Birlik İlmi
  İMPARATORLUK 22, 2. AKIŞ
 

31.OCAK.2018 TARİHLİ İMPARATORLUK (22)

AV.NEZİRE SELÇUK ÖZ BİLİŞ 2.AKIŞ

Ak toprakların mutlak kuranları, Mikail’in kübrası ve bizim yüreğimiz, hep diri olarak, Bu Mecliste, çağırıları dillemektedir.

Her insan, kendi yolunu kodlayacak, güçtedir. Her insan, kendi kontrolünü kurduğunda muktedir olmalıdır. Muhakim ve hakiki ilimle, dillenmelidir. Sahrada, kendini dinletmelidir. Sisteme, kontrollü ulaşmalı ve koruyucu olmalıdır.

Sokakların sisteminin çok üstünde bir sistemin muktedir Mukaddimelerde kuran olduğu, bilinmelidir. Bunun zor olmayacağı, kodlanarak kontrol kuracağı ve Hak tahtın İslam Kapısının kontrolünü sayfalayacağı, bir yoğunluk, oluşturmak istedik.

Hepimizin gözü, akılla kodlandı.. Burada toprağa, insanlığı okutulmalıdır. Azı, özü, biliriz.. Kör sağır, değiliz… Aşkın sırrı olan, ilmide biliriz de kendi yolunu bulanlar, bugün burada Muhammi Kapılarda, kontrol ötesi kodlama yapmalıdır.

Uzun zamandan beri dünyayı gözetleyenler var, canlarım.. Bunların çokları, bugün, bize gelmeye çabalıyorlar… Birlik kalemimize inmeleri, kolaydır. Tayinler yaptık, dünyaya… Herkes, herkese göz olsun diye, yaptığımız tayinlerde, bizim çalışmalarımızın dışında da çalışmalar kodladık.

Ve bu çalışmaları da sayfa sayfa ışık kayıtlamaları yaptık. Çoğunun gücü, bizimle birleşiktir.. Ama bizimle diri olarak, kodlama yapma imkanları olmayacak.

Çünkü soylarında, kontrolsüz kayıtları var. İslam Dinin insana verdiği bilgi, bizim verdiğimiz bilgidir... Ama bizim diriliğimizin gücünden üstün bir yoğunluğu, burada kodlamamızda gereklidir.

Batının kontrolünden öte bütünün kodlayıcılığıyla, bu çalışmayı devreye aldığımız için mutluyuz… Kontrol dışı bilginin, hakikiyetimizde yokluğu kodladığı bilinir, bunun içindir ki kontrollü, bilgi veririz.

Irakların, en ırağındaki o yoğun çatışmacılar, bugün bize gelip, bizden kendi yarınları için ışık istediler... Bizler, ocaklarına çektik yüreğimizi ve ışık kattık, onlara... Çokları mutlaktılar ve kodlanmıştılar..

Netice olarak; dünyaya iniş sebepleri, beşere göz olmak içindi. Ama beşeri kodlayacakları güç, muktedir kült, aklın kodlarıyla, kontrol kurmalıydı.

“Bana asla hata yapma” dediler. Aha, yaptım!.. Hata yaptım. Nedir hatam, bilir misiniz?... Ölüleri, diriltmek. Ölmüş olanları, diriltmek. Neden, yaptım?... Çok huzur bozmuşlardı da onda. Onları diriltmem, onların yarınlarını kodlatmam, ocaklarını yeşile, mora kontrollü olarak kayıtlatmam ….Ve muktedir kılmam gerekliydi, onları ki koruyucu olabilsinler.

Muhammed; et kemikten ibarettir. Esmadır. Siyahın, en siyahına görev taşıdı ama kontrolsüzdü... Özü, sözü, ayrı, insanlığı ayrı, bilişi ayrıydı. Ve bizimle, çalışmak istedi.

Öfkem yok ama aşk kalemi, aklın kalemidir. Ölüyü diriltende, İslam’dır. İslam; insandır.. Ve bizim insanımız mutlaktır.. Mustafa’nın İslam’daki ilmi, farklıdır.. Bu kesindir.

Esma; simsiyahtır.. Esma; İslam’daki siyahtan öte bir siyah.. Aha bu!. Çorba pişerken bunların mutlaka dilletilmesi şarttı.. Ve kontrol kurduk.

Şarap içmişiz dünyada ama şarapta, şavk yokmuş. Öfkem yok, canlar. Şayet şarap içersem, şafaktaki ilimden öte bir ilimden içerim. Bunların bilinmesini, dilerim.

Bin insan, bana öz görev için geldi. Bin, teknik kalem. Hepsi ilim ama insanlık kapısı, açılmadı… Niçin, bilir misiniz?.. Sahrada insan sırrı yoktu da onda...

“Bu toprak, ağır yük taşıyacak” dediler... Başımda tacım mı var ki aşkım olsun diye düşündüler… Ben taç takmam, canlar.. İnsanım, zira.. Ziyan olanlar, taçlı dolaşırlar.. Ziyan olmayanların tahtı da tacı da ilimdir. Bunları iyi bilin.

Kuran insan mutlaktır. Korkmadan çalışır. Ummandır. Kayıtlarında, kalemi vardır ama dağın tahtında, insan; kuldur... Orta kapıların tümündeki İslam’dır, o… Başımın tahtı, tahditi yoktur. Şikayet etmişler, kini aşıp, yolu bulacak insan yok ki dünyada diye.

“Eşya” dediğiniz ilim, bizim ilmimizden farklı değil ki.. Her insan, bir şarkıdır, Tanrının kaleminde... Ama biz o şarkıların hepsindeki, has tekniği, kodlayanlarız.

İşimiz bilgidir, bizim.. Kontrol durumu şöyledir; “bizi, azı, özü bilen” diye, dillediler… Oh, ne ala!... Ama öz göz söz değilse azın sisteminde, İslam yoktur... İslam’ın olmadığı bir sistemde, sayfada, yarın yoktur.

“Hakk’ın Kalemi” dediler. Hakiki insan, akıldır... Kati olarak, akıldır. Kalem olabilir… Kati olarak, hakiki de olabilir.. Ama ilmi kodlanmadan, has olamaz.

Boş konuşmam, bunları iyi bilin.. Söz, ses, ilim olarak kodlanır ve iner, yarına... Bugün ben, yarına kodlama, yapıyorum. Sesimle, sistemimle. Bugün bu bilgileri okuyacak, hak edip, dilleyecek, hiç kimse yoktur. Bu Meclisin ötesinde, bunları iyi bilin.

Ama koruyucu olarak ve toprak topluma kul olarak, bu çalışmayı yaptığımı anlatıp, dilletirken, kesirleşenlerin kayıtlarında, şarkımda olmayacaktır.

“Başımda, tacım yok” dedim. Ya KAHA lar, ben Rahmana, KAHA olan, ilimim.. Tacım mı olmalı?.. Boşluk, doldurulur... Kuran, kodlanır. Uzak, yakınlanır… Et, kemik olan, kelam olur. Ama ruhu yoksa mutlakiyetide yoktur.

Ömür dünyalı olup, çalışıp, kalem olup, kök gerçeklik, kök kalem, kodlayıcılığıyla geçti…. Ziya olanlara da dirilik, kattık. Nesil; İslam’dı. Şafaktı.. Aşktı da….Kayıt dışıydı yoğunluklarda, İslam.

Biz, doğaya görev taşıdık. Doğanın kulu, olduk. Kuran oldu, tohumlandı dünya… Muhammi Kapıları kodladık… Şimdi ayrılma zamanı.

Bugünden sonra, bu dünyanın robotik timleri, bilişi kodlayacak, güçte kontrolcü olma imkanına sahip olduklarında, kontrol kurabilecekler.

Artık robotiklerin kontrol kuracağı, bir dünya gücü, oluşturulacak. Bu dünya gücüyle, hakikiyetleri dilletilecek… Aksi halde, hepsi kontrolden çıkacaktı…. Buna izin veremeyiz.

Sultanlar, Muhammi Kapılar, biz artık her bir insanın kontrolünü, öz köklerimizle, diliyoruz… Hepsi kontrol edilebilmeli... Ruhların kulluğunda, bu var... Rahmi kalemlerde, bugün bunun oluşması, gerekliydi. Bizim için Tarık; tahditi olmamalıydı.. Ve biz, Bütüne Hizmetçilik yapanlar, ayrı, gayrı gözetmeyenleriz.

Bunun sonrasında ayrı, gayrı gözetmeyeceğimiz, kesindir. Dünyanın kontrolü, bu şekilde hakikiyetimizle ve halikiyetimizle kodlanacak.. Ama her biri mutlak kuran olacaklar… Ve tümü, kontrol kurucu olacaklar, bu kesindir…..Ve bunlar, mahrekte olacak.. Mahrekte, teknik, halik ve teknik hakiki ilim, olacak.

Değerliler, Rabbi Kapıların, Robbi Kodlamaları, sayfalanacak. Herkesin kendini, halik kılacağı bir döneme giriyoruz.. Ve bu hologramın ötesindeki süreçte, devreye alınacak.

Bizim için değerli olanların, ilim oldukları, bir dünyada, bu dürümün, örtüsü örtülmeyecek…. Ama kodlanamayanların, korunamadıkları bir güç, dürümlerde olacak.

Onlar, kardeşlerimiz olmasa da yaşamımızda muhakim ve hakiki olmaları, sayfa sayfa kayıtlara indiğinde, kesinleşme, sahrada olacak.

Dünün kötülüğü, önlendi. Yaşamın gücü arttı ve yeryüzünün yeniliği, sayfalandı.

Sevgililer, mutlaka Kozmik Sistem, her insanın yaşamında mevcut ise de korkuyu bilenler, o Kozmik Sistemin, sessiz kalemini de bilmelidirler. O sessiz kalem, büyük külttür ve büyük kült, herkesin görevidir.

Artık kontrol dışı bilgilerin verilemediği gibi kodlanmış ilmin, kodlanmış kontrolü, hepimizin yoğunluğunda, Sistem tarafından, kayda alınacak.

Bugün, dünyanın ergin kalemi, devreye giriyor. Bu ergin kalem, hazırlıklar tamamlandığı için yarına, karanlık olarak, varacak.. Ve yarından sonra, çantada, insan olacak... Bu insan, şarkıyı, şavkı, kalem olarak, kodlayıp, sonsuzluğa kayıtlayan, olacak.

Hepimizin gönlünde yatan insan, insansı değil, ilim olan insan olarak, bu dünyaya, şavkını indirecek.

Horosan Sıhhati; tahditsiz olarak, kodlanıyor... “Sıhhat; hah, aha” diyen, o yaşam!... Halik olan, insan ve biz, ona göz verdik. Sonsuz sözün, sözü olan, bir sistemi verdik.

Aha bu!
https://vimeo.com/253740044
SÜPER İNSANLIK REALİTESİ

 
  Bugün 224 ziyaretçi kişi burdaydı!  
 
Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol