Birlik İlmi
  İNSAN (4) 2.AKIŞ
 

11.TEMMUZ.2018 TARİHLİ İNSAN (4),
AV. NEZİRE SELÇUK ÖZ BİLİŞ, 2. AKIŞ

Dağlarım, murat ederiz ki dünya mutlu bir sahra oluşturur. Bunun için bu çalışmalar, öz gerçekliğimizi, hakikiyetimizi dillemelidir.

Düzen’i kurduğumuz kesin… Mutlakız ve hakimiz. Buyurun, kontrol kurun. Çok özel bir tüketiciliktir yapılan dünyada… 
Herkesin kendini tüketebildiği ve kendi toprağını tohumlamadan kontrolsuz kalabildiği bir yaşam… Ama bu yaşamda, Medine ya da merdiven olanlar yok. Bu sistemin gücünde olan ve sistem için kontrol kuranların kodlarını kırdıkları bir sistem…

Ve dünya çok özel bir dönemi kendi yoğunluğuyla kodluyor.

Biliniz ki bu dünyada çok çalışmalar olmuştur… Ama yolu kapatma çalışmaları hiç olmamıştı. Bugün yaptıkları çalışmalar yolu kapatmak içindir; Halik olanların yolunu, hakim olanları yolunu ve kontrol kuranların yolunu kapatmak… Ama iyi anlayın ki yol kapanır, kodlanmışlar tohumdan ayrışır ve rıhtımda hiç kimse kalmaz. Rıhtımda hiç Kimse kalmadığında, yezitler zeytinleri daha güçlü kodlarla kontrol etme niyetlerini hakikiyetleriyle, hakim kılamazlar.

Bize ağır yük taşıtmaya kalkanlara aklın kalemini gösterdik ve dedik ki “kendini haket ve kontrolunu kur.” ve dünya ruhu, aklın ruhu oldu. Sahra ilmimizle dillendi, mutlak kuranlarımız kodlandı.

“Deliler, diriler.. “ dediler. Kelamı kalem olanların muktediriyeti, her dirinin kontrolu için şarttı.

Bugün doğanın gücü farklı, çok farklı… Birçok kırılmalar sahraya indirildi… Yığın yığın insanlık kontroldan çıktı. Bunları bilemenizi bekledim.

Dünyanı yoğunluğunda bütün bu kırılmalar çorbayı kodlamak için yapıldı ama biz o çorbayı koruyucu kodlarla tohumlamıştık. Bunun neticesi, o çorba yarınların kontrolunu sayfada bırakmadı. 
Peki, ne olmalı? Şarkı mı okumalıyız? Şafak mı olmalıyız? Ne olmalıyız ki bütünü kontrol edebilelim?

İnsanlık boyutları artık bilmeli ki bizimle çalışacak olanlar, kesin hakim olanlar olmalı… Burada bulunmaları mutlak olan, yoğunlukları artırmak için olmalı.

Herksin bu mecliste olmasına izin vermiyorum bundan sonra… Daha sıkı bir kontrol, daha sıkı bir denetim olacak, çünkü burada bütüne hizmet etmeye gelmeyen, kelamı kıranlar var. Biz onların kontrol kurmalarına izin veremeyiz! Kesindir.

Ve daha özel bir bilgi vereyim; “kili kumu anlayan bizi anlayacak..” diye düşündük. Ama kili anlamayan dahi, hakettiğini düşündü.

“Deliler, diriler, yakışır mı insanlığa dirilik?!” Dediler. Yeri yarattığımızda, yolu kodlamıştık. Yeri yarattığımızda, tohumları kodlamıştık. Yerkürenin gücü olmuştuk, mutlakıyetimizi kodlamıştık.

Göz gördü ki dünya insanı arzın gücünü dahi anlayamamış. Yine de dünya Mikail kültü’dür. Yine de dünya mutlaktır ve bu dünya kodlandığı andan itibaren, toprağımızın kontrolundadır. Ve dünya dışını dünyayla dillerken de bunu bilip dilledik.

Geçiş sahraları oluşturduk. Geçebilenleri ilime kodladık. Geçmeyenleri kontrol edebilecekleri dürüme çaktık. Ve dedik “haket, kontrolunu kur ve yolunu bul.”

Netice olarak reşit olmayan, kendini kontrol edemeyen yoruldu ve dürümlerde kontrol dışı kayıtlara başvurdu. Biz bu kayıtların tümünü hakikiyetimizle kontrol edebilirdik ama kendilerini anlamaları için bunu yapmadık.

Şimdi, kırka kırk daha ekleyin ve her kırkın üstü bir kırkı kodalyın. Sorumlusunuz yaptığınızdan… Be Bir’e hizmetçi yapın hepsini de.

Netice Bir’e hizmet, tekliğe hizmet olacak. İşte o tekliğe hizmet olabilenler, hakkın kalemi olacaklar ve tükenen her anı kontrollu olarak yaşama kayıtlayacaklar.

Medine’nin kelamı mutlaktı, merdivendik yarınlara… Bugünden sonra, muktedir olan bilişimiz her anı hakettirecek.

Şikayet etmiyorum, bundan sonraki süreçte dürümlere inenleri herkesin kelamında, yarınında, hologramdan öte kodlayacağız. Aha bu.

Ve biz, doğanın güçleri olarak, her şeyin üstü bir güce sahibiz.

Bu dünya, bizdir… Bu dünya, Bir’dir… Bu dünya, BEN olan Bir’le BİR’lenen ve teknik kul olan nefes olan ve hakim olandır. Biz bu dünya olarak bu çalışmayı sürdürüyoruz.

“Dünya” dediklerimizin çokları, kare, küre olmadan, yarın olmaya çabaladıklarında, mutlaka bu lütfi kapıda kodlama yapamayacaklar. Her şey, her şeyle kodlanıyor ama herkesin her şeyde kodlama yapma imkanı olmayacak.

Kendimi herkesle BİR TEK olarak kodladım… Ve bundan öte bir kodlamam olmadı.

Bunu neden anlatıyorum? Yarat, yaşat ve hakim ol diye… Yarat ve tohum ol diye.

Zaman hepimiz için gelmedi henüz ama o gün geldiğinde, bir tek olup yol olalım.

O gün geldiğinde, HORA gemileri bizi akmasa da her anda var olalım.

O gün geldiğinde, kontrol kuralım. O gün bugün oldu… Ve biz tüm zamanları kodladık ve kontrol kurduk.

Her şeyin ilmi akıldır. Aklın kulu, ilimdir. Bugüne kaynak olanlara, sözüm şudur: çorba pişmiştir. Hadi buyurun, afiyet olsun.

https://youtu.be/jCbBIFbJCbU

SÜPER İNSANLIK REALİTESİ

 
  Bugün 143 ziyaretçi kişi burdaydı!  
 
Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol