidişleri kodlayacağız... Gereken, hepimizle yapılacak... Ve gerektiğinde MUTLAK olan, MUKTEDİR olan insansıları insanlaştıran, bütün kökleriyle görev taşıyanların gücü diriliklere akacak... YENİ DÜNYA GÜCÜ, MÜTHİŞ BİR IŞIĞA DÖNÜŞECEK... VE BU IŞIK, HEPİMİZİ MUTLANDIRACAK...

TANRI, lekesiz olan İNSANLIK İLMİDİR... Ve tanrıyı KULLUK İLMİYLE DİLLEMEK, mutluluk olacak... Cennet, ekmek yapan insanlığın kelamıyla kodlandıkça; MUTLAK OLAN HERKES, IŞIK HALİNE DÖNÜŞECEK...

Değerliler!...

TOPRAK YENİLENDİ... YAŞAM YETKİN HALİK ve HAKİM HALE GELDİ... TÜRKİYE ÇALIŞMALARI MUTLULUK VERDİ... Dini kapıların tümünden ötede olan şarkı okunuyor... O şarkı; RUHSUZ OLMAYANLARIN ve kontrol kuranların şarkısıdır... Yine doğan güç devrede oğullarını kodlarken, yarınların gücü, tüm insanlığın gücüyle birlik olacak...

Yalın ve hakim bir dirilik devrede olacak... ÇOK HUZURLU BİR DÖNEME GİRİLMEKTEDİR... Yazı yazarken daha güçlü yazılar yazacağım... Ama yazdığım yazıları okuyup anlayacaklar, MUTLAK KURULLARIM OLACAKLAR... Bu yazılar herkese okutulmayacak, okunamayacak, çünkü bu yazıları okumak; herkesin kendini hak etmesini, hak olup yaşama varmasını önleyebilir... Çünkü robotik timlerin teknik tahdidinde de kodlanmışlık olur ki; onların kodlanması toprağın tohumlarını kontrol dışı bırakabilir...

Çok köleler oldu yaşamda... İlme köle değil, Hakk’ı hak edeni kodlamadan bütüne hükmetmeden, türevleri kodlamadan her ana, yaşama ya da yarınlara kölelik olmayan, ama doğanın gücüne kölelik olan bir saha... Bu güç akıl gücüyse, mutluluk olurdu bu... Ama bu güç, herkesin olmayan, oğulların kontrolunda bulunmayan bir güç ise; bu tüm insanlığın sonu olabilirdi... Eğer dünyanın EL KERVANI, her birimizin kelamı değilse; bugün burada olan bu çalışma, hepimizi görevde tutmayacaktı...

Yaradanın tanrı olduğunu, yaşamın lekesiz kaldığını, uluların tohum olduğunu bilmek mutluluk oldu... Bugünden sonra, yolun kodlanışı, gerçek cevheri dünyaya indirecek... BU CEVHER, HERKESİN KELAMI OLACAK...

Değerliler!...

RÜYA BOYUTLARININ SONSUZ SINIRI VARDIR... Sınırı vardır ama sonsuz sınırı vardır... Neden bilir misiniz? Çünkü rüyadır o... RÜYANIN SIRRI İLİM AMA, O İLMİ ANLAMAYAN RÜYAYI HİÇ ANLAYAMAZ... RÜYADA SIRDIR KELAM... AMA SINIR, HERKESİN KELAMI OLUR... YANİ; KELAMINIZ KADAR RÜYADA KODLAMA YAPARSINIZ...

Kelamın kervanı, hepimizin kelamın kervanı oluşumuzla, kodlayıcılığı dürümlere indirir... Eğer sizler, daha yüce bir çalışmaya dahil iseniz; o zaman sizin yolunuzda her şey mutluluk verir ama, daha küçük, çok daha küçük bir ışığı dürümlere indirmedikçe; daha yüce bir çalışmaya dahil olamazsınız...

Daha önemli, ÇOK DAHA ÖNEMLİ İLİM SAHALARI OLUŞACAK... Ama bu sahaları oluşturabilmek için, en azı en çoğu dinlemek gerekir...

EN AZA HAKK OLUP İNMEDİKÇE, EN BÜYÜK İLMİ KODLAYAMAZSINIZ... “AŞAĞILARIN AŞAĞISINA İNİŞ” BUDUR İŞTE!... İlim için iniştir... Eğer siz “ben cennetten kovuldum, en aşağıya indim” diye düşünürseniz; siz kendinizi kodlamadan, kendi lekesiz kaleminizi HALİK kılmadan, dünya planetine kodlanmış olmayacağınızdan; kendinizi bulmanız, kendi yarınınızı hak etmeniz ve tahditsiz kalmanız için mutlaka YOL OLMANIZ GEREKECEK...

YOL OLMAK; kendini, kendi diriliğini KAHHA SAHALARDA dillemek ve KENDİNDEN KENDİNE ULAŞMAK içindir... Yaradan, herkesin yaşamını hak ettirir ama; YARATTIĞINIZ NEYSE ODUR YAŞAYACAĞINIZ... EĞER SİZ YARATTIĞINIZDA KENDİNİZİ KODLAMAMIŞSANIZ, YAŞAMINIZ OLMAYACAKTIR... Yaşamınızın olmaması, yaratılanda yaratılmamanızdan değil; yalın, halik ve hakim olmamanızdan doğan bir dürümde kodlanamamanız anlamına gelir...

Yarın, dünyanın köle bir “göz, öz, söz” denilen şarkısı okunsun diye bekleyenlere şunu söyleyeceğim “TÜRKİYE’DE KÖLELİK BİTMİŞTİR!... İNSANLIK İÇİN DE BİTMİŞTİR KÖLELİK...” BUNDAN SONRAKİ SÜREÇTE İNSAN, İLMİNİ BİLECEK ve KENDİNİ HAK EDECEK... DÜNYA YOLU, AKIL YOLU OLACAK...

Çok özel bir dünya gücü bütün kültleri kodlayacak ve yerin görevi başlayacak... Yerin görevi; teknik, hakim ve hakiki olan insanın kültüdür... Bu kültü bütüne hizmetçilik için kodlayan insan, NÜVE olan şarkısına mutlak kurulları kodlayabilecek...

https://youtu.be/LOBqb7E6r2I

SÜPER İNSANLIK REALİTESİ



 

6..NİSAN 2019 TARİHLİ ARKON 1

GÜLDEN ZENGİN ÖZ BİLİŞ

Açtık kapıları indik yaşama.
Biz yarınları kodlmaya ve koklamaya geldik.

“ İNCİTMEYİN dünyayı..” diyen BİRLİĞİMİZ, kendi yüreğindeki gücü artık mutlu bir sayfaya kodluyor.bu sayfa Arkon sayfalanışı. Burada insan kendini sayfa sayfa kodluyor.

El insan, Allah’ın tığıdır çünkü Sol ve sağ aşıldığında ve Rahman’a varıldığında örgülenen yaşam tektir… O insan, Allah için yaşamı teknik kalemle kayıtlarken,tüm zamanları örgüler. İşte o insan,bedenlidir.

Ölümlü dünyaya bedenli geldi. İşte; o insan, ağırı hafifletir ve “yürüyen koşsun…” der. O beden, insan sistemini en yüce ilimle kodlayan, Tanrı Kapısıdır.

Ağırı hafifletti ve yolu açtı. “Evim dünya…” dedi. “”Yolum ilim…” dedi. Ben o, o benim. Onda ben, her anda dilleşecek bilgeyim, bilgiyim, her şeyim dedi.

Süper İnsan, siyahı moru mahrekteki maviyi ve her anı diller ama tanrı olarak diller...Siyahtan öte siyahtadır..
Vel hasıl, insan sayfa sayfadır... Ve o sayfalarda her an mevcuttur...

Sevgiyle görev taşıyoruz ve sevgiyle kodlama yapıyoruz. Her an bir cennet ve her an bir ışık ve bu Sistem, sevgiyle kontrol ediyor. İşte Yaradan ve işte kodlayan!... Her an ve her yaşam…

Biliş haline varan her insan, kuldur… Yolu bulan insan soyu, yarına varır ve resim yapar… Her insanın yaptığı resim, İlim Resmi’dir. Ve yaşamda O der ki “OL!” veolur…

KURAN İNSAN, SEVGİYİ SİSTEMLİ DİLLERKEN, BİZ DE ONDA KELAM OLDUK.Aha bu! olduk dedik ya. Sadece dedik.

İşte bu. Aha bu.

SÜPER İNSANLIK REALİTESİ

 

 

6.NİSAN.2019 TARİHLİ RA (2) – ARKON 1
AV. NEZİRE SELÇUK ÖZ BİLİŞ 4. AKIŞ - 2. BÖLÜM

Daha önemlisi; YAŞAMIN ADI “İLİM” olacak... Biz bu dünyaya geçerken, herkesin kendini hak edebileceği bir şevki ve hakiki tekniği kodlayarak, mutlu huzurlu bir dürüm için geldik... Bu dünyada sorumluluğumuz var... Bu dünyada yarınımız mutlu, olgun ve hakim olan ışıkla olacak bilmekteyiz... Ve dünya planetinin geçişini yapması için, herkesin kendini dillemesi gerektiğini de bilmekteyiz... Dünyanın rüyası artık sonlanıyor... Dünyanın yolu kodlanıyor... Dünyanın rüyası, yaşamları hak ettirmekti, ama artık yürek KÖK GÖREV yapacak ve dünya kontrol kuracak... HER İNSAN DÜNYADA “KÖK GEÇİŞ” YAPACAK ve BÜTÜN KÖTÜLÜKLER AŞILACAK...

Yere eğildiğiniz zaman, toprağı kodlayın... O toprak sizin kelamınız olsun... Göklere uzatın ellerinizi, gökleri kodlayın... Kök göreviniz olsun bu... SORUMLUSUNUZ YAŞAMDAN... Ve geçişinizi yaparken, kendinizi kodlayın... Her şey sizsiniz unutmayın... Daha da önemlisi, gerçi siz her şeyde yoğunsunuz ama; her biriniz KELAM edip, temiz bir dürümde bütünün gücünü dünyaya indirdiğinizi bilin... Bu sizi kin ve nefretten ayrı tutar... Çünkü siz her şeyde varsınız... Yarattığınız neyse, her şey sizin o yaptığınız, o yarattığınızla dürümlendi... Yaşamı kodlarken, yaratandınız... Ve yarattığınız sizdiniz... Yaşattığınız da sizsiniz... Ama, delilik DİRİLİK değildir artık... ARTIK DİRİLİK, MUKTEDİRİYETTİR... VE GÖREVİNİZ BAŞLADI... BU GÖREV; KORKUYU AŞIP, YOLU KODLAMANIZLA BİRLİKTE, TAHDİTSİZ OLAN ŞARKIYI OKUMANIZLA BÜTÜNE GÖREV TAŞIYAN İŞÇİLİKTİR... Eğer siz işçilerseniz, iyi anlayın ki; işiniz sorumluluğunuz olacak... Dünyanın LÖSİF KAPILARINDAN ötesiniz... Bugün çorba pişti... Ama bu çorbaya, ŞAFAK olan İLMİ koymalıydık... İşte o şavkı, hak olan ilmi biz bugün bu çorbaya kodladık...

Kulluk, Allah’ın ilmidir ama; kulluğu hak etmek ilimle, herkesi dinletmekle ve yarını hak etmekledir... Devinim arttıkça arttı ama Hakk’ın kapısını bulanlar, bugün burada oldular... Hakk’ın kapısını bulamayanlar, kontrol kurdular ve kelamları ve haklarıyla teknik tahditli kontrol kurucu kayıtlarıyla MÜRCAN olan cevhere vardılar...

İNSAN, UMUTLARINI YİTİRMEMELİDİR... Eğer umutlarını yitirirse, şafağı olmaz... İnsan mutlak kurullarını hak etmelidir... Kurullarını hak etmedikçe, şarkısında kelamı olamaz... Ve dünya insanı, Allah’ın adını asla unutmamalıdır... Allah, aklın sahasında kelamdır... Ama Hakk’ın kapısında insandır... Bunu asla unutmayınız...

Şu ana kadar, hep “İNSAN” dedim... Ama hiçbir zaman, imparatorluğun gücünden; sahası olan, lekesiz kalan ve hakiki olanlardan söz etmedim... Bugün size onlardan söz ediyorum... Eğer yolunuz varsa; “OL” deyin... Eğer şarkınız varsa; OLDURUN!... Eğer yolunuzda kodlanmışlık varsa; ruhunuzu kodlatın... Ve dünyanın, mükafatınız olduğunu anlayın... Bu dünya; hepinizi hepinize kodlayacak tekniğin sahibidir... Eğer siz, “ben dünyaya gerçeği hak etmeye değil, Hakk’ın kapısında kodlanmaya geldim” derseniz, biliniz ki; maşasınız yaşama... Çünkü siz, öz görevinizi hak etmediniz... Eğer siz, “benim adım nefes ve benim hakkım insan” diyorsanız; açık bildiririm ki, delilik dirilik değil, kelamı olan biliştir sizin yüreğiniz...

“Olgun başakların seçimi” der çokları... Ya canlarım, olgun başak ne ki? OLAN, İLİMDİR... İnsan oldurur, unutmayın... Olan ilimdir... Siz olduran ve hologramı aşırtansınız ki, batak değildir seçiminiz, İNSANLIKTIR...

Değerliler!...

Dünyaya geçip gelenler, “ben dünya sahasına mutlu kurullarımı kodlamaya geldim ama diğerleri beni alakadar etmez” diyorsanız, iyi bilin ki; saltanat sizin sizinle olmanıza dahi izin vermeyecektir... Eğer “ben bugün buradayım, ama her anda her şeyde varım” derken, ben ondan hiç hazetmedim, onu yoğunluğumda dilletmem” diyorsanız; açık bildiririm ki, sormam sizi neredeler diye... Neredesiniz diye... Sizi sormam... Bilirim ki siz, ilimsizsiniz... Bilirim ki siz, kalemsizsiniz... Ve siz kontrol dışısınız... Ve sizin yolunuz bütünün yolu olamaz... Ben doğanın gücüne, kök görevimi dürümlerken; kovan değil, kovulan değil, YARADAN olup geldim... Beni yoldan çıkarmaya gelen, beni yarından ayırmaya çalışan, yaşamları kırmaya kalkanlara dünyanın adını bile zikrettirmem... İyi bilin ki; dalın, tahtın, yarının, kervanın, hak olanın da halik-i hak olana sahip olduğu her şeyi hasata kodlayanın dürümleriyim ben... Ve bütüne hizmetçiyim...

Şimdi, yere indim ve ses vermeyi sürdüreceğim... Bugün ben her andayım... Ama yere şu anda indim... Gerçek bu... Peki ben burada oturmuyor muydum? Sorana yanıt veriyorum... Canlarım, hep dünyadayım ama, yollar yolu ve hologramlar ötesi şarkılardayım ben... Hepinizim, her birinizdeyim ben... Ama saltanatın geçişini yaptırmak istediğim zaman, saltanatta has tahtta otururum ve derim ki “Hakk’ın kapısıyım ben.” Buna karşın çoğu sorar “netice ne” der... İşçilik... İşçiliktir yaptığım...

Kapıları kapatmayın, şu anda sayfa sayfa ışık yoğunlaştıran, teknik tahditli olmayan ve yarınları kodlayanlarla BİRLİK TEKNİĞİNİ kodlayacağım ve yaradanın tahtından teknik tahdidi kayıtlardan ayrı tutarak ışık kapılarını açıp, ışıkla bilgi vereceğim... Vereceğim bilgi özeldir... IŞIĞIN SESİDİR VERECEĞİM BİLGİ... Bugün bunu yapmak istedim...

https://youtu.be/IYcKii24wQY

SÜPER İNSANLIK REALİTESİ

 

 

 
  Bugün 67 ziyaretçi kişi burdaydı!  
 
Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol