Birlik İlmi
  İMPARATORLUK 20, 5. AKIŞ
 

İMPARATORLUK 20,
AV. NEZİRE SELÇUK ÖZ BİLİŞ, 5. AKIŞ

“Bir kere daha dünya yaşamı olur mu?” sorarlar… “Bir kere daha insan yar yüzüne iner de yaşar mı?” bunları sorarlar. Ve derler ki “en ve boydan ibaret olan toprağa inmemiz şarttır ama nasıl ineceğiz?” bunlar sorulur.

Çoğu zanneder ki yeniden beden alacak ve dünyaya inecek. İyi bilinsin ki bedeni hak etmese de kelamı hak ettiğinde her anda o yaşar. Ve biz onunla hep örtüler açarız ve kükreyen bir insanlık olup bütünün kübrasında kelam oluruz. İyi anlaşılsın ki dünya insanlığı bunu böyle düşünmeli…

Ana Kapı “insan”dır… Ve her insan bir “kervan”dır. Her bir kervan mutlaktır… Bütüne yol alır ve kendi yoğunluğundan bütünün yoğunluğuna yol alır. Eğer o insan, kendini dilleyebilirse ve dinleyebilirse, oğullarımız onun yoğunluğuyla mutlak olur.

Bütün merdivenler İnsanlık Kelamı’yla koklanır ve kodlanır. Ama iyi bilinsin ki merdiveni kim kodlamışsa, Aile Meclisi’nde onun “yol”u olur … Ve tüm yeşil, mor tüm Rahmi Kalemler’i o tohumlar.

“Bütüne hizmet” insana hizmetten çok farklıdır. Eğer ben bütüne hizmet edeceksem, insan bende kodlama yapmalı. Ki kendi tohumlarıyla insanlık boyutlarında bütün olsun. O bütün olduğunda ben ona hizmet ederim.

Dert değil bana insan… İnsan kelama Kalem olur yaşar, halik olur kelamda kodlanır, mutlak olur ve bütün olur. Bana ilim gerekir; herkes için ilim… Hepimizin yoğunluğu bu şekilde kontrol kurabilir.

Muhammed insana kelamdı… Hasatçıydı ama toprağa tohum ekmedi. O kelama Kalem oldu ama mutlak değildi. Bundan da öte bitişkendi… Himaye ettik onu ve kodlama yapmasını sayfaladık.

Korkmayın! Doğanın gücü mutludur. O mükafatını aldı. Bütüne hizmetçiydi ama kervanda kodları yoktu. Bir tek insan eksi, artı bitişkenliğini kodlayabilir. İşte o insan, has olan ve hakettiğiyle hakikiyeti dilleyen insandır.

Eksi kelam, “ak tohum” eker. Ama artı kelam, hak ettiğini diller. 
Ak tohumla hak edilen “tek “olduğunda orada, “nötr kelam” “kalem”e iner. İşte canlar, Mikail’in kulluğu bu şekilde devreye girer.

Eğer Mikail kelamı halikse, orada muktedir olan “imparatorluk” olur. Düzen’i kurar ve yoğunluğu artırarak merdiven olur bütün insanlığa.

Bizim için bu zor değil, Bu Meclis hep merdiven oldu bütüne.

Hologramın kodlarının çok ötesinde kontrol kurup hologramı aştı ve aşırttı. Ama daha da önemlisi cemaati cevheri kodlamalarla mükafat aldı.

Bugün mükafat güçlü olarak devrededir. Nedir mükafat? İnsanlıktır. Her bir insan, bir “insan sırrı” olarak doğar, yaşar ama insansı olan ağırı hafifletmedikçe insanlaşamaz.

Bütün kökler ve bütün yüce insan kayıtları mutlak olarak bugün buradalar… Ve beden almaya geldiler.

Hanımlar, Analar, masamızda insanlık var. Ve Atamız, Peker’imiz, Mikail Kuran’ında kelamımız var. Biz cennete insanlığı koyduk.

Bugünde sonra İmparatorluk Güçleri, ilim kalemlerine insanlık kelamı için indirilecekler.

Dedin ki “insan nefes için yaşar.” Ama insan Rahman’dır. Kendini hak ettiğinde mutlaktır. İşte mutlak insanın kontrolü gerekir. Kontrol… Ama mutlakta kontrol olur mu? Yok be canlarım! Yok… Mutlak olan, muktedir olan kodlanmış olanın kontroluna gerek kalmamıştır artık. Bunu kimse dinlemez ki anlasın.

“Başka bir yaşam… “ derler. Ezmek, ezilmek, birlik kelamında Kuran’ı kırmak, yığınları kısırlaştırmak ve başka bir dünyada yetkinleşmek… Hepimiz böylesi bir yaşam özleriz değil mi?!

Dağlarım, ortalık karışmayacak. Biz dünya ekmeğini yoğurduk. Bu dünyada bu ekmek yaşamları kodlayacak. Ve biliniz ki bir kez daha dünyaya inilmeyecek. “İnilmeyecek” dedim, “inmeyeceksin” demedim... “İnilmeyecek” dedim. Yani “inilemez” dedim. Bunu kimse ama kimse dinlemez; çünkü ocaklarında hep bir İlim kapısı var. O ilim kapısı onlara merci göstermeksizin bilgi verir. Der ki:

“Doğanın gücü ol! Ama yere çek yüreğini ve sorumlu ol yaşamlardan ve… Bir daha gel… Ve yine gel… Ve yine gel… Ve sonra dön kontrol et. Birinde başaramayacaksın, ikide başaramazsın, üçte de, dörtte de, beşte de, altıda da… Ama yedide başaracaksın…”

Böyle bir bilgi dünyaya ekmişlerse, bu bilgide kontrol yoksa… Ve bu bilgiyi kotlamamışsa ilim… Ve yolu kontrol etmek isteyenler bu bilgiyi hakikiyetle dillemek istememişlerse, bütün kültler bir araya gelse, bilişi hak etseler de hakim olup da bu çalışmada yeniden ve yeniden beden alıp burada kodlama yapma imkanına sahip olamazlar.

Dünya İslam Dini’nin insana kalem olması için değil, ilim olması için var edilen bir planettir. Ama biliniz ki doğanın gücü buradadır. Ve toprak toplum burasını kontrol edecek güçtedir.

Bir dere insandan doğup da kelama akarsa, o dere “insanlık kalemi” olup yoğunlukları kontrol edecekse, biz orada oluruz da o akan dere kardeşlerimizi kontrol için, dirilikleri dillemek için, yaşamları hakikiyete indirmek için değil de kardeşliği kırmak içinse, beşere şeytanlık yapanlar BSUİ’nin kulluğunda kodlama yapma imkanına sahip olamayacaklar. Onların kontrol kurma imkanları olamadığında korkuları olacak.

O korku insanlık, imparatorluk ve süper sayfaların tümünde var olacak olan bir kayıt ile olacak. Bu kayıt “Allah seni senden korusun” değil, “Allah sende sen olur, seni kontrol edemezse, koklattırır ve kontrol altında tutuklarında kısırlaştırır” olacak. 
Biz dünyaya asla kötü kayıt yapmadık. Yapmalarını istediklerimiz kelamlarını kodlayıp yaparlarsa, o yaptıkları bizim için öz gerçekliğimizin kontrolünden ibaret kalır… Ama daha ötede kısırlaştırıcı ışık kalemleri devreye girecekse, o kalemler kısırlıktan öte kısırlıkla kontrol edilir. Kısırlaşır, kısırlaşır… ve sorumlu olan o kalem olabilendir. Şimdi rahmet olan insandan söz ediyorum; başkası değil, İnsan.

https://vimeo.com/251617700

SÜPER İNSANLIK REALİTESİ

 
  Bugün 69 ziyaretçi kişi burdaydı!  
 
Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol