Birlik İlmi
  İNSAN (5)-2
 

İNSAN (5/2)
18.07.2018

Dedik!... Dedin!... Hepsi bu!… Dinle! siz biz yok!... TEK’iz biz!... Hepimiz, o TEKLİK’te, her anda sofra kurar ve sofrada, KALEM oluruz… Bugün, bu yoğunlukta olmak istedin ve geçtin…

Biz Dünyalılar, TOPRAK TOPLUM’a, Kurullarımızı indirirken; “SİYAH RENK”le indirdik. Bu renk, tüm insanlığın kodlanabileceği tek renktir. Biz, bu renkle tüm insanlığın kontrolunu kurmayı amaçladık.

BEŞER KAPILAR’ın tümünde, KÖK GERÇEKLİK vardır. Bu gerçeklik ile kodlamalar yapılır. URAN TAHTI’ndan TEK KELAM olan İnsanlık; MİKAİL KAHA SAHRALARI’na, İNSAN’ın “SA HA KA HA” olan ışığı olup iner.

ZİYA olanlarla, GÜÇ KODLARI, BİLİŞ’i kayıtlarlar. O kayıtlar, TOHUMLAR’ı MUTLAK kılıp İLİM SAHRALARI’nı kontrol altına alır.

BÜYÜK AMAÇ, İLİMDİR… İLİM’in KALEM’e inmesi esastır…

İki lekesiz KAYNAK SAHRA, tahdit koyduğu zaman KAYNAK SAHRALAR’a; o SAHRALAR, kendi TOHUMLAR’ını kontrol edebilirler. Çünkü tahdit, ocakları tahditsizleştirir.

Konan tahdit, nasıl tahditsizleştirecek KAYNAK SAHRALAR’ı!? diye sorarsanız; izah edeyim:

Herşey, herşeyle KALEM olabilir… “OL”gun SAHRALAR kodlanabilir… DİRİ YARINLAR, KALEM’e çekilebilir ve ZİYA olanlar, kir altında tahditlenseler de onlar, kontrol edilerek; tahditsiz HALİKİYET’le, tertipli ve temiz hale getirilebilirler.

Bizler, meşaleyi tutuşturanlar; bu meşaleyi, kodlayarak SAHRALAR’a indirdik. Bu yaşam çorbası, tüm insalığındır. Bu çorbaya, YOL olanların, TEK KAYNAK olan KELAMLAR’ını da ekledik.

Bu gün artık yerküre, yeniden SİSTEM oluyor ve yeniden KELAM oluyor. Yeniden BİZ olup kontrol kuruyor. Bu yoğunluk oluştuktan sonra; SAHRA, İSRA olacak ve kontrol, son sözde İLİM’in olacaktır…

İLİM’in kontrolu kurulurken; her insan, SAHRA’da SA HA olup MUTLAK olacaktır. Beden alıp görev taşımanın gereği budur… Bunu başarmak!...

Bunu başarmak için İSA olmanın ya da MUHAMMET olmanın gereği yoktur… Herkes, kendi olarak bunu başarabilir. Biz bunu, bu yoğunlukla başarmaktayız…

Sesleşme ve SİSTEM’de SAHRA olma!… Yarınlanma ve kontrol kurma!… Bunlar, kesin olarak gerekir.

Medeni İnsan; masaya, NEFES olup oturur. Her insanın, bu yoğun masada bulunamayacağını bilmekteyiz ama HASAT YAPARKEN; her bir SESSİZLİK, HAS TAHT’tan SES olurken; çorbada İLİM olmalıdır. Budur gerekli olan!...

Şikayet etmiyorum; niye YARINLAR, SAHRA’ya görevli olan insanlığı kodlamadı diye!... ZİYA olmadan, yarına varılmayacağını bilmekteyim ve beden almadan; kulluk yapılmayacağı bilinmektedir…

Ve DÜNYA; bizi, her birimizi kucaklarken; biz, bu dünyayı mutlaka haketmeliyiz. Bu dünya, NEFS-İ SA HA olan ve HASAT olup KA olup, BİLİŞ’in yoğunluğunda, dün olanı, bugüne görev olarak taşımaktadır.

Her DERE, İNSAN olup akar. İLİM olan İNSAN, MUKTEDİR BİLGE olur akar. Her BİLGE, DİRİ olur; MUTLAK olur; KURAN olur. Ölüyü diriltir HAS olup TOPRAK olur. O, kontrol kurar ve sayfa sayfa CİHAN olur. İşte CİHAN olan insan, SAHRA olan İLMİNİN KULU olur. Onun, “OL” dediği, her anda olur… Olur da topraktan yaratılan olur…

Bunun içindir ki bu Dünya, soyumuzu kodlayabilen BİLGE SAHRALAR’ı oluşturdu. Bu dünya, NİHAN olan yaşamları kodladı. Buyurun anlayın!... Biz, ALLAH İLMİ ile kontrol kurarak çalışırken; biz olmayanlar da kodlamalar yaparak görev taşıyorlar.

Uzun, çok uzun bir zaman geçti!... Dirilikler, KERVAN olup YOL almaya başlamadan önce de “DÜNYA” dediğiniz planet, DİRİ YARINLAR’ı, hologram olan SAHRALAR’da dürümlemişti. Bugün bu dürümler, kodlanmış YASA KOYUCULAR tarafından tahditsiz şekilde YAŞAM KAYITLARI’na indirilmektedir.

BİZ İLMİ, BİR’İN İLMİ’dir. Bir İLİM, ALLAH TAHTI’ndan inmişse; o İLİM, MUTLAK’tır. O İLİM, HALİK SAHRALAR’ın İLMİ’dir.

Oy Canlar!... Oyyy!... Nesiler boyu çorba pişsin diye beklemiştik. Şimdi artık o çorbanın, pişme zamanıdır. İşte o çorba, İnsanlık Boyutları’nın İLİM ÇORBASI’dır… İşi hakeden her insan; o çorbaya, yoğun IŞIK ile konmuştur. Hepimiz o çorbadayız!.... Çalı çırpı olsak da o çorbada, DİRİ olup kodlamalar yapabiliriz. O çorbada, kulluk yaparız. O çorbada; KERVAN, YOL olur; YAŞAM olur; BİZ olur!…

ESMA, SA HA ve SA HA, SİSTEM!... Biz, SİSTEM olarak çorbaya, yarınları koyduk. “Önce DİN” dedik!... Sonra “DİRİLİK” dedik!... Şimdi artık YARINLAR, geçişlerini yapmaktadır… Yaşamlar, dürümlere inmekte ve SAVAŞ GALİBİ dillenmekte. O galip İLMİN KALEMİ, İNSAN SAHRASI ve ZAMAN KAYNAĞI!... İşte o galip, İNSANLIK BOYUTLARI!... Biz, o boyutları HAS TINI’yla kodladık…

Şimdiden sonra “RUH” denilen SİSTEM; cevherini insanlığı indirmeye başlayacak… Bu bir DİN SAHRALANIŞI olmayacak; IŞIĞIN SAHRALANIŞI olacak… IŞIK, sahralandıktan sonra; TOHUMLAR, kontrol kuracaklar. Yasalar kapsamında, yarınlar kodlanmış oluduğundan; her insan, yazıp çizerek görev taşımadan, İLİM’le yarınlara KUL olup KURAN olabilecek.

MUTLAK olan; şevkin, şavkın; sıhhatli şekilde yarışmadan, DİRİLİKLER’i kontrol etmesi ve RUH’un, hologramdan aşabilme halikiyetini gerçekleştirmektir.

Ve bizler; burada, her birinizle BİR TEK olup çalışacağız. Ağır yük, ANA KALEM’de kodlandıktan sonra; bu yoğunluktan, ARZ’a inecek ve ARZ, şafak zamanlarında; ağırı hafifletecek.

Bundan sonra çok mutlu bir zaman başlayacak. Her insan, kendi tahditi ile mutluluğu hakedecek. İSMAİLİ SAHRALAR, İSLAM SAHRALARI ile kodlamalara başlayacaklar…

Mutlaka ulu bir SAHRA, ulu bir RESİM olduğunda; Dünya, KURAN olabilecekti ve bu gerçekleşti.

Biz, “BİZ” olup çalışırken; her insan, KELAM olup çalışacak.

MUKTEDİRİYET ve MUTLAKİYET!... Hepimizin, HALİK olup yapmak istediğimiz budur. MUKTEDİR olmak ve MUTLAK olmak!...

Oğullarım, sizi sizden dinlemek isterdim ama siz, benden dillenmek istediniz ve dillendik… İş budur!... İş bu dur!...

SÜPER İNSANLIK REALİTESİ

 
  Bugün 51 ziyaretçi kişi burdaydı!  
 
Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol