Birlik İlmi
  İMPARATORLUK 22, 3. AKIŞ 2. BÖLÜM
 

31.01.2018 İMPARATORLUK 22
AV. NEZİHE SELÇUK ÖZ BİLİŞ 3. AKIŞ 2. BÖLÜM

“Cennet insandır” dedik hep, cennet insandır… İnsan dışında bir cennet yoktur ve “cevahir” dediğimiz o yaşamı; insanın ötesinde hiçbir sistem kodlayamaz.

Mucize beklenirdi ya hani, işte o mucize insanlıktır!... Şarkı, şarkı, şarkı ama her şarkı bir aşktır. Sevgililer, sistemin Kübra olan kelamı insan, sesleştikçe şarkılar okur. Okunan o şarkılar mucizedir, bunları iyi anlayın.

Siyah, en siyah ve daha ötedeki bir siyah ve tüm siyahların üstü bir siyah, biz o simsiyahların üstündeki simsiyahları kodluyoruz canlılar. Ve doğanın gücü olarak buradayız.

Kibri ilim yapmayan diller, bizde kibir olmaz. Yolu insanlık kodlamasıyla dürümleyenler burada olacaktılar. Boşlar, boşluklar olacaktı, toprakta toplumlar olacaktı, korkuyu kodlayanlarda olacaktı, yarını kıranlar, kısırlaştıranlar olmayacaktı, oldurmayacaktık…

Cennetin eti insanlık ama aklı da kapıdır. Kim ki cennet ilmini diller; o kapıyı hak eder. Biz o kapıyız canlar… Koruma altına aldığımız bu zaman bir tek insanın hakikiyetidir, o tek insan biz olan biliştir. Bünyemiz çok güçlüdür bu kesindir.

Biçareler, çalışırlar ki bizi dünyadan çıkarsınlar diye. Hayat boyu çalışsalar bir tek ışığımızı kıramazlar bilsinler!

Barış sayfaladılar dünyada, aşktı barış, şafaktı, şeytanın şarkısındaki sahraydı ama o sahrayı koruyan ağır yükü hafifletendi, bünyemiz net iyidir. Kocaman, kocaman ilim kalemleri bütüne hizmetçilik yaptıkları sürece her birimizin bünyeleri çok net iyi olacak.

Öz görçeklik aklın kapısı, şarkımız şavkımız aha hakkımızda ilimdir! Zevkli bir ilim çalışması yapılacak canlılar, bu çalışmada suya insanı koyacak, yolu kodlayacak olan bilişlileri muktedir insanlık kodlarında itibarlı kalemler yapmaya çalışacağız.

Kini nefreti burada bulanlara, biz burayı kodlattırmadık… Bizde kin yoktur ama kök göklerin kültünde kendilerini kinlendirenleri burada arayanlar bizsiz kaldılar.

Beyler, Medine insanlığı insan sırrını dillediği sürece şarkısını hep dürümlerde diller ama bizsiz kalmayacağına, insanın kodlanmış olan dürümlerinde kuran olacağına emin olmalıydı. Eğer Rahman kapıyı kaparsa, akıl kelamı kodlayamaz. Bunun içindir ki; Rahmanın, hakikiyette, kendi dürümlerinde kendini hep dilemesi gerekir. Bereket ki dünya yolu akıl yolu oldu, bu öz görevdi hepimizin.

Çırak kalfa ilişkisi yok bugün burada, hepimiz ilim kapılarıyız. Ama çokları kendilerini çırak sayarlar, bizimle olma niyetleri olsa da olamayacaklar. Bugünden sonra da bu böyle olacak canlar. Bizsiz kalış sebeplerinden birisi de budur. Çırak yaşamı kontrolsüz olana denir. Ve biz insana kalemiz…

Beri gel dünya, Muhammet insanı kontrol kuramadıysa; İslam diriliği bütünün kütlesinde her anı korur. Beri gel dünya, hakkın kalemi olda gel, ağırı hafiflet de gel. Borç ödemedik mi zannettin sen, biz borçlu bırakmadık yaşamda, tüm zamanların borcunu ödedik burada.

Beri gel dünya, imparatorluğun Kübra olan kelamını kodlayan insan her anda yok muydu yoksa? Ey dünya çatı kurmuşsan, ağırı hafifletmeden mi kurdun o çatıyı? Kirli bir dünyada kodlama mı olur? Orta kapıların tümünde kulluğumuz yok muydu yoksa? Korkma, sualtının kübrası; kelamı Halik, biz ise hakim, akil hakiki levhi kalemleriz!...

Bugün dünya bize zurna verdi çal diye… Bu zurna bizim yolumuz değil, öfkemizde yok ki zorluk, biz dünyaya şeytanı şarkı diye değil, hakikiyetle indiren değil miyiz? Hadi can anla! Şeytan şarkısında hastır ama aklı kaleminde mutlak olmamalıdır!...

Bu dünya artık kontrol kurmalıdır. Bunun içindir şerrin şarkı olup inişi yaşamam. Biz dünyanın kontrolünü bekliyoruz. Öz gerçeklik budur, artık dünya haziran aylarını beklemeden yoğunluğunu kodlamalı ve kontrolünü kurmalıdır.

Niye haziran ayları beklenir bilir misiniz? Şafak sökmeden akıl kodlaması olmaz, şafağın sökmesi ise haziran ayında olur. Her haziran bir gün, bir anda şafak söker. Ve o gün bütün Kübra kültü olanlar kontrol kurarlar. Ve o günde Mustafalar yolu bulup yarınlara varırlar. Ama şafağın söküşü için haziran artık beklenmeyecek.

Hem dünya, hem yaşam hepimiz bir tek oluyoruz. Sura üfüren ilimdi, sur olan kelam İslam diniydi. Biz ise yaşam olduk artık sura üfüren itibarımız ve yoğunluğumuzdur.

Muhammet islama insan demedi, biz islama insan diyoruz. Bundan sonrada bugünkü gibi görevliler düzeni kurmaya inecekler ve Muhammed’in ötesinde bir kelam murat ettiğimizce Kübra olacak ve yarınları kodlayacak.

Çaktığı ya da çakmadığı görev tahditi, herkesin çakıp çaktığı ya da çaktırdığı bir yaşam her birimizde yaşamdır ama çakmadan da çaktığını tohumlayacak olan vardır. Hani çakma mıştı!?... Neden çaktığı dedim?... Çünkü yaşam çakılan bir sayfadır, her ana çakılan… Çaktıkça çakarsınız ve yaşam kodlanır. Her bir çakış bir kodlanıştır.

İşte ben sevgi, ben hakim, ben has olan levhi ve yol olan insan; çaktıkça çakarım ki her an kodlansın diye. Çakan insanlık ilmidir ve çaktıkça çakarım ki yarınlar koklansın diye. Her bir çarpış bir çakıştır, eksinin artıyla çarpışması. İşte örs özengi budur!... Çarpışma…

Benim adım insanlıktır canlar. Çarpan çarpılanda kodlanır, nötrü tohumlar ama her bir sayfada o nötr koruyucu olur, toprak topluma tohum olur, her an olur… La Ha diye, La Ha diye kodlamalar yapar. İşte yaşamın tohum oluşu budur.

Sevgililer, La Ha siyahın en siyahıyla kodlamayı tohumlarken; yarınlar için mutlak bir çalışma devreye giriyor. Bu çalışmaya herkes davetlidir, herkes… Şimdilik!...

https://youtu.be/iiGV_WNHxXw

Süper İnsanlık Realitesi

 
  Bugün 53 ziyaretçi kişi burdaydı!  
 
Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol