Birlik İlmi
  TURANLARIN KURANI (3), 3. AKIŞ 1. BÖLÜM
 

14.03.2018 TURANLARIN KURANI 3
AV. NEZİRE SELÇUK ÖZ BİLİŞ 3. AKIŞ 1. BÖLÜM

Canım sıkıldı yüreğimde neden bilir misiniz?... Sıktığımdan doğan bir haldir, canımda sıkıntı... Çıktı mı yüreğimdeki sıkıntı? Çıktı.... Neden çıktı?.. Sıkan sıktığında kendini sıkmıştı... Ama çıktığında çıkan hak ettiğinden çıktı... Sıkandan sıkılın insan, sıktığından sıkıldı...

Ah canlarım... Diyeceksiniz ki laf ebeliği... Yok be yavrum yok!.. Kodluyorum... Yaşam kodluyorum... Hal ilmiyle, hakiki ilimle!...

Ama bunu anlayan var mı?... Yok!.. Dili Allah ilmiyle dillenen hakkın kapısını açar ve der ki!... "Bar kapanmadan bara ineyim ve sistemin kuranında bellek kodlayayım... "

Bara inen, kelama iner der ki "içeyim yaşamı..." İçer içtiği kelam kendi yaşamı olur... Yaşamı içen hak ettiğini içtiğinden, kendini diller ve dilleyen kulluk yapar...

Dili kul olan kutsal ışığıyla kodlar yolu, yolu kodlayan muktedir olur... Ve toprağa tohum olur... Öksüz, özsüz olandır... Göç kapılarını kapayıp kurandan çıkandır...

Ama izin verin de anlatayım... Aşkla çalıştığı zaman, hasatını yapar... Hakkını hak ettiğini diller... Yarını diller... Yaşar yaşanır...

Fatih diye bilinir... Hakim diye bilir... Halik diye bilinir... Harını yükselttiğinde insan diye bilinir... Her bilen bildiğini diller... Ama dinleyen kelam kendini hak eden, hasat olan yarın olan... Aşk olan... Sahra budur canlar... Biz size sahrayı anlatıyoruz...

Sualtının kulluğuyla anlatılıyor bu bilgiler... Sırdır insan!. Kelam ummanında kendini dinleyemez... Sınırlıdır... Sahatini hak ettiğinde siyaha varır... Siyahta kendini hak eder diller... Dinlendiğinde dillenir. Dinleyen dillenen tektir... Anlar mısınız?.. Bilmem...

Ben Atonlara kulluk öğretmeye niyetli iken Amon topraklarına indim sordular niye buradasın diye?... Toyum da ondan dedim... Toy olan torbasını alır geçer yüreklere... Akar akar akar ve hasat olur... Aktıkça akan da dürümlenir dillenir. Ve sayı koyar yalın olur...

Özerk bir dünya istersiniz... Özerk bir yaşam... Öz gerçeklikte bu yoktur... Ezer geçerseniz yolcu olduğunuz an tüm yaşamı ezildiğinizi anlayamazsınız... Ezerim geçerim dersiniz... Ezdiğiniz ezildiğiniz anda masanızda ki her insan sistemden ayrışır...

Ezmek derken kelamı kalemden çıkarmayı kastediyorum.. Ben ezdiğim an kelamım kalemimden çıkmaz... Neden bilir misiniz?... Zamanın kalemiyim de ondan... Her anda varım ve tahtımdan öte bir tahtın kalemiyim...

Bu şu anlama gelir. Basarak geçmem yolda olanları... Basmadan geçerim... Hiç bir zaman hiç kimseyi kısırlaştırmam... Kısır olmaları kanatsız kalmaları anlamına gelir... Bunu bilirim... Arzı arşa indirirken de arşı arza indirmeden arzı arşa indiririm kastettiğim budur.. İndirmeden evvel de mutlak olarak çalışırım...

Muradım insana hizmet değildir... Muradım halikiyeti hakiyeti dillemektir ki dinleyen dilleyen oldukça başım asla eğilmeyecektir...

Huzurlu bir dünyadır ahrette kelamım huzurlu bir dünya.... Ama biliniz ki ahret yarında yoksa aşk sayfalanışında mutlaksa, akıl her insan kelama vardığınca hakkını hak eder ve diller...

Ahret dediğim, ahirde ki Ka ha olan levhidir... Ahret hakikiyettir... Sahradır ahret ama hak teknikte ahreti dahi dilleyen yoksa mahrek olmak anlamsızlıktır...

Çanım çaldıkça çalar... Yarınları kodlarım ben tüm insanlıkla... Ama çanı çaldıran levhim, hak ettiğimizce çaldırır yüceliğinizde...

Beşere kelamdır akıl... Ama kalemi yoksa beşer kelamsızdır... Ben toy bir dünyaya indiğimi bilerek buradayım...

Bu dünya yoksa ben yok olmam ama bu dünya yokluğun tohumuysa ben onu kodlarım ve yoğunluğunda kontrol kurarım... Oğullarımı kodladığımdan öte kodlarım zamanı ve sonsuz sayfaları yaşama kaynak yaparım...

Benim esmalarımı sorduklarında "esin de gelin" derim... "Esin de dilleyin" derim... "Olun da görün" derim... 
"Muhakim ve hakim olun!.. Bilin!.." derim... Korumam var mı?... Koruyanım... Korunmam... Kesindir... Korumam var mı?... Diye teknik kalemler sorarlar... Çok çok özeldir bu bilgim ki koruyanın koruyucusu yoktur... O kelamda kendini kodlar ve korur... Ama kelamda korur... Öz gerçekliğiyle korur ve kodlar...

Sadi bir levhi... Sadi bir kelam... Sadi bir halik... Hakiki kelamda levhi olan ilim... Ve dünya mutlu bir dürüm... İşte yol buydu bunu hologramdan öte hologramı kodlayanlardan aştık ve dilledik....

https://youtu.be/Y4lMwtx2Lmg

SÜPER İNSANLIK REALİTESİ

 
  Bugün 19 ziyaretçi kişi burdaydı!  
 
Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol