Birlik İlmi
  İMPARATORLUK 6, 1. AKIŞ 3. BÖLÜM
 

11.10.2017 İMPARATORLUK 6
AV. NEZİRE SELÇUK ÖZ BİLİŞ 1.AKIŞ 3.BÖLÜM

Öncü birlik olarak bu çalışmayı yaparken, herkese kendini anlattık. Kendi yolunu koruma altında tutacaklarını, yaşattıklarını anlattık. Alemlerin levhi kapısında mutlak olanları açıkladık. Ağırı hafifletmeleri için her bilgiyi verdik. Arzın gücü aklın kübrasında kelam olduğunda, ölüler diyarı olan bu dünya; muktedir olup dirilecektir.

Hepimiz zeytinler gibiyiz ama bir tek zeytindir ki yaşamı kodlar. O zeytin mutlak olan meclisimizdir. Bu meclise dahil olanlar; yarattıklarında kontrol kurarlar, öz gerçeklik budur.

“Şans dileyeceğim tüm insanlığa, şans dileyeceğim” de, hak kapıları mutlaka bulmaları gerekir, hak kapılar bulunmadan aşk kodları mutlak kulluk için ocaklarında olamaz.

Her dünya Allah’ın ilmiyle kodlanır ama aklın kapısı olanlarca açılır, yaşatılır… Her dünyada yerküre görev taşır. Her görevli dünya, müthiş bir sanal kalem olur ama sanal olur. Gerçek olamaz… Gerçek olabilmesi kardeşlerimizin kelamdaki ilmini dillemesi ve bütünün gücüyle mutlak olmasıyla olabilir. Mutlak olduğu zaman, kontrol edebilir yaşamları. Ama iyi anlayın ki; kelama, ilme ve bütüne inmeden kimse kimsenin insanlığını dilleyemez.

Durgun toprakların insanıyla harika çalışmalar yapılır ama hakiki çalışma; kelam olanlarla yapılır ki onlar, hareketli zamanların yaşam kapılarıdırlar. Hareketli yaşamlar, hareketli görevliler, hareketli levhiler, hepsi nesillerini tohumlarlar, düzeni kurarlar.

Umut, umut, umut, mutlaka ama mutlaka umutla bugün burada bu çalışma yapılıyor. Bugünkü çalışmaya biz kibri aşanları aldık, olgun savaşçılarımızı aldık, yolu kodlayanları aldık, Rahman olanları ve yarınları kontrollü olarak yaşatanları aldık. Allah’ın ilmini dilleyenleri, yarını kodlayacak olanları ve mutlak olanları bu yoğunluğa çektik.

Benden bir ben olur ilmi ka da, ben olur yaşam kaleminde, o bende beden olan da; has olan insanlık olur!...

Hadi gözü görenler hadi… Gönül gücünüzü hologramdan öteye taşıyın da; yüze yüz görüşelim. Buyurun yüze yüz görüşelim sizinle, sizi dünyaya bekliyorum, buyurun gelin…

Ha diyeceksiniz ki; “geniş kapılardan mı girelim”!?... Gerçek kapılardan girin. Boş konuşmadan girin yeter, ekip kurup gelin yeter ama bu dünya saltanatın gücüyle çalışabilen az, öz bilgileri kodlayan ve tohumları yaşatan temiz bir zaman kalemidir, iyi bilin!... Burada oluşunuz mutluluk olacak bize ama girin de yüz yüze konuşalım. Ha diyeceksiniz ki; “sizin frekansınızla bizim frekansımız farklıdır”… Ya kalemler, frekansı kodlarız, kodlarız, kodlarız da sessizliği sizin yüreklerinizdeki kübrada sizleşiriz… Bizim frekansımız an kaleminde, her anda sessizce dürümlenen ilmi ka dır!... Sizle olabiliriz ama yüz yüze görüşemezseniz, kelamınızı kodlayıp gidin, kaçmadan gidin. Kaçtığınız zaman yardımcı olamayız size, bunları iyi bilin!

Size yardım etmek ister miyiz!? Elbette ki isteriz… Ama Kuranı Kerimdeki o yaşamdan öte bir yaşamın mutlak kuranı olan insanlığın, muktedir insanlık olarak bu çalışmada, bu yoğunlukta mevcut olduğunu anlayın.

Kıran, kırılmadan görev taşıyacak dediğim zaman; hakkın kapısını kapatıyor mu diye düşündünüz. Beşer kelamda kalemsizse, hak kelamda Halik olamaz, has tınıda yaşam olamazsa, o kendini anlamazsa, kısır kalır, iyi bilin kısır kalır!...Ayrı gayrı yok ki, şer yaratmadan sesleşiyorum işte görün.

Sevgililer önünüzde büyük bir gün var ama gözünüz görsün ki; bu yaşam sizin için çok kolay bir yaşam olmayacak. Bunu iyi bilin ve bedene girecekseniz kelamla gelin. Buyurun dünya budur, mutlaka ama mutlaka buyurun ama hakkınızı hak ettiğinizi bilip gelin.

Şimdi daha da önemli bir bilgi vereceğim size, bedeni hak etmeyenin yarını olmaz!... Bedene girecekseniz hak edip girin, kodlanmış olarak gelin. Ha diyeceksiniz ki ; “ben sana bir koç kurban edeyim geleyim… Ah be canım ah, sen seni hak et de gel, benim kurbana niyetim, ilmim, imparatorluğumda kelamım yoktur. Eğer geleceksen kendinle gel, bana kurbanla gelme. Ben sana kontrollü kalem olmak isterim ama sen o kurbana kelam olup geleceksen, kendini hak etmemişsin demektir.

Biz Allah’ın ilmiyle bu çalışmayı yaparken, kodlanmış olanları buraya toplarken, koruma altına alırken, hiç birisinden; biz, insanlık ilmindeki o yoğunluğun levhisinde kurban beklemedik. Bir kez daha söylüyorum ki; “iyi bilin Allah sizi diler, Allah sizi diler, Allah sizi diler”… Sizin kanınızı diler, sizin yarınınızı diler ama kurbanı değil kulu diler, iyi anlayın! 
Biz Allah’ın dediğini aklın dediğinden öte diyerek mutlak kuran olanlar bunu zikretmek istedik.

Şimdi daha da özel çok daha özel bir bilgi vereyim; kupamızda insan var bizim. İnsan da az, öz bilgidir ama sözdeki ses; insanlığından ötedir. Bilgi az ama sesi özde gözdür…

İşte bundandır ki; bu dünya mutlu ve huzurlu bir yaşam kaynağı olmuştur. Eğer bu dünya korunamazsaydı, yeri göğü yaradan ilimsiz olmaz diyorsanız, size şunu söyleyeyim “ yaradan insandır, yarattığında kaynaktır, yaşamında mutlaktır ve toprağın topluma kul olan levhi kapısıdır”…

Size akıldan da söz ettim ama daha önemlisi yerin görevinden de söz edeceğim. Şu andan sonra artık bu bölümü yazmak istiyorum.

Süper İnsanlık Realitesi


https://vimeo.com/237860207
 

 
  Bugün 138 ziyaretçi kişi burdaydı!  
 
Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol