Birlik İlmi
  İMPARATORLUK 6, 4. AKIŞ 2. BÖLÜM
 

11.10.2017 İMPARATORLUK 6
AV. NEZİRE SELÇUK ÖZ BİLİŞ 4. AKIŞ 2. BÖLÜM

Eliniz tuttuğunda, yolu bulduğunuz zaman ineceğiniz daha güçlü alanlar olacak. İşte bizler, nefessiz olmayanlar, nefes ötesi nefeslerin dürümlerindeyiz ama sessizliğin sessizliğinde de varız ve daha aşağılara iniyoruz.

Ha diyeceksiniz ki “orada hepimiz, hepiniziz”, növme olduk değil mi orada? Növmeyiz!... Ve biz növmeden hakikiyeti tohumladık net bir kalem olduk, indik aşağılara indik. Ruh olduk, kul olduk ve daha aşağılara indik. Hepimiz tende bir tek olduk, işte yaşam bütünün gücü, yerkürenin kültü yeniden oluşuyor bakın neler oluyor.

Dağlarım bizler levhi kapıları açarken, orada bütünün gücünü de kodluyoruz. Hepimiz Allah’ın dediğini diyebilenler; mutlak kullar olarak muradımız olan insanlığı kontrol altında tutmalıyız. Ve “İPAN” dediğimiz o yoğunlukta artık yerkürenin gözü görmeye başlıyor. İpan, hepimizin yeniden tohumlanışı, kodlanışı olan eşyaya iniş… Ve eşyada ne var!?... Formal sayfalanış başlıyor… İşte formlar oluşuyor ve ateşi kodlar süher kayıtlarıyla kontrol altına alınıyor. Ve gür bir insanlık diriliklere çekiliyor. Kodlanmış ışık yerkürenin gücünü oluşturuyor. Ve yeni levhi kayıtlamaları yapılmaya başlanılıyor.

Ve bizler, Rahmi kalemler, mutlak kullar, maya olanlar dünyanın yoğunluğunu arttırmak üzere sesleşiyoruz. Ses, ilim sesi… Kardeşlerim, Tanrılık budur işte! Yerküredeki yoğunluğu tohumlayıp, yeşilden mora ulaşan şavkı yeryüzüne çekmek ve o şavkı kontrol altına almak..

Tahdit yok, esmaların dili mutlak ve biz murat ettiğimiz her anı kodluyoruz. Orta kapıların tümü insanlık kalemi, işte mahrek… Ve o orta kapılar hepimizin yaşam kapısı ve o kapıda sevgi var. Her şey orada, maya orada ve tüm kapılar oraya tabii… Mutlak ve kutsal olan yaşam orada kodlanmaya başlıyor. Saltanatın Kübra olan ilmi orası, bütüne hizmetçilik orada başlıyor.

Sevgililer, kendi yolunuzda, yüreğinizde ve yaşamınızda ne varsa var ama bütünde teknik hakiki kelam var; o kelam insanlıktır. Burada olmanızın tek sebebi Allah!’ın dediğini demek içindir.

Allah kibri aşanda vardır, aklın kapısında olanda vardır, mutlak kaynak olup tüm insanlığı tohumlayanda vardır ve Allah; dağı taşı delen insanlıktır. O biziz, hepimiziz… Ki Allah sevgidir!

Boşuna konuşmuyorum, öfkem hiç yok, açık söylüyorum ki; toprağın toprağı Allah’ın tahtıdır. Biz o tahtta insanı kodladık… Allah’ın ininde akıl tahditsizdir ama imparatorluğun gücü olan insanlık kervandır tüm zamanlara.

Ön göç akılla başlar, sözüm insanlığadır ki; yerkürenin gücü Atlanta ata kapılarının ötesindedir. Unutmayınız ki; nefesi nefesimiz olan, yürüyen Kübra olan ilmi kelamımız olan, yerin gücü olan bilişken insanlık, hak kalemin bütündeki iblis ka li ka ha ilminin üstüdür.

Size sevgi veren siz olandır ama siz olmayan, size; sistemi diller… ha diyeceksiniz ki, “sevgi olan beden insan” ama iblislerinde ilmi vardır ki orada yarınlar oluşur.

Seyahat dediğimiz bir sistem vardır. Herkesin herkese güç kodlayıp, tohum ekip, onlara kontrollü olarak varışı olan bir sistem. İşte o kodlarla onlara ulaşılır, o kodlarda ruhlar kuranı olan imparatorluğun yarını vardır. Bitki, hayvan ve her şeye kendinizi kodlayabilirsiniz ve oralara inebilirsiniz. Subtilite dediğimiz o yoğun yaşam sayfalarını hayrın, hakkın nefsi kelamı olarak temel diri kaynağa indirebilirsiniz. Bu sizin size siz olup inişiniz anlamına da gelir.

Dini kapıların hepsinde nisa kalemi var. O kalem akıl kalemidir… İlmin kapısıdır nisa ve dişildir ama ilmi ko olup bütünün gücüyle tohumlandığı zaman, kelam olabilir. Kelamda erillik vardır, erilliği kaleme indiren nefestir. Nefesi hak etmeden bütüne hizmetçi olmayız.

Her insanın kendini anlama, dürümlerini dilleme gibi bir sistemi vardır ama bu sistem herkes de ayrı kayıtlarda tohumlanır. Büyük kötülükleri önleyebilen insanın kendini dinlediği bir süreçte her şeyin her şeye kaynak olabilmesi mümkündür. Dünya nesli bunu anlamadı ve dünya nesli kendi yüreğini dillerken hep eksik dilledi. Bütün kötülüklerin yaşanmasının yegane nedeni budur, eksiklik!... Eğer o eksiklikler giderilmiş olsaydı, insanlık asla kelam ilminde kendi diriliğinin kontrolünü kaybetmezdi.

Bir tek Allah’ın dediği aklın dediğidir. Elinizden tutan yoksa, eliniz; elimiz olur… Yolunuzu kodlayan yoksa, yolunuz; yolumuz olur ve bizler doğanın güçleri olarak sizinle birleşiriz. Ama doğanın güçlerini de anlamanız gerekir.

Kara ışık Allah’ın tahtıdır, o ışığı hak etmeden kontrol kuramazsınız. Ama o tahtta insan oturur, insanı olmadan olduramazsınız. Yolu bulmadan mutlak olamazsınız. Çarık giyen insan kaleme inmeden yel eser onu sürükler, insanlaşamaz.

Biz dünyaya kontrollü geldik… Öyle çok, öyle çok görev taşıyoruz ki bu dünyada Mustafa mahrek olduğunu, yol olduğunu dillerken, biz ocağında öfkeyi aşırtıyoruz. Öyle çok, öyle çok görev taşıyoruz ki nefes alıp nefes verirken; insanlaşıp veriyoruz.

Deliler, diriler, ilmi kal ar, mahrektekiler, mutlak olanlar, yaratanlar ve yarattığında kelam olanlar; buyurun çalışmalar yeniden başladı. Ve biz burada bugün çorba pişirdik, bu çorbaya levhiyi koyduk, o levhide hakikiyet vardı ama yaşam da vardı. Hangi dünya daha güçlü diye sorarsanız!? Nefesi kutsal olan dünya, işte o dünya mutlak kuran olan insandır!... Ve bizler düzeni kuranlarız, dünyanın kuranı olan ilim kalemleri…

Hey yaşam, maya tuttu hadi buyurun!

Süper İnsanlık Realitesi


https://vimeo.com/238368825



 

 

 
  Bugün 184 ziyaretçi kişi burdaydı!  
 
Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol