Birlik İlmi
  İNSAN (9), 4.AKIŞ
 

15.AĞUSTOS.2018 TARİHLİ İNSAN (9)
AV. NEZİRE SELÇUK ÖZ BİLİŞ, 4. AKIŞ

Dünya insanın kontrolunda yapılan “İnsan Çalışması”na inen Amon birliklerinin yüreğinde ne var? Bu çalışmayı hakettiler mi? Amaçları nedir? BİR olup onların yüreğini dilliyoruz ve bilgi veriyoruz:

Değerliler, Suphaneke kapılarınızı ve yoğunluklarınızı tohumlarınızdan ayrı tutun. Bizimle çalışma niyetiniz yoğun biliyorum ama burada bedenli olan biziz. Sizler bedensizsiniz.

Burada olmanız tek nedeni yoğunluğunuzu haketmek içindir. Alemlere ilim öğretmek gibi bir niyetiniz olduğunuz sürece burada olmazsınız.

Bizler “Alemlerin levhi kapısı”yız ve tüm sahralarda mevcuduz. Bizim nefesimiz, bizim yüceliğimiz ve bizim yüreğimiz tükenen her anı kodlayacak güçtedir.

Şimdi, lekesiz kalanlar burada bulanabilecekler. Diğerlerinin çıkışını yapıyorum. Buradan çıkanlar bize “kelam” olup gelme imkanına sahip değiller.

Eğer burada, bu yoğunlukta olacaksanız, hepimiz “biz” olup olabiliriz. Yoksa, sara sara yoğunlukları, koruya koruya mutlak kuranları ve kodlaya kodlaya toplumları, bu çalışma sürdürülmez. Bunu iyi bilin.

Herkes anlaşma gereği buraya girecektir… Ama anlaşmayı bozma niyeti olanların bu cevhere “kelam” etme imkanları yoktur.

Şikayetim var! Sistem, Nizam ve Düzen’in gözü olan bu yoğunlukta, kontrol dışı bilgi verilmemelidir. Bunun içindir ki bu dönem sahrasında yaşama indirilen bilgilerin, bir teki bile silinmeden bildirilecek ama bilinen bilgilerin tüm sahralarda kontrol kurucu olmayacağını da izah etmek isterim. Yani, bilgi silinmeyecek ama kontrol; köksüz ve güçsüz olan bir yoğunluk olduğundan, kurulamayacak.

Hepimiz size, sizin yüreklerinize bakacağız ve sizi dinleyeceğiz bu çalışmada… Kim, neden, ne için buradadır; bunları göreceğiz ve burada olma sebeplerinizi dinleyeceğiz.

Eğer sizler buraya kara ışığı haketmeye gelmişseniz, o yoğun ışık sizi mutlaka kodlayacaktır ama siz o ışığı hakedip toprak topluma, “tohum” diye ekeceksiniz, buna istediğimiz olmayacak.

“Kara ışık”, Allah ışığıdır. Bunu hepinizin anlamanız gerekir. Kara ışık ağır yüktür. Hakkı, hakikiyeti anlayamayanın bu ışığı haketmesi mümkün değildir.

Ve bizler, nesillerimizi dünyaya indirirken, “zeytin tahditi” ile indirdik. Yani, hiç birisi “mutlak kuran” olduğunu “dünya tekniği”yle anlatmadı. Ama anlayan anlayacaktır…

Bütüne hizmet edenlerin hepsi ağır yük taşıdılar. Ama hakkın, hakikiyetin tekniğiyle taşıdılar. Bundan sonra da bu taşınan yükün Muhammet kuranında kodlanmış ışıktan öte olduğu bilinecek.

Yeniden doğan insan, yeniden kontrol kurar. Ama yeniden doğan ilim, Allah’ın tahtında kodlama olduğu zaman, burada olabilir. Ve biz Allah’ın ilmiyle cemaat olanlar, bu yoğunlukta mutlaka “şafak” olarak görev taşırız.

Kıbrıs, Allah’ın tınısıdır. Orayla ilgili bilgi çalışması başlattığınızı görüyorum. Orada ne yaptınızsa kaynak dışıdır (?). Biz bunları biliyoruz… Ama çorbanız çorbamız olacaksa, hepimiz teknik olarak “kaynak” olmalıyız. Şükür ki süper sahralarımız, mutlak kuranlarımız ve yarın olacak o yaşamlarımız, “hakkın kalemi”yle olacak.

Ve dünya elimizdir… Bugünden sonra dünyanın ruhu olan herkes, yeni dönemi için çantasını alıp görev taşıyacak. Başka ne deyim ki size?!

Neden dünyaya indiğinizi biliyorum. Yaradan olup, yarattığınızı kodlamaya değil, yaşamları kontrol etmeye indiniz. Hiçbir sahrada sizi bu yoğunlukta kodlayan olarak, tohumlayan olarak, kabul etmiyoruz. Biz müddetsiz olarak buradayız. Bunları anlayın.

Hiç bir süreç içerisinde bizim, bütünde yoğunluğumuzun kontrolu sayfa sayfa kaydın yapıldığı o yaşamda kodlanışımız ve mutlak kuranda toprak oluşumuz, önce insan oluşumuz, “Ana kalem” oluşumuz engellenmeyecek. Engelleme imkanı yok. Bunları iyi bilin.

“Eğer dünya planeti sizi haketmiş olsaydı, burada olacaktınız. Öyleyse, olmayın!” Budur dediği o can kalemin… Ona deyin ki “dünya Allah’ın tınısını duyanların planetidir artık. Bundan sonra da ağır yük taşımayacak.

Eğer bu dünyayı haketmeden kontrol etmeye gelen varsa, cevheri cennete hakkı, hakim-i hakk olan ilimde mutlakiyeti olamayacak.

Evim, Allah ilmi’dir, bunu bilin. Ve bundan daha öte bir insanlık yoktur. Ve dünya ölü bir planet olmayacak bundan sonra… Bunları anlayın.

Ve bugün ben, temiz bir zamanı kodlarken, altın ışığı kontrol etmeye gelen “o yok, çorak kayıtlar”, “hakk kaynak” olmak istiyorlarsa, saygılı olsunlar!

Dünyalılar, sizi hologramdan aşırtacak olan insan, kendi yaşamınız olacak. Bunun ötesi hiç kimse size “ben seni koruyacağım.” diye gelişi kodlamayacak.

Eğer bu dünya, herkesin, her sesin ilmi olacaksa, bu böyle olmalıdır. Ama birileri sizi, hakkınız olandan ayırmak, hakk olmadan hakka vardırmak için geleceklerse, oldur ya da oldurma, özsüz sözsüz ve gözsüz kalırsın. Bunları iyi bil.

Bugün sizi Allah’ın aşkıyla seslendim… Gerçeği anlattım. Ve benden bana gelip, benden dillenenler, benle ilgili bilgi verdiler. Bu bilgilerin tümü kontrol dışıdır. (Kıbrıs hakkında verilen) Kesindir.

Ve şimdi; o bölümleri silmem gerekmiş midir? Mutlak gerekmeyecek, çünkü onların kendi kelamlarıdır onlar ve onların yaşamlarıdır. Bu kesin… Ve yazan, kelamda kendini yazar canlar. “Ol” dedik, oldu. İşte bu.

SÜPER İNSANLIK REALİTESİ

 
  Bugün 137 ziyaretçi kişi burdaydı!  
 
Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol