Ve dağlarım; ruhlar, mesihler, İslam dininde kelamsızdır sanılır. Varlığın toplumu hakikidir. Mesih de sizin yüreğinizdedir. Haz olan, hakiki olan da insan da. Ha mehdi miyim diyeceksiniz? Mehdilik, kelamınızdadır. Hepinizin hakikiyetinizdedir. Bunları iyi anlayın.

Bir de sorgu sual ederler; “nereden, nereye vardık?” diye. Yazılar okundukça, yazan yazılan olur. Okur, okunur. Ben, siz olurum, siz ben…ve biz, bir tek oluruz. Ölü dirilir canlar. Öz gerçeklik budur.

“Şöhret” dediler. Aşksız olana şöhret gerekir. Bize şöhret gereksizdir. Biz şarkıyız sadece; şarkı…şavkı hakiki olan bir şarkı. Bunları anla, anlasa İlim Kalemleri anlar.

Çamura insanı koyduğunuz zaman, insan kirlenmez ama çamuru ilme koyduğunu zaman, ilim kirlenir. bunları anlayın. Biz daha ne diyelim size?!

Keskin sirke kabını kırar mı? Yok kırmaz. Zararlı mı? Zamanda sırdır bu. Zararı olur mu? Göreceğiz. Ama ilmin Kaç tanrı dünyaya indi? Bilinmez. Her insan bir tarıktır aslında. Kendini anladığında has olur. Tanrı kelamdır; anlasa hazır olur ve biz ona özgörevi veririz.

Buyurun; çorba pişti; buyurun.

Babadan başlayalım.
(Sesleşmeye geçildi.)

https://vimeo.com/248427486

SÜPER İNSANLIK REALİTESİ