Birlik İlmi
  TURANLARIN KURANI 6-3
 

TURANLARIN KURANI (6/3)
04.04.2018

Elim, yaşananların ellerinde; GÖKÇE sesleşen dillerim, diriliklerde; bedenim KELAM; MUTLAK olan, MUTLAK HALİK ve hakim İNSAN… Cennet, ET; cennet, KELAM, hulusi BİZ; insanlık hulusi SAHRA… AKIL, İLİM; ZİYA olan yarınlar; kervan… Hadi buyrun! o kervana binelim… KELAM olup dürümlere girelim… Her diride dinleşelim… Hadi gelin ete girelim!… İLMİN HASATI’nı yapalın; tahtımıza kodlanalım.

Organ nakli yapalım tüm insanlığa. Organ nakli, KELAM naklidir. Her insana, KELAM nakledelim. O KELAM ile HASAT olsun her insan..

ÇANIN İLMİ’nde KALEM, KURAN’dı… MUTLAK olandık… Şimdi artık Sahrada, NAKAR İNSANLIĞI bulunuyor.

NAKAR, RAHMAN’ın karanlığıdır ama RAHMİ KALEM’de o insanlık, MUTLAK olur ve RUH, KALEM’e iner. İşte o zaman, RAHMAN, KULLUK İLMİ ile HULUSİ SAHRA olur. ÖZ GERÇEKLİK budur…

Otuz KALEM, dillendiğinde; otuz KURAN kodlandığında; TOPRAK, KURAN olup yeryüzünü aydınlattığında; hediyeler dağıtılır İLMİN KALEMLERİ’ne ve denir ki “sen; kendini, KELAM’ını ve RUH’unu bul ve bil… Her insan, KELAM olamaz belki ama HALİK olarak kendini anlamaya çalışır. Verilen hediye, onun nuru olur. Onun kulluğunda, her insan kendini diller.

“Endişe etmeyin!” denir. Azı, özü bilen, “endişe etmeyin!” der. Aha! der ama endişe etmeyen henüz yoktur.

Mutlaka insanlığın endişeleri olur. Herkes, herkesi HALİK kılamayacağından; kontrol kuramayacağından, ÖZ SESSİZLİKLER’inde KAYNAK olamayacağını bilir.

Burada, ölü bir gezegende, her insan, “MUTLAK IŞIK İLMİ”ni bilemeyeceğinden; endişeler taşır…

Sayılar, sayılır ve sayılır!... Her sayı, farklı kaynakların ışığıdır. Her sayının, bir cevheri vardır. O sahralar, MUTLAK KALEM olanlarla kodlandığında, sayıları kodlamak zor değildir. Herkes, kendi yaşam kayıtlarında, kendi sayısını bulur. O sayıyı, hasata kayıtlar ve kendi yaşamı için gereken sahrayı, o sayı ile kodlar. Böylelikle kodlanan insan, tohumlarını halik kılar.

İnsanın, kendi yaşam sahrasında; kendi yaşam kayıtlarında bulunan SAHRA KAYDI’ndaki sayıyı sorduğu zaman; ona denir ki “kendi adını hak et ve adının, numarasını bul.

O ad, ne şekilde numaralanır!?

Her harfin, alfabetik bir sahrası vardır. “A” harfi “1” ise “B” harfi “2”dir ve “C” harfi “3”tür. Bu, böyle dürümlenir ve ismin harf toplamı, sizin KELAM olan sayınızı oluşturur. O sayı; sizi, size kat kat kodlayabilir.

Yahut dersiniz ki “benim ismim yoktur. Ben her anda varım. Benim harflerimi saymayın!... Beni HALİK kılan, benim… Beni, başkası HALİK kılamaz.” İşte bunu dediğiniz zaman; ARZ’ı, ARŞ yapabilirsiniz ve kendi numaranızı, kodlamadan; KELAM’ınızı kodlayabilirsiniz.

Sizin gibi CEVHERİ onlanların numaraları, SAHRA’da yoktur. Onlar, numarasızdırlar. SAHRA onları kodlayamaz ama onlar, SAHRA’yı kodlayabilirler. Bunun için İLİM gerekir. İşte İLMİN KULLUĞU’nda kodlananlar “ATLANTA ATA KULU” olurlar ve “ATALANTA” olurlar.

ATALANTA, ATA KALEM’dir. KELAM olan, o KALEM’de kodlanbilir ve RUH olur.

Mutlaka ASA, SAHRADADIR ama SAHRA, ASA’da olmadıkça; karanlık tohumlanamaz ve ZAMAN SAHRASI’nda yaşam, kontrol kuramaz.

Büyük kötülükleri, BÜYÜK KÜLTLER önler. Dünya için bu böyledir… BÜYÜK KÜLT, BÜYÜK KOD’dur. SUFA SAHRASI’nda o kod, TOHUM’dur. SUFA, SİSTEM’e indiğinde; KELAM, hasata iner. “Cennet” dediğiniz de hasattır…

Ağırı hafifletin ve RUHUN KULU olun. Ölüyü diriltin, hasat yapın… Açtığınız her kapı, SAHRA’ya açılacak… Açan, açtığı kapıda NEFES olacak...

Özen gösterin her insanın kontrolu için… Özen gösterin, TEKNİK KALEM için… Özen gösterin hasat için… Enin ve boyun koklandığı bir sahrada, ÖZ GÖREV, ÖZ KALEM, ÖZ YAŞAR OLANLARIN, TOHUMUDUR…

Umutlarımızı kaybetmeyelim!... Bu dünya et ve kemik kalmayacak… Bu dünyaya SAHRALAR inecek… Bu dünyada, İSLAM olacak ve TOHUM ekenler; esrarlı bir rahmet olacaklar… O rahmet, tekniktir ve tahditlidir…

“BİZ” olup yolu bulan; en sistemli çalışmada, en sistemli sofra kurulduğunda; o sofrada olacak. O sofra, NURUN KURANI’ndaki sofradan çok daha üstün bir sofra olacak. Orada oturanlar, İNSANLIK İLMİ’nden öte olan, YARINLAŞTIRILMIŞ SAHRALAR’ın tümünün gücü olacaklar ve o güçle, bir çok KÖK SAHRALAR, görev yapacaklar.

GÖREV, İNSAN İÇİN; YAŞAMLAR YARATMAKTIR…

Şafak sökerken; insanlık, insanlaşıp yaşamları oluşturur. Olan her şey, yarınlara kodlanır. Yarınları kodlayanlar, yarınlara sahra olurlar ve KÖK GÖK çözümlenir. Yarınlar, İLİM olur…. Bütün mesele, İLİM’e hakim olmaktır. Şimdilik!... Şimdi!... İş bu!... Şimdi!… İş bu!…

SÜPER İNSANLIK REALİTESİ

 
  Bugün 80 ziyaretçi kişi burdaydı!  
 
Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol