Birlik İlmi
  TURANLARIN KURANI (8), 2. AKIŞ 1. BÖLÜM
 

18.NİSAN.2018 TARİHLİ TURANLARIN KURANI 8
AV.NEZİRE SELÇUK ÖZ BİLİŞ 2. AKIŞ- 1. BÖLÜM

Dağlarım!...

Burada olma sebebinizi biliyorsunuz… Bundan hiçbir kuşkum yok… Buraya kör gelmediniz… Hiç kimse burada kör göz olup, kök gök olma imkanına sahip değildir… Bu meclis, işler işler ve her şeyi işler ama, ama kuran olup işler… Kuran olmadan bu yoğunlukta olma imkanı olunamayacağı bilinmelidir…

BSUİ dediğimiz; barış, sevgi, umut ve imparatorluğun ilmi olan insan, kaynak ilimdir… Kaynak ilim, hepimizin kelamıyla kodlanır… Bugün burada olan herkes, sahra olarak buraya gelmeliydi… Çalı çırpı olunmayacağını bu mecliste ve tohumla bütüne varılacağını bilerek görev taşımalıydı…

Korkmayın!... DÜNYA ÖLÜ BİR PLANET DEĞİL ARTIK!... Öz köklerini göklerde kült olarak bütüne hizmetçi yapabilmektedir… Yaradan ve yaratılan insan, her şeyin hakikiyetini bilir… YARADAN VE YARATILAN… Yaradandır ki, yarattığında kodlama yapar… Yaradandır, yarattığını kontrol eder… Ama yarattığı kelam olmadan, hasat yapamaz… 
Biz bu dünyayı kontrol etmeye geldik… Kök göklerimizi göreve aldık ve ruhu kontrol ettik… Biz ALTIN IŞIK gücüyüz!... AKLIN KÜRZİ KAPISIYIZ!... Ve bu gücü bilen masamızda oturur… Eğer bu gücü bilmiyorsanız, bu masada gözünüz kördür!... Yolunuz güçsüzdür… Rahman olma imkanınız yoktur… Ve muktedir olamazsınız…

Çamura çalışma gereği inilir… Eğer birimiz çamura inmişsek, o yoğunluk bizim için bir çalışma sahrasıdır… Ama biz o çamuru, mutlak kulların toprağında ve kutsal ilminde yoğrulmuş olmadan yoğuramayız… Eğer “birim, tekim, hakimim” derken halik olamazsak, yarını hak edemeyiz… 
Kök görev imparatorluğun kültü olmaktan öte, kök gerçekliğin kulu olmaktır… Emperyal güçlerin masamıza oturması iznimiz yoğun var bugün… O emperyal güçler, Mekke’nin ve mektup okuyan ilmi kalem olan Medine’nin siyahtan öte ilmini tohumlayanlardılar… Bugün buradalar… O sorumlulukla bizimle oldular…

“Kömür kömür” deriz hep… Hepimiz o kömürüz aslında… Ama kömürün ruha kalem olması için kontrollu olarak yakılması gerekir… Biz o kömürü yakmak üzere bu çalışmayı devreye aldık… Hangimiz gelip görürüz ilmi de, o ilmin kaleminde hakim olamayız… Beden almanız için mahrek olmanız ve mahrekteki kul olmanızın geçiş sahrasında anlamı büyüktür… Ama dümene oturmak daha ötedir…

Kardeşlerim!...

“Dürtülerle çalışıyorsunuz” diyorum ben… DÜRTÜLERİN ÖTESİNE VARIN!... VE DAHA YÜKSEK BİLGİLERİ KODLAYIN!... BURADA KENDİ RUHUNUZUN ÜSTÜNE VARIN… “BEN GEREKENİ YAPARIM” demek, GEREKEN YAPILDI DEMEK DEĞİLDİR!... Hepiniz gerektiği gibi ve gerektiğinden öteye görev taşıyacaksanız, buyurun çalışın… 
Kontrol dışı bilgi, Allah’ın ilmiyle kodlama yapılan bu mecliste oluşturulan sahranın ilmi değildir… Eğer “bütün kötülükleri yaparım ama ben yine de kontrollu olarak burada olurum” denecekse, AŞK SAHRASINDA HAKİM, HAS TAHTTA İNSAN, MUKTEDİR OLANDA KURAN ÖZ GERÇEKLİĞİNİZ DEĞİLDİR…

“Be cellat” dediler… Ben cellat mıyım? Asla değilim… Ama bana “cellat” dediler… Netice şu; MASA, İNSANLIK MASASI… BU MASADA ÖLÜLER OTURAMAZ!... BU MASADA KELAM OLANLAR OTURUR, BU MASADA HASAT OLANLAR BULUNUR…

Önce ölü, sonra ölü ve yine ölü… Hep ölü… AMA ÖLÜNÜN DİLLENMESİNE İMKAN YOKTUR… İyi ki, masaya ilmi oturttuk biz burada… İyi ki, ruhun kulluğunda muktedir olanı oturttuk… MAHREK OLANI OTURTTUK… Buyurun, ölüler diyarında biz ancak bu kadarını yaptık… Daha ne yapabiliriz… Şer yaratan şer mi yaşasın? Kıran kelam olup kontrol mu kursun? Ruh kuranı kontrolsuz mu kılsın? Medine’nin ölü bir kalemi kodlama imkanı var mı? Ölümü kontrol etme niyeti olan bize ekmek yapabilir mi?

Ele aldığımız çok konu var burada… Buradaki çalışmalarımızın, sofrada insanlık ilminin kodlandığı bir çalışma olduğu bilinemezse, hakkımız olan ve hakim olduğumuz yürek müsterih olamaz…

“Cin” dedikleri insanlık… Öyle midir acaba? Yok canlarım yok… Birçokları “dünya insanlığı cinlerle dilleniyor” diyor… Devinim artar ama CİN İLİM YAPAMAZ!... Devinim artar ama CİNLER KELAM OLAMAZ!... Ekmek olabilir mi? Asla olamaz… Yaradan yarattığında KA HA olur ama YAŞAMI KODLARKEN İNSANLIK GEREKİR… Biz dünyaya müsterih insanlık kuranı olup geldik…

EĞER MUTLAK OLACAKSAK, ÖFKEYİ AŞMALIYIZ… EĞER MUKTEDİR OLACAKSAK, KURAN OLMALIYIZ… 
İÇİMİZ İLİMDİR ama yolumuz imparatorluğun kelamıyla kodlanmadan, imparatorluk kuranı olma imkanımız mümkün değildir… Beden et kemiğe gerek duyar… PEKİ O BEDENDE İTİBAR VAR MI? İMPARATORLUĞUN GÖREVİDİR İNSANLIK… PEKİ İTİBAR? Hepimizde insansıların kuranı olanların dürümlerinden öteye kutsal ışık kayıtlamaları yaparak, HALİK OLUP VARMAMIZ GEREKEN BİR SAHRADIR İTİBAR…

Beş görev… Teklik… Ama bir kült ilim… Beş görev… Mahrektir… Peki nedir o beş görev?

Sevgililer!...

“Ben dünyayım” deyin… Ben dünyayım… “Benim ölü bir planete görevim var” deyin… “Ruhum var” deyin… “Kupamda insan var” deyin… Ve “ben akılım” deyin… EĞER AKIL OLMUŞSANIZ, ÖFKENİZ KALMAZ!... AKLINIZ, HAKKINIZ OLAN OLUR… AKIL, AKİL OLANDA OLUR!... HAKİM OLANDA OLUR… VE AKIL, DURAĞAN KURANLARIN TOHUMUDUR… VE MUTLAK OLANLARIN KONTROLUDUR… EĞER BU KONTROLU ELDE ETMİŞSENİZ, YARINLARINIZ MUKADDES İNSANLIĞINIZ OLUR…

https://youtu.be/l4b99SgagAA

SÜPER İNSANLIK REALİTESİ

 
  Bugün 170 ziyaretçi kişi burdaydı!  
 
Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol