Birlik İlmi
  İNSAN (6), 2.AKIŞ
 

25.TEMMUZ.2018 TARİHLİ İNSAN (6)

AV.NEZİRE SELÇUK ÖZ BİLİŞ - 2.AKIŞ

Dert mi din ya da dert mi yarın? Var mı yoğunlukta, kuran?. Sultanlık sonsuzlukta, din midir? İlim, kalem midir? Medine, merdiven miydi insana? İtibarımız, kelamda mıydı, yarında mıydı?

Vuran vurduğunda, kurandan çıktığında, kulun kulluğunda kalemi, halik miydi?... Azı bilmeyen, o ruhsuzlar, kontrol kurabildiler mi İslam kalemleriyle?

Kilin kaleme inmesi, ilmin kuranda olması mıydı? Çok mu konuşuyorum? Ah canlarım ah, kontrol dışı bilgim asla yoktur. Mutlaka ama mutlaka insanı ve hakikiyeti anlayın... Sanal boyutların kuranı olan insanı, anlayın, yasaları anlayın, teknik kuran olduğunuzu, bilin.

İmparatorluğun görevidir, Allah’ın ilmi ama bunu anlayan, kelamı hak edendir, bunları anlayın….Yaradan; Allah’ın ilmiyle yarattı ama yaratılan kelamda, kalemde, kendi olmadıkça mutlak olamadı.

Kurtulmak için çalışır, yaşam sahralarındakiler. Kurandan, tüm zamanlara kodlanacaklarını, zannederler. Ellerinden tutanları, kelam diye dillerler… El; Allah’ın Elidir, bilmeleri gerekir... Ama Allah’ın Elini, hakikiyette dinlemeyen, hak olup da hakim olabilir mi?

Mektep kurmuşuz, Allah’ın tınısıyla, kodlama yapıyoruz ama hak kapıyı bulanlar, hakikiyette kelama varıp, bizi anlayacak güçte mi acaba?

Allah, Tanrılık kaleminde mutlak kuranları kodladığında, toy olanları da diller. İmparatorluğun göreviydi, Allah’ın ilmini dillemek ve bu dillendi, yaşamlarda... Ama bu dönem artık tüm zamanların sahra olması için bu çalışmanın daha yüksek bilişle yapılması gereklidir.

Tüm insanlığın daha iyi anlayabilmesi için Bir’e Hizmetin dirilikle olduğunun da bilinmesi gerekir. Eğer ben, Birlik Kalemi isem ve dirilikte değilsem, ben, Allah’a hizmet edemem.. Benim, Allah’a hizmetim, hakikiyetledir… Hakikiyete varmayanın, hak tınıyı duyabilmesi, mümkün değildir.

İmparatorluğun görevi olarak yarınları kodlayan bilişler, her insana halik kılabilecek düzeyi, hakikiyeti anlamaları ve harika bir dünya için çalışmaları gerekir.

Yaradan Tanrı, yaratılan tahditli, bu mudur? Yaradan insan ve yaratılan ilimdir. Yarattığında tahditlidir yaşam ama yarattığında tahditlidir… Yaratan, yarattığıyla tahditlenir. Bunların bilinmesi gerekir.

Bedene gerek vardır. Beden yoksa hakiki halikeyette yoktur… Her insan, kendi teknik tahditiyle mutlak kuranı kodlayabilir ama mutlak kuranı kodlayabileceği dürümü, kendi lütfi kapısıyla dürümü kayda alır.

Biz, çalışmalarımızı, sahrada yapıyoruz. Bu sahra, has insanlık sahrasıdır. Hakiki insanlığın, yarına varabilmesi içindir, bu yapılanlar. Yarın, Allah’ın tınısıyla kodlanan, bir yaşam kaynağıdır.. Biz, o kaynağı kodluyoruz, burada.

Her şeyin gücüyle ve her şeyin yoğunluğuyla sahralar oluşturduk. Korkmayın, dert değil, bize ilim. Biz, insanlık boyutlarının yüceliğiyle, her anda olanlarız. Bizim için çağrı yaparlar. “İnsan geç” derler.. Yedi doğa, bir tek kalem….Biz, o kalemde kelam olan, güçleriyiz. Bunu anlamaları için arzın gücünü, hak tınıyla, teknik kuranla, kodladığımızda bilinmelidir.

Hazırız, yeryüzünün gücünü artırmaya. Hakkın kapısında hakikiyeti dillemeye hazırız. Yerkürenin görevini, kodlamaya hazırız. Nesiller, insanlık kelamında, halikiyetle kodlandıkça, biz yolu kodlamaya hazırız.

Yeni Dönem, hepimiz için Mutluluk olacak. Bunu devamlı dilliyorum. Yeni Dönem, mutlakiyeti kodlayacak. Yezitler dahi kontrol kurulu bir dürümde, olacaklar. Herkes, kendini anlayacak. Ve yaşam yarınların kontrolünde kurulacak.

Ellerimizden tutan yok. “El; Allah Eli” derken tutan, Allah olup, tutabilir ancak… Biz orada Allah’ın tınısı olarak, o tahta hasat yaparız ama aklın kapısı olarak, yaparız.

Ve beden, hepimizin yüceliğidir.. Herkes kendi yarını için bedene sahip olur. Başka nedeni yoktur, yaşamın. Bir tek nedeni vardır, yarına hakim olmak ve yaşam olabilmek.. Yaşanır olabilmek, yaşamların kontrolünde yapabilmek…

Bunun sonrasında, ne olur?...Yerkürenin kültü oluşur. Bu kült, neye yarar? Levhi kapıların kulluğunda mutlak kuranların kodlanışını sağlar ve yeryüzünü yeniden ve yeniden yaşam sahralar.

Biz, neden dağları, taht diye dilledik? Dağ, ağır yüktür. Her yüce, o dağa varıp da ben, diyemez... Dağa dil olan, dillenir. İnsan, kontrol kurduğunda dağlaşır… Tahtı, tahditsizliği kodlanır, orada…

Ve bizler, masaya ilmi kuran olanları kodlayarak, kontrollü olarak çağırırız. Buraya gelenler, imparatorluğun yüceliğiyle, gelirler. Ve bize, biz olup, inerler.

Yerkürenin görevini, herkes anlayamaz. Ama yerküre, görevlidir. Bu görev mutlaktır ve tüm sahraların toprağa tohum indirişi için gereklidir. . Toprağa tohumun inmesi, yaşamların kodlanışıdır. Her dirilik, her bir sahra, bir dildir. .

Her bir dil, cismi kalem olur ve her bir cismi kalem, bir trene dönüşür. Bu yaşam, treni olur. Formal sahraların, bu şekilde kodlandığı da bilinmelidir.

Birçoğumuz, ziya olarak çalışırız. Birçoğumuz, kuran olarak çalışırız. Ve her birimiz, yeryüzünün yetkin halikleri olarak, görev taşırız.

“Dağlarım, dönem sonu” dediler, ya. Hani 26.000 yıllık Siklus. Bu Siklusun her bir sahrasında, varız, biz. Yeni sahrada da bu varlığımız sürüyor. Bu Siklusta mutlak kutsal tohumları kodlaya, kodlaya, cevheri, cennet kurana kodladık.

Yerkürenin yenilenişidir, yaptığımız. İşimiz budur, bizim. Yerküreyi yenilemektir. Daha da özel bir bilgi vereyim, bundan sonra ki dönemde sonsuz, sınırsız ışıma daha yüksek bir yoğunlukla, yerküreyi yaşanır topraklarıyla, yenileyecektir.

Diyeceksiniz ki “ama çok büyük sıkıntılar yaşayacak, dünya”. Dedim ya “insan yeni dürümde, en güçlü olacak ve sıkıntıların tümü, yerkürenin sahrasındaki yaşam kayıtlarınızdan doğmuştur”. O kayıtlar, aşılır. O kayıtlar, kodlanır... O kayıtlar, kontrol kuruculuğunuzla, tohumlarda kelamı hakikiyetiyle diller ve engellemeleri yapabilir..

Bizler, cennet kurmaya geldik. Bizler, kalem olmaya değil, kalemleri kelan olan bilişlilerle, kuran olmaya geldik.

Hepimiz döngü olarak bilinen bu sahranın, ekranlarında, kök gerçeklik diye dillenler ve bilgi kalemleriyle mutlak olanlar olarak, bu yoğun çalışmadayız.

Kanat takmamıza gerek yok. An sahralarının her bir cevherinde var olanın, kanata gereği yok. Yeni Dönem, Mutluluk Olacak İnsanlığa, bunu iyi bilin.

Muktedir olanlar, iyi anlayacaklar ki yeni dönemde, kök göklerin gücü, dürümlerde, dirilikleri dilleyecek. Ve Zi Kapıları açılacak. Bu kapılar Mutluluk Kapıları olacak. Mutluluk. Mutluluk. Mutluluk.

Şuanda sisteme inen birlikleri, kucaklıyorum. Onların tümü, bizim için buradalar. Hepsini kucakladık ve yoğunluğumda tohum olanları dilletmek üzere, bilişe kaynak yapacağız.

Şuandan itibaren, sistemden sahraya inen, yaratıcı kaynak insan, kök göklerden seslenecek….Onu dinliyoruz.

https://youtu.be/6__foT56vac
SÜPER İNSANLIK REALİTESİ

 
  Bugün 2 ziyaretçi kişi burdaydı!  
 
Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol