Birlik İlmi
  İNSAN (4), 4.AKIŞ 1.BÖLÜM
 

11.TEMMUZ.2018 TARİHLİ İNSAN 4
AV.NEZİRE SELÇUK ÖZ BİLİŞ 4. AKIŞ - 1. BÖLÜM

“YAZGI” dedikleri, insanlık ilminde bilinmeyen bir haldir... Herkes kendi tahdidiyle kendini hak etmeye çabalar... İlimle, bilişle ve hakikiyetle... HERKES KENDİ YAĞMURUNDA YAŞAMA TOHUM OLUR... AMA YAĞAN, KELAMDIR... VE KENDİNİ HAK EDER... KADER, HAK ETTİĞİDİR!... Kim, kibri kaleme indirdiyse, kili kalem olan bilişiyle indirmiştir...

BİZLER DOĞANIN GÜÇLERİYİZ VE DÜNYA TOPRAĞINA TOHUM EKTİK... KELAMI HALİK KILDIK VE MUKTEDİR OLDUK... KURAN İNSAN OLDUK, MUTLAK OLDUK ve toprağın tahdidinde insanlığı kelam olup toprak yaptık... Emre itaat ettik... Ve sessizce dillendik... KENDİ NEFESİMİZLE, KENDİ YARINIMIZI KODLADIK... YAŞADIK VE YAŞANDIK... Her şey insanın kendi tahdidi ile, kendi yarattığı ve yaşattığı ile mutlak olur... Bizler bunu yaptık...

Ütü ütüledi insanlık yaşamda... Kendini ütüledi, yarını ütüledi, yaşam sahralarını ütüledi... ÜTÜ, OCAKLARI KONTROL ETMEK İÇİNDİ... Ve dümdüz oldu sahralar... Dümdüz oldu... Her şey, her şeyle kodlandı...

Bugün, öz görevimizi hak eden bilişimizle kodlanan ve toprağı tohumlayanlar geçip geldikleri zaman, bizi tahditleyerek kendilerini hakim kılmaya çabaladılar... Ve dedik ki “SEN, SENİ HAK ET!...” TOPRAK, TOPRAĞI TOHUMLAR, UMMAN KURULLARINDA KODLANIR VE YARINLAR OLUŞUR... BİZLER, BİZLERİ HAK ETTİK ve yasalar çerçevesinde kayıtladık... DÜNYANIN RUHU OLDUK... Ve toy bir dünyaya koruyucu olduk... Netice korumaktı amacımız, ama koruyan olan ilmimiz oldu... Dünyanın ruhu olduk...

Sultan!...

“Ben dünyalıyım” dedim... “Ben, öksüz değilim” dedim... “Ben, kontrol ediciyim” dedim... Her şey dedim... NETİCE OLARAK, DEDİĞİM HAK ETTİĞİMDİ!... Bugün süper sahraları toprağa tohum diye indirirken görebildiğim, herkesin kendini hak etmeye çabaladığıdır... Eğer ben insanı, HAŞRI SAHRADA dilleyebilseydim, mutlak kuranı kodlayabilecektim... Şikayet ettim “insan insanı anlamıyor” diye... Ama şikayet etmemin anlamı yoktu, ÇÜNKÜ İNSAN KENDİNİ DAHİ ANLAMAMIŞTI... Ve bütün meclislerde, bizim İSRA KALEMİMİZ kontrol edici tohumları kodladı ve dedik ki “şikayetimiz yok ama yasalarla çalışalım...”

YERYÜZÜNÜN GÜCÜ, ALLAH’IN KÜLTÜYLE KODLANIR... Eğer siz bir şafak olacaksanız, bunun için hak etmelisiniz ve Hakk’ın kalemi olmalısınız... ŞAFAK, ALLAH’IN ŞAVKIYLA KODLANAN İLM KOYULUĞUDUR... İŞTE O KOYULUK, BÜTÜNE HİZMET İÇİNDİR... DERT İNSANSA, DERMAN YİNE İNSANDIR... BUNLARIN ANLAŞILMASI GEREKİR... İNSAN, KENDİNİ DİNLEYEREK BÜTÜNE HİZMETÇİ OLUR... EĞER İNSAN, KENDİNİ DİNLEYEMİYORSA, KENDİNİ KAYNAK UMUTLARLA KODLAMIYORSA, O İNSANIN KENDİNDE İNSANLIK YAPMA İMKANI BİLE YOKTUR...

Dediler, DİDEM oldular... Sistem oldular ama DEDELİK DİRİLİK DEĞİLDİ... İKİ AKIL, HAKİKİYETİ TAHDİTLEDİĞİNDE, BİR’E HİZMET HAKİKİ İLİMLE OLACAKTI... Mutlaka ama mutlaka bütünlüklerin kontrolu gerekliydi... Ve dedim ki “Allah’ın tahtında olayım, aklın KA HA sahrasına ineyim, yarınları kodlayayım ve yaşamları muktedir kılayım... BENİM KADER İÇİN SESİM ŞUDUR “Ben, ben etkinliğiyle, ben bende BEN olurum ve BEN TÜM YAŞAMLARDA KENDİ YARINIM OLURUM...” BENİM KADERİM, BEN’DİR!... BENİM TAHDİDİM BEN’DİR... BENİM RÜŞDÜMÜ KANITLADIĞIM ANDAN İTİBAREN SAHRAM İLMİN SAHRASIDIR Kİ, O BENLİKTİR... Benim için KADER; Medine’nin, Mekke’nin ilmi değildir... Hak ettiğim, hak olup kodladığımdır... Ve ben dünyaya, kök gerçekliğimi kodlayıp indiğimde de, kendi yarınımı kodlayarak bütünün gücü oldum...

Hakkımdır ilim benim... Ama Hakk’ı KA HA yaparak, bütünün gücüyle dürümlere insanlığı indirdim... Ve dünya, hak ettiğim oldu... ŞU ANDA DÜNYADA, RUH OLAN BİLİŞLERİN BÜTÜNE HİZMETÇİ OLMALARI MUKTEDİRİYETLE, KELAMI KALEM YAPMALARI VE MUTLAK OLMALARI NETİCESİNİ DOĞURDU... Eve döndüğüm zaman şunu söyleyeceğim “dünya, masa kurduğum bir yerdir... O masaya hak edenleri oturttum... Orada kulluk yaptım, orada mutlak kuran oldum, orada keşkeler olmadı... Hep ALEMLERİN İLMİYLE çalıştım ve hasat olan hasat tahdidiyle mutlak olan, müthiş sahralar oluşturan bilişi kayıtladım... Ve “KADER” dediğiniz o yaşam sahrası benim kelamım oldu...BEN KADER OLANIM!... VE KADER, “BEN” OLANDIR... MUTLAK, AMA MUKTEDİR OLARAK KADER OLDUM... DÜNYANIN RAHMAN OLAN KELAMI OLDUM, MUKTEDİR İLİM OLDUM... VE BU İLİM; SEVGİ SAYGIDIR... BU İLİM; HAKK’IN KALEM, KUTSAL IŞIĞI OLAN İLMİDİR... TÜM İNSANLIĞIN KADERİDİR!... KESİNDİR... VE BU KADERİ YAZMAK, HERKESİN GÜCÜ OLMAKLA MÜMKÜNDÜR...

Dünya dışını, dünyayla tohumlamak...TÜM İNSANLIĞI KODLAMAK!... RUH KURANI, MUTLAK KURAN YAPMAK... Ve toprak olmak... “OL” demek!... “OL” ama HAK ET DE “OL” demek... Her kesin kendi hak ettiğini, hak olup olması... Mutlak, ama mutlak gereken budur... VE DİRİLİK BUDUR!... Siz, bir diri olursunuz ve kodlayıcılık yaparsınız... KODLAR; BÜTÜNÜN KODLARI HALİNE DÖNÜŞÜR VE MUTLAK KAYNAK IŞIK OLUR... IŞIĞIN KAYNAK OLUŞTURDUĞU BİR SAHRA, KELAM OLUR... KELAM, HAS TAHTIN İLMİYLE BÜTÜNE HİZMETÇİ OLUR VE HER AN OLUR... İşte o her an olanı, hak tahtınızla, hak etmeniz sizi mutlandırır ya da HAK İLMİYLE hak olup bütün olmanız sizi kodlar... Ya da siz o halik kaynak olursunuz ve METHİ KA HA OLURSUNUZ... BÜTÜNE HİZMET BUDUR CANLAR... İŞTE KADER DEDİĞİNİZ DE SİZİN, KENDİ YAŞAMINIZIN KONTROLUNDA KAYITLANAN İLİMLE, BÜYÜK KÖTÜLÜKLERİN YA ÖNLENİŞİ YA YAŞATILMASIDIR!... Ve diyorum ki “BEN KADERİ YAZAN İLİM!... BEN, KELAMI KURAN YAPAN BİLİŞ... VE BEN MUTLAK OLAN KAYNAK KA HA!... SEVGİYİM BEN!... SEVGİYSEM; KÖTÜ DEĞİL, İYİYİ TAHDİTSİZ OLARAK KODLAYANIM... BUNU İYİ BİLİN, Kİ O İYİ MUTLAKA HAS TAHTLARIN İLMİYLE KODLANDIĞINDA, HER İNSAN İLİMDE O İYİLİKLE KODLANACAK!...”

Eğer Rahman’a kuransanız “İŞ BUDUR” derim... Eğer kaynağa ilimseniz “İŞTE BU” derim... Eğer sessizseniz “İSRA” derim... Eğer sesiniz yeşilden mora varmışsa “KO SAHRASI” derim... Eğer sualtının gücüyle kök gökleri türevlemişseniz, AŞK’la sizleşirim ve “AHA, ŞİMDİ” derim... Ve ben “AHA” dedikçe “HA SAHRALARI, A SAHRALARIYLA TOHUMLANIR...” A-HA... SA HA ve Sİ KA HA...

Şikayet eden diyor ki “AHA NE Kİ?”

“A” sahranın levhi kalemi olan, AYRILIĞI GÖZETMEYEN ATON TOHUMUDUR...” “A” KUTSAL BİR TEK KELAM OLAN ALTIN IŞIKTIR!... “A” MUTLAKİYETTİR VE KURAN OLAN LEVHİ KAPIDIR...

“HA” ise; SAHRANIN KELAMIDIR VE SAHRA OLARAK KODLANMIŞTIR... AŞKLA KAYIDA GİRER VE “HA” SAHRALARI MUKTEDİRİYETLE KÖK GERÇEKLİĞİ KOKTUĞUNUZCA KOKUTUR... Ve ben; dünden dünlere varan, her anı kodlayan ve sonsuzluğu kontrol eden imparator olarak gök çözümlemelerinizde sizleşirim... Ve “YES İŞTE” derim... Ya da “NO, NO” derim...

Sevgililer!...

İLAHİ GÖREV BUDUR... İş budur... “HAH” desem, “HAH” diyecek güç olmalı karşımda... “HA” desem “HA” olacak söz söylenmeli dürümlerde... “AH” desem “AH“ KALEMİ KURANA İNMELİ... “AHA” desem, hakiki insanlık alemlerin levhi kapısına iner ve sorgu sual olmaz orada... VE SOM ALTIN IŞIKLAR YANAR...

HER DENEME, BİR DİRİLİĞİ KODLAR... VE BÜYÜK KÖTÜLÜKLER KONTROL ALTINDA TUTULUR...

https://youtu.be/4WCH3dhGNo0

SÜPER İNSANLIK REALİTESİ

 
  Bugün 91 ziyaretçi kişi burdaydı!  
 
Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol