Birlik İlmi
  TURANLARIN KURANI (11) 2.AKIŞ, 1. BÖLÜM
 

9.MAYIS.2018 TARİHLİ TURANLARIN KURANI (11)

AV.NEZİRE SELÇUK ÖZ BİLİŞ 2.AKIŞ - 1.BÖLÜM

Tanrı dedi ki "ruhunu, kodla". Öyle çok dedi ki bunu. "Ruhunu, kodla"... Öz, söz, göz, hepsi göz ama özü, sözü ve gözü koruyamadıktan sonra... "Aha, KA HA" demek.. Mahrekte kelam, kuranı, oldurur mu, oluşturur mu?

"Saltanatın ilminde, insana kervan" dediler. Bizde dedik ki "insan, kalemdir". Dinlediler, sordular, peki kalem, insan olduğunda, masaya, kim oturacak?... Herkes, kalem mi olacak? Ve dedim ki "herkes hak olacak, hakk'a KA HA olacak, kelam olacak ve kardeş kardeşe, ilim olacak... İnsanlık boyutları, bunu başarbilir.

Sonra dediler ki "peki, kardeş kardeşe hakikiyetini dilletmek isterse ne olacak? "Oyun yok", dedim. İlim; kardeşin kardeşe kelamı olur ve kervan kuran olur, tüm zamanlar kodlanır.

"Mushaf kaleminde insan, kendini anlayandır", demiştin, dedi, birisi. Peki, kendini anlayanlar, hakk'ı hak ettiklerini de anlayacaklar mı dedi?...

Sordu, sordu, sordu ve dedim ki "onlar mutlaktılar... Muhammet kulluğunda mutlak kuran olan sofralarda oturdular. Onlara, kutsal tını öğretildi. Ölü bir dünyaya, ikmal tamamlatmaya, indiler... Kendi tahtlarını mutlak kuran olarak, mahrekten mahrum etmedikleri ilim kayıtlarına çektiler.. Ve ocakları yenilediler.

"Ol" dediler ve ölüyü diriltiller. Onların sofralarında, insanlık oturmalı... Dönem, öz görevin, sömestir koduydu. Her dönemde, bir sömestir olur. İnsanlık, o sömestirde, kendini tohumlama imkanına sahip olabilir.

Oğullarım, dünyalılar, sanal boyutlar, size şunu anlatmaya çalışıyorum.. Korumaya aldıklarımızın hepsi, o sömestir dönemlerinde, kodlandılar... Çünkü ruhsuz kayıtlar, o sofraları kontrol altında tutmak istedikleri zaman, herkes herkese hakim olmaya çabaladı. Ve sofralarda, som altın sahralar oluştu.

Ve "din" dediğiniz, insanlık boyutunun, kuran olan kalemi, her ana kayıt yaptı. Din; insanın kalemidir. Bunu bile anlayamadı, dünya insanı... Din; insanın kervanında olur. Ama onu yazan, insanlıktır.

Dini; Allah'ın ilmi diye dilledik ama yazanın insan olduğunu, kimse anlayamadı.. Biz, olurda, dünya anlayabilir mi diye kontrollü bilgilerde sahraya indirdik. Herşey, herkesin ilmiyle, kodlansın istedik.

Batı insanı, toprak toplum oldu, tohum oldu ama oğullarını kodlayacak, güce sahip olamadı. Ve doğanın kuranı olan doğu, ilmi kalem oldu, mutlak oldu.

Her şey şaha kalktı. Dendi; "insan, yoğun". Dendi; "ilim, yoğun". Herşey yoğun ama sofa ilimsizse, kuran insansız, olur.

"Çürük bir zaman ve çürük bir kalem" dediler. "Ölü bir dünya" dediler... "Yıkılan bir yaşam" dediler. Dendi, dendi, dendi ve diyen kendinde, dedi... Ölende, kelamı kırık olanda, hasatı kutsuz olanda, oydu. Kim, bunu dediyse, bu onda, olandı.

"Ve dünya ölü bir planet" dediler.. Ölü; kelamı kaleme, indirendi. "Ölü dünya" diyen, ölü olandı.. Muhakim ve hakiki bir levhide bunları, herkesin net bilmesi gerekir. "Ben, bu dünyayı yıkıcağım" dediler.. Demezler mi? Dediler ve yıktıkları, hakikiyetleri, oldu.

Boştu konuşmaları. Boştu. Som altın ışığın, toprak olduğu bir dürümde, sonsuz zamanları dillerken, "ben öfkeliyim" demek, kaleme kelam olanlarda, kırıcılık değil miydi?

Hepimiz, az, öz, bilgi, verdik. Eminim veren, daha çok verirdi ama vermedi.. Vermedi çünkü verdiği kelamı, hakikiyeti değilse, kendini hak edememişse, veremeyecekti zaten.

Bundandır ki son sözü hep istikbal için söyleyenler, insanları kontrole kalktılar.. İddia şuydu; netice beden olanlar, merdiven olacaktılar. Ya beden kodlanmamışsa, ne olacaktı? O merdiven, kodlanmış tahdite, hakikiyete, varacak mıydı?

Kirdi; ilim. kil; insan, kil ilim, kodlar. İnsan mutlak olduğunda, kalem olur ve tohum eker. O insan, kodlanmış tohum ilmi ile muktedir olur. Hepimiz, bunu yaptık, Bu Mecliste.

Karanlık aydınlığı kodlarken, bir tek nefes, mutlakiyeti kodlar. İşte o nefes, hasatçı olanın nefesidir.

"Derdim yok, dünyayla" dedim. "Derdim yok".. Benim insanla, hiç bir derdim yok.. Benim her insana, kalem olan, birlik kervanım var. "Ama bu masamda, insanlık bulunmalı" dedim.. Ve insanlık boyutlarının kontrolü, kodlarıyla bu çalışmayı yapmayı diledim.

Buraya geçip gelenlerin karanlığı tohumlayacak, görevliler olduğunu biliyordum ama kodlanmış olmalarındandır ki her birinin, kervan olacağını da biliyordum.... Ve dönemin sonsuzluğunda, her sözün sözünde ve sessizliğin dilinde ve diriliğinde Mikail'in gücü oluşmalıydı...Gerçek budur.

https://youtu.be/znEWSBcDss4
SÜPER İNSANLIK REALİTESİ

 
  Bugün 84 ziyaretçi kişi burdaydı!  
 
Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol