Birlik İlmi
  İMPARATORLUK 22, 3. AKIŞ 1. BÖLÜM
 

31.OCAK.2018 TARİHLİ İMPARATORLUK 22
AV.NEZİRE SELÇUK ÖZ BİLİŞ 3. AKIŞ-1. BÖLÜM

Tanrı, Allah’ın ilmiyle tohum olana denir… O bir tohumdur… İlmin kulu olan insanın kodlanmasındaki toplum kontrolcu KO sistemi…

Sevgililer!...

KO SİSTEMİ... İslam dininin nefsi kalemine inmez… İnme, indirilmeyle olur… İkmal tamamlatmayla olur… Kocaman insan… Misafir… Ama kocaman… Aşktır o… Ama şarkısı yoksa aklı halik olsa da olur, olmasa da…

Sevgililer!...

Öksüz, öz söz söyleyemeyen, ilimsiz olandır öksüz… Öksüz kültü olamayandır… Sözü sesi olamadı, olmadı, kayıtsızdır…

Sevgililer!...

Masiva kelamı haliktir ama Hakk’ın kalemidir o… BÜTÜNE HİZMETTİR YAPILAN… Ama MASİVA kalemsiz diriliğin kelamı olmadığında mutlak da değildir… Olmalı mıdır? Olması gerekse olur…

Canlarım!...

Bugün burada tınıyı tohumlamadık… Sadece kontrollu bilgi kayıtlaması yaptık… Tını tohumlamak ilimle olur ki, burada ilimle kodlama yapmadık… Bunun sonrasında ne oldu? Kodlanmış olanların muktedir olmaları için toprağa tohum ekmeleri için insanlaşmalarını kayıtlara aldık…

Biz dünyada ne oldu, ne bitti diye baktık sadece bugün… Dünyada ne oldu, ne bitti? Kin var mıydı? Kil, kum nefessiz miydi? Ak kalemde keşkeler var mıydı? Bunları izledik… Daha da önemlisi cemaat cevheri cennette kelamsız dı bugün… Aşksız mıydı? Hakikiyetsizdi ama hak kelamda kalemi mutlaktı… Peki, nerede ne birlik kurduk? Anlatalım…

Bütün köklerimizde görevimiz var canlar… Bu dünya bize “İNSANLIK İLMİ” diye dilletilir… BİZLER DÜNYANIN RUHUYUZ… RUHUN KÜLT OLDUĞUNU BİLEN ÇOK AZ… Her bir insanın kendi ruhu, kendi yoludur ama o kült biliştir ve tahditsizdir… O bir tektir… Bunu anlatmak kolay mı? Asla değil!... Cemaat insan ama cevheri cennetteki kelam farklı… Peki ne yapmalıydık? İlim yapmalıydık… Dünya durumu budur… FERDİ ÇALIŞMALARDA KODLAMA YOKTUR… Son sözde ses olabilirmiler? Olduklarını zannederler, olamazlar… Çünkü ferdi çalışmada keşkeler vardır ve kınayan kınanan vardır… Kırılış vardır… Bunun içindir ki, kodlanış yoktur…

Bütün köklerimizle kodlamalar yapmamız gerekli miydi? Yok… Asla… Esas kodlama “CEVHERİ KODLAMA”dır ki, bugünün ötesine hiçbir dünyada olmayan yaşam sayfalanışıdır o kodlama… Cevheri kodlama… Cevheri kodlama tanıklarla ilgili değildir… Hiçbir tanığa ihtiyaç yoktur bunun için… Siyahın en siyahındaki tohumlanıştır… Ama cemaat cevherindeki kelamla olur… Bunun için de rahmi kapının, kervanın kelamı olması ve kaleme varması gerekir…

“EŞYA” dediğimiz bu yaşam, SİYAHIN EN SİYAHINI TOHUMLAYAMAZ… Ama esmalar kelama vardığında, eşya da kendini kodlar ve tohumlar… Bugün dünya bunu yapıyor… Tohumluyor, kodluyor… Dünde bu yapıldı mı? Asla… Ve hiçbir yaşamda da yapılmadı… Bunun manası şudur; dünya tinsel kelamını mutlak kuran yaptı ve her anı tohumluyor. Kodluyor, kokluyor, tohumluyor…

TUFAN DEDİĞİNİZ, KENDİ YÜREĞİNİZİN KÜBRA OLAN KELAMINDAKİ KISIRLAŞTIRICILIKTIR… Bu tohum insan tohumu olarak dünyaya indiğinden beri, mahrek olan bilişin kontrolunu sağlamaya çalışıyor…

Masamız insanlık masasıdır canlar!... BU MASADA KURANIMIZ KODLANMAKTADIR!... En ve boydan ibaret olan bir yaşama İSLAM olup inen bilişi kodlayan Mikail olan kelam, herkesin kaleminden öteden indi... Bugün burada yaptığımız bu sesleşme MUCİZEDİR YAŞAM İÇİN!... Bunu size hiç ama hiç sormadım anladınız mı diye… İnsanlığa sormam anlarlar mı diye… Bu bir mucizedir!... Herkesin hasatı yapsın, hakkını hak etsin diye yaptığımız bilişin kulluğudur… Ama bir mucizedir, doğanın gücünün kontrollu olarak kayda girişidir bu… Esmaların dürümlerdeki sistemin kaydıdır bu… Ve bu kayıt, Mikail’in kültünden öte bir kübra kelamla kodlamadır… Durağan günlerin gücünden öte bir güçtür bu… Mucize dediğim budur…

Düne güç katarken, yolu kodlarken, yaşamı koklarken, tükenenleri külte kalem yaparken, hastaları iyileştirmek için misal olarak bildiriyorum, kelamı halik kılarken ve rahmi kapıları kuran yaparken hiç kimseye görev vermedik… Vermeli miydik? Verdiğimiz zaman ne yaşam, ne de hak tını kalır!... Bilir misiniz? ÇÜNKÜ KORUYUCU OLMAZLARSA, KONTROL DIŞI BİLİŞ BÜTÜN KÖTÜLÜKLERİ YARATIR!... VE BU NEDENLEDİR Kİ, BİZLER BUGÜN BURADA ÜÇ BEŞ KİŞİYLE BU ÇALIŞMAYI YAPIYORUZ…

Kürizi kalemlerin mutlak kuranlarının üç beş katı değil, üç bin yıllık kelam kapılarının tüm kelam kayıtlarının üstü bir kayda, bizler o kürzi sistemlerin yüzbinlerce üstü kayıt yaptık!... Budur tüm insanlıkla sesleşmelerimizin neticesi…

“Kaçan kurtulur” dedikleri bir dünyadan Hakk’ın kapısını açarak kontrol kurduk… Yürürken yorulur insan… Koşarken çok daha fazla yorulur… AMA YARATIRKEN, HİÇ KİMSE HİÇ KİMSENİN GÜCÜNÜ ÖLÇEMEZ!... BUNLARI İYİ BİLİN!... Ve bugün burada HEPİMİZ YAŞAM YARATMAKTAYIZ!… Ve dünya durumu budur… Hörmetli ve hakikiyetli bir çalışmada yaşam yaratılmaktadır…

BEDEN İNSANIN KALEMİDİR!... AMA KAYNAĞI DEĞİLDİR!... Biz bu bedene et kemik olup geldik… Ama Samanyolu galaksisi insanın dili, insanın kuranı olsun diye BSUİ’yi kodladı yaşama… BSUİ; BARIŞ, SEVGİ, İLİM ve HAKİKİ İNSANDIR… BİZLER, HAKİKİ İNSANLARIZ…

Korkmayın!... Doyup dünyadan çıkmayacağız… Bu dünya bizi doyurmadı… Doymak değil maksadımız… Biz bu dünyayı kodlamaya, koklamaya, kontrol kurup yarınları koruyucu ışığımızla kayıtlamaya geldik…

https://youtu.be/-IDhE4Ch1FU

SÜPER İNSANLIK REALİTESİ

 
  Bugün 107 ziyaretçi kişi burdaydı!  
 
Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol