Birlik İlmi
  İMPARATORLUK 8, 4. AKIŞ 1. BÖLÜM
 

25.10.2017 İMPARATORLUK 8
AV. NEZİRE SELÇUK ÖZ BİLİŞ 4.AKIŞ 1. BÖLÜM

Tabuları yıkanların bütüne hizmetleri hepimizin yoğunluğuyla olacak, çorbamızda ilimle olacak… Bizler doğanın gücü olarak buradayız.

Medine’nin kültü olan biliş; aklın kelamında bize bizi öğretir ama daha önemlisi biz bizi tüm insanlığın kelamıyla da dillemeliyiz.

Kendilerini dinleyenlerin çoğu yollarını bulamadılar bunu biliyoruz ama kendilerini dinlemeyenlerin çoğu da kendi yolunu buldular. Bu nasıl bir iş anlatayım!?...

Çok önemlidir ki bizler kendi yüreğimizi seslendirebiliyoruz, kendi yüreğimizin sesini duyabiliyoruz ve bütünün Kübra olan ilmiyle dilletebiliyoruz ama birileri de çıkıp diyorlar ki; “ben hakikiyetin diriliğiyle dürümlere ineceğim ve size sizi anlatacağım”… Görünüz ki onların yaşamlarında kayıt yoktur. Saltanatın levhi kapısında ışıkları yoktur. Yürümek isteseler yürüyecek, yolculuk yapacak yarınları yoktur. Peki neden onlar aktıklarını sanırlar!?...

Akmak nedir ki!?.. Bilin ki akmak, hakikiyetin levhi kalemiyle akmaktır. Eğer hakikiyetin levhi kalemini hak etmemişlerse, akışlarının hiçbir manası yoktur.

Doğal dünyanın gök sözcülüğü olur dünyada, yolları kontrollüdür onların, toy değillerdir ve resimler yaparlar ama yaptıkları resimlerin tümünde yaşamları olur. Ömür boyu süper sistemleşmeleri kodlayarak çalışırlar. Çamur yoğurmazlar, ruhlarında kuranları olur ve mutlaktırlar. Altın ışığın gücüyle çalışırlar, yerkürenin görevi onların yoğunluğunda mutlaktır.

Çanı çaldığınız zaman bilirsiniz ki; lekesiz bir yaşam içindir çan… Allah, altın ışığın gücü olarak bu tahditsiz yaşama indiğinde; sessiz zamanların dürümlerinde size kelam ile iner ve o der ki; “ben senim, sen ben olduğun sürece ben senim” der ama “sen ben değilsen, ben sende senleşmem” der… Allah dediler ki “akıldır”… Ama Allah tahtında kelamdır da… Ve Allah mutlaktır…

Çok mu, çok mu anlaşılmaz konuşuyorum!?... Hep anlatırım da, anlayan; kelamda kendini dilleyebilendir!... Eğer ben anlatmasam, unut ya da unutma; kendi yüreğini dilleyemediğinde mutlak olamayacaksın. Azın, özün bilgisi kulluk ilmiyledir ama çoğun bilgisinde yaşam da olur. Öfkeyi aştığınızda Rahmi kapıda ekmek olursunuz, bedenli olursunuz, Mikail’in kuranı olursunuz ama çanın çalmasını beklediğiniz sürece, o çan size sizin yüreğinize inip kendi yolunda olanlara kaynak olabilir. Siz onı her anda beklemeyi sürdürürsünüz.

Ele aldığım mesele şudur arkadaşlar, karanlık aydınlığı tohumlarken herkesin kendini anlamasını beklerim. Ben akmıyorum ama ben bilgi veriyorum; işte budur istenen! Akmak, bilgi vermek olmayabilir. Akmak, biliş halinde bulunanların ilmiyle olmadığında; yücelerin cemaatlerinde cevahirin kelama inmez. Ha diyeceksiniz ki o niye akar!?... Alış veriş meselesidir canlar, bir alış veriş meselesidir akış…

Benim akışım ayrı, ben kelama Halik olan mutlak olan mutlak kapıda insanlık yapan birleşen insanlık realitesinin Kübra olan kelamı olup akmaktayım!... Bunun içindir ki; yerkürenin kelamında kalemim vardır.

Unutmayınız ki; kaç, kaç ilim yapılır, kaç, kaç yaşam kodlanır, kaç,kaç et kemik olunur diye sorarsanız?. Beden, beden olduğunda ve her bedende bedenliler bulunduğunda ve her bedenin birlik tekniğinde biliş olduğunda ve o bedenlerin birlik kapısında levhi olduğunda ve her levhi kaynak olduğunda; Allah’ın tınısını duyarsınız!... O tını ölüleri diriltir!... O tını yarınları tohumlar!... İşte o tını mutlak olanın tendeki kelamıdır!...

Sevgiyle sizleri, hepinizi kucakladım. Önünüzün, öz göreviniz olacağını bilin!... Öfkenizi aşın, yarınları hak edin, nasıl dünyalar kurmak istiyorsanız öyle dünyalar kurun ama yoğun ilminizi mutlaka kodlanmış ilim diye dilleyin… Çünkü burada verilen her bilgi kodlu bilgidir. Eğer siz kodlu bilgi vermediğinizi, hakikiyetinizde kelamınız bulunmadığını sanıyorsanız; simetri kodlar, sizi sizden size tanıtmaz ama o simetri kodların kontrollü olarak kodlanmış olması, Mikail’in Kübra olan levhisini size sizleşip kayıtlayabilir. Ve siz onun öfkeniz olduğunu, kültünüz olduğunu, yalın ilminizde keşkelerinizin ötelerinde keşkelerinizin bulunduğunu bilecek dürümde olursunuz.

“Kaçın gidin dünyadan” diyorlar ya hani, vasi tayini gereksiz artık dünyaya; size, sizin yüreğinize vesayet ilmiyle gelenlere izin vermeyin. Kaçmayın, hepiniz hepimiz olun, kaçmayın!...

Bu dünya ruhun kuranıdır, öfkeyi aşanın kalemidir, yerkürenin TÜRKİYE kaydıdır, biliniz Türkiye kaydıdır!...

“Çamura, ümmi” denir ama çamuru kodladığınızda o ümmi kelam olur… O ümmi kul olur, ruh olur, yol olur, sonsuz sır olur ve kaynak olur…

Beni zaman kapısı diye bilenler, bedenimde kelama indiklerinde; hepsiyle biliş halinde dilleşirim… Kontrol dışı bilgim asla olmaz ve olamaz… Çorbamda aşk var benim. Buluş; bilişin buluşu, şavkım ve her şavkta aşkım var benim… Hamur yoğurarak yarınları kodlayacak gücüm de var…

Değerliler; sistem, nizam ve düzen dediğiniz her ne ise “bedenli olanların kelamıdır”… Ama o sistem, o kelamda kalem değilse; sizin için mana ifade etmez.

Bana ümmi diyenler iyi bilsinler ki; kültün kalemine indiğimde her anda var bilişim ben… Ama ümmide, ümmi olurum!... Kuranda kalem olurum!... Yeryüzünün en ve boyu olurum, bütüne hizmetçi olurum!... İmparatorluğun görevlisiyim ben… Göle görevimi koydum baktım ki göl; gök sistemleşmesini sağladı. Sordum, kök gerçeklik var mı o gölde diye!?... “Eşyasın” dediler, “aşkım” dedim, “şansın var ki şarkılar okudun” dediler, “öz gerçekliğin ilim” dediler… Peki insan yoksa ilim olur mu!?... Ölüler diyarında her ne yaparsak, kelamımızdır!... Ölüler diyarında her ne olursa, kulluğumuz olan kuranımızın kalemiyle olur!...

Süper İnsanlık Realitesi Derneği olarak bu çalışmayı yapmam mutluluk verdi bize… Bizler doğanın gücünü bütünün kültü yaptık. Şükredin ki dünyanın ruhu olan insan; mutlak kaynak olarak bitişken kapılarda herkesin kendi dürümlerinde varlık sürer. Kinin aşılması, yolun açılması, ya da bitişken olan bilişlilerin mutlak oluşları; hepsi akıl içindir…

Alıp götüreceğiniz ne var dünyada bilir misiniz!?... İnsanlık var!... Hepinizin, her birinizin dünyadan götüreceğiniz bir tek insanlıktır!... Eğer insanlığı hak etmemişseniz, bu dünyayı hak etmediniz demektir ve buraya boşuna geldiniz demektir. Eğer doğanın gücünü tohumlarınızla kodlayamamışsanız, kanatlanın uçun ama yolu kodlayarak kontrol ederek kaynağa varın.

Balım dünyam, ben senim… Balım dünyam, ben senim!... Ben senim dünyam! Bu dünya nurumdur benim, yarında kuranım, yaşamda kalemimdir benim… Ve benim için her şey aklın kaleminde, muktedir olanın mahrekindendir!

Sevgili dünya seni hepimiz çok, çok seviyoruz bunu iyi bil! Sevgili dünya bu dümen benimdir bil ama ben; bu dümeni bütünün Kübra olan levhi kapısından aldım. Bana sevgi duyduğuna eminim, her anda bedenimde olduğuna eminim ama benim ilmimi anlamadığını da bilim.

Ya kara dünya, Rahmi kapım, Allah tekniğiyle kodladığım dünya; benim neden seni sistemli olarak dillediğimi anlamadın mı!?... Boyun mu uzadı bedenimi kırmaya kalktığında, ya dünya başımı eğmemi mi bekledin? Çelik çomak oynamıyorum sende, senin yolunu kodluyorum, anlattım sana anlamadım mı?...

“Karanlık aydınlanır” dedim, ya kalemin yazmazsa ne olur? Aşkın sessizliğinde benim yüreğim bütünün kübrasında seslenir ve seni dürümlerim. Beni anladığını düşünemiyorum be dünya… Anlasam, anlar mısın acaba?

Kardeşim ben senim, sen!... Kimin kime kim olduğunu dillediğimde, benim adımı zikretmediğimi bir kere daha dilledim… Bedenim Allah’ın levhi kapısıdır, ben o bedeni bütünün kuranı diye dillettim. Senin içindir bedenim ama sen beni bana ben diye dilledikçe, ben seni sen diye dinletmem ki…

Kurtarmış yolcu yüreği, kurtarmış aklı ama yolunda kontrol yoksa kurtarılmış olmasının manası yok ki…

Karanlık dediğim insanlıktır, eğer bu karanlık ilimsizse, kaynakta insanlığı kodlayamamış yolu bulamamış ve bitişememişse; netice nedir bilir misiniz!?... Kamptayız bu dünyada sadece, kamp kurduk sadece kamp… Temiz bir zamanın kelamında kamptayız ama kamp; hepimizin yerdeki gücümüz oluşturulduğunda kodlanacak.

Devamı 2. Bölümde yayınlanacaktır…

Süper İnsanlık Realitesi


https://vimeo.com/240146602
 

 
  Bugün 58 ziyaretçi kişi burdaydı!  
 
Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol