Önce de söylemiştim!... İnsan itibarlıdır demiştim!... Ne var ki insanda, insanlık (gerçek insanlık) olmadıkça itibar olamazdı.

Aktık, indik, sahralar oluşturduk. TOPRAK olduk, RUH olduk. Orta Kapıları (Küresel Zamanın Merkez Kapıları’nı) “OL!” diyerek kodladık, tohumladık… AK SAHRALAR’ı, ÖZ GERÇEKLİK’imizle, TOHUM olarak MAHREK yaptık… AŞK olduk…

Önce, göç ettik yaşama. Sonra GÖÇ olup TOHUM olduk… YEDİLER, yedi dilde dillendiler. Hepsinin, dilleri farklıydı. YEDİLER’in kelamları da farklıydı… Sesleri, SİSTEM’de tohumdu ama yarınlarda hepsi ayrıydı… BİR TEK SAHRA oluşmalıydı ve her YEDİLİ, tek tek SİSTEM’den görev alıp yaşama akmalıydı. İşte dünya insanı bunu hak etti ve yaptı.

Sırdır YEDİLER… BİZ olan BİLİŞ’in, İLMİ olan SAHRA’da, her bir YEDİLİ, bir SİSTEM’dir. Her YEDİLİ’nin, NİSA KALEMİ vardır ve o KALEM, “YEDİNCİ CEVHER”i kodladığında, DOĞUM OLAYI gerçekleşir.

İşte, dünya insanlığı “DOĞUMUN HALİKİ” oldu ve yolu kodladı.

BİRLİK KAPIMIZ’da İNSANLIK KODLARI, bu gün burada, itibarın yaşama indiği yoğunluğunda bulunanları, kontrollu olarak MECLİS’e aldı.

Ellerinde, her bir insanın eli var. Oğulları kodlananların, kontrollu kodları var. ESMALAR, İNSANLIK KODLARI olarak buradalar. Bu yol, İNSAN YOLU’dur… Bu yol İNSANLIK YOLU’dur ve bu yol, AKLIN YOLU’dur… ÖZ GERÇEKLİK, İNSANDIR…

Yeryüzünde, “ÖLÜ BİRLİKLER” de vardır. Onlar, İNSANLIK KODLARI’nı haketmediklerinden; kodları tohumlanmadığından; ocaklarında, yarınlar yoktur ve biz, onları hasata KAYNAK yapamayız. Ne var ki ocaklarını yakıp, tohumladıkları o YAŞAM SAHRALARI ile yanık tutarız ki HALİK olsunlar; HASAT yapsınlar diye.

Hemen hemen hepimiz, izinle dünyaya geliriz. İzin almadan dünyaya gelmek HASAT İLMİ’nde, KUTSAL SAHRA’yı kırmaya yönelik bir haldir… Hepimizin izni, yarınlardandır. Yarınlar, İNSANLIK İLMİ’dir. Bir tek bu MECLİS, İNSAN SAHRASI’na; izni, yaşamdan alarak gelmiştir…

Yaşamdan alınan izin, MUTLAK olanların, kendi dirilikleri ile kendilerine verdikleri izindir.

Bir ark akarken, herkes o arkta KELAM’a varabilir… O ark, SAHRA olabilir… Orada, HALİK olanlar; has olup yarınları tohumlayabilirler… Nesillerini hak etmeyenler ise orada HALİK olamazlar… Onlar, ark için geçiş yaptıklarında, o HALİK YAŞAMLAR, onların kontrolunu kurabilir ama yarınlara varmaları zorduk.

“DÜNYA” dediğiniz planet, “GEÇİŞ PLANETİ”dir. Her insanın, KENDİ DİLİ İLE kendi RAHMİ KAPI’sını bulup dünyadan, tüm zamanlara geçebilmesi için buraya gelinir ve buradan, bu yoğunluktan IŞIK alınarak, TEKNİK KAYNAK halinde, GÖK ÇALIŞMALARI ile yolu açıp yenilenilebilir ve SAHRA’ya şarkı olup ulaşılabilir.

Bu da şudur: Herkesin, sesleşerek şafak olması ve yaşamlara ulaşması!… Bunu, bu MECLİS başarmaktadır. Gerçek çağrılar buradan yapılıyor. Buradan yapılan çalışmalarda, tüm zamanlara görev taşınıyor. Şimdilik!..

SÜPER İNSANLIK REALİTESİ