Birlik İlmi
  TURANLARIN KURANI (7), 2. AKIŞ 1. BÖLÜM
 

11.NİSAN.2018 TARİHLİ TURANLARIN KURANI (7)

AV.NEZİRE SELÇUK ÖZ BİLİŞ 2.AKIŞ – 1.BÖLÜM

Değerli dünyalılar, bugün burada, ne olduğunu anlamaya çalışan birlikler, var. Bunların bir kısmı kurtulmaya değil kurtarmaya gelenler. İnsansıları, insansı halikiyetle, kurtarabileceklerini dilleyenler.

Bugün buraya kodlama yapmaya gelen, hiç kimse yok. BİR’in ilmini anlayan, bir tek kaynak insanlık, bugün buraya indi. Oğullarımızı kodlayacak ve ruhu kontrol edecek dürümde kendini hakikiyete dilletecekti.

Ve deveyi kaldırdık, sorguladık… Kibri var mı? İlmin halikiyetinde hakikiyeti var mı? “Sofaya; Soha” dedi.” Sofa”…”Soha”...Bunlar farklıdır. “Soha; sahranın mutlak kuranındaki hakiki levhi kayıttır”. “Sofa; fakih olanın hakikiyetidir”.

Her biri, ayrıdır… Ve durum farklı bir noktaya ulaştı. Kin, nefret, var mı dünyada baktı. Dedi ki “var ama bizi, ilgilendirir mi acaba?”.. Yeniden baktı ve dedi ki “mucize, mucize” dedi... “Dünya insanlığı kelamı, hulusi kaleme indirebilmiş” dedi… “Bu bir mucize” dedi.

“Sıhhatli bir dünyanın kontrolü kurucu kodları, devreye inmiş” dedi. “Aha, bu bir mucize ama ruh var mı” dedi?.. Tekrardan, tekrardan indi ve yoğunluğu kontrol etti… “Sofa” dediğine ama “Soha” demedi. Yine dilledi, dilledi, dilledi ve dedi ki “mucize; yeşil, mor, her renk, bilişken, kalemle dilleşiyor”.

“Of analar, analar, tohum ekiyorlar” dedi. “Set çekmişler dünyaya, kelam kul ama onları dinleyen yok” dedi.. Ve yine ve yine baktı, gök çözümlemeleri yaptı. Dünyayı anlamaya çalıştı ve yine ve yine, insanı anlattı. Başı, aşkla kodlanmış insanı.

“Çok huzurluyum, dünya yolunu, buldu” dedi. “Öfke yok” dedi. “Kumpaslar kurulur, yaşamda ama bu mahrekte, kumpasta yok” dedi. “Yine baktı dinledi, dinledi, dinledi, sıhhatli bir ilim yapılıyor” dedi.

Koruma altında tutulan, bir tek sahra... Nakarın kalemindeki, hakiki ilim. “Ama Nakar, halikiyette kelamı, kontrol eder miydi acaba” dedi? Ve dünyayı kontrol edebilecek olan bilişin, hakikiyet ilmiyle dilledi yaşamı, yine ve yine ve yine başı, başları dikti, hepsinin de… Doğan dünyanın kontrolünü kuracak gücün, dürümlere indiğini anladı.

Dürtülerle çalışmalar yapılır, dünya birleşik kaynağında diye, düşünenler. Dünya dışının, dünyayı kontrol ettiğini sananlar… Düzenin kontrolünün yarına kodlanacağını, bilenlerdiler. Ama bilemedikleri tek bir şey vardı. İmparatorluğun kübra olan KA HA kaynağı dünyaya indirilmişti.

Dünya ruhunun daha büyük bir güce ihtiyacı vardı aslında ama bunu kil ve kum insan mı yapacaktı?.. Bu mümkün olabilir miydi?.. Bir rahmi kapı dünyayı kodlarken, her ilim kalemi burada, bu yoğunlukta mutlak olabilecek miydi?... Olamazsa ne olacaktı?.. Bunlar, çok ama çok önemliydi ve süper sahrada, büyük çalışmalarla, hep dilletiliyordu.

Netice olarak, bugün burayı izlediler ve dediler ki “köprü açıldı ve yoğunluk artmakta”... Köprü açıldı ve mutlak kullar, tohumlarını, tükenen ilim kayıtlarına, çekmekte. Köprünün açılmasıyla birlikte, sır bilgiler, daha açık olarak dinletilebilecek.

Ve dünya mutlak kuranını kodlayabilecek. Bugün som altın ışıkların, yeryüzüne inmeleri mümkünse yarın çok daha güçlü biliş kayıtlamaları yapalabilecek, dünyada.

Tat tuz, yoktu ama bugün çok çok güçlü dünya. Birlik kapılarında kontrol, ilimle olacak. Çözümlemeler, daha hızlı yapılacak. Çok daha hızlı çözümlemelerin, dünya yüzeyinde yapılması gerçekleşecek.

Merdivenin ilme dayandığı bir dürümde artık herkes, daha iyi ve daha hakikiyetle olabilecek… Merdiven; ALLAH’IN İLMİYLE kodlananların, büyük kök gerçekle dilledikleri kayıtların bitişkenliğidir... Farklı sahraların bitişkenliğinde oluşan merdiven, bütüne kodlama yapanlarca, kayda indirilir.

İşte o merdiven; insanlık merdiveni olarak, her sahraya dayanır ve tüm yaşamlar, bütün kötülüklerin önlenebileceği bir kutsal sahra haline dönüşür.

Mutlaka iyi bilinsin ki bütün çaba, bunun içindir. Bütün çaba, her bir bilişken kalemin mutlak kul olarak çatışmaya dahil edilmesi... Ve sahranın kurandaki kodlarının muktedir olup, büyük kötülükleri, önleyecek dürüme varması.

“Öksüz kalmasın dedi, Bu Meclis”… “Her şey her şeyin yoğunluğunda gerçekleşsin” dedi. Sahranın levhi kaydında bu vardı. “Kibri olmayanlar, burada olsun” dendi. “Kim kibirli ise masaya oturmasın” dendi.

Bütün kötülükler, Bu Meclisle, kodlanmış sahrada, kayıtları dürümlere indirip, mutlak kuranda, her şevkin ve şavkın ummanlarıyla, kök gerçekliği kodlasın ve her öz gerçeklikte bütün kültler, kontrol kurarak, kötülükler önlensin.

Öyle çok öyle çok görev taşınacak ki dünyada, “kıran, kırılmasın” diyen, Bu Meclis; büyük kök, gök olarak toprak tohumlayacak gücü dürümlere çekti.

Netice şudur. Buyuran gelen, çok biliyorum, Bosna’dan gelenler, ses vermeye çalışıyor… Atlanta Kapılarından inenler, ses vermeye çalışıyor ama sözüm kesilmesin, izin verin!.

Önce dünya sofrası kurulur….Sonra bu sofraya, yarını kodlayanlar oturtulur. Sonra bu sofraya mutlak kullar kontrol için inerler ve sonra safha, safha, muktedir kayıt yapabilecekler ve toprağı tohumlayabilecekler, sistem olup, inerler.

https://youtu.be/Wtwd8T253lY
SÜPER İNSANLIK REALİTESİ

 
  Bugün 188 ziyaretçi kişi burdaydı!  
 
Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol