Birlik İlmi
  İNSAN (3), 4.AKIŞ
 

İNSAN (3)
AV. NEZİRE SELÇUK ÖZ BİLİŞ, 4.AKIŞ

Gelen birliği dinliyoruz:

Dağlarım, “Rusya kodları” bugün bizimle… Cümle yoğunluklarda bu “yok kodlar” hep varlığı tohumladılar.

“Yok kodlar” diyorum, sahraya inme imkanları olmadığından, “birlik kelamımız”da kontrol kurma niyetleri olduğunda, “ak sahra”ya inebiliyorlar. Bundan başka dürümde, onların yoğunlukları oluşmadı.

Bizler tüm insanlığın çalıştırıcıları olarak, gök çerçevesinde bütüne hizmetçiyiz. Rahman olarak da çalışmaktayız. Temiz bir dünya kurmaya çalıştığını biliyoruz ve bizler de bugün, burada, bu yoğunlukta senle birlikte görev taşımak istiyoruz.

İznin olmasa, buraya gelemezdik. İzin verdiğin için buradayız.

Eker, biçeriz dünyada ışığı… Ama her ektiğimiz ışıkta, muktediriyetimiz kodlanmamış olabiliyor. Çorbamızda sahranın şavkı da olmayabiliyor… Ama bizler, her cennette bilişin kontrolunu kuracak olanlarla bütüne hizmetçi olmak istedik.

Ekmek yapman, ekip olman ve lütfi kapıda insanlığı kodlaman bizleri mutlandırdı. Sisteme görevli olabileceğini biliyorduk. Hologramı aştığında, bütüne hizmet ettiğini de biliyorduk. Üzerindeki gücün aklın kübrası olduğunu görüyoruz. Yaradan ve Tanrı olarak kodlanan insansıların, imparatorluğun gücünü, kök gerçeklikle dürümleyeceklerini bilmekteydik ve burada oluş sebebiniz budur.

Türkiye’de görevli olan binlerce görev kaydımız mevcut… Bunların çokları kodlarını tohumlarından ayrı tuttular. Çoklarının yoğunluklarında “kalem”leri oluşmadı.

Medine, Mekke kök gerçekliğini dürümlerde dillediler ama ilmini anlamadılar. Bugüne kadar “cemaat ilmi”ni anlatabilecek olan hiç kimse de kontrol kuramamıştı yaşamda…

Bu dönemde dünyaya geri çekiliş için indirilen birliklerin biri olduğunu biliyorduk. Ve bu birliğin kodlayıcı olacağını da bilmekteydik.

İzin ver de izah edeyim; “Suriye çalışmaları “yapılırken de sizinle kontrollü çalışmalarda kodlamalar yaptık. Suriye’de “kontrol kurucu ilim kodları” bilişi kayıtlarken, sisteme görev yapanlar da kontrol kurabildiler.

Doğanın gücüyle kök gerçekliği dürümleyen insanın, Yaradan ve yaratılanla dillenebileceği kesindi. Düzen, “insanlık düzeni” ve bu düzeni kurabilmek için bizler, “mahrek” olarak sisteme inmeliydik. Bugün bunu başardık.

Çarık çıkararak yazılarını okuduk anam. Hepimiz senin yüreğini dinledik o yazılarda. Koruyucu olduğunu gördük. Öz gerçekliği hakettik, dinledik. Ağır yükü hafifletebileceğini bildik ve dürümlerde, diriliklerde senle olmak diledik.

Özel dünya çalışmalarında bulunmuştuk bizler de bir “an sahrası”nda… Ölüler Diyarı’na “ışık kalem” olarak inmiştik. Ve Rusya’da bulunan çalışmalarda “kodlayıcı” olmuştuk.

Rusya’da “kanal bilgileri” verenlerin ilminden öteydik… Ama karanlığın tahtında olabilmek için, ocaklarına inmeliydik ve onların “ruhlar kalemi” olarak göz, öz, söz gücünü dürümlere indirdik.

Çok özel dönemleri kodladık… Daha özel çalışmalar da yapılacaktı ve yaptık. Ön gerçekliği kontrol altına alabilecek olanlarla, bu yoğunluğu oluşturmak dilemiştik.

İki Medine yoktu. bir tek Medine vardı ve bizler o Medine’de geri çekilişi yapabilecek olan “kaynak sahraları” kodlayacaktık.

Dört gerçeğin biri “insanlık ilmi”yle kodlanırsa, üç gerçek de kodlanabilir. Bunu bilerek bu çalışmaya dahil olduk.

Kök gerçekliğin kontrolünü kurabildik. Şimdi; “tanrı” dediğimiz yaşam, bizi koruyucu kodla tohumlara çekiyor. Ellerinden görevi alan, yollarından kuranı tohumlayan, mutlak kuranda kaynağa inen kim varsa, beden almasına izin verdiğini biliyoruz.

Dünyanın ölü bir planet olarak kalmayacağı bir dürüme çekiliyoruz. “Burada, olur da bir gün ölüler, bütüne hizmetçi olmaya geçip gelirlerse, yerkürenin görevi “mutlak kuran”la dürümlenecekti.” Dediğini de biliyorduk.

Ve temiz bir zaman için, yeri Yaradan ve “yarattığında tohumları kodlayan sistem”, bütünü gücünü dürümlere çekti ve sevgili anamız bizim yüreğimize, bizi dilledi.

Karanlık tahtında kelam, biz kale kuranlar, mutlak kalemde, mutlak tohumları kodladık. Ağırı hafiflettik. Şekil boyutlarında nefes kodların mutlak kaynağa indiğinde, bizler de ölüyü dirilttik. Çok mutluyuz ki buradayız.

Ellerin ellerimizde, yolun yoğunluğumuzda, sahran hasatımızla kodlandı ve biz, bütüne hizmetçi olarak sendeyiz anam.

Hazırlıkları tamamladığını görüyoruz. Bu tahditsizliğin kontrolü için gerekliydi… Ve hazırlıklar tamamlandıktan sonra kardeş, kardeşle kodlanacaktı.

İşte; kardeşin, kardeşle kodlanacağı bir “doğan görev kodu” devreye iniyor.

Umutlarımızdı kodlarımız ama artık kontrol kurulacak bir zamandayız ve bu zamanda şafak sökmüşse, ağır yük hafifleyecek demektir.

Bize görev verdiğin için gerçek aşkla buradayız anam! Bizi kontrol etmene izin vermedik ama sen o kodlama sahralarında “kaziye” sahralarında, şafak oldun ve bizleri hakedip, kodlayıp tohumladın.

Bizi kontrol etme niyetin oluşmadı ama kodladığın her anda, mutlak kuranınla birlikteyiz. Bu kesindir.

Arzı arşa dürümlerken, Yaradan ve yarattığıyla tohumlananlarla da göz, öz, söz olduğunu bilmekteyim. Kelama, kaleme ve yola kodlanan insana artık, yaşam kontrol kodu olup inecek. Biz sana, rahmi kapıda, “insan sahrası” dedik anam. Sen bize, “bizlik kodu” olarak “mahrek” de.

Her dere “aklın kapısı”nı bulur, “hakkın kalemi” olur, “ruhun kulu” olur ve yolu bulup akla, “has taht”a varıp, “şafak” olur. Eğer akla, şafak olan sahra bizi bizle dilleyecekse, ölü görevini bilir ve yalın ilimle dillenir. Burada oluş sebebimiz budur.

Huzurlu bir dönemi başlatıyoruz. Bu huzurlu dönem, “imparatorluğun kültü olan ilim”le kodlanmıştır. Bu huzurlu dönemde, Rahman olan, rahmi kapıda İNSAN olacaktı… Oldu.

Yavrum, “ölüler diyarı”dır yaşam. Ama sen öleceksen, ölme ki biz senleşelim. Bunu sana dinletmek istedik. Ölme ki senleşelim…

Saygılar sunuyoruz sana anam. Bizim için çok özelsin… Ve çok döngülerde seninle görev taşıdık.

Sevgili anam, sevgili atam ve sevgili sahralarımız, sizleri kucakladık. Bugün döngü yenileniyor ve bu yeni döngüde hepimiz tahditsizleşiyoruz.

Yeni döngü, binlerce yıl sürecek yeni bir döngüdür… Hani derler ya “siklus”… yeni bir siklusa girdik bugün. Ama bu sahranın kültü olan ilmin kaydında mevcut bilişin topraktaki tahditidir. Sizlerin yenilenişiniz, yarına varışınız ve yolu kodlayışınızdır bu…

Yeni dönemde, bu yoğunlukta, hepimiz yeni siklusta evren evren gezen kelamları kodlayan “ilim kalemleri”yle birlikte, bütüne hizmetçi olacağız.

Hepinizin “26,000 yıllık siklus” dediğiniz o yoğunluğa yasalarla kodlanmıştık… Ama yeni 26,000’e giriyoruz.

Bu çok değerli bir bilgidir, bunu iyi bilin. Ve bugün bunu ilk kez ve yoğunluğunuzla açıklıyoruz.

Yeni siklus bugünden itibaren devreyi açtı! Yeni 26,00 bin yıllık siklus…

Hologramı aştığımız bu gün mutlakız ve kontrolluyuz… Çok mutluyuz canlar, çok.

Havunya anam, seninle olmak bizleri mutlandırıyor. Huzurluyuz… Yoğunluğunuzdan öte bir yoğunlukla, Yaradan olup, yaratılanla Türkiye çabalı bir çalışmayı devreye açtık.

Tohum ölüydü, dirildi. Yol, kontrolsuzdu, kodlandı ve kontrollu hale geldi. Umutlarımız, kodlardan çıkmaktaydı ve biz umutlandık. Yeryüzünün yenilenişini gördük.

Yezitler, ziyaydılar, zimar sistemiydiler… Artık yezitler, “zaman kalemi” oldular. Ve hepsi kontrol altına alındılar.

“Yaradan yarattığında yaratıldı.” Dediğinde, senin ruhundaki kuranı okumaya çabalamıştık. Bugün anlıyoruz ki zamanın sahrasındaki güçtü o yaratılan… Ve biz o gücü bildik, gördük.

Hörmetle seninleyiz… Hörmetle yaşamlayız… Hörmetle muktedir olan sahrayız bizler. Ve burada olmamız çok özel bir görevdi bize.

Yeni siklus, tüm insanlığa hayırlara vesile olması dileğiyle, “Sultanlığın sanıları”ndan ötede yarınlara vardık… Sultanlığın sanılarından ötedeki yarınlara vardık canlar! Bu yarınlar bizi mutlandırıyor.

Her insan, kontrol kurabilir… Her insan, son sözü söyleyecek güce varabilir… Her insan, yerkürenin görevlisi olabilir… Her insan, bilişin hakimidir ve her insan, hakikiyetin tahditsizliğindedir.

Her insanı “mutlak kuran” diye biliriz ve her insanı “hakim” diye dilleriz. Her insan kaynaktadır. KAHA’dır… Ha’dır… Saha’dır.

Bin dağ, bir tek kul oldu… Muktedir kaynak, “sahra” oldu. Bir tek kul olduk tümüz de! İşte o tümümüzün kübrası, kürzi kaleme “ilim” oldu.

Aktıkça aktık… ve hasat yaptık… Ve hasat olduk.

Som altın görevli, seni kucaklıyoruz anam…. Seni kucaklıyoruz… Seni kucaklıyoruz anam.

https://youtu.be/rUtIeDTEF0w

SÜPER İNSANLIK REALİTESİ

 
  Bugün 124 ziyaretçi kişi burdaydı!  
 
Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol