Birlik İlmi
  TURANLARIN KURANI (5), 3. AKIŞ
 

28.MART.2018 TARİHLİ TURANLARIN KURANI 5
AV.NEZİRE SELÇUK ÖZ BİLİŞ 3. AKIŞ

SAHRA dediğimiz KARA AŞK’ın ŞAVKI’dır canlılar… Mushafımız Muhammed’in, Muhammed Mustafa’nın kuranından çok farklıdır bugün… DÜRTÜLERİN ÖTESİNDE BİR YAŞAMDIR KAYDA İNEN!... Ve siyahın en siyahının hakiki ilimle tohumlanışıdır… Ve zaman kaleminin mutlak kuran oluşudur… Ve yarınların kaynak ilimle dillenişidir…

Hece hece bildirmek isterim ki; “Yavrularım!... Toy olmayan bilgelerim!... Sistemlere levhi kayıt yapanlarım!... MAHRA KA olanlarım!... Sevgililerim!... Bedeniniz mutlak kula kuldur ama, muktedir olandır aynı zamanda… Bu bedenler sizi sizden size kaynağa alır ve sizi mutlak kul yapar… Kul olmanız, her ilmi anlayabilmenizi, hakim olabilmenizi ve ruhun mutlakiyetinde iş yapmanızı sağlar… İşte iyileşmeniz bu şekilde olacak… Sizin sizinle iyileşmenizdir olacak olan… Ama toprakta yaşayan diğer forumların has tahtında bu yoktur… Her şey kervandaki gibi yaşama inemez ama yarınlar mutlaka kuranı kodlar ve yerküreyi yetkinleşir…

İslama biz ilim kalemiyle kodlama yaparken, insanı kontrol altında tutma niyetimiz yok değerindeyken… SİYAH denilen o YAŞAM KAYDINI yaptıktan itibaren… Arzın kök gerçekliğini de kodlayarak bu dünyayı hak etmeye başladık… BU DÜNYA, KUSUR ARANMAYAN BİR YAŞAMI KODLAYACAK ARTIK!... HİÇ KİMSE HİÇ KİMSEDE KUSUR BULMAYACAK!... BU KESİNDİR… O, onun ölüm kalemiyle varlığını tohumladığı anda hak ettiği… Bu ötekinin hak teknikle kodladığı ve hakikiyetinde dillediği ve bir diğerinin halik olmadan teknik kodlamalarla mahrek olup yaptığı… İşte her şey her şeyle farklı KA HA bilişlerin kodlara kaynak oluşturmasının neticesinde oluştuğunu anlayacak…

O haksız, öteki haklı… Dedim ya “siz sizi anlayın, o onu anlar, bu bunu anlar ve biz bizi anlarız canlılar… Sayfa sayfa okuduğunuz her şeyde biz bunu gördük… Ölü bir planette herkesi İNSANLIK KELAMIYLA dinlemenizin mümkün olamamasından kaynaklanan bir ilimsizlikle herkes herkesi kendi yoğunluğundan ayrı bildi…

Canlarım!... Sahralarım!...

Su altı kuranı der ki “sizi bilişin kalemleri diye biliyoruz… BUNDAN SONRA KİMSEYİ KENDİ YÜREĞİNİZDE DAHİ ELEŞTİRMEYİNİZ!... Sevgililer!... O HATALI, ÖTEKİ DEĞİL… AMA YAKIŞIR MI SİZE ONLARI ELEŞTİRMEK??? Bundan çok daha önemli bir bilgi; KİBİR, ASLA OLMAMALIDIR!... KİMİN KİBRİ VARSA, İLMİ OLMAYACAKTIR!... KİMİN KİBRİ VARSA, DİLİ OLMAYACAKTIR!... “

İnsan kendini anladıktan itibaren bilişle BSUİ OLUR ve HER ANI DİNLER… AMA ANLAMAYAN, KENDİNİ FARKLI SAYAN, KENDİNİ KODLAYAMAYANDIR… BUNUN SONRASINDA İNSANLIĞINDAN, HAKİKİYETİNDEN AYRILIR… Biz dünyaya şunu söylüyoruz “kement atmayın insana… O insan sizsiz kalacaksa, kalır… Kement atmayın ruha… Ruh sizi tohumlamadan çıkmışsa, sistemde olamayacağınızdan değil, siz o ruhta kul olmadığınızdandır… Hiç kimseye kement atmayın ki, sizi hak eden sizleşmeden kelam olup kendini dilleyebilsin… BU MECLİS, HİÇ KİMSEYİ HİÇ KİMSEDEN AYRI TUTMADI… Hiçbir zaman kimseye kement atmadı… Sevgiyi tohumlayanları kodladı, mutlak kuranları kaleme çaktı… Nesiller siyahtan mora varırken, böylesi bir çalışmayla vardılar… Ve dünyanın ruhu olan insan, Hakk’ın kalemini ve hakikiyetini dilledi…

Köşe bucak kaçar insan rahman olandan… Neden bilir misiniz? Ziya olamadığında rahman olması imkanı olamayacağından, kelam kulluğunda ocak yakamayacağından ve ruhun kulu olması imkanı olmadığından karanlığa kalem olmak ya da aydınlığı kalem yapmak istemekteyken, kendini kontrol etmeyebilir… Koşup çıkar yaşamdan ve der ki “ben, ölüyüm… ÖLÜ, ÖZ GÖREVİNİ KONTROL ETMEDEN DİRİLİKTEN ÇIKANA DENİR… Sanmayın ki, bedeni bırakmak ölmektir… Sizler; rahman olanlar, kaynaktaki levhi kaynak kasalarınızı kodlayarak burada çalışmaktayken, elinizin gücünü de dillerken, hiçbir sahrada sistemin gücünü kodlamak, zürriyetinizi koruyup tohumlamak ihtiyacı da duymadığınızdan, mucizeler yaratmakta bu yoğunluktaki sahra kutsal topraklarındakiler…

Medine, ekmekçiydi… O hep insanlık için ekmek pişirdi… Ama Medine’nin yoğurulan o yoğun kayıtları her şeyin kodlanışını sağlarken, kelamı kulluk ilmiyle dilleyenler, kontrol kayıtlarını kısırlaştırdıklarından, kalemleri kontrolsuz kayıtlar yaptı… Ve dünya dışı varlık toplumları, doğal dürümlerde onları kodlamak istemedi… Çelik çomak oynayanlar çoktu ama çabuk yorulanlar da çoktu…

DÖN BAK YAŞAMA!... DAHA NELER GÖRECEKSİN!... Her şey her şeyi hak etmek için birlik haline gelip çalışmak yerine, kodlama yapmadan mutlak kuranlarını kalemden ayrı tutmayı seçtiler… Ve düzeni kuramadılar… Mucizeler beklendi… Ama o mucizeler, bizim ilmimizin yerküredeki gücünün üstü bir mucizeyi tohumlayamayacağından mutlakiyeti kodlayamadılar…

FAKİH, HAKİKİYETİ DİLLEDİ… HASAT YAPTI… İŞİ BUYDU… VE ŞİMDİ ARTIK YAŞAM MUTLU VE HUZURLU BİR GÜCÜ DÜRÜMLERE ÇEKMEKTE…

Saltanatın kuranı insanlıktır!... Ve bugün biz çok mutluyuz ki; burada, bu yoğunlukta mucizeleri hak ettik… Dünya insanlığı arzın gücünü kodlayacak ve mucizeleri hak teknikle kayda alacak… Düzeni kuran bu meclis, arzın gücüdür ve bundan sonra daha yüksek bilgileri kayda indirirken esrar ilmin kalemi olacak ve o ilmi kodlayacak… Medine’nin kültünden üstün bir kübrada her insan kendi yaşam kayıtlarında, kendi dilinde olanı dinleyecek… Eğer insan “ben ilmin kalemiyim” diyebilirse, o kalem mutlaktır…” Ama “ben yokum” derse yoktur… Her şey herkesin kendi yoğunluğunda kodlanmış olduğundan, misafir olarak geldiğiniz bu dünya, sizi Mikail olarak kontrol etmeyebilecek… Ama siz misafirseniz de, bu dünya sizi kelamda kutsal ilimle dillediğinde artık siz Mikail olacaksınız…

MİKAİL, YAŞAMI KODLAYANA DENİR… Herkesin kendi kontrolunda Mikaillik yapması imkanı varsa da; “kaçıncı dünya, kaçıncı ruh, kaçıncı sahra” diye sorduklarında, “eşya” dediğinizin ilminde tekniğin kalemi olması mutluluk olacak… Ve sizler “ben her anda varolan tüm zamanların yolu olanım” diyebileceksiniz…

Kontrol dışı bilginiz olmayacak ve bugün olan sevgidir burada… BİZ BURADA SEVGİYİ KODLADIK… VE DÜZENİ KURDUK… ATLANTA ANA KALEMİ OLARAK YAPTIĞIMIZ HER ÇALIŞMA, HAKK’A VE HAKK’IN KA HA OLAN KAYNAĞINA VARMAYI SAYFALADI…

“Dert değil bize insan” dedik… Ama biz ilme dert olduk… Bilir misiniz? HADİ GELİN BİRLİKTE KODLAMA YAPALIM!... DERT, ARZIN GÜCÜNDE KALMASIN… KALAMAYACAK DA… BİZİM ADIMIZ İLİMDİR ZİRA…

Şikayet etmiyorum… Dünya ruhu bizim yolumuz… Ama bu ruh ağır yükü hafifletecek dürüme vardı… Sahrada bizi bizden bize dilleyenler artacak… Saltanatın gücü sizin olacak… Ve siz yolunuzda mutlu olacaksınız… Herkes kendi sahrasında, kendi yaşamında olurken, tüm yazılar da kodlanmış olarak bütünün kontrolunu sağlayacak… HEPİMİZİN SAĞLIKLARI İYİLEŞECEK… İYİ ANLAYIN Kİ, SAĞLIK SORUNLARINIZI AŞACAKSINIZ… SİZ AŞIP GEÇERKEN, SİZİNLE OLAN HERKES DE AŞIP GEÇECEK…

SAĞLIK, SIHHAT VE AFİYET DİLEĞİYLE HEPİNİZİ KUCAKLIYORUZ CANLAR…

https://youtu.be/bTzpXbGrxIs

SÜPER İNSANLIK REALİTESİ

 
  Bugün 83 ziyaretçi kişi burdaydı!  
 
Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol