Birlik İlmi
  İNSAN (2), 4.AKIŞ, 1. BÖLÜM
 

27.HAZİRAN.2018 TARİHLİ İNSAN 2
AV.NEZİRE SELÇUK ÖZ BİLİŞ 4. AKIŞ – 1. BÖLÜM

Dediler ya “itibarı yüce olan bilişin kodları bugün burada olacak...” Ve sistemin kuranları bizimle olacak... Ya KA HA, lekesiz olanlar mı onlar yoksa yasaları kontrol için mi geldiler? Hakk’ın hasatı mı, hakikiyeti mi dillerindeki? Yarınları kontrol edecek güçleri var mı? Şafak ilimle kodlandığında sahra insanı kontrol edecekse, vasi mi gerekir ilme yoksa kelamı kuran mı kodlamalı?

Hamur yoğuranlara kuran olduk canlar... Lütfettik, lokomatif olduk YOĞUNLUKLARA...

Sultanlar!...

Ben toprak topluma tohum olan, İLMİ KA HA olan BİLİŞ OLUP GEÇİP GELDİM... YERKÜRENİN GÖREVİ İNSAN... Ya KA HA, sahrada sistemi kodlayabildi mi acaba? KİNİ AŞIP YOLU BULANLAR MUKTEDİR OLACAKTILAR... KONTROL KURACAKTILAR... Lekesiz olup mitosların kök gerçekliklerini anlayacaktılar... Yeri yaradan, yaşamı kodlayabildiğinde mutlak olacaktı hepsi de...

Kervan kelama kalemse; el Allah’ın eli, yarınlar miracımız ve mitos olan Mikail mutlak kuranımızdır bizim... Yeni dönemde tohum olanlara, gök çözümlemeleri yapanların, Medine olup merdiven olmaları gerekliydi... HER DİL, ALLAH’IN İLMİYLE DÜRÜMLERE İNER... AMA BİZİM DİRİLİĞİMİZDE İLİM, MAHREKİMİZDİR...

Kaça kaça yol olanlar, yok olup topraktan toplumdan kontrolsuz çıkanlar da var... HER DİL, ALLAH’IN İLMİDİR CANLAR... Bizim dilimiz, Mikail olan kelamın hologramı aşan kültü olan BSUİ’dir... BARIŞ, SEVGİ, UMMAN OLAN İMPARATORLUĞUN İLMİ OLAN KALEM, O KALEM İNSANDIR...

YENİ DÜNYA GÜCÜ DÜRÜMLERE İNİYOR... VE BU GÜÇ, BÜTÜNE HİZMET İÇİN BURADA OLACAK... Koruyucu olmamız istendiği zaman; olgun başakları bulalım, ocaklarını tohumlayalım diye çözümsüz bir yücelikle dürümlere indik... “Kim Allah’ın tınısını duyar, kim Hakk’ın kuranını kodlar, kim mutlakiyeti hak eder, ya da kim kelam olur, mükafat olur bütüne” diye sorgulamadan bu yoğunluğa indik... Kırk kapının kırkını her dil Allah’ın ilmiyle diller... Biz de aklın kelamı olup Allah’ın ilmiyle bütünün gücü olduk...

Köksüz ve göksüz olanların gücünün kürzi kapıda, Mustafaların kaynağında olduğunu bilerek çalıştık... Muradımız hakikiyetti, hakiki levhi kalem ve hakiki mutlu huzurlu bilişti... Dediler “LEKESİZ İNSAN...” YARADAN YARATTIĞINI LEKELİ YARATMADI ZATEN... HER İNSAN, LEKESİZ DOĞAR YAŞAMA... AMA O YAŞARKEN LEKELER KELAMINI, KURANINI KONTROL EDER VE OCAĞINI YIKAR!... BİZ SÜPER SAHRALARI BÜTÜN KÖTÜLÜKLERİ AŞARAK KODLARKEN, HER LEKESİZ OLANIN DA SAHRAYA İLİM İÇİN İNDİĞİNİ DİLLERİZ...

Köre göz gerekse, öz söz oluruz, göz oluruz ama yarın için bütüne hizmet etmeliyiz... BÜTÜNE HİZMET, HEPİMİZİN GÖREVİDİR!...

Yemin ederler “ben insana kelam oldum” derler, “kervan oldum” derler... Yemin ederler “rahman oldum” derler... “Sahra oldum” derler... AMA YARATMAK, YAŞAM İLMİYLE OLMALIDIR!... Eğer yaşam ilmini hak edip anlamamışlarsa, yasaları da anlayamazlar... Bizler doğanın görevini kodlarken, bütüne hizmetçilikle buradayız... Öfkemiz asla yoktur... Körün gücü öksüz kalırsa, biz o gücü kök gerçeklikle dilleriz ve ÖZÜN SÖZÜYLE SESLENİRİZ...

YENİ DÖNEM HEPİMİZE HAYIRLI OLSUN CANLAR!...

YERYÜZÜNÜN YENİ DÖNEMİ... Mutlulukla, gök çerçeveli çalışmalarla devreye giriyor... YENİ DÖNEMDE BÜTÜN KÖTÜLÜKLER AŞILACAK!... NESİLLER BOYU BU GÜNÜ BEKLEDİK!... Kötülüklerin aşılması için mutlak kuranların kontrolu gerekir ve bu gerçekleşecek... Merdivenimiz Allah’ın ilmiyle kodlanmış merdiven ve o MİRAÇ İLMİYLE Mikail’in kübra kelamında bütüne hizmet için kodlanmıştır...

Sanal boyutların kelamı mutlak ama yolu mutlak olmamışsa, kör sağır olan insandan oluşan bir haldir bu... Ama insan; görevini hak ettiğinde ve tohumunu kodladığında ve cemaatini cevhere cen diye kelam diye indirdiğinde, ayrılık biter canlar...

Sarmak ya da sarılmak... Hiçbir anlam farklılığı yoktur... YA SARILIRSINIZ, YA SARARSINIZ YAŞAMI... EĞER YAŞAMI HAK EDİP DE SARABİLİRSENİZ, YERKÜRENİN GÖZÜ SİZİN SÖZÜNÜZDE GÖÇ KODLAMALARINI KONTROL ALTINDA TUTACAK YASALAR KOYAR... EĞER SİZ SARAN OLURSANIZ YAŞAMI, YENİ DÖNEM İÇİN HEPİNİZ BİLİŞİN KALEMİ OLURSUNUZ...

Yeli hepiniz kelam diye bilirsiniz ama o yel mahrekse, mutlaktır da... O mutlak olan sanal boyutların kök gerçekliğinin gücünden üstün bir güç olur... Deri kemik olan insan, daha önemli bir ilim için, BU DÜNYAYI HAK ETMELİDİR... Daha önemli ilim nedir? Hakk’ı olan ve hakimi hak olan ilmi olan birliktir... O birliği mutlaka sahraya indirmelidir... NEDİR BİRLİK? TÜM İNSANLIĞIN TEKLİĞİDİR... HER İNSANIN; BİLİŞTE, KELAMDA VE YAŞAMDA BİR TEK OLUŞUDUR... BUNU ANLAYACAK GÜÇTE OLAN İNSANLIK, MUTLAKA TOHUMLARINI KODLAYACAK VE YOĞUNLUĞUNU HAK EDECEKTİR...

“Dert değil bize insan” dediler... Ama bize derttir canlar... Hepimize derttir insan... Netice olarak; biz, mutlak kuranları kodlarken, herkesin kendi yoğunluğunda her şeyi hak etmesini dileriz... KİNİ AŞMASINI, LÜTFİ KAPIDA MUTLAK OLMASINI VE RUHUN KURANI OLMASINI DİLERİZ...

Kara ışık aklın kapısı ama ya kara değilse o şavk? AŞK VAR MI ORADA? Mutlaka insan sahraları bunları öğrenecek dilleyecek canlar...

https://youtu.be/_G-b-hhRgWQ

SÜPER İNSANLIK REALİTESİ

 
  Bugün 385 ziyaretçi kişi burdaydı!  
 
Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol