Birlik İlmi
  TURANLARIN KURANI (9), 4. AKIŞ 1. BÖLÜM
 
25.NİSAN.2018 TARİHLİ TURANLARIN KURANI (9)

AV.NEZİRE SELÇUK ÖZ BİLİŞ 4.AKIŞ – 1.BÖLÜM

“Cennet” dediğiniz, insandır, bunu hep dillerim. Muhammet de bilişi kodladı ve geçip, geldi. O sahra biz, biz oyuz. Huzurlu bir dünya için burada. Bizde, huzurlu bir kaynak kalem için buradayız.

Düzen kurmaya çalışanların çokları, buradalar. Hayrın hakkı olan insan, hep, bizim yüreğimizde olur.

Önce doğanın gücü, çok özel bir güçtür, bu güç ve bu gücün, mutlak olması. Ha diyeceksiniz ki “ama dünya öz kelamı kodladı mı ki mutlak olsun?”

Dümene ilmi oturttuğumuz andan itibaren bu dünya, kendini, kelamını ve hasatını kontrollü olarak kayıtlamış bir planettir. Dendi ki “dünyaya kontrol etmek gerekli midir?”

Gerçek insan, dünya olup, geçip geldi. Dünya mutlaktır ve hologramın çok farklı, bir tohumudur. Ama hologram olan bu tohum, kodlama yaptığında artık kaynak olur.

“Dede korkut” derler, hep. Dede korkut!. Canlarım, hep, onu zikrederim farkındasınız. Neden bilir misiniz?... Eli görevimizde varda, ondan. Burada hep... Hep, bizimle çalışır. Geçmiş zamanda kök gerçekliğini dilledi ve kodlamalar yaptı… Ve verdikleri, insanlığa, hep kodlanmış ışık halinde indi ve dünya nuru olarak çalıştı...Fatih ekmeğidir ama hakim olan bir ekmektir….

Değer biçmeyiz, ona. Çok güçlü bir kaynaktır, o. Ve Burada olması bizi mutlandırmaktadır. Hediye dağıtır, yaşama. Der ki “öz gerçekliğinizi, hak edin”. “Ol” deyin. Hediyelerinde, yarınlar var. Yaşamlar var. Hakk’ın hakikiyetinde nefesleri var. Ve o büyük kötülükleri, öz gerçeklikle engeller.

Dünya, nurdur. Bunu da hep söylerim. Peki bu nur, neden, göz değilse özde değildir?... Ama göz olduğunda, öz olur. Çünkü dünya fukara bir yaşam kalemi değildir, gerçektir. Ve görevi kontrollüdür. Olgun sahraların gücüyle yaşar.

Eğer o sahralar, gerçek olaylarıyla kodlama yapmasa bu yaşama, düzeni kurma imkanınız olamaz... Çok ölü, çok yaşanır, yaratır, planet gezdik. Bilir misiniz, ben dünyaya önce öz gerçekliğimi sonra görevimi dilledim ama gezdiğim yerleri, hiç anlatmadım. Dünyanın karanlıktaki ışığını da gördüm ama aydınlığı da dilledim. Ve bildim.

Oralarda, ne var bilir misiniz, o planetlerde? Sahralar var. Her yerde sahralar var. Her sistem kelam olur, oralarda ama mutlakta olur. Çünkü ruhlar var. Dünya kuran olsun diye yapılan bu çalışmalarda, ruh oluşmamıştı ve kontrol kurulmamıştı. Ama biz düzeni kuralım diye, görevimizi hak edip, dilledik dünyaya…Ve dünyanın ruhunu kodladık..

Eğer bu planete ruh kodlanırsa, kayıt ilim olacaktı. İlim kodlanır mutlak olur ama ruhsuz ilmin kalemi olur.. İşte bunun içindir ki bu dünyanın, öz gerçekliğini kodlamalıydık. Ve gerçek çalışmayı başlatma geldik.

Daha önemli bir bilgide, dünya varlıklarının, dünyayı kodlama çabaları. Bunu kimse bilmiyor. Sanırsınız ki sizi dinleyen yok. Hepiniz anlaşma gereği, biliş kodlarısınız ve dünyaya görevli olarak gönderildiniz ama bu dünyayı anlayabilmeniz, bu dürümde hakim olmanızla mümkündür.

“Çorba pişer”, dedim. “O çorbada, levhi kayıtlar olur”, dedim. Her şey olur ama has insanlıkla olur, bunlar. Has insanlık oluşmamışsa, yaptığımız çorbanın hakikiyetide yoktur ve oluşmaz.

“Canlarım, dünü, öz gerçekliğinizle dilleyin ki yaşamı kodlayın” dedim, hep... Dünde ne var? Kontrol var. Her şey kontrol altına alındı. Dünün görevi, imparatorluğun kübra olan kelamıylaydı ama bugünün görevi mutlak olan kuranladır.

Bizler, bu dünyaya, gerçek ekmeğimizi getirdik. Bu ekmek, insanlık ekmeğidir. Ve bu dünyaya, biz bu ekmeği kodluyoruz. Eğer bu dünya, bizi dinlerse mutlak olacak. Eğer bu dünya, bizi hak ederse, dürümlere ilim olacak.

Geri çekilişini yapacağız ama bu dünya, bize anlatabilir mi? Bu bilgileri hak edip, dilleyebilir mi? Mutlaka anlayacak ve dilleyecek ama şimdi mi? Hayır..

https://youtu.be/732EUHF7ZH0
SÜPER İNSANLIK REALİTESİ

 
  Bugün 44 ziyaretçi kişi burdaydı!  
 
Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol