8.8.2018 TARİHLİ İNSAN (8)
AV. NEZİRE SELÇUK ÖZ BİLİŞ, 3. AKIŞ

Tahditsiz olarak burada, bu yoğunlukta, “büyük kürzi kapı” olarak bütüne hizmet ediyoruz.

Sevgililer, ağır yüktür yaptığınız. Siz bir yük yapıyorsunuz ama o yük, “hakiki yaşam kübra kelamı”dır ama ağırdır. Sizi dinleyebilen, sizi hakkedip dilleyemeyebilir. Bu da bir ağır yük haine dönüştürür sistemde bu yaşamı. Peki; netice nedir? Altın kapıları açalım mı, yoksa kapıları kapalı mı tutalım?

Verdiğimiz her bilgi Sistem, Nizam ve Düzen’in görevi olarak güç koduna kaynak oluşturuyor. Kapalı mı kalsın kapılar? Açalım mı?

Ben ölü bir planete görev alıp gelmedim. Benim ağır yük taşımamın imkanı yok. Ben sahrayım. Yarattığım her anda varım. Yaşa ya da yaşat… Ben yaşananım.

Verdiğim her bilgi mutlaktır ve hakikidir. Peki; az bilgi mi vermeliyim? Yoksa çok mu vermeliyim? Verdiğim her şey sınırlar içerisindedir. Anlamsız hiçbir bilgim yoktur.

“Sahra”, hepimizin yaşamıdır ve siyahtır. Ama o siyahı anlayacak kült, herkesin yoğunluğunda oluşan bir yüksek güçtür. Ve okunan bilgi, okutturulan halik-i hakta anlaşılabilir hale dönüşür. “Artık doğanın kuranı nedir?” diye soruyorlar. İzah edeyim:

“Doğa”, bir sahradır. Her şey orada kayda alınmıştır. Fakihtir, hakikidir ve hakimdir her ana… Her anda fahri, tahditsiz kodlar bu yoğunlukları kontrol altında tutmaktadır.

Birçok forum var yaşamda… Hepsi ayrı kontrollu kodlardan, tekamül ederek oluşmaktadır… Ve oluşan her forum, hakikiyetin tahditsizliğiyle kodlanarak “mutlak” hale dönüşüyor.

Tatsız, tuzsuz değildir hiçbir forum. “Yaşam kodu” olarak, tanrılık kaydında her şey mevcuttur ve o forumda tüm kayıtlar mevcuttur. 
Siz, Allah ilmi’nde “sistem” diye düşündüğünüz ne varsa, “hakkın kapısı”nda da o oluşabilir.

Her bir “forum (eşya)”, bir sistemdir aslında. Ve yaşama kalemdir, kayıttır, hakikiyettir ve yaşamın tahditsiliği için gerekendir. Ve dünya insanlığı böylesi bir şavka, böylesi bir sahraya indiler. Niye indiler?

Hologram olan bu sahra, Sistem olabilecek yolu bulup, yoğunlaşabilecek miydi acaba? Yahu, her anda var olan, hologram olabilir miydi?! Ama insandı hologram olan yaşama indiğinde… Ve insanın hologram olup yaşama inmesi, bu yaşamı hakedebilmesini ya da hakk olabilmesini sağlayacaktı ama zaman ihtiyaç vardı.

“Dünya” dediğiniz planet, “bütün kötülüklerin yaşanacağı” bir planetti aynı zamanda. Neden? Çünkü “ilim” için. Her şey ilim için yaşatıldı insanlığa. Savaşlar, kırılış, kısırlık, hırs… Ve yaşam kodlandı. Ama “zaman kapıları”nda hepsi vardı. Ve insandı bunları yapan. Hologramı aşması için gerekliydi ve gerekeni yaptı… Ama hologram olmasaydı, hakiki levhide insan da oluşamazdı. İnsanın oluşması bu şekilde gerçekleşecekti.

Peki; forma girmeyen, sahrada “insan” değil miydi? Hakikiyette insan, forumda kodlandığında insanlaşır. İşte; dünya yaşamı budur.

Siz beden isterseniz, beden sizleşir. Herkes kendini hakeder ve o bedene “kaynak” olur. Ama bedeni kodlamak da gerekir. Kodlanmış olduğunda, arzın gücü haline dönüşür beden ve beden sizi, sizde dilleyebilir.

Fırtınalar estirir yaşamlarda beden… Ya da kontrol kurar hakkı, hakikiyeti dürümler ve tohum olur. Neden dünya? Bunu izah edeyim bir kez daha:

Bu dünya, gerçek sahradır, gerçek yarındır ve gerçek kalemdir. Çünkü bu dünya, siyahtan öte simsiyahları da tohumlayabilecek yoğunluğu oluşturmaktadır. Oluşmak, oluşturulmak ve oluşanda oluşmak… Hepsi hakettiğinizce gerçekleşecek. 
Ve “dünyanın ruhu” vardır. Bunu daha evvel de zikretmiştim. Hepinizin ruhudur o ama sonsuz sırdır aynı zamanda o ruh… Siz sanırsınız ki bedene girdiniz, ruhunuz var. Yok yarım, yok! O bedenin ruhu değil, tüm zamanlarda hakikiyetin tekniğinde var olan, “tüm yaşamların kuranı olan ruh”tur. Ki o tektir. Siz o tekliği zikredebildiğinizde, o teklikte kodlama yapabilecek dürüme varanlar olursunuz. Ve torbanız, Allah’ın torbası olur. Dirilisiniz, dirilik olur. “Dirilmek”, Allah’ın ilmiyle olur.

Yeni dönemde hepiniz, hepimiz “bir tek” olacağız ve diri olacağız canlar. Bu dirilik, hakikiyetin tahditszliğinde oluştur. Ve dünya ruhu, tohumları kodlayacak düzeydedir. Ve bizler bu planetteki forumların tümünü, tahditsiz şekilde her anda kodlayarak, dirilikleri kayıtlayıp, “bütüne hizmet için” diğer planetlere de kontrollu olarak kaydediyoruz.

Diğer planetlerde de “formal sahralar” oluşturuyoruz. Bu sahralar, kontrollu olarak kayda giriyor. Kayda girmeden dürümlerde “kalem” olmayacağı gibi, “yaşam” da olmaz. Yaşamı var etmek, mahrekte “mahrek” olmakla mümkündür.

Ve insan soyudur yaşamları yaratan… Her şeyin daha iyi anlatılması ve hakkedilip, anlaşılması için bu bilgileri size ve sizin yüreklerinize indirme ihtiyacı duydum.

Değerliler, Atonlar’ın toprakları çok güçlüdür… Sesleri güçlüdür Atonlar’ın. Acı kapıları vardır orada… Gelecek, geçmişi tohumluyor ama geçiş yapabilenlerce yapılıyor bu… Ama Atonlar toprağa tohum ekmeden de kodlanmıştılar. Alternatifleri vardı; Amon tohumları… Ama Amon tohumları da kontrolda kodlayıcı olmalarına rağmen, tahditliydiler. Hepsi, hepimizde vardı ve bugün de varlar… Ama daha da özel bir bilgi vereyim sizlere; alternatifsiz olan yaşamlar da vardı.

Önce ocaktılar… Sayfa sayfa kontrol kurdular, tahditsizdiler, lekesizdiler. İşte; “Ata kodlar”dı onlar. “Ana kalem”in kontrolunu kuracak güçteydiler ve “Sistem” olarak çalıştılar. Lekeleri hiç olmadı canlar. Onlar; Ata kalemler, Aton topraklarının kültü olanlara “görev” verdiler.

“Cennet” dediler, “cenneti hakedin.” dediler. “Yeşeren tohumları kodlayın, yarınları koklayın.” Dediler. Netice; insanlık kontrol kudur.

Bütün “Medine kodları” ilimdiler. Hepsi kelamdılar, yaşamdılar. Sararan dünyaları tohumladılar. Hazırdık dünyaya inmeye ama yoktu yol. “Ol” diyenler olduğunda “yok yol”, “var yol”u oluşturacaktı… Ve bugün bu oldu.

“Horasan toprakları” bize gelmiştiler ya, hepsi yaşam kapılarıydılar; bilir misiniz? Evrim yapmaya değil, “ekmek” yapmaya gelmiştiler hepsi de… Yarınları kodladılar onlar. Bunları iyi anlayın.

https://youtu.be/Iz3w_YRSj98

SÜPER İNSANLIK REALİTESİ