İMPARATORLUK (4/3)
27.09.2017
Eller Allah İlmi ile kodlandıktan sonra ruhlar, kaleme indiler. Bizler, cennet olanlar, ocak yaktık onlara ve rahmet olan nefes, kendi yolunu buldu insana indi. Et kemik insan, kendini dilledi ve dinledi. Aha bu!…
Şu andan itibaren İnsanlık Boyutları, mutlak nefesle cevherini kontrol edecek. Kodlanmış Işık, yaşamı hasat ederken; insan soyu, yol olacak tüm insanlığa.
ALTIN IŞIK YOLU, İlmin Kulu olan insanlıkta kodlandı. Buyurun yaşayın ve yaratın!... Ne yaratacaksanız onu hak edin.
Has insanlık, yaratıcıdır. Ne isterseniz onu hak edip yaratabilirsiniz. “Ben dünya isterim” diyen, kelamı ile dünya yaratır. “İlim isterim” diyen; kelam olur; ilim olur. “Müsterihim, her şeyim” diyen; kendinde birlik kurup kelamda Halik olur. Her şey olur!... ÖZ GERÇEKLİK budur…
Dünya, ümmi bir sistemdir diye düşünün. O Ümmi Sistem, sizin ile kodlanacak ve sizin ile “has teknik kodları kalemi”nden, yaşam tohumlayacak. Bundan sonra Rahman olan, kulun kula levhisi olan yoğunluğun, dünyaya çekilmesi daha kolay olacak. Bu şekilde yeryüzünde cemaatler, cennet kelamında, HAS İNSAN olacaklar. Düzen kuranlar, kurdukları düzende, kendi yarınlarını hak edecekler.
ZİYA İNSAN, kalemdir. Et ve kemik olmasına rağmen ışık halindedir. Onun nefesi, SESSİZ ZAMANLAR’ı hak ettirir. HAKK TEN’de KELAM olur ve zamanı hak ettirir. Herşeyi, herşey hak ettirir ve der ki “Nihan Kalem, kelam ve ben, dünya olan insan!…”
Çarık, insanın kervanıdır. O kervan, insanlıkta Kuran’dır. En ve boydur insan. Ne yazık ki eni, boya varmadıkça; yarınlara ulaşamaz. Bundandır ki enin boya ulaşması ve yolun kodlanması gerekir ki herkes, herkese Kuran olabilsin.
İnsanlık Boyutları’nda; en ve boy, insan soyu için kodlama yapmak üzere KAYNAK IŞIK’ı TINI olarak SİSTEM’e katar.
Her bir insanda, bu TINI mevcuttur. İnsan, kendini hak ettiğinde; işte! Dini Boyut’u aşar BİZ’e varır. BİZ, diriliktir. O dirilikte; İnsanlık, KELAM olur. KELAM, KERVANDIR. O kervan, KÜRE ZAMAN’IN NEFESİDİR. Küre zamanda, KÜRZİ NEFES olur ve YOL, DİRİLİK olarak, CEVHER’ini hak ettirir.
“Zürriyetim” dediğiniz; sizin, size kodladığınız hakiki nefeslerinizdir. Sizin bedeninizden görev alanların tümü, zürriyetinizdir. Size der ki “sen beni hak et.” Siz de deyin ki “sen de beni hak et!...”
İşte Canlar size siz olup gelen tüm CEVHERİLER, sizin kendi yarınlarınızı tohumlayanlardır.
“Ben dünyada beden aldım. Benim çocuğum yok. Benim zürriyetim yok!” demeyin. Sizin, sizde olan çok sayıda bedenli yarınlarız var. Tümü, zürriyetinizdir… Sizin, dünya bedeninizde yaşam tohumladı ya!... Bu; sizi, ZİYA olan yaşama kodlayışıdı… İşte onlar, siz olup yaşadılar. “Siz İlmi”nden Kuran oldular; Kodladılar yürekleri. Hakiki İnsan oldular. Oldular ya!... Aşk Sessizliği’nde, Ak Kalem oldular. Burada, bu yaşamda kontrol kurdular. Onlar, size ait İLİM KAPILARI’dırlar.
Öyleyse siz, “Ben yapayalınız bir Cevheri’yim” demeyin. Hepiniz, hepimiz olarak yaşamaktasınız. Sizin için din yoksa; bizim için ilim yoksa ya da otaktaki bir diğeri için yaşam yoksa; insan yoksa ya da din diriliğinde Kuran yoksa; Öz Kökler’de güç yoksa; neden SİZ ve BİZ, TEK olarak herşeyi hak etmeyelim ki!?...
Buyrun! hak edelim ve var edelim!… Diri Kapılar’ı açalım; yaşamı kodlayalım!… Tohumları koklayalım!… İmparatorluğun Gücü olalım!… Hakk Tanrı ve Hakk Sayfa olalım!… İMPARATOR olalım!… Temiz zamanları, has insana kaynak yapalım…
BİZ DÜNYALIYIZ. UZAKLARIN EN UZAĞIYIZ VE YAKINLARIN EN YAKINIYIZ. AZ BİZ, ÖZ BİZ DEĞİL! HER BİZ, BİZ OLAN İLİM OLARAK VAR OLDUK.
Önümüzde, DİN KAPILARI açık ama ardımızda, NEFES KAPILARI da açık. YARINLAR da açık. Biz cennet olan bir dünya istedik. O dünya, nurdan kul olan insanlıkla yaratıldı. Yaradan ve yarattığında yaşam olan İNSAN olduk. Öldürülen, ölen, olan her insan, İnsanlık Boyutları’nın ışığı oldu.
Bilin ki NİSA KAPILARI’nda, İnsanlık Boyutları, tükenen her Sistem’le yerküreyi yaşatılır bir dürüme ulaştırmıştır… Hepiniz, her diri olarak kontrol kurabilecek KAYNAK IŞIKLAR’ımız oldunuz. Zürriyet, tükenen dürümlerde KALEM iken; hepimiz, İMPARATOLUK olarak yolu kodladık.
Ağır hafifliyor... Hadi gelin!... Ezmeden ve ezdirmeden yolu kodlayın!... Oynamayın insanlıkla!.. Cemaatler, KELAM olun; inin yaşama. Biz, sizi bekliyoruz!... ÖZ GÖREVİNİZ, KENDİ YOLUNUZU BULMANIZDIR. Gelin, KALEM olun; ÖZ GERÇEKLİĞİNİZİ hasata kayıtlayın. BİLİN! HAK EDİN…
Et kemik; İLİM ve hakiki insan, YARIN!… Asın, asılın!… HAKK’IN KAPISI’nı açın, geçin. Asın asılın; nesillerinizi kodlayın. Açın kapıyı, hakedin ve okuyun YARININ İLMİ’ni. Okumayan yaşama inmeyecek bundan sonra.
(AÇIKLAMA: Biyolojik beden sahibi, bilginin transformatörlüğünü, ilmin aktivasyonunda gerçekleştirerek, Sessizliğin seslenmesinde, yaşamsallaştırılacak olan yarınları tohumlar. O tohumlarda, YARIN olur. Onun asılışı, Bugünden, yarına asılışıdır ki sessizlikteki yaşam kaydında o yarın olan; Sessizlik seslendirildiğinde, yaşam olacaktır.)
Erdiğiniz yer, erdiğimiz yer; ezdiğiniz, ezdirdiğiniz her yere, SİSTEM ve DÜZEN olarak görev taşıyor. Aha görevi bilin!...
Mutlaka İNSAN SIRRI’nı da bilin. Buluşun, koruyun yürekleri, hak edin, ilim yapın…
ÖZGÜR ve BİLİŞLİ hale gelin. ZİYA olun. Uzaklara NİHAN olun. “OL!” deyin. OLUN…
SU içme zamanı!... İçin suyunuzu!... O SU, sizi sisteme KALEM yapacak. İçtiğiniz SU, DÜNYA SUYU’dur… O suda; cevheriniz, KELAM olacak. O SU, sizi dinler ve siz o suda, sizleşerek gerçek kayıtları yaparsınız. O kayıtlar, KODLANMIŞ IŞIKLAR halinde olur. O su ile her şey, dünyaya koklatılabilir. Bütün kütlenizi, Hakikiyete kaynak yapar.
Suya tahditsiz olarak kattığınız her bilgi, HAKK KAPI’yı yaşam tekniği ile kayıtlar. Suyun ummanlara akışı sağlanır. Ummanlara akan su, SÜPER SİSTEMLEŞME ile BİLİŞ’i HAKİKİ NEFESLER’e taşır. Oğullarınızı, Hakiki Kuran yapar. Suda bulunan sessizliğiniz ve suya umman olan sesiniz sizi yaşatır… Suyun gücü böylesi bir güçtür.
Sevgililer, siz içseniz de içmeseniz de suya kattıklarınız, Sanal Yaşamlar’ı kodlar. Suya ne şekilde kaynak olursunuz!? İlimle!… Ses kattığınız zaman suya; Su Kodlamaları ile Sessiz Zamanlar’ı, Sessiz Kayıtlar’ı şer ya hakikiyet olarak Bütün’e kodlarsınız.
Her insan, su ile temastadır. Her insan suyu kodlar mı? Kodlar!... Suya kattığı var mı!? Var!.. Peki her kattığınız, suda NEFES KAYDI olabilir mi!? Hayır!...
Sahrada hasat olanların, suya kattıklar kodlar, BÜTÜNÜN KÜLTÜ olur. Unutulan, unutturulan herşey, suda kayıtlıdır. İnsanlık suyu tanımalıdır!... Umut olur ki tanır!... Aha bu!…
SÜPER İNSANLIK REALİTESİ
