Birlik İlmi
  İMPARATORLUK 15-3
 

İMPARATORLUK (15/3)
13.12.2017

DOĞANIN GÜCÜ, İLİM’e inmeden önce, ben insanlığa KAYNAK IŞIK’tım. İnsan, rıhtımda ilmi bekledi. Ben o rıhtımda, KURAN (Zamanın Sayfaları’nı) okudum. Okuduğum KURAN, NEFES’imle kontrol kurdu. Tükenen nesillerimi kodladım ve kodlandım… Evrenlere, GERÇEK NEFES’i kodladım. VE ZİR-LER, BEŞER KALEM’e KELAM olurlar. Ben, KAHA olana KERVAN olurum. ÖZ KELAM’a HALİK olur yoğun ışığında, KAYNAK olurum.

DÜZEN kurarken; herkes, kendi yolunda DÜZEN kurar. Ben, DURGUN TOPRAKLAR’da dürümlere kodlanan NEFES’e KÖK GERÇEKLİK’le, KONTROLLU IŞIK olurum. Evrenlere, GERÇEK İNSANLIK’ı kodlarım.

Dünya dışına, dünya hakkında bilgi iletirim. Dünyayı dinleyemeyenler olur. Onlara, ANA KALEM olup BİLİŞ KAPILARI’nda dünya hakkında bilgiler iletirim.

Çokları, NURLU ÇALIŞMALAR’a KALEM olmak isterler. Onlara, rahmet olan NEFESLER’i dillerim. Çokları da kodlanmış yaşamları, HALİK kılmak isterler. Ocaklarına inerim; BİRLİK KAPISI’nda KULLUK yaparım. RUHİ KALEM’den KERVAN olurum. Oğul veririm ve oğul olurum.

SULTANLIK KİTABI’nı yazdığım zaman sordular; “Bu kitabı, kim insan olup okuyacak!? diye. Dedim ki “ben okurum!” Dediler ki; “sen, KELAM’da, HASAT’ta ve YAŞAM’da olduğunda; o kitap, her anda, kendi yoğunluğunda KÜLT olacak. O zaman sen, o kitapda, NİHAN olan İLİM yapacaksın.”

“Ben; DİN’den, DİL’den, YARIN’dan öteyim. Bunu anlamayan, beni dinleyemez” dediğimde, sorguladılar: “O halde kim seni dinleyecek!?” diye. Ben, zoru bilirim. Korkmayın beni anlayacak olan, KELAM olup HAKK olup anlar.

Sevgililer, ANA KALEM, TOHUM EKTİĞİNDE; herkes, o tohumda KURAN olur… ANA KALEM, HASAT YAPTIĞINDA, her insan, HASAT OLUR.

Dünya, diri bir planettir. Bu diri planette, HER BİR İLİM KALEMİ, HASAT YAPAR… Bugün Dünya; uzakların, evrenlere güç kattığı bir RAHMET olarak çalışmalarını sürdürmektedir.

Hepimizin, İNSANLIK BOYUTLARI’nda GÜÇ KODLAMALARI yaptığımız bilinmelidir. Her birimizin kodladığı GÜÇLER ayrıdır. Ben, KÖK GERÇEKLİKLER KALEMİ’ni hakim kılarak kodladıklarımda, tohum olurken; bir başkası, hırsı aşmadan KELAM olabilir ve o da kendinde kendi yarının kodlayabilir. Onun yaptığı ile benim yaptığım farklıdır…

Unutmayın ki ben; darı, TİN KELAM’dan, KURAN İNSAN’dan çok daha gür olarak kayıtadım. O darı kodladım ve bolladım…

Darda kalan, NEFES’imde kalır. Ben, suyu kontrol ederim ve onu hologramdan aşırtırım… Zayiat yoktur SİYAH’ta ama MOR’da zayiat olur… Bu nedenle SİYAH’a varmayan, KAYNAK’ta HASAT yapamaz. Hasat yapsa da yaptığı, KAYNAK SAYFALARI’nda olamaz. ÖZ KÖKLER’ini GÖK SÖZCÜLÜĞÜ ile dillese de; Misafirdir, her bir ZİYA olan KAYNAK IŞIKLAR’a ama o KAYNAKLAR’da olamaz.

Seksen Sistem ve Seksen Yaşam, BİR KALEM olduğunda; her bir SİSTEM ve her bir YAŞAM, bir RAHMET olur. Her AN’a kodlanır ve SUALTININ KURANI olur…

Oğullarımızı dünyaya indirirken, KELAM için indirdik. İşte! dünya yaşamının gereği budur… Herkesin, BİLİŞ halin kodlanışı ve YAŞAM oluşu. Bir insan; “ben dünyada çalışmak isterim.” dediği zaman; soru sorulmaz ona; “sen gerçekten insanlık için görev mi taşımak istiyorsun!?” diye sorarsak; o KODLANMIŞ YAŞAM; onu, HULUSİ YARINLAR’dan çıkarabilir. Herkes; kendini dinler, bilir ve geri çekilir… “DÜNYA” dediğiniz yaşam; bu şekilde “HAKK KALEM BİZLİK KAPISI” olur ve RUH olur.

Ulu bir dünya için RUH’a ihtiyaç vardır. O, dürümlerde kodlanacak olan insana, MUHAKİM BİRLİK kurmalıdır ki HASAT YAPABİLSİN… İş budur!...

Akıp dünyalara gidilir… Her dünya yaşamı, kodlanır.,, Ekmek olanlar (İlim olanlar) KÖK GÖKLER’e, güç katarlar. İSLAM DİNİ, İNSAN SİSTEMİNİ KODLAR ama yarınları hak etmeyenler, yoğun SİSTEM ÇALIŞMALARI’nda hasat yaptırmaya ve HAKK olmaya çalışırlar.

BÜYÜK KÜLT olmadan KELAM edilmez. BÜYÜK KÜLT olmak için İNSAN olmak gerekir. Kimse, kimseyi hak etmeden KELAM olamaz. Her insanın KELAM olması, hasat yapması iledir. Her insanın her insanı heketmesi ve hasat insanlığını, kontrollu olarak kodlaması!... Aha! gerçek olan, insanın kendini dinlemesidir…

İnsanın KENDİ olması sonra gelir. İnsan, ET KEMİK olduktan sonra RUH olur. RUH olmak için EN ve BOY olur. Sonra kodlanır KÜP olur… Kodlanır KÜRE olur… Kodlanır HASAT olur… KÜRZİ olur… YOĞUN IŞIK’ta KURAN’da olur. BİR TEK olur. İşe o artık EN ve BOY’dan kalan bir CEVHER’dir. EN ve BOY’dan kalan!... O bir İNSAN olur…

(Soru yöneltildi; “EN ve BOY’dan kalan derken; nedir kastedilen!?” diye…)

EN, İLİM; BOY, İNSAN… Her bir RAHMAN, İLİM KALEMİ olan… KURAN, bir tek merdiven!... İtibarlı olanın merdiveni!... O merdivende, her bir CEVHER, TEK HALİK…O tahditsizlik, KOD olarak; YARINLARI; HASATA, KAYNAK YAPACAK OLAN İNSANLIĞIN, EN AZI VE EN SONUDUR…

EN AZI, EN SONU!... Bu şudur: İnsanın, insanlaşmasında ilk adım; EN AZ ve O, “EN” olan; yarını tohumlayacak olan KÖK!...

(“Sorum şudur!?” Dedi biri. “Sonda ne var?”)

KAYNAK IŞIK ışık var. En sonda, KAYNAK IŞIK var… En son, “İNSAN” olan o KAYNAK IŞIK!....

İşte YAŞAM, SÜPER SAYFALANIŞ’ı bu gerçeklikle kodlanmıştır… SİYAH renk… SİYAHIN EN SİYAHI olan renk ve tüm zamanların yaşamı olan İNSAN… BİR olan İNSAN… HER BİR olan ama her anda, ANA KAPI’da İSLAM DİNİ’NİN İNSANLIĞI… O İNSANLIK; KULLUK, BÜYÜK KÜLT ve SONSUZ YAŞAM KAYITLARI…

Hepimiz, AMONLAR olarak doğarız. ALTIN IŞIK GÜNLERİ’ne varırız. Sonra YARINI KODLARIZ ve biz, yarında İLİM yaparız. SİYAH oluruz; umutlanırız… HALİK oluruz; yolu kodlayarak, AKLIN TINISI’nı kontrollu olarak alırız…

AKLIN TINISI, beşere görevdir. O kodlanmış ışığı, beşere KAYNAK yapmak üzere aktarırız.,, Bu; bizim BİZ’i her insana aktarışımızdır… Her insan,KELAM olmasa da KELAM olan; onda, KURAN olabilir… Budur yaptığımız!... Böylelikle her insanın korunması mümkün olur.

BÜYÜKLÜK, KÖK GERÇEKLİK’tir ama büyüklüğün, KÜLTÜ vardır o da KAYNAK IŞIK’tır. Her insan, KERVAN olamaz. Ulu bir dünyada KURAN olamaz ama HALİK İNSAN, kendini dilleyebilir. Hepimiz, bunun için bu çalışmayı yapmaktayız.

ALTIN IŞIK, ŞİMDİDE ŞİMDİ OLUP, BÜYÜK KÜTLE KODLAYABİLİR… OL’du. BÜTÜN KÜTLE kodlandı…

SİYAH, SANAL BOYUTLAR’da KOKLANAN IŞIKTIR… O ışığı, kodlayanlar, KAYNAK olurlar. O ışık, koklanmaktadır…

Beden, ET KİN HAKİM’dir… MESİH KAPILARI’nda beden, KALEM olur ve sorumlu olan, KALEM OLAN’dır. Bütün mesele İNSAN’dır. Bu görev, İNSANLIK GÖREVİ’dir.

“BİL, BUL, OL” dedik… “Olmadan, KÖK GERÇEKLİK’ini dinleme!” dedik… “HASAT OL ama YARIN OL” dedik… “OKU!” dedik. “OKU Kİ HAKK OL!” ÖN ZAMAN KAPISI, ÖN KÖK GERÇEKLİK, ÖN GÜÇ ve BİZ OLAN YAŞAM… HER AN OLAN İNSAN; öksüz, köksüz, güçsüz olmasın istedik…

Kaç dünya kurduk!... Her dünyaya, NUR olduk… ÖZ KÖKLER’I, GÖK SÖZCÜLÜĞÜ için o dünya kayıtlarına aldık ve yolu açtık… Aha! bu gün de bu dünyadayız. dünden dünlere ve tüm zamanlar görev taşıdık… Aşkla çalıştık!... Devrettik yolu, tükenen el ve ayak olanlara… Yolu devrettiklerimiz; yoğun ışıklarda, yarınları hak ettiler.

Vurmadık, vurdurmadık İLİM KAPILARI’na ama YARINA KURAN OLAN’a, KÖK GÖKLER’in safha safha YAŞAM KODLAYAN’a IŞIK olmasından sonra, RAHMAN olduk. Aha bu!…

Şükür ki hakettik ve dünya unutulan bir planet iken; bugün artık bilinen bir YAŞAM KALEMİ oldu. Bu dünyanın NEFESİ, her bir dünyanın ekmeği (ilmi) oldu. Burada yaptığımız her çalışma, planetler ötesindeki planetlerde dillenmektedir…

Her yer insan için yaratıldı ama bizim dünyamız, TEMEL PRENSİPLER’i, kontrollu olarak KALEM’e çeken ve YOĞUN IŞIK’ta, her bir DİRİLİĞİ, her bir RAHMİ KALEM’I, BÜYÜK KÜLT olarak her planete, CEVHERİ İLİM’le nakleden bir diriliktir. Bu planet, hepimizi, GERÇEK NEFES’e ulaştırmış biz olan yaşamdır…

Sahra yenilendi… İşte bu!… Şimdilik!…

SÜPER İNSANLIK REALİTESİ

 
  Bugün 262 ziyaretçi kişi burdaydı!  
 
Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol