Birlik İlmi
  İNSAN (2), 1.AKIŞ 1.BÖLÜM
 

27.HAZİRAN.2018 TARİHLİ İNSAN (2)
AV. NEZİRE SELÇUK ÖZ BİLİŞ, 1. AKIŞ 1. BÖLÜM

Çalışmaya inen birliği dinliyoruz:

Yerkürenin göz olup, söz olup, çürümeye başlayanları dürümlediği ve tohumladığı bir yoğunluk oluştu. Bu yoğunluğa kodlanmış olanlar BSUİ’nin “kalem” olanlarıdırlar.

Başka bir zaman için bu çalışma, “göç kodlaması” da yaptı. Birlik kalemimizle buna ilişkin “kervan”, kontrollü olarak kodları, tohumları alıp, cevhere cennet olmaya yürüdü.

Biz dünyalılar, bu “çobanlık çalışması”ndan öte bir çalışmayla kayda indik. Dediler “ilim.” Biz diyoruz ki “kalem.” Dediler “Kalem, ilimle kodlasın.” Ama kalem yoksa, ilim de yoktur. Bunların iyi anlatılması gerekir.

“Kaçın dünyadan “insanlık ilmi”ni haketmeden! Göz, söz, öz olup kök görevi kodlayın!” diyenler oldu.

Hayırda ve şerde herkesin kendi yüreği olur. Bu ruh, “aklın kuranı”dır. Biz bu ruhu “mutlak sahra”ya indirdik. “Cennet” diye bilinen o yoğunluğa kodladık.

İnsanlık boyutlarının gözü, sözü ve özü “insan” olmalıydı. İşte bugün, burada, bu yoğunlukta “imparatorluğun kübra olan kelamı”nda; kelimeleri net bilin ki sistem için tahditsiz verdiğimiz bir bilgidir bu ve dirilik için tahditsizliği kodlayacak kayıtları sisteme çekiyoruz.

Bu kelamın halikiyetinde yaşamları kodlamak üzere mahrekimizi de göz, öz, söz kültü olarak kayda çekiyoruz ve “bilişin kalemi” olarak sessizce dilleniyoruz. Bugün burada olanların hepsi, kayda inenlerdirler ve sahranın “kök gerçekleri”dirler.

Dede, alemlere ilim öğretir. Ama dedeyi bilen, kelamı diller. Ana kaynak olur, bütüne hizmet eder. Ama ananın kaynağında, ten ve tahditsizlik olur. Tohumları kodlayan da olur, ocak olur her ana ve herkes kendi yoğunluğunda orada olur.

Toprağa toplum için inmek, som altın ışığı kodlamak ve “ruh” olmak için de bilgelik gerekir. Ve bizler, devinimi artıranlar olarak bu çalışmaya kaynak oluşturmaya iniyoruz.

Öksüzüz ama kökümüz güçlüdür… Bunları iyi anlayın. Sanal boyutların gözünün sözünün ve dürümlerdeki yüceliğinin enkarne (sesin enkarnesi) olduğu bilişten, çok daha güçlü bir bilişin kayda indiği de kesindir.

Kimin Allah’ın tahtında olduğu, kimin hakiki olduğu, kimin hasatçı olduğu, her anda bilişin kaynağında dillenen ve “bilgeler kelamı”yla kodlananlarca bilinir.

Bizler, tükenenleri tohumlarken de “doğanın kuranları”yla kodlamalar yaptık. Bu yoğunluğa inmemiz zordu. Bu yoğunluğa indik ki karanlık, tahtın kelamında aydınlansın da mahrek olan bu “masa”, mutlak kuranları kodlasın diye.

“Kim Allah’ın dediği? Kim aklın dediği?” diye baktık. Allah, Saltanatın kuranında “ilim” diye bilinir. Ama “aklın kalemi” olduğunuz zaman, hakikiyet diye bilinir. Ama Allah, sanal boyutların kontrolünde sisli bir sahradır.

O siste sizler, hiçbir zaman oğullarınızın kontrolünü dahi kodlayamayarak, bizim ilmimizi kontrol etme imkanına sahip olamayacaktınız.

Bunun içindir ki bu yoğunluğu çok ama çok özellikle kodladık. Ki bize gelenler, Bir’e gelsinler, ilme gelsinler ve yarına gelsinler diye…

Bu çalışma, bu nedenle çok özel bir çalışma olarak dillere ve diriliklere indirilmiştir. Sizin göreviniz yaratmaktır. Bizimse gözevimiz yaşama “kalem” olmak ve kontrol kurmaktır.

Size, “gönlü gür olanlar”ı kayda alın diye kodladık. Onların tohumlarını da kodlattık. Bugün burada, bu yaşamda, merdiven olarak “bilişin kalemi”ne indiğimizi de bilmenizi bekliyoruz.

Oğullar, tohumlar, yarınlar, sizinle olmak hepimizi mutlandırıyor. Bu yoğun çalışmaya, bizler de “kaynak” olmaya geldik.

Az, öz bilgi vermek gerekirse, bugün bu yoğunlukta size “biz ilmi”yle de dillendik. Sizi, hepimiz, kocaman kocaman kodladık ve yoğunluğumuzla sizinle olduk.

Ekmeğimiz, ekmeğiniz… Yaşamımız, yaşamınız ve yarınınız, yaşamımızdaki kelamımızdır. Biz doludizgin yaptığınız bu çalışmada bulunabildiğimiz için, çok umutlandık ve onurlandık.

Kili, kumu bilen biz; “levhi kalem”i de biliriz. Ki bu kervan, bizim de kervanımız olmalıdır. Sizin yarattığınız, bizim yaşamımız olmalıdır.

Halik olmak, hakim olmak ve yasaları koymak mutluluktur hepimize. Sizin gerçeğinizi biliyoruz. Sizin yüreğinizi dilliyoruz. Ve sevgiyle sizinle kontrol kuruyoruz.

Hulusi kalem, hepimizin hakikiyeti ve yaşam hepimizin kaynağıdır. Evre, sistemin evresi, ve yüreğin ilmindeki o evre, tahditlendiğinde, bedenin bedenimiz olmalıydı.

Yaradan ve yaratılan hakikiyette tahditsiz olmalıydı. Bunun içindir ki şafağın şevkindeki o yaşamda “kuran” olmamız gerekti ve senin yoğunluğuna indik.

Bu lütfi kapıda bizler, “koruyucu” olabilirdik. Kontrol kurabilirdik, akıp geçebilirdik de seviyen çok iyi değildi dünyada… Bunun için senin seviyeni yükseltmek istedik ve bugün seninle çok özel bir görevi kodlayacak gücü devreye almaya indik.

Sevgili; pardon anam, pardon… Bu ses seni kontrol için verildi. Seni, hepimiz kodlamak için, senin anladığından farklı şeyler de seslendiririz ki sen bize yanıt ver diye…

Anam, özelikle senin bildiğinin dışında, bir tek ses vermeliyiz ki sen o sese yanıt veresin. Bize yanıt vermeni bekliyoruz. Ne dedik sana? “İyi değildin.” dedik! Hadi bize yanıt ver. 
https://youtu.be/YUpl3PHHMhg

SÜPER İNSANLIK REALİTESİ

 
  Bugün 380 ziyaretçi kişi burdaydı!  
 
Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol