Birlik İlmi
  TURANLARIN KURANI (6), 5. AKIŞ 3. BÖLÜM
 

04.04.2018 TURANLARIN KURANI 6
AV. NEZİRE SELÇUK ÖZ BİLİŞ 5. AKIŞ 3. BÖLÜM

Deliler, diriler işte nakar… Ka Ha olan rahmi kalemde mutlak olan İslam… İnsan kulluğundan öte olan mutlakiyet…

Değerliler, daha önce size nakar hep kötü diye tanıtıldı. Ziya olan yoktu ki iyi diye tanıtılsın. Dünya diriliğine hakim olup inemeyenler, mutlak kuranda kodlama yapamayanlar nakarı dinleyebilirler miydi ki?...

Sistem insanlıktır ama devinimi olmayanın sistemi kelamsızlıktır ve kelamsız olanın kalemi yoktur, kalemi olmayan kodlama yapamaz ki…

Değer biçerim dünyaya, derim ki “bu dünya ruhsuzdur, bu dünya kodsuzdur, bu dünya hologramdır, doğanın kuranı yoktur dünyada”… Ah canlarım ah, o canı kodlayıp da o can olmadan onu dinlemek mümkün mü? İşte dünyayı dilleyen, dünyayı dinleyebildiği zaman hak edip dilleyektir ve dillemektedir…

“Medine” dediğiniz de insandı ama kuran olmayan kodlanmayan insandı. Bu gün artık dünya mutlak ve yol mutlaktır. Kimi dağa ilim der, kimi rahmi kaleme ilim der, kimi ruha ilim der, kimi kodlanan insana ilim der. İmparatorluğun ilmi ise akıldır. Aklı olanın hakikiyeti olur.

Önün açıksa, biz sana saygı sevgi besleyemeyiz çünkü sen düğmelerini açık bırakmışsın. Ama sen önünü kapatmışsan, bu bir saygı sistemidir. Sen saygılısın yaşama, ilime saygılısın, o zaman biz sana saygı duyarız. İşte canlarım, deli dumrul insan biliş kodladığından beri dünyadır ve dünya saygılıdır ocağa, kalem biliş olup dürümlendikçe tüm zamanlara saygılıdır ve rahmandır ve ka ha dır…

Az öz vermeyeceğim dünyayı, dilledikçe dilleyeceğim ki; korkmadan bütüne hizmet edilebilsin. Bütün kontrol insanlığındır, bütün kontrol kuranın ruhunun kutsal ilminin kaleminin bütünlüğündür, ilimde kelam olanın ve insan kaynağın aşkıdır.

Ha diyeceksiniz ki; “ses yine zirve yaptı”… Zemzemdir ilim canlar, zirve olan zemzem kalem, o kalem Halik, siz akli kalemler hak tahtın kelamı olanlar; işte kutsal şarkıları böyle okuyacaksınız ki yer küre yarınları kodlayabilsin.

Siz ses kodlamaları yaparken, bu dünya ses sahralarını kodluyor bilir misiniz? Siz her anda ses oldukça, ruhun kulluğu mutlak kuranı kodluyor, işte bundandır ki; sessizliği hep seslendirmekteyiz.

Keman çalar yüreğiniz bilirim ama sözsüz ama sistemli. Keman çalar, o kemanda sahralar var bilir misiniz? Her ses bir sistem, bir musiki ama eli kolu olan bir musiki ve musiki de sahra var. Herkes der ki; “bununla ne olacak? İştir olan canlar iş… Her ses sizle bilişken ve sizle bitişken olarak kodlama yapar. Ve yaptığı kodlama mutlakiyetin kontrolü için yapılır. Ve formüllerdir her seste kodlanan, yaşam formülleridir bilir misiniz? Sesin sistemleşmesindeki o formüller, yaşam kodlamalarında formal sahraları kontrol altına alır. Her an halikiyetle kodlanır ve yaşam yaratılır. Yaşam kaleme iner ve yaşa kodlanarak mutlak kuranları kayda çeker.

İni altın ışık diyenin, ilmi haliktir ama dili hakim olanın kalemi müthiştir… Değerliler o müthiş kalem sevgililer, sistemdir. İşte bu meclisin yaptığı budur.

Seviyeniz çok iyi çok mutlandık sizle çalışmaktan. Bugün burada sahra oluştu yine ama hani nerede o sahra? Şavkınızda, şarkınızdadır o sahra, hakkınız olandır o…Seviyenize göre yoğunluğu kodlayan sistem, seviyenizi yükselttiğinizde sizde kodlanan olur bilir misiniz?

“Eni boyu olmayanın yolu yoktur” dediler… Eli kolu olanda en verdiğin, boy bildiğin olur… “Ol” dediğimde olur her an… Sofrada el Allahın eli olur, “ol”der olur… İşte insan budur…

Ol ki ol can, ol ki ol!... Sura üfüren ilim, suru üfürten insandır, bu kesindir!...

Ve diyebilir misiniz ki; “ben İsrafil’den öteyim”… Eşyada İsrafil diye bir şey yok ki… Eşya sahradır ve İsrafil sessizliği dilleyen sistemdir ve o sistemi kodlayan ilmi kalemdir ve ilmi kalemi kontrol edense; kutsal ruhun kuranıdır.

“Çobanlık yapma niyetimiz yok” deriz ya hani, hangi dünya çoban ister ki?... Başı dik olanın çobanı yoktur. Öksüz kalanın kalemi dahi yoktur. Ama ruhu olanın mukterdiriyeti olur ve biz o muktediriyeti kontrol altına alarak tahditsiz biçimde ilmi bütüne çektik.

Korumaya niyetimiz var mı yaşamı? Kontrolde koruyuculuk yoktur canlar ama koruyan kontrol kuramaz bunları iyi anlayın. Hani dersiniz ya “Allah beni koru”, anam Allah sensin zaten, kendini koru… Bundan öte ilim mi var? Senden başkası mı var seni koruyan? Vurduğun sendin, kuranda kelamı kıran sendin, hırsı yaratan sensin, kendini topraktan ayıran rahmandan kıran, rahmi kalemde kuran olanda sendin, her şey sendin…

Heceledim dünyayı bilir misiniz? Heceledim ama her heceye kelam olan levhimi koydum, döndüm dünyayı izledim. Çoktum öyle çoktum ki dünyada, modern bir yaşam için çoktum. Ya ilkel yaşam için? Kontrol kurabilen koddum… Doğanın kültünde ölüydüm, öfkeyi aştım diri ilimi kodladım, ben dilde yoktum, dinde de yoktum, kutsal tınıyı da kodlamadan sınırları aşıp kaçtım, kaydımı almadan gittim. Ne yaptım bilir misiniz? Etimle, kemiğimle döndüm geldim, buradayım!...

Kopmadan kodlamadan dünyayı kontrol kuramazdım, bunun için kodladım, kokladım, toprağımı tohumladım kontrolü kurdum.

Çorba pişmemişse pişecek, eşya dillenmemişse dillenecek, din kontrol kurmamışsa ilim kuracak… Vakit gelmiştir… Vardım, var oldum…

Övgüm yok dünyaya, övmem… Övsem kötülüktür ona… Övmem çünkü öven övdüğünde kötülüğü kodlar. Çünkü övülen der ki; “ben neyim meğer”… Ama o dünya bedenimdir bilirim… Medine’den Mekke’den öteyim, insanım. Hasortum ben hasort, işte bu!

https://youtu.be/ti7VI0L0C3w

Süper İnsanlık Realitesi

 
  Bugün 84 ziyaretçi kişi burdaydı!  
 
Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol