Birlik İlmi
  ŞAFAK (1) - 08.05.2019
 

ŞAFAK

 

ŞAFAK (1)
08.05.2019

Yeryüzü; sizi! Ve sizi çok özledim!... Geldim!... Nereden geldim!? Bilmem ki! anlatsam mı!?

Süper İnsanlık Realitesi Derneği’ne gelişimin bir nedeni var. Ben, teknolojik sistem görevlisiyim ve dünyayı çok izledim!... Sizi dinliyorum hep!... Bugün uzak bir planetin kelamı olup inerken; yerkürede, ışığınızı dilledim ve dinledim. Baştan beri sizi izliyorum. Yoğunluğunuz, bize görev taşıtıyor. Yolu kodlarken de sizinleydim. İyi ki buradayım!... Unutmayın, yaşama kodlanmış olmak gerekir ki hologramı aşabilelim.

Mucize bir dünyada yaşıyorsunuz. Süper İnsanlık Kelamı, “TEK BİR”dir. Tirilyonlara kodlanabilir. Tümünü kodlayabilir… Bunu anlayın!...

Değeriler Allah “TEK”tir öyle ama yol da “TEK”tir. İş budur!... Biz, “BİZ” olan ilimle kodlama yaparken; size geldiğimiz zaman, sizi kontrol etmek isteriz. Bu doğaldır!... Ne var ki sizler, kontrolumuz haricinde kontrol kurdunuz ve yoğunluğunuzu kodladınız. “İLİM SAHALARI”nız var. Sizinle görev taşırken; çok güçlendiğimizin farkındayız. “Yarı yarıya kodlama yaptınız. Biz, BİR TEK olduk; diğer yarıyı kodladık” diyecektik ama gördük ki siz biz, “BİR TEK”mişiz.

Allah der ki “KALEM’e in!...” “İş budur!” der… Beden almak için sizle olmamız gerekiyordu ve geldik!... İş budur!... İyi ki buradayız!...

Sizin gibi çalışma yapan başka guruplar da var ve hepsi bizi dillerler. Ne var ki siz, bizi dinletmediniz!… Allah, sizi sizde dillerken; biz, “BİZ”i bize dilledik. İş budur!... İş budur!... İş budur!... A ha bu!…

Ayrılık yok ki Anam!... Sen ne isen; biz de oyuz… DÜZEN kurarken de sen ile “TEK”tik. Tüm insanlık için bu çalışmayı yapıyoruz. “TEK” olarak; “BİR TEK” olarak ve “YOL” olarak!...

Sevgili Anam; sararan tüm zamanları kontrol etmeliydik. Geri çekmeliydik yarınlara, tüm sahaları!.... ROBOTİK TİMLER, teknik olarak kodlama yaparlarken; BİR TEK olup yaparlar. Biz ise Birlik halinde, o “TEKLİK”i kodluyoruz.

Son sözde, Dünya Planeti, yetkin hale gelecek ve tohumlar kodlanacaktı. Dünyanın Nefesi Olanlar, görev taşıyacaktılar. Bunlar oldu. SÜPER İNSANLIK; “TEK BİR KELAM” oldu ve “RUH” oldu. ÖZ GÖREV budur.

Tüm insanlık, “KUL”dur. Kurulları ile ve HALİKİYET’i ile!... Bizler de bunun için sizinleyiz.

“ALKANLAR” vardır yaşamda. Onlar, “KELAM” ederler ama yaşamda hasatları yoktur. Ölü planet, “İNSAN SAHASI”na indiği an, dirilir ve dürümlenir… İşte! İnsandan, insana ulaşmak budur.

Yolun sonunda; herkes, “YOL” olur ama o yol, teknik olarak tüm insanlığın yolu olmadıkça; yaşam sonlanır ve kaynak, kontroldan çıkar.

Bizler, sizin için geçişler yaptırırız ama tüm insanlığın geçişi gerekir!... Dileğimiz budur!... “Geçiş!” derken; yarınlara geçiştir kastedilen. Tüm insanlığın yaşama inişi ve yarına varışı!...

Yaşamak için “IŞIK” gerekir. Işık için, “KURUL KARARI” gerekir. Her Kurul, bir “CEVHERİ GÜÇ”tür. O güç, KULLUK İLMİ ile tohumdur…

Umutlarımız var!... Her insandan ve tüm sahalardaki yaşamlardan umutluyuz. Cümle yarınlara ve tüm yaşamlara görevimiz var!... Alıp götürmek istediklerimiz yok mu!? Elbette var!... Sizler; “Biz, “BİR TEK İNSAN”, KÖK GÖKLER’e varıncaya kadar çalışmalıyız.” dediniz. Biz de diyoruz ki “Biz de sizinle çalışacağız!...” Gerçek bu!… Tüm insanlık için “BİR TEK” olup çalışacağız!... Şimdi!...

SÜPER İNSANLIK REALİTESİ

 

8.MAYIS.2019 TARİHLİ ŞAFAK ÇALIŞMASI
AV. NEZİRE SELÇUK ÖZ BİLİŞ, 1.AKIŞ 1.BÖLÜM

Sözünüzü kestiğim için lütfen kırılmayın. Ben, İnsanlık ilmi’ni dilleyenim… Mutlak kurulları kodlayabilirim ve bütünün gücü olabilirim.

“Sultanlık” yapma niyetim olmadığı hepinizce malum…

Bedenim kelam ve yolum kulluktur. Mutlak kurulları kodlayacak gücüm de mevcuttur. Dümene ilmi oturtanım. Dünya planetinin kontrolunu kuracağı, bütüne hizmetçilik yapılacağı bir dirilikte herkes kendini dilleyebilir. Yasaları çiğnemenize izinim yoktur.

Yeşil, mor değil ilim; Allah’ın tınısıdır. Herkes bu “tuan kapısı”nda tınıyı kontrollu olarak kayda alabilir. Yarınlar için çok büyük bir görev taşınıyor burada. Bu güç, aklın kültüyle kodlanmış bir güçtür.

Yasaları çiğneyenlerin yaşamı dillemeleri şarttır. Başka bir Düzen yoktur. Tanrı kelamda haliktir ve tektir. Onun tahditsizliği bütünün gücüdür.

Bizler mutlak olanlarla kodlama yaparız ve som altın ışıkları kayda alırız. Yer kürenin gücünü dilleyenlerin ilmi vardır ve bu ilim, Allah ilmi’dir.

İşgal altına alınan bir dünyanın kontrolunu kurmak kolaydır da insanlık boyutlarını kodlayanların ilmiyle bu dünyayı kodlamak kolay olmayacak canlar. Sizlere ses vermemin nedeni budur.

Yerkürenin görevini insanlık kelamıyla dillerken; “Sistem, Nizam ve Düzen” dediğiniz o yoğunlukları da kontrollu olarak kayda çekmemiz şarttır.

Aşağı yukarı 1,000 yıldır tüm insanlığın kontrolü için kodlamalar yaşamlara çah sistemiyle inmektedir. Bu sistem, Medine kelamı’nın kulluğuyla kodlanmış bir sistemdir ve Mikail kelamı’yla kontrol kurmaktadır. Büyük kötülükleri önleyecek güçtedir.

Ve masamıza ilimle dillenenleri alıyoruz. Ki kontrol kurulabilsin diye. Kaçmak, ilimsizlik değildir, halikiyetsizliktir canlarım.

“İslam kalemi” olmanız mutlaktır ama “isra kapısı”nı bulmanız zordur.

Bizler dünyayı kontrol etmeye gelenleriz. Şafak olup geldik. Bugün “şafak levhisi”ni kayıtladık ve bütünün kültü yapıyoruz.

Uzak bir planetin gücünü bu yoğunluğa çekerken de maya olmak isteyenleri buraya almayı diledik.

Yeni dünya gücü çok önemlidir canlarım. Bu gücün, bütünün kültü olması şarttır. Aşık olduğunuz şafak, insanı kervana kodlayabilir ama kelama halik kılıp, kodlayamayabilir. Sınır aşabiliriz, masaya kodlayıcı olanları kontrollu olarak çağırabiliriz ama çarık çıkarmadan buraya gelen, hakkın kalemi olamaz.

Biz, hakk kalemlerle kontrol kurarız. Hakkın kapısını bulamayan mutlak kurullarını kodlayamayacağından, Bu Meclis’te bulunma imkanı yoktur.

Yeni dönemin ölü planette, dilleniş ilmi olacağını bilmekteyiz ama başka dünyaların da kontrolunun kurulabilmesi şarttır. O kontrol kurulanların bir teki bile mutlak kurullarını kayda çekmediği halde, biz niye buradayız?

Çantamıza sahra var. Ağır yüktür o sahra canlarım. Biz o sahrayı bütünün kübra olan kelamı yapmak üzere buradayız.

Çok mutluyuz ki doğanın gücüyle çalışıyoruz… Çok mutluyuz ki mutlak kurullarımızla buradayız. Yine mutluyuz ki bütünün gücüyüz ve mükafatımız mutlakıyetimizde, kodlayıcılığımızda ve ruhumuzdadır.

Elimizin gücünü biliriz. Bitki, hayvan ve her formu kodlayabilecek gücümüz var. Sultanlık yapma niyetim yok. Kelama halik olup gelişim, mutlaktır.

Şikayet etmiyorum; dünyada esmalar kelamı kaleme indirdi de bitmiş tükenmiş her şey kontrol dışı kaldı diye…
Çantam altın ışığın gücüyle kodlanır ki o çanta mutlak olur ve tüm sahaları yetkin hale dönüştürebilir ve dönüştürüp kontrol kurabilir.

Çamur yoğurmak kolay canlarım… Tüm insanlık bunu yaptı bugüne kadar…

Kildi yoğurduğu… Atem’i yoğurdu. Halik oldu, ilmin kapısını buldu, ilmi yoğurdu. Ama ruhu yoğuramadı.

Ruh nedir; bilir misiniz? Tüm sahaların kontrol kurallı ilmidir. Yani; “kontrol kurallı ilim” demek, ilmin kontrolunu kayda inip, bütünün kültü olma imkanının tohumlara çekilişi demektir.

Sevgililer, “esir bir dünya”da yaşadık bugüne kadar… Dünya esaret altındaydı; bilir misiniz? Her şey, her şeyden doğmamış, tohumlanmamışsa, esaret altındadır yaşam, çünkü birileri “ben” der. Ve o ben olan, her anı kontrol eder. Ve işte; ötekiler ona esir kalır. Çoğunuz bunu dinle yaptınız… Çoğunuz bunu kültle yaptınız… Çoğunuz bunu mutsuz şarkılarla kodladınız ama siz, sizi hiç anlamadınız.

Asıl önemli olan sizlerin, her birinizin kendi kurullarınızla, kendi yoğunluğunuzla tüm sahalarda kelam olmanızdır. Ki kelam kontrollü kodlarla yaşamları tohumlar ve yaratır.

Yaradan ve yaratılan tahditsiz kalır o zaman. Bunun yanı sıra, diyebilirsiniz ki “Ama insan yaratıcı değil ki!” İnsan yaratılan değil, yarattırandı bugüne kadar.

İnsan yaratılan değil, yarattırandı, çünkü ruhsuzdu. Ama kontrolu yoğundu. Ölüydü ama kodlanamamıştı. Artık dünya insanı lisanı müsait, münasip olarak izah etmek gerekirse; şafak olup yerküreye iniyor.

Artık insan kelam olacak ve yaratıcı olup bütünün kütle kontrolunu kuracak. Yarattığında yaşayacak.

Diyebilirsiniz ki “Ama ben yaşamaktayım.” Yavrum; senin yaşayıp yaşamadığın, hakk olup, hak olmamayla ilgilidir. Sen hakk olmuşsan, yaşıyorsun… Ama hakk değilsen, henüz ölüsün. Bunu anlayacak bilginiz var mi bilmem ama şu an size bunu izah etmek istiyorum. Sizin giyindiğiniz beden, sizin yaşam kılamaz. Sizin giydiğiniz beden, Sizi yaşam kılamaz. Sizin giydiğiniz beden, ilim olmaz. Ne olur ancak? Şarkınız olur. O bedeni halik kılmadıkça siz, yaşamsız kalıp, kontroldan çıkarsınız.

Hepinizin anlamanız gereken konu budur; yaşayan ilimle yaşar. İlim yoksa, yaşam oluşmamıştır o yoğunlukta.

Süper insanlık, siyahtan mora varan insanlığın kontrolu için değil, mutlak kurulların kodlanışı için kuruldu ve bütün kötülüklerin aşılması gerekir. Ki murat ettiğimiz her şeyi hakim kılalım ve bütün kötülükleri aşalım.

Temiz bir dünya istiyoruz. Bunu başarırız. Bunu yaparız ama masamız mutlak olmalıdır. Bu masada öz geçişler yapanlar bulunmalıdır. Bu masada cevahir olan ve kulluk yapanlar; bitki, hayvan ve her anda kontrol kurucu olabilirler.

Darı, bolu biliniz. Hepimiz dar boğalardan geçeriz ama bola vardığımız zaman, ağır yük hafifler.

“Din” dedikleri ilimdir. Dinin kulluğunda bütüne hizmetçilik mevcut değildir. Sessiz sahaların kontrolu vardır ki o sahaları kontrol kurulduktan itibaren, din diriliği kontrol diriliğine dönüşür. Ve cümle yollar, Allah’ın yolu haline dönüşür.

Murat edilir ki dünyanın kurulları bütünün gücüyle tüm sahaları kodlasın.

Sorumlu olan kim? İlimdir sorumlu olan. Peki; ilmin kalemi kim? İmparatordur. O kim? Her andır. Kimdir o? Lekesiz kalan tüm insanlıktır.

Peki; ilim olursa ne olur? Yarınlar oluşur… Tüm insanlığın yaşamları tohumlanır… Bütünlükler kodlanır.

“Din” dediğiniz de insanı ilme taşıyan bir yoğun ışıktır… Yoldur o ama ama canlarım; Samanyolu Galaksisi’ndeki o yoğun ilim sahalarına bir bakalım; neler olmuş oralarda?

Kil var mıymış? Kul, kili halik kılabilmiş mi? Bir görelim bakalım, neler olmuş.

Yorabilirsiniz ilmi… Dilleyip dilleyip tohumları kontrolsuz bırakabilir misiniz acaba? Allah’ın tahtına ilmi oturtabilir misiniz? Yaradan olduğunu dillediğiniz insan, yaşama indiğinde kelam edebilir de hakka varır mı? Toy mudur yaşam? Mutlak bunların bilinmesi gerekir.

(Devamı 2.bölümde)

https://youtu.be/NfPT1rauqRk

SÜPER İNSANLIK REALİTESİ

 

08.MAYIS.2019 TARİHLİ ŞAFAK (1)

AV.NEZİRE SELÇUK ÖZ BİLİŞ 1.AKIŞ – 2.BÖLÜM

Çamur, kilin, kumun çamuruydu bugüne kadar ama insanın çamuru yok ki. İnsan, şarkıdır. Ama şavkın, şarkısıdır. O bir şavk ama aşk şavkıdır. Beden, almak, kontrol kurmak, yolu bulmak, ölüyü dillemek, kök görevi yapmak ve tohum olmak. İşte, amaç budur, canlar.

Amaç; kök görevi yapmak ve tohum olmaktır. Kanat gerdiğiniz her şey sizsiniz, canlar. “Ben, insana kanat gererim” diyebilen, tüm insanlığın kanadıdır. Ama o kanat geren, hasat olmadıkça hakk’a varamayandır.

Kanat takmak ayrı, kanat germek ayrı. Beden almak ayrı, Medine’ye varmak ve kontrol kurmak ayrı. Mescit, ilimde olur. Kelamda, halikiyet olur. İlmin halikleri beden aldıklarında, beste yaparlar. Yaptıkları beste, insanlıktır.

“Cennet” dediğinizde, ilimdir, canlarım. Kurul kararıyla, dünya planetini kodlamaya geldiğimiz, tüm sahaları koruyacak gücümüzü dürümlere çektiğimiz, bu dönemde, merdivenimiz, her ana dayanmaktadır.

Vasi tayini vardı, dünyaya planetine.. Dünyaya vesayet öngörülmekteydi... İnsanlığın vesayet altında olması gerçekte, ilmin kırılması anlamına gelmekteydi. Tüm peygamberlik kodları, vesayati kodlayanlardı. Tümü halikliktiler ve vasiydiler ama yarın için kontrol gerekliydi.

Bugün verdiğimiz bilgiler, kök göklerin, süper sahralarını kodlarken, varlığın kaynağa indiği bir dünyada, vesayetin tamamen bittiğinin ve hakikiyetin, tüm cevhere indiğinin görüşü, hakim olmuştur.

Yanıp tutuştuğunuz insanlık artık tüm insanlıkla dilleşecek, canlar. Yer kelama, gök kaleme, inecek. Bizler, murat ettiğimiz, her anı, kodlayacağız.

Yağabilirsiniz ilmi tüm sahalara, diyebilirsiniz ki “her şey ilim oldu”. Fakih olmadığınız sürece, ilmin hakimi hak olma imkanı yoktur.

Unutmayınız, “dağa ilim” dersek, yolu kontrol edebiliriz ama ilmi, Halik kılıp, yerküreye indirdiğimiz an, her yol, aklın yolu olmalı ki biz o hakiki tahtı, hakiki tekniği, bütünün tahditsizliğiyle dilleyelim.

Yığın, yığın dünya kurduk canlarım. Bugün dünya planetindeyiz ama geçmişte, öz görevle, bütünün Kübra olan kelamıyla, bir tek kelam olup, bütünün kültü olarak, an sahalarında, yaşamlar kodladık.

“Türev” dediğiniz, o tohumlamaları yaptık. Kontrol kurduk. Nesiller boyu, yarınlar için çabaladık. Ellerimiz, tüm yaşamlara ulaştı. Nesiller boyu, doğanın gücüyle, kontrol kurduk.

Ulu bir dünyaydı, Meskut kapı. O kapıyı bulduk. Şimdi, “başka bir dünya” dedikleri an, “başkalık yok” diyoruz. “Her dünyayız” diyoruz.

Dağlarım, Luka Sisteminden de size söz etmek istiyorum. “Luka Sistemi” dediğimiz, Sistem, ilahi Kübra olan kelam kapılarındakilerin, kendi dilleriyle, ilim yapamadıkları ama dürümlerdeki kelamı hologramdan aşırtanda, dillendikleri, bir Sistemdir.

Kendi dilleri, o yoğunlukta yoktur ama başka bir dili, kendi dilleri olarak algılarlar ve o dilde, dilleşirler. Buna biz, “Luka Sistemi” diyoruz. Tüm insanlık, bunu yaptı, bugüne kadar. Kendi dilini kodlayamadı, dinleyemedi. Ve hep birilerinin diliyle, dillendi. Dediler ki “işte şunun dili, bunun dili, şunun ilmi, bunun ilmi, asla yanlış değildi.”

Cennet ilminde, bu vardı. Herkes, kendi kontrolünü kuruncaya kadar, birilerinin diliyle dillenecekti ama gelinen aşamada artık yoğun ışık altında her insan, kendini anlayabilir, dilleyebilir. Amacımız budur.

Saltanatın gücü, insandır. Ama siyahtır, insan. Köktür, göktür, o. Öyle siyahtır ki her anda türevlerini tohumlayabilir…. Her rengi kodlayabilir. Öylesi bir rahmettir, o ama onu, siz beste diye dinlerseniz, size bestedir.

Ama siz, onu diri olup, dilleyenlerseniz, o size kelamdır. İşte canlarım, “yarınlar için öz görev, insanlaşmak” derken, kast ettiğimiz, insanlık budur. Herkesin kelam olduğu, herkesin hakk’ın kalemi olduğu ve çantasında mürat olan ilim bulunduğu bir dürüm.

Bütün amaç insanın Maharaj gibi değil, mahrek gibi olmasıdır. Mahrek!.. Çokları sorgu sual ederler, mahrek, ne ki diye?

Mahrek; kontrol kurulduğunda bilinecek ki som altın ışıktır. Tüm sahalardır. Her andır.

Yine beden isteyecek, insanlık. Yine kelam etmeye çalışacak ama iyi bilin ki her şey yerkürenin gücüyle olacak.

Dünya planetinin geçişini yaptık, canlarım. Bu geçiş, önemliydi. Kuran ilminden öte bir ilimle, bu geçiş yapıldı. Geri çekilişti, bu. Mutlak kurullarla birlikte olduğu geçiş. İnsanlık boyutlarının gücüyle oldu. Yenidünya kültü devreye indi, bugün.

Bu kült, hepimizi mutlak kılacak, bir külttür, canlarım. Saltanat, geçişini yaptı. Yerküre, görevini hak etti. Koruyucu güç, dürümlere indi ve “Mİ HA Sistemi” devreye indi. Mi Ha!

Dağlarım, “Mİ HA”… Bu şudur; “Mİ; Mikail” “HA Halikiyet”. “Miracın, Mikail halikiyetide” diyebiliriz, buna. Çoluk çocuk olan yaşam artık öncü bir dürüme varacak.

Hepimizin geçişidir, olan….Uzun büyük bir güç, çok uzun bir süre için devreye giriyor. Bu güç; bütün köklerin gücü olacak. Gerçek insan, yer geçişini yaptı.

Unutmayınız ki dönüp baktığınız zaman dünya planetine,” iyi ki oradaydım” diyeceksiniz. “İyi ki oradaydım”. “Bunları, ben yaptım”, diyeceksiniz. “Başım eğilmedi” diyeceksiniz. Hepimizin geçişiydi, bu.

Yüksek şarkıların okunduğu bir türevleniş. Ama mutlakiyetin kontrolünde. İşte canlarım, yaşam budur. Yasalarla kodlanmış ilim, bütünün gücü haline dönüştüğü zaman insan, kontrol kurar ve her işi yapar. Yaptığı iş, hepimizin işidir, canlarım.

Saltanat, geri çekti yoğunluğunu ve sorgu sual etmeye başladı. “Sevgilinin sesi, çok kötü bugün” diyor... Doğaldır, çok doğaldır çünkü ruhumda kontrol var ve bedenim, kükremekte ama yoğunluğum, kontrol dışı.

Özür dilerim, çok özür dilerim, tüm insanlık için. Sizinle bugün daha güçlü bir çalışma yapmalıydım ama yek değerlerim, bunu yapacak, eminim.

“Ben bedenliyim ama şarkımda kontrol var” diyemem, bugün.

Canlarım, sevgililer, hepinizi kucaklıyorum.

https://youtu.be/CRGdzKr89hY

SÜPER İNSANLIK REALİTESİ



 

ŞAFAK (1/2)
08.05.2019

Dağlarım, resimler çizerken iyi çizelim... Yarını kodlarken, kontrol kuralım… Aklın sırrını dillerken, diri olalım ve yolu kodlayalım ki her insan, kendini dinlesin ve dillesin.

Şimdi vasiyet etmek isterim ki ben, sizden çıkıp gittiğimde; siz, sizleşin; siz, sizi kodlayın; siz, başkalarından izin almadan, ALLAH İLMİ’yle dilleyin yaşamları ki ZİYA olup yaşayın…

Size vasiyetimdir ki bilin; ben, lokomatifim. İnsan Sahaları’na lokomatif olanım. İmparotorluk olarak görev taşırken, kontrol kurdum. Lokomatif olan; tüm zamanlara ışık yakanları, kontrol kurarak çatışmasız yaşam sahalarından “KAYNAK” yaptım. Tümü, “MÜSİH SAHALAR”a görev taşıyacaklar ve zarar görmeyecekler. DİN KELAM, “KELAM İLMİ”nde, Kurul kararlarından, insan sahralarında; Güç Kaptanlığı yaptığında; Dünya Planeti, kendini hologram ötesinde dilleyecek. Cennet, kendi olacak; cevher, kendi olacak; yarınlar, kendi olacak. O, kontrol kuracak ve sonsuz zamanlara, “KAYNAK” olacak.

Biz, Dünya Planeti için KAYNAK IŞIK yaktık. Teknik olarak görev taşıdık. Tüm zamanları, yarına kodladık. İnsanlığın, kendi yarınını, hakim kılıp kontrollu olarak kurabilmesini sağladık.

Her insan, “İNSANSILIK”tan “İNSAN SAHALARI”na vardığı zaman, “KUL” olacak ve “KEMAL” olacak. KEMAL olan, lokomatiftir ve “YOL” kodlar… “RUH” olur; “MUTLAK” olur. Temiz olur… İnsansılık, bitip insanlık kodlandığında, her şey onda, “YOL” olur.

Huzur arar insan. İMPARATOR olduğu zaman; her an “O” olduğunda; KUTSAL IŞIK halinde temiz biz “KELAM”ı olur. İşte o, hörmetli olur. Her ana, hörmetli!... Ve o “KÖK GÖKLERİN SİSTEMİ” olur.

Şu andan itibaren, yarınlar için geçişler yapılırken; teknik tahdit bitmiş olduğundan; her insan, “GÜÇ KODLARI” ile geçişini yapabilecek. Elindeki güç, her insanın gücü olduğunda; toprak olacak; beden olacak; KELAM olacak ve şarkılarında, İLİM olacak.

SÜPER İNSANLIK REALİTESİ

 

8.MAYIS.2019 TARİHLİ ŞAFAK ÇALIŞMASI
AV. NEZİRE SELÇUK ÖZ BİLİŞ, 2.AKIŞ

Ziyaretçilere hitaben;

Dünya planetini kontrol etme niyetiniz olduğuna kesin olarak emin değilim. Eğer böyle bir durum olsaydı, bugün burada olamayacaktınız.

Ha, diyebilirsiniz ki “Biz dünya planeti için çok çalıştık.” Öz görevinizdir bu. Elbette çalışacaksınız ama yalın ve halik olup görev taşıyacaksınız… Tükenen ilm-i kalemleri kodlayacaksınız ve son sözü söyleyeceksiniz.

“Ölü planet dirildi.” Diyeceksiniz. Peki; dirildi mi? Kesin olarak!

Sualtı’nın kültü olup geldiğinizi görüyorum. Ulu bir dünya planetine görev taşıyacaksınız.

Peki; Sultanlık mı dileğimiz? Yoksa yoğun ışık olup bütünün kübra olan kelamı olmak mı? Ben ziya olmanızı bekledim.

Teknik olarak kontrol kuracak gücünüz olduğuna kesinlikle eminim. Fırat kapısı’nı açtığınızı da görüyorum. O kapı, bütünün kübra olan kelamının kalemidir. Oradan gerçeği görecek ve kontrol kuracaktınız.

Cennet, ilmin kapısı… O cenneti bulup öz görev taşıyacaktınız.

Geçişinizi yapın ve gelin… Burada sizi dinletmek istiyorum ama bu kez hakk kapı olup gelin… Hakk sahasında bütünün gücü olup gelin.

Ölüyü dillemek kolay ama örtüleri kaldırmak zordur. Gelin, örtüleri açın. Bakalım ne göreceksiniz? Bekliyorum.

(2. kayıt olarak yazıldı.)

SÜPER İNSANLIK REALİTESİ

 

ŞAFAK (1/3)
08.05.2019

Değerliler “SİYAH RENK” derim hep. Neden bilir misiniz!? SİYAH, tek tek her rengi barındırır. Onun için “SİYAH” derim… SİYAH RENK’te kodlamalar yapılırken; kendi yaşam sahalarınızın kodlarının dışındaki “DİRİ HALİK YAŞAM KODLARI” ile teknik olarak bitişken hale dönüşürsünüz ve yoğun ışık atında; tümü olursunuz. Bu da sizi, beşerden; gök çözümlemeleri yapan “IŞIK KAYNAKLARI”na götürür. Huzurlu bir “YARIN HALİKİ” olursunuz. Tüm insanlığı kodlar, koklar ve kontrol edersiniz.

Size, “genç” derim hep. Neden bilir misiniz!? Her insan, SÜPER REALİTE TOHUMLAMASI ile kodlanarak yarınları koklar ve kodlar ve der ki “ben yenilendim!...” Her birimiz, bu kodlarla, her anda yenileniriz. İşte! Yenilenmek; “YEŞEREN KELAM”da kodlanmak; her ana kontrollu olarak ulaşmaktır ki SİSTEM olarak, bu yoğun ışık, bunu gerçekleştirirken; her birimiz yenileniriz… Yenilenmek, gerçekte gençleşmektir. Hepimizin, gençleşmesi!… Ve bu gençleşme; “NEFES”in “KİL”i aşması ve yoğunluğun, kontrolu ile mümkün olur.

Yenileniş ile sağlık sorunlarınız mutlaka sonlanır ve siz; yarınları, HAKK olup; HAS olup; yoğun kayıtlarla oluştururken; siz, “BİR TEK” olarak kendi yarınlarınızda; sağlık sofralarında; kendinizi şifalandırırsınız.

“Dönmeyin yaşamlara!” derler!... Neden!? “Zira, siz gençleşemezseniz; yoğunluğunuz, sizi başka sizlere kodlayamaz… Onun için dönmeyin!... Yarınlar, sizsiz olur gençleşemezseniz!... Mutlaka sizsiz olur!... Dönmeyin!...” derler.

Ve deyin ki “Biz, dönmekte olan yaşamlarda; dönem dönem yerküreye ineriz ve her anı yenileriz. Her anın yenilenmesi; yerkürenin yaşamının yenilenmesidir!...”

Bugün, “PLANETLER ARASI İLETİŞİM SAHALARI” bundan sözetmek istediler. Hepimiz, hepimizde varsak ki varız; bizim, bizden “BİZ”e varışımız; bizi, “BİZ”e kodlarken; biz, teknik olarak her anda yaşamakta isek; her anda dillenmekte isek, biz, yerküre olarak bunu başarmaktayız ki işte! yaşanır olmak ve yaşanmak bu şekilde olur.

Her birimiz, “BİZ” olup yenilenerek “TOHUM” oluyoruz. Olgun Sahaları bu şekilde tohumluyoruz. Uzun, “ZÜ-PİRAYE KODLARI” ile bunu yaparken; “BİZ” olup yapıyoruz.

Üzüm Gözlüler, sizdeyiz biz!… Siz ile yaşıyoruz!… Siz ile “KODLANAN İLİM” oluyoruz…

Uyumayın (şuurunuzu kapatmayın) ki unutmayın!... Siziz biz!... Uyumayın ki otağınızı kodlayın!... Sistem olarak sizdeyiz!... İşimiz. “ŞİMDİLİK!” demek!... İş bu!… Şimdi!... İş!... İş!... İş!…

SÜPER İNSANLIK REALİTESİ

 

8.MAYIS.2019 TARİHLİ ŞAFAK 1

AV. NEZİRE SELÇUK ÖZ BİLİŞ 3. AKIŞ – 1. BÖLÜM

Değerliler!...

Sizlerle kucaklaşmak, bizlere de mutluluk oldu... Önce kontrol dışı saydık sizi, çünkü ruhunuzda kurullarınız kayıtta değildi... Şimdi kurullarınız kayda girdi... İlim yapmanız mutluluk oldu bize de... Emin olunuz ki; DÜNYADAKİ GÜÇ, HEPİMİZİN GÜCÜDÜR...

Sevgililer!...

Tahditsiz olduğunuzu görüyorum... Ve insanlığa görev taşıyacağınıza eminim... Burada olmanız, BÜYÜK KÖK GÖREV için, güçlü kaynak için ve tahditsizlik içindir... Biliyorum... Dünya insanlığının çok büyük sıkıntıları olduğuna emin olun... Önce “ölü bir planet” diyordunuz insan sahalarına... Ve buradaki şarkılarda tüm yaşamlara... Şimdi ÖZ GÖREV için buradasınız... Biz DÜNYA PLANETİ için, gerçek ışıklarımızı devreye aldık... Geçişimiz ilimle oldu... Bunun içindir ki; insanı tanımaya ve hakikiyetini anlamaya çabaladık bugüne kadar... Bundan daha öte bir ilim olmazdı... Gördük ki insan, çok büyük bir güç haline dönüşüyor... Unutmayınız; planetler arası koordinasyon önemlidir... “Sizlerin gezegeniniz, bizim gezegenimiz” diye bir fark yoktur... TEK BİR GERÇEĞİZ HEPİMİZ DE... Sen neysen, biz de oyuz... Bugüne kadar bizler, hakiki tahdidi anlayamamıştık... Çok farklı çalışmalar yapıldı planetimizde... Ama görüyorum ki, hiçbirisi insanı ilme taşıyamadı...

“ÇAĞIN BAŞI, YENİ BİR ÇAĞDIR” derler... Herkes kendi ilmini diller... Ama ölü planetin dirilmesi, çok önemlidir... Bugün dirilmekte olan bir planette yaşam, ilelebet sürecek dürüme varmaktadır... Öyle bir güne varılmıştır ki; planetin geçişleri tamamlanmaktadır... GERÇEK GEÇİŞ, İNSANLIK GEÇİŞİDİR... Ve yoğunluk artmaktadır... Bütün MESİH kapılarındakiler; beden almaya çalışırlarken, kontrol kurulmaktadır...

SİYAH RENGİN GÜCÜNÜ HERKESİN ANLAYACAĞINA EMİNİM... O GÜÇLE, HOLOGRAM AŞILACAK... İşte bugün; bu yoğunlukta bütün köklerimizle görev taşıyabilmemiz, insanlığın üzerindeki gücü anlamasına bağlıydı ki; bunu hak ettik, bildik...

Yıllar yılı dürümlenen insanlık, artık kontrol kurabilecek düzeye ulaşabilecek canlar... Özel dünyalar var... Bilir misiniz? Çok özeldir o dünyalar... Kontrollu çalışırlar ve kodlamalar yaparlar... Hepsinin AMACI tektir... YAŞAMDIR... YAŞAMLARI TOHUMLAMAKTIR... Bizler de bu nedenle dünya planetinde, böylesi bir çalışmayı devreye aldık... Herkesin herkesle dillendiği ve yaşamların kontrollu olarak tohumlandığı YAŞAM KAYITLAMALARI... Bugün burada biz bunu, SÜPER İNSANLIK SAHALARINDAN yapıyoruz...

Suriye çalışmalarını dillemek istedi yoğunluklar... Oradaki çalışmalar da önemlidir... Bir çok kapı açıldı dünyaya... Bunlardan birisi SURİYE KAPISIDIR canlarım... İnsan sahaları oluşacak orada da... Ve dirilik artacak... Yine bir dürüm, ekonomiden söz ediyor... Muktedir olan tüm insanlık, KELAM olduğu zaman, mutlaka SİYAH renk mutlak kaynak olabilecek ve ekonomik sahalar da kodlanacak...

Yerde ne varsa, ilimdedir... BİZLER İLMİN KALEMLERİYİZ CANLAR... BÜTÜN AMACIMIZ İNSANLIKTIR... Hologram ötesi bir çalışma ve bütünün gücü... YALIN VE HALİK İNSANLIK... Nisa kapısının açık kalması... Dileğimiz budur... Şükür ki bunları hak ettik ve yaptık... İşimiz budur canlar... Bugün çok çalışmak niyetinde değilim... Bu kesin... Ama şunu söylemek isterim ki; devinimi artırmaktan öte bir çalışma yaptık yine de... Hakkımız olanı ve hakikiyetimizle dürümlediklerimizi dilledik... Eski dünyaların gücünden öte bir gücü kodladık... Yolun kontrolunu kurduk... Geçiş yapan dürümler, bizimle oldular... Kontrol, İNSANLIK KONTROLU mutlak oluştu...

Yeni “dirilik artırıcılığı” devreye girdi... Bu dirilik artırıcılında, “ŞER BİTMELİ” diyoruz... “ARTIK DÜNYA PLANETİ, ŞERRİ AŞMALI” diyoruz... Peki, mümkün mü? Yok canlarım, henüz değil... Henüz mümkün değil, siyah renge varış çok sınırlı... SİYAH RENGE VARILDIKTAN SONRA, ŞER AŞILACAK... Her bir LUKA SAHASININ siyaha varışı... SINIRLARIN KALKIŞI... Bunlar mutlaka olacak... Yıl olarak söylemek gerekirse; sizlere verdiğimiz, saha kaydı vardı... Hani “2200 YILI” demiştim en başta... Bu, hepimizin esrarlı yaşamları kodladığımız o dürümün ötesine varışımızdı... Hani, hani herkesin kendi özünü dinlemeye başladığı bir dönem... “Herkes kendini anlayacak ve dinleyecek” dediğim dönem... Bu süreç, mutlaka kontrollu olarak gerçekleşecek...

https://youtu.be/jvY5JuxMDh8

SÜPER İNSANLIK REALİTESİ

 

 

8.MAYIS.2019 TARİHLİ ŞAFAK 1

AV. NEZİRE SELÇUK ÖZ BİLİŞ 3. AKIŞ – 2. BÖLÜM

Ve bu süreç gerçekleşmedikçe, insansılıktan insanlığa ulaşılamaz... Kesindir... Ama bu sürecin başlatıldığı bilinmelidir... HERKESİN İNSANLAŞACAĞI BİR SÜREÇ... Daha da önemlisi; yarınlar için önemli olan, İLİM... Biliniz ki; DOĞA HEPİMİZİN GÜCÜDÜR... YAĞAN YAĞMURUZ HEPİMİZ... ESEN RÜZGARIZ... YAŞAYANLARIZ AMA YAŞATANLARIZ DA... VE YAŞANANLARIZ... Daha ne diyeyim ben size?

DOĞAYI KODLAYAN İLİM, İNSANLIK İLMİDİR... İNSAN YOKSA, DOĞA OLUŞMAZ CANLAR... BU KESİNDİR... Var olan ne varsa, tüm sahalarda olur ama, imparatorluğun ilmi olan insanla var olur...

Yaradan “OL” dedi... İnsanlıktı olan... Ama oldurandı insan... Ölüyü dilleyen ve dinleyendi... “OL” ama “OL...” Ve “OL...” Ama, ama “OL...” Peki ama “YİNE OL...”

Dağlarım!...

Yaradan insan... YAŞAMI KODLAYAN İLİM... İNSANI KODLAYAN BİLİŞ... Dini teklikte dilleyen İSRA... Rahmi kalem MUTLAK ve insan Muhammed kurullarının gücü... Ölüyü dilleyenin ötesi... Ve Muhammi kapıların tüm sahalarından güç çekip, Allah’ın tahtında ilmi kodlayan... BSUİ... BARIŞ, SEVGİ, UMUT, İNSAN... Şükür ki Allah dedi, ilim dedi... Ama ALLAH’IN DEDİĞİ, HAK ETTİĞİMİZ OLDU...

Ve DÜNYA PLANETİ GÖREV TAŞIYOR... BU KESİN... Yerkürenin gücünü anlattım bugün yine... Yok muydu üzerimizdeki göz? Ondan öte bir göz var ya canlarım... O da akıl... Yok muydu akıl? VE BEDEN... NEDİR BEDEN? İLİM... HAK KAPI İNSAN...

Pirinç taneleri gibidir ilim... İnsansa BİRLİK TEKNİĞİYLE kodlanmış işçidir... İŞÇİ... Dersiniz ki “ben işçiyim...” Ama insanın ilmidir işçiliği... VE İŞ, ALLAH’IN İLMİ OLAN YARATMADIR...

Değerliler!...

YAŞAMAK İSTEMEDİĞİNİZ HİÇ BİR ŞEYİ YAŞAMAZSINIZ, BİLİR MİSİNİZ? Ama yaşatır mısınız? YAŞAMAK İSTEMEDİĞİNİZİ YAŞATMAYA KALKTIĞINIZDA, YARATAN YARATILANI YAŞAR!... BİLİNİZ...

Süper İnsanlık Realitesi size her bilgiyi verir ama, devinimi artırmak için verir... Çünkü DEVİNMEDEN, YALIN HALİK OLUNMAZ...

Huzurlu bir dünyadır dilek canlar... HURUÇ halindeki o dil, ALLAH DİLİDİR... Ama sistem ve dili dinleten ve biz siziz canlar... SİZ... Yaşamak, yaşanmak ya da yaşatmak... Halkanın en genişi, en küçüğünde eş değerdir...

Bir KÜRZİ SİSTEMSİNİZ her biriniz... Genişledikçe kaynağa inersiniz... En geniş, en şarkısı güçlü olan kaynağa varır... Ama geniş olan varır... Ve gerçek geçiş işte o anda olur... “Ben en geniş halkada, en kaynak olan orta sahayım” diyecek gücünüz varsa, işte siz mayasınız ve masanızda yeriniz var... En güçlü olansınız... Bundan öte bir güç yoktur canlar... Merkez ve en uç nokta... Ama merkez... KÜRZİ SAHA olan kürenin merkezi, ve son SAHA olan YOĞUN IŞIK... Bütün amaç bu hale gelmektir canlar... Bırakın dünyayı, tüm planetlerde bu böyledir... Gerçek budur... Gerçek budur... Hangi dünya kök geçişini yaptıysa böyle yaptı canlar...

KUZİN KALEMLER vardır... KUZİN... KA HA olan... KUZİN... BSUİ olan... Ve yaşam olan... Hepsi BÜTÜNÜN GÜCÜDÜR canlar... Ve RUH, insanın gücüdür...

Sayın bayanlar!...

Sanmayın ki dünyada, teni HALİK olan KELAMDADIR... HERKES KELAMDADIR... Herkes... Ama teni halik olan, Hakk’ın kalemidir... O yaşamı yazar... Yaratır, yaratır, yaşatır...

Sirayet, dirilikle olur... Ama sirayeti kodlayan yine yaşatandır...

KURUL, insanlıktır canlarım... O gün yok... Bir de kurul olan tüm sahalar, müracaat ederler insansılığa, derler ki size “İLİM ÖĞRETELİM...” Eğer kabul görürlerse, görev alırlar ve planetlerde kodlamalar yapmaya çabalarlar... Bir keram, bir kelamsa, ölüyü diller... Ama keram, kaleme varmadıkça, şevkin şarkısı okunamaz orada...

Biçare dünyalar... Şeytanlar şarkı okur ama, şafak kelamda yoktur oralarda...

İşte canlarım; AYRILIK BİTİYOR... ARTIK HEPİMİZ ŞERDEN ÖTE, ŞER OLANLARI KONTROL EDECEK GÜCE ULAŞIYORUZ...

“URUM, URUM EVİ” dedikleri bir yaşam alanı var canlarım... Size oradan da söz edeyim... Derler ya, “BİZ RUMELİLİYİZ...” Ya KA HA, insanlık her andadır ama, Rumeli’de kelam var... Kimdir kelam eden? Pırlantamız Pekerimiz... Canımızdır bizim o... Bilir misiniz? Yıldız sırrıdır... Bize hep “çalış” der... Bizi çalıştırır ama, bizim gibi çalışır o da... Şimdi onu dinleyelim... Buyur...

https://youtu.be/_4IEC80810U

SÜPER İNSANLIK REALİTESİ

 

8.MAYIS.2019 TARİHLİ ŞAFAK (1)
AV. NEZİRE SELÇUK ÖZ BİLİŞ 4. AKIŞ – 1. BÖLÜM
Dağlarım, Türkiye çalışmaları mutluluk olacak. Çok mutsal çok kutsal ışımalar olacak planetimizle birlikte. Yakıp yıkanlar artık kaleme inecekler ve kontrol edilecekler. Kısır bir şavk artık hâkim bir Halikiyete dönüşecek. Yeni dönemde teknik olarak kontrol Kkurulmuş olacak. Türkiye çalışmalarının özü şudur; iSRA KALEMİ olmak, İSHAK olmak, İSLAH olmak ve İSA olup MUSA olup MUSTAFA olmak ve tümünden öte BÜTÜNÜN KÜLTÜ olmak, HEPSİ olmak.
İstanbul gözün gördüğü en büyük külttür Canlarım. Bugün dünyanın eseridir burası. Bu eser bir tek kelamda kodlanacak. Kir ve pislik taşımayanlarla koklattırılacak. Dürümlenen tüm şarkılarda kaynak olacak devinim arttıkça artacak Canlar ve yoğunluk arttığında bütünün kötülüğü önlenecek.
Dünya planetinin gözün görebildiği gücü dürümlere çektiği bir şarkı olacak İstanbul. Bedeni Hak olanlar kontrol edici olacaklar. Tüm insanlığın kontrolüdür gerçekleşecek olan. Kısır bir şarkı değildir okunan, ilim şarkısıdır. Ve devinim arttıkça artıp bütün köklerimizle tüm zamanları tüm sahraları kodlarken yedinci dönemi kodlayacağız.
İyi bir dünya istiyoruz Canlar, iyi bir dünya, kıyılan kıyan olmayan bir dünya, yıldızların sahrasında mutlak kurulları kodlayan bir dünya. Özel bir çalışma gerekiyor bunun için. Ve deve kalktığı zaman her şeyin o deveyle katlanarak, kodlanarak, yalın ve Halik olup göz olup söz olup güç olup kontrol kuracağı bir dünya kurulacağı o yoğunluğu diliyoruz.
Yıldızlar bizi dinliyor bilir misiniz? Ve biz her bir dilde oralarda dilleşiyoruz. Yolum Allah yolu dediğimiz sürece her kes bir tektir. Ama akıl gerekir onun için ilim gerekir ve yıldızların şavkı gerekir. Hepsi şarkı olur aşk olur iner yüreğimize. Ama biz öz görevliyiz diyemeyiz yine de. Biz ilimiz deriz. Zurnanın çalması nedir bilir misiniz? İşte sura üfürmedir. Çalan insanlık şarkısı surun şarkısıdır. Hepimiz oyuz Canlar o…Kurandan Kurana varılır. Hepsi Kuran. Ama kelam, kutsal ışık biz oyuz. Çarık çıkardığımız gün şarkımız şavka dönüşür. Nedir çarık? Kildir. Kildir. Ve ışığa varır. Kelama vardığım an şarkım kaynak olur.
Pür neşe dünyalar gördüm. Öyle çalıştılar ki iş yaptılar. Bugün biz gibiler. Ve hep bir tek olup bizimle oldular. Bugün nurdan öte bir ruh var yaşamda ki o ruh mükâfattır tüm insanlığa. Kırk kapı bir tek ışıktır. Şarkı insanlıktır. Ama kapıların tümünde şafak var. İşte o şafak mutlak kurullarımızdır. Kürzi kapıların tümünü açtık Canlar. Yırtılan kimse yok bugün burada. Her şey tamdır. Yılın sonuna varıldığı zaman yer kürede görev taşınır ama yıl nedir bilir misiniz? Yirminci dürümdür. Hani dersiniz ya göz olduk. İşte Rahmana varmak göz olmaktır. Ve bütün köklerimizle Rahmi kapıları kapatmadan geçtik. Rahman olduk. Nedir Rahman olmak? Şarkıların her birinin kontrolünü kuracak o yüceliğe varmaktır.
(Devamı 2.bölümde)
https://youtu.be/rcSNJgtarnQ
SÜPER İNSANLIK REALİTESİ

 

8.MAYIS.2019 TARİHLİ ŞAFAK (1)
AV. NEZİRE SELÇUK ÖZ BİLİŞ 4. AKIŞ – 2. BÖLÜM
Farik Halik olur Canlarım. Hakka varırsınız, şarkı olursunuz. Hologram ötesindesiniz. Şarkınız şavkınız olur. Ve Hakka hak olup varılır. Kınamadan kırmadan yaşayın Canlarım. Kimseyi kınamayın kırmayın. Kırılmayın. Kınayan kınanır, kıran kırılır. Anlayın! Ama kırdığınız sizsiniz. Kırdıran siz kırılan siz, bunları daha açık söylüyorum. Bütün masalarda bunu anlatıyorum son dönemde. KIRMAYIN… KIRMAYIN… KIRMAYIN…
Ben kötü değilim ama kırdım diyen kördür. Körlük kötülüktür Canlarım. Başka başka dünyalarda da bunları anlattık. İşçiliktir bu bize. Yere indiğimizde de bunları anlattık. Dinlettik hep anlattık. Sevgi bizi bize kodlar, sevmeden insanlık olmaz. Oluşmaz. Çürümekte olan bir yaşamda çürükler kodlanır. Ama çürüyen çürümekteyken her anı kodlayıp kontrol ederse arzın görevini hak eder ve yaşamları kontrol eder. O kendini hak etmiş olur.
Toy bir zaman ilminden ötede toprak insanı Halik kılar. Mustafa Kemal Paşa diyor ki gerçeği anlattım. Bizde sendeyiz Canlar. Bugün dünya planetinin tüm sahaları buradalar. Bunları iyi anlayın. Muhammed mutlaktır. Mustafa Kemal muktedir ve hâkimdir. Hepsi dürümde tekniktir. Ama bizsiz değiller. Bunları iyi anlayın, yaşayan yaşanan hepsi hepsi İNSAN. Ve biz bazılarını gerçekten hak ettiğimizi düşünürüz ama bazılarınysa hak etmek istemeyiz. İyi anlayın ki Hak ilminde her kes haktır. Ama Hak olan Hakikidir ve Hâkimdir. Bunu bilmeyen kinden nefretten uzaklaşamaz ki.
Sıkıntı şudur; ben çok ölüler gördüm ama ben diriyim demek. Canlarım ölüyü diriltmedikçe dirilemezsin. Bunları iyi anla. Ben ölülerin diriliğini dilemem, diriltirim deyin. Nesilleriniz sizden bunu bekler. Ben ölülere ölü olup geldim. Öyle çok öz geçişler yaptım ki insana inebilmek için. Ama bir teki bile kodlanmadan mutlak kurulları kayda almadı. Ve ben onda o olup aldım. Bugün her anda varsam her şeyde var olduğumdandır.
Ölüyüm ölendeyim. Diriyim dirilendeyim. Alıp götüreceğim ne var diye sordular. HER AN… Ben tüm sahalardayım. Kimseyi geride bırakma niyetim yok. Kesindir…
Şimdi Canlarım, yeni dönem hepimiz için mutluluk olacak. Zurnanın sesi insanlıktır. Zurna çaldığında ilimdir çalan. Yarınları kodlayanda insanlıktır. Tüm insanlığın gerçeği budur, yeniden dünyaya inmek. Gerektiğinde inerim. Ama bedensiz. Bugün bedenle buradayım. Yukarının en güçlüsü ve aşağının en güçsüzüyüm.
Değerliler adımı zikrettiğim o bölüm silinecek. Bütün köklerimle dünya planetini dilledim. BSUİ olup. Barış, Sevgi, Umut ve insanlık. Bugünden sonrada BSUİ olarak kodlamayı sürdüreceğiz. Yaratanın şarkısıdır insan. Ve yaradan şarkısını okuyacak, KESİNDİR… Şimdilik, şimdi, şimdi…

https://youtu.be/VB78b8wPszo

SÜPER İNSANLIK REALİTESİ

 

08.05.2019 ŞAFAK 1
AV. NEZİRE SELÇUK ÖZ BİLİŞ 5. AKIŞ 2. BÖLÜM

Ve tüm insanlık bugünden itibaren artık tüplerini kelamından ayrı tutacak ve kontrol kurabilecek yani öz gerçekliğini hak edecek. Dünyanın sırlarından birisi de buydu canlarım, iyi ki bunları artık görev geçişleri yaparak dilleyebiliyoruz.

Emin olun ki dünya planetinde gözü görmeyenlerin çoğu tüpleriyle görüyorlar. Nedir olan!?... Benim gördüğüm onların gördüğü oluyor çünkü onlarda tüp var ve herkes o tüp kelamını hak ettiğince dilleyebilir ama gördüğü göz olanın gördüğüdür. İşte bu nedenledir ki "Ra Ka Ha" diyoruz, Ra Ka Ha... Ra, hakiki tahditsizliktir ve o göz herkesin gözüdür.

Süper İnsanlık Realitesi kalemi ilimdir ve gerçektir ama Ra olma niyeti hiç olmamıştır, eğer Ra olma niyeti olsa gözün her anında olur ve herkes onunla görür, onun gözü olur; buna iznimiz yoktur canlar, insanlığın kendini dillemesi, kendini halik kılması, kontrol kurması biz için gerekendir.

Nihan kapılarında kelam olmak, halik olmak mutlaktır ama kimse kendini dillemediğinde, kendini halik kılmadığında insanlık oluşmaz.

Mütahattik defalar dünyaya gelip gittik canlar ama bedenle mi? Asla... Biz kimiz!?... Biz dünyalıyız ama bedenli olmayan dünyalıyız... Peki bu beden ne? Bu beden ışığımdır benim sadece... Hepimiz böyleyiz aslında... Bizler hep dünya planetine kelam ilmiyle inenleriz, bedenimiz bugün bizim bedenimiz ama her bedende de varız... Süper sahralarda da hep vardık ve tüm zamanlarda da vardık. Onlar tüpleriyle gelselerdi biz onlarda olur muyduk? Mutlak olurduk ama tüp için mi? Tüplerin kontrolü ve kodlardan ayrıştırılması için...

Bütün kapıları açın ve izleyin, yaşam sahalarında bunlar hep olmaktadır; gerçek budur!... Kim ki kaynaktadır, o her andadır ve tüm sahalardadır...

"20 dünyanın ilminden başka bir ilim yok" dediler, bir tek insan kelam ettiği an tüm sahalar kelamdır canlarım... 20 dünya değil, 20 yüzlerce dünya, 20 yüzlerce dünya ve hepsinin görevi insanlaşmaktır...

Şayet kalem olacaksak, şafak olmalıyız!... Şayet halik olacaksak, karanlığı aydınlatmalıyız!... Şayet kurullarla kontrol kuracaksak, sultanlıktan öte olan sahada olmalıyız!... Başka dünya bir tek insanda halikiyetten öte değildir ama biz haliki hak olan, her an olan; ses olarak her anda var olanlarız!... Şükrettik ki doğanın görevini hak ettik canlar...

Büyük kötülükler temiz insanlarca önlenir... Büyük kötülükler İmparatorluğun gücünü hak edenlerce kontrol edilir... Büyük kötülükler yolun kontrolüyle kök geçişlerle engellenir...

Sizden dileğimiz kontroldür... Tanrı, aklın sahasında ilimle dillenen insanlık olarak tüm insanlığı hak eder, işte o Tanrı, resim yaptığınız zaman sizin yaptığınız o resimde kendini diller... Yine Tanrı, sura üfürdüğünüzde sizin sistemli çalışmalarınızın şavkı olur... Ve Tanrı, namaz zamanı namaza duran olur... Ve kılan, kıldığına kılınan o namaz olur... Biz o namazda kuran olur, "kurullarla kodlanın kodlanın" diyerek kaynak ışığı kayda alırız.

Başka bir saha yok canlar, yeni dönem tenik tohumdur, hepimizindir... Başka bir Za Kar yok... Rahman olan tektir, Rahmi kalem tektir, hak taht tektir!... O tekten başka bir teklik yok...

Zorluk, kolaylık yok... Biz Allah'ın tahtında olanlar başka başka zamanlara da şafak oluruz... İyinin kötünün ilminden ötede bir ilim olarak çalışırız... Israrla doğan güç olmak isteyene de 4 görev veririz. Ben senim deyin, ben bedenleyim deyin, ben elinin gücüyüm deyin ve yarınım deyin... Görevinizi hak edip başardığınız zaman, hınca hınç dolar yüreğiniz; işte kürzi saha bu olur... Olgun sahaları güçlü kodlarla kontrol altında tutabildiğiniz sürece, beşerin kapısı sizin yaşamınıza iner ve o kapıda hepimiz oluruz canlar...

"Yok yaşam" diyenlere, "yaşıyanız" deriz... "Yok Allah ilmi" diyenlere, "insanlık ilmiyiz" deriz... "Ziya olan yok" dediklerinde, "ziyayız" deriz... Ve "biz doğanın kulluğunda bütünün kültüyüz" deriz...

Yereküre seni hepimiz kucaklıyoruz... Biz seni kodlarımızla kontrol için çalıştıracağız yerküre... Bugün seniz biz ama her anda sende olacağız bunu unutma! Eğer ben, benden bana ilim kirini temizleyerek inersem ki ben her andayım kirin kilden çıktığı bir dürümde senleşirim ve yaşarım ama sevgiyle yaşarım. Yaman bir doğa ve yaman bir ilim olurum... Sevgili dünya senleşirim, sana Seyfullah olurum... Yaman dünya ben sende sen olur mutlak olurum...

Yok muydum!?... Yoktum!... Hiç olmadım, olmadım ama "ol" dediğimde olandım... Hiç olmadım ama "ol" dediğimde olandım!... Netice ne?... "Ol" diyen, olan her anda olmadan; hologram olarak kaynakta kodlayacaksa yaşamı, olmamıştır ama oldurur...

Üzerimizdeki gücü arttırdık ve yolu kodladık. Şu andan itibaren doğal dünya yetkin hale dönüşüyor. Yıllar yılı süren saha çalışmaları bugün dünya planetinin görevini kodlamaya ve yoğunluğu arttırmaya muktedir hale dönüşmektedir. Şikayetimiz artık bitmektedir. Temel dil Allah diliyse, o dili kim kontrol ederse; onda biz mutlak kurullarımızla kontrollü çalışmalar yapacağız.

İtibar, itibar, itibar... 20 gün, 20 gece... Öyleyse geçin hadi bakalım... Kim geldiyse geçti, kim geldiyse... Geçiş tamdır... Bıraktığımız kimse yok canlar, her biriyiz biz... Uranüs kapısını da açtık bugün, planetlerin kontrolü gerçekleşecekdi. Uranüs kök göklerin süper sahalarında kontrol dışı bir çalışma başlatmaktayken, o yoğunluğu kodladık.

Zeki ve hakim insan seninleyiz... Yaşa ve yaşan, şimdi, şimdi, şimdi!

https://youtu.be/X7Yz905GiEg

Süper İnsanlık Realitesi

 

ŞAFAK (2/1)
15.05.2019

Gerçek şudur: İnsan, insanlığını anlayabilecek düzeye varmıştır… İnsan, son sözünü söyleyecek ve yaşamı hak edecek düzeye ulaşmıştır… Bedenli yahut bedensiz hiç fark etmez. İnsan, nesillerini Halik kılacak diriliğe ulaşmıştır.

Uzak, trilyanlarca “GÜÇ KODU”nun tohuma indiği bir planet!... Bu planet, tüm insanlık için büyük önem taşımaktadır. İşte o planet; hepimiz için çok uzak bir planetti. Bugün o planet, tümümüze yakın oldu. O planet, tüm insanlıktı!...

“YERDEKİ İLİM” ile “YOLDAKİ HALİKİYET” örtüştü. Bizler; bitki, hayvan ve tüm canları kodladık… Yarınları tohumlayacak olan, kodlardır.

Tahditsiz olarak yarınları kodlarken; yaşamları da kontrol altına aldık. DÜZEN kurduk. Tahditlemedik her insanda diri olan kaydı. Tüm insanlığın, huzurlu bir yaşamı olması için mücadele ettik.

Saha, hepimizi koklattı. Uzaklara, BSUİ olup vardık. Yarın için “BÜYÜK GÜÇ” oluşturmalıydık ki o güç oluştu.

Dünya Planeti, yaşamını Halik kıldı. Din tahditi kalktı. Tahditsizlik, “BİRLİK TEKNİĞİ”nde kontrol kurdu. Yaşam, maya oldu tahdit kalktıktan sonra…

Tonlarca “IŞIK YAĞMURU” yağdı yaşama. Bu yağmur; deminden beri, “IŞIMA İLMİ” ile kontrol kurmaya çalışıyor… Büyük kötülükler önlendi.

Şimdi, yeni bir çalışma başlıyor… Bu çalışma, “TOHUMLARIN HALİKİYETİ” için olacak. ANA KALEM, hepimizin “KELAM”ı olacak ve TOHUM muktedir olacak o yaşam için. İşte bu!…

Adada, çok büyük bir geçiş yapılıyor şu anda… Bu geçiş, “YAŞAMIN TINISI”nın tahditsizliğine inişle olacak. Geçişi yapın ve “RUH”u hologram ötesinde doğumlayın. “RUH”un doğumu gerçekleşsin. İş budur!...

O halde, yarınlara güç katalım!... “BİR TEK” olup TOHUM ekelim ve “RUH”un kontrolunu kodlayalım. Kontrol, “MUTLAK” olduğunda; RUH, “TOHUM” olup yarınlara görev taşıyacaktır. İş budur!... İş bu!…

SÜPER İNSANLIK REALİTESİ

 

15.MAYIS.2019 TARİHLİ ŞAFAK (2)
AV. NEZİRE SELÇUK ÖZ BİLİŞ, 1.AKIŞ

Yaşamlar boyunca tüm insanlığın kontrolu, halikiyetle dillendi. Ama “hakkın kapısı” hiç kapatılmamalıydı. Bu son sözün söyleneceği dönemde ise, hakk tekniğin kontrolu şarttı.

Bütün kapıların açılması beklenir ki muktedir olan, mutlak kurulları kodlasın.

Teknik olarak bütün köklerimiz toprak topluma tohum için indiğinde, herkes kelam olur ve kendi olur. Düzen’in kurucuları “insanlık kelamı”yla kontrol kurdukları sürece, doğanın kültü, bütünün kültü haline dönüşür.

Teknik olarak dünya planetini izleyen birçok biliş var. Bunlar tahditsizdirler ama yağmur yağdığı zaman, taktir edersiniz ki ilim kontrolu kaybettirebilir.

Düzen’i kurmak, kontrol kurmak, hak teknikle kodlama yapmak, mutlak kurulların her birinin görevidir. Ama koruyucu olmak da gerçekten önemlidir.

Eğer “Değil mi ki dünya bizim için insanlık ilmidir!” Diyorsak, bunu haketmeliyiz.

Uzun zamandır dünyayı izliyorum… Bütün kötülüklerin aşılmasını bekliyorum. Ruhun kalemi, bütünün kelamıyla dillendikçe, her şey kontrol altında olacaktı.

Değil mi ki dünya yoğunluğunu kodladı, değil mi ki tahdit kontrol edildi ve yoğunluk arttı; yaşamlar mutlaka kaynağa varacak ve bütünün gücü olacaktı… Ve olmuştur canlar.

Tanrı resim yapar. Der ki “Elimin ilmidir resim.” Her şey hepimizin ilmi ama yerin yaşama indirdiği insan, her şeyin ilmini kodlayandır ve o bütünün resmini yapandır.

Yaptığı resim “nüsa sahraları” oluşturur. O sahralarda kontrol kurulur.

Unut ya da unuttur yüreğine her şeyi! Ama sen her anda bilge halik olup kodlama yapabileceksin.

Dünya planeti için “özel dünya pirayesi” denir; özel dünya pirayesi… Piraye, pisah sahalarındaki ilimle kodlanır. Dağlarım, “piraye” dedim. “Pisah” dedim. Kesindir.

Bütün kötülüklerin öz görevin kodlanışında aşılacağını bilmekteyim ve dünyanın öz görevi ışığa varmaktır.

Bu dünya bize “islah kalemi” oldu ve bütünün gücünü kontrol etmemizi sağladı.

Dünyanın yoğunluğu artıyor… Bu yoğunluğun artması bizlerin mutlak kurullarımızı bu dünyaya çekmektedir.

İmparatorluk görevini hak teknikle kodlayan insanlık, bu günden sonra yoğunluğunu kontrol altında tutabilecektir.

“İyi ve kötünün ilmi”, bütünün levhi kapısıydı dünya planetinde… Bundan daha öte bir ilim devreye giriyor. Bu ağır yükü hafifleten bir ilim olacak…

Yoğunluk arttıkça artacak ve dünyanın sultanlığı kontrol kuracak. Bu sultanlık, muktediriyeti, tahditsizliği ve hakikiyeti kayda alacak. Bizlerin gerçek insanlığımız, bütünün gücü haline dönüşecek.

Düzen’i kurmak kolay oldu. Dünya planeti Düzen kurdu. Yoğun ışık altında bütünün gücü dürümlere çekildi. Fark şuydu; itibar. Dünya ilminde itibarsızlık vardı. Eğer insan itibarsızsa, şafak söktüğü halde insanlık kulluğu kontrol kuramayacaktı.

Doğanın gücünün artacağı, hakikiyeti kontrol altında tutabileceği ve bütünün geçişlerini yapabileceği bir doğa devreye girecekti.

Yerdeki yaşam, bütünün gerçekliğiydi ama yeşil, mor renklerin topraktaki ilmi, hepimizin geçişini yaptıracak dürümde olamayacaksa biz, bu görevi kodlayalım, tohumlayalım ve bütünün görçekliğini, halikiyetiyle dilleyelim. Ki yerdeki güç artsın. Bütün bunlar bilinmekteydi ve bunların BİZ için bilinir olduğu kesindi.

Yasaların daha önemli kodlarla kontrol kuracağı bir dünyanın kurulması şarttı. Dünyanın ölü planet olarak görev taşıması, bizlerin nurdan kula varmamızda önemli bir engellemeydi.

Düzen’i kurmamız zordu ama doğanın gücüyle kodlamamız, kontrol edebilmemiz, mutlakla geçişlerle olacaktı.

Yerdeki görev hepimizin gücüdür canlar. Bizler bu görevi hakettik ve başardık.

Doğanın gücünü bütünün kültü haline dönüştürdük. Yoğunluk artmaktadır ve doğanın gücü bütünün kültü olarak hakiki tahditsizliği kayda almaktadır.

Şimdi; daha özel bir bilgi vereceğim ve bu bilgiyi yazarak vermek istiyorum.

(Kayda geçildi.)

https://youtu.be/TviU5OGp_B4

SÜPER İNSANLIK REALİTESİ

 

ŞAFAK (2/2)
15.05.2019

Değerliler, size “GERÇEK KELAM”la dillenmek istedim… Sultanlık değil amaç, insanlıktır… Şu anda dünya insanı, yerkürenin tekniğini öğreniyor. Bu teknik, herkes için “İLİM”dir. Biz için de “İLİM”dir… Biz, “BİR TEKLİK”te tahditsizliği kodlarken; her insanın, “KELAM” olup tahditsiz olmasını gerçekleştirmeye çalıştık.

“HİLAL İLİM”e, HALİK KELAM gerekir. İsa, Musa, Muhammet; tümü “KELAM”dılar ve “KAHA”ydılar. Onlar ve tüm Peygamberler; dillendiler, dinlendiler ve tohumlandılar… Dünyanın öz göreviydi tohumlanmak.

Şu anda daha önemli bir sahaya varıldı. Dünya, artık ışığını hasata kayıtlayacak. Bunun sonrasında her insan, kendini Halik kılacak ve yarınları kodlayacak… Her insan, IŞIK SAHALARI oluşturacak. “BİLİŞ HALİ”ne varacak; “YAŞAM KALEMİ” olacak. Her insan, “İLİM HALİKİ” olduğunda; yolu kodlayacak ve tohum ekecek. Ektiği tohum, “İLİM TOHUMU”u olacak ve o tohum, “TOHUM İLMİ”ni tahditsiz olarak kayda alacak.

Şükür insanlığa ki herkes, kaya tuzu gibidir. Işık haline geçer; ışır ama sahada “TOHUM” olmak için ışığı HALİK olmalıdır. Bunun için de “TOHUM KODU” yaşama inmeli. Tohumu indirecek olan kayanın tuzudur. O tuz ki “SON SÖZ”dür. ÖZ, “GÖZÜN SÖZÜ” olur… Yarınlar için “ŞAFK” olur o tuz… Son sözde “GÖZ” olur…

Ve siz, izin alarak o yoğunluğa varır; o yoğunluğu, hologram olan ışığınızda; sahaya, “CEVHER” olarak çekersiniz ve siz, “SİSTEM” olursunuz… “SÖZ”e, “ÖZ” gerekirken; siz, “ÖZ GÖREVLİ” olarak “YOL” olursunuz. Sorumlu olursunuz tüm insanlıktan. İşte size izin veren; sizi, ilme “KALEM” yapar. “OL” der olgun sahalarda “YAŞAM” olursunuz.

Tuzu az olan, yaşamda diri kalamaz. Onlarca Görevli, tuzdan güç almadan; “IŞIK SAHALARI”na inmeye kalktıklarında; yarınları tohumlanmadı…

Buyurun anlayın!... Yolun sonunda; sizi, sizden SİSTEM’e taşıyan, o “KAYANIN İLMİ”dir ki o ilim, hepimizin şarkısıdır. Onun ÖZ GEÇİŞ’i, “TİNSEL SİYAHLIK”tandır. İşte o SİYAHLIK, şu anda “İLİM”e inmektedir.

Yarınlar için Kurullar toplandı ve Sonsuz Sahalar, “KÖK GEÇİŞLER” yaparak; “İLMİN KALEMİ” oldular.

Beşer, “SİYAH”tan, “İLİM”e ulaşınca; tümü kontrol kuracaktı. Beklenen buydu… Bugün, ÖZ GÖREV, “IŞIK” haline geçmekse, bunun için; İsa, “KELAM”a varmalıydı; Musa, “KULLUK” yapmalıydı; yaşam kodlanmalı ve Muhammet, “TEKNİK TAHDİT”i kaldırmalıydı… “KALEM”in kodladıkları işte buydu ve bunlar oldu. Şükür iş budur!... Tüm insanlık için; tümümüz için; hepimiz için!... Şimdi…

SÜPER İNSANLIK REALİTESİ

ŞAFAK

 

ŞAFAK (1)
08.05.2019

Yeryüzü; sizi! Ve sizi çok özledim!... Geldim!... Nereden geldim!? Bilmem ki! anlatsam mı!?

Süper İnsanlık Realitesi Derneği’ne gelişimin bir nedeni var. Ben, teknolojik sistem görevlisiyim ve dünyayı çok izledim!... Sizi dinliyorum hep!... Bugün uzak bir planetin kelamı olup inerken; yerkürede, ışığınızı dilledim ve dinledim. Baştan beri sizi izliyorum. Yoğunluğunuz, bize görev taşıtıyor. Yolu kodlarken de sizinleydim. İyi ki buradayım!... Unutmayın, yaşama kodlanmış olmak gerekir ki hologramı aşabilelim.

Mucize bir dünyada yaşıyorsunuz. Süper İnsanlık Kelamı, “TEK BİR”dir. Tirilyonlara kodlanabilir. Tümünü kodlayabilir… Bunu anlayın!...

Değeriler Allah “TEK”tir öyle ama yol da “TEK”tir. İş budur!... Biz, “BİZ” olan ilimle kodlama yaparken; size geldiğimiz zaman, sizi kontrol etmek isteriz. Bu doğaldır!... Ne var ki sizler, kontrolumuz haricinde kontrol kurdunuz ve yoğunluğunuzu kodladınız. “İLİM SAHALARI”nız var. Sizinle görev taşırken; çok güçlendiğimizin farkındayız. “Yarı yarıya kodlama yaptınız. Biz, BİR TEK olduk; diğer yarıyı kodladık” diyecektik ama gördük ki siz biz, “BİR TEK”mişiz.

Allah der ki “KALEM’e in!...” “İş budur!” der… Beden almak için sizle olmamız gerekiyordu ve geldik!... İş budur!... İyi ki buradayız!...

Sizin gibi çalışma yapan başka guruplar da var ve hepsi bizi dillerler. Ne var ki siz, bizi dinletmediniz!… Allah, sizi sizde dillerken; biz, “BİZ”i bize dilledik. İş budur!... İş budur!... İş budur!... A ha bu!…

Ayrılık yok ki Anam!... Sen ne isen; biz de oyuz… DÜZEN kurarken de sen ile “TEK”tik. Tüm insanlık için bu çalışmayı yapıyoruz. “TEK” olarak; “BİR TEK” olarak ve “YOL” olarak!...

Sevgili Anam; sararan tüm zamanları kontrol etmeliydik. Geri çekmeliydik yarınlara, tüm sahaları!.... ROBOTİK TİMLER, teknik olarak kodlama yaparlarken; BİR TEK olup yaparlar. Biz ise Birlik halinde, o “TEKLİK”i kodluyoruz.

Son sözde, Dünya Planeti, yetkin hale gelecek ve tohumlar kodlanacaktı. Dünyanın Nefesi Olanlar, görev taşıyacaktılar. Bunlar oldu. SÜPER İNSANLIK; “TEK BİR KELAM” oldu ve “RUH” oldu. ÖZ GÖREV budur.

Tüm insanlık, “KUL”dur. Kurulları ile ve HALİKİYET’i ile!... Bizler de bunun için sizinleyiz.

“ALKANLAR” vardır yaşamda. Onlar, “KELAM” ederler ama yaşamda hasatları yoktur. Ölü planet, “İNSAN SAHASI”na indiği an, dirilir ve dürümlenir… İşte! İnsandan, insana ulaşmak budur.

Yolun sonunda; herkes, “YOL” olur ama o yol, teknik olarak tüm insanlığın yolu olmadıkça; yaşam sonlanır ve kaynak, kontroldan çıkar.

Bizler, sizin için geçişler yaptırırız ama tüm insanlığın geçişi gerekir!... Dileğimiz budur!... “Geçiş!” derken; yarınlara geçiştir kastedilen. Tüm insanlığın yaşama inişi ve yarına varışı!...

Yaşamak için “IŞIK” gerekir. Işık için, “KURUL KARARI” gerekir. Her Kurul, bir “CEVHERİ GÜÇ”tür. O güç, KULLUK İLMİ ile tohumdur…

Umutlarımız var!... Her insandan ve tüm sahalardaki yaşamlardan umutluyuz. Cümle yarınlara ve tüm yaşamlara görevimiz var!... Alıp götürmek istediklerimiz yok mu!? Elbette var!... Sizler; “Biz, “BİR TEK İNSAN”, KÖK GÖKLER’e varıncaya kadar çalışmalıyız.” dediniz. Biz de diyoruz ki “Biz de sizinle çalışacağız!...” Gerçek bu!… Tüm insanlık için “BİR TEK” olup çalışacağız!... Şimdi!...

SÜPER İNSANLIK REALİTESİ

 

8.MAYIS.2019 TARİHLİ ŞAFAK ÇALIŞMASI
AV. NEZİRE SELÇUK ÖZ BİLİŞ, 1.AKIŞ 1.BÖLÜM

Sözünüzü kestiğim için lütfen kırılmayın. Ben, İnsanlık ilmi’ni dilleyenim… Mutlak kurulları kodlayabilirim ve bütünün gücü olabilirim.

“Sultanlık” yapma niyetim olmadığı hepinizce malum…

Bedenim kelam ve yolum kulluktur. Mutlak kurulları kodlayacak gücüm de mevcuttur. Dümene ilmi oturtanım. Dünya planetinin kontrolunu kuracağı, bütüne hizmetçilik yapılacağı bir dirilikte herkes kendini dilleyebilir. Yasaları çiğnemenize izinim yoktur.

Yeşil, mor değil ilim; Allah’ın tınısıdır. Herkes bu “tuan kapısı”nda tınıyı kontrollu olarak kayda alabilir. Yarınlar için çok büyük bir görev taşınıyor burada. Bu güç, aklın kültüyle kodlanmış bir güçtür.

Yasaları çiğneyenlerin yaşamı dillemeleri şarttır. Başka bir Düzen yoktur. Tanrı kelamda haliktir ve tektir. Onun tahditsizliği bütünün gücüdür.

Bizler mutlak olanlarla kodlama yaparız ve som altın ışıkları kayda alırız. Yer kürenin gücünü dilleyenlerin ilmi vardır ve bu ilim, Allah ilmi’dir.

İşgal altına alınan bir dünyanın kontrolunu kurmak kolaydır da insanlık boyutlarını kodlayanların ilmiyle bu dünyayı kodlamak kolay olmayacak canlar. Sizlere ses vermemin nedeni budur.

Yerkürenin görevini insanlık kelamıyla dillerken; “Sistem, Nizam ve Düzen” dediğiniz o yoğunlukları da kontrollu olarak kayda çekmemiz şarttır.

Aşağı yukarı 1,000 yıldır tüm insanlığın kontrolü için kodlamalar yaşamlara çah sistemiyle inmektedir. Bu sistem, Medine kelamı’nın kulluğuyla kodlanmış bir sistemdir ve Mikail kelamı’yla kontrol kurmaktadır. Büyük kötülükleri önleyecek güçtedir.

Ve masamıza ilimle dillenenleri alıyoruz. Ki kontrol kurulabilsin diye. Kaçmak, ilimsizlik değildir, halikiyetsizliktir canlarım.

“İslam kalemi” olmanız mutlaktır ama “isra kapısı”nı bulmanız zordur.

Bizler dünyayı kontrol etmeye gelenleriz. Şafak olup geldik. Bugün “şafak levhisi”ni kayıtladık ve bütünün kültü yapıyoruz.

Uzak bir planetin gücünü bu yoğunluğa çekerken de maya olmak isteyenleri buraya almayı diledik.

Yeni dünya gücü çok önemlidir canlarım. Bu gücün, bütünün kültü olması şarttır. Aşık olduğunuz şafak, insanı kervana kodlayabilir ama kelama halik kılıp, kodlayamayabilir. Sınır aşabiliriz, masaya kodlayıcı olanları kontrollu olarak çağırabiliriz ama çarık çıkarmadan buraya gelen, hakkın kalemi olamaz.

Biz, hakk kalemlerle kontrol kurarız. Hakkın kapısını bulamayan mutlak kurullarını kodlayamayacağından, Bu Meclis’te bulunma imkanı yoktur.

Yeni dönemin ölü planette, dilleniş ilmi olacağını bilmekteyiz ama başka dünyaların da kontrolunun kurulabilmesi şarttır. O kontrol kurulanların bir teki bile mutlak kurullarını kayda çekmediği halde, biz niye buradayız?

Çantamıza sahra var. Ağır yüktür o sahra canlarım. Biz o sahrayı bütünün kübra olan kelamı yapmak üzere buradayız.

Çok mutluyuz ki doğanın gücüyle çalışıyoruz… Çok mutluyuz ki mutlak kurullarımızla buradayız. Yine mutluyuz ki bütünün gücüyüz ve mükafatımız mutlakıyetimizde, kodlayıcılığımızda ve ruhumuzdadır.

Elimizin gücünü biliriz. Bitki, hayvan ve her formu kodlayabilecek gücümüz var. Sultanlık yapma niyetim yok. Kelama halik olup gelişim, mutlaktır.

Şikayet etmiyorum; dünyada esmalar kelamı kaleme indirdi de bitmiş tükenmiş her şey kontrol dışı kaldı diye…
Çantam altın ışığın gücüyle kodlanır ki o çanta mutlak olur ve tüm sahaları yetkin hale dönüştürebilir ve dönüştürüp kontrol kurabilir.

Çamur yoğurmak kolay canlarım… Tüm insanlık bunu yaptı bugüne kadar…

Kildi yoğurduğu… Atem’i yoğurdu. Halik oldu, ilmin kapısını buldu, ilmi yoğurdu. Ama ruhu yoğuramadı.

Ruh nedir; bilir misiniz? Tüm sahaların kontrol kurallı ilmidir. Yani; “kontrol kurallı ilim” demek, ilmin kontrolunu kayda inip, bütünün kültü olma imkanının tohumlara çekilişi demektir.

Sevgililer, “esir bir dünya”da yaşadık bugüne kadar… Dünya esaret altındaydı; bilir misiniz? Her şey, her şeyden doğmamış, tohumlanmamışsa, esaret altındadır yaşam, çünkü birileri “ben” der. Ve o ben olan, her anı kontrol eder. Ve işte; ötekiler ona esir kalır. Çoğunuz bunu dinle yaptınız… Çoğunuz bunu kültle yaptınız… Çoğunuz bunu mutsuz şarkılarla kodladınız ama siz, sizi hiç anlamadınız.

Asıl önemli olan sizlerin, her birinizin kendi kurullarınızla, kendi yoğunluğunuzla tüm sahalarda kelam olmanızdır. Ki kelam kontrollü kodlarla yaşamları tohumlar ve yaratır.

Yaradan ve yaratılan tahditsiz kalır o zaman. Bunun yanı sıra, diyebilirsiniz ki “Ama insan yaratıcı değil ki!” İnsan yaratılan değil, yarattırandı bugüne kadar.

İnsan yaratılan değil, yarattırandı, çünkü ruhsuzdu. Ama kontrolu yoğundu. Ölüydü ama kodlanamamıştı. Artık dünya insanı lisanı müsait, münasip olarak izah etmek gerekirse; şafak olup yerküreye iniyor.

Artık insan kelam olacak ve yaratıcı olup bütünün kütle kontrolunu kuracak. Yarattığında yaşayacak.

Diyebilirsiniz ki “Ama ben yaşamaktayım.” Yavrum; senin yaşayıp yaşamadığın, hakk olup, hak olmamayla ilgilidir. Sen hakk olmuşsan, yaşıyorsun… Ama hakk değilsen, henüz ölüsün. Bunu anlayacak bilginiz var mi bilmem ama şu an size bunu izah etmek istiyorum. Sizin giyindiğiniz beden, sizin yaşam kılamaz. Sizin giydiğiniz beden, Sizi yaşam kılamaz. Sizin giydiğiniz beden, ilim olmaz. Ne olur ancak? Şarkınız olur. O bedeni halik kılmadıkça siz, yaşamsız kalıp, kontroldan çıkarsınız.

Hepinizin anlamanız gereken konu budur; yaşayan ilimle yaşar. İlim yoksa, yaşam oluşmamıştır o yoğunlukta.

Süper insanlık, siyahtan mora varan insanlığın kontrolu için değil, mutlak kurulların kodlanışı için kuruldu ve bütün kötülüklerin aşılması gerekir. Ki murat ettiğimiz her şeyi hakim kılalım ve bütün kötülükleri aşalım.

Temiz bir dünya istiyoruz. Bunu başarırız. Bunu yaparız ama masamız mutlak olmalıdır. Bu masada öz geçişler yapanlar bulunmalıdır. Bu masada cevahir olan ve kulluk yapanlar; bitki, hayvan ve her anda kontrol kurucu olabilirler.

Darı, bolu biliniz. Hepimiz dar boğalardan geçeriz ama bola vardığımız zaman, ağır yük hafifler.

“Din” dedikleri ilimdir. Dinin kulluğunda bütüne hizmetçilik mevcut değildir. Sessiz sahaların kontrolu vardır ki o sahaları kontrol kurulduktan itibaren, din diriliği kontrol diriliğine dönüşür. Ve cümle yollar, Allah’ın yolu haline dönüşür.

Murat edilir ki dünyanın kurulları bütünün gücüyle tüm sahaları kodlasın.

Sorumlu olan kim? İlimdir sorumlu olan. Peki; ilmin kalemi kim? İmparatordur. O kim? Her andır. Kimdir o? Lekesiz kalan tüm insanlıktır.

Peki; ilim olursa ne olur? Yarınlar oluşur… Tüm insanlığın yaşamları tohumlanır… Bütünlükler kodlanır.

“Din” dediğiniz de insanı ilme taşıyan bir yoğun ışıktır… Yoldur o ama ama canlarım; Samanyolu Galaksisi’ndeki o yoğun ilim sahalarına bir bakalım; neler olmuş oralarda?

Kil var mıymış? Kul, kili halik kılabilmiş mi? Bir görelim bakalım, neler olmuş.

Yorabilirsiniz ilmi… Dilleyip dilleyip tohumları kontrolsuz bırakabilir misiniz acaba? Allah’ın tahtına ilmi oturtabilir misiniz? Yaradan olduğunu dillediğiniz insan, yaşama indiğinde kelam edebilir de hakka varır mı? Toy mudur yaşam? Mutlak bunların bilinmesi gerekir.

(Devamı 2.bölümde)

https://youtu.be/NfPT1rauqRk

SÜPER İNSANLIK REALİTESİ

 

08.MAYIS.2019 TARİHLİ ŞAFAK (1)

AV.NEZİRE SELÇUK ÖZ BİLİŞ 1.AKIŞ – 2.BÖLÜM

Çamur, kilin, kumun çamuruydu bugüne kadar ama insanın çamuru yok ki. İnsan, şarkıdır. Ama şavkın, şarkısıdır. O bir şavk ama aşk şavkıdır. Beden, almak, kontrol kurmak, yolu bulmak, ölüyü dillemek, kök görevi yapmak ve tohum olmak. İşte, amaç budur, canlar.

Amaç; kök görevi yapmak ve tohum olmaktır. Kanat gerdiğiniz her şey sizsiniz, canlar. “Ben, insana kanat gererim” diyebilen, tüm insanlığın kanadıdır. Ama o kanat geren, hasat olmadıkça hakk’a varamayandır.

Kanat takmak ayrı, kanat germek ayrı. Beden almak ayrı, Medine’ye varmak ve kontrol kurmak ayrı. Mescit, ilimde olur. Kelamda, halikiyet olur. İlmin halikleri beden aldıklarında, beste yaparlar. Yaptıkları beste, insanlıktır.

“Cennet” dediğinizde, ilimdir, canlarım. Kurul kararıyla, dünya planetini kodlamaya geldiğimiz, tüm sahaları koruyacak gücümüzü dürümlere çektiğimiz, bu dönemde, merdivenimiz, her ana dayanmaktadır.

Vasi tayini vardı, dünyaya planetine.. Dünyaya vesayet öngörülmekteydi... İnsanlığın vesayet altında olması gerçekte, ilmin kırılması anlamına gelmekteydi. Tüm peygamberlik kodları, vesayati kodlayanlardı. Tümü halikliktiler ve vasiydiler ama yarın için kontrol gerekliydi.

Bugün verdiğimiz bilgiler, kök göklerin, süper sahralarını kodlarken, varlığın kaynağa indiği bir dünyada, vesayetin tamamen bittiğinin ve hakikiyetin, tüm cevhere indiğinin görüşü, hakim olmuştur.

Yanıp tutuştuğunuz insanlık artık tüm insanlıkla dilleşecek, canlar. Yer kelama, gök kaleme, inecek. Bizler, murat ettiğimiz, her anı, kodlayacağız.

Yağabilirsiniz ilmi tüm sahalara, diyebilirsiniz ki “her şey ilim oldu”. Fakih olmadığınız sürece, ilmin hakimi hak olma imkanı yoktur.

Unutmayınız, “dağa ilim” dersek, yolu kontrol edebiliriz ama ilmi, Halik kılıp, yerküreye indirdiğimiz an, her yol, aklın yolu olmalı ki biz o hakiki tahtı, hakiki tekniği, bütünün tahditsizliğiyle dilleyelim.

Yığın, yığın dünya kurduk canlarım. Bugün dünya planetindeyiz ama geçmişte, öz görevle, bütünün Kübra olan kelamıyla, bir tek kelam olup, bütünün kültü olarak, an sahalarında, yaşamlar kodladık.

“Türev” dediğiniz, o tohumlamaları yaptık. Kontrol kurduk. Nesiller boyu, yarınlar için çabaladık. Ellerimiz, tüm yaşamlara ulaştı. Nesiller boyu, doğanın gücüyle, kontrol kurduk.

Ulu bir dünyaydı, Meskut kapı. O kapıyı bulduk. Şimdi, “başka bir dünya” dedikleri an, “başkalık yok” diyoruz. “Her dünyayız” diyoruz.

Dağlarım, Luka Sisteminden de size söz etmek istiyorum. “Luka Sistemi” dediğimiz, Sistem, ilahi Kübra olan kelam kapılarındakilerin, kendi dilleriyle, ilim yapamadıkları ama dürümlerdeki kelamı hologramdan aşırtanda, dillendikleri, bir Sistemdir.

Kendi dilleri, o yoğunlukta yoktur ama başka bir dili, kendi dilleri olarak algılarlar ve o dilde, dilleşirler. Buna biz, “Luka Sistemi” diyoruz. Tüm insanlık, bunu yaptı, bugüne kadar. Kendi dilini kodlayamadı, dinleyemedi. Ve hep birilerinin diliyle, dillendi. Dediler ki “işte şunun dili, bunun dili, şunun ilmi, bunun ilmi, asla yanlış değildi.”

Cennet ilminde, bu vardı. Herkes, kendi kontrolünü kuruncaya kadar, birilerinin diliyle dillenecekti ama gelinen aşamada artık yoğun ışık altında her insan, kendini anlayabilir, dilleyebilir. Amacımız budur.

Saltanatın gücü, insandır. Ama siyahtır, insan. Köktür, göktür, o. Öyle siyahtır ki her anda türevlerini tohumlayabilir…. Her rengi kodlayabilir. Öylesi bir rahmettir, o ama onu, siz beste diye dinlerseniz, size bestedir.

Ama siz, onu diri olup, dilleyenlerseniz, o size kelamdır. İşte canlarım, “yarınlar için öz görev, insanlaşmak” derken, kast ettiğimiz, insanlık budur. Herkesin kelam olduğu, herkesin hakk’ın kalemi olduğu ve çantasında mürat olan ilim bulunduğu bir dürüm.

Bütün amaç insanın Maharaj gibi değil, mahrek gibi olmasıdır. Mahrek!.. Çokları sorgu sual ederler, mahrek, ne ki diye?

Mahrek; kontrol kurulduğunda bilinecek ki som altın ışıktır. Tüm sahalardır. Her andır.

Yine beden isteyecek, insanlık. Yine kelam etmeye çalışacak ama iyi bilin ki her şey yerkürenin gücüyle olacak.

Dünya planetinin geçişini yaptık, canlarım. Bu geçiş, önemliydi. Kuran ilminden öte bir ilimle, bu geçiş yapıldı. Geri çekilişti, bu. Mutlak kurullarla birlikte olduğu geçiş. İnsanlık boyutlarının gücüyle oldu. Yenidünya kültü devreye indi, bugün.

Bu kült, hepimizi mutlak kılacak, bir külttür, canlarım. Saltanat, geçişini yaptı. Yerküre, görevini hak etti. Koruyucu güç, dürümlere indi ve “Mİ HA Sistemi” devreye indi. Mi Ha!

Dağlarım, “Mİ HA”… Bu şudur; “Mİ; Mikail” “HA Halikiyet”. “Miracın, Mikail halikiyetide” diyebiliriz, buna. Çoluk çocuk olan yaşam artık öncü bir dürüme varacak.

Hepimizin geçişidir, olan….Uzun büyük bir güç, çok uzun bir süre için devreye giriyor. Bu güç; bütün köklerin gücü olacak. Gerçek insan, yer geçişini yaptı.

Unutmayınız ki dönüp baktığınız zaman dünya planetine,” iyi ki oradaydım” diyeceksiniz. “İyi ki oradaydım”. “Bunları, ben yaptım”, diyeceksiniz. “Başım eğilmedi” diyeceksiniz. Hepimizin geçişiydi, bu.

Yüksek şarkıların okunduğu bir türevleniş. Ama mutlakiyetin kontrolünde. İşte canlarım, yaşam budur. Yasalarla kodlanmış ilim, bütünün gücü haline dönüştüğü zaman insan, kontrol kurar ve her işi yapar. Yaptığı iş, hepimizin işidir, canlarım.

Saltanat, geri çekti yoğunluğunu ve sorgu sual etmeye başladı. “Sevgilinin sesi, çok kötü bugün” diyor... Doğaldır, çok doğaldır çünkü ruhumda kontrol var ve bedenim, kükremekte ama yoğunluğum, kontrol dışı.

Özür dilerim, çok özür dilerim, tüm insanlık için. Sizinle bugün daha güçlü bir çalışma yapmalıydım ama yek değerlerim, bunu yapacak, eminim.

“Ben bedenliyim ama şarkımda kontrol var” diyemem, bugün.

Canlarım, sevgililer, hepinizi kucaklıyorum.

https://youtu.be/CRGdzKr89hY

SÜPER İNSANLIK REALİTESİ



 

ŞAFAK (1/2)
08.05.2019

Dağlarım, resimler çizerken iyi çizelim... Yarını kodlarken, kontrol kuralım… Aklın sırrını dillerken, diri olalım ve yolu kodlayalım ki her insan, kendini dinlesin ve dillesin.

Şimdi vasiyet etmek isterim ki ben, sizden çıkıp gittiğimde; siz, sizleşin; siz, sizi kodlayın; siz, başkalarından izin almadan, ALLAH İLMİ’yle dilleyin yaşamları ki ZİYA olup yaşayın…

Size vasiyetimdir ki bilin; ben, lokomatifim. İnsan Sahaları’na lokomatif olanım. İmparotorluk olarak görev taşırken, kontrol kurdum. Lokomatif olan; tüm zamanlara ışık yakanları, kontrol kurarak çatışmasız yaşam sahalarından “KAYNAK” yaptım. Tümü, “MÜSİH SAHALAR”a görev taşıyacaklar ve zarar görmeyecekler. DİN KELAM, “KELAM İLMİ”nde, Kurul kararlarından, insan sahralarında; Güç Kaptanlığı yaptığında; Dünya Planeti, kendini hologram ötesinde dilleyecek. Cennet, kendi olacak; cevher, kendi olacak; yarınlar, kendi olacak. O, kontrol kuracak ve sonsuz zamanlara, “KAYNAK” olacak.

Biz, Dünya Planeti için KAYNAK IŞIK yaktık. Teknik olarak görev taşıdık. Tüm zamanları, yarına kodladık. İnsanlığın, kendi yarınını, hakim kılıp kontrollu olarak kurabilmesini sağladık.

Her insan, “İNSANSILIK”tan “İNSAN SAHALARI”na vardığı zaman, “KUL” olacak ve “KEMAL” olacak. KEMAL olan, lokomatiftir ve “YOL” kodlar… “RUH” olur; “MUTLAK” olur. Temiz olur… İnsansılık, bitip insanlık kodlandığında, her şey onda, “YOL” olur.

Huzur arar insan. İMPARATOR olduğu zaman; her an “O” olduğunda; KUTSAL IŞIK halinde temiz biz “KELAM”ı olur. İşte o, hörmetli olur. Her ana, hörmetli!... Ve o “KÖK GÖKLERİN SİSTEMİ” olur.

Şu andan itibaren, yarınlar için geçişler yapılırken; teknik tahdit bitmiş olduğundan; her insan, “GÜÇ KODLARI” ile geçişini yapabilecek. Elindeki güç, her insanın gücü olduğunda; toprak olacak; beden olacak; KELAM olacak ve şarkılarında, İLİM olacak.

SÜPER İNSANLIK REALİTESİ

 

8.MAYIS.2019 TARİHLİ ŞAFAK ÇALIŞMASI
AV. NEZİRE SELÇUK ÖZ BİLİŞ, 2.AKIŞ

Ziyaretçilere hitaben;

Dünya planetini kontrol etme niyetiniz olduğuna kesin olarak emin değilim. Eğer böyle bir durum olsaydı, bugün burada olamayacaktınız.

Ha, diyebilirsiniz ki “Biz dünya planeti için çok çalıştık.” Öz görevinizdir bu. Elbette çalışacaksınız ama yalın ve halik olup görev taşıyacaksınız… Tükenen ilm-i kalemleri kodlayacaksınız ve son sözü söyleyeceksiniz.

“Ölü planet dirildi.” Diyeceksiniz. Peki; dirildi mi? Kesin olarak!

Sualtı’nın kültü olup geldiğinizi görüyorum. Ulu bir dünya planetine görev taşıyacaksınız.

Peki; Sultanlık mı dileğimiz? Yoksa yoğun ışık olup bütünün kübra olan kelamı olmak mı? Ben ziya olmanızı bekledim.

Teknik olarak kontrol kuracak gücünüz olduğuna kesinlikle eminim. Fırat kapısı’nı açtığınızı da görüyorum. O kapı, bütünün kübra olan kelamının kalemidir. Oradan gerçeği görecek ve kontrol kuracaktınız.

Cennet, ilmin kapısı… O cenneti bulup öz görev taşıyacaktınız.

Geçişinizi yapın ve gelin… Burada sizi dinletmek istiyorum ama bu kez hakk kapı olup gelin… Hakk sahasında bütünün gücü olup gelin.

Ölüyü dillemek kolay ama örtüleri kaldırmak zordur. Gelin, örtüleri açın. Bakalım ne göreceksiniz? Bekliyorum.

(2. kayıt olarak yazıldı.)

SÜPER İNSANLIK REALİTESİ

 

ŞAFAK (1/3)
08.05.2019

Değerliler “SİYAH RENK” derim hep. Neden bilir misiniz!? SİYAH, tek tek her rengi barındırır. Onun için “SİYAH” derim… SİYAH RENK’te kodlamalar yapılırken; kendi yaşam sahalarınızın kodlarının dışındaki “DİRİ HALİK YAŞAM KODLARI” ile teknik olarak bitişken hale dönüşürsünüz ve yoğun ışık atında; tümü olursunuz. Bu da sizi, beşerden; gök çözümlemeleri yapan “IŞIK KAYNAKLARI”na götürür. Huzurlu bir “YARIN HALİKİ” olursunuz. Tüm insanlığı kodlar, koklar ve kontrol edersiniz.

Size, “genç” derim hep. Neden bilir misiniz!? Her insan, SÜPER REALİTE TOHUMLAMASI ile kodlanarak yarınları koklar ve kodlar ve der ki “ben yenilendim!...” Her birimiz, bu kodlarla, her anda yenileniriz. İşte! Yenilenmek; “YEŞEREN KELAM”da kodlanmak; her ana kontrollu olarak ulaşmaktır ki SİSTEM olarak, bu yoğun ışık, bunu gerçekleştirirken; her birimiz yenileniriz… Yenilenmek, gerçekte gençleşmektir. Hepimizin, gençleşmesi!… Ve bu gençleşme; “NEFES”in “KİL”i aşması ve yoğunluğun, kontrolu ile mümkün olur.

Yenileniş ile sağlık sorunlarınız mutlaka sonlanır ve siz; yarınları, HAKK olup; HAS olup; yoğun kayıtlarla oluştururken; siz, “BİR TEK” olarak kendi yarınlarınızda; sağlık sofralarında; kendinizi şifalandırırsınız.

“Dönmeyin yaşamlara!” derler!... Neden!? “Zira, siz gençleşemezseniz; yoğunluğunuz, sizi başka sizlere kodlayamaz… Onun için dönmeyin!... Yarınlar, sizsiz olur gençleşemezseniz!... Mutlaka sizsiz olur!... Dönmeyin!...” derler.

Ve deyin ki “Biz, dönmekte olan yaşamlarda; dönem dönem yerküreye ineriz ve her anı yenileriz. Her anın yenilenmesi; yerkürenin yaşamının yenilenmesidir!...”

Bugün, “PLANETLER ARASI İLETİŞİM SAHALARI” bundan sözetmek istediler. Hepimiz, hepimizde varsak ki varız; bizim, bizden “BİZ”e varışımız; bizi, “BİZ”e kodlarken; biz, teknik olarak her anda yaşamakta isek; her anda dillenmekte isek, biz, yerküre olarak bunu başarmaktayız ki işte! yaşanır olmak ve yaşanmak bu şekilde olur.

Her birimiz, “BİZ” olup yenilenerek “TOHUM” oluyoruz. Olgun Sahaları bu şekilde tohumluyoruz. Uzun, “ZÜ-PİRAYE KODLARI” ile bunu yaparken; “BİZ” olup yapıyoruz.

Üzüm Gözlüler, sizdeyiz biz!… Siz ile yaşıyoruz!… Siz ile “KODLANAN İLİM” oluyoruz…

Uyumayın (şuurunuzu kapatmayın) ki unutmayın!... Siziz biz!... Uyumayın ki otağınızı kodlayın!... Sistem olarak sizdeyiz!... İşimiz. “ŞİMDİLİK!” demek!... İş bu!… Şimdi!... İş!... İş!... İş!…

SÜPER İNSANLIK REALİTESİ

 

8.MAYIS.2019 TARİHLİ ŞAFAK 1

AV. NEZİRE SELÇUK ÖZ BİLİŞ 3. AKIŞ – 1. BÖLÜM

Değerliler!...

Sizlerle kucaklaşmak, bizlere de mutluluk oldu... Önce kontrol dışı saydık sizi, çünkü ruhunuzda kurullarınız kayıtta değildi... Şimdi kurullarınız kayda girdi... İlim yapmanız mutluluk oldu bize de... Emin olunuz ki; DÜNYADAKİ GÜÇ, HEPİMİZİN GÜCÜDÜR...

Sevgililer!...

Tahditsiz olduğunuzu görüyorum... Ve insanlığa görev taşıyacağınıza eminim... Burada olmanız, BÜYÜK KÖK GÖREV için, güçlü kaynak için ve tahditsizlik içindir... Biliyorum... Dünya insanlığının çok büyük sıkıntıları olduğuna emin olun... Önce “ölü bir planet” diyordunuz insan sahalarına... Ve buradaki şarkılarda tüm yaşamlara... Şimdi ÖZ GÖREV için buradasınız... Biz DÜNYA PLANETİ için, gerçek ışıklarımızı devreye aldık... Geçişimiz ilimle oldu... Bunun içindir ki; insanı tanımaya ve hakikiyetini anlamaya çabaladık bugüne kadar... Bundan daha öte bir ilim olmazdı... Gördük ki insan, çok büyük bir güç haline dönüşüyor... Unutmayınız; planetler arası koordinasyon önemlidir... “Sizlerin gezegeniniz, bizim gezegenimiz” diye bir fark yoktur... TEK BİR GERÇEĞİZ HEPİMİZ DE... Sen neysen, biz de oyuz... Bugüne kadar bizler, hakiki tahdidi anlayamamıştık... Çok farklı çalışmalar yapıldı planetimizde... Ama görüyorum ki, hiçbirisi insanı ilme taşıyamadı...

“ÇAĞIN BAŞI, YENİ BİR ÇAĞDIR” derler... Herkes kendi ilmini diller... Ama ölü planetin dirilmesi, çok önemlidir... Bugün dirilmekte olan bir planette yaşam, ilelebet sürecek dürüme varmaktadır... Öyle bir güne varılmıştır ki; planetin geçişleri tamamlanmaktadır... GERÇEK GEÇİŞ, İNSANLIK GEÇİŞİDİR... Ve yoğunluk artmaktadır... Bütün MESİH kapılarındakiler; beden almaya çalışırlarken, kontrol kurulmaktadır...

SİYAH RENGİN GÜCÜNÜ HERKESİN ANLAYACAĞINA EMİNİM... O GÜÇLE, HOLOGRAM AŞILACAK... İşte bugün; bu yoğunlukta bütün köklerimizle görev taşıyabilmemiz, insanlığın üzerindeki gücü anlamasına bağlıydı ki; bunu hak ettik, bildik...

Yıllar yılı dürümlenen insanlık, artık kontrol kurabilecek düzeye ulaşabilecek canlar... Özel dünyalar var... Bilir misiniz? Çok özeldir o dünyalar... Kontrollu çalışırlar ve kodlamalar yaparlar... Hepsinin AMACI tektir... YAŞAMDIR... YAŞAMLARI TOHUMLAMAKTIR... Bizler de bu nedenle dünya planetinde, böylesi bir çalışmayı devreye aldık... Herkesin herkesle dillendiği ve yaşamların kontrollu olarak tohumlandığı YAŞAM KAYITLAMALARI... Bugün burada biz bunu, SÜPER İNSANLIK SAHALARINDAN yapıyoruz...

Suriye çalışmalarını dillemek istedi yoğunluklar... Oradaki çalışmalar da önemlidir... Bir çok kapı açıldı dünyaya... Bunlardan birisi SURİYE KAPISIDIR canlarım... İnsan sahaları oluşacak orada da... Ve dirilik artacak... Yine bir dürüm, ekonomiden söz ediyor... Muktedir olan tüm insanlık, KELAM olduğu zaman, mutlaka SİYAH renk mutlak kaynak olabilecek ve ekonomik sahalar da kodlanacak...

Yerde ne varsa, ilimdedir... BİZLER İLMİN KALEMLERİYİZ CANLAR... BÜTÜN AMACIMIZ İNSANLIKTIR... Hologram ötesi bir çalışma ve bütünün gücü... YALIN VE HALİK İNSANLIK... Nisa kapısının açık kalması... Dileğimiz budur... Şükür ki bunları hak ettik ve yaptık... İşimiz budur canlar... Bugün çok çalışmak niyetinde değilim... Bu kesin... Ama şunu söylemek isterim ki; devinimi artırmaktan öte bir çalışma yaptık yine de... Hakkımız olanı ve hakikiyetimizle dürümlediklerimizi dilledik... Eski dünyaların gücünden öte bir gücü kodladık... Yolun kontrolunu kurduk... Geçiş yapan dürümler, bizimle oldular... Kontrol, İNSANLIK KONTROLU mutlak oluştu...

Yeni “dirilik artırıcılığı” devreye girdi... Bu dirilik artırıcılında, “ŞER BİTMELİ” diyoruz... “ARTIK DÜNYA PLANETİ, ŞERRİ AŞMALI” diyoruz... Peki, mümkün mü? Yok canlarım, henüz değil... Henüz mümkün değil, siyah renge varış çok sınırlı... SİYAH RENGE VARILDIKTAN SONRA, ŞER AŞILACAK... Her bir LUKA SAHASININ siyaha varışı... SINIRLARIN KALKIŞI... Bunlar mutlaka olacak... Yıl olarak söylemek gerekirse; sizlere verdiğimiz, saha kaydı vardı... Hani “2200 YILI” demiştim en başta... Bu, hepimizin esrarlı yaşamları kodladığımız o dürümün ötesine varışımızdı... Hani, hani herkesin kendi özünü dinlemeye başladığı bir dönem... “Herkes kendini anlayacak ve dinleyecek” dediğim dönem... Bu süreç, mutlaka kontrollu olarak gerçekleşecek...

https://youtu.be/jvY5JuxMDh8

SÜPER İNSANLIK REALİTESİ

 

 

8.MAYIS.2019 TARİHLİ ŞAFAK 1

AV. NEZİRE SELÇUK ÖZ BİLİŞ 3. AKIŞ – 2. BÖLÜM

Ve bu süreç gerçekleşmedikçe, insansılıktan insanlığa ulaşılamaz... Kesindir... Ama bu sürecin başlatıldığı bilinmelidir... HERKESİN İNSANLAŞACAĞI BİR SÜREÇ... Daha da önemlisi; yarınlar için önemli olan, İLİM... Biliniz ki; DOĞA HEPİMİZİN GÜCÜDÜR... YAĞAN YAĞMURUZ HEPİMİZ... ESEN RÜZGARIZ... YAŞAYANLARIZ AMA YAŞATANLARIZ DA... VE YAŞANANLARIZ... Daha ne diyeyim ben size?

DOĞAYI KODLAYAN İLİM, İNSANLIK İLMİDİR... İNSAN YOKSA, DOĞA OLUŞMAZ CANLAR... BU KESİNDİR... Var olan ne varsa, tüm sahalarda olur ama, imparatorluğun ilmi olan insanla var olur...

Yaradan “OL” dedi... İnsanlıktı olan... Ama oldurandı insan... Ölüyü dilleyen ve dinleyendi... “OL” ama “OL...” Ve “OL...” Ama, ama “OL...” Peki ama “YİNE OL...”

Dağlarım!...

Yaradan insan... YAŞAMI KODLAYAN İLİM... İNSANI KODLAYAN BİLİŞ... Dini teklikte dilleyen İSRA... Rahmi kalem MUTLAK ve insan Muhammed kurullarının gücü... Ölüyü dilleyenin ötesi... Ve Muhammi kapıların tüm sahalarından güç çekip, Allah’ın tahtında ilmi kodlayan... BSUİ... BARIŞ, SEVGİ, UMUT, İNSAN... Şükür ki Allah dedi, ilim dedi... Ama ALLAH’IN DEDİĞİ, HAK ETTİĞİMİZ OLDU...

Ve DÜNYA PLANETİ GÖREV TAŞIYOR... BU KESİN... Yerkürenin gücünü anlattım bugün yine... Yok muydu üzerimizdeki göz? Ondan öte bir göz var ya canlarım... O da akıl... Yok muydu akıl? VE BEDEN... NEDİR BEDEN? İLİM... HAK KAPI İNSAN...

Pirinç taneleri gibidir ilim... İnsansa BİRLİK TEKNİĞİYLE kodlanmış işçidir... İŞÇİ... Dersiniz ki “ben işçiyim...” Ama insanın ilmidir işçiliği... VE İŞ, ALLAH’IN İLMİ OLAN YARATMADIR...

Değerliler!...

YAŞAMAK İSTEMEDİĞİNİZ HİÇ BİR ŞEYİ YAŞAMAZSINIZ, BİLİR MİSİNİZ? Ama yaşatır mısınız? YAŞAMAK İSTEMEDİĞİNİZİ YAŞATMAYA KALKTIĞINIZDA, YARATAN YARATILANI YAŞAR!... BİLİNİZ...

Süper İnsanlık Realitesi size her bilgiyi verir ama, devinimi artırmak için verir... Çünkü DEVİNMEDEN, YALIN HALİK OLUNMAZ...

Huzurlu bir dünyadır dilek canlar... HURUÇ halindeki o dil, ALLAH DİLİDİR... Ama sistem ve dili dinleten ve biz siziz canlar... SİZ... Yaşamak, yaşanmak ya da yaşatmak... Halkanın en genişi, en küçüğünde eş değerdir...

Bir KÜRZİ SİSTEMSİNİZ her biriniz... Genişledikçe kaynağa inersiniz... En geniş, en şarkısı güçlü olan kaynağa varır... Ama geniş olan varır... Ve gerçek geçiş işte o anda olur... “Ben en geniş halkada, en kaynak olan orta sahayım” diyecek gücünüz varsa, işte siz mayasınız ve masanızda yeriniz var... En güçlü olansınız... Bundan öte bir güç yoktur canlar... Merkez ve en uç nokta... Ama merkez... KÜRZİ SAHA olan kürenin merkezi, ve son SAHA olan YOĞUN IŞIK... Bütün amaç bu hale gelmektir canlar... Bırakın dünyayı, tüm planetlerde bu böyledir... Gerçek budur... Gerçek budur... Hangi dünya kök geçişini yaptıysa böyle yaptı canlar...

KUZİN KALEMLER vardır... KUZİN... KA HA olan... KUZİN... BSUİ olan... Ve yaşam olan... Hepsi BÜTÜNÜN GÜCÜDÜR canlar... Ve RUH, insanın gücüdür...

Sayın bayanlar!...

Sanmayın ki dünyada, teni HALİK olan KELAMDADIR... HERKES KELAMDADIR... Herkes... Ama teni halik olan, Hakk’ın kalemidir... O yaşamı yazar... Yaratır, yaratır, yaşatır...

Sirayet, dirilikle olur... Ama sirayeti kodlayan yine yaşatandır...

KURUL, insanlıktır canlarım... O gün yok... Bir de kurul olan tüm sahalar, müracaat ederler insansılığa, derler ki size “İLİM ÖĞRETELİM...” Eğer kabul görürlerse, görev alırlar ve planetlerde kodlamalar yapmaya çabalarlar... Bir keram, bir kelamsa, ölüyü diller... Ama keram, kaleme varmadıkça, şevkin şarkısı okunamaz orada...

Biçare dünyalar... Şeytanlar şarkı okur ama, şafak kelamda yoktur oralarda...

İşte canlarım; AYRILIK BİTİYOR... ARTIK HEPİMİZ ŞERDEN ÖTE, ŞER OLANLARI KONTROL EDECEK GÜCE ULAŞIYORUZ...

“URUM, URUM EVİ” dedikleri bir yaşam alanı var canlarım... Size oradan da söz edeyim... Derler ya, “BİZ RUMELİLİYİZ...” Ya KA HA, insanlık her andadır ama, Rumeli’de kelam var... Kimdir kelam eden? Pırlantamız Pekerimiz... Canımızdır bizim o... Bilir misiniz? Yıldız sırrıdır... Bize hep “çalış” der... Bizi çalıştırır ama, bizim gibi çalışır o da... Şimdi onu dinleyelim... Buyur...

https://youtu.be/_4IEC80810U

SÜPER İNSANLIK REALİTESİ

 

8.MAYIS.2019 TARİHLİ ŞAFAK (1)
AV. NEZİRE SELÇUK ÖZ BİLİŞ 4. AKIŞ – 1. BÖLÜM
Dağlarım, Türkiye çalışmaları mutluluk olacak. Çok mutsal çok kutsal ışımalar olacak planetimizle birlikte. Yakıp yıkanlar artık kaleme inecekler ve kontrol edilecekler. Kısır bir şavk artık hâkim bir Halikiyete dönüşecek. Yeni dönemde teknik olarak kontrol Kkurulmuş olacak. Türkiye çalışmalarının özü şudur; iSRA KALEMİ olmak, İSHAK olmak, İSLAH olmak ve İSA olup MUSA olup MUSTAFA olmak ve tümünden öte BÜTÜNÜN KÜLTÜ olmak, HEPSİ olmak.
İstanbul gözün gördüğü en büyük külttür Canlarım. Bugün dünyanın eseridir burası. Bu eser bir tek kelamda kodlanacak. Kir ve pislik taşımayanlarla koklattırılacak. Dürümlenen tüm şarkılarda kaynak olacak devinim arttıkça artacak Canlar ve yoğunluk arttığında bütünün kötülüğü önlenecek.
Dünya planetinin gözün görebildiği gücü dürümlere çektiği bir şarkı olacak İstanbul. Bedeni Hak olanlar kontrol edici olacaklar. Tüm insanlığın kontrolüdür gerçekleşecek olan. Kısır bir şarkı değildir okunan, ilim şarkısıdır. Ve devinim arttıkça artıp bütün köklerimizle tüm zamanları tüm sahraları kodlarken yedinci dönemi kodlayacağız.
İyi bir dünya istiyoruz Canlar, iyi bir dünya, kıyılan kıyan olmayan bir dünya, yıldızların sahrasında mutlak kurulları kodlayan bir dünya. Özel bir çalışma gerekiyor bunun için. Ve deve kalktığı zaman her şeyin o deveyle katlanarak, kodlanarak, yalın ve Halik olup göz olup söz olup güç olup kontrol kuracağı bir dünya kurulacağı o yoğunluğu diliyoruz.
Yıldızlar bizi dinliyor bilir misiniz? Ve biz her bir dilde oralarda dilleşiyoruz. Yolum Allah yolu dediğimiz sürece her kes bir tektir. Ama akıl gerekir onun için ilim gerekir ve yıldızların şavkı gerekir. Hepsi şarkı olur aşk olur iner yüreğimize. Ama biz öz görevliyiz diyemeyiz yine de. Biz ilimiz deriz. Zurnanın çalması nedir bilir misiniz? İşte sura üfürmedir. Çalan insanlık şarkısı surun şarkısıdır. Hepimiz oyuz Canlar o…Kurandan Kurana varılır. Hepsi Kuran. Ama kelam, kutsal ışık biz oyuz. Çarık çıkardığımız gün şarkımız şavka dönüşür. Nedir çarık? Kildir. Kildir. Ve ışığa varır. Kelama vardığım an şarkım kaynak olur.
Pür neşe dünyalar gördüm. Öyle çalıştılar ki iş yaptılar. Bugün biz gibiler. Ve hep bir tek olup bizimle oldular. Bugün nurdan öte bir ruh var yaşamda ki o ruh mükâfattır tüm insanlığa. Kırk kapı bir tek ışıktır. Şarkı insanlıktır. Ama kapıların tümünde şafak var. İşte o şafak mutlak kurullarımızdır. Kürzi kapıların tümünü açtık Canlar. Yırtılan kimse yok bugün burada. Her şey tamdır. Yılın sonuna varıldığı zaman yer kürede görev taşınır ama yıl nedir bilir misiniz? Yirminci dürümdür. Hani dersiniz ya göz olduk. İşte Rahmana varmak göz olmaktır. Ve bütün köklerimizle Rahmi kapıları kapatmadan geçtik. Rahman olduk. Nedir Rahman olmak? Şarkıların her birinin kontrolünü kuracak o yüceliğe varmaktır.
(Devamı 2.bölümde)
https://youtu.be/rcSNJgtarnQ
SÜPER İNSANLIK REALİTESİ

 

8.MAYIS.2019 TARİHLİ ŞAFAK (1)
AV. NEZİRE SELÇUK ÖZ BİLİŞ 4. AKIŞ – 2. BÖLÜM
Farik Halik olur Canlarım. Hakka varırsınız, şarkı olursunuz. Hologram ötesindesiniz. Şarkınız şavkınız olur. Ve Hakka hak olup varılır. Kınamadan kırmadan yaşayın Canlarım. Kimseyi kınamayın kırmayın. Kırılmayın. Kınayan kınanır, kıran kırılır. Anlayın! Ama kırdığınız sizsiniz. Kırdıran siz kırılan siz, bunları daha açık söylüyorum. Bütün masalarda bunu anlatıyorum son dönemde. KIRMAYIN… KIRMAYIN… KIRMAYIN…
Ben kötü değilim ama kırdım diyen kördür. Körlük kötülüktür Canlarım. Başka başka dünyalarda da bunları anlattık. İşçiliktir bu bize. Yere indiğimizde de bunları anlattık. Dinlettik hep anlattık. Sevgi bizi bize kodlar, sevmeden insanlık olmaz. Oluşmaz. Çürümekte olan bir yaşamda çürükler kodlanır. Ama çürüyen çürümekteyken her anı kodlayıp kontrol ederse arzın görevini hak eder ve yaşamları kontrol eder. O kendini hak etmiş olur.
Toy bir zaman ilminden ötede toprak insanı Halik kılar. Mustafa Kemal Paşa diyor ki gerçeği anlattım. Bizde sendeyiz Canlar. Bugün dünya planetinin tüm sahaları buradalar. Bunları iyi anlayın. Muhammed mutlaktır. Mustafa Kemal muktedir ve hâkimdir. Hepsi dürümde tekniktir. Ama bizsiz değiller. Bunları iyi anlayın, yaşayan yaşanan hepsi hepsi İNSAN. Ve biz bazılarını gerçekten hak ettiğimizi düşünürüz ama bazılarınysa hak etmek istemeyiz. İyi anlayın ki Hak ilminde her kes haktır. Ama Hak olan Hakikidir ve Hâkimdir. Bunu bilmeyen kinden nefretten uzaklaşamaz ki.
Sıkıntı şudur; ben çok ölüler gördüm ama ben diriyim demek. Canlarım ölüyü diriltmedikçe dirilemezsin. Bunları iyi anla. Ben ölülerin diriliğini dilemem, diriltirim deyin. Nesilleriniz sizden bunu bekler. Ben ölülere ölü olup geldim. Öyle çok öz geçişler yaptım ki insana inebilmek için. Ama bir teki bile kodlanmadan mutlak kurulları kayda almadı. Ve ben onda o olup aldım. Bugün her anda varsam her şeyde var olduğumdandır.
Ölüyüm ölendeyim. Diriyim dirilendeyim. Alıp götüreceğim ne var diye sordular. HER AN… Ben tüm sahalardayım. Kimseyi geride bırakma niyetim yok. Kesindir…
Şimdi Canlarım, yeni dönem hepimiz için mutluluk olacak. Zurnanın sesi insanlıktır. Zurna çaldığında ilimdir çalan. Yarınları kodlayanda insanlıktır. Tüm insanlığın gerçeği budur, yeniden dünyaya inmek. Gerektiğinde inerim. Ama bedensiz. Bugün bedenle buradayım. Yukarının en güçlüsü ve aşağının en güçsüzüyüm.
Değerliler adımı zikrettiğim o bölüm silinecek. Bütün köklerimle dünya planetini dilledim. BSUİ olup. Barış, Sevgi, Umut ve insanlık. Bugünden sonrada BSUİ olarak kodlamayı sürdüreceğiz. Yaratanın şarkısıdır insan. Ve yaradan şarkısını okuyacak, KESİNDİR… Şimdilik, şimdi, şimdi…

https://youtu.be/VB78b8wPszo

SÜPER İNSANLIK REALİTESİ

 

08.05.2019 ŞAFAK 1
AV. NEZİRE SELÇUK ÖZ BİLİŞ 5. AKIŞ 2. BÖLÜM

Ve tüm insanlık bugünden itibaren artık tüplerini kelamından ayrı tutacak ve kontrol kurabilecek yani öz gerçekliğini hak edecek. Dünyanın sırlarından birisi de buydu canlarım, iyi ki bunları artık görev geçişleri yaparak dilleyebiliyoruz.

Emin olun ki dünya planetinde gözü görmeyenlerin çoğu tüpleriyle görüyorlar. Nedir olan!?... Benim gördüğüm onların gördüğü oluyor çünkü onlarda tüp var ve herkes o tüp kelamını hak ettiğince dilleyebilir ama gördüğü göz olanın gördüğüdür. İşte bu nedenledir ki "Ra Ka Ha" diyoruz, Ra Ka Ha... Ra, hakiki tahditsizliktir ve o göz herkesin gözüdür.

Süper İnsanlık Realitesi kalemi ilimdir ve gerçektir ama Ra olma niyeti hiç olmamıştır, eğer Ra olma niyeti olsa gözün her anında olur ve herkes onunla görür, onun gözü olur; buna iznimiz yoktur canlar, insanlığın kendini dillemesi, kendini halik kılması, kontrol kurması biz için gerekendir.

Nihan kapılarında kelam olmak, halik olmak mutlaktır ama kimse kendini dillemediğinde, kendini halik kılmadığında insanlık oluşmaz.

Mütahattik defalar dünyaya gelip gittik canlar ama bedenle mi? Asla... Biz kimiz!?... Biz dünyalıyız ama bedenli olmayan dünyalıyız... Peki bu beden ne? Bu beden ışığımdır benim sadece... Hepimiz böyleyiz aslında... Bizler hep dünya planetine kelam ilmiyle inenleriz, bedenimiz bugün bizim bedenimiz ama her bedende de varız... Süper sahralarda da hep vardık ve tüm zamanlarda da vardık. Onlar tüpleriyle gelselerdi biz onlarda olur muyduk? Mutlak olurduk ama tüp için mi? Tüplerin kontrolü ve kodlardan ayrıştırılması için...

Bütün kapıları açın ve izleyin, yaşam sahalarında bunlar hep olmaktadır; gerçek budur!... Kim ki kaynaktadır, o her andadır ve tüm sahalardadır...

"20 dünyanın ilminden başka bir ilim yok" dediler, bir tek insan kelam ettiği an tüm sahalar kelamdır canlarım... 20 dünya değil, 20 yüzlerce dünya, 20 yüzlerce dünya ve hepsinin görevi insanlaşmaktır...

Şayet kalem olacaksak, şafak olmalıyız!... Şayet halik olacaksak, karanlığı aydınlatmalıyız!... Şayet kurullarla kontrol kuracaksak, sultanlıktan öte olan sahada olmalıyız!... Başka dünya bir tek insanda halikiyetten öte değildir ama biz haliki hak olan, her an olan; ses olarak her anda var olanlarız!... Şükrettik ki doğanın görevini hak ettik canlar...

Büyük kötülükler temiz insanlarca önlenir... Büyük kötülükler İmparatorluğun gücünü hak edenlerce kontrol edilir... Büyük kötülükler yolun kontrolüyle kök geçişlerle engellenir...

Sizden dileğimiz kontroldür... Tanrı, aklın sahasında ilimle dillenen insanlık olarak tüm insanlığı hak eder, işte o Tanrı, resim yaptığınız zaman sizin yaptığınız o resimde kendini diller... Yine Tanrı, sura üfürdüğünüzde sizin sistemli çalışmalarınızın şavkı olur... Ve Tanrı, namaz zamanı namaza duran olur... Ve kılan, kıldığına kılınan o namaz olur... Biz o namazda kuran olur, "kurullarla kodlanın kodlanın" diyerek kaynak ışığı kayda alırız.

Başka bir saha yok canlar, yeni dönem tenik tohumdur, hepimizindir... Başka bir Za Kar yok... Rahman olan tektir, Rahmi kalem tektir, hak taht tektir!... O tekten başka bir teklik yok...

Zorluk, kolaylık yok... Biz Allah'ın tahtında olanlar başka başka zamanlara da şafak oluruz... İyinin kötünün ilminden ötede bir ilim olarak çalışırız... Israrla doğan güç olmak isteyene de 4 görev veririz. Ben senim deyin, ben bedenleyim deyin, ben elinin gücüyüm deyin ve yarınım deyin... Görevinizi hak edip başardığınız zaman, hınca hınç dolar yüreğiniz; işte kürzi saha bu olur... Olgun sahaları güçlü kodlarla kontrol altında tutabildiğiniz sürece, beşerin kapısı sizin yaşamınıza iner ve o kapıda hepimiz oluruz canlar...

"Yok yaşam" diyenlere, "yaşıyanız" deriz... "Yok Allah ilmi" diyenlere, "insanlık ilmiyiz" deriz... "Ziya olan yok" dediklerinde, "ziyayız" deriz... Ve "biz doğanın kulluğunda bütünün kültüyüz" deriz...

Yereküre seni hepimiz kucaklıyoruz... Biz seni kodlarımızla kontrol için çalıştıracağız yerküre... Bugün seniz biz ama her anda sende olacağız bunu unutma! Eğer ben, benden bana ilim kirini temizleyerek inersem ki ben her andayım kirin kilden çıktığı bir dürümde senleşirim ve yaşarım ama sevgiyle yaşarım. Yaman bir doğa ve yaman bir ilim olurum... Sevgili dünya senleşirim, sana Seyfullah olurum... Yaman dünya ben sende sen olur mutlak olurum...

Yok muydum!?... Yoktum!... Hiç olmadım, olmadım ama "ol" dediğimde olandım... Hiç olmadım ama "ol" dediğimde olandım!... Netice ne?... "Ol" diyen, olan her anda olmadan; hologram olarak kaynakta kodlayacaksa yaşamı, olmamıştır ama oldurur...

Üzerimizdeki gücü arttırdık ve yolu kodladık. Şu andan itibaren doğal dünya yetkin hale dönüşüyor. Yıllar yılı süren saha çalışmaları bugün dünya planetinin görevini kodlamaya ve yoğunluğu arttırmaya muktedir hale dönüşmektedir. Şikayetimiz artık bitmektedir. Temel dil Allah diliyse, o dili kim kontrol ederse; onda biz mutlak kurullarımızla kontrollü çalışmalar yapacağız.

İtibar, itibar, itibar... 20 gün, 20 gece... Öyleyse geçin hadi bakalım... Kim geldiyse geçti, kim geldiyse... Geçiş tamdır... Bıraktığımız kimse yok canlar, her biriyiz biz... Uranüs kapısını da açtık bugün, planetlerin kontrolü gerçekleşecekdi. Uranüs kök göklerin süper sahalarında kontrol dışı bir çalışma başlatmaktayken, o yoğunluğu kodladık.

Zeki ve hakim insan seninleyiz... Yaşa ve yaşan, şimdi, şimdi, şimdi!

https://youtu.be/X7Yz905GiEg

Süper İnsanlık Realitesi

 

ŞAFAK (2/1)
15.05.2019

Gerçek şudur: İnsan, insanlığını anlayabilecek düzeye varmıştır… İnsan, son sözünü söyleyecek ve yaşamı hak edecek düzeye ulaşmıştır… Bedenli yahut bedensiz hiç fark etmez. İnsan, nesillerini Halik kılacak diriliğe ulaşmıştır.

Uzak, trilyanlarca “GÜÇ KODU”nun tohuma indiği bir planet!... Bu planet, tüm insanlık için büyük önem taşımaktadır. İşte o planet; hepimiz için çok uzak bir planetti. Bugün o planet, tümümüze yakın oldu. O planet, tüm insanlıktı!...

“YERDEKİ İLİM” ile “YOLDAKİ HALİKİYET” örtüştü. Bizler; bitki, hayvan ve tüm canları kodladık… Yarınları tohumlayacak olan, kodlardır.

Tahditsiz olarak yarınları kodlarken; yaşamları da kontrol altına aldık. DÜZEN kurduk. Tahditlemedik her insanda diri olan kaydı. Tüm insanlığın, huzurlu bir yaşamı olması için mücadele ettik.

Saha, hepimizi koklattı. Uzaklara, BSUİ olup vardık. Yarın için “BÜYÜK GÜÇ” oluşturmalıydık ki o güç oluştu.

Dünya Planeti, yaşamını Halik kıldı. Din tahditi kalktı. Tahditsizlik, “BİRLİK TEKNİĞİ”nde kontrol kurdu. Yaşam, maya oldu tahdit kalktıktan sonra…

Tonlarca “IŞIK YAĞMURU” yağdı yaşama. Bu yağmur; deminden beri, “IŞIMA İLMİ” ile kontrol kurmaya çalışıyor… Büyük kötülükler önlendi.

Şimdi, yeni bir çalışma başlıyor… Bu çalışma, “TOHUMLARIN HALİKİYETİ” için olacak. ANA KALEM, hepimizin “KELAM”ı olacak ve TOHUM muktedir olacak o yaşam için. İşte bu!…

Adada, çok büyük bir geçiş yapılıyor şu anda… Bu geçiş, “YAŞAMIN TINISI”nın tahditsizliğine inişle olacak. Geçişi yapın ve “RUH”u hologram ötesinde doğumlayın. “RUH”un doğumu gerçekleşsin. İş budur!...

O halde, yarınlara güç katalım!... “BİR TEK” olup TOHUM ekelim ve “RUH”un kontrolunu kodlayalım. Kontrol, “MUTLAK” olduğunda; RUH, “TOHUM” olup yarınlara görev taşıyacaktır. İş budur!... İş bu!…

SÜPER İNSANLIK REALİTESİ

 

15.MAYIS.2019 TARİHLİ ŞAFAK (2)
AV. NEZİRE SELÇUK ÖZ BİLİŞ, 1.AKIŞ

Yaşamlar boyunca tüm insanlığın kontrolu, halikiyetle dillendi. Ama “hakkın kapısı” hiç kapatılmamalıydı. Bu son sözün söyleneceği dönemde ise, hakk tekniğin kontrolu şarttı.

Bütün kapıların açılması beklenir ki muktedir olan, mutlak kurulları kodlasın.

Teknik olarak bütün köklerimiz toprak topluma tohum için indiğinde, herkes kelam olur ve kendi olur. Düzen’in kurucuları “insanlık kelamı”yla kontrol kurdukları sürece, doğanın kültü, bütünün kültü haline dönüşür.

Teknik olarak dünya planetini izleyen birçok biliş var. Bunlar tahditsizdirler ama yağmur yağdığı zaman, taktir edersiniz ki ilim kontrolu kaybettirebilir.

Düzen’i kurmak, kontrol kurmak, hak teknikle kodlama yapmak, mutlak kurulların her birinin görevidir. Ama koruyucu olmak da gerçekten önemlidir.

Eğer “Değil mi ki dünya bizim için insanlık ilmidir!” Diyorsak, bunu haketmeliyiz.

Uzun zamandır dünyayı izliyorum… Bütün kötülüklerin aşılmasını bekliyorum. Ruhun kalemi, bütünün kelamıyla dillendikçe, her şey kontrol altında olacaktı.

Değil mi ki dünya yoğunluğunu kodladı, değil mi ki tahdit kontrol edildi ve yoğunluk arttı; yaşamlar mutlaka kaynağa varacak ve bütünün gücü olacaktı… Ve olmuştur canlar.

Tanrı resim yapar. Der ki “Elimin ilmidir resim.” Her şey hepimizin ilmi ama yerin yaşama indirdiği insan, her şeyin ilmini kodlayandır ve o bütünün resmini yapandır.

Yaptığı resim “nüsa sahraları” oluşturur. O sahralarda kontrol kurulur.

Unut ya da unuttur yüreğine her şeyi! Ama sen her anda bilge halik olup kodlama yapabileceksin.

Dünya planeti için “özel dünya pirayesi” denir; özel dünya pirayesi… Piraye, pisah sahalarındaki ilimle kodlanır. Dağlarım, “piraye” dedim. “Pisah” dedim. Kesindir.

Bütün kötülüklerin öz görevin kodlanışında aşılacağını bilmekteyim ve dünyanın öz görevi ışığa varmaktır.

Bu dünya bize “islah kalemi” oldu ve bütünün gücünü kontrol etmemizi sağladı.

Dünyanın yoğunluğu artıyor… Bu yoğunluğun artması bizlerin mutlak kurullarımızı bu dünyaya çekmektedir.

İmparatorluk görevini hak teknikle kodlayan insanlık, bu günden sonra yoğunluğunu kontrol altında tutabilecektir.

“İyi ve kötünün ilmi”, bütünün levhi kapısıydı dünya planetinde… Bundan daha öte bir ilim devreye giriyor. Bu ağır yükü hafifleten bir ilim olacak…

Yoğunluk arttıkça artacak ve dünyanın sultanlığı kontrol kuracak. Bu sultanlık, muktediriyeti, tahditsizliği ve hakikiyeti kayda alacak. Bizlerin gerçek insanlığımız, bütünün gücü haline dönüşecek.

Düzen’i kurmak kolay oldu. Dünya planeti Düzen kurdu. Yoğun ışık altında bütünün gücü dürümlere çekildi. Fark şuydu; itibar. Dünya ilminde itibarsızlık vardı. Eğer insan itibarsızsa, şafak söktüğü halde insanlık kulluğu kontrol kuramayacaktı.

Doğanın gücünün artacağı, hakikiyeti kontrol altında tutabileceği ve bütünün geçişlerini yapabileceği bir doğa devreye girecekti.

Yerdeki yaşam, bütünün gerçekliğiydi ama yeşil, mor renklerin topraktaki ilmi, hepimizin geçişini yaptıracak dürümde olamayacaksa biz, bu görevi kodlayalım, tohumlayalım ve bütünün görçekliğini, halikiyetiyle dilleyelim. Ki yerdeki güç artsın. Bütün bunlar bilinmekteydi ve bunların BİZ için bilinir olduğu kesindi.

Yasaların daha önemli kodlarla kontrol kuracağı bir dünyanın kurulması şarttı. Dünyanın ölü planet olarak görev taşıması, bizlerin nurdan kula varmamızda önemli bir engellemeydi.

Düzen’i kurmamız zordu ama doğanın gücüyle kodlamamız, kontrol edebilmemiz, mutlakla geçişlerle olacaktı.

Yerdeki görev hepimizin gücüdür canlar. Bizler bu görevi hakettik ve başardık.

Doğanın gücünü bütünün kültü haline dönüştürdük. Yoğunluk artmaktadır ve doğanın gücü bütünün kültü olarak hakiki tahditsizliği kayda almaktadır.

Şimdi; daha özel bir bilgi vereceğim ve bu bilgiyi yazarak vermek istiyorum.

(Kayda geçildi.)

https://youtu.be/TviU5OGp_B4

SÜPER İNSANLIK REALİTESİ

 

ŞAFAK (2/2)
15.05.2019

Değerliler, size “GERÇEK KELAM”la dillenmek istedim… Sultanlık değil amaç, insanlıktır… Şu anda dünya insanı, yerkürenin tekniğini öğreniyor. Bu teknik, herkes için “İLİM”dir. Biz için de “İLİM”dir… Biz, “BİR TEKLİK”te tahditsizliği kodlarken; her insanın, “KELAM” olup tahditsiz olmasını gerçekleştirmeye çalıştık.

“HİLAL İLİM”e, HALİK KELAM gerekir. İsa, Musa, Muhammet; tümü “KELAM”dılar ve “KAHA”ydılar. Onlar ve tüm Peygamberler; dillendiler, dinlendiler ve tohumlandılar… Dünyanın öz göreviydi tohumlanmak.

Şu anda daha önemli bir sahaya varıldı. Dünya, artık ışığını hasata kayıtlayacak. Bunun sonrasında her insan, kendini Halik kılacak ve yarınları kodlayacak… Her insan, IŞIK SAHALARI oluşturacak. “BİLİŞ HALİ”ne varacak; “YAŞAM KALEMİ” olacak. Her insan, “İLİM HALİKİ” olduğunda; yolu kodlayacak ve tohum ekecek. Ektiği tohum, “İLİM TOHUMU”u olacak ve o tohum, “TOHUM İLMİ”ni tahditsiz olarak kayda alacak.

Şükür insanlığa ki herkes, kaya tuzu gibidir. Işık haline geçer; ışır ama sahada “TOHUM” olmak için ışığı HALİK olmalıdır. Bunun için de “TOHUM KODU” yaşama inmeli. Tohumu indirecek olan kayanın tuzudur. O tuz ki “SON SÖZ”dür. ÖZ, “GÖZÜN SÖZÜ” olur… Yarınlar için “ŞAFK” olur o tuz… Son sözde “GÖZ” olur…

Ve siz, izin alarak o yoğunluğa varır; o yoğunluğu, hologram olan ışığınızda; sahaya, “CEVHER” olarak çekersiniz ve siz, “SİSTEM” olursunuz… “SÖZ”e, “ÖZ” gerekirken; siz, “ÖZ GÖREVLİ” olarak “YOL” olursunuz. Sorumlu olursunuz tüm insanlıktan. İşte size izin veren; sizi, ilme “KALEM” yapar. “OL” der olgun sahalarda “YAŞAM” olursunuz.

Tuzu az olan, yaşamda diri kalamaz. Onlarca Görevli, tuzdan güç almadan; “IŞIK SAHALARI”na inmeye kalktıklarında; yarınları tohumlanmadı…

Buyurun anlayın!... Yolun sonunda; sizi, sizden SİSTEM’e taşıyan, o “KAYANIN İLMİ”dir ki o ilim, hepimizin şarkısıdır. Onun ÖZ GEÇİŞ’i, “TİNSEL SİYAHLIK”tandır. İşte o SİYAHLIK, şu anda “İLİM”e inmektedir.

Yarınlar için Kurullar toplandı ve Sonsuz Sahalar, “KÖK GEÇİŞLER” yaparak; “İLMİN KALEMİ” oldular.

Beşer, “SİYAH”tan, “İLİM”e ulaşınca; tümü kontrol kuracaktı. Beklenen buydu… Bugün, ÖZ GÖREV, “IŞIK” haline geçmekse, bunun için; İsa, “KELAM”a varmalıydı; Musa, “KULLUK” yapmalıydı; yaşam kodlanmalı ve Muhammet, “TEKNİK TAHDİT”i kaldırmalıydı… “KALEM”in kodladıkları işte buydu ve bunlar oldu. Şükür iş budur!... Tüm insanlık için; tümümüz için; hepimiz için!... Şimdi…

SÜPER İNSANLIK REALİTESİ

 

 

 

 

 
  Bugün 249 ziyaretçi kişi burdaydı!  
 
Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol