Birlik İlmi
  TURANLARIN KURANI 3-2
 

TURANLARIN KURANI (3/2)
14.03.2018

(“Başlangıçta YAŞAM yoktu ama İNSAN vardı… İNSAN yaşamsızdı…” Öyleyse YARADAN insan mıydı ve o yarattığında mı yaratıldı!? “BEDEN derken, sizin yaşam giysinizi değil; sizi hakeden yaşamı kastediyorum…” Sizi hakeden yaşam mıdır yoksa yaşamı hak eden siz misiniz!?... Buyrun anlamaya çalışalım:)

“YEV LEN YEKUN” demiştim. Bu şuydu: Seni anlıyorum ama sen, beni anlayamazsın… Peki şimdi ben, “KEV LEN YEKUN” dedim. Bu ne demektir!? Sen, seni anla. Ben, bedeninde senleşirim; sen olur sesleşirim. İşte KEV LEN YEKUN budur.

Umut olur ki her insan, KELAM KALEMİ olur ve KEV LEN YEKÜN olur.

Uzun zamandan beri DÜZEN’i kuranları izliyorum. Kolları, kollarımıza ulaştı. Yarınlarınları kodladılar ve “SOY SAYFALANIŞLARI” ile HALİK oldular.

ÖZ-ümü, GÖZ-ümü bildim; SÖZ-ümü dürümledim; sevgiyi kodladım; yaşama kaynak yaptım. Ne oldu bilir misiniz!? Bedenim, İLİM oldu. Yoğun ışığım TOHUM oldu. YAŞAM; aşkla, ışık altında güçlendi; yarınlandı…

“ESMA, İslam’a denir” dediler. “İslam’dan başkasında ESMA yoktur" dediler. Aşkım, hakettiğimse; ben, her insanı hak etmişsem ve ben, esmalarla kükremişsem; bana, “sen yoksun” demek mümkün mü!?

Yok Canlarım!... Basa basa söylüyorum ki ben, Esmalar’a “GÖZ ÇÖZÜMLEMELERİ” ile kodlayıcı olurum. Öz keklikleri kodlarım, toplarım, yarınlara kaynak yaparım. Onlar; KÖK-çe, GÖK-çe kodlama yapsalar da dara düştüklerinde, yollarını bulamazlar. Ocaklarını kodlarım ve yarınlara kaynak olmalarını sağlarım.

Onlar, basınç altında yaşam sürerler. O basınç, NİSA KALEMLERİ’nin basıncıdır. Her insan, karanlığı halik kılamaz. “Ah!” der. “Neden kodlama yapamadım!?” der. “Niçin NUR’un KURAN’ı olamadım!?” der. “Birlik Kapım ilme kapandı ve ben toy olan IŞIK KALEMLERİ’nden çıktım ama dün ısrarla görevi yaparken; bugün güçsüzüm” der.

Dağlarım, AT-ı YARIN OLAN’a verdik. AT-a bindiği zaman, RUH-a biner. O RUH, O’nu, yolunda göreve alır…

AT ilmidir ve o ilim, “BURAK” diye bilinen bir AT-tır. Alır yolcuyu, yaşama kodlar. Oğullarımız, AT-ı alanda, AT gibi olurlar… Koşarlar, koştururlar ve RUHUN KUTSAL NEFESİ olurlar. İş budur!… ARZ’ın, ARŞ’ı kodlaması budur.

ARZ, ARŞ’ı kodladığında; AKIL, TINI’yı kodlar. Oğul veren kükrer; LÜTFİ KAPILAR’ı açar. ARZ’a inan, ARŞ; YAŞAMA iner… İşler, yaşar; işler, yaşanır Ama işsiz olan, yaşamsızdır. Bilinsin!...

FAKİH İLİM, KAYNAK İLİMDİR. O KAYNAK İLİM’de MUSTAFALAR olur. Üşürler yaşamda!... Üşüyen yarında!... Kodlandığında o sahra, NİSA olur O’na ve SU-ya İNSAN olup iner.

SU-ya inen, YARIN-a iner. Cennet olması için YAŞAM-a inmesi gerekir. Yasalar böyledir…

Dünyaya güç katmak, güçlenmek için şarttır. Eğer siz, bedenli olarak dünyaya inmeseniz; yarınlara varamazsınız. Her SES-i hakedemez ve RUH’unuzu HALİK kılamazsınız ve dünyaya güç katamazsınız…

“BEDEN” derken; sizin yaşam giysinizi kastetmiyorum… Sizi hak eden yaşamı kastediyorum… Bu şekilde yarınlara varmak için dünyaya gelinir… İşte bu dünyaya gelmek şartı vardır ki herkes, her SES-i hak etsin ve RUH’unu HALİK kılsın.

Başlangıçta YAŞAM yoktu ama İNSAN vardı… İNSAN yaşamsızdı… Sonra, İLMİN KALEMİ olan insan, NUR oldu. Yoğunlaştı, tohumlandı ve SİSTEM oldu. İşte insanın KULLUK İLMİ ile kodlanışıydı bu…

Sonra NUR’dan KURAN olan insan; beşere KALEM oldu ve TOHUM oldu. Sorumluydu yaşamdan ZİYA olan insan ama o insan, yarını kodlarken; NUR’dan İLİM’i yarattı. Yarınlar, KELAM’da huruç halinde kodlandı ve Sonsuz Zamanlar yaratıldı.

Herşey, İLİM’le yaratıldı. Bütün mesele olgun başakların, bu çalışmayı yapabilmesiydi. İş buydu ve bu YÜCE CEVHER herkesle, her sesi kodladı.

Uzan dünyayı izle!... İşte yaratılış budur!... Bu dünya, TANRI olarak yaratıldı. “Dünya” dediğimiz planet; yasalar koyabilen ve Soy Sayfalanışları ile kontrol kurabilen bir planettir. Buraya, insan olanlar kodlandılar ve yoğun ışık, herkesi yarınladı. İş buydu ve bu, bizi mutlak kıldı.

Her sesin, BİR SES olduğu her insanın, BİR TEK olduğu ve tüm yaşamların o TEKLİK kolduğu anlaşıldığında; herkes, her sesten KELAM olacak; TEKNİK TOHUM olacak ve yoğunluk, MUTLAK olacak. İnsanlar, ilim olduklarını anlayacaklar. O gün, ÖZ GERÇEKLİKLER’ini anlayarak kulluk yapacaklar.

Muhammet o TEKLİK’i anladı. Muhammet gibi yarınları kodlayanlar da anladılar. Anlatıldı, anlaşıldı ama yaşamak farklıydı… Aha bu!… İş budur!... İş budur!…

 
  Bugün 287 ziyaretçi kişi burdaydı!  
 
Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol