Birlik İlmi
  İNSAN (5) 2.AKIŞ, 2.BÖLÜM
 

18.TEMMUZ.2018 TARİHLİ İNSAN (5)
AV. NEZİRE SELÇUK ÖZ BİLİŞ, 2. AKIŞ 2. BÖLÜM

Ben size, sizi anlatıyorum. Yerküreleri oluşturuşunuzu anlatıyorum. Yazı yazarken yapabildiğiniz, yazılar okundukça yapılan ve yaratıldıkça yaşamları tohumlayan ilim kayıtlarını anlatıyorum size.

Der ki dünya, “ben yeniden ve yeniden yarınlar kodlarım.” Ve der ki kübra, “kelam olurum, mutlak olurum.” Ve zaman der ki “ben de sistem olurum, yol olurum o yoğunluğa.” Ve yaşam der ki “ben cevheri cennete kervan olurum, her an olurum.” Ve mutlak kuran da der ki “ölüyü dirilttik. İşte bu.”

Yezitler, yeşiller, mor kuranlar, mutlak topraklar, tahditsizler sistem olarak görevli olan bilgelerim bugün dünyalar yaratmaktalar bu yoğunlukta, bu mecliste…

Bizi sizi zaman sahralarına indirirken, bunu amaçlamıştık. Bugün bu sahraları kontrollu olarak tohumlarken de bunu amaçlamaktayız. Yeri göğü yaratmak budur canlar!

Galaksiler’in sahra oluşturması da bununla mümkündür. Onsekiz sahra yaşama kodlandığında sistem, kontrol kurulur, kodlanır diye beklendi. Onsekiz sistem yasalarının çok üstü yasalarımız kodlandı dünyada! Bu yasalarla biz, yeşeren toprakları tohumladık. Garabet sahralardan ötede, har tahtından ötelerde, tahditsizlikle mutlakiyeti kayıtladık. 
Yelin, yelle dillendiği, halikin hakla tahditlendiği ve mutlak olanın muktedir olduğu, sorumluluk çalışmaları yaptık.

Der ki akıl, “Neden sistem?” Din der ki “Neden yarın?” İlim der ki “Neden kalem?” Ve hakiki insan der ki “hasat ilmidir yapılan.” Hasat ilmi, her anın yaşanır olması için yapılan bir ilimdir.

Bu ilmi bilebilecek olanlar, bilişin kuranların olduklarında bu sofrada bulunurlar ve bulundular.

Merdivenim ilme dayanmadan da ben o merdivenin her anıydım. Bugün merdiven insan dayandı. Ama o insan merdiven olmadıkça, hakk olup tahditlenmeden toprak toplumu tohumlayamayacaktı. İşte bunun içindir ki bu sofra, koruyucu bir tohumla bugün, bu yoğunluğu kontrol altına aldı.

Köprü kuruldu. ZA HAR, KA HAR olan cemaat cevheri kayıtlarına ve sistem yeryüzünün gücünü artırdı.

Kaynak insan, hepimizin kelamında kodlanmış insanlıktır. Bundan daha öte bir çalışma yapılmadı dünya planında. Bu çalışmayı Yaradan, yarattıklarıyla yaşama çağırılarak yaptı. Biz bu çağrıda yaratılandık ve yarattıklarımızla yaratandık. Hepsiydik canlar, hepsiydik… Yaşayan, yaşanandık bizler…

Yoğunluğumuzda kodlanandık. Kontrol kurandık. Sofra olandık. Yolu kodlayıp, mutlak kılandık. Biz berke kapılarda kelam edende, kaynak olandık.

Devre devre dünyayı ziyaret eden tohumlarımız da var. Çokları geçiş gemileriyle bu planeti ziyaret ederler. Çokları kodlayıcıdırlar. Ve oğullarımızdır hepsi de. Bize gelmeleri bir tek cevheri kalem için, hakikiyetle kontrol kurmak içindir. Yaradan olup yaşam indirdiklerimizdir onlar… Ve hepsi mutlak kuranlarıyla bize gelirler. Biz onları mutlaka, muktedir olup çağırırız ve geçtikleri zaman, bizsiz olmayacaklarını da biliriz.

Bugün ocağına ocak olan, yarınına yarın olanlar, yaşamları kodlayarak mutlak kuran olup bize gelmek dilediler.

Hepimiz geçiş gemilerindekileri bugün sofraya davet ediyoruz. Bu sofrada BİZ olup kodlansınlar ve kontrol kursunlar. Çoğunuz tanırız.

Mutlak hakim ve hakiki levhi kapılarımız olmuştular. Bugün de burada olacaklar ve yoğun ışığımızı anlatacaklar.

Biz onlara aşkla kalem olduk bugün. Onlar, biz olup kaynak olsunlar. Dileğimiz budur.

Ölü bir planete kervan olmak isteyen çoktur ama bu ölü planetin sahra olduğunu bilendir onlar.

Herkesin bir tek olduğunu bilerek gelirler. İşte onların kaynak ışıkları bize inmek istedi. Bugün ocaklarını yaktık ve biz bir tek olup soframızda bulunmalarını sağlıyoruz. Şimdi yüce canlarımızdan bir süfra kalem sesleşecek. Onu dinliyoruz.

(2. kayda geçildi.)

https://youtu.be/sdnq7XT5yfU

SÜPER İNSANLIK REALİTESİ

 
  Bugün 335 ziyaretçi kişi burdaydı!  
 
Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol