Birlik İlmi
  TURANLARIN KURANI 2, 2. AKIŞ
 

07.03.2018 TURANLARIN KURANI 2
AV. NEZİRE SELÇUK ÖZ BİLİŞ 2. AKIŞ

Canlarım hologramı aşabilmeniz beni umutlandırdı, bugün burada olduğunuzu görmek hepimizi çok sevindirdi. Daha da önemlisi bağış istediniz, yakışır size… Hepiniz hepimize görevliydiniz, mutlaka ama mutlaka koruyucuda olacaksınız ama bugün herkesi de yıkmaya çalıştığınızı biliyorum.

Kontrol dışı olmanızdan mıdır bu, yo… İslam olmadığınızı anlayan her kim varsa bunun sistemle oluştuğunu da bilmektedir. Neden? Çünkü ruhunuzda kontrol oluşmuştu ve bu ilim sizi kendi yüreklerinizden ayrı tutuyordu.

Çarık çıkardığınızı gördüm, haşrı rahman olarak kodlamaya çabaladığınızı gördüm. Kocaman bir zaman ve kocaman bir kuran ama ruhu yok dediniz. Yok canım ruhumuz var iyi bilin! Ruhsuz olmadığımızı anlayın ama sizin esrarlı çalışmalarınızı hakkın kaleminde kodlamak için size siz olup iniyoruz. Bu nedenle bizi dinleyip anlamanız, süper sistemleşmeleri kodlayamayışınızdandır ki mümkün olamamaktır.

Kurtar bizi dediğinizi de biliyorum, kurullar toplandılar ve bizi kurtar diye çorba yapmaya geldiler. Ben deri ki; “o çorbayı mutlaka hakikiyetinizle pişirin”… Eğer o çorbaya bilgi koyacaksanız, o bilgi yolunuz olur sizin. Ama bugün burada bu çalışmaya tartısız gelin ki sizler kendinizi kendi yüreklerinizi dilleyebilin.

“Balım ana” dedin, aha bu!... Yakışır ama balım derken, bali olmanı dilerdim… Hepimiz bir tekiz canlar bunu iyi bilin… Bu meclis tekliğin tahditsizliğidir.

Kardeşlerim, torun torba sahibi oldu hala kontrolsüz diyor ya o, aşkla gel can, aşkla gel. O biz, biz oyuz… Torun torba nedir bilir misiniz? Kaynaktır, kaynak… Herkes kendi kaynağını diller, o da bunu yaptı. O kaynağın kodlamasını yapıyor.

“Hoca, hacı” derler, hocalık halikiyet, hacılıksa hakikiyet yakışır mı bu bilgi adına dillenmekte olanlara verilecek bilgi midir bu? Yakıştı mı? Yok canım… Ama böylesi bilgilerde verilir ve biz deriz ki; “kasalarınız boşsa kontrolsüz gelir o yoğunluk size ama kasalarınız doluysa her bilgi size ritimle gelir ama ilimle gelir”… Ritmik ve ilmi… O bilgi sizleşir, sesleşir ve yaşamı kontrol eder. Sesin sistemli inişidir bu ama ses sahradan geliyorsa eğer şarap gibidir o ses. Şavkı vardır, haşrı ka ha olanda hakkı vardır, hakikiyeti vardır. “BİSUİ” dediğimiz o yoğunlukla iniyorsa eğer ses; hayırdır… Şafağın şavkındaki ka ha olan has sahradır o…

Kendi yolunuzla, kendi yolculuğunuzla mutlak olacaksanız kopup gelmeyin dünya boyutlarına, bütüne gelin. Medine sessiz, merdiveniniz sistemsiz kalır eğer siz hak etmemişseniz, gerçek budur!

Kara, kara ışıklar gök yüzünü kodladılar öyle mi!?... Yakıştı mı şimdi bu bilgi!? Kayıt dışıdır, sildik… Kara, kalemdir… Kaydı ka ha olan levhi kuran mutlaktır ve biz o mutlak olanda koyu bir ışığız canlar.

Kendi ruhumuzu anlatabilir insana, kendi ruhumuzu… Yakıştı mı bu bilgi şimdi!?... Hani ruh tekti? Aha o tekliğiz biz, o ruhuz.. “Kendi ruhumuz” derken Halik kıldığımız yoğunluğu kast ediyoruz.

Payı paydayı bilen, paydaş olur dürümlerde lekesiz olan ilme. Ama “payda, payda” dedikleri, perde, perde olur ilme; hadi buyurun anlayın! Her payda bir payın kodlayıcısı olur.

Değerliler, parladı dünya gördünüz mü? Nihanı ka ha oldu… Kelam, kuran oldu… Kodladık aha oldu!

Perde, perde açtık yaşamı, oğullattık, okuttuk dürümlerde dilledik her anı, yarattık, “ha aha şimdi” dedik!

Ha, hah dan farklıdır… Ha, sessizi sese bağladık… Hah, sessiz ses sesli ve sessiz ama her bir yanda sessizlik ve biz ilmin kapısını açtık.

Peyder pey gelir yürek ilme, iner ve dürümler dili; el ve ayak olur yola ama insan neden neyi yaptığını anlamaz ki… Sevgililer ses işte budur. Kontrol dışı hiçbir ilim olmaz ama sesin ilmini mutlaka herkesin anlaması gerekir. Bir ilim karanlığın tınısıysa eğer kulsuz, kuransız değildir o ilim.

Düne çok önemli bilgiler çekmiştik ama bugün daha önemli bilgileri kodlayacağız. Kontrol hepimizin öz görevimizdir. Biz kontrolü mutlaka sahrayla hak teknikle oluşturmalıyız. Eğer kontrol kuramazsak yarattığımız hiçbir şeyin anlamı kalmaz.

Peki nedir yarattığımız!?... Sır mıdır?... Israrla dillerim ki sınırsızlıktır, her şey sesle yaratılır. Teknik toplum sesi kodladı hep bu güne kadar, sessiz hiçbir şey oluşmadı. Verilen alınan tektir, her bir sistemli sestir hadi anlayın… Sarf ettiğimiz çaba bunun içindir.

“Balta” derim, bakın ne kelime ettim; balta… Çokları baltadır dünyaya, nedir bilir misiniz balta oluş? Karanlığın tahdidini kodlayıştır… Bizler keskin zamanların, keskin yaşamlarını kodlarken; onlar balta olurlar rahman olana… Ve biz her anda var olanlar, o baltalarla kodlama yaparız. Çok mu zor anlamak?

Bir kalem bir dilde kuransa, o kalem mutlaksa baltalamaya gelen olur… Olmaz mı? Olur!... İşte o balta olanlara mahrek oluruz biz.

_ Kaydı silmeyin bunu tam olarak verin canlarım, olan bilin ki baltalık yaparız. Hey dünya öz gerçeklik budur işte, çok mu komik? Çok, çok ama gerçek…

Şeytana şarkı mı öğretiyoruz? O şokta şu anda… Şeytan şok geçirdi, nesillerini koruyamayacağını düşündü. Neden bilir misiniz?... Şeytana şafak olup indik de ondan… Başka ne diyebilirim ki, anlatmalıydım bunları ve onlar buluştukları anda eşya olduklarını ve rahmi kalemde Muhammet olamayacaklarını anlamalıydılar.

Öz köklerini görev diye dillerlerken; biz Muhammi kalemleriyiz diye düşünmüştüler ama Muhammi olan maya olur, ağır yüceliklerle yürürken yolculuk mutlulukla kodlanır. Eğer mutsuzluk varsa da kul kuransızdır da ondandır…

Kaçmışlar, kaçırmışlar ilmi; aşkla çalışın… Kayıtlarınızı kodlayın, ruhsuz kalmayın… Seviyeniz yükselecek ve siz bizleşeceksiniz.

Bizleşmek şar mı?... Birleşmektir bizleşmek!... Ben benden söz etmiyorum, bizlikten söz ediyorum canlar unutmayın!

Kuş kafesini kendi yoğunluğuyla kodladığında, her nerede olursa olsun o kuş mutludur… Ama o kafes kelam etmeden, hakim olmadan kontrolsüz kodlanmışsa oradaki kuş mutsuzdur. Çünkü o kuş kucağımıza indirdiğimiz o yoğunluğun kuranında kontrol kuramaz.

Uçup gider mi yürek? Uçmaz… O kuşu uçuran, kontrol kurabilen olur. Biz o uçuşta olan kuşu koruyacak güçteyiz.

Herkes kendine uçabilir, herkes yağmur olup yağabilir tüm yaşamlara ama uçuşu mutlak olmalıdır. Usanmadan kontrol kurmalıdır, usanmadan… Doğal dünyanın gücü olmalıdır, herkes her şeyle var olmalıdır. Uçar, uçurursa yolcu kontrol kurabilir yüreğimde. Uçan yücelik kendi yüreği olur.

Bellek, belleği kodlar… Beden dillenir, insan ilmi koklar… Kokladıkça, kokladığı o ilmim; kendi ruhu olur!

Har yükselmeden akıl kalemi olunmaz canlar… Harı yükselttik ve artık harımızla, hakikiyetimizle yer küreye iniyoruz.

Hadi gerçek çalışmamızı şimdi başlatalım…

https://youtu.be/ls3Q07tkshE

Süper İnsanlık Realitesi

 
  Bugün 59 ziyaretçi kişi burdaydı!  
 
Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol