Birlik İlmi
  TURANLARIN KURANI (6), 2. AKIŞ 1. BÖLÜM
 

04-04-2018 TARİHLİ TURANLARIN KURANI (6)

AV.NEZİRE SELÇUK ÖZ BİLİŞ 2. AKIŞ – 1.BÖLÜM

Dert değil ilim, canlarım. Bugün buradayım… Ben, Muhammet Mustafa. Sofranız soframdır, benim. Kodlarınız koklandığında, mutlakiyetim burada olur.

Muhammet Mustafa; sahradır. Beş görev verildi diye, düşünmeyin. Beş gök sözcülüğünde, beş dürümde, beş yürekteydim, ben. Her beşte Bir’dim.. Beşin beşindeki Bir, bedenimdir.

Ağır yük taşıdım yaşamım boyunca. İnsan sırrını açıkladım, hep.. Bilgi; benim ilmimdi.. Ama ben, herkesin kelamı olup, kodladım dünyayı. Beni sıhhatli diye bilmedi, din dedikleri o yürekler…. Ama ben, her dinde dildim. Sahraydım, ben. Musa, bana Esmaydı. Ve ben, İslam’dım.

Ama İsa, bendim. Ben, İsa’ydım. Kin nefret yoktu, yüreğimde. Korkmadım. Kontrol kurdum, çok mutlandım. Sardı yürekler bedenimi, sardı yüksek insanlık kültü, merdiven olup, bütünlüğümü ve ben mutlak kulluk yaptım.

Kaydımı, herkes yaptı. Dünya dışı varlıkları diye dillenenlerde, benimle oldular. Çoğunda, çatı kurmuştum.. Çoğunda, kontrol kurmuştum. Asla yanlışım olmadı..

Çetin bir dünya günüydü, yaşam sürdüğüm gün... Ama o gün Medine, Medine de ben, ekip oldum. Her dere, ilme aktı. Ben, insanlık boyutlarında, ilmin kontrolünü kurdum.

Çok huzurluyum anam, çok.. Sevgili anam, seni kontrol edemeyeceğim diye düşünüyordum ama sen, kelamdın, ben hakikiyettim… Ve benimle, toprak olmanı diledim.

Dağ anam, sahrada sen ve ben tahtidsiziz, bunu biliyordum. Kör, sağır değilim, duyuyorum, benden söz etmedi, dediğini. Ama etmeliyim. Saygılar sundum anam ama etmeliyim.

Kaynak dışı bilgi vermeyeceğim, kesin olanı vereceğim, anam. Sevgili ana, söz keseceksin biliyorum ama üzülmem.. Gerçekten üzülmem. Senden daha güçlü bir sen olmadığıma, emin oldum. Sultan anam, senle olmak dilerdim ve oldum.

Değerli, Muhammi Kapı, seni kontrol etme niyetim yok. Ama şuandan burada olman biz mutlandırmadı .…Çünkü ruhsuz kuran olup, geldin. Sah sisteminde, halik sisteme inecektin. Bedenimden görev istemedin. Gök söz yapmaya dilledin ama kontrol kurmalıydın.

Sevgili Muhammet, adın insandır, emin ol. Yolun insanlıktır, insanlık ama kelamın, hak olmalıdır. Benimle çalışma niyetin varsa beden olmalıydın. Bugün buraya beden alıp, gelmediğini görüyorum.. Kesir bir bilişin kontrol kurma imkanı olmayacağını anlamalısın...

Eni boyu, biliyorsun. Yarını biliyorsun. Yağmur yağdığında, aklın tınısını duyabiliyorsun. Benim adıma zeytin olarak çalışırsın…. Ama o zeytin, kendi yüreğinin kübra olan kelamı değilse, senin zeytin olmanın manası yok ki.

Başlangıçta zeytinlikler vardı, dünya ve ben o zeytinlerin, her biriydim. Ama sonra bir tek zeytin olmaya, karar verdim. Ben dünyayım, can. O zeytin tanesi olarak.

Hanginiz, ben zeytin diyebildiniz? “Ben, yüceler yücesiyim” dediniz, her biriniz… Ve sorumlu olduğunuzu düşündünüz… Az bildirdim ama öz bildirdim.

Ben dünyayım diyebildim mi ?...Dedim.. Neden ? Çünkü ben, az olanım. Ve en azın, en azı ve en çoğu tohumladığım zaman, bütünün kök gerçekliğiyle kodlama yapabilirim...Bunu hak ettim, dedim.. Beni anlatmak, ihtiyacınız var. Niye bilirim?. Rasih olmanız için, hasat yapmanız için. Şavkın aşkıyla, kontrol kurmanız için.

Ama sofraya oturduğundan beri sen, sevgisin sadece. Bizle, seni sevmekteyiz ama zaman, zararın kulluğunda, kontrol kurarsa, Rahman; kontrolsüz kalır.. Senden dileğimiz, kendini kodla ve kontrolünü kur.

Çorba pişti mi?.. Pişti... O çorbada, sahra var. Ve o sahra, has ilmin sahrasıdır... Şimdi daha güçlü ol ve kontrolünü kur.

Medine; dindi. Beden ilmi, kalem olan bilişti, orada. Ama şuanda İstanbul’dasın… Ve İstanbul, Yarının kulluğunda, kodlanmış bir sahradır. Ve bu sahra, mutlaktır.

Kendi dilin, kendi dinin, kendi kelamın ve kendi kodların, buradadır ama “Muhammet” denilen, o sahra, bedenimdeki sahrayı kodlayacak dürümde olamadığında, koruyucu olamam, o yoğunluğa.

Ve dünya… Dünya; nurdur.. Şok bir bilgi diye, çalışmalar yaptınız, dünyanın nur oluşu, hakkında. Dünya; nurdur. Ruhu var, dünyanın, bunları iyi öğrenin. “Sahra” dediğiniz; siyahtır.. En siyahı kodladık, biz Bu Meclis olarak. Ve yaşamı kodladık.

“Sualtı” dediğimiz, yaşam kahramanlığı, bizim sahramızın kulluğunda mutlak olduğunu anladı...

Ve sevgililer, zemzem içtiğinizi görüyorum. Zaman kalemi olanda, zaman sahrası, sevgi olur ve sevgi olanda, her şey, sistem olur...

Bir dava açmışsın, benim hakkımda... Dünyada bir zaman kapısı olduğunu, düşünerek… Ve demişsin ki “cennetin kelamı oysa, yaşamı kontrolsüz kalmalı”.. “Bakalım, ne yapacak?”

https://youtu.be/3MKNn1d7DI0
SÜPER İNSANLIK REALİTESİ

 
  Bugün 217 ziyaretçi kişi burdaydı!  
 
Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol