Birlik İlmi
  İNSAN (9), 2.AKIŞ 1.BÖLÜM
 

15. 08. 2018 İNSAN 9
AV. NEZİRE SELÇUK ÖZ BİLİŞ 2. AKIŞ 1. BÖLÜM

Size verdiğim bu bilgileri mutlaka okutun... Oğullarınız bu bilgileri okuduğunda kontrol kuracaksınız...

Beşer, köklere görevli olmaz bunları iyi anlayın... Köklere görevli olanlar hakka varanlardırlar... Onlar ruhlarıyla koruyucu olurlar... Sura üfürdüğümüz zaman biz o sur oluruz ve tüm sahraları kodlarız... Sessizlik sesleşir ve yoğunluk artar...

Hakka varmayan hak olup tohum olamaz... Hakkın kalemi olan hak olur, mutlak olur ve kontrol kurar...

Sultanlık yapma niyetimiz olmadığını hep söyledik... Sahra olmamız kervan olmamız ya da yerkürenin kürzi kapısını kodlayabilmemiz hepimiz için çok önemlidir...

Ziya olmak... Zin kapısından geçmek... İnsanlaşmak.... Ama İmparator olup insanlaşmak...

Her şey hepimizde olmalı... "Barış" dediğimiz Bir Tek kelam olmalı... "Ben Barıştayım..." Yasalar ben ile bilişi kodlar...

Peki ben barışı kodladığımda beşere kelam etmeli miyim?... Yo yo etmemeliyim... Çünkü beşer, kendini tohumlayamadığından, kendi toprağına kendi toumuna ilim diye dillenemez...

Ve bizler masaya ağır yük diye değil, hakkın kalemi diye Büyük Kült olan insanlığı oturttuk...

Bu masada kuran okuyan, kelam olup, tohum olup kodlanarak kendi ruhi sahralarını okur... Burada hor görülen hiç kimse olmaz!... Çünkü kemale kelam, hakka kaynak gerektiğinde biz o kaynakta mutlak olarak hepsinde kök görev taşırız...

Çok mutluyum, dünya ilmi ile kodlama yapabildiğim için... Herkesin kelamı kalemi ve hakikiyeti olsun diye yaptığımız bu çalışmaların sonrasında maya tutmuştur...

Herkes kendini kodlayabilecek tohum olabilecek ve sahra kurabilecek o yoğunluğa varabilecek o dürüme hak edip kaynak olmuştur... Peki peki bundan sonra ne olmalıdır?...

Canlarım... Mutlaka anlayın... Dar boğazdan geçtik.... Öylesi bir dar boğazdı ki bu... Muktedir olmanız, mutlak kuran olmanız, yaradan olmanız, sizi sizle dillemeye kafi gelmeyebilirdi...

Ama bire hizmetçi olmak hepimizin göreviydi ki biz bunu yaptık.... Görev Allah'ın gücüyde kodlananlara verildi... O görevi hak edip alanlar o gücü hak edenlerdi... Yaradan tahtında kelam, yaşam mutlak olmadan hiç kimse görev taşıyamazdı... 
Ve bütüne hizmet edemezdi...

Miraç dedikleri haldi yaşam... Herkes herkesle bilişin kaydı olacaktı ve masa olacaktı... Her bir masa bir mahrek olacaktı ve cennet olacaktı tüm sahraları...

Ölü bir planette bunları yapabilmek; hepimize, ölü bir sahraya güçlü kaynak olabilmemiz için şeklin şekle varışı için ve yasaların tohumlanışı için şarttı...

Ve zarar etmemeliydi yaşam... Hepimizin gerçek çalışma nedeni buydu... Yaşam zarar etmemeliydi... Zerk Si halikiyeti ile olmalıydı... Zerk yapabilmemiz hepimizin mutluluğu olacaktı...

Ve beden almak mutlaka gerekliydi... Ve hiçbir sahra masaya kök gerçekliğini kodlamadan oturtulmamalıydı... Ve dünya elimiz olmalıydı... Yarınımızda ki kaynağımız olacak olan bu dünya merdivenimizi hak etmeliydi...

Biz bu dünyaya merdiven kurduk... Bu merdiven insanlık merdivenidir... Ve her ana tohum olan bilişin kaynağına ilmi indiren ve hakim olanların tahditsizliğiyle, kodlayıcılığını hak ettirecek bir Mikhail keysi idi... Bu keyste esmalar mutlaktı... Ve bürüne hizmet etmeliydik...

Huruç halinde yaşama ölü planetlerin kübra kelamları iner... Onların huruçlarıdır buraya inişleri... Ama bizim için o huruçlar hakka kaynak olamayanları tohumlamak üzere kaydı teknik kuran yapmamızla ilgiliydi...

Verdiğimiz her şey, her şeyle dilleşir... Ama dilimizdeki her ilim, her enkarne sistem mutlaka yarınlar için kontrollu olmalıdır... Ve dünyanın yoğunluğu bu görevle artırılmalıdır... Dünyanın yoğunluğunun artması, doğan gücün dürümlerde ki sahralarının kontrolunu sağlayacaktır...

Ve yeni dönem mutlaka oğullarınızla kodlamalar yaptığınız bu çalışmalarla güçlenebilecektir...

Kim Allah'ın ilmi ile dillenebilirse, onu ün tohumları mutlaktır... Kim Allah'ın tahtında kodlama yaparsa öksüz kalmayacaktır.. Kim yarınları kontrollu olarak kodlayıp, tohumlamışsa şafak olacaktır... Ve yolu Allah yolu olacaktır...

Bedene ihtiyacım yok artık.. Ben bu bedeni tüm insanlık için bırakmaya karar verdim... Ve bugünden sonra dünya dürümlerinde her anda var olan ilmim büyük kök gerçeklikle dilleşmeye başlayacak...

Altın ışığım bütünün gücü olacak ve yoğunluğum kodlayıcı olacak... Burada ses verebilen hakim olabilen birliklerim olacak... Ve bu çalışamayı tüm insanlık, tohum olan toprak olan ve yaşam olan ilimleriyle dürümleyecek... Bundan öte bir çalışma olmadı ve olmayacak...

Bu çalışmanın esrarı insanlıktır... Ki bu çalışmayı yapabilen insan, kuran olmuş olan ve mutlak olmuş olandır... Hepinizin yüreği insan ve yoğunluğu imparatorluktur... Benim adım "Sahra..." İnsan Sahra... Ve bu sahra hepiniz olan biliştir...

Benim adımı zikretmem istenir ama ben hiç sisteme sokmadım kendi gerçeğimi... Bunu neden yapmam çünkü yoğun ışık altında herkesin kendi lütfi kapısına varmasıdır beklentim... Bu kapıya varıldığı an herkes o yaşam kalemi olacak.. Ve o adı zikredecek... Bu nedenledir ki o ad insanlık kaynağında zikredilmedi...

https://youtu.be/AhD4DCe-eNI
SÜPER İNSANLIK REALİTESİ

 
  Bugün 400 ziyaretçi kişi burdaydı!  
 
Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol