Birlik İlmi
  İMPARATORLUK 12, 3. AKIŞ 1. BÖLÜM
 

22.KASIM.2017 TARİHLİ İMPARATORLUK 12
AV.NEZİRE SELÇUK ÖZ BİLİŞ 3.AKIŞ 1.BÖLÜM

Devinimi arttırabilmek için öz gerçekliği kodlamamız gereklidir... Bugüne kadar yapılan her çalışma Muhammed Mustafa'nın kutsal ilmi ile olmadı...

Muhammed, kelamda kalemdeydi ama levhide yoktu... Ayrı gayrı mı? Asla değil... Ama kontrol dışıydı yoğunluğumuz ve bunun için onun toprağa tohum ekmesine izin yoktu...

Ağır yük mü? Yok asla!... Diyebilirsiniz ki biz hep kontrolluyüz demiştik. Ama torbanın, torbası olur... Her torbadan öte bir torba ve tüm torbaların örtüsünü örten yeni bir torba...

Çalı çırpı değiliz canlar ama Muhammed'in kulluk yapabilmesi için kelam olması ve bütüne hizmetçi olması, hepimizin öz gerçekliğini kodlayabilmemizden sonradır...

Ve bizler öz gerçekliğimizi kodlayarak, onun toprağa tohum ekmesi için öz kült oluşurduk... Bu öz külte onun inmesini sağladık... Diyebilirsiniz ki ama o çok farklıydı... Mutlaka farklıydı. Kalem ile kaynak ile öfke ile değil hakikiyetle çalıştı hep...

Bizler onu ana kalem diye bildik... Sultanlık sonsuzlukta mutlaktır... Ama sultanlığı kodlamak hakikiyetledir...

"Eğlence başladı" diyoruz... Biz hep... Eğlence başladı!... Ama aklın kaleminde eğlence diye birşey yoktur.. Sadece yaşamı kodlamak vardır... Ve bire hizmet vardır... Doğanın gücü bu şekilde tohum eker... Hepiniz iyi anlayın ki cemaat cevhere cennet ile ilim ile indiğinde; artık orada kare küre değil kervan olur... O kervana herkes biner...

Dünya dışı varlıkları, dünyayı tohumlayacaklarında bizi ve bizim yüreğimizi dillerler hep.. Ama bizim yolumuzda olmayanların buraya bu yoğunluğa inmemeleri de gerekir... İşte, doğanın gücünün hologramdan öteye ulaştırırken bunları hak etmeye çabaladık bizler...

Daha önemli olan muktedir olarak burada çalışmalarımızı sürdürüyoruz... 
Efrad kaynaklar vardır... Hepinizin efradınız ve o efradlarınızın kaynak oluşu vardır. Ama toprağın, hulusi kalem olabilmesi için birlik kapımızda olması gerekir...

Doğanın gücü için bu gereklidir. Şimdi yeni dönemde muhammedin doğanın gücü olarak dürümlere çekilişi sessiz zamanların dillenişini sayfalayacak..

Ve Mustafa el ayak olacak ocağına çünkü ruhunda kuran var onun da... Toprak olarak çalıştı ama yaşam kalemiydi aynı zamanda ve o bir sistem olarak inmişti...

Diyebilirsiniz ki o bir ışık değil miydi?... Mutlaka ışıktı ama ışığın kaynak olması ayrıdır... Işığın kaynak olması mutlaka ama mutlaka hakikiyetle öncelikle kelamla ve yoğunlukla mümkündür...

İşte, bu nedenledir ki ruhsal kapıların tümünde Muhammedin kulluğu devam etti hep...

Muradımız şudur ki Muhammed, insanlık kelamı olsun ve hakim olsun... Ama Muhammed imparatorluk kültü de olmalıydı ve bunu yaptık... İmparatorluk kültü oldu...

Şu andan itibaren dinden öte bir insanlık tohumlayacak O... Herkes için... Dinden öte bir insanlık... Ve bunu Muhammed insan sırrını dilleyerek yapacak... Nasıl olacak? Bizim bilgilerimizde ona ait her şey mevcuttur. Ama onun kök gerçekliğini düzene indirenler vardır...

Hani dersiniz ya "dergahlar, dergahçılar... Yada diriciler, İlimciler, kalemciler..." Sessizce onların yoğunluklarına ilim öğreteceğiz canlar...

Nasıl olacak?... Mesih olarak kelama inenlerin hepsi kalemle inecekler.. Ve hepsi yaşam ilmi ile dilleşecekler...

Bundan sonra dünya diriliğinde onların sistemleri kodlanacak... Yani iyi anlayınız ki öz gerçeklikle kodlama yapacaklar... Ve dinci kapıların insancı kapılara ulşaması sağlanacak...

Eğer bir daha güçlü insan dünyaya indiğinde, o insan mutlak olabilirse herkes onda mutlak olacak...

Şu anda biliş halinde bu bilgileri hakiki insanlık için bildiriyoruz... Ama onların konrollu kalem olmaları gereklidir...

Şükür bunları çok açık veriyorum.... Mutlaka ama mutlaka Atatürk Kuran'dır... Ama tohumdur o... Mutlaka ama mutlaka yarındır ama insandır da... Peki ya Muhammed?!.. Huzur kapısıdır.. Haliktir haktır... Tahtidsizdir... Ve BSUİ'dir... Barış Sevgi ve Mutlu insanlıktır O...

Öyleyse bir tek olmalılar... Ve hak olmalılar... Hani olamadılar mı?.. Öyle bir oldular ki anlayacak tüm dünya...

Öyle bir oldular ki kuranlar ocaklarında olacaklar... Ve çarık giymeden yaşayacaklar...

Değerliler, hepimiz şunu sormaya başladık... Peki fasih sistem?.. Fasih sistem kimle kodlanacak?.. Hepimizin görevidir fadih sistemi kodlamak...
Biz tek bir insanız... Ama herkes o tekliktir aslında... Herkes kendini kodladığında Biz olup kodlayacak... Biz oluş o birlik oluştur...

Şu andan sonra nasıl dünyalar kurulur? Diye sordular.. Herkesle herşey birleşir ve kurulur... Dünyanın öfkesi yoksa aklı olur.. Eğer öfke varsa hak ettiği hakikiyeti hasatı olmayacak demektir...

Bugün arzın gücüne baktığımız zaman öfkenin bulunmadığını gördük... Et kemiktir insan ama yarını kodlamış bir insandır...

Ve bu dünyada tabular yıkılacak... "Hangi tabular yıkılacak?" diye sorarsanız. Diriliklteki her teklik ve bilişken de kodlanmış ilim, teknik kalem hepsi bütün ama bütünün kötülüğünü önleyen dindir diye düşünürler ya hani...

Bunun ötesindeki yaşamları anlamaya başlayacaklar...

Sanacaklar ki herkes herkesi hak etti.. Hak eden, has olandır... Has olan, hak eden; hakk olan ilim olandır...

Böylelikle biz olan bütün kütle kodlanmış İsrafil olup mutlak olacak.. Canlı her ne varsa yaşayacak ama canlı... Bugün diri ama yarın da diri kalacak...

Ha diyeceksiniz ki ölmek nedir?... Ölüm ilimden çıkıştır... Dünya insanlığı ilimden çıkmayacak artık... Ölüm diye bir hadise kalmayacak...

Diyebilirsiniz ki "iyi de beden çıktığı zaman ne olacak?..." Sevgili insanlık!.. Beden diye ifade ettiğiniz, sizin ilminizi kodlanış olan bir giysidir sadece!.. Ama siz beden çıktıktan sonra da tüm insanlığın kelamı olarak, dünya da olacaksınız... Yani öldüğünüzü zannetmeyin!... Ölmediğinizi hakikiyette kodlandığınızı anlayacak, yaşama kalem olacaksınız...


SÜPER İNSANLIK REALİTESİ


https://vimeo.com/244067890?ref=fb-share
 

 
  Bugün 105 ziyaretçi kişi burdaydı!  
 
Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol