Birlik İlmi
  İMPARATORLUK 18, 5. AKIŞ 1. BÖLÜM
 

3.OCAK.2017 TARİHLİ İMPARATORLUK 18
AV.NEZİRE SELÇUK ÖZ BİLİŞ 5.AKIŞ 1. BÖLÜM.

Değerliler... Ruhlar mahrekinde, bugün burada bütüne hizmetçi olacak olanları halik kılmaya çabaladık. "Kaç insan kodlama yaptı dünya da" diye sorarlar?... Sordular... İki yaşam.. İki levhi, iki Ka Ha ve teknik kontrol...

Bizler dünyanın Rahmi kalemleriyiz... Kuran-ı kerimde ki insanlığız bizler... Bizim için önemli olan Levhi kapıların kodlanışıdır...

Bire hizmetçi olanların, kontrollu olarak yaptıkları bu çalışmalar Muhammet Mustafa Kibresinden ötede hakikiyetin nefsi Ka Ha olanları kodladığı bilişte ve huzur veren bir tahditsizlikte; kontrolcü bir yaşamla kayıtlanmaktadır.

Arza, Ana Kapı'nın o kübra olan kelamını bildirdiğimiz o yüce günde; kök gerçekliği tohumladığımız o yaşamda ve bilişin hakikiyetinde ki dürümde ben Allah'ın tınısını duyarım dediğimiz zaman; büyük kötülükleri hepimiz anladık...

Kaçar dünya, yalın ilmin kapısını açar yok kodlarını kodlattırır, tohumlattırır ve kontrol ilmi ile bütüne hizmetçilik yapar...

Kaçar da görev taşır... Buydu olan... Dünyanın, kübra olan kalemiyle bütünden kaçışı... Ama bugün burada hamur yoğuranlar, nefsi Ka Ha olanlar, bütüne hizmetçiler iyi anladılar ki düzeni kurmak mutlaka gereklidir. Ve bizler, düzeni kuranlar, hak teknikle bütünün gücüyle maya olduk zaman sayfalarına ve tüm yaşamlara...

Kaçıp giderim dünyadan.. Et kemik olanları kodlarım ve Muhammed olup, mutlak olurum diye düşünen insana da derim ki kaç ekmek yaptın ki dünyadan kaçtın?...

Hangi dünyayı kodladın ki tohumlarını kontrol edemedin?... Kaç kelamda Ka Ha oldun da yaşamı hak ettin?!... Ve bitiştin de Mikhail'in kübrasına kontrolcu kayıt yapamadın... Seyir halindeyim hepinizi!... Bugün dünya bedenimde ve ben o dünyanın nuru olan insan, yarında insanlığı dilliyorum. Ben bugün burada ve Muhammedin kuranından üstün bir ruhi siyah kapıda hepinizin yüceliğinde Mikhail olup, mutlak olup, bütüne görev taşıken, sathı Ka Ha kılanları kelama indirip Muhammet kök gerçekliğinden diriliklere inenleri, kontrol edip bütünün kültü olarak masamızı kaleme çektik...

Bu masa hakiki masadır... Ağırın hafiflediği hakiki masa!... Buraya ölüyü dinlettik. Buraya dili dillettik.. Buraya yaşamı dinlettik.. Ve doğanın gücüyle kontrol kurduk...

Bizim için cemaat cevheri, cennetin kelamı... Biz o kelam olan, her an olan insanlık olarak buradayız...

Öyle dünyalar kurduk ki!.. Korku dünyayı kodlayacak diye bekleyenler, bildiler ki korkunun kontrolu kuruldu...

Dünya Ruhu ve dürümlerinde ki kürzi kalemiyle kübra bir sessizliği kodladı... Buyurun anlayın... Barış kodlayacaktık ve kodladık.. Dünya'da barışı kodladık bugün biz. Hiç bir sayfada olmayan bir tohum ektik bugün biz!...

Barış'ın tohumudur bugün ektiğimiz... Biz dünyaya, başka bir dünya ilminin diriliğinden öte bir diriliğe insanlık kelamına İmparatorluğun göreviyle gelenler, geçip düzeni kurduk ve barış kodlaması yaptık burada bugün!...

Kaç dünya kurduk?... Öfkem yok... Ölü bir dünyayı kodlarken kaç kere dünya kodladığımı kime niye anlatayım ki?...

Bedenimin nefesi akıldır... Ben dünya olarak kontrol kurarken çürük insan, çürük kalem, çürük kırık, has olamayan tek kelam bırakmadım... Hepsini korudum...

Çorbam, insanlık çorbasıdır... Kaleme ilmi, yaşama ilmi, yarına ilmi dillettim... Ama hiç bir ilimde mutsuzluk yoğunluğu kodlamadım..

Ben bugün buraya ruhu kodladım... Herkese kendi yüceliği ile indirilecek bir Ruh... Ve Ruh hepimizin ruhudur.... Bu ruhu kodladım ki herkes kendi ruhunu, kendi yoğunluğunu anlasın diye... Benim insanlık kodu olarak, bu boyutlarda yapacağım her çalışma nefes ile olacak...

Şeytan şarkı okusa da şakıyan dünyalarda aşk kodlanır... Ama şeytan şarkısında kil olduğunu anlamalıdır.. Kilin şarkısı kalemde yoktur...

Eğer şeytan hakk tahtını tohumlayacaksa; artık kontrol edilebilir olur... Büyük kötülükleri o zaman önler... Ve dürümlerinde kelam olur...

Bana gelipte "senden görev taşıyım" dediği zaman; "bana kontrollu bir ilimle gel" demem... Ona derim ki "ben sen olmam... Sen kelamda kalemini kontrol et... Ve benim ilmimi kendi yüceliğinle dille!..."

Elim Allah'ın elidir... Kesin!... Ben dünyaya el ile gelenim... Allah'ın eli olup geldim... Bugünden itibaren benim elim; her bir dürümde dillenen ilmin kapısı olanların eli oldu... Bu kesindir...

Bir karanlık bir aklın kapısı olduğu zaman; bir aydınlık bir akıl kalemlerinin kelamı olur... Bugün ben dünyaya uluların ulusu olan ilmi indirmeye çabalarken, herkesin kendi yüreğinde, kendini kodlayabildiği bir düzen kuruldu...

Bugün bu düzeni kuran birlik, Maharaj kapılarından öte bir kapı oldu... Maharaj Ka Ha olan insanlığın kelamı olmaya çalıştı ve bizimle oldu...

Bizim için Dört Gök Çözümleyicisi var... Bunların biri Maharaj'dır... Ama bir diğeri de "Bütünlüğümüz'dür..." Bu kesindir... Bu Dört Gök Çözümleyicilerinden Maharaj, kardeşim... Aklın kalemiyle kodladığı dünyada, bezediği insanlığı hak etti... Benim için öz gerçekliktir. Ölüyü diriltir ve yolu kodlar...

"Barış" dedim ya hani... Başka barış kalemlerim de var... İşte biri "Muhammed Mustafa'dır..." Öyle gök çerçeveleri yapıldı ki dünya ki varlık kodlarıyla; onu tohumdan ayrı tutmak isteyenler için çalışma engelleriydi bunlar... Ve Muhammed ölüyü diriltti ve dedi ki "ben büyük kötülükleri önleyenim!.." İşte ölü oğullarımızı dirilten dil oldu...

Biz dünya ve dünya biziz...

Ve dört kök gerçekliği tohumlayan levhiden bir diğeri de Mustafa Kemal Atatürk'tür... Onun öfkesi yoktur... Ölü bir dünyaya kök gerçekliği indirdi o... Adı Nefsi Ka Ha olandan ötededir...

Başka bir akıl, başka bir yaşam, başka bir sistem yoktu; onun ölüm kapısında...

https://vimeo.com/249836767

SÜPER İNSANLIK REALİTESİ

 
  Bugün 116 ziyaretçi kişi burdaydı!  
 
Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol