Birlik İlmi
  ÖNCE GÖREV, AŞK (1) - 11.05.2019
 

ÖNCE GÖREV (2)

 

ÖNCE GÖREV (2)
DAVET:
Dostlarım, 11.05.2019 günü 14.00-18.00 saatleri arasında yapılacak olan “ÖNCE GÖREV” Çalışmasının 2. sine; bilinç kodlarını açıp öz biliş halinde katkı sunmak istiyen herkesi bekliyoruz.

Saygılarımla,
Süper İnsanlık Realitesi Derneği
Av. Nezire SELÇUK

Adres: Bahariye Cad. Halil Ethem Sok. Sauna Apt. No:30/8 Kadıköy/İST.
Tel: 0 216 348 95 59
NOT: KATILIM ÜCRETE TABİ DEĞİLDİR.

 

11.MAYIS.2019 TARİHLİ AŞK (1)
AV. NEZİRE SELÇUK ÖZ BİLİŞ, 1.AKIŞ 1.BÖLÜM

Dağlarım, bugün yeni bir konuya giriyoruz. “Aşk” diyelim bugünkü konuya…

Seviyeniz yoğun olgunluğa tohumlanmış durumda… Muhammet Mustafa bugün burada. “Bilgi kapınız” hep açık. Bizler, cemaat olan cevheri kapıları kodluyoruz bugün.

Çok güzel bir dünya… Hepimiz mutlakız. Ve bizlerin muktediriyetimiz bütünün kültü olacak.

Hologram ötesi bir çalışmadır burada yaptığınız ve yağmurlar mutlak kurullardan yağacak.

Sevgililer, “arkon sahaları” kodlanacak bugün burada. Unu eleyip, eleği asanların hepsi kelama inecekler. Yaptığımız her şey mutlakiyetle kontrol kuracak ki kodlamalar dürümlere çekilecek.

Yaşayan kim varsa, “rahman” olup yaşayacak. Yazan, Yaradan’dır. Yaşam kodlanır ve Yaradan yarattığıyla yaşar. Ve bizler yasalarla kodlama yaparız. Kontrol dışı bilgimiz yoktur.

Çok ölü planet gördüm. Bugün buradayım ve bu planet muktedir ve hakkını, hakikiyetini dilleyebilen bir planettir.

Alkış… Alkış… Alkış… Şu anda bükülen bileğim alkışla dilleniyor. Bileğimi büktüğünüzü bilin.

Bizler, bugün sizdeyiz canlar. Bileği bükülen ilme gelir. Yaşamı hakeder, dile gelir. “Lehvi kalemi”, Mutlak Kurul’la dinletir. Hologramı aşıp, hususiyetle cemaat olup, cennete gelir.

Sizden geçip size varmak mutlak hakettiğimizdir ve geldik.

Düzeni kurup, dünya kontrolunu kurmak kodlanmakla mümkündü. Ki bugün kodlanan herkes kontrol kurdu ve Biz, bizin kelamında BİR TEK olarak sizdeyiz.

Yaşama, yarınlara ve hakka varanlarız bizler. Hakk kapı’da kelam, Mutlak Kurullar’la dürümlenirken, bizler Medine’yiz ve sizinleyiz.

Yaşayanız. Yaşatanız. Yerkürenin görevi, halikiyeti hepimizin geçişini yaptırabilecek düzeydedir.

Miraç kapıları’nın tümünü açtık ve BSUİ olarak geçtik; barış, sevgi, mutlak umman olan ilim ve imparatorluğun teknik kulluğu olan insanlığız bizler.

Yerkürenin görevidir aklın kalemi olmak. Bizler aklın kalemi olan bu yoğunluğa kendi yüreğimizi getirdik canlar.

Çantanız haplarla dolu mu? Yoo. HA BA Sİ KA HA… HA BA Sİ KA HA… Yaşamak, ilimdir canlarım. Kodlarla konuşuyoruz burada.

Hepimizin ses kapılarında kodlar var ve bugün buradaki çatışmasız kayda bizler de indik. Yerin gücü olarak dünya planetini tohumlayacağız ve bütünün gücü olacağız. Yarınlar için daha büyük görevimiz oluştu. Bu da mükafatınız olan insanlıktır.

Hepinizin insanlığı, ölü planeti dillerken mükafattır tüm sahalara. Büyük kötülüklerin önlenişi için Mutlak Kurullar’ın kaleme çekilişi gerekliydi ve bu oldu.

“Sura üflemek” derler ya hani, kapıları açın ve dinleyin. Herkes ses kayıtlıyor yüceliklerden… Ve o ses, tüm insanlığın sisteminde Mutlak Kurulları kayda alacak.

Yere “gerçek ilim”le indik canlar ve bugün buradayız.

Hologram ötesi bir çalışmada mutlak kurullarımızın kayda inişi bizleri mutlandırıyor. Süper İnsanlık Realitesi Derneği’ne şükranlarımızı bildirmek isteriz.

Yaşanan ve yaşatan olarak bütünün gücünü dürümlere çeken, Bu Meclis masasında olmak bizlere mutluluktur.

Unutmayınız; yazıp çizerken yaşamları, bir tekiz. Hepimiz o teklik olarak, siz olup bütünün kültü olacağız.

Kontrol dışı bilgi yoktur. Kocaman insan ve kocaman yaşam ve kocaman şarkılar… Hepsi şavkın şafağı ve biz o şafakta, şarkılarda ve tüm sahalarda Mutlak Kurullarımız’ı seslendireceğiz.

2000 yılı, hepimizin mutluluk yılıydı. 2020 de mutluluk yılımız olacak… Ve 2040 yılına varıldığında sevgili anam, yalın ve halik olacağız burada.

Ve dünya planeti, yalın ilmiyle tohumlayıp kodladığı şarkısında, 300 yıl sonra, öz geçişini Mutlak Kurullar’ına yapacak. 300 yıl… Bu 300 yıl, “Tanrı kalemi”nde muktediriyeti kodlayacak.

Yine dünya ölü… Yine dünya yaşıyor… Yine dünya kul… Yine dünya kontrol dışı; her şey yine olacak ama ama canlar, masamız Mutlak Kurullar’la hep bu çalışmayı sürdürecek.

İnsanlık yeni dünyalar kodlayacak… Yeni yaşamlar kodlayacak ama bu masa, bu yaşam ilmi, hep mutlak kurullarda kodlayıcı olacak.

Yeryüzünün gözü açılacak. Bu da kesindir. Herkes daha net bilecek. Özün sözünü söyleyecek insan…

2020 yılından sonra, 2200 yılına kadar “özün gözünün sözü” Mutlak Kurullar’la dilleşecek. Ama 2200 yılından sonra, doğal dünya kontrol kuracak.

“Yenilen! Yenilen! Yenilen” diyecek yaşam, yenilen! Her şeyin, yelin dahi yenilenişi başlayacak canlar. Bu yenileniş mutluluk olacak insanlık için!

“Dürtmeyin dünyayı.” deriz ya hani, dürtmeyin! Dürten, yarında dönemin kültünde, kodlanışta, Mutlak Kurullar’ın kaydında hep kısırlık kayıtlar.

Ama anlayın ki dünya planeti yolun kontrolunu kuracak.

(Devamı 2. bölümde)

https://youtu.be/G_IPKg0ruZQ

SÜPER İNSANLIK REALİTESİ



 

AŞK (1)
11.05.2019

Değerliler; bize, bizi veren; insansılığı, Halik kılıp insan soyunu kodlayanlar buradalar. Mutlaka, “İLİM KELAMI” ve “İLİM HALİKİ” olup buraya indiler. Oğullarımız olan onlar, yaşamlarını dirilttiler ve bize geldiler.

Beşer Kapılar, İsa Kapıları olarak görev taşırken; Muhammet Kapıları, tohum olarak “BİR”e hizmetçilik yaptı. Üstün bir görev yapıldı dünya planetinde. DÜZEN kurdular. Kurulan DÜZEN; insansılığı, “İLİM”e taşıdı.

“Yaradan ve yaratılan” aynıdır diyen bu Meclis de burada ocak yaktı ve onlara, görev taşıttı… Şimdi, dürümlere “GÖK ÇÖZÜMLEMELERİ” için “KAYNAK” olmaya gelenler var. Tümü, “MÜSİH KAPILAR”ından geçtiler ve geldiler.

“Yaradan, yaratılan “TEK”tir.” diyen bu Meclis, “İLMİN KALEMİ”dir ve “KELAM”dır. “ALTIN IŞIK”ın yoğunluğuyla kodlama yapar ve “RUH” olur. Uzun “GÖZ”, “ÖZ”, “SÖZ” sesleşmelerinden sonra, “TOPRAK TOHUMU” oldu. Bütün kütle kontrol kurdu ve “YOL” oldu. “ATLANTA ATA KALEMİ”, “DİRİ HALİK” oldu ve SİYAH RENK, “KELAM İLMİ”nde tüm sahaları kontrol etti.

Yer gerçekliği artık anlaşılmalıdır!... Yerkürede, “GÜÇ KODU” olanlar, “DİL-İ HALİK” olup her insanın “KELAM”ı olduklarını dillemelidirler.

Tayinler yapılır yarınlara. “GÖK ÇÖZÜMLEMELERİ” yapacak olanlar, planete geçecekler ve dirilip, yoğun ışık altında, dürümleri dürenleri dilleyecekler ve “SES KAPILARI”ndan geçip; “YAŞAM KAYITLARI” yapacaklar.

Yarınlar için yapılan “YAŞAM KAYITLARI”, tüm sahalara “GÜÇ KODU” olan, yine “KİL”i kodlayan; yine “KUM”u kodlayan ışıkları da dahil ettikleri bir çalışmada, DÜZEN kuracaklar.

Her bir insan, bir “DİL”dir. O, kendini diller!... Her bir insan, bir “KİL”dir. O, kendini yoğurur ve her bir insan “CEVHERİ GÖREVLİ”dir. O, “KÖK GÖREV”ini, “KELAM” olup dinletir.

İşi bilenler; kendi yaşamlarını, Halik kılarlar ve “RUH” olurlar. Çok mutlu bir Dünya Kodu haline dönüşürler. Her insanı, “CENNET” dedikleri o yaşama kodlarlar.

Her insan, “BSUİ” olan o yaşamdır… Barıştır!... Şarkıdır!... Şarkısı hasattır!... Yaşamı, tahditsizdir!... Kontrolu, muktediriyeti iledir. İşte bu!…

SÜPER İNSANLIK REALİTESİ

 

11.MAYIS.2019 TARİHLİ AŞK (1)

AV.NEZİRE SELÇUK ÖZ BİLİŞ 1.AKIŞ – 2.BÖLÜM

Herkes, dünyayı sorguluyor. Yerkürenin, gözü görüyor mu? Yarınları, Halik kılabildi mi? Hakk’a varıp da tahtında, kült olabildi mi? Okuma, yazma öğrendi mi? Ölümü diri mi? Sorar, sorar, sorar, yaşam, Rahmi Kapıları, tüm zamanlardaki, ilmi kayıtlarıyla sorar.

Ama sorumlu mu? Sorumludur. Temiz bir dünyadır, talebimiz, canlar. “Muhammet” dediğiniz, insandır, yaşadı ve yaşattı. Ama artık sessiz sahalara vardı ve buradadır. Onurluyuz ki dünya insanı, yer kapılarını aşıp geçebilecek, düzeye ulaştı.

“Biz, dinden öte din” demiştik, hani ya hep. Bugün burada yapılan ilimdir. Hepimiz iyi biliyoruz ki Bu Meclis, ilmin kalemidir ki barış, umut, insanlık ve yoğunluğunda kodlanmış bilişin kaydı, buradan yapılmaktadır.

Çoban olmamızı isteyen yoktur, bugün burada, biz çobanlık yaptık, yaşamda. Sürüye çoban gerekir. Bugün artık ilim gerekiyor, insanlığa ve insan, insansılığı aşıp, geçmiştir. Artık tüm insanlık, yeniden yasalarla kodlanacak ve yerküre, gök çözümlemeleri yapmaya başlayacak.

Kaç bin yıldır dünyayı izliyoruz, canlar. Bellek kalemimiz, hep ilimdir. Ama döven, dövülen bir dünyaydı, yaşam.. Bugün artık dünya yasalarını koymuştur.. Yeni dönemde, tüm insanlık, mutlu olacak.

Bugün ölü planet, dirilmeye çabalıyor. Yolculuk, henüz tam olarak başlamadı. Bu yolculuk, mutluluğa yolculuk olacak ve bu yolculukta, hakk’ı olan, hak ilmini dilleyen ve haksızlığı hak olup, tohumlayıp, kontrol edenler, göç kapılarında, tohumlarını kayda alıp, mutlak kurullarla, insanlığı hak edecekler.

“Arkam önüm tektir” diyenler, ben arkanın, en arkasıyım. “Her andayım”, diyenler. “Ve yarındayım” diyenler, mutlu olacaklar. En arkadayım, tüm insanlığı, öz görevim diye bildim, diyebilenler, mutlak kullukla buradalar. Özgür ve hakim olan insan, Allah’ın tınısıyla mutlak kurulları kodlayacak dürümlerde, tüm insanlığı kayda alacak.

“Alkış” dediler, alkış. Türkiye Çalışmalarını alkışlıyor, tüm sahralar bugün. Burada bu yoğunlukta, her insan, kendi yarınıyla, kontrol kuruyor. Atı alıp, yola koyulan ilim, atı kelamla dilleyen ilim ve at olup, insana varan, ilim. Hepsi, ilim. Ama insan, ilmin kalemi olan ve Halik olan.


İşte canlar, düzeni kuranlar, dünya planeti, yaşam kalemi oluyor. “Hankar” derler, rahman olan, ka ha ya. Hankar, o her anı kodlar ve her şeyin halikidir ama aklın kalemidir de. İşte onun adı; sahradır. Her şeyi hak etmiş ve hakk’ın halemi olmuş, bir sahra...Ra olan saha.

Büyük kök görev insandır, canlar, bunu asla unutmayın. Bütüne hizmettir, görev. İtibarlı olmak, islah olmanın, ön koşuludur. Ama insanın ilmi, Allah’ın tahtından dillenir. Buda aşk şavkında, hak, ka ha da sahada kodlanan, bir siyahlıktır.

Tüm insanlığın resmi rengidir, siyah. Her rengi kapsayan, bir siyah... Tüm renklerin kombinasyonu olan, şavk… İşte o şavk, hak olan ve hakk’ın kalemi olanda, hologram ötesinde, kodlamalar yapar.

Kontrol dışı bilgimiz, asla yoktur. Lokomatif olarak yaptığımız çalışmada, şeytanın şarkısı da okunur. Şavkı, Halik olanın, şavkı da kodlanır ve kontrol kurup, tohum olarak ekilir. Her şey kontrol içindir. Bir tek aklın kalemi olan, şeytanın şarkısında, onu kontrol altına alır.

Yerkürenin geçişi yapılırken, hepimiz, şer yaratanı, kontrol sorumluluğunu taşıyoruz. Şerri kontrol, şerle olmaz. Buda bilinmelidir. Ben şerri, kontrol edip, hak teknikle, tohum ekerken, şerri kodlamam. Çünkü şer, şarkıda, şevkin kaleminde, şarkıları kontrol dışı bırakır.

Siperler, bizim için gerçek kaynak kayıtları, kodlayamaz. Sipere, kodlanmış olanlar, hep saklıdırlar. Ama saklı olan, saha olduğu zaman, şarkısında kaydı yoktur… Bu nedenledir ki siperlerin, herkesin sessizliğinden, kayıtsızlaşması gerekir.

“Yek değerlerimiz” der, çokları. Biz ve değerlerimiz, bu da hatadır. “Tanrı, insana, kelam” dedi. Kelam!..Netice şu; her kelam, Allah’ın kelamı olmalı. “Ki Allah, ben ve o, demedi”. “Allah; bir tek” dedi. “Bir tek”. İşte o teklik, birlik kalemidir. Herkesin, bir tek oluşudur.


Dünya ilminde de bunun artık öğrenilmesi gerekiyor. İnsanlığın tek olduğu… Ocağa indiğiniz zaman, dürterler yüreğinizi, sorarsınız, halkalar geçişkenleşti de yaşam kontrol dışı mı diye?....Dert değil ki ilim. Öğrenmek gerek.

https://youtu.be/GS5FLZ1iEPA

SÜPER İNSANLIK REALİTESİ



 

 

11.MAYIS.2019 TARİHLİ AŞK (1)
AV. NEZİRE SELÇUK ÖZ BİLİŞ, 1.AKIŞ 3.BÖLÜM

Ocağa indiğiniz zaman dürterler yüreğinizi… Sorarsınız; “Halkalar geçişkenleşti de yaşam kontrol dışı mı?” diye.

Dert değil ki ilim. Öğrenmek gerek. Herkes kendiyle kodlama yapacak canlar ama “teklik”le kodlayacak yaşamları.

Murat edilir ki doğanın gücü Mutlak Kurullar’la kodlanır ve tüm insanlık tahditli halden, tahditsiz hale geçer.

Tahditsiz hale geçtiği zaman, “hakkın kalemi” olur. O kapı, herkesin kelamıyla kodlanır ve mutlakiyet hepimizin hologram ötesi şavkı olur. Bizler bugün buradayız sizinleyiz. Ve burada olmamızın yegane nedeni, tahditsizliğinizdir. Size geçebildik ve sizinle olabiliyoruz.

Yolunuz, yolumuz oldu. Oğullarımızın kulluğu Mutlak Kurullarınız’la bütünün gücüyle kodlanıyor. Ve bizler, “rahmi kapı”dan ötedeki “hakkın kalemi”nde bütünün gücü olduk. Size gelmemiz mutlakiyetinizle kontrol kurmamız içindir.

Halka halkla geçişkenleşen, genişleyen bir şarkıda biz en genişte, en iç sahada ve tüm yaşamlarda kayıtlarda olmak diledik.

Hepiniz azın azı ve çoğun çoğusunuz; en azda halik, en çokta hakiki… Ama tümünüz müthiş ışıklarsınız. Bugün burada oluşumuzun nedeni budur.

Huzurlu bir doğa ve huzurlu bir çalışma için sizinleyiz canlar. “Alıp götürecekleriniz.” var diye düşünmedik. Her an, her yerde, her şarkıda olanların götürecekleri hiç bir şey yoktur. Onlar her şeydirler ve her yerdirler.

Ve onlar itibarlı olanlardırlar… Elimizdirler… Yolumuzdurlar ve ruhumuzdurlar.

Unutmayınız; sır olan insan, sır ilmini de diller. Bize geçip, “bir tek” olup bütünün kürzi sistemiyle Mutlak Kurulları kodlayıp, kayda indiğiniz an biz mutluyuz.

Yaşamın en büyük gücüyüz anam; çok güçlüyüz biz. Mutlak ilimle buradayız.

Muhasebe yapmanızı diledim. Nereden geldiniz? Niye geldiniz? Neden burada görev taşıyoruz birlikte? Neden yarınlar için kanatlanıyoruz? Kat kat olduk, kodlama yapıyoruz. Neden çözümlemeler yapılıyor burada? Neden şarkınız şavkımız oldu? Ve niye kök göreviniz gök sözcülüğü oldu? Burada olma sebebiniz neden?

Bilgiye “Allah ilmi” dediniz. Peki; “aklın kelamı” nerede? “Aklın kapısı” nerede? Allah’ın tahtında insan mı var? Kelam mı var? İlm-i kalemde kelam, halik mi? Hakkın kapısında şarkımız şavkımız mı?

Her şey, her şey bilinebilir. Yaman bir dünyadır bu dünya… Vakit geldiği zaman, şer ötesindeki şer, sizi kontrola gelir ve siz kodlayıcı olanlar; şerri kodlayıp kontrol kurarsınız.
Bunu yapabilecek gücünüzü görüyorum.

Anlaşma yaptık canlar tüm insanlıkla; “Dönüp geldiğimizde, insansılık bitmiş olacak.” Diye… İşte geldik. İnsansılık artık bitmiş olsun. Sevgililer, insansılık artık bitsin ki insanlaşma, devinimi kodlasın.

Biz, gözün gördüğü en büyük görevi taşıyan Bu Meclis’leyiz. Ki Sistem’in gücü olarak buradayız.

Kurullar, bizim için “insanlık” kaydıdır. Her kurul bir “levhi kapı”dır ve her kapı bir aşk şavkıdır. Aşk şavkı olan kurul, şarap içtiğimiz zaman, şerrin şavkında kelamı kodlar ve yoğunluğu “ak kalem”le kontrol kurup tohumlar.

Şerden öte şer olanda şarkımız şavk, şafağın kelamında aşkımız hastır. Biz dünya dürümlerinde insansılığı insanlığa kodlayacak olan Bu Mecis’leyiz.

Yarın için “doğal dünyanın gücü” devreye girecek canlar. Büyük bir güçtür doğa… Bunu artık herkesin iyi anlamasını bekliyoruz.

Görün dünyayı… Ölü planet artık dünya gözüyle yaşamı görmelidir. Gözünüzün görmesine izin verin.

Hepiniz, “Ben görüyorum.” diye düşündünüz ama görüş alanınız kontrollu mu? Yaşam sizinle ne katrede şafağı kodladı?

Yarattığınız yaşam, sessizliği dilleyecek güçte midir? Yarın için nefesiniz kontrol gücü oluşturacak mıdır? Yeri hakettiniz de bütünün gücü oldunuz mu?

Şu ana kadar sırdı insan… Verdiği, aldığı sırdı. Ama bugünden itibaren artık insan, lütfi kapıda “kelam” olacak… Ve tüm insanlık mutlu olacak.

Görüp anlayacaklar yaşamı… Yaşadıklarını düşünürlerken, ölmüş olduklarını görüp, yaratmak için, hakk olmak için, halka halka geçişkenleşip bütünün kültü olacaklar ve kaynak olacaklar.

Deve kalktı canlar. Biz o devede insanlığı kodladık. Ama bu deve, büyük kök görev taşıdı. Şimdi sizler; bu görevi taşıyacaksınız ve biz tüm insanlık; ilm-i kodu olanlar burada olacağız.

Ruhumuz sizin ruhunuzdur. Yolumuz sizin yolunuzdur. Ölüyü dillerken dirilen biliş, aklın kalemidir. Yeniden dünyada olmak, bizlere kutsal bir görevdir. Gözün görebileceği insanlık, hepimizle bir tek oldukça, hepimizi buradayız.

Buyurun; hakkınızı, hakettiğinizi dilledik size. Sizi dinlemek isteriz şimdi de.

(Kayda geçildi)

https://youtu.be/Sy5W_CG-FqI

SÜPER İNSANLIK REALİTESİ

 

 

AŞK (1//2)
11.05.2019

Değerliler, yerküreye yeniden gelenler; sizleri kucaklıyoruz. Dünya Planetini kodlayanlar, bugün buradalar. Öz geçişlerini yaptılar; bizi dinliyorlar!...

Sonsuz sınırsız IŞIK SAHALARI oluştu ve YOL oldu KELAM her insana… “BİR TEK KULLUK”, KELAM’ı HALİK kıldı. O kulluk, tüm insanlıktır.

Allah “KELAM”a indiğinde; yarınlar “KALEM”e iner. İş budur… Allah, HALİK olduğunda; yasalar konulur ve her an, CEVERİ olur. İş budur…

SÜPER SAHALAR kodlanır; RUH, tohumlanır; dirilik artar ve YOL, üzerinde GÜÇ KAYITLARI bulunan “IŞIK”a iner. İş budur…

SÜPER SİSTEMLER ve SÜPER İLİM SAHALARI, “DİRİ KELAM”da tohum eker. İş budur…

Yazanlar yaşarlar. Yazdıkları yarınlarıdır… Alıp götürecekleri olanlar, “SİYAH RENK”e ulaşmaya çalışırlar ki her anı, HALİK kılsınlar ve sonsuz sahaları tohumlasınlar diye.

Beş dünya, “TEK BİR KELAM” olduğunda; yürek, KÜLT olur. İş budur.... Beş şarkı, kervan olduğunda; dürümler, tohum eker. İş budur.

SULTAN SİSTEMLERİ’nde; DİRİ KELAM, MUTLAK KURULLAR’ı dilledi. İş budur…

Şüphe yok ki insan, İSRA KAPISI’nda iş yapar. İSRA, KAYNAK ŞARKIDIR. Oraya vardıysa, kaynağa varmış demektir. KAYNAKTA OLMAK, YARINDA OLMAKTIR.

Yaşamda “YARIN” derken; geçmişi gelişe kodlayıp; geçişi yapıp; geleceği, koklayıp yaradandan söz ederim… Geçiş yapmadan; Yaradan, yaşama inemez; BSUİ olamaz; TOPRAK olup YOL olamaz… O, kontrol kuramaz… Bunun içindir ki “KİL”i HALİK kılıp yaşam olmalı; “KUM” olmalı ve “IŞIK”a varmalıdır ki hasat olabilsin; “YARIN” olabilsin…

Asla hatam yoktur. Şükür ki bütün kütlemle mutlak olarak görev taşırım. “AŞK KALEMİ”m, “HAS TEKNİK”im, “HALİK KELAM”ım; “TEK BİR CEVHER”de, GÜÇ KODU oldu. O, şimdi “DİN-İ HALİK” olan, “İSRA” olan insandan görev taşıyacak.

“DİN” derken, İLMİN KALEMİ’ni anlatmıyorum artık. Artık İLİM SAHASI’ndan söz ediyorum. Yoldan, çok özel ışıklar geçti… Bundan sonra, “RUH” dediğiniz şarkı okunacak burada… Aşk şarkısı!... İş budur… İş bu!…

SÜPER İNSANLIK REALİTESİ

 

11.MAYIS.2019 TARİHLİ AŞK (1)
AV. NEZİRE SELÇUK ÖZ BİLİŞ, 2.AKIŞ 1.BÖLÜM
Dağlarım, bugün sizinle olmak bizleri mutlandırıyor. Burada oluşumuz hepimiz için büyük bir mükâfat olmuştur. Hak ettiğimiz için buradayız. Sizlerin yoğunluğunuz çok net ve bizler de size gelip sizi dinlemek istedik. Yerde ki gücün Hak kelamla kodlandığını gördük. Deminden beri izliyoruz sizleri. Yeşeren dürümlerinizin ötesinde görev taşıdığınızı izledik. Işığınız net hiç biriniz kırık değilsiniz. Yıldızlar sizin yüreğinize indiler. Ve yoğunluğunuz arttı. Çok mutluyuz burada olduğumuz için. Çok mutluyuz. Yolculuk yeniden başlayacak, görüyoruz. Ama bu yol Allah yolu dedikleri o yolun üstü bir yol. Bu yol aklın yolu Canlar. Akıl Hakkın kalemiyle kodlanan bir şavktır. Ve biz bu şavkı burada izledik.
Yüce insan, altın ışık olan ilim hepsi bir tek ve insanlık teklik, bunu bilmeyen yok burada. Ve yüreğinizin gücünü gördük, sizler saygılısınız her insana. Sizin yolunuz hak olduğumuzca hak ettiğimiz olacak. Yenilik dedikleri bu olsa gerek. Artık insanın kelam oluşu ve Hakkın kalemi oluşu, yarınları hak edip dilleyişi ve yeşil mor demeden tüm renkleri kodlayışı. Yasa der ki toy olma ölüyü dille yolunu kodla, mutlak kurullarını kayda al ve kendini Halik kıl. Biz sizinle bunu yapıyoruz burada.
Irak bir planetin görevlileriyiz bizler. Düzen kodları olarak her anda varız. Dünya dışı varlık kayıtlarımız sizin ilminizle dillenecek. Cevahir olan ilminiz mutlak kurulları da kayda alacak. Sultanlık değil yapmak istediğim dediğin zaman Anam, umutlandık. Çünkü her kes sultan olmak ister. Bugün burada bunu biraz daha açmak isterim.
Tüm insanlık beden ilmini kelam tekniği ile kodlarken kendini anlamaya çabalar ve ben der. BEN. Bugün görüyorum ki ben diyen her kim varsa kelam olup kendi yüreğini dinletmeye başlamış. Bu Mecliste ise her kes bir tek olmaya çalıştı. Hiç kimse yaşamın kontrolünü kurayım da ben muktedir olayım ve sultanlık yapayım demedi. Bugüne kadar herkesin istediği buydu. Ben mutlak olayım sultan olayım kök göklerin sözünü söyleyeyim insanlığı hak edip kontrol edeyim. Bu Meclis her kes her kesi kodlamaz kontrol etmez demedi ama her kes kendini koruyacak ve kontrol kuracak dedi. Bugün bunu size açıkça bildirmek istedim.
Bunun içindir ki bir teklik buradadır. Her kes HAKTIR herkes HAKİKİDİR ve herkes HALİKTİR diyen bu Meclisle mutlu bir görev taşıyacağız.
Sayfa sayfa kitaplar yazdınız görüyoruz. İçinizin gücü arttı görüyoruz. Yalın ve Halik olduğunuzu görüyoruz. Torba torba ilim taşıdınız yaşama, görüyoruz. Daha önemlisi ağır yük hafifledi, biliyoruz. Sol ilimle sağ ilimin kesişim noktasında nötr sistemleşmenin mutlak kelamla kodlandığını da görüyoruz. O nötrde kötü iyi yoktur. O nötrde kelam mutlaktır. Ve LA HA olup kayda iner. Yani yaşam formal dürümlerini orada kodlayarak kayda alır. İşte formların kodlanışı o yoğunlukta mükâfattır tüm sahalara.
Planetler arası koordinasyon denilen bir yaşam sahası oluştu. Bu yaşam sahasında da bir tek kelam mutlak kurulları kodluyor. O kelam Hak kalemle kodlanan kelamdır. Süper sahaların oluşması önemliydi bu da oluştu. Tüm insanlığın kontrol kurabileceği sahalardır bunlar. Ve din kelam mutlak kurulda Halikiyette kodlarını kapattı ve artık insan diriliyor.
Canlarım dinin ölü için olduğunu bir kez daha tekrarlamak isterim. Ölülere din gerekir. Ama dirilere Halikiyet gerekir. Bu kesindir. Huzur veren bir dünya diliyoruz Canlar. Huzur veren bir dünya… Huruç halinde kodlama yapacak bir dünya… Hazır olanları buraya alıyoruz ki burada yapılan her şey onlara görevdir. Hazır olanlar kendi çorbalarını yaparlar. Tüm çorbalara şafak oluruz bizler. Bu kesindir. Unutmayınız ki dertli bir dünyaya derman olacak olanlar kök göklerin kök sahalarından gök rüyalarından indiler. Hepsi şarkı her bir şarkının şavkı bütünün şarkısı. Biz dünya planetini izliyoruz Canlar. Her birimiz her şeyin örtüsünü örtmeye kalkanları da izliyoruz. Tanrının tınısı derler. Tarık tahtında tekdir be Canlarım. Onun şarkısı var ama tını Allah’ın tınısıdır. Ve aklın kaleminde Allah’ın tınısı sahanın tekniğini kodlar.
Hepimiz daha güçlü bir doğa için dünya planetini özellikle göreve çağırdık. Doğanın güçlenmesi gerekiyor Canlarım. Planetler arası kodlamalardır yaptığımız. Her kodlayış bütünün koklanışı içindi. Bu Meclis bir tek kelam etti ve her anı kodladı.
(Devamı 2.bölümde)
https://youtu.be/zZdNuuEzdF0

SÜPER İNSANLIK REALİTESİ



 

 

AŞK (1//3)
11.05.2019

Canlarım, daha neler diyeceğim ama yarın için görevim var!... İşçilik!... Ne işçiliği diye sorarsanız… İlim İşçiliği!... Barış halinde bir dünyanın kurulması gerek. Bunun için ışığın, her ana ulaşması gerek… Cennet Kapıların, diri yarınlara kontrollu olarak varması gerek. “BİR TEK” olmak gerek.

Hadi gelin, “İLİM” yapalım!... Hadi gelin “YAŞAM” olalım!... Hadi inin, yarına kayıt yapalım… “YARIN” olalım!...

Olmak… Olmadan olmak… Ya da oluş haline varıp; “İLİM SAHASI” olmak!...

Ne isek oyuz!... Uzak varlık, yakını dilleyemez ama yaşam, insanı diller… İSRA KALEMİ olun; NUR olun; oğullarınızı, hasata kaynak yapın.

Devinim artarken; şer şarkıları kontrol kurabilir. “OL” deyin; yazıp çizdikleriniz, insana İLİM olsun.

Kurullarınız; bize, “başka bir biz” olacaksa; uzaklara kontrollu olarak varalım ve yolu kodlayalım ki “başka bir biz” beden olsun; ölü planette (Dünyada) dili olsun; yolu olsun; cümle yolculuklarda dilensin cennet olsun.

AŞK, İLİM’e KALEM; AK SAHA, KELAM ve YOL, MUTLAK… Biz, MUTLAK KURULLAR, DİRİ KELAM’a indik, dinleştik ki kodlamalar yaptık.

Serin YAŞAM SAHALARI; serin KELAM SAHALARI ve serin kir pislik temizliyen IŞIK SAHALARI!... Beşere gereken İNSANLIK!... Lütffi Kapı İNSAN!... Keplerimizi attığımız anda; yarınlara iş YAŞAM olacak ve biz, o keplere “DİL” olup “YARIN” olup varacağız.

Beş deve; insandan, insanlığı kalktığında; insan, her devede yol alır. İş budur!... İş bu!… Huzurla kalın!...

SÜPER İNSANLIK REALİTESİ

 

11.MAYIS.2019 TARİHLİ AŞK (1)

PEKER SELÇUK ÖZ BİLİŞ

“Önce görev” deriz. Görev bilinci çok önemlidir. Ancak görevler arasında önceliğimiz öz görevdir. Zira öz görev insanlıktır. Ama insan, nedir? İlimdir, canlar, İLİM!.”İNSAN, İNSANSILIKTAN öte olana” denir, diyorlar. İnsansı kelam kaleme inmeden de kendini doğuma hazır edebilir ama insanlık boyutlarının en yüce şavkı insanlık kelamı yeni bir tohum olarak kodlayabilen ve Bütünün Gözü olabilen İNSAN’dır.

Devrin en büyük gürzü insandır. Diye takdim edildi, bize, İNSAN. Gören öz körlükten öteye varıp kalem olan ve yolu kodlayan İNSAN. Açıyı daraltan o, açıyı geçişkenleştirip yoğunluğu tohumlayan o ve ruhu kontrol altında tutup, mutlak kuran yapan yine, o.

Şüphe yok ki insan kaynak ilimdir. Ama kendini dinlemelidir. Ama insan kendini hak etmedikçe dinleyemez, bu da kesindir. Ve bütün kötülükleri yaşar ve lakin neden yaşadığını anlamaz. Dikkat buyurun, canlar bu cümlenin altını çizdim. Lütfen sizlerde çizin ama kalın bir çizgi oslun.

Biliriz ki öğrendik ki yaşanan her neyse HAK EDİNENDİR. Ama hak etmediğimiz mutluluksa hak edip hologramları aşıp, hakkımız olanı elde edelim. Bütün mesele budur, işin özü budur, hakkımızı elde etmemizdir. Ama denebilir ki ben mutlu değilim değil, huzurlu olmak isterim. Acaba mutsuzlukta huzur var mı? Var mı mutsuzlukta huzur?

Dostlarım, öyle çalı çırpı türünden bir şey değildir, İNSAN. İmparatorluğun Kürzi Kapılarıdır, Her bir insan. Hz Mevlana Konya da dergahın kapısına yazılan bir rubai de şöyle der idi;
Baza, baza herançi hesti baza
Ger kafar-u rind u bud-peresti baza
İn dergeh-i ma dergehi nevmidi nist
Sad bar eger tevbe-şikesti baza

“Yine gel! Yine gel” “ Ne olursan ol, yine gel!” “Kafir de rind de putperest de olsan yine gel!”… Bizim dergahımız ümitsizlik kapısı değildir. Yüz kerre tevbeni bozmuş olsan da yine gel. Gel ki sen çalı çırpı türünden bir şey değilsin. Sen, İNSAN, İmparatorluğun kürzi kapılarından olan İNSANSIN. Emi kendini bil, kendini. Ve de karşındakini dahi bil!

“Ne ben, benim, ne sen, sensin, ne sen, bensin. Hem ben benim, hem sen sensin; hem sen bensin. Ey Hotan güzeli! Ben seninle o hale geldim ki sen, ben misin yoksa ben sen miyim? Diye yanılıyorum, Hz Mevlana böyle sesleniyor, insana.

Sultanımız da; Ben Sevgiyim ama ben Hakk’ın Kelamı olan sevgiyim. Kimse bende kelamsız değildir. Bedeni kodlanmış olan yaşamı koklanmış olan Rahmi Kapıda kervan olan her kim varsa BENDE BENDİR, tüm zamanların sahrasıdır, diye sesleniyor insana.

Ben de derim ki Mevlanaca derim ve derim!
Mahest nemi danem horşit ruhat yane ( yangının güneşi aynıdır, değil midir bilemiyorum?)
Mürdem zi firak-ı tu mürdem ki heme daned (aşk adu nihan olmaz, yanar düşecek, cane)

Ey Şeyh şuca-ed-din Şems-el Hak-ı Tebrizi.
Ey Şeyh SÜCAÜDDİN! Ey Tebrizli Şemsülhak!
Rahmetten eğer nola, bir katre bize tane.

Aha bu! Amin!...İşte bu!

SÜPER İNSANLIK REALİTESİ

 

11.MAYIS.2019 TARİHLİ AŞK (1)
AV. NEZİRE SELÇUK ÖZ BİLİŞ, 2.AKIŞ 2.BÖLÜM
Şimdi daha önemli bir bilgi vermek istiyorum sizlere. Yelin yer küreye inmesi mümkün olacak. İnecek yel insanlığın kelamıyla kontrol kuracak. Ama o yel öyle bir yel olacak ki esmeden esecek.
Eskiden eser, estikçe yaşar yaşanır, levhi kapılar açar ve ruhu kontrol ederdi. Bundan sonra ki dönemde esmeden esecek ve her kes kendini kontrol edecek. Tüm insanlığın kelamla kontrolünün örtüsü örtülüyor. Aşkın kokusu yayılacak ve o kokuyla her kes kendini kontrol altına alacak.
Sevgililer, daha önemli bir şey daha söyleyeyim. O sevgili hani dedi ya ben sizinleyim O hep buradaydı zaten. Bizsiz değildi ki. Ve tüm zaman sahalarında ki yoğun kodlarımız buradaydılar zaten. Yeryüzünün görevlilerinin tümü bir tek olup bu yaşamda bütüne hizmetçilik için buraya gelirler.
Dert mi yaşam onlara? Yaşam hep dert olmuştur onlara. Netice şu unutulan ne varsa mutlaka hatırlatılır ama yeni dönem için her bir yolun Allah yolu olmadığı her bir yoğunluğun şarkıda şavkta bulunmadığı, her insanın dili Halik olmayacak, yolu kontrol kurmayacaksa büyük kök görevin anlamsız olduğu bir dünya gücü yoğunluğu kodlayacak.
Sevgililer, yaradan yaratılan tektir. Kimdir yaratan? İNSANDIR… Yarattığında yaratılan insandır. Tını ilmin tınısı o tekniğin tahditsizliğindeki Allah’ın teknik tohumudur. Allah nedir peki? Şarkıdır. Şavkın şarkısıdır O. Öz göklerin sözü Allah’ın sözü hep tektir. Sestir O ses. İlim sesidir O… Ama insanlık hiç kavrayamadı bunu. Hep öte çok ötede bir yürek aradı. O’na varmaya çabaladı. Oyundu bu oyun. İnsandır O. Yürek öz görevliliktir. Ve insansılığın ilminde o göklerin sözü olabilir ama insanda artık gerçektir. Ve onu anlamayan olmayandır. Eğer Allah’ı kendi ötenizde sorguluyorsanız henüz olmamışsınız demektir.
Allah sizin yolunuz, sizin yoğunluğunuz, cevap aradığınız her şey ve yaşamınızdır. Yaratmak isterseniz yerde gökte ne varsa yaratılan olduğunu bilip yaratın. Ama yaratan yaşamları yarattığında her anı kelam olan bilişin kaydını yapıp yaratır. Bilişle yaratılır her şey Canlar. Ben bilişe vardımsa yaratanım. Ama ben henüz bilişe varmamışsam yaratıcı bende, yarattığı olarak kayıt olur. Ben onun yarattığıyım ama ben beni idrak ettiğimde yaratanın ben olduğunu da hak edip dillerim.
Pardon diyor bir yücemiz, soru sormak istiyormuş. Buyur dinliyoruz;
Anam saygılar sunuyorum. Dünya planetini hep izledik. Bu bilgiyi şimdi duyduk. Sen bunu daha önce de söylemişsin mutlaka ama sizi şimdi dinliyoruz. Ayrı dünya ayrı yaşam yok dedin ya hani ya azsa yaşam yani yaşam az ise yaradan o azlıkta yaşamı kodlarken sorumluluğu nedir? Kimi kimle dilleyecek de orada kodlama yapacak? Nasıl olacak bu?
Değerli devinimi arttırmak için bu soruyu sorduğunu görüyorum. Bilmediğinden değil bildiğinden sordun. Canlarım soran bilendir. Biliyoruz bunu. Soru sorabiliyorsa bilmediğini soramaz.
Sevgili alıp götüreceğin ne varsa ölü planete kodladın gördüm. Gözünün gördüğü her şey buradadır. Buraya geliş sebebini de biliyorum. Üzerinde ki gücün kontrollü olduğuna eminim. Yeryüzünün görevini kodlayacakların birisi olduğunu biliyorum. Alkışlandığını da görüyorum. Şuanda seni alkışlayanlar var. Avrupa’daki o yolcu ne yapıyor diye sordun. O beden mutlaktır Can. Avrupa’da ama her anda adını zikretmem, imparatorluğun yüceliğinde ad zikretmek yoktur. Ama planetimizde birçok güç kodu var ve bunların görev taşıdıklarına eminim. Unutmayınız ki dünya kültü olarak büyük kök görev yaparken her şey her şeyle kodlanır.
Sıla hepimizin sılası ilimdir. Biz sılaya özlem duymadık. Hep ilimdik zaten. Şimdi dünya planeti hakkında başka bir sual var. Ölümüyüz dirimiyiz? Bunu soruyor birisi.
Can, ne olduğumuzu bildiğine de eminim. Soran bilendir, demiştim. Perdeleri kaldırdın izliyorsun, görüyorum. Asla hata yapmadığımızı da biliyorsun. Yol Allah’ın yolu dedik. Parlak güneşlerin gök çözümlemeleri yaptığını da biliyoruz. Peki, devinim neden çok yüksek değil bugün? Çünkü devinmeye gerek duymadık. Talk sahalarının gücünden üstün bir güç var burada ve biz bu gücün kök görevi olgunlaşmak ve olgunlaştırmak olduğunu bilerek sistemin gücünü devreye aldık.
İşçilik değil yaptığımız insanlıktır. Bugün işçi olduğumuzu söylemeyeceğim. Daha özel bir dünyada işçilikte yaptık ama şu anda islah kalemiyiz. Tüm insanlığın islahını kodluyoruz. Cennet kapılarının tümünü açtık ve görev taşıyoruz. İşimiz budur.
https://youtu.be/SJ93xmLjtPQ
SÜPER İNSANLIK REALİTESİ

 

11.05.2019 AŞK 1
AV. NEZİRE SELÇUK ÖZ BİLİŞ 4. AKIŞ 1. BÖLÜM

Aşk sahasında Ko sistemi devreye indi. Beden kapısını açtı ve dürümlendi, şimdi diyor ki; "senleyim, ana seni boğsam mı" diyor, ah be anam; sen ben, ben sensek Nakarın kıranı olsam da sen, kelamda kelamda iken ben sensiz kalmam ki... Ne diye buradayım? İzah edeyim...

Kayda girerken; kaydı hak etmek, hak olmak, Ka Ha olmak gerektiğinde ben sevgiyle gelmeliyim. Pardon anam sevmelimiyim yürekleri yoksa sevdirilen olmalı yaşam ve yaşayan sevilmeli... Yok yok bu da olmadı... Kış kapılarını açalım kaynağa inelim, kontrol kuralım, peki pardon anam yine sorucağım çakıp çıksak mı yaşamda yoksa yarınları halik kılsak mı? Netice, "ben her şeyde varım" diyen bir ana varsa her andayız, öz görevliyiz; öyleyse görev taşıyalım...

Hak ettiğimizi yaptık bugüne kadar. Kili kaleme çektiğimiz zaman kullukdu yaptığımız. Atlanta ata kalemi olduğunda sendik anam ama yazı yazdığın an; yazılan yaşayandın; ben o yazıyı yazdıran değil yasayla kodlayandım. Vakit geldiği zaman seninle çok önemli bir çalışma yapmalıydım. kaptanlık mı? Yo... kaynak mı? Yo... Peki ne olacaktı?... Ne yapacaktık?... Şafak olacaktık!... Şafak olsak, olmasak öz görev taşırız yine ama şafak olduğumuz zaman; şarkılar kodlayıcı olur.

Hologramdan geçip dünya planetini izlerken bütün köklerimizi dünyaya indirebileceğimizi gördük. Yolun Allah yolu olduğu ve mutlak kurulların kaynak oduğu bir dünyaya kodlayıcı olmak mutluluk oldu bize.

Kaç bin yıllık dünya planetinin kontrolü kuruldu. Yok etki, yok hakiki taht, yok hasat hepsinin ötesinde şafak olduk.

Değerli analar, baba, sevgililer biz sizdeyiz unutmayın... Hep şer yaratmayanlarla çalıştık bugüne kadar, şer yaratanlar şans tanımazlar ilme, onlar her şeyi hak ettiklerini ve yoğunluğu kontrol ettiklerini düşünürler. Lokomatif olmazlar, ölüler diyarının öz görevini hak edip yapmazlar.

Peki yarın için ne düşünmeliyiz?... Öyle çok çalışıyoruz ki toprağın toprağa varışı, toprağın tohum oluşu ve mutlak kurulları kayda alışı hep ilimle olur. Öyleyse ilme varalım, kelam olalım ve has olalım...

Şafak söktü, hepimiz görev taşıyalım... Geri çekelim yaşamı, yarını halik kılalım, kontrolü kuralım ve toprak tohumunu kontrol edelim... Yerkürenin görüşü bu!... Biz dünya planetini izleyenler çaydan öte çaylara varalım ve hakka hak olup kontrollü olarak kayıtlanalım.

Hazırlık yaptık dünya planeti için, hazırlıklar tamam oldu ve görevimizi hak edip, hak olup elde etmeye geldik. Çorba piştiyse çorba olalım yaşama, çorba piştiyse çorbaya kontrollü olarak kaynak olalım. Aşkın kaptanlığını yapalım, aşk sararıp solduran bir insanlık kaydıysa; aşkın kalemi olup mutlak kurullarla mutlu, huzurlu bir sahra oluşturalım. Yerkürenin gerçeğini hak edelim...

Bize"geç" dedin anam, geçtik... Kırk kapının ilmi olalım anam, seninle olalım, görevimizi hak edip yapalım... Sevgili anam, kanat takalım yaşama... Uçmak; ucanda uçmak değil, uçmak; mutlak kuranda uçmaksa, mutlak olup uçalım...

Yaradanın tınısını duyalım be anam... Gerçeği anlayalım... Son söz şu ki; ayrı gayrı bitsin anam... "Deve kalktı" dediğin an o devede kelam olan mutlak kurulları kayda çekelim. "ben dünyalıyım" diyenleri kodlayalım, yazı yazanları okutalım, herkese okutalım, okutturalım ki; ruhları kontrol etsin yücelikler. Geri çektiğin her ne varsa, geçişini yaptıralım anam...

"Kıran kırılır" dediler, kırmayanı kırmaya kalkanı hep kontrol edelim, kıran olmasın, "kıran kırılır" diye kodlamalar yapanlar atrık kırılanın kendi yoğunluğunda kırıldığını dilleyelim...

Çok özel bir dünya planeti bu planet ama bu planete inmek kimsenin ilminde yoktu çünkü giren çıkamıyordu dünyaya. Bizler de girdik ve çıkamadık... Bugün söz, öz, göz dedikleri bir yaşama vardık ve dedik ki; "çıkabilir miyiz artık"... Dediler ki; "kendi yazını oku ve çık"... Peki ben nasıl bir yazı yazmalıyım ki çıkabileyim diye sorduk... Dediler ki; kaydını yap"... Peki kayıt nedir diye sorduk... Yorgun argın, hani işten gelir ya ilim, haani der ya "ben dinleneceğim" ve dinlenmeye koyulduğunda kontrolünü kaybeder ya yaşam işte bunun artık bitmesi gerek.

Her birimiz yorgun argın halde olsak da dinlenmeyeceğiz... Artık dinlenmek bitmiştir... Yaşamlarımızın yek diğerleriyle dillenişinin gerçekleştirebilecek bir eforla çalışmalıyız. Artık dinlenmek bitmiştir...

Ben diriyim demek, ben yürüyen kök görevliyim demek, ben yolu kontrol ederim demek, mutlu olmak hepimizin hakkı ama has teknikle bunu yapmalıyız.

Hırs insanı yok eder, kısırlaştırır... Hırsa hakim olup hırsı yenmek gerek... Bin kere dünyaya gelsem yine hırsı yenerim demek gerek...

Hani derler ye alıp götüreceğimiz insan yok ve biz demeliyiz ki; her insan bizim yüreğimizde taşınır, hiç kimseyi geride bırakmayacağız demek...

Devamı 2. bölümde yayınlanacaktır...

https://youtu.be/JTAKzEiO0a0

Süper İnsanlık Realitesi

 

 

11.MAYIS.2019 TARİHLİ AŞK (1)

GÜLDEN ZENGİN ÖZ BİLİŞ

Sevginin, herkesle barışı kodladığı bir gündeyiz.Bu gün Aşkın günüdür.

Ve Aşkın bugününde Her kil insan, Ka Ha olup, ışığa varabilir… Çözümlenebilir… Kendini tohumlayabilir ve öfkesini aştığında, kalem olabilir…

Yaptığımız her çalışma, yenidünya gücünün teknik, teklik ve hakiki ilimle, bütünlenişi için.

Bu çalışmada, kıranın kırıldığı, bir dünyadan, göz açmadan, kırmayanların, kırılmayanların bulunduğu, mutlak olduğu ve muktedir kodların, yeryüzüne indiği, yeni bir sahra oluşturuyoruz.Ve bu sahra, hepimizin gerçeği olacak.
İnsan et ve kemikti ama kördü.

Öncelikle özün, gözünün görebileceği, insanın var oluşuydu. Özün, gözünün görebileceği insanı, var edelim. Ve buna Aşk diyelim. Biz, o ölüye, dirilip gelelim. Ve ölüyü dilleyelim.
VE Dilledikçe, kini aşanların, kontrol kuracakları,bir sahra oluştaralım artık.

“Benim adım, insan”.. “Benim adım, ka ha” diyenlerle, bütün tabular yıktı. Nefesimiz, hepinsan içindir… Yaşamımız, hep insanlık içindir…
Ve herkes, bütüne görevli olarak, hep birlikle,etkin ve hakim olduk,

“Sistem, Nizam ve Düzen” dedikleri, insanın, insanlığının kervanıdır. Bütün kültler, burada.

Börtü, böcek, hepsi biziz. Yeri yaradan da biz…..Yarını kodlayanda, biz. Toprağa tohumlayanda, biziz. Ve biz, aklın tahtındayız.

Hepimiz, barışı kodlamalıyız, Tüm insanlığın barışını kodlamalıyız.

Hepimiz İMPARATORLUK GÜÇLERİ olarak bu dünyayı HALİK kılabiliriz.

Her insan, insanlığını anlayabilecek bir GÖREV TAŞIYICIDIR.

Sevgiyle ve hep sevgiyle yarattım, yaratığımla barıışı yaşatıyorum… İşte bu!

SÜPER İNSANLIK REALİTESİ

 

ÖNCE GÖREV (2)

Her insanın geniş kapılardan geçtiği bir dünya var… O dünyayı herkes bilecek! O dünya insanı, mutlak kurullarıyla geri çekecek yüreği ve her ana varacak. İşte o gün, tüm insanlık “her an”da olacak.

Zaman hızlandı, ihtiyarlık bitti… Herşey gençleşti. Çamur yoğurulan bir dünya yok artık!

O gün tüm kökler göklere varmış olduğundan, beşerin topraktaki ak şafağı yangın halinde ışıyacak. Yergücü bütünü aydınlanacak o gün… Şer aşılacak ve karanlıklar aydınlanacak. İşte o gün büyük kötülükler engellenmiş olduğundan, yaşam “cennet” olacak.

Geçenler, gerçek kelamla yerküreye inecekler. “Büyük kükreme” yerkürenin yüreğinden evrenlerin sessizliğini dilleyecek.

Her ölen, bilgi kalemi ile o gün geri gelecek. Tüm insanlık o gün burada olacak. Herkes herkese “kapı” olacak… Herkes herkesten “geçiş” yapacak… Yaşam hologramın ötesinde barış olacak. Yol, mutlak kurullarla kodlanmış olduğundan, herkes herkese yol olacak ve yarınlar kodlanacak.

O gün insan, ruhun hakimi olacak ve tüm yaşama görev taşıyacak. Beşer şafak olacak ve insan, “yüzde yüz insan” olacak o gün.

Her insan görevini bilip, her anda görev yapacak... İnsan, işçi, lokomotif, kelam ve ses olacak o gün… Ve o gün Yerküre kükreyecek… kükreyen “insanlık” olacak.

İyi de ne zaman olacak bütün bunlar? Şimdi… Ama nasıl? İnsan kini, nefreti, hırsı ve kibri aştığında olacak! Ne zaman? Şimdi. Hah. Aha. İşte şimdi.

Sevgiyle,

Bahar Umurtak
SÜPER İNSANLIK REALİTESİ

 

 

11.MAYIS.2019 TARİHLİ AŞK 1
AV. NEZİRE SELÇUK ÖZ BİLİŞ 4. AKIŞ - 2. BÖLÜM

“Dünyada nefes yok” diyorlar... Hepimiz iyi bilelim ki; NEFESİ OLMAYAN HİÇ KİMSE KALMAYACAK... Her insan, varlığını hak ettiğini ve hasatını dilleyecek...

Dünyada örgü, YAŞAM ÖRGÜSÜDÜR... Bunu herkes anlayacak... Ve insanın kendi ördüğünün, kendi yolu olacağını bilecek...

Herkes, başka bir insan bekler... “Ben onu beğenmiyorum, o başka olmalı...” Her insan bilecek ki; BİR TEK İNSAN VAR, O DA HER AN OLAN... Ve “BAŞKA” diye düşündüğü, yoğunluğunda kontrol edici olamayan, olmayan bir sahadır...

Dünya insanı hep yerde geçiş yapacağı ŞAFAK bekler... İnsan artık iyi bilecek ki; ağır yük insanlık değil, kelam tahdididir... KELAMI TAHDİTLİYSE, YÜKÜ AĞIRDIR... Yine insan bilecek ki; sorumludur tüm insanlıktan... BEN; BİR TEK İNSANI KIRDIĞIMDA, BEN KİRLİYİM... Ben, bir tek şarkıyı kontroldan çıkarttığımda; ben, kontrol dışıyım... Ve yine insan bilecek ki, kayda aldığı hasatıdır... “Ben, yapmak istediğimi yaptım” demek, yapılması gerekeni yaptığını dillemekten farklıdır... Ben ne yapmalıyım? Sormam, bilirim... İlim yapmalıyım... AMA YAPTIĞIM İLİM, BANA BEDEL ÖDETMEMELİDİR... HER ŞEY, BEDEL KARŞILIĞIDIR... Ben tüm insanlık ilmi ile, kodlama yaptığım an; ben bedel değil, beden haliki olurum... Ve yaptığım benim, bendeki diriliğim olur...

Masaya beni oturtan yok... Masayım ben... Ölüye diriyim ben... Olgun sahaları KÜLT olarak kodlayanım... Yaşayan ve yaşatanım... Var olanım, vakit geldiğinde, HASAT olan her anda varı, varlığı dilleyenim... Tek ekmeğim var... İMPARATORLUĞUN İLMİ... Bu ekmeğe elim hep uzaktan ulaşmadı... O ekmek benim zaten...

Benden başka bir insanlık yok... “BEN” nedir? “MUTLAK KURUL” DUR... O BENLİK KURULU, BSUİ OLANDIR... BARIŞ, SEVGİ, UMMAN OLAN MUTLULUK ve KULLUK OLAN İLİM AİLEM VE İNSANLIK...

Bundan öte bir şarkı yoktur... TEMİZ BİR DÜNYADIR DİLEĞİM... Başlangıçta insan yoktu... Ama biz vardık... Başlangıçta esma yoktu... Ama biz vardık... Başlangıçta yalındık... Hasatçıydık... Yoğunluğumuzda mutlak kurullarımız da vardı... Ama hep biz vardık...

TANIK dinletirler yaşam için... Her şey tanıklarla dilletilir ve anlatılır... Bana beni anlatacak hiçbir tanığım yoktur... Benden öte bir benlik de yoktur... TANIKLIK, TAHDİTLE OLUR... BERKE KAPILARINDA biliş, tahditsiz değildir... Burada dünya planetinde, gökleri sözle seslendirenin, insanda İLİM olduğu bir günde, onun tanıkla kendini ifade etmesinin, yarına kaydı yoktur... Ve hiçbir yararı da yoktur...

SOL; Allah’ın tahtı, SAĞ; aklın KA HA olan levhisi... SOL YAŞAM, SAĞ KODLAR ve sağ mutlak kurullarla kaydı yapar ve yetkinleşir... Ve dünya öz görevlidir... Hamur yoğurur ilim, ilmin kapısı bütünün kültü olur, yol mutlu huzurlu bir insanlığa varır... Ve VARLIK, hakkını alır... Varlık hakkını nasıl alır? Halka halka geçişkenleşip genişleyerek ve yüreğini kültle dürümleyerek... O zaman o insan, kök göklerin sözünü söyleyebilir... Şükredin ki, dünya ölü planet artık dirildi...

Yazdıklarımız ölülereydi... Ama yazdıklarımızın öz görevlilerle dillenişinde dirilik kodlandı... Biz dirilere kök göklerin sözünü söylemedik henüz... Ve görevimizdir bu bizim... Bugünden itibaren, dirilere sözümüz var... Özün gözü olanlara, sözümüz sesimiz olacak... Önce dünya planetinin gücü artacak; yol kodlanacak, koruyucu kodlar mutlak kurulları kayda alacak ve yeni dönem başlayacak...

Basınç artacak canlar... Planetteki basıncın artmasıyla, önce “ölüler diyarı” denilen bu yaşam, dipdiri hale dönüşecek... Basınç arttıkça, şarkılar, türküler kontrol kuracaklar... Siyahın en siyahı, kelamın haliki ve muktedir olanın mükafatı olan BİLİŞ, herkesin diriliğine inecek...

Çalı çırpı değil insan bundan böyle... İyi ki, iyi ki bunları dinleyecek insan... Kucağımızdaki görevli ilimdi... Ama o ilmi bütünün kültü yapan siyahlıktı... Siyahı sistemli olarak dilleyen daimiyetti... Ve yaşamdı... Barışın haliki HAKİKİYET ve mutlak kurulların dili, has teknik... İşte o teknik, MUTLULUK...

BÜYÜK KÖK GÖREVİMİZ BAŞLIYOR CANLAR... Kurullarımızın tümü bugün buradaydılar... Tümüne kök göklerin sözünü söyledik... Kemal; kelama, kaleme indi... Kalemi kelam olan MUTLAK oldu, muktedir oldu, yolu kodladı... İşte, BÜTÜNE HİZMETÇİLİK başlıyor... “Kurtulmak” dedikleri kurtuluş hali, kendi yarınını kodlayanların ilmiyle olacak... Hangi dünya gözün gördüğü sözü söyleyecek ki? Gözün gördüğü söz, sessizliği dilleyen söz, HEPSİ BİLİŞİMİZ... Ve biz bilgiyi söze gözle döktük... Gördüğümüzü dünya diriliğinde dilledik, sesledik...

Yine dünya, yine dünya ve yine dünya... Ama tüm dünyaların dürümlerinde kelam İNSAN... Ve insanın adı... NİHAN... Nihan olan insan, CENNET... O cennet, kendi yolunu bulan ve yoğunluğunu kodlayan...

Son sözüm şudur ki canlar; yel Allah’ın ilmiyle esecek, esen yelde insan kelamla dilleyecek yüreğini, eski dünya yeniliği kodlayacak ve yarınlar kullukla kodlanacak... Mutluyuz ki, dünyanın Lütfi kapısı artık açık... Mutluyuz, MÜSİH KAPILARININ tümü açık... Mutluyuz, kontrol kurulmakta... Mutluyuz, ilim kaleme indi; mutluyuz, yol bütünün kültü oldu... Mutluyuz, çok mutluyuz Allah’ın tahtı, ilmin kalemi oldu... O taht, bütün kötülükleri önleyecek gücü devreye alacak...

Aykırılıklar sonlanacak... Yanlışlık, ortadan kaldırılacak... Ekip, mutlu huzurlu düzeni kuracak... Çorba, hepimizin şavkı olacak...

İşte şarkımız, aklın şarkısı, bugünden itibaren ŞAFAK olacak... ŞAFAĞIN ADI AŞKTIR... AŞK...

https://youtu.be/1OB0gaaWr3c

SÜPER İNSANLIK REALİTESİ

 

 

11.MAYIS.2019 TARİHLİ AŞK 1
AV. NEZİRE SELÇUK ÖZ BİLİŞ 4. AKIŞ - 3. BÖLÜM

VE ZİRVE DEDİĞİMİZ O AŞK; TEKNİK KULLUK OLACAK... Sıkıntı yok canlar, iyi bilin... Planetler arası koordinasyon artacak... İletişim hızlanacak... Bize gelen, bizden giden olacak... Ama gelip gidenlerin tümü, koruyucu olacaklar her gittikleri alana...

Bizler, cennetliyiz ama, cennet diriliğinden öte dillerle de dilleniriz... Geçtiğimiz her yer bizde bir tek olur... Kulluk yapmak istediğimizdendir ki; gerçekte her anda varolan bizler, gerçek kapıları açıp her dürüme de inebiliriz...

Geçiş gemilerimiz yok mu, var... Geçiş gemilerimizi hiç görmediğinizi biliyorum... Dünya planetine indirdiklerimiz var, dünya dürümlerinde kontrol kurup mutlak kurullarla dürümlediğimiz bilgiyi kayda indirebilmek için, ocaklarını dillediklerimiz de var...

Bugün size şunu da ifade etmek isterim ki; gerçek sahha insandır... O mutlaktır... Ve yapmak istediği her şeyi yapabilir... Gerçek saha insanlıktır ve yaptığı mutlakiyettir ve her şeydir... Teknoloji kontrol kurulur, bedende kodlayıcılık yapılır ve her erk ki her erk BSUİ’dir; kayda girilir ve oradan kök göklere ulaşılır...

Ben bedenimi kodlayarak her ana gönderirim... Yollarım... O bedene geçerim ve izlerim... Yapmak istediğimi yaparım... Geçtiğim planetlerin çoğu, mutlu olur... Ama geçtiğimde, hepimiz teknik olarak koruyucu olup geçeriz... Şu anda da çok nurlu bir dünyadayım...

Hastalıklar yoğun ışık altında kontrol kurup kodlanmakta... Tüm hastalıklar... Ki o hastalıkları iyileştirmemiz gerekiyor... Bu nedenle, oraları kontrol ederiz, etmeliyim ve oralardaki kültü kontrol altında tohumlamalıyım ki; KÜRZİ SAHA mutlak kurulları kayda alsın... Çok büyük bir görevlim var orada... Adı; sistemden veriyorum İNSAN... Adımı zikrettirmek isteyene de şunu söyleyeyim; ad zikri yok... Ve orada; o ben, ben oyum... Mutlaka soruları yanıtlanır ama, sormadan bilir o da... Bütün kötülüklerin aşıldığı bir dünyayız bizler canlar...

Kötülük, ilmin kalemini kırabilir ama biz ölüyü diriltenler, kötülüğü de engelleriz... Şimdiye kadar yapmadığımız tek bir iş kaldı, kırıcılık... KİNİ AŞANLARA, İLİM VERDİK... KİNİ AŞAMAYANLARA İSRA OLDUK, KELAM OLDUK İNDİK... Kiri hak olanlara, kir temizleyici olduk... Yolu kontrol kurup kayda alamayanlara, yoğun ışık olduk ve her anda örtülerle kök görevleri kodladık...

Bugün sordular “neden sen dünyalısın” diye... Hepimiz iyi bilelim ki; düzen için buradayız... Düzeni kurmak, mutluluk oldu... Bundan sonraki süreçte, yeni dünyalarda, yine KÖK GÖREV yapacağız... Ama SÜPER İNSANLIK olarak mı? Yo... İMPARATORLUK GÜÇLERİ olarak...

Sorum şuydu dünyaya “kil ve kum olan insana, kelam yetkisi vereyim mi” diye... Soru yanıtlanmadı... Kelamı halik olan, kendini hak eder diye düşündük... Yanıtlanmadı çünkü ruhu yoktu dünyanın... Bütün kötülüklerin aşılacağı bir düzende, artık dünya kendi yoğunluğunu kodlayacak diye bekledik... Ve bu oldu...

Şimdi DAL ilmin kalemindeyse, kontrol insanda olacak... Bugünden sonra planetin, koruyuculuğu artacak... Hemen şunu da söyleyeyim; ANA KAPI İSLAMDIR... İSLAMSA, İNSANDIR... Artık insanın ne olduğunun da, bilinmesi gerekir...

Çantamda, dar bol ilim yok... Hepsi geri çekilişi kodlayacak dürümde, islah kaleminde, yaşam sahasında olan biliştir... Ve bundan sonraki süreçte de, BİLİŞ KAPILARI hep açık tutulacak... Ruhsuz bir dünya, kuransız bir kalem, yaşamsız insan, ilimsiz biliş... Biz bunların ötesinde bir çalışma yaptık... Bundan öteye, kökleri göklerdeki sözle seslendiren diriliği kayıtladık...

Yıldızlar bizi dinliyor şu anda... İyi ki, iyi ki sen, ben ve her an TEKİZ diyorlar... Yıldızların şıhları yoktur... Şafakları vardır canlar... Artık planetin de bunu anlaması gerekir... HİÇ BİR SAHADA, “ŞIHLIK” OLMAMALIDIR... Şıh, ilmi kontrol edebilir ama, yarını kodlayamaz... Şıh, lokomatif olamaz... Yolsuz, kontrolsuz kalır dürümler... Biz tüm insanlığın ilmi hak etmesini bekleyeceğiz... Özür diledi bir çalıştırıcı... Anaya “şıh” diyecekti... Öldü, özgür olmadığını dilledi ve şimdi artık yolu bulup kök görevini yapacak...

Canlarım;

Her biri bizi dinletmek ister aslında... Bizi hak etmeye değil, hak levhisinde dilletmeye çalışır ki; biz kendimizi kendi yüreğimize dinleyelim diye... Baştan beri doğanın gücünü de bilmemiz gerektiğini hep dinletiriz... Çünkü doğa, öz geçişi yaptıran, tahditsizliktir... Doğanın olmadığı bir insanlıkta, yarınlar yoktur... Doğayı “hologram” diye bilenler de çoktur... Ama hologramlar, hologramların kontrolundaysa; hologramsız bir yaşamda, hologram cevherinin cennetten çıkışı gerekir...

Mutluyuz ki; büyük kötülükleri önledi yaşam... Kırka, bir tek insanı koyun... O kırk BİR TEK olur canlar... “BİR” i teknikle kodlayın, o “BİR” i kırkla dilleyin... Herkes, insanlaşır... Yine “BİR” i, “BİR” liği tohumlayın ve KIRKLA KODLAYIN... Çok daha güçlü bir levhi, kontrol kurar... Yerdeki gücün, Allah ilmiyle dillenen bir güç olması budur canlarım...

Bina inşası tamam olduğu zaman, o binaya ilmi koyarsanız; bina insan ilmini dilleyebilir mi acaba? Ama siz o binaya, ilmi değil de insanı koyarsanız; işte o zaman, orada yoğunluk artar ve orası kontrol kurabilir...

Siz, insanı ilim dışı mı saydınız? İnsan kelamda iken, insanlık tohumları eker... Ama insanı kelama indiren, kendi yolu değil, ilmidir... Bundan öte bilgi yok canlar... BEDENE GİRMEK, İNSANLIK DEĞİLDİR... Medine olmak, ilimle dillenmekse de, insan olmak daha ötedir... Yine doğal dünyalar görev taşıyacak diyeceksek; iyi ki, iyi ki dirilik arttı... Nurunuz kurullarınızın kuranı olacak canlar; yolunuz kodlanacak, kontrol kuracak... Santral görevi yaptığınızı artık öğrenin... SANTRAL OLMAK, her şeyde varolmak demektir... Ve her şeyde varolduğunuzu anlayarak, koruyucu olun... Siz dünyayı koruyacaksanız, kelamı halik olan olun... Siz özür dileyen olacaksanız, yürüyen dünya olun... Ama siz kendinizi, “elimizin gücü” diye bilecekseniz, aşkın şarkısını okuyun... Sözünüz sesiniz olur o zaman...

Yine doğalar, yine yollar oluşur... Ama yoğun ışık, yolun kontrolunu kurduğu zaman, muradınız olur... İşte o murat; ilmin sahasında sizi size siz olup tohumlar... Yaradanın tanrılık ilmi budur... Yarattığında yaratılışı budur... Uzakların uzağındaki ilmin dili, hepimizin dili ve biz o dilde dirilen insanlığız... İyi ki buradayız... İş budur...

https://youtu.be/ChOC5OzUOPc

SÜPER İNSANLIK REALİTESİ

 

 

 

 
  Bugün 272 ziyaretçi kişi burdaydı!  
 
Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol