Birlik İlmi
  TURANLARIN KURANI (6), 6. AKIŞ
 

4.NİSAN.2018 TARİHLİ TURANLARIN KURANI (6)

AV.NEZİRE SELÇUK ÖZ BİLİŞ- 6 AKIŞ

Yaradan ata, yarattığını tınıya kodladığında, yaşayan ilim… Biz siz, siz biz…Bir tek insan, yok ki…Biz, siziz, be yavrularımız.. Biz, siziz...

Burun deliklerinizin dibine gidin, bakın, oradayız biz. Koklayın, bizi. Bakın, oradayız. “Hani neredesiniz” diye, sormayın. Seviyenizin en alt dürümünde de varız. En üst dürümünde de varız. Bizi duymak mı, koklamak mı istersiniz?

Doğumumuz, söz verdiğimiz gibi öz köklerimizle oldu. Sizinle oldu. Biz, sizle doğduk ya hu.. Sizle doğduk... Bu yolu açan, birliğimizdir.. Bizim birliğimiz, sizin birliğiniz, tektir… Biz, yolu açanlarız.

Çorba, ölülündür… Biz, diriyiz. Ve dürümlerdeyiz. Diriye, çerçevede gerekmez. Gereksizdir… Hacet; Hakk’ın haceti... Kelam; Hakk’ın kelamı... Hasat; aklın kalemi…

Namaz, izinle kılınır. Biz, hangi namaza indiysek, insandan indik.. Bir tek Allah, bizi korudu….Bir tek, Allah.. Yakışır mı bu?.. Yakışır mı?.. Allah, ben değil miyim?... Allah; beden olabilir mi?... Mitoslara göre Allah beden... Yakışır mı Allah’ın bedenli olması… Hey dünya, sensin Allah….Hangi beden?... Beden; Tanrılık bedeni.. Sen, neyi anladın ki bunu da anlıyasın..

Bir kere bile sormadın ki ben neyim diye? .. Sormadın ki ben, nedenim diye?...Sormadın ki kara ışıkta nefesim var mı diye?.. Kürzi kapıların tohumlarını, kontrol ettin mi sen?... Ölüyü dirilttin mi ki?.. Eşyadan başka bir şey bildin mi ki sen?

Çan çalarken böyle çok çalışırım ki ben. İslam’ın kalemi ilim, ben, o ilmin kuru kaleminden öteyim diyebilmek için.

Koca bir doğa, barış halindeyim ama ya doğa, beni bolca kontrol etmek istediği o yoğunlukla, kurana, ayrı tutacaksa ne olacak? “Doğayım” dedim ya… Öyle çok derim ki “boş konuşur, doğa”... Susar…”Peki “der. “Sözü, sana bıraktım der”. Ve derim ki “ben sen, sen ben”.

Kelam, kalem ya hu... Kuran, akıl… Sen ve senin elin, bedenin, değil mi benim?

Milat 2018, işte buradayım...2018 ya hu… İşte bu yıl ve ben, buradayım. Kilden öte kil oldum geldim, yaşama... Ama ben topraktım zaten. Kocaman bir kupa, elimde… Ne ki bu kupa?.. İnsan....Bunu aldım, geldim.

Peki, ben insanlıktan, anlamayan birimiydim ki? Ben, imparatorum ya hu. İmparatorum, ben... Korkmayın, “imparator; koltukta oturana” denmez. Hani, tahtı vardır ya... O değil… Her an olabilendir, imparator olan. Ben, her an olabilen ve halik olabilen bir sahrayım.…Bunun için imparatorum…

Burada doğan görev var.. Bu doğan görevi, görevli olan diller, dilliyor. Sistem, Nizam ve Düzenin gözü, burada... Öz, söz, burada... Çok çok huzurluyum ki buradayım.

Kendimi dünya bilmeden evvel de dünyaydım, ben. Yasaları koymadan evvelde, yasayı kodlayan, kontrol kuracak olandım, ben. Eşyaydım, ben. Her dilde vardım.

Kar kar, aklı kardı. Kardı yaşam, tohumladı mutlak olanı. Karda, ben doğdum.... Göklerden, öz köklerden ve güç kodlarından, indim. Karda geldim… Kardım ama karın asla hatası olmaz... Saftır. Temizdir.. Yeryüzünü temizler.. Ve kalemi kodlar.. İşte, oydum.. Kürzi kapıydım. Cennettim, ya hu ben.

Hepinizi, hepimizi, biz olup, dürümleyen dilde, bilişkendim, beşerdim ama şevk ve şavkla geldim, beşer oldum... Koca bir sahra. “Ne diye geldin” diye, sorarlar?... Ete girmeye gelmedim... Eti, kelama kodlamaya da gelmedim... Kontrol kurmaya da gelmedim.

Peki, niye geldim? Her anada ve atada, var olan, koptuğunda kodlanamayan o yoğunlaşma, benim yoğunluğumla kodlanacak… Ve kompozüterlerin hepsi birlikte olsa da kodlamada, kopma olmayacak bir düzeni, kutsal ilimle kodlayacak dürümü, devreye almaya geldim.

Yani dünya insanlığının, yaşam kayıtlarındaki, o kısırlıkları, kırılmaları, engelleyecek dürüme, kodlanışlarını, daha salt oluşlarını.. Sahra olup, safha, safha, kayda almaya ve ruhu kontrol ederek, bütünde köklerini göklerde ki güce ulaştırmaya geldim.

Dediler; “NEZİRE, dünyadadır”… Ah canım, her anda olanın, orada, burada, olmasının anlamı ne ki? Biz, dünyayız zaten, her anız. Çerçevesiz ve hakiki insanlığız, bizler... Bunu anlayan varsa altın koddur da anlar.

Kod altın olmuşsa, altın tınıyı da duyar.. Ruh tohumu olur mutlak olur. Şansı varsa Esma da olur… Şafkı varsa Rahman da olur... Hakk’ı, hakikiyeti olmasa, olur mu?... Olmaz.

Ve sözüm bitmez, benim.

https://youtu.be/IJtn0YmDelg
SÜPER İNSANLIK REALİTESİ.

 
  Bugün 182 ziyaretçi kişi burdaydı!  
 
Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol